Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER olacak bu enstltO, yalms Bakanbğa bağlı değll, ünlversitelerln ilgili laboratuvar ve bölümleriyle de esgüdümlü (koordlne) çalısabilmelidir. Çağımızda, tarım ve veteriner llâçlan alanmdaki hızlı gelişme; özellikle yabancı firmaların bu alanlan tekellerine almış olmaları, zaman zaman tarım ve veteriner ilâçlarmın da etkisiz ya da bozuk oldukları gibl savlarm ileri sürülmesl dikkate alınacak olursa, kurulacak olan «Devlet îlâç Denetim Enstitüsü» çerçevesinde, tarım ve veteriner ilâçları denetim birim ve bölümlerinin de yer alması uygun olur. Kurulması çok yararlı ve zorunlu olan «Devlet îlâç Denetim Enstitüsü>nün gerçekleştirilmesiyle blrlikte. llaçların denetimi yönünden. başka bazı önlemler de ahnmalıdır. Şöyle kl: 1. Dışalımla getirilen llâç llkel maddeleri. gerektiği gibi denetlenmeli ve analiz edilmelidir. Bu nedenle de, ilkel maddelerin incelenmesi için, kanun gücünde olan «Türk Farmakope»slnin modern gelismeleri de ieine alacak blçlmde. kısa zamanda hazırlanarak yeniden cıkanlması zorunludur. Nitekim ilk Türk Farmakope'si, 1930 yılında AtatUrk döneminde, kanun geregi olarak, hazırlanıp yayınlanmıştır. 2. îlâçlarda nitelik denetimt İse Ikl evrede yapılmahdır. Birinci evrede: Firmalar kendt laboratuvarlannda. üretttkleri ilâçlann formül. fabrikasyon tarzı, fiziksel. kimyasal analizlerl île her türlü farmakolo.iik ve toksikolojik incelemelerini yapmalıdırlar. tklncl evrede İse, ilâç üretim ve tüketlmi ile ilgili tüm düzenleme ve denetimler, Devlet îlâç Denetim Enstitüstince yapılmahdır. Bu enstitünün uzman hekim. eczacı. klmyager. farmakoloji ve toksikolojl uzmanlarınca yapılacak inceleme ve analizlerden sonra, ancak llâçlara lzin (ruhsat) süreü olarak verilmelldlr. Bu gibi yasal ve bilimsel düzenlemeler, ilâç çıkmazmın denenmesi kaçınılmaz olan, en önemli çözümü olarak. güncel olaylar arasında gerçekleşecek günü beklemektedir. 21 ARALIK 1982 ıllardan berl, çeşltll tartışmalara ko* nu olmasma karşın, llâç sorunu henuz yörüngesine oturtulamamış bulunmaktadır. Öyle kl, Sağlık Bakanlığınca, sık sık ilaç denetimleri yapılmakla blrlikte, bu konudaki yasal düzenlemelerln de yetersiz kalması nedeniyle, etkili bir sonuç alınamamaktadır. Bu bakımdan, llâç konusunda, üretim ve tüketlmin sa.ğlıklı biçknde düzenlenmesi için, reorganizasyona gidilerek, yeni bazı önlemlcrin alınması ve daha agır yaptınmlann getirilmesi kaçınılmaz olrauştur. llâç sanayiinin kurulduğu günden bu yana. hemen her ülkede, etkili bir üretim ve ttiketim slsteminin kurulması tartışılmış ve gelişmiş ülkelerde bu düzenleme. koordlne ya da ayn ayrı çahşan özel ve resmi komisyon ve organlan içeren yasalarla sağlanmıştır. Y İlâc Cıkmazı İLAÇ ÇIKMAZINA ÇÖZÜM, YASAL YOLLARLA ETKİN BİR DÜZENLEMEYİ VE DENETİM SİSTEMİNİN YERLEŞMESİNİ GEREKTÎRMEKTEDİR. BU İSE «DEVLET İLAÇ DENETİM ENSTİTÜSÜ»NÜN KURULMASIYLA SAĞLANABİLİR. Kolomb'un Yumurtaları.. azar günü Anadolu AJansı'nm verdiği ilginç haberi bilmem ki okudunuz mu: «N"ew York (a.a.) Kristof Kolomb'un Yeni Diinya'ya gelişinin 500'Uncü yıldönümünün 1993 yıltnda Birleşmiş Milletler gözetiminde kutlanması konusunda ABD ve Kanada önderliğinde Genel Kurul'a verilen karar tasarısı, BM'de tartışma yarattı. Öneriye en büyük tepki Latin Amerika ülkelerlnden geldi. Bu ülkeler, Kristof Kolomb'un gelişinin kıtadaki yerlilerin katliamına, kültürlerinin yağmalanmasına ve köleliğin başlamasına yol açüğını, bu durumun da kutlamayı gerektirmediğini söjiediler. Bir başka ülkeler grubu ise üzerinde t bin ytldır yaşanan bir kıtanın nasıl "keşfedilmi; olacağını" sordular. trlanda ve tzlanda da atalarımn Kolomb'dan çok önce Yeni Dünya'ya ulaçtıklannı vurguladılar.» • Kiml kavramları insan hiç düşünmeden kullanır: klmi bilgller ise tartışılmaz doğrular gibi kafamıza işlemiştlr. Oysa bir konuya ters acıdan bakabilmesini öğrenmek, beyinsel yetenekleri geliştirir, düşünmesini öğretir kişiye... Istanbul'da bir Anadolu yakası vardır bir de Rumell yakası. İzmir'de ise yalnız Karşıyaka vardır. Çünkü îzmir körfezinde karşı yaka kavramı. bir özel ad blçiminde kullanılmaktadır: Nerede oturuyorsunuz? Karşıyaka'da. Atlantik Okyanusu'nun da ikl yakası vardır. Kristof Kolomb, Amerika'ya ayak basmadan önce de Avrupah'nm yok saydığı bu yaka vardı; hem «binlerce yıllık uygarlıklar» sözkonusuydu. Avrupa' nın ne kadar gözü dönmüş serüvencisi varsa, «Yenl Dünya» sayılan bu topraklara gldip ortalığı talan ettiler. «Amerikanın Keşfi» insanlığın acı bir dönemidir; soykırımlar sürecidir. Avrupalı'lar Amerika'ya gitmeden önce sâkin düzenleri içinde yaşayıp giden Yeni Dünya halkları altüst oldular; yağmalandılar; öldürüldüler. Şımdi bu halklardan geriye kalanlar (ki çoğunluk Güney Amerika'da yerleşiktir) «Amerika'nın Keşfi»nin bir de 500'tincü yılını mı kutlayacaklar? Soykırundan nasılsa kurtulanlarm torunları, kugkusuz bir gün karşı koyacaklardı Avmpalılara: Hem atalanmızı öldürdünüz, hem uygarlıklanmızı yagmaladınız, hem köleiik düzenini başlattınız. Şimdi de utanmadan kutlama torenleri yapmak îstiyorsunuz. Siz geldJ&Iniz zaman b1ı burada binlerce yıldan beri yaşıyorduk. Kendi özyurdumuzu «keşfettik» diye kutlama töreni mi yapacağız? *• Amerika'nın keşfinin 500'üncü yıldönümünü kutlamak isteyenlerin başını ABD ile Kanada'mn çekmesi, bunların kendilerinl bugün bile «Avrupalı saymak» güdüsünden mi doğuyor? Kimbilir? Şurası gerçek ki Avrupa'dan Amerika'ya göçen serüvencllerin çoğu gözü pek halk atılganlanydı. Kuzey Amerika feodallte düzenlnden geçmedl. Bu durum daha demokratik bir toplum yapısı için olumlu koşullar yarattı. Kont, kontes, dük, düşes, baron. barones Avrupa'dan Amerika'ya neden göçsün? Buna karşın. Amerika'ya göçenler arasmda yine de sınıflar ve katmanlar oluştu: AnglosakBonlar, piramitin tepesine yerleştiler. Kendi aralanndakl bu aynmlara bakmakstzm. Avrupah göçmenlerln hem Kuzey hem de Güney Amerika'da yasayan halklan soykınmdan geçlrdikleri kesindir. • Asya'da, Afrika'da, GUney Amerika'da horlanan ve ezilen halkların kendilerine gelme süreclni 20'ncl Yüzyılda yaşıyoruz. Birleşmiş Milletler Genel Kurulundaki son olay, bilinçlenme sürecinin mantığını yansıtıyor. Ama bir bakıma Amerika' nın yerll halklan Kristof Kolomb'dan 500 yıl sonra Amerlka'yı yeniden keşfediyorlar. Öyledir; kimi zaman, ınsan gerçeklerl geç keşfeder. Prof. Dr. Kemal OZAN Istanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi lç Hastahklar • Farmakolojl Anabilim Dalı Başkanı duğunda. gerekll denetiml yapmaktadır. tlâçların tarifelerlnde (prospektüslerlnde) gösterilen etkilere sahip olup olmadıklarınm araştırılıp sınanmasında, çok kez, firma tarafından verilen belgelerin incelenmesiyle yetinilmiş ve karara varılmıştır. Oysa, zaman zaman, piyasada sağlığa zararlı, hiç bir sağaltma (şifa) etkisi taşımayan, düzmece (sahte) llâçların bile bulunduğunun açıklanması, böyle bir denetim sisteminin yetersizlik ve geçersizligini açıkça doğrulamaktadır kat, Insanm yaşam kllometreflinde, urrmt taşlarını oluşturmasından ötürii, ateş pahasına da olsa, can pazarının en çok aranılan, süriimü kolayca astronomfk rakımlara ulaşan bir nıalıdır. P Türkiye'de Ise... Türklye'de ise, Cumhuriyet'ten öncekl dönemlerde, yabancı llâç sanayiinin açık bir pazarı durumunda olan ülkemizde, yabancı flrmalar llâçlannı hlç bir denetlm ve ruhsata bağlı olmaksızın serbestçe satmaktaydılar. Ancak, Mllh Mücadele ve Lozan Antlaşmasından sonra, ilk kez. 10 nisan 1924'te Sağhk ve Sosyal Yardım Bakanlığı tarafından. hazır ilâç dışalun ve satışı lçin lzin (ruhsat) aıınması zorunluluğu konmuştur. Böylece, ülkemizde ilâç sanayiinin deviet tarafından denetiml sağlanmıştır. Daha sonra, 26 mayıs 1928'de, 1262 sayılı «îşpençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar> kanunu çıkartılmı§ ve bugün de llâç uretlm ve tüketimiyle ilglll lşlemler ve nitelik denetimleri (kalite kontrolları) bu kanuna göre yürütülmektedir. Çağdaş Düzenleme ve Önlemler Şu halde, ilâç üretiminin amacına uygun olarak. sağlıklı bir biçimde yapılabilmesl için, birinci plânda: İlâç sanayiinin bilimsel teknolojik yöntemlerle üretim yapması gerekmektedir. Bunun için de, etkın bir devlet denetim sisteminin, başka bir deylmle. çağdaş yapal düzenlemelerin getirllmesi. kaçınılmaz bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. tkinci plânda ise: Devletçe saglıkh ilâç üretimi düzenlenirken. tüketicinin de, çağdaş sağlık davranışlan ve gereksinmeleri gözden ırak tutulmamalıdır. Yoksa. ilâç skandallarına kadar uzanan, yanlış bir ilâç üretim ve tüketim sorunu ile karşılaşroak kaçınılmaz olur ve güncel olaylar dizlslni olugturmakta sürer giaer. Bu amaçla: Devlet tlâç Kontrol Enstitüsü kurulmah. îlâç çıkmazma başlıca çözüm, yasal yollarla, etkin bir düzenleme ve denetim sisteminin yerleştirilmesi olarak belirmektedir. Bu ise, ancak «kalkınma plânlarında» vurgulandığı gibi, «Devlet llâç Denetim Enstitüsüsnün kurulması İle sağlanabllir. llâç üretim ve tüketiminin düzenlenmeslnden sorumlu Sağlığı Onarıcı Olmalı Başka yönden, gelişmiş ülkelerde llâç sanayii, çok üstün olanak ve finansman gücüne malik, çağdaş bilimsel yöntemlerle çahşan kuruluşlardan oluşmaktadırlar. Uzman kişiler tarafından yönetüen denetlm ve araçtırma laboratuvarlan ile. üstün nitelikte üretim yapmalannı sağlayan özel «otoKontrol» sistemleri vardır. Ancak, yıllarca süren, uzun ve yorucu çalışmalar sonucunda bulunmuş, dikkat ve titizlikle Incelenip hazırlanarak, iyice denetlenmiş. sağlığı onarıcı nitelikte olan llâçları satışa çıkarmaya özen göstermektedlrler. Kuşkusuz llâç sanayiinin bu blçlmde örgtitlenmesi, sürekli olarak. yenl üretken ortamı araç, donatım, ileri teknoloji ve bilimsel yöntemlere gereksinme göstermektedlr. Bu bakımdan, ilâç, sözün tam anlanıı ile, bilimsel bir ürün olmaktadır. Fa Kanuna Göre 1262 Sayıh Kanuna göre, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, her ne kadar llaçların nitelik denetiminden sorumlu ve bu denetimi yapmaya yetkill tek kuruluş İse de, aslında denetlmler ilâcm hazırlandığı firma laboratuvarlarınca yapılmaktadır. Bakanhk, ancak izin verme sırasmda ve bir de yakınma (şikâyet) ol Burhan IARFftD Gezi Izlenimleri: III stanbul'da yıllardır sözü edilen «Anıtlar Kurulu»nun uygulamalı gerçeğini gözlertmle görmek için Almanya, Avusturya ve Kuzey Italyada dolaşmam gerekiyormuşl Gezi, Stuttgart ve çevreslnde başladı. Federal Almanya'nm en güneyinde Bad Reichenal, Bercntesgaden ve Avusturya'da Salzburg üzerlnden Brenner geçidiyle Kuzey Italya'da eürdü. Doğası ve yer» leşim biçimleri açısindan ayrıhklar gösteren o yerlerin önemli benzer yanlan vardı. Tanm Ve endüstri bölgeleri çatışmıyordu. Terslne. doğayla endüstrl ve yerleşim bölgelerinin sert çatışması yumugatümıştL GörOnüşler üç ülkede de birblrlnin çok benzerıydl. Endüstri, doğayı ve yeşıli yoketmemiştl. Villalar bahçeli konutlar, yoğun yerleşim yerlerl çok uyumlu bir bağlantıyla sürüp gidiyordu. Birinci Dunya Savaşı Bonrasına degin Habsburglar Imparatorluğunun bir parçası olarak Guney Tyrol diye bilinen yerler, günümüz Italyasında Trient. Verona. Brescia eyaletlerini oluşturdu. Insanlanmn çogu Almanca konuşan bu bölgelerîn bir ölçüde otonom yönetimi vardır. Alman. Slav. Latin kültürlerlnln birlesiml olan bölge, Garda gölü çevresinden Verona ve Venedik'e. çok özgün mimarlık örnekleriyle şaşırtıcı ve büyüleyicidir. Çünkü 500, hatta bin yıl gerilere uzanmış o yerlerin hemen bütün eskl yapıları, yapıların ve anıtların insanlan mutlu edebileceğim göstermek istercesine. dimdik ayaktadır. özellikle Venedik'te ve Verona'da mimarlık ve yontuculuk eanatlannın bin yıl önceden günümüze Italya'yı na6il da önde tuttuklannı belgeler Rönesans'ın neden Italya'da başladığını, Mıkelani ve Leonardovind'nin, Dante'nin. Goldoni'nin. neden oralarda yetiştiğini, kısa bir Italya gezisi ciltlerce kitaptan daha inandırıcı olarak serglliyor. Opera dediğimiz mözikli tiyatronun neden Italya'da ortaya çıktığinı, VVagner'in Cermen Tannlarını ve yüce kişilerini konu edinen kahramanlar ve prenslerle dolu operalarma karşılık sıradan insanlan müzikli tiyatroya getiren Neo Versimo türünün Italya'da gerçekleşmesinin rastlantı olmadığını kavrarsınız. Federal Almanya, Avusturya, Kuzey îtalya'nın kısa sürede gezebildigim bölgelerinde. şehirlerinde. küçuk şehirlerinde bir özellik ağır basıyordu. Yenl yapılar, mimarlık geçmişinin güzelim örneklerine saygılıydı. Eski yapılara saygı çarpıcıydı. Esklnin özgün ömekleri, yüzlerce kilometrelik genlş alanlara serpiştirilmiş açık hava müzeleri gibi korunmuştu ve korunmaktaydı. Bunun nası! gerçekleştirildıği konusunda Viyana'da ilgili uzmanlaraan bilgi fedindim. Avusturya Bilim ve Araştırma Bakanlığı'na bağiı «Anıttar Kurumu». geniş bütçe sımrsız yetki ve aşırı titizlikle çalışan bir örgüttü. Bu örgütün sadece Viyana İçin bir yılda verdiği paranın tutarı. yaklaşık iki milyar Türk lirası (200 000 şilin)'di. Bu paralar karşılıksız veriliyordu. Bunun dışında özeJ kişilerin mülklerini onanm ve koruma önlemleri İçin de düşük faizli ve u«ın süreli borçlandırmalar yapıhyordu. Avusturya anıtlannı koruma yolunda İlk glrişim 1850de yapılmıştı. 1923'de geniş bir yasa yürürlüğe gırmişti. Viyana Belediyesi'nin «Viyana şehrl kültür ve halk egitimi (kültür ve yurttas. hizmetleri) danışmanlığı vardı. Kesin yetkilerle donatılmış bu müdürlüğün izni olmadan hiç bir plan uygulanmazdı. Elektrikli, elektriksiz her çeşit ilan da. tzne bağlıydı. Hiç kimse gönlünün çektlği damı. duvan ve rastgele bir yere ilan için kullanamazdv Avusturya Anıtlar Kurumu'nun pek çok önem verdiftf ve titizlikle gerçekleştirdiği bir görevl daha vardı Ülke'nin başlıca kültür bölgelerinde ve şehirlerinde var olan yapıları ve anıtları eksiksiz saptaytp bir çeşit. envanter el kitabı biçimde yaymtamak. Ünlu Alman sanat tarihçlsl Prof. Georg Dehio'nin adinı taşıyan bu kitaplar onar bin basıln>akta ve bir süre sonra yenl ekler ve duzeltmeler1e yeniden yayınlanmaktadır. Konuyla ilgili pek çok yurttaş Dehio ki*aplannı satm almaktadır. fstanbui'un yokedillşini yakından izleyen bir yazar olarak o güzelim gezilerin benl en çok etkiteyen. sarsan, umutsuzluğa iteleyen yanı, Dehio Şehlr monoprafisi. kitaplarla vurttaşın yakından 11eflenmesf ve satm almasıydı Viyana Beiedlyesi Kültür Müdürlüğü yöneticilerlnden Hofrat Dr Rirhard Denscher'in şehircilik konusrrda söylediklerinl yorumsu? aktanvordum: Çehlrlprin de§is1m1ndp aşınlıktan kacınılmalıdır. Şehirli doğup büyüduğü şehrin özlemini duyduğunda o şehlr bozulmaga başlamıştır.» I konomiyi yönetenlerin açıklamasma göre feraha çıkmamıza az kalmış. Vatandaş biraz daha disini sıkarsa, enflasyon %10'a inecek ve her şey düzelecekmiş. öyle ise gayret edelim ama. ekonomiyi kurtarırken insanlan batınrsak ne yapanz?.. 2Hra, çahşanlara ka tı bir şekilde uygulanan ekonomik önlemler. şirketler sıkıştığı zaman değiştiriliyorsa, kurtuluşun sermaye sektörüne kaydığmı kabul etmek gerekir. 24 Ocak Ka rarlanmn bozulmamasına çalışılan sihirli önlemi ise, ücretlerin aşağı çekilmeainden ibarettir. Çahşanlara az ücret ödenmesinin bir yan dan toplam tf'ke*im ve f>nflasyonu azaltırken, öbür yandan üretim mallyetini düşürerek dışsâtım olanaklarını arttırması beklenmek tedir. Bu uygulama kısa sürede sonuç vermeyeceğinden, çahşanların birkaç yıl sonra ferahlaması da söz ko nusu olamaz. îyimserler işçiişveren pazarlıgınm yakında başlayacağını ve kısıt lamanm da o zaman kalkacağını düşünüyorlar. Böyle olmasını biz de dileriz. Fakat, uyuşmazlık halinde bun dan sonra Devletin sık sık arava girecegini ve işçiiere, kendi çalıştırdığı memurlardan daha cömert dav ranmayacagını sanıyoruz. E Kurtulamayanlar @ ÜRETİCİYE VE MEMURA, PARASI OLMADIĞE« SÖYLEYEN BİR DEVLETİN, ÖZEL SEKTÖRE, İŞLETMESİ ÎÇÎN PARA VERMESİNİ ANLAMAK KOLAY DEĞİLDİR. Yılmaz CORUM olacaktır. öyle ise, uygulanan ekonomi politikası çalışanları kurtuluşa değil yoksulluga götürmektedir. Ücretlerin kurtuluştan sonra yükseltilmesı de gerçek çi bir umut değildir. Çünki. dışsâtım ucuz emek teme line oturtulduktan sonra bu nun değiştirilmesl, her çeyr den önce ekonomik bakımdan çok Tordur, Kaldı kl, Devletin ve işverenin darbogazdan habert olmadığı ferah günlerini de biliriz. Ra hat yaşayabileceğimiz bir ucret aldığımızı İse hiç anımsamıyoruz. Ekonomiyi darbogaza sokan aşırı tüketim suçlamasına gelince, bunun sorumlusunun da ücretliler olama yacağı kanısmdayız. Bir ör\ek verelim. Biliyoruz ki elektri&imiz yetmîyor ve Sovyetlerden aldığımız 600 mil yon kilovatı 1 milyara çıkar maya çalışıyoruz. Devlet her akşam halkı elektrik kı sıntısı yapmaya çaginrken, yalnız kâruıı düşünen özel sektör elektrik sobası üretiyor ve televizyonda rekla mını yaparak satıyor. Elek trikle ısınanlann çogunun da isçi ve memur olamayacagını söylemeye gerek yok tur. Devletin. tılusal «konomiy» zarar veren bu üretimi ve reklamı vasaklamama sı yanlıştır. Elektrik sobası İle ısınanlann harcadığı dövizi »aglamak için üretici ve işçinin düşük taban fiyatı ve ücrete katlanması haksızhkör. Ülkenln bunalımdan böyle çıkacagını sanmak ise bir düştür. Geçenlerde yapılan bir bütçe konuşmasmda, ekonomik bunalım yükünün tüm sınıfla ra adilane dagıbldıgı söylendi. Ücretleri ve ürün be dellerini azar azar ödeyenlerin; çirket banka ve bankerzedeleri kurtarmak için gereken milyarlarca lirayı hemen piyasaya sürmesinde nasıl bir eşitük olduğu Enflasyon korkusunun. yetersiz ücret zamîannm özürü gibi kullanılması, bunun yanlış olduğunu anlatanların sayısmı hızla arttınnak tadır. Oysa, ekonomiyi yö netenler. banka ve şirketler sıkıştığı zaman piyasaya pa ra sürmekten çekinmeyerek, enflasyondan fazla korkma dıklarım göstermig bulunuyorlar. Kaldı ki, enflasyon fiyatlan sürekli arttıra rak. da r gelirlileri yoksulluga ittiği için kötüdür. Fiyatlan yükseltmemek için ücretleri kısmak ise, çalışanlan değişik yoldan vine yoksul luğa götürür. Enflasyonla böyle mücadele edilmeslnin bir hüner olmadığını, uzmanlar da kuşkusuz bilmek tedir. Bu nedenle, düşük ücret ve düşük taban fiyatı po litikasını basit bir enflasyon korkusu gibi görmemek; bilinçli ve çok yönlü bir karar olarak değerlendirmek gerekir. Bu defa kötümserligl bırakıp, ekonomiyi yönetenlerin başanya ulaştıklarını varsayalım. Urettiğimiz her şeyi vabancılara satmayı ve enflasyonu durdurmayı ba şaıabilirsek. çalışanların du rumu nasıl olacaktır acaba? Fiyatlan serbest bırakıp, ücretieri denetleyen uygulama sonunda sermaye çevreleri kânnın yükselmesi, çalışan lann ise yaşamlanm sürdürmekte büyük güçlük çek mesi beklenir. örneğin., bugtm nerede olduğumuzu an lamak için Isviçre Bankalar Birliğinin gazetelerde ya ymlanan raporuna bakalım. Bir inşaat işçisine îstanbul' da 15 bin, Atina'da 51 bin Hra ücret ödenivormug. öbür Avrupa şehirlerine isft hiç bakmaym Sayılan birden artan Yunanhlann tstanbulu neden çok ucuz bul duklannı böylece öğrenmiş olduk. Çahşanların vazgeçmek zorunda kaldığı tüketim mallan yabancılara sa tıhrken, sermaye çevreleri öz ledikleri yüksek kâra, ekonoıııi de sağlığina ksvusmus nu kimse sormadı, biz de öğ renemedik. 12 Eylülden sonra kurtanlmış böîgeler kalktı diye sevinirken. sımdi kurtanlmış şirketler çıktı karşımıza. Varsm kurtulsun diyece ğız ama, yalnız birisi için her vatandaşm cebinden 500 lıra çıktığını ve uzun bir kuyruğun da sıra beklediği ni yazıyorlar. Uzmanlann, çalışanlar içsiz kalmasın dj ye şirket kurtardıklannı söy lemesi önemli bir gelişmedir. Ama kaygılanmasınlar, bir fabrika iüas edip 6atıhrsa, başka biri alır ve iş çiler yine çalışır. Eğer Frl edmancıhktan vazgeçip, KlT lerin sayısmı arttırmaya ka rar verdiler ise. iflas eden fabrikalan icrada yapılacak artürmada daha ucuza «a tın alabillrler. Bugün uygulanmakta olan, ortaklık payı alarak bir fabrikanm iflasım önlemeye ise, ancak işvereni kurtarmak de nebilir. Fakat üretidye ve memura parası olmadıguu söyleyen bir Devletin, özel sektöre, işletmesi için para vermesini anlamak kolay değildir. îsin tuhafı böyle kurtanlmak şirketlerin de hoşuna gitmedi. Devletten alacaklan para karşılığmda pay senedi yerine kâr ortak Iıgı belgesi vermek isüyorlar. Yani, Devleti ortak yap madan yahıız kârdan pay vermeyi düşünüyorlar. Tan n onlara kanaat bize de sabır versin diyelim. Mutlu günler dilegi ile/ Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. adına NADİR NADl Cenel Yaym Müdürü MüesseseMüdürü Yarıi}leriMüdürü HASAN CEMAL EMİSEUŞAKÜGİL OKAYGÖNENSİN AHMET KORULSAN YALÇJN BAYER ALİ ACAR • Yazı Ijleri Müdur YarAmcısı HaberMerkezi Müdiirü Mizanpaj Yönetmeni • ANKARA : • İZMİR : • ADANA : SCRVİ8 ŞEPLERİ • YALÇIN DOĞAN HİKMET ÇETİNKAYA MEHMET MERCAN Istanbul HaberlerhSelahatlin GÜLERDış Habcrter : Eıgıın BALCI Ekonomi: Osman ULAGAYYuıt Haberleri • Barbaros GENÇAK Kültür: Aydın EMEÇ . Magazin : Yalçın PEKŞEN Düzeltme : Konur ERTOP Araştırma: Şahin ALPAY BUROLAR Konur Sokak No. 24 ,'4 Yenişahir ANKARA Tel: 1758 251758 66 Idare. 1833 35 Halit Zfya Bulvan No: 65/3 İZMİR Tl U1230 AlatOrk CaddMİ, T.H.K Işhanı K«t 2/13 ADANA T«I:1455Q19731 BasanvaYayan: CUMHURİYET Matbaacılık v« Gazetecilik T.A.Ş, Türkocaöı Cad. 39/41, CağaloğluISTANBUL P.K.: 248 istanbul, Tel: 20 97 03 (5hat) TAtCVİM . İMSAK 6.36 GÜNEŞ 8.21 ÖĞLE 13.12 İKİNDİ 15.31 21 ABALIK 1982 AKŞAM 17.44 YATSI 19.22 ACILIYOR. Fuara Katılcm Rrmatar: AMERİKAN NEŞRİVAT16ÛROSU • AMİL BAŞARAN • ANG İMAIA1 • AROA TİCARET • ATİILA ÇİÇEK BAHÇESİ • BELDE KEMEP • 6ILOY • OOS PORSELEN • OUMEK • EUF A^ŞAP AKSESUAB • ERNUR KIRTASfYÎ • fERMUS • FAN1ASİİK H0B6Y • GERGİ0EKORA1İFpRİJNLER • GALERİAS • GAIER1MINYAIÛR • HİTİ7 SERAMİK • HEMSAN • KAYAOĞIU BAKIRCILIK • KUPA 800 • IASER • MERZI lANniM.VE ndARET ITD ŞTİ • MOR İPEK KIRIASYE A.Ş • NB SERAMİK • ÖZAK rtCAREI • SAMIEKS • SERIMAK • SERGI • StRÇASARAY • SUl El SANARARI • TAÇ SERAMİK • IÛRKAV HEDIYELİK EŞYA • UYUM OEKORAflF EŞYA • OÇ ARl • YILMA2 Hlfi • ADAMANADOLU YAYINCIUK VS MAIBAAC1LIK * 4 • MAX fACTOR • AKIUlGA • GALERİ GA1A TÜYM>TİCARETMERKEZİ Etap Marmara Otelf • laksim RJAft HERGÛN n 0020 C30 ARASl GEÜLEaÜI^ 3. ŞAHISLARA DUYURU Şirketimizle. Bandırma Acentesi Ahmet Mithat Erkal ve Ortaklan Kollektif Şirketi arasında mevcut 1.3.1972 tarihli Acentelik Mukavelesi ve eki zeyilnamelerin, 15.12.1982 tarihinden itibaren feshedilmiş Oİduğu 3. şahıslara ilanen duyurulur. D.B. DENİZ NAKL1YAT1 T.A.Ş. GENEL MUDÜRLÜĞU TÜYftP^TÜM FUARCILIK YAPIM A.Ş. Tet: 67 67 0467 67 05 Ya Istanbult