Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
r Cumhurıyet 8 23 ARALIK 1982 Toplumu sürekli denetleyen bir "Çagtüşı,. otoritenin varlığı her an hissedilir birtoplum İSVEÇ Bürokrasi ve seçkinlerden oluşan bir «otorite»nin iilkede yaratüğı «sürekli eğitim» ve «sürekli denetim» ortamından bir çeşit «vesayet» ilişkisi çıkıyor. Bir yanda öğreten, denetleyen, yönlendiren «200 akılh kişi» öte yanda da, bunlara uyan, ikna edilmeye hazır, uyumlu bir halk kitlesi. Yazan Ö m e r M A D R A Desen Piyale MADRA îsveçliler içkiyi stok edemiyorlar. Çünkü bir tuhaf içiyorlar. Ellerinde kaç şişe varsa hepsini içip bitirmeden rahat edemiyorlar. nedense. 0 zatnan da felaket sarhoş oluyorlar. Özellikle cuma ve cumartesi akşamları sokaklar ve metro istasyonlannda yalpalayıp duran kronik alkoliklere oldukça sık rastlanıyor. özellikle iki konu meraka değer görünüyor: Bunlar dan birincisi, «ücretliler fonu» diye adlandırılan ve işçilerin özel şirket kârlarından pay almasını ve bu şirketlerin karar alma süreçlerme katılmasını öngören yeni sosyaldemokrat tez. Karma ekonomi anlayışmda yepyeni bir aşamayı temsil eden ve ülke çapında muazzam tartışmalara konu olan bu projenin uygulanması, İsveç koşullarında ilginç bir deney oluşturabilir. îkinci konuysa, yeni hükümet programı nın yeni vergi artışları öngörüyor olması. Zaten, oran tısal olarak dünyada en çok verginin verlldiği Î s veç'te bu ek yükün altından nasıl kalkılacak? IÇKI ALMAK IÇIN MUAZZAM KUYBUKLAR OLUŞTURUYORLAR... 10w sveç'in karşı karşıya I bulunduğu bazı sorunB ları da kısaca tartışmakta yarar var. Tabii, «sorun» derken, herşey gibl bu kavramın da oldukça göreli (izafî) birşey slduğunu gözden uzak tuttnamak gerek. Sorunların başında, kolay ea tahmin edilebileceği gibl, ekonominin durumu geliyor. «Dünyanın en ileri refah devleti» olarak tu* nımlanan Isveç'in ekonomi6i, aşağı yukarı 1975 yılından bu yana gittikçe artn sorunlarla yüzyüze. Dünyadaki genel ekonomik bunalımdan tsveç'e de çokça pay düşmekte: Enflasyon oranı yüzde 8,5 dolaylanna yükselmiş; bütçe «muazcam» denilen açıklar veriyor; endüstrinin büyümesl de Almanya'da gellşen yabancı ve Türk düşmanlığı dalgası ile aynı boyut ve nitelikte değildir kuşkuözellikle İşsizlik konusu suz. Ama genel ekonomik çok önemli. Başbakan Pal ortam bozukluğunun yol me'nin de geçenlerde de açtığı olaylar olarak dikkadiği gibi, bunun toplumsal te almmalıdırlar. Aynca dokuyu olumsuz yönde et işsizliğin artmasıyla işvekilemesinden korkulur. Çün renlerin, boş olan yerlere kü, uzun sürc lşsiz güçsüz yabancılardansa îsveçlilerl ortalıkta dolanan genç a almayı yeğledikleri, bilinen damlann, zaman içinde bir gerçek. Hukuken Isveç«lumpen»leşmeleri, işi vur lilerle eşit durumda olan kır'a dökmeleri, beklenebl göçmenlerin fiiliyatta böylir sonuçlardır. Daha da kö le dezavantajlı olması da, amaçlatüsü, bu olgunun yarataca çokkültürlülüftü ğı psikolojik ortam içinde yan İsveç toplumunun yaırkçı eğillmlerln yeşermesi pısmı bozabilecek bir başka öge olarak göze çarpımümkündür. yor. £ Ücretliler fonu Altı yıl aradan sonra böyundan biriki ay önce îsveç'te bazı le bunalımlı bir ekonomik yabancılara bu a ortamda yeniden iktidara rada Ttirklere kar gelen SosyalDemokratlarm şı girişilen saldırılar, baş bu yükün altmdan nasıl kal ka bazı ülkelerde, özellikle kacağı biraz merak konusu. çok yavaşlamış: yatınmlar azalmakta; ve işsizlik artıyor. B 10 Vergi denetimi ergi! İsveç «ütopyasısnı açıklamakta kullanıîan anahtar sözcüklerden bi ri. Îsveç'te, bireysel olarak elde edilen gelirin yüzde 40'dan fazlası vergi olarak almır. Vergi ödeme ayı gel diği zaman neredeyse bütün Isveç'liler birkaç gün evlerine kapanıp gelir bildirim kâğıtlarını doldurmakla meşgul oluyorlar. Îsveç'te olağanüstü yetkilerle donatılmış, çok güçlü bir vergi müfettişlerı c.Jusu, her türlü «kaçırma» işlemine karşı amansız bir r>ücadele yürütüyor ve kuş uçurt muyor. Böylesine sıkı bir denetim, insandaki eşitlik eğilımini tatmin etmekte ve bir tür ahlâk kodunun doğmasma yol açmaktadır. Bununla birlikte, bu denetimin zaman zaman ürküntü verici polisiye tedbirler boyutuna ulaştığı da görülmemiş değil. Örneğin, geçmiş yıllarda, îsveç'in büyük sinema ustası Ingmar BERGMAN'm, ünlü sinema oyuncusu Bibi Andersson'un vergi kaçakçılığı yapmakla suçlanarak sorguya çekildiğl, vergi müfettişlerinin «baskısı» altında ikl doktorun intihar ettiği vb. hâlâ hatırlanan olaylar. rm, gösterilen filmlerin, verilen rakamların haddi hesabı yok. Bunlar âdeta bir toplumsal bombardıman niteliğinde. Üstelik, bu daha işin başlangıcı. Arkasından çok daha radikal önlemler geliyor: Yüksek alkollü lçkilerin fiyatları «anormal» denecek bir düzeydedir. örneğin, standart boyda bir şişe votka ya da viski'nin en ucuz olanı 165 Kron. yani 40004500 TL. dolaymdaydı bundan birkaç ay önce. Üstelik, sürekli olarak da zam görmektedir bu içkiler. Ortalama gelire sahip bir Isveçli için btitçeyi adamakılü zorlayan bir fiyat. Ayrıca, Îsveç'te bira dahil tüm alkollü içkiler «Systembolag» adı verilen devlet dükkânlarmda satılır yalnızca, ve yalnızca 18 yaşmın üstündeki vatandaş lara satılır. Bizdeki tekel bayilerine benzeyen bu dük kânlar, akşam saat altıda kapanır. Ayrıca, hafta sonları da kapalıdırlar. (Yakm zamana dek cumartesi gün leri öğleye kadar açıktılar, sonradan hükümet, bir yazlik deneme döneminde bun ları kapattı, halktan büyük tepki görmeyince de hepten kaldırdı.) Bu durumda, akşamları altıdan sonra ve hafta sonlarında ttim Îsveç'te bir tek damla alkol satm alma olanağı yoktur. Genellikle hayli pahalı olan lokantalarda ya da gece klüplerinde yemek yemeğl ve içkiye üç misli fiyat ödemeyi göze almadıkça, içki içme hülyasından kesinlikle vazgeçmek gerekir. Üstelik, lokantalarda bile, öğleyin saat 12 olmadan içki vermezler. Yemek yemeden bir şişe içki satın almayı da hiç deneme meli, çünkü bu şiddetle yasaktır ve Îsveç'te yasaklara genellikle sıkıca uyulur. Dolayısıyla, akşamları îşyerlerinin dağıldığı saatlerde bu «Systembolag» denilen dükkânlarda muazzam kuyruklar oluşturmuş, sabırla sırasmı bekleyen kimi sarhoş Isveçlileri görürsünüz. 0 Kronik alkolikler u yüksek fiyat politikası ile «polisiye» önlemlerin, etkili olduğu ve alkol tüketimini bir ölçüde azalttığı biliniyor. İşin ilginç tarafı, İçki dükkânlarının ancak belll süreler içinde açık olması da etkill sonuç veriyor. Îsveçliler içkiyi stok edemiyorlar çünkü bir «tuhaf» içiyorlar. Ellerinde kaç şişe varsa hepsini içip bitirmeden rahat edemiyr B POÜTİKA W Mehmed KEMAL Durmadan Kirleniyor V Cumhuriyet 23 ARALIK 1932 # Ankara zabitan yurdu Bundan nice yıllar önce Alman şa oldu. Duman, Karabürçek köyü yakmirl Goethe, «Herkes kapısının önünü larmdaki Hüseyin Gazi dağmın sade süpürürse kentin sokaklan temiz o eteklerini değil, tepesini de kapladı. lur» demlş. Kimse kapısının önünü BsklBeledıye Başkanı An Dmçer'le süpürmedigine gore, sadece sokaklar Keçiören'l dolaşıyorduk, Hacı Kadın değil, kentler de pistir. Çağımızın bir bağları üstündeki tepelere çıktık. «Dubelası çevre kirlenmesi ise, bir belası mandan kurtulan bir bunlar kaldı,» da nüfus artmasıdır. Buna nüfus pat demişti. «Önlem ahnmazsa buraların laması diyenler var. Nüfus patlaması kirlenmesi de eli kulagındadır.» Başdaha çok geri kalmış, geri bırakılmış kentin dumanlı sokaklarınaa havayı ülkelerde görülüyor. Çevre kirlenmesi kirletenlerle, kırletmeyenler birlikte de öyle. İster geri kalmış, lster geri yaşamıyorlar mı? Geçende televizyonda bir film gösbırakılmış ülkeler olsun, durmadan sanayileşme çok iyi de, yanında çevre terdller. Uzaydan gelen insanlar dünkirlenmesinı de getiriyor. Fabrikaların yadaki çevre kirlenmesini, mıkroplaartıkları, ormanlan, nehirleri, denizle rın azgınlıklarını gordüklerinde şaşırıp kalmışlardı. Uzaydan gelenler Ameriri dolduruyor. Bundan 56 yıl önce gazeteler yaz ka'yı görmüşlerdi. Ya bizim Ankara' mıştı. Atlantik'ten Akdeniz'e geçen yı görseler ne derlerdl. Gene uzbirkaç balina Italya kıyılanna geldik manların sözlerine inanacak olursak, lerinde cıva zehlrlenmesinden ölmüş Ankara on yıl sonra yaşanmaz bir kent tü. Olaya tanıklık eden bir deniz bi olacaktır. Tuhaftır, Ankara'da ahım yolojisi uzmanı şöyle diyordu: «Denlz gahım sanayi yoktur, fabrikacılık gelerin bugünkü durumunda haftada ikl lişmemiştir. Ama ihmalden çarpık kilo balık eti yiyen bir kişl, jredl yıl kentleşmeden, gecekonduculuktan kent sonra hastalanmaya başlar, oniki yıl yaşanmaz hale girmiştir. Bundan yüzlerce yıl önce Adam sonra da öliir.» Yapılan araştırmalarda, ölen balinaların ölüsü incelendi Smith ve Ricardo, «Zenginleşin, para ğinde, kilo başına 600 mg. cıva bulun kazanın.u» derkerr, Malthus da, «Amuş. İnsanm ölmesi içinse kilo başına man çoğalmayın!..» diyordu. Malthus, 24 mg. cıva yeterliymiş. Bazı bölgele insanların geometrik, besin maddelerl öbür Avrupa ülkelerine göre geri rinin ise aritmetik olarak arttığına kalmıştır ama, Italya geri kalmış bir dikkati çekmlşti. Elbette kl Malthus, ülke değildir. Italya kendi çevrelerinl insanlan değil, imparatorluğun azgınkoruyamadığına göre, varın öteki ül lığını düşünüyordu.. Malthus'dan sonra gelen bilim adamları onun teorisini kelerin durumunu siz düşünün!.. Dünyanın ve insanlığm geleceğl çürüttüler ama, çevre kirlenmesini önkaranlıktır. Bu, sadece nüfus artmasm liyemediler. Cumhuriyeti'n başlarında nüfusudan ve savaşların çıkacağından gelmiyor. Çevrenin kirlenmesi başlıca et muz 15 milyondan azdı. «On yılda onkendir. Adam Smith olsun, Ricardo beş mllyon genç yarattık» diye öğünüolsun insanlara, «Zenginleşiniz!..» di yorduk. Nüfus artımı bize kuvvetlenme ye haykırıyordu. însanlar bu sese ku gibi görünürmüş. Bazı büyüklerimiz, «Bir 15 mllyon olsak, biz dünyaya göstelak verdiler, fabrikacılığı geliştlrerek durmadan zenginleştiler. Bir yandan ririz» diye içlenirlerdi. Nüfusumuz 45 soluk almadan zenginleşirlerken, bir milyon yaklaşmıştır, yüzyıün sonunda yandan da durmadan çevreyi kirletti 6070 milyonu bulacağı tahmin ediller. Çevreyi kirletenle, çevrenin kir mektedir. Nüfus artımı uygarlık ölçülenmesinden haberi olmayan sanki ayn sü olmaktan çok oldu çıkalı. Elli yılı aşkm bir süredir halkımızın yüzde elayrı dünyalarda yaşıyorlarmış gibi... Başkent Ankara birdenbire kir Usini okuryazar edemedik. Ettikse bilenmedi, durup dururken dumana bo le yüzde ellisl geride duruyor. Suları ğulmadı. Bırakm çok gerileri, 1015 yıl akmıyan, elektriği kesilen, yakıtı gtiçönce bu durumu haber verenler çıktı. lükle sağlanan, sokaklan kirll, caddeŞinasi Özdenoğlu dostumuz, «Bu kir leri trafik yoğunluğundan geçit verlenmeyi ve dumanlanmayı haber ve yen bir ülkede yaşıyoruz. Arabası olan da, dolmuşa, otobüse sığman da trafik ren benim» der. Dr. Celal Ertuğ, «Ben..» Her lkisi sıkışıklığında aynı tıkamk caddede eli de yıllar önce haber verdiler dinleyen kolu bağlı pineklemiyor mu? Çağdaş olalım deniyor ya, çağdaşlık oldu mu? Benim çocukluğumda Çankaya, Etlik, Keçlören, Dikmen sırtlan alışkanlığımıza girmiş olan bu dertleren havalı yerlerdi. Şimdi oturulmaz den kurtulunca olunuyor. A Trafik suçu slında, toplumun böylesine «sıkı» biçimde denetlenmesi ve «gözetilmesi» yal nızca vergi alanında kalmıyor, tam tersine çok geniş bir alana yayılıyor. Hükümetlerin, sosyal reformları yürütmek için aldığı önlemlerin olağanüstü boyutlara vardığı söylenebllir. örneğin, trafik suçlan çok ağır yaptırımlarla cezalandınlır. Güzel bir sohbet sırasmda üçünctt kadeh şarabmızı da içtikten sonra arabayla giderken yol da polise yakalanırsanız, bir süre için ehliyetten olduğunuz gibi, muazzam bir para cezasına çarptırılmamz, hatta bir süre hapse girmeniz pekâlâ mümkündür. Îsveç'te otomobile bir çeşit öldürücü silah gözüyle bakıldığı için, sarhoş araba kullananlara da profesyonel birer katil muamelesi yapıldığını söylemek abartma olmayabilir. Radyoda ve basında da yıllık trafik kazalarına ve bu kazalar da ölenlere ilişkin istatlstikî bilgiler verilir sık sık. (Bu arada, Isveçlllerin her türlü lstatistiğe «korkunç» derecede düşkün olduklarını da belirtmeden geçmeme li. İsveç, modern anlamda istatistik tutma işine dünyada ilk başlayan ülkelerden biri. Ve yarısı ormanlarla kaplı olan bu ülkede, «tnevcut ağaç sayısımn bilindigi» rivayet ediliyor (!) A Anhara 22 (Telefonla) Ankara zabit yurdu bugün saat ]6.30'da B.E.H. Reisi Müşur Fevzi Pş. Hz. tarafından açılmıştjr, ^ , Merasimde Başvekil İsınet Pş. Hz., hükümet erkânı ve butün askeri ümera ile bir çok zabitler hazır bulunmuşlardır. Yurdun açılmasını muteakıp Millî Müdafaa Vekili Zekâi Bey şu nutku irat etmiştir: « Müşur Paşa Hazretleri. Selefim Abdulhalik Beyefendinin himmetlerile ve hükümetin yukseK muzaheretlerile vucut bulan Ankara zabit yur dunu bizzat açmak lutfunu gösterdiği nizden dolayı Millî Mudafaa Vekâletinin minnet ve şukranını derin saygılarımla arzederim, Millî Müdafaa Vekâleti Büyük Başkumandanın ilhamı feyzile vücude gelen ve zabitlerle askeri memurlar arasmdaki meslek birliğini kuvvetlendirecek ve toplu yaşayış bilgisini arttıracak olan bu müessesenin Cumhuriyet müdafaa teşkilatmda yeni bir terakki adımı kaydettiğini görmekle bahtiyardır. Şüphesiz Cumhuriyet ordularımn en büyük ve parlak talihi, olanların ba şında Büyük Gazi'nin ve Büyük Gazi' ye niyabeten bizzat bulunmamzdır. Cumhuriyet ordulan bugünKü inkişaf ve kemalini onun şeref veren ve ihya eden yüksek himayesine ve sizin kuv vetli idarenize borçludur. Buyük Gazi'yi başlannda tutmak mazhariyeti Cumhuriyet ordulan için ebedi kalacak ve onlar daima vatan sevgisini temsil hususunda Türk nesillerine rehberlik edecek ve Türk tarihine şeref vereceklerdir. Arkadaşlanma tebşir ederim, Ulu Gazi'miz Zabit Yurdunun hâmi reisliğini ve B.M. Meclisi Reisi ile Başvekil Paşalar Hazeratı zatı devletleri gibl fahri reisliğini kabul buyurmuşlardır. Bu hepimiz için mazhariyettir. Müşür Fevzi Paşa Hz. şu sözleri soylemiştir: Başta Büyük Gazi'miz ohnak uzere Cumhuriyet hükümetimizin, ordulanna armağanı olan bu yurdun ya pılmasından dolayı bütün arkadaşlanm namına derin teşekkürlenmi arzederim. Bu işe başlamış olan Abdulhalik Beyefendiye ve muvaffaJdyetle bitiren Zekâi Beyefendiye ve emeği ge çen bütun arkadaşlanma aynca teşek kür ederim. Kara, deniz ve hava ordulanmızın kıymetli zabitleri için burasının hakiki bir neş'e kaynağı ve ayni zaman' da bir şeref ve bilgi yuvası olmasım dilerim. Bu açılmada lutfen bizi şereflendiren Başvekil Pş. Hz.'ne, meb'us arkadaşlanmıza ve zabitan arkadaşlanmıza teşekkürlerimizi aynca arzederim.» # Şarapçıların şikâyetleri Şarap tüccarlan İnhisar idaresinden şikâyetçidirler. Şarapçılann iddialanna göre imalattan hasıl olan soma lar (45) kuruşa mal olduğu halde inhisar idaresi bunlan azamî (18) kuruşa satm almaktadır. Bu hal şarap âmil lerim mutazarnr etmektedir. Bu mes'eleyi dün İnhisar İdaresi nezdinde tahkik ettik. Aldığımız malu mata göre, şarapçılar her sene imal ettikleri şarapların bîr kısmını satamamakta, bunlann bozulan kısmını soma halinde İnhisar idaresine satmak ıçin müracaat etmektedirler. İnhisar jdaresinin tüccar elindeki somalan sa tın almağa bir mecburiyeti yoktur. Fakat sırf amillere yardım olması için maliyet fiatma göre satm alınmakta ve satış keyfiyetinden evvel tüccann muvafakatinin inzimamı suretile kıymet takdir edilmektedir. Binaenaleyh, İnhisar idaresinln şa rap âmillerini ızrar edecek şekilde bir hareketi mevzuu bahis degildir. lar nedense. O zaman da felâket sarhoş oluyorlar. ö zellikle cumacumartesi akşamları, sokaklar ve met ro istasyonlannda yalpalayıp duran, bazan ortahklara kusan «kronik alkolikler»e oldukça sık rastlanıyor. Ayrıca, 2000 krona satılan özel âletlerle evlerinde ucuz şarap imal edip, bununla kafayı bulan Isveçlilerin sayısımn da bir hayli fazla olduğu söyleniyor. Kanunen şiddetle yasak olmasma karşın, Isveçlilerin «meşru» saydığı bir uygulama bu. Benim, sorun olarak asıl üzerinde durmak istediğim nokta, alkol ya da bir hayli yaygın olduğu gözlenen uyuşturucu madde alışkanlığı değil. Belki bundan da önemlisi, bütün bu alınan önlemlerle, sürekli olarak halka en doğru'nun, en iyinin, en saglıklının ne olduğunu öğreten, sürekli oîarak yön gösteren bir «otorit >nin (belki bir seçkinler topluluğu da diyebili riz buna) varlığının her an hissedilmesi. Îsveç'te sabah kahvaltı etmek üzere masanın üzerine konan iki litrelik büyük süt kutusunun üzerine İsveç ve dünya tarihi, kültürel meseleler vb. basılıdır; süt kutuları bir «halk ansiklopedisi» halinde imal edümiştlr. Gene Îsveç'te emeklilere ^ve yaşlılara, nasıl «taharetlenmele ri» gerektiği aynntılı broşürlerle öğretilir. Stockholm'ün hayvanat bahçesi ve kültür parkı olan Skansen'de, gezilecek binalarm hepsinin kapısında şöyle levhalar vardır: «Dcn durma? Cola Cola? Sigara? Bunlann hepsi iyi, güzel şeylerdir belki, ama açık havada olmak şartıyla!» A Sürekli eğitim (cjünOn ilanlari) 0 Park Otel Noel ve yılbaşı reyonlan için hazırlanınız. Hususi supe 2 % lira. Zengin kotiyonlar, Dansig. Sofralann evvelden temini rica olunur. Telefon 44920. # Müjde Zabitan ve memurine müjde. Portatif sandalyeler yılbaşma kadar reklam fiyatı olarak 360 kuruşa yalnız mağazamızda satümaktadır. Asri mobilya meşhert GRAFÎKER BOLU şte, böyle bir «pedagojik» ya da eğitsel üslup içinde halka duımadan blrşeylerin öğretildiği, yol yordam gösterildiği bir yer İsveç. Bürokrasi ve seçkinlerden oluşan bu otoritenin ülkede yarattığı bu «sürekli eğl tim» ortamı, aynı otoritenin kuıiuğu «sürekli denetim»le bütünleşiyor. Daha önceden sözünü ettlğim vet gi denetiminin yanı sıra, herkesin hakkındaki önemli bilgilerin merkezl bir bilgi bankasmda toplanması ve Îsveç'te oturan herkese verilen «kişl numarası» aracılığıyla bu bilgilerin lstendiği anda gözden geçirllebil mesi; uyuşturucu madde alışverişini denetlemek amacıyla örneğin Stockholm ün tam merkezindekl ana meydanm sürekli olarak ka meralarla gözetlenmesl ya da benzer amaçlarla telefonlarm dlnlenmesi, vb., bu «denetim agı»nm önemli bazı öğelerini oluşturuyor. Yani, Îsveç'te «vıır deylnce öldürüyorlar» sanki biraz. Ve tabii, bütün bunlardan bir çeşit «vesayet» ilişkisi çıkıyor: Bir yanda öğreten, denetleyen, yönlendiren «200 akılh kişi», öte yandan da, bunlara uyan, yönlendirilmeye kendini açık tutan, ikna edilmeye hazır, u yumlu bir halk kitlesi. Evet bu tsveç'e karşı y6neltilebilecek en önemli eleş tirilerden biri. Ama «Dünyanın en İleri refah devleti» sıfatmı kazanmak kolay değil kuşkusuz: Herşey gibi bunun da bir bedell olmalı. Olağantistü denebilecek bir gelişmişlik düzeyini, eşitlikçi bir düzen içinde gerçekleştirebilmenin ka çmılmaz bedeli budur belki de. Bir de şu var: Öylesîne katakulliden uzak, öylesine saf bir halk ki bu İsveç halkı, onları her an koruyup gözetecek bir «bürokrasi» doğmamış o!:aydı, belki de «dış dünyadan» gelecek binbir türlü kötülüğün istilâsına uğrayarak, silinip giderlerdi yeryüzünden. î LA N T.C. SirNGURLV ASLİYE HUKUK HAKÎMLÎĞİNDEN Sayu 1081/170 Davacı Fadime Kuyucak vekili tarafından Sungurlu ilçesi Çavuşçu köyü hane 24'de nüfusa kayıth kocası Mustafa Kuyucak aleyhine lkame ettiği geçimsizlik nedeniyle boşanma davasının yargılaması sırasmdaDavalının halen hükumlü bulunduğundan vaslsi Sungurlu Çavuşçu köyünden Mustafa oğlu Haydar Kuyucak'ın adresine tebhgat yapılamadığı, zabıtaca adresinin tesbit edilemediğinden, tlânen tebligat yapılmasına karar verildiğinden dururmanın bırakıldığı 21.2.1983 günü saat 9.30'da adı geçen Haydar Kuyucak'ın hazır bulunması veya kendisinl bir vekille temsll ettirmesi gelmedlği takdirde adına gıyap karan çıkartılacağı dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilânen tebllğ olunur. (BaSlO: 26719) ; 8770 ÎLAN BAKIRKÖV 2. SULH HUKUK HAKİMLIĞİNDEN Dosya No: »82/912 Bakırkby, Yeşilbağ, Çınar mah. cüt: 10/7, •îahife: 41 v e hane: 38'de nüfır sa kayıtlı 28.2.1964 doğ. Zelkif Serbest haclr altına alınarak kendısine babası Yusuf Serbest vası olarak tayin edilmiş bulun maktadır. Işbu karara itirazı olanlann ellenndeki belge ıle kanuni süresi içinde mahkememiz dosyasma başvur malan llanen tebliğ olunur. 20.12.1982 (Basın: 13383) 8772 KORU OTEL öjans deneyimli UES.YQT.GSAmezunu GRAMKER ve GRAFtKER YARDIMCItARI ajans deneyimli SEKRETER aranmafetadır. landevu için,44 92 95 ırfiıtı» P»m rtJBOa TL. CumıPuv S.BOOTU PanrPar«amba 11.SOO TU. CumartasiPazar 5.500 TL.» Tdlıriım •ankaaı ABANTOTEIİ OunM.Pa TL. 11.BOOTL. ene, Îsveç'in en büyük sorunlarından biri olan alkol ve uyuşturucu madde ahşkanlığını önlemek İçin alınan önlemler de insanı şaşırtan bir boyuta ulaşır. Bu maddelerin zararları ve insanda yaptı£ı tahribat ko nusunda sanılan yayınla ® Alkol pahalı G SaglıklıYaşam Huzur lcinde BirTatıl Özel qtobüs,tüm yemeklöı Ortur ikrarnları.servıs ve Vtergiler f latlanmıza dahıldir. BARBAROS BULVARI 3Jİ/S SEKRETER BEŞ1KTAŞ T * 6110 74 8122 81 61 C26 ttx 2610J YARIN: Stockholm'de bir gün....