19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 8 18 KAS1M 1982 32çak Tokyo'ya yaklaşırken pilot, emrime verilen binek arabasmın beni terminalde bekledigıni bildirdi, numarasmı, şoförün adını söyledi. Amerikan ordusunda albaylar ayncalıklı ya, ben de albay olduğum için özel bir otomobil hazırlanmış. Tokyo'da yarbaylar, albay lar Daiçi otelinde kalıyoruz. Bizim orduda kızdırmak icın tegmenlera Bunlar ayak takımı; diye takılınz biz... Amerikan ordusunda yarbaydan aşağısı, ayak takımı sayılıyor; yarbaydan sonrası birden değerleniyor. Bunun için binbaşıdan aşağısı bir otelde kalıyorlan biz ayn bîr otelde kalıyoruz. Bizim otel olağanüsfcü; yiyecek, içecek en iyisinden, üstelik çok ucuz. Tokyo'yu görmek için hemen kendîmizi dışan attık. Otelin çıkışmda yanyana dizihniş üç sıra Japon kızı bekleşiyor. Kızlar gözlerîmizîn içlne bakıyor; çağnmızı bekliyorlar. Savaş her yerde yıkıcı izIerini belli ediyor. Olabildiğince gezdik, eğlen dik Tokyo'da... Japon tiyatrosunu izîedik. Ne var ki bu geleneksel tiyatroyu anlamak îçin Japonca bilmek ge rekli. Yine de etkileniyor insan...< Tokyo'da eğlence yerleri olağanüstü sayılabilir. Her yer tıkhm tıklım dolu. Japonlann içinde geleneksel giyimliler de görülüyor. Atom bombası atılıp da Tokyo dize geldikten sonra ABD egemen devlet olarak Japonya'ya yerleşmiş. Her yer Amerikahlan ağırlamak, eğlendirmek için yanşıyor. Tok yo'nun bir bölgesinde Amerikan subaylannm evlerl... Yemyeşil çimenlik bahçelerin ortasında bir ayn dün* ya...Tokyo'nun bîr ünlü caddesi var. Ginza CaddesL Burada arabulucu delikanlılar acık saçık fotoğraflar sergileyerek, göstererek müştori ayarlamaya çabalıyorlar. Girişken satıcı çığırtkanlıgıy la: Şu fotoğraftakileri canlı canlı görün; isterseniz kızla kız, isterseniz kızla oğlan. U Amerîkalı yarbay bize doğru M ADANOĞLU' NUN 1 2.BOLITM Iste, Kore'nin iki numaralıadamı isterseniz oğlanla oğlan... Yaşlı Japonlar bu çığırtkanlara üzülerek bakıyor]ar geçerken; Ne günlere kaldık gibilerden... Başlannı sağa sola sallayıp ezgin ezgin uzaklaşıyorlar. Tokyo'da bir irtibat subayIığımız var. Başında Korgeneral Vedat Garan. Onunla birlikte çalışmamıştık; ama tanıgir ve pek severiz birbirimizi. Garan'ın Kurmay Yar bay Yardımcısı Sami Küçük. Orgeneral İzzet Aksalur Turkiye Büyükelçisi; eşl Bayan Mehveş Aksalur bulunmaz bir elçi eşi; anlamadığı konu yok; herkes ağzına ba kar. f karsınızdal Sonra yüzbaşı bana döndü: Bağışlayın albayım. böy le bile bile bahse tutuşulur mu? Gözüyle görmüş işaretmizi. Türk olduğunuzu bilmiş, benimle bir şişe viskisine bahse girişıyor. Yüzbaşı. «Namussuzun yaptığı işe bak..» gıbılerden dert yanıyordu. Üsteğmen kalktı. Yüzbaşısını kızdırmak istemiş imiş. Bizde olsa böyle ışler büyur. Onlarda sorun olmuyor. Amerıkalılar bizi alıp gemilerine go türdüler. Anlatıyorlar: Bizim gemi Amerikan donanmasının en temiz gemisidir.. diye övünüyorlar. Yolda karneyle ucuz vıski satılan yeri, gece gideceğîmiz dansingi de gösterdıler. Gemi subayları bizim Türk olduğumuzu anlayınca başımıza uşuştuler; hepsi haremı soruyorlar. Harem yok. diyoruz. 1nanmıyorlar. Yavuz'un da terslığı tuttu: Amerikalılara yüz vermıyor. Geminın her yanını gezdir dıler, makine dairesıne de In f'ırdıler, ustumuz başunız berbat oldu Dedım kı Yahu bız buraya ızinli <reldik, bır takım gıysımız •var, geminizı görmek için bakm ne duruma girdik? Kolay, dediler. Soyunduk, kamarada oturup Amerıkah subaylarla söyleşırken giysiler temi7İenip ütülenmiş olarak geldı. Onlara teşekkür edıp ayrıldık. • Yokosika okyo'nun dışında bir kentl de görelim dedik. Çevirmen Yavuz Önderman sorup öğrenmış; trenle Yokosikaya gittik. T Yolculugumuz birkaç saat surdü. Oturduğumuz kompartımana geleneksel giysileri içınde yaşlı bir erkekle orta yaşlı bir kadın geldi. Bizi selamladılar. Biz de onlan selamladık. Oturdular. Kan koca olduklan anlaşıhyor. Oğle yemeği zamanı gelmiş olmalı ki, kadın kimono sunun gayet geniş yenlerinden şeker kutusu büyüklüğunde bir paket çıkardı. Pa keti açtı içindeki pirinçli yemeği elindeki çubuklarla ko casına bir güzel yedirdi. Yıne kimonosunun yenlerinden küçük bir elbezi çıkararak kocasının ağzmt slldi. Bir başka paketi açıp onun içinden kendisi yedi. Sonra hepsini özenle sanp sarmalayıp yine kimonosunun yenlen ıçine yerleştirdi. Japonlar hiçbir yera çöp bırakmıyorlar. Yokosika büyük bir deniz üssüymüş. Bir lokantaya girdik. Derken omzumun başına bir Amerikan yüzbaşısı dikildi: Hangi ulustansınız? Türküz, dedim. Yüzbaşı benün anlamadıgım bir takım sözcükler mırıldanınca karşımda oturan Yavuz, fırlayıp adamın yakasına sanldı. Yüzbaşı bize sövmüşmüş. Onlan ayırdıktan sonra '$ anlaşıldı. Yüzbaşı, tezgah başında arkadaşıyla içiyormuş; bizı Ingiliz sanmış, yanındakı us teğmen arkadaşı Türk oldu ğumuzu söylemiş. Bir şışe viskisine bahse gırmişler. Yüzbaşı gelip de Türk olduğumuzu anlayınca bahsi yıtirdiği için ağzından. «Hay Allah kahretsin..» gibiJerden bir küfür savurmuş; ya ni küfrü bize değilmiş. Bu olayla aramızda bir 1lişki kurulunca Amerikalılan masamıza aldık. Yeniyor, içiliyor. Bir aralık yüzbaşı, üsteğmene sordu: Sen bunlann Türk olduklannı nasıl anladın? Üsteğmen yanında oturan Vavuz'un kolunu gosterdı. Bizim kollanmızda ayyıldız var ya... Üsteğmen denıek istiyordu ki: Bunlann Türk oldukları bılinmeyecek gıbi değıl. Bunun üzenne yüzbaşı oturduğu yerden kolunu u^atmasıyla üsteğmenın çenesine bir yumruk yerleştirdi. Üsteğmen, masayla birlikte yere yıkıldı. Türkler bir numaralı asker sayıldıklanna ve ben Türk Tugayı Komutan Yardımcısı olduğuma göre Kore'nin iki numaralı adamı oluyormuşum Omzumun başına bir Amerikan Yüzbaşısı dikilip «Hangi ulustansınız?» diye sordu. > Gemi subayları bizim Türk olduğumuzu işitince başınuza üşüştüler, hep si de haremi so, ruyorlar 0 Kore'nin İki Numaraiısı Biobası Hakkı Ege Pusan'daki Türk mezariığına çelenk koyarken.. Madanoğlu: Hakkı Ege ve İlhami Ba rut ile Tokyo caddelerinde,. parriKA \/c /STCCÎ Mehmed Vt U l t b l KEMAL Nüktedanlar (5O VLOnCE I 18 KASIM 1932 TDVARMK MASA TOPLANTISI Ouma 19.11.1982 saat 18.30 Kibrit şirketi Yaptığımız tetkikatm netıcslerine göre, Kibrit Inhısar Şirketi ehemmıyetli mıktarda zarar etmektedır Buna sebep olarak da memleketımızde kıbrıtten ziyade kaçak olarak çakmak kullanılması gostenlmektedir. Istatistiklerden öğrenildiğine göre, memieketımizin senelik kibrit sarfiyatı nüfusumuza nısbetle mukayese edilmeyecek kadar azdır. Kibrit Şirketi bu husu«taki kanunun tatbikl için daha şiddetli tedbirler almmasını temenni için hükumetle yeniden temasa karar vermiştir. yüksek şahsiyetlerden ve memlekete olan hizmetlerinden bahsetmiştir. Merasimde mektebin eski ve yeni mezunlan ıle mektep talim heyeti hazır bulunmuştur. Merasimden sonra davethler büfede izaz edilmişlerdir. •Şöyle ki. buyuk bir dağm üstüne Üstad Refiî Cevat Ulunay'a bir dosçıkıp oturabilirsin, ama altına konmuş tu sorar: iğnenin üstüne oturabilır misın0» «Üstad, mutlu musunuz?» «Hayır,» der. «Istanbulluyum.» Ahmet Haşim'e şairlerden soz edıMutlu sözündeki Mut'u Mersin iliyorlarmış. nin bir ilçesi sayarak bilmezlikten gel«Necıp Fazıl nasıl?» diği bellidir. Eğor dostu bu kez de mut'un «Fena çocuk değil.» Osmanlıcasını uorsaydı, üstad da nükte «Faruk Nafiz?» yapmayı aklına koyduysa soru ve yanı«Istidath çocuk.» tı şöyle olurdu: «Yusuf Ziya?» «Adam olur.» «Üstad, mesut musunuz?» «Orhan Seyu?» •Hayır, Refiî Cevat Ulunay'ım.» «Kar ve ^utına iyi, yetişecek.» Bir zamanlann, edip, şair, yazar, çizerleri birbirlerıne sövüp saymazlar, Sıra başka binne gelıyor. Üstad, hebirbirlerini ıhbar etmezler, nükte ile men küplere biniycr. balleşirlerdi. «Bırakın o gaıri, solcu; adının anılYahya Kemal'le Bebçet Kemal'in masını bile istemem.» arası pek iyi değilmiş... Ne olsa biri «Ama üstadım, bunca solcu olmaAtatürk'ün şairi, öteki Osmanlı şaîri... yan şainn arosuıda bir de solcusu buBir türlü bağdaşamıyorlar. Bir gun lunmasm mı?» Yahya Kemal, Ada vapurunda Behçet «Hayır bulunmasın, Siz hiç temiz yıKemal'e raslıyor. Hoşbeşten sonra, üskadığınız başuıızaa. saçlanmzın arasıntad soruyon «Hayrola Behçet Bey adada ne ışi da bir tane jlsun bit ıster misiniz'» Bir şey demezler. nız var?» Dalgınlığı ıle ünlu üstadlardan bı«Bir yazlık tuttum da.» ri, sokakta bir dostuna raslar: «Çok iyi. nerede?» «Nizam'rîa.» «Vay. üstadım Suleyman Nazıf Be«Güle güle dturun.» yefendi. nasılsraız, iyi misiniz? Sakalı«Çoktan beri halsizim. Durmadan nızı da kestirmışsimz. Pek alâ olmuş» öksürüyorum. Doktorlara gittim. Sende «Yanıüyorsunuz efendün. Benım verem istidadı var. Ada'da bir yazlak adım Suleyman değıl îbrahim'dir. Hiç tut, dediler. Ben de tuttum.» bir zaman sakalım olmadı ve kestırme«Vah evladan vah,» diyor ustad. dim.» «Verem de mi istidat halinde... Ona da «Adınıza değiştırmışsiniz. Bu ne bütam tutulamadın demek!...» yuk bir değiştklık'...» E8kilerin 'Çine nükte öylesine işleBaşka bir konuşma da şoyle geçer: mişti ki. gerçekten yapılmış bir nükte •Hamit hakkmdakı duşüncelerınız"'» bulamazlarsa kendilen uydururlardı. «Çok yukses bır şaırdir» •Geçen gece Üstad bilmem kimdey«Ne kadar yuksek?» dım, bak ustad neler söyledi • der, uy«Efendim. elüide bir merdıven var, durduklanm aktanrlardı. Böyle uydu birıncı basamagı yıldızlara erışıyor rulmuş bır tanesuıi Fıkret Adıl'den duy Oteld basamaklara çıkmasına gerek kalmuştum. mıyor.» «Üstad, aleyhınizde gene neler yaÇaJlı Ibrahım Park Otel'de garsonzıyorlar?» dan levrek istıyor, getıriyorlar. B)r çatal «Kalemieri kurusun, yazarlar.» alıyor, bağırıyor«Ama üstadım, bunlar küçük şey«Bu levrek degıl, palamut.» ler, aldırmaym!» «Vallahi levrek, diyor garson. •Evet, ama, insanı rahatsız eden Arkadası atıhyor: asıl bu küçük şeylerdir.» «Üstada yutturamazsın. çunkü butün omru palaniııt yemekle geçtı.» «Ne gibi üstadım?» «FEDERAL ALMANYA'DA TÜRK LERİN VAROLUŞ KOŞULLARI VE SANAT FAALÎYETLERİ» Katılanlar: Prol. Dr. Klaus Liebe Karkort, Bremen Üruversıtesı, İbrahim Demirel. Gaz. ve H.Î.Y.O., Ankara, Yöneten: Julide Güluzar, gazetecı, Ankara. (güoün jlaniarı) • 20. Asır Sanat ile tefekkürün yanyana yürudüğu (yirminci asır) herkes, hususile gençlık için çok faidelıdır. Ciddı ve nezih edebiyata parlak bir numune olan ve yirminci asn terennüm eden bu edebi eser, bütün edebiyat alemımızl alakadar edecek mühim bir mukaddime ile de süslenmiştir. Üç aydan beri tabedilmekte bulunan (Yırmincı Asır) yaknıda çıkıyor. % Galatasaray Mezunları Birliğî açıldı Galatasaray Mezunlan Birliği, dün saat beş buçukta Beyoglu'nda Luksemburg apartımanmdaki dairesinde merasimle açılmıştır. Mübadele Başmurahhasımız Şevki Beyin bir nutkile küşat merasımı ıcra edilmiş. mezunlardan muhtelıf zevat Galatasaray Lisesinın tarihinden, bu mektebin yetıştirdiğı ANKARA AIAUN KULTÜR MERKEZÎ Atatürk Bul. 131 Bakanlıklar Tel.: 25 14 36 17 31 24 # Mama Doktor Hakkı Şinasi mamalan yavrunuzun en sıhhi gıdasıdır. tLAN ŞIŞLÎ 2.NCÎ SULH HXJKUK HAKIMLtĞt'NDEN 1982/48 Ves. Şişlı Kurtuluş Savaş Sokak 222/4'de ıkamet eden Agavnı Aluç mahkemeıiııısce hacir altına alınıp kendisine Şişli Sıracevızler Gad desi 32/2'de ıkamet eden kardeşi Sıranuş Aluç vası tayinedılmıştır. İlan oiunur. 15/11/1982 (Basın: 11900) STENDHAL • CERVANTES • GOGOL GOIMÇA 7İ tn > uı > 0 KİTAP FUARInda DÜNYA KLASİKLERİ DlZfSl SOSYAL YAYINLAR BILGE PAZAPLAMA IŞBIRUGlYLE DUNYA KLASİKLERI DIZISIN1N BASIMI TAMAMLANMI^. VE KÜLrüR YAŞAMIMIZIN HfZMETINE SUNULMU$TUR fD ÜNLÜ ESER VE 32 CILTTEN OLUŞMUS OIZIMIZI ETAP MARMARA OTELI TAKSIM KİTAP FUARl NDAKI SERGIMİZOE IZLEYEBİLİRSINIZ BİLGE PAZARLAMA ~Vıtaoİ8 okuru bulusturan kuruluş" VatikonaÇr Cad it 48 22 04 48 22 05 0 < D 0 KONGRE İLÂNI F1ND1KZAUE ORTAOKULÜ KORÜMA DERNEG1 BAŞKANUĞI'NDAN ece oldu. Subaylann salık verdikleri yerden iki şişe viski aiıp gosterdikleri dan sınge gittik. Birini masanın altuıdaki özel yerine, bü'ini tnasanm üstüne koyduk. Buralarda herşey düzenli. Yaşlı bir Japon kadını geldi, çerez ısmarladık. O sıra 400 Japon yeni 1 dolar ediyor. Birer yüzlük Yen çıkarıp önümüze koyduk Kadın ısmarladıklanmızı getirince önümüzden yüzlük yenleri aldi; kasaya götürüp üstünü getirdî; yine önümüze koydu. Burada yöntem böyle, her ısmarlayışta hesap görülüyor. Biz yavaş yavaş îçmeye. salon yavaş yavaş dolmaya başladı Gelenlerln tümu subay Demek ki subaylann dadandığı bir yer. Köşe'de beş . altı Japondan oluşan küçük bir orkest ra var. Güzel bir müzik çalıyor. Biz içmeyi sürdürüyoruz. Birden ışıklar söndü. Arkasmdan bizim masa aydınlandı Yavuz'a dedim ki: Kotü yere oturmuşuz; atraksıyon başlayacak, ışık gözlerimizin içinde... Derken bir masa daha aydınlandı. Baktık Şişko bir Amerikan deniz yarbayı, ayağa kalktı. Karacılarda göbekli adam pek görülmüyor, her nedense denizcilerde raslanıyor Şişko yarbay kolunu bize doğru uzattı: tşte, dıye bağırdı. Kore'nin iki numarah adamı karşmızda!... Türkler bir numaralı asker sayıldıklanna ve ben de Kore'deki Turk Tugayı Komutan Yardımcısı olduğuma gore Kore'nin iki numaralı adamı oluyormuşum. Bizi oraya çağıran Amerikalı subaylann hazırladığı bır iş bu .. Bir alkıştır koptu Kalktık selam verdik. Müzik başladı. Herkes susuyor, kimse ses çıkarmıyor. Yavuz dedi ki: Albayım, sanınm bunlar bizim Istiklâl Marşı'nı çalmayı deniyorlar. Dınledim. bizim Ulusal Marşımızı biraz uydurukça çalıyorlar. Marş bitti. yeniden alkışlar koptu, subaylar bizim masaya üşüştüler G tn h tn o u iva m < o < 5 s(\J3X3ia • OOHH •OJ AOHO1 0 DARÜŞŞAFAKA CEMİYETİNDEN SAİT FAÎK HİKÂYE ARMAĞAN1 1 1982 yüında basılıp yayınlanmış hikâye kîtaplan arasından seçilecek bir eserin yazanna, büyük yazar SAİT FAÎK anısına 25.000, TL ödül verilecektir. 2 Daha önce aynı armağanı kazanmış yazarlar. beg yıl geçmedikçe yanşmaya katılama?lar. 3 Yanşmaya katılacak yazarlann yapıtlanndan onar adedinin 28 şubat 1983 günü saat 17.00'ye kadar Çemiyetimize teslim etmeleri gereklidir. 4 Sonuç, Mayıs 1983 ayı içînde açıklanacaktır. Ek bilgi: 48 48 10 48 48 11 ILAN BABAESKI ASLİYE HUKUK HAKIMLIĞINDEN Dosya: 1981/516 Davacı Mehmet Rafet Aksoy tarafından davah kızı FATUNO BABUK hakkmda açılmış bulunan gaipliğin kaldınlması karannın yapılan açık yargılamasında: Bolu Mengm Şahbazlar köyü nüfusuna kayıtlı MEHMET RAFET AKSOY hakkında İstanbul 7. Asliye Hukuk Hakimliginin E: 1979/445. K: 1981/26 karar sayıh karan ile veriltniş bulunan Gaiplik karannın İPTALİNE mahkememizin E 1981/516, K: 1982/ 177 sayılı karan ile karar veriLmiş olup iş bu karar 13 9.1982 tarihmde kesinlesmiştir. İiân olunur. (Basın: 24692) 7571 KİTAPSEVER HALKIMIZA Mahrumiyet bölgesi ögrencileriyiz. Okulumuzda ogretmenleriraizin öncülüğünde bir kitaplık kurmak istiyoruz. Bize yararlı olacak her türlü hikâye, roman, kaynak ve yardımcı kitap bağışlarınızı bekliyoruz. BAŞKALE LÎSESI OĞRENCİLERt Deınefunızuı Olağan Genel Kurul toplantısı 12 Aralık pazar gıinü saat 10.3ü'da Capa Ilkokulu salonunda aşagıciaki gundeme göre yapıiacaktır. Üyelere duyurulur. l'önettm Kuruiu GUNDEM: 1 Açılıs ve yoklama, 2 Toplantı Divanı'nın seçımı, 3 Saygı duruşu, 4 Yönetım Kuruiu çalışma raporunun okunması, 5 Denetleme Kuruiu çalışma raporunun okunması, 6 Bu raporlar Uzerinde görüşme, 7 Yönetım Kuruiu İle Oenet leme Kurulu'nun ibrası, 8 Yeni Yönetim Kuruiu ile Denetleme Kuruiu üyeıerı nin secimi. 3 Dilek ve temenniler, t a p a O YARIN: Donanma Orkestrası geliyor Hamburgerde [<S\. \HCRAKSAM* FflYTON Ankara Döneri ÇiĞKÖFTE ,.Otob:ı5 V o j u u s t u K u ı l a y £ f e s Bl.serr B î r a B a r d a g ı ka'rbi: '; HER ÖGLLN .MEf.İS ı.V'e dijforSpeciaj Tiirler •.,/ B^yıııdır Suk. 36 , A nıs. Mulkiye 1962 mezunu tüm tahsildaran, tellakiyun ve züppeyun'un 27 kasım 1982 günü saat 19.00'da Buyuk Ankara Oteli Salonlarında. mütemmim cüzleriyle (teferruat hariç) toplaiıacaklanna daı r ilandır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle