Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 ARALIK 1982 KÜLTÜ R Y A Ş A M Cumhuriyet 5 Dünya ozanlan "Savasa karsı savas,, actılar PARtS (A.P.) Geçtiğimiz hafta sonu Sovyet ozanı Andrey Voznesenski, Amerlkalı ozan Allen Ginsberg ve dünyanın çeşitli ülkelerinden ozanlar, UNEÖCO'nun Paris'te dflzenlediği şiir okuma günlerlnde bir araya gelerek «savaşa karşı savas» açmayı kararlaştırdılar. Aralannda Voznesenskl, Ginsberg ve Pillstinll ozan Mahmut Derviş'in de bulun duğu yirml ozan, stlahlanma yanşma son verilmesini Isterken, duygu ve düşüncelerini okudukları şitrlerlyle dile gettrdiler. Andrey Voznesenski, UNESCO'nun Paris'teki merkezlnin ana salonunda toplanan Izieyicilere. Boris Pas ternak'ın da Paris'e kırk dört yıl önce benzer bir amaçla geldiğini, yazarlarm faşlzmin yükselişine karşı düzenledikleri Kurultaya katıldığını anlattı. PlHstin'ln ünlü ozanlanndan Mahmut Dervlş Ise, «Ne kadar küçük şn çiçekler / Şu kan deniziyse ne kadar büyük / Bu çölde hiç bir çiçek / Sizin kanmız kadar değerli değildir» diye başlayan hir şiir okudu. Ginsberg, Voznesenski, Derviş ve öteki ozanlar, bu «savaşa karşı savaş» gösteterisini önümüzdeki hafta Milano ve Amsterdam'da yineleyecekler. Devlet Konservatuvarının cilesi ve cok basarılı iki konser İstanbul Devlet Kon servatuvan on yılda dört bina, dokuz müdür değiştirdi. Artık sıra, yülardır projesi yapıhp yapılıp unutulan gerçek konservatuvar binasına geldi. Filiz Ali LASLO stanbıü Devlet Konservatuvarı kurulalı on yıl oldu. Bu on yılda, ciört bina, dokuz da müdıir değiştirdik. İlk binamız Etilerde bir ilkokul, ikıncisi Akatlarda bir başka ilkokul, üçüncüsüyse, Gümüşsuyu' nda bir apartmandı. .Sonunda Yıldız Sarayı külliyesinin en harap binası olduğundan iug kuşku duymadığımız eskl Polis Okuluna taşındık. Bu binada da laf aramızda, Yıldız U niversitesi'nin gözii olduğunu bilmıyor değilız. Neyse kı, artık Mimar Sinan Üniversitesi Giizel Sanatlar Fakültesine bağ lanmış bulunuyoruz. Bu birleş menin her iki taraf için de hayırlı olmasım yürekten dileriz. Belkl de artık, yıllardır projesi yapılıp yapılıp unutulan gerçek «Konservatuvar» binası inşa edilip, bıtene kadar, taşınmamayı beceririz. Bu taşmmalardan en çok Ba le Bölümü ve Piyanolar zarar gördü. Bale eğıtımi için gerekli stüdyolar, her taşındığımız binada, binbir güçlükle hatta veli yardımlanyla yapılmak zo rundaydı. Başka bınaya geçıldiğinde, stüdyolardaki aynalar sökülebilse de (hoş, aynalar ta şırarken kırılırdı ya) yer döşemeleri olduğu gıbi bırakıhyordu. Bu yüzden bale salonlan döşeme işlemi her yenl bi nada tatn dört kez yenllendi. Mirasyedi miyiz neyiz? Kuyruklu ve kuyruksuz pıyanoları. mız da oradan oraya taşına ta şma epey ihtıyarladılar. Bütün bunlar, îstanbul Devlet Konservatuvarının on yıl içinde geçirdiği zorluklann bir bölümü. Türk ulusu garip bir ulus. En olmadık koşullarda en olmadık lşleri becerebilıyor. 2 viyolonsel piyano sonatı ve op. 11 No. 4 keman, viyolonsel piyano üçlüsü vardı. Gerek müzikal anlajnş ve beraberlikleri, gerek teknik ustalık edinme yolundaki isabetli adımlanyla her üç genç de övülmeye değer. GENÇ VİYOLONSELCt ÎHSAN KARTAL'IN BAŞARISI On Aralık cuma günü 1982 IDK viyolonsel yanşması birincisi Ihsan Kartal, IDSO eşIiğlnde ve şef Ervln Acel yönetiminda Antonin Dvorak'ın vüoyolonsel konçertosunu yorumladı. Kartal, ilk kez bUyuk orkestrayla konser veriyordu, alnının akıyla bu sınavdan da geçti. Kusurları yok muydu? Elbet vardı ama sanınm o biz den daha iyi biliyor bunlarm neler olduğunu. Burada, sırası gelmişken, orkestramızın son konserlerda soloculara destek yerine köstek olöuğunu gözlediğimizi de belirtmeden edemiyeceğlm. Suna Kan gibi sağlam ve doneyimli bir sanatçı için orkestranın desteğinl koparması o denll tehlikeli olma sa da, genç ve deneyimsiz soloculan orkestra desteğinden yoksun bırakmak, hatta onlann akıllarını karıştıracak aksaklıklan surdürnıek biraz insafsızlık sınıfına giriyor sanınm. Evet, prova gün ve saatlerl yetersiz, bütün olanaksızhklan az çok biliyoruz. Amma... Saloculara da acıyın biraz, ey orkestra Uyeleri... SAÎM AKÇIL'IN RESITALLERt îstanbul Devlet Konservatuvarı öğretim üyelerinden kemancı Saim Akçü, uzun yıllar Avrupa orkestralarmda başkemancılık yaptıktan sonra, üUce sine kesin dönüş yaptı. Bu ka ran, artık konser vermek isıediği için verdigini söylüyor. Akçıl. Gerçekten, hele Avrupa' da orkestra üyesi olmak, ken dine zaman ayıramamak demek. îşte şimdî artık Saim Akçıl kendine zaman ayırabilip, bol bol konser verebitecek. Geçtiğimiz haftalarda birincisi Avusturya Kültür Ofisinde, ikincisi AKM Konser Sa lonunda olmak üzere iki resital veren kemancımıza, yine IDK öğretim Üyelerinden piyanist Seher Tannyer eşlik etti. SOTUT RESME EL SÜRMEM Böyle diyor a h a t Burak ve sürdüriiyor: «Soyut resmln en jellştiğl bir ülkeden, bat geleneğüıin serplldlğl bir yerden geHyomm. Yan ve hat büyüler beni... I Plastik Sanatlar'da S. Simavi Ödülü sahibi Cihat Burak ile öykülerİ resimleri ve %/ • dair vasama Tomris UYAR Isterseniz, öyküvle resmln çakıştığı, keslştiğl verden baka hm dünyanıza: «Yalnızlık»tau. «Duvara çakılı bir mıh gibi yapayalnızım» (1) diyorsunuz, «hem de tenba olusunu sevdim buranın» (2) diyorsunuz bir meyhaneyl anlatırken. Hele hele «bu, tıpkı lnsanın kendl keııdinin içinde kiracı olarak yaşaması gibi> (3) diye iç burkucu bir benzetme yapıyorsunuz. Bir yaunz kalma isteği mi bu, yoksa valnız bıraküma yakuusı nıı? Yalnız olma isteği gibi ge liyor bana. Bir örnek vereyim. Bursa'da bir buçuk V kadar U kaldım. Aynı evi pajlaştığını kışinin dışmda hiç kimseyi ta nımadım. Belki insana yakm değilim, dost ahban edinemi yorum kolaylıkla. Ayhan Bozfırat sormuştu bir zaman: «Yal nızlığa mı, oynuyorsunuz?» demişti. Değil. Ben böylevim. Sizi kendi özel bölgenizden, tspanyolca deyişle «querenciannızdan çıkartmanm çiiç lüçünü baştan biliyordum. Asık yüzlü, çeklngen. Insandan kaçan biri izleuiml uvandınyor sunnz çevrenlzde. Ama benim de ona göre silahlanm var. ö r neğin birinin sesini teype almada utangaç oluşuın. Şimdi inanma\tacaksuıız. Çok iyi bir fotoğraf makinem var. Glttiğim yerlerin mimarl özelliklerini yakalamada kullanmaya çalışıyorum. Bir türlü olmuyor, fotoğraf hep boş çıkıyor. Sizin öykülerlnizi hep bir mimarl içine yerleslirme özelliğinlze değuıeiim sündi. Öyküde kurgu olarak mı, mimariyi kastediyorsunuz? Hem kurgu olarak. hem de mekân olarak. «Bir köşede üzerlnde karpuz lambaları duran bir konsolun üstü toz toprak içinde ku.ular, ampuller ibrişlm vumakları, Sevr vii kahve takımları dolu. Eseri tsfanbul büyük bir vazo nun içinden yapma çiçelder sarluyor...» (4). Burada ayrıııtılar, öylcüyü bezeme. alımlı kılnıa adına kullanılmıvor bence, kapaMarı bir dönemi belirlcmede işlevsel oluyorlar... Ama özcllikle eski öykülerinizde Edgar Allan Poe'nun karabasanlarla yüklü dünyssı var. Bulantı'da sözgeümi. Bu öykü!er le 1955'lerdeki fantastik resim çah^malarınız arasında bir koşutluk var mı? J BASARILI SANAT ELÇtMİZ Kemancı Saim Akçıl, nznn yıltor Avrupa orkestralannda çalıştıfetan sonra yurdnua döndtt ve başanlı sanat elçünlz Istanbul'da İM konser verdi. DUşUnün bir de koşullar elverse kimbilir neler yapabileceğiz. Nitekim, son iki yıl içinde geçmiş on yılın veriminin en iyi örneklerini görünce, hepimizin koltuklan kabardı. IDK' nın en büyük şansı, eğitim kad rosunun gerçekten üst düzeyde olmasından kaynaklanıyor. Zira Ankara'nın kirli havasından kaçan bazı değerli Ankara Devlet Konservatuvarı öğretmenleriyle tstanbul Beledı. yo Konservatuvannın, îstanbul Devlet Senfoni Orkestrasının Opera, Bale ve Tiyatrosunun bazı değerli sanatçılan okulumuzun öğretim kadrosunda yer aldılar. Geçtiğimlz yıl (1981), okul yönetiml ve sanatçı öğretmenler bir Dlusal Keman Yanşma sı düzenlediler. Yanşmaya, An kara, îzmir ve İstanbul Konservatuvarlarmdan genç kemancılar katıldı. Birinciliği îs tanbul Devlet Konservatuvarın dan Gürcan Tüyel, İkinciligi yi ne IDK'den Zeynur Erengönfil üçüncülüğü tzmir Devlet Kon servatuvan ve Orkestrasmdan Şebnem Edgü kazandı. Yanşmanın uyum İçinde geçmesinden yüreklenen okulumuz, bu girişimi her yıl değişik dallarda sürdürme karan aldı. 1982 kasımında sonuçlanan Viyolonsel (Çello) yarışmasında birinciliği IDK'den thsan Kartal, lkinciliği Ankara Devlet Konsarvatuvanndan Gülgfin Akagün ve üçüncülüğü tzmir Dev let Konservatuvanndan Musta fa Demiröz kazandüar. Bu yanşrnaların birincilik ödülleri arasında, İDSO ile verilecek bir konser de var. Gençlerîmizi yüreklendirecök ve başanlarmda destek olacak örnek bir girişim doğrusu. 1981 keman yanşması birincisi Gürcan Tüyel, 1982 viyolonsel yanşması birincisi İhsan Kartal ve IDK Piyano Bö lümü son sımf öğrencilerinden Sevg! Tongnr, 8 aralık 1982'de Avusturya Kültür Ofisinde bir Beethoven konseri verdiler. Programda op. 12 No. 1 keman . piyano Sonatı, op. 5 No. Dede Korkut'un Sırpca çevirisi ödül aldı Küitür Servisi Kasımm son gününde Beagrad'da, Sır bistan Çevirmenler Birliği bir toplantı düzenledi. Toplantıda çevirinin önemi vur gulandı, ayrıca Sırp edeblyatmın Türkiye'de tanıtılmasıyla ilgili bir de rapor sunuldu. Son olarak geleneksel çeviri ödülleri dağıtıldı. Bu yıl ödül alanlar arasmda, Türkçe'den yapılmış çevirileriyle ünlü Dr. Slavolyub Cincl de var. «Kniga Dede Korkuta» (De de Korkut Kitabi) çevirtsiyle «Miloş N. Curiç» büyük çeviri ödülünü aldı. İSTER O YÜZDEN yAYINLAMANUARDA 8EM;M B".L£>;Ğ;M KAR\ DENJLEN V & R D E . VÛCUOUN AıTıNDA K. DEG.L Ü 5 T Û N D E K . Ressam Balaban Almanya'da sergîaçacak Kültür Servisi Ressam Balaban gelecek yıl Almanya'da sergi açacak. Erlangen Belediyesi Kültür BölümU yönetmenliğinden gelen bir mektupla önümüzdeki günlerde Almanya'ya çağrılan Balaban, sergi tarihlerinin saptanmasından sonra Erlangen'de, ardmdan da Almanya'nın öteki kentlerinde resimlerini sergileyecek. KİMKİME DUMDUMA Evleneceğîm todı aibi edebiyat fabultesınden Behic AK Denfze girmeyf pe|? sememclî... Çünfeü uzme Duke Ellington'ın yapıtları büyük para getiriyor Kültür Servisi Edward Kennedy Ellington ya da btitün dünyada tanındığı adıyla Duke Ellington sekiz yıl önce, 1974de ölmüştü. Ama anısı sanki kendisinden öç alırcasına sürüyor. Ünlü cazcı Duke Ellington' m yaşam öyküsünün, bestelerinin satışı ABD'de nerdeyse otuz milyondan fazla gelir getiren büyük bir 1§ alanı durumuna geldi. Bir plak yapımcısı, bir Broadway şovmeni ve iki de film yapımcısından oluşan Ellington Projesî adlı bir ortakhk, bestecinin bütün yapıtlarının bütün dtinyadaki hakiannı elinde tutuyor. Bu da, ünlü müzikçinin üç bin bestesinin sahnede, televizyonda, sinemada, plakta ve video kasetlerlnde kullanılmasma ilişkin bütün hakların bu ortaklığm elinde bulunduğu anlamına geliyor. Son olarak, Duke Ellington'ın otuz kadar tanınmış bestesinden oluşan «Görmiiş Gecirmiş Hanımefendiler» adlı bir revü gerçekleştirlldi. Broadway'de yirml aydır sürmekte olan revü bugüne kadar 20 milyon dolarlık glşe hasılatı yaptı. Aynı revü Los Angeles'de de sekiz ay süreyle sahnelendi ve 10 milyon dolar dolayında gige hasılatı getirdi. Bu arada, hazırlanan poster, tişört ve daha başka eşyalardan da 1 milyon dolar kadar gelir elde edildi. «Görrnüş Geçirmlş Hanımefendiler» adlı revü daha. sonra Las Vegas, Lond ra, Japonya ve Avustralya1 da da sahnelenecek, HAjBakyfelasil?muzıqidf ve pilavdan İLE EVLtNbBİLbLLEROİ 30 cejii reprodüksıvon 20 Tl ' YENlYAYINLAfl Ankara cad. Göncer Han 45/11 (Vılayellorşısı)Cajalcğ'uIst Tel262310 •URÂRTSANAT GALEHİ3» TEBRİKKARTIARI + .Çoulcbustan alölvcsıvcaaknşv Bağriat Cad No 256 lANINMISRESSAIVlLARIMIZDAN GALATA SANAT GAUERİSİ DOGANPAK.SOY Ream Sergisi 10 Aralık 10Ocak TOnel Meydanı TOnelPasajı B Blok 9/2 T e l : 493551 SanâtGalerisi İBRAHİMSAFİ resim sergisi 21 ARALIK10 OCAK MatıCad264K«Mc«y tel.: 3715 31 NURİ İYEM resim sergisi 22 ARALIK11 OCAK ntvldrı CAD «• I»KI}MIT*$I.ISI*NBUI ŞEIMOLYOROZyj RESİM SERGİSİ 223Arahk LEVENTAR» Resim Sergisi ,18Arahk7Ocak Pazar hariç hergün açıktır. >\Ö\tT SVSAK.MJRİSİ RESİM SERGİSİ 1630 araJik Taksim Sanat Galerisi TDNCELDOâBI Resim Sergisi 1631 Aralık Tel: 58 87 98 ken sorulardan biri de budnr, biliyorum. Yok efendim. Sayayım. Bir kere hikâyesiyle beni etkileyen ressamlar vardır: Yakup Peçenek... Yakup Peçenek çok yoksul o zaman, çok da çocuk lu. Ankara Teknik Üniversıte Kampüsü'ndeyiz, Emin Onat var, Sedat Hakkı Eldem var, Paul Bonatz var; Hillinger, Emin Onat'a önermis, Peçenek'e bir fresk ısmarlanması için. Peçenek'e ne istediği sorulduğıında şu yaıııtı almıslar: «îki araba kum, bir araba kireç, biraz da toz boya.» Onat'ın on dan sıtkı sıyrumış bu yanıttan sonra. Oysa... Malik Aksel'in çabası öözeliikle saygıdeğerdir. Avni Lifıj'ın resmi alış tarzı... Emp resyonizmi getırenleri pek sevmem ama Nazmi Ziya'yı sayabılirım. Usküdarlı Hoca Ali Rıza'yı. Ben belli bir çap arıyorum resimde. Sonrakilerde, Ben dahil aradıgım şeyi bulanuyorum. Sevemiyorum bizleri. Sozün gelişi bana neden işçı kövlü rosimleri çizmıyorum diyo sorarlar. Cok iyi bil4^ Oyküyü de resmi medığim, içinde vasamadığım de proje yapar gibi bir ortamı asla çizemem. Karanlık kent sokaklanele ahnm. Mimar nı, tçkievlerini, boş gözlerle ba olmasaydım belki kan, hep acınıa acınılma, kıy vönetmen olurdum. nıa • loyıhna sınınnda dolaşan bireyleri anlatıyorsunoz. So Oykuyu de resmı de pro yut resim hîç çekti mi slzi? Soyut resme el sürmem. je yapar gıbi ele alırım. MıSoyut resmin en geliştiği bir mar olmasaydım, ne bıleyım belki de yonetmen olurdum, o ülkeden, hat geleneginin serpil eeliyorum yun sanneiemek ısterdım. Sıne diği bir üîkeden ben. Yazı ve hat, btivüler beni. ınayı da çok severım ama gıdemıyorum. Ya yanlış büet a Başarılmış bir sovut resim lıyorıun, ya yanlış saatte gırı göreni coşturur Bir zaman, yorum. (Cıhat bey, bu dalgın LPopold Le^'nın, onca yapıt içinden Karahisari'nin hattını lıgı yuzünden butun bir pazar seçmesini başka nasıl açıklaya gıinunü yitırmiş geçenlerde) Okul yaşamım süresınce tarıh, biliriz' Ta bugünün mavası? lesım ve edebiyat dısında hıçBugünün mavası tutmus sabu: dersi sevmedim. Gecelerı, Larousse okurdum evde, an yılmaz. Halkm kendi arasında nem kızardı, dersuıe calış der bir çeşit «kod» niteüSi taşıyan di ama benim dersım oydu ış desenleri, derin anlamlan bite. Sonra Akademının bırmcı rer renk, birer leke çibi görsmıfındayken ögretmemmiz meye inanmıyorum. Bu tür ça Marcel Odetta, beni Edgar Poe balarda «anlatma» isteği «anile tanıştırdı. Baudelaıre'm sırf lamanva hep baskm cıkıyor. Poe'yu anadiline cevırebılmek Gelelim cardon!ara. «t:\lt Içm Ingılızce oğrendıgını anDONLAR ara sıra daîrelerfnin lattı. Kütüphane mudurümüz önünde bekliven arahalanna bi de Ahmet Muhıp Dranas'tı. On nin Emlrgân'da çav îcmeye gilar aracılığıyla Poe'yu tanıdım diyorlar.» (5. ve o dünyaya gırdun. HaklısıCardonlar, kültürümüzü tehnız, resımde de öyküde de du dit cden bir türediler suııfı mı? pedüz eüüledi bem. Ozellikle Kedüer, eninde sonunda bo«Olağandışı Oyküler» ve «Les yun egecek ml onlara? Yani Paradies Artifıcıels». bir gün teslim mi olacağız car Eski mimariyi ve eskl dü donlara bu gidişle? sceni kemirip bitiren «gemi as Hiç kuşkunuz olmasm. lanları>na geuneden bir nıola Ya siz? Son resimlerde ne> verelim istersenız. Kedllerae. den cardon yok hiç? Gelln buradan i'akup'a gidip rakı içelim. ® Fotoğraftan çalış Benim Beşiktaş'ta kuhi bir meyhanem vardır. Ama omayı sevmiyorum, nu başka bir gıine saklasak da çüııkü fotoğraf seçolur. İ'akup'a gelmenıizin birne meli bir sanat değil, deni de benim çizmeyi aşmak resimse eleyicidir. zorunda oluşum. Resminizi de konuşmak zorundayız çunkü. Hemen ber öykünüzde. ber res Buyuk bir resim taminizde var kediler. Kadınlar sarlıyörum ondan. Ben resme la bütünleşco, sizce kimi zauzun uzun hazırlanınm. Bana man vahşi, yırtıcı olan, kinıi sorarsanız, msan resim yaparzaraan da okşanınca ronronlaken ayağını sağlam basarsa, yan kadınlar. Nedim Güıısur' deformasyonu da sağlamdır. ün evınae bir kedı resnıınız var Dokümandan, modelden yola dı hiç unutmam. Aksam sofra çıkmayı seven bir ressamım. £"o sı kurup erkeğinln yolunu bek toğraltan çahşmayı sevmiyoliyen bir kediydi, \anilnnyor rum, çunkü fotoğraf seçmeci sanı Ermeni asılbydı, ona Hay bir sanat değil, resimse eleyiffanoş aduıı takmıstım, Nedim cidir. Bey de uygun görmüstü. Gelelim size (bu arada Bana kadınlarla kedıler, Maltepe'ye rakılara teşekküryapı bakımuıdan benzeşirler gi ler). Galerici dostlardan öğrenbi gelir. Kedı bağımsızdır, özdiginı kadanyla, Batı'da iiniengürdür, yukardan bakar, hıçnıek icin hiçbir çaba güsterbir şey öğrenmez. Öykülerdekı miyornıuşsuouz Tirvakileriniz Pamuk'u tanıyorsunuz. ötekiyetiyor mu size? leri de. Bir de... Edremıt'te Kişının yapısı, vaptığı işın hastane binası yapunında çaönünde gelmelıdir. Ben memur lışırken (1949'lar) her akşam tipli bir adamım. Resim yaptısarman bir kedı gelir. evi te£ ğım, öykü yazdığım hiç anlaşü tiş edip giderdi. Sonradan öğmaz. Ama hep kurarım, telaş rendim, evden ayrılan ev saetmem. Uzun süredir bir not hlbinin kedisiymiş. lar sergisi düşunuyorum Hır resim tek başına bir resim deBana kalsa, çok daha fazla kedi çizerdim. Ama resimleri ğildir kı, ön çalışmalan onu gerçek kılar. Bu ön çalışmalamin satılması için vapıyorum sanmasmlar diye çızmıyorum. rımı sergılemek, sizin deyışiUtanıyorum. Biliyor musuııuz, nizle tiryakılerime armağan et mek ne iyi olur. Çok konuştum çamurdan erkek yoSurabilırim de kadm ve kedi vogurmayı, ben bugün. o Ince yumuşaklığı gerçekleş Son bir soru, hazır konuşıtirmeyi asla başaramam efenmaya alışmışUen: Sizi çekildidim. «Arşuı Malalan» opereti ğinlz kozanızdan neler çıkardöneminde bütün kadınlar ketır? Neler delirtir? diydi. Gürültü, müziSin, sesin PeH kedllerle cardonlar fazla açılması. bana «beyamsavaşmm hiç etklsi vok mu, ca» falan denmesi, ne bilekedi'de diretmenlzde? Sizin re yim... Arabesk. simlerinizde kedi «bak» der. Yani cardonlar. Bir uyan gibi, bir fosfor gibi Bir kadeh daha içmez parlar çözleri bclle&imizde. mivdiniz efendim? Saat dokuz Piruzağa'da eski bir evde otaıadı bile. Eve eidilmez bu saatte yaşadığımız dönemi hatırladım şımdi. Evet evet. fareler büC\RDCXLAR (öyküler) Ada tün güçlerine karsın evin aYsyınlan damları değildi, kedilerdi evin (1) Sayta 7 adamlan. (2) » 13 Rakının da vardımıvla ba (3) » 103 ra.J atlıyornm: Ressamlarınız (4) » 43 kimler? En sorulmaması gere (5) . 44