19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 KASIM 1982 KÜLTOR YAŞAM Sezer Tansuğ: «Arabesk denen olgu aynı zaraanda bir tür örgütlenmiş modern kent kabadayıhğıdır... Bu başıbozuk silah hiç tereddütsüz devlet silabayla bertaraf edilip gerisi çağdaş uygar bir eğitimin pençesine tesîim edilmek zorundadır.» Arabeskin temsil ettiği yozluk «zaptiye» tavn almakla giderilemez. Tersine bu tavır bu yozluğun temel nedeni obnuştur. Cumhuriyet b insanlar ve sanat içlnde yaşayan akrabilarına bakabüirdı. Bu muzıgm Arap muzığiyle ibşkısmı ve çaşitli donemlerdelü nşlerıni ınceleyebüirdı. Bu kornıda soylenen kısa le inandırıcı olamıyor: •Ciderek çok azalan Rum meyhane tarzı. suslemesi va laternayla simgelenebilecek muzıgmin de, farlasıyla yay gmlaşan birahanelerde parçalanrruş, dağıknış, iakat yaşayagelen izleri görulebıbr.» «Arabesk denen olgu. aynı zamanda bir tur orgütlenmış modern kent kabadayüığıdır. Altm muşta yü 7uklu, kravatlı ve herhalde 'müsellah' (sılahlı) da olan bu kabadayıiık. 'Mafyalaşma' yollajı arayan hayli pıs bir ortamı da içerır. Bu başıbozuk silah hıç tereddutsuz devlet süahıyla bertaraf edilip, gerisi çağdaş uygar bir eğitimin ponçesine teslım edılrnek zorondadır,» Arabeski ve onu dlnleysn bımca insanı mafyaya indir gemek başlı başma şaşırtıcı. Ama onu devlet gucüylo ezmek daha da şaşırtıcı. Bu nun için kültürün Kuyucvı Murat Paşası gerek. Ama en fuhafı son cümle «Çağdaş uygar eğitim» kavramı nasıl olur da «pcnçe» imgesiyle birle^ir? Boyle «pençeli» bir çağdaş» eğitimin düşunebildigim tek paraleli âla Doğramacı »özprklik» kavramı. Bızans'ı fılan bırakıp, arabeskin kokeninde şu «pençe»nm payını düşünsek dalıa verimli sonuçlara vaıınz sanıyorum. Arabesk bir cHAtRı: Treat Wlllams lle Cbarlotte Rae dogum güntt psrtisinde olay çılcanrKett. Bitmeyen gençlik: Hair Paflh ÖZGÜVEN OORSESEln New York, Jiew York'unda. Liza MineUi'yle Robert de Niro'nun gecikmiş ergenlere özgü sevimli bir güç çekişmesi olarak başlayıp giderek yıpratıcı bir iletisim lmkansızlığına dönuşen aşk seruvcnleri hayatı ve onun ilişkilerini temelde «saka» ve «oyun» olarak algılayan bir kuşağın anlatımıydı. Film, bu anlamda (film metninde gitgide yoğunlaşarak sonunda baskm çıkan ardıl mesajıyla) klaslk Hollywood güldürü / müzıkalleri gibi «çocuksuluğun» kutsanmasıyla başlıyor, ne var ki kahramanlarının btiyünıeyi reddederek sadece histerik ve «çocukça» kalmalarıyla ciddileşerek beklenmedık, «venilikçl» bir dönüşümü sağlıvordu. S MUos Forman'ın Bop müzikali fialr de çocuksuluktan payım alan bir film. Genç olma ve genç davranma Amenkan kültürünün kendisini olumlamasına yarayan başlıca konulardan biri olduğu için geçmiş bir dönemin psençlerini Hair'de terütaze karşımızda bulmak şaşırtıcı değil. Bu küitürde gençlîk belirlenmiş bir ideolojiden çok bir tavir, bir tutku olduğundan ıreleneksel müzikalin masalsı terimlerine uygunluk gösteriyor. zaman ögesinin önemsizlestırilmesine, gidarek lılmin sorunsahmn bütünüvle gençler ve ötekiler g1bi görece bir vörüneeve kaydınlmasına da varavabiliyor. New York. New York'un değişea dönemlerle birlikte özlemleri de degişen saksafoncu sunun tersîne, ebedi bir çençlik durumunun iki sözcüsu Claude ve Berger Hair'de tarihi süreci donduruyorlar. Berger'in Yahudi ailesi. zenci arkadaşın karısı, Oklahoma'ü çiftçı çocuğu Claude'un Viefc nam savaşına katılacak olması bu filmin kahramanlan ıçın • gerçekte konuya iliskin dekoratıî aynntılar... Onlann varolma mekanı New York'un Cent ral Park'ı, varoluşlannı anlamlandıran ise genç olanla olmayan arasmdakl karşıtlığı üretip durmak. Berger'in Sheila'nm ailesinin verdigi resml davette masanın üzerine fırlaması Hair gençliğinin belki da en tipik «eylem»i; bu çok başarılı sahnede sosyal Küldürünün ustası Milos Forman, kızlan Rizlice esrar icen Amerikan yüksek burjuvazisinin komik beyaz tuvaletler. kirahk smokınler, dans orkestralanyla dolu garden partilerindeki güldürü ögesinden kavnaklanan, gözleme davah keskin karşıtlıklar kuruyor. Ne var kl Hair'dekl soyut genclik kavramı, bu ve benzeri sahnelerdekl (parkta ata binenler. Rölde ftece banyosu vb.) karşıtlıklar çevresinde fcelişen mekanik bir kavram olarak kalıvor. Genç ve hareket halinde olanın sürekll olarak yaşh ve verleşik olan tarafından tanımlanması <ya da tersi) sözkonusu. Sarsak ve soyut bir vaşlılıga karşı getirilen bulanık bir «vaşama sevinci» önerisi filme nerdeyse «tablolar» halinde ilerleyen statik bir yapı kazandırdığı çibl her konuda simetrik bir mantı§ı da beraberinde getiriyor. Öyle ki, bevaz kızların zenci oglanlpra zenci kızların da beyaz o^lanlara sıılandığı sahne bu mantık sonucu ırklar arası bir iyimvet sösterisinden ilerive Ritmivor. Bu sahne bir yandan da filmin «gençlerinin» köklu bir cinsel polltikadaa çok utopık bir cinsel «hareketliliği» amaçladıgını hatırlatıyor; biraz platonik eşcınsellık, biraz özgür aşk. biraz da (orduya alınma sahnesinde olduğu gibı) muziplık... Hair'de dönüp dolaşıp «şaka» kavramına gelıyoruz zaten; pop evrenlerinde zamana karşı koyan bu gençler için hayat (sonunda biraz buruklasan) bir şakadan ileri gıtmivor, Hair filminin ssvunliliğini ya da Hair müzikalinın kendi zaman dılimi içindekı geçerlıhni yok saymak degil amacım. Ama her türlü elestirel tavnn Içinden çıktığı kültür mekanusmalannea hemen özümsendiğl bir toplumsal bağlamda. uzun saçm değıl, toplumsal başkaldı nnın bila çoktan beridir demo de olduğu bir zaman noktasın da Hair'i aynı inançla ileriye sürmek anlaşılır gıbı değil. Libe ralticari sinema bize doğrudan «mesajlar» sunmaz; daha çok kendı tür mantığı içınde toplumsal tavırlann üsluplaştınlması, bir dönemin ruhunun filmin geneline sindirilmesi yoluyla söyler söyîeyeceginl. Bu sinemanın ileriye döniik olup olmaması da bu tarihi dönemler arasındaki ilişkileri doğru saptayıp saptayamamasmdan kaynaklamr. Scorsese New York New York'da bir müzikal döneml başka bir müzıkal döneme bağlamakla kalmıyor, o müziği yapanların kültürel ve Mşisel kavgılannın degişiminl de sergiliyordu. Ovsa Mılos Forman yirmi yıl eeride kalmış bir müzikal dönemi kendi küçük iç çatışmalan ve ütopyası ile «skeç» tarzında yeniden üretmekte yetiniyor iistelik gizliden gizlive çiçek çocuklarının nostalük olduğu umuduna bel bağlayarak™ ezer Tansuğ Herkea İçin Sanat adlı bir kıtap yayunladı. Kendisi bildiklerinl iyl bilen. yıllardır birçok ko nuda kafa yormuş bir yaeardı. Yaklaşımının bütunu, teorik öncülleri ise kişi olarak bana ters gelir (o da bu yakmlarda benden hoşlanmadığını söylemişti; böylece «kalp kalbe karşıdır» ger çeğine antitez yoluvla ulaşmış oluyoruz). Kltabımn bir bolümu «Arabesk'in Kökeni üzerine bir Varsayun» başlığuıı taşıyor. Burada söylenenler. yalnız bakış açısından değil. mizaç olarak da birbirimizi niçin dıştalamamız gerektiğinl ortaya koyu yor. S tarzı» dediğim arabeskin ba zı özelliklerine uygun: «Tuın yapay değerleri, inandırıcıhğa zorlanmış salıte i'.işkile Ortaklık burada bıtiyor; anladığmı kadarıyla Sezer Tansuğ, bu arabesk kültür»e tek bir koken bulınaya çahşıyor. Bunu yapmak için. kelımenin ister istemez hatırlattığı «Arap» kavramı na gitmiyor, çok başka bır yone doğru ıierleyerek «Post . Blzanten Rum> kultıiru diye bir «nosyon» atıyor ortaya. «Post Bizanten» denilecek şey 1453'ten beri buralarda varolduğu halde «arabesk»in niçin 1960 sonlannı beklediğl, sorulma sı gerekli sorulardan bir ta nesi. Ama bence Sezer Tan suğ'un ana amacmm yanında boyle bir &oru ikmcil ka lır. Belli kl yazar arabeskin varsayılan «yabanca»hğını pekiştirmek istiyor; aynı za manda bunu genel îslâm kul turu içinda bir «yabancılık* gibi göstermek istiyor. Baş ka bir deyişle, arabesk bir Sezer Tansuğ doğru bir saptamayla arabeskin müzücle smırlı kalmadığını, «her görsel alana» yayıldıgı nı söylüyor. Bence daha da genişletip bir «yaşama tarzı» olduğu söylenebilir. Tan suğ'un sözgelişi bir «arabesk fUm»i tanımlamak için ileri "* hanim «gâvur lcadı» oluyor. Neredey&e «yabancı ideoioiiler» gibi. Nıtekun Sezer Tansuğ Islâmı resımlerın azalıp Hırıs tiyan kokenli bir ıkonografinın onlarm yerıni alması us tunda uzun uzun duruyor. Böylece. bugunku arabeskin kokeni sonunda «Rum evl konsol suslemesi»n9 ındirge ruyor. Bu tez, Rum konsolu nun epey megatonluk gucü olan bır «Pandora kutusu» olduğunu duşundurüyor. Beş yüz yıl soni'a bır açılmış, bir açılmış kl koca Türkiye'yi boydan boya sarmış. lkonografi ve gorsellıği bı rakıo «koku» duvusuna geçiyoruz. Şöyle diyor Sezer Tansuğ: «İlk kez lzrrur'de yapılıp bu kentten ülkeye yayılan 'altın damlası' de^ nen koku, escinsellerın birlbırini tanımalanna yarayan diğer bir agır kokuyla aynı 'ağırhk düzeyindedir' denebilir. Bu her iki koku Müslüman sofularin kullandıklan kokulardan farklı dır ve karumızca, bu alanda çok ilginç olabilecek bir araştır n a yapılsa, gerek altm dam lası, gerek eşcinsel kokusu^ nun post Bızanten kaynaklanna inilebilmesi mum> kundür.» Sozu edilen «araştırma»nın. beklenen sonucu verdiği, yani bu kötu kokulann Arap değil de Bizans köken li olduğunu kanıtladığı zaman «çok ilginç olabilecek» olduğu anlaşılıyor. Sezer Tansug'un dediği gi bı «arabesk» kategorisuıe yalnız müzik değil, başka pek çok nesne de gırer. Gelgelelim. bu yeni eğilimde rouzığin belirleyici bir rol oynadıguıı biliyoruz. Ama Sezer Tansuğ nedense bu ögeyi ikinci planda bırakıp konsol süslemelerinden, kokulardan söz ediyor. Bu tutumun nedeni, arabeskm •post Bizaasten» kökenini o alanlarda daha rahat kanıtlayacağuıa inanmasıdır. herhalde. Oysa müziği de bu bağlamda alabilirdi, «kla sik» dediğimiz Türk müziği nin Bizans tmparatorluğu ELM4KURDU SÖVLESENE BEN ŞÖHRET 5ERCES» BEN OL0U&UMDA OKUMUSTUM SOHRET OLMANIN YOUJ REJ.SÖCDN KİTAP KURDU Kimi doğulu kadınlar... S. de Beauvoir «Erkek öznedir, erkek mutlaktır Kadın ötekidir.» A,ale MÜLDÜR ' adınlık söylemsel bir olgudur aslında. «Kadınbk» ya da «kadınsıhk» doğaı bir veri değil, aksme soj=yal bir yapıdır. ' Önemli olan cinsellığm nasıi bır sövleme donilştürüldugü ve konuşmayı kımın ve nasıl yaptığıdır. Lacan kuramındakl «sembohk dü^en» bılınçlı ınsan düşuncesmin alanıdır ve onun yapıları dılm kendı yapılannda üa de edilir. Ve «sembnlık düzen» kişınin konuşacağı pozisyonlan göstenr. Aykırı kadınlann büe sonunda tekrar «Baba»nın sembolik duzeni'ne nasıl kazandırıldığına en lyi örneklerden biri Mıchael Psellus adlı bır terihçinin Btzans kraliçesi Theodora üzerine yazdığı kıtapta ge çer: « ..Boma Imparatorluğunun bir kadın (Theodora) tarafından yBnetilmesıni kimse uygun bulmuyordu. Ama bu «yegâne itiraz» ortadaa kaldmlırsa imparatorluğım şanmın arttığı ve her alanda zengınleştiği söylenebilır. Kımse verilen emirlerı aşağılamadı. Imparatorluk boyunca mevsunler lyi gıtti. Ürün bereketlıydı. Hıç açık sava? çıkmad? ve hiç bir Roma topra^ı barbarlar tarafından yagma edıimedi. Herkes onun «normal süreden» daha uzun yaşamasını bekliyordu. Böyle bir «bıçbir şey kbtü gitmedi» söyle ml aslında bir tehlike, bir alarm söylemidiı. Psellus bır kadının yönetimı altında böyle kd tü olayların beklenebıleceŞini söylemek iste mektedir aslında. Söyledıği herşey zıddını \ur gular ve Theodora garip ve olağandışı bir aykın kadına dönüşıir. Pseılus'un ortadan kaldırm?.ya çalıştığı «yegâne ıtıraz» noıinal bir ka dın olarak Theodora'nın ker.dısidir aslında. Me tin iyi okununca bu işin kadmlara göre olma dığmın söyl°nmek istendiği anlaşılır. Fatima Mernıssi «Hivva'nm Giril Yüzü» kit&bmda kadsnm bu ataerkıl söylemle kuşa tılmasını irdeler. Bu sorunun Doguda da Batıda da pek farklı olmadığuıı göstermeye ça lışır. Gerçekten de Arap sanatı, kaduun doğası gereği pasiflığınin yüceltilmesıjde doludur. N3 var ki kadınlann güç ve otoritelerrain yalnızca cv alanında sınır'anöığı görüşü, erkei ıerin ve kadınlarsn apayn dünyalara boltınciuğü Ortadogu'da bıle geçerli değıldır. Batı, Ortadoğıı'lu kaaınlan genellıkle susturulmus olarak çorür. Ama bu susku karma sık ve çslışkılı b>r olgudur Bu sessizlik on İ2ruı erkek egpmenliğme açık bır biçımde t>o yun eğis^rini gdsteröiğı gıbı, kadmüarm erkek lere karşı tek sılahı olmaya da donüşebilir. Ör neğin iküsme'c» olgusu; bu tenm genellıkle bır lcadın ve bir «îrkek arasmda duçan ani ve mut )»k sessızliği anlatır. Genellıkle bır sorunu çözmek icin kadm tarafından tebdıt edlcl ve rahatsız edıci bır biçımda başlatılır. Herhar. gı bır kavgadan farkı bu ani ve mutlak sess!z lılde başîatılmasıdır. Böyle bır küsme dururrunda müzakere ve tart'.şma ortaımnm yaratıldığı az görülmüstür; byle k;. erkek bazen sorunun ne olduğunu bile anlamaz. Psikoanalitik açıdan bakıldığında Kadınjn rolü ve varolu> bıçımi üzerınde doğal kabul edılcn bütiın kavramlan yıktığı andır tou. Bir deprem dncesinin ugursuz sessizhğidır vo kadm «oteıd» olduğunu bılıncıne varmadar» vurgular. Ne var kl Ortadoğu'daM kadın sorunu Batr'nm düite ettigl tenmlerle ortaya konmaK tadır. Değişmeveni vurgulayarak batıü aydın Ortadoğu'dakı bu durumım geçiciliğıni gozden kacırmaktadır Bu gıbi çalışmalarda gbzden kaçırılan kritik nokta Batmın IDoğu üzerindekı hegemoır/asıra sürdürebılmek için kendi kavramlannı empoze etmeye çalışmasıdır. Dığer tüm sonınlann yanında bu konuya da Batılı olmayan bir bakışla yaklaşmak gerskir. , fcahveler bu ijinsanlar bos vokit ,.|ennı, qectrrnPse ; Şu otobüsler bu kaar dolu clmasa.» //•vV.'•'/ ^ ^ ^ ^ pencef?jrflh^h,cöpler ortaÜCotukîâr usılmasa ;iıklara utılmosa... j.alanlan aalsa .. inson i| lar htç dü^ünmesö lötap...yavın~ Kitap...Yayın.M Kitap...Yayın... Kitap...Yayın... Kltap...Yayın... Kjtap...Yavtn... PARS TUĞLACI n,n bir dev eseri daha Ansikbpedik OSMANLI MİMARLİĞİNDA BAT1LILAŞMA DöNEMi ve MİMARUK SÖZLÜĞÜ Hasol Ibnülemin Mahmut Kemal Inal 560 sayfa, 400 resim, 600 Ifra. ödemeli isteme: Harbiyelstanbul dağıtım: GeDa BÜTÜNESERLERİ Son Sadmzamhr 4 CİLt HALMM YAYIMLANtH tMO Mjrft, SJOt T U • Ttkın aUnk utılır. «d*mell blckfanfo htr Ukua Ictn U0 TL hh poats pulu KAnderilmetl gertklr. • > ukımdan ttıit Memtll Ulekl.Kİp )t 20 Iskonto y » p.hr. * Klupo btokltri Dergih KlUpctlık. AnU.r» C«L1« Slrktcl/İJUnbul tılresinden kan»ılaıwr. * Aynı uıida, >azann Son »sır Tltrk ştlrleri f4 ditl v* Son hatutitr ( ı ciltl adl» eserlert. dt bu M M yt> yımluiacâklm Nurueımanlv't Cad. 3/1 Ca&uoglu/Ulaunbul Te'; se S3 70 yapıendüstri merkezi BALYAN AİLESİ Bu değerll eserdtf Batılılaşmaya yönelen.Osmanlı mlmarlıK sanattna damgasını vuran, Imparatorluk başkentl olan Istanbul ve çevreslnl güzel ve görkemll yspılarla süsleyen 9 klşillk bir Ermenl mlmar alleslnln yaşam öyKOIerlnl, kl«lllklerinl, eserlerinl ve sosyal ve sanat tarlhlmlzdekl yerlerlnl ayrıntılı ve belgesel olarak bulacaksınız. • • • • « 352 bOyOk boy sayfa İçlnde 615 renkll ve 374 slyahbeyaz reslm, gravur, mlnyator. plan, desen, krokl ve arşlv belgesi. Blyografller Esorler, yapı özolllklerl ve tarlhçelerl, 115gr. kuşekâğıt, ofset baskı, nefisclltveşömlz Fiyatı: 15.000.TL. ATİLLA ÖZKIRIMLI Din Bilim ve Insan Yazan: HALİL ASLANGÜL TÜRK EDEBİYATI ANSİKLOPEDİSİ 4 cilt başlangıçtan günümüze A Perakendesatışyerl: InkılapveAkaKltabevlett Ankara Cad. Cafialoğlulstanbul T»l:22 28 51 KİTAPÇILARDA lsieme AdresU Yenimahalle Kaynak Sokak No: 43 ANKARA Telefon: 15 64 50 11 10 07 'SI derguıyapim. yazariaryapıtlarterimJerkavramlar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle