27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 8 25 EKİM 1982 8dremit'teki yaşam böyle geçlyor. Bahçell bir ev bulup yerleştlk. Ağustos'un sonuna doğru «Zafer Bayramı» çalışmalarına başladık. Bandomuz yok. Koca alanı dolduran birliklerin «Istiklâl Marşı» ııı doğru dürüst söylemeleri olanaksız. Bu lşi blr başka yöntemle çözümleyeceğiml sandım. Hoparlörlerle se Bi yükseltebilirsem Türk Ocağı'nda gramofonda çalınacak marşı alana yansıtıp durumu idare edecektim. Kafam iyi çahşıyor, diye hem kendimle övünüyorum, hem de alay ediyorum. 28 ağustos geldi, 29 geçtl; bizim komutanm generalliğl gelmedi. Komutanm canı sıkılıyor. 30 ağustos sabahı tören c alana toplandık. Düzeni kurmuşuz. îstiklâl Marşıyla tören başladı; ama av nı dakikada Edremit'teki bütiln fabrikaların, işyerlerinin düdükleri de ötmeye baslamasın mı? Bunu hesap edememiştim, bozum olmuştum. Gerçi pek suçum yoktu. Çünkü biz askerler bir yanda tören düzenlerken, sivil yöneticiler de öte yanda kendilerine göre düzenler alıyorlar: saat 9'da fabrika dü düklerinin öttürüimesi için karar veriyorlar. Birbirimizden haberimiz yok. Böylece lki yanlı düzenleme ters dü şüyor; benim kurmavlığım boşa çıkıyor, parlak düşüncem fosluyor: hele un fabrikasmm dfldügü öyle keskindi ki bfzlm cılız hoparlorleri bastırıverdi. E Bergama'daki alayıma katıld Japonlar, Singapurra yükleniyor, Almanlar Moskova dolayında gerilemeye baslıyor Deprem yüzünden oturdugum iskemleyle birlikte düstüm Esme'ye 9«dip babamı ücüncü kez gördüm, özlem giderdik 30 Ağustos törenini düzenlemek bana düştü ama heceremedim Bu fıyaşkodan sonra tören surdü; ama zorakı bir havada bitirildi. # Bergama E ekim ayıydı: Tümene bir Kurmay Başkanı geldi: Kurmay Yarbay Kâtni Gürkan. Artık alayıma gidebilirdım; ama Komutan da Baş kan da pek oralı görünmüyorlar. Ordu ya da Kolordu Komutanı geldiklerinde beni saklıyorlar; o gidince orta ya çıkarıyorlar. Biliyorlar ki Abdurrahman Nafiz Günnan beni tümende bir görse mahveder; beni de onları da mahveder; her kesl yerli yerinde isteyen bir titiz kumandandı Gür man Paşa.. O ara Tümen Komutanı da değişti. Yenl gelen Kenan Paşa' ya durumu ve derdimı anlattım, dedim kı: Ordu Komutanı Bergama'ya glder de beni de netlemek isterse ne yaparım? Binbaşılığım da suya düşer, kurmaylığım da... Komutan: Doğru. dedi. hiç buralarda durma... Bergama'nın yolunu tuttuk. Güzel sevimll bir kentçik Bergama; bağlık bahçelik. Evimizin önünde alanımsı bir yer var. Ortada çok geniş ağızh bir bostan kuyusu. Kuyunun çevresi tekerlemesine yarım metre yük seklikte bir duvarla çevrili. Dereeiler develerlnl ba İMjruda suluyorlar. Develer sa içerken Ulviye, ne söylesen dinlemez. Deveciler develerl teker teker suluyorlar; bunun İçin kuyudan kova kova su çeklyorlar. Devenin birl su İçerken ötekiler kuyunun çevresinde dönerek sıralannı bekliyorlar. Bu devinim llglnç bir tablo oluşturuyor. Bizim evin üst katmdan bakınca aşagıda kalan bir evin bacasmın üstünde bir leylek çiftl var. Her sabah leylekleri de lzliyoruz. Dişi leylek oradan buradan paçavralar bezler bulmuş. vav rulann altma sermiş. Her sabah temizlik yapar. yavruları bir yana iter: pacavralan, bezleri. teker teker silkeler: sonra yerine koyar: kilim gibi serdigl bezlerin üstüne vavrulannı yeniden yerleştirir. Develerle leylekler komsulartmız oldular: va^antıla rivia b'zi pSİpndirivorlar. Bersînmp^'ar soku'osn kl sMer. Anp^o'ırnıın kiml ye rindp haik vnbancılara u7ak durıır Berppmfd? böyle <;ey vok: sıcaklık var. Kasim'ın sonuna doğru FUR ceprıpsinc'p Rostov da riüstü. Almanlar dislerini tırnaklarma takmıs görünO yorlar. 1941 aralıSmm ilk eüniprinde B'rlesik Amerika ile Jnponya kaoıstılar. İse în?ili?ier do kanstı. Baskan Ruzvelt eninde sonunda Av rupa'da savaşa girer diye düşünüyoruz. Arkadaşlarla otururj kendl aramızda tartışıyoruz. B'rgün Komutan Avn! ü çak'la askeri gazinonun bah çesinde oturmuş bunlan konuşurken, nasıl oldu bilmlvorum, ben kendimi iskemleyle birlikte yerde bu! dum. Albay üçak, gazmoya dosrru hızla yöneldi Çok ince davranışlıydı, ben «acaba düştttgümü görmezlikten gelmek için ml, uzaklaşıyor» diye düşünürken o beni çağırdı: Madannglu. Rel bak!.. r.°n durup dururken otıırduğum sanrialye ile bir likte yuvarlanınca komutan deprem olduğundan kuşkulanmış. Kuşkusu da doğru çıktı. eliyle tavana asılı avizeyi gösteriyordu. Avize bir sağa bir sola doğru salmcak gibi gidip geliyordu. Albay Ucak güldiJ Deprem göstergesi, de di. Dağdaki Tavsana Tava Kurulmaz Nazif Arslan, ağır bir hastalık geçirmiştl. Uğrayıp, bir «geçmiş olsun» diyememiştim. Evine uğrayıp, bir süre söyleştim. Nazif Arslan Sıvas eski mılletvekilı. Hacettepe Hastanesinde yatan Samım Kocagöz'e gittim, «geçmiş olsunsa, Cumhuriyet'te, Samim Kocagöz'ün ameliyat olduğuna ılişkin bir haber çıkmıştı. Henüz olmamış, ertelene ertelene ameliyatı bugüne kalmış. Samim Kocagöz de yata yata bıkmış... < „f Biz konuşurken, dışarıdan bir haber geldi, Samim bey'e: Alt katta yatan bir hasia/slzi "ziyaret etmek istiyor: Gelebiltr mi? diye sordular. Samim Kocagöz, yatağmda doğrulmuştu: Tabii, buyursun, dedi. Yirmi beş yaşlarmda bir genç, bisıkletli sandalyede oturuyor, genç bir bayan sandalyeyi yürutüyordu. Gencin ayakları kesilmişti, sandalyesinde öyle oturuyordu. Genç elinde iki gül tutuyordu. Şöyle dedi: Efendim, sizi rahatsız ettim; burada yattığınızı öğrendün de, bir ziyaret edeylm dedim.. Güller vazoya kondu. Kesilmiş ayaklarına bakmamaya çalışıyordum. O anlattr. Bir trafik kazası geçirmiş, felç olmuş, Hacettepe'de öğrenciymış o yıllar. Şimdi bacakları kesilmiş, sandalyede oturabilir olmuş.. Sandalyeslnde ikide bir, genç bayan mendille terini siliyordu. Samim Kocagöz, tanıştırdı: Cumhuriyet Gazetesi'nden Mustafa Ekmekçi. Gencin adı Özcan Ensari'ydi. Samim Kocagöz ameliyatmı, derdini unutmuş; gençteki yaşam çabası heplmizi duygulandırmıştı.. Sizinle tanıştığımı duyunca, annem çok sevinecek dedi. Benim de saygılarımı söyleyin.. Az sonra, izin istedl özcan Ensari, Samim Kocagöz'e: Sizi fazla rahatsız etmeyeyim; dedi. Samim Kocagöz'ün eşi Sevinç Kocagöz onlan kapıya dek uğurladı.. Mücap Ofluoğlu, 1945'lerden günümüze dek yazdığı şiirlerini «E'otoğraftaki Çocuk» adıyla yayınladı. Karacan Yayınlan'nda çıkan yapıtta, annesi için yazdığı «Dilek» başlıklı şıir şöyle: «Mutlu günler gelecek anne / mutlu günler özlediğin / gönlünce rahatsm / yaşadıgından emın. Bu topluluk bir topluluk anne / kadını kadın erkeği erkek / çocukları çocuk çocuk. Sözleri sohbetleri memleket / gözlerinde yagmur yaşları / İstanbul geceleri Lacivert. Söz verin kırlangıç kuşlan / çok uzaklara uçmadan önce / mutlu günler gelecek deyin / siz dönmeden gtiz gelmeden önce..» ••• Mustafa Kemal, özel söyleşilerınde sık sık annesinden söz eder. Analarm önemini anlatır. TDK Başkanı Şerafettin Turan bir gün: Ekmekçi, sen sık sık anadan söz edersin ya, Atattirk de öyle demiş, onun analardan söz eden bir özel söyleşisinl okumuştu. Atatürk kadına, toplumda öyle önem vermlşti. Yazık ki, bu büyuk devrimi anlaşılamadı yeterince. Toplumda göstermelik olarak kaldı. O, kadını hep ön plana, gerçek yerine çıkarmaya çalışmıştı. Bunun kavrandığını sanmıyorum. Bir kaç drnek vereyim: Sabiha Sertel anlaşılabildi mi?.. Yurt dışında öldü. Halide Edip Adıvar anlaşılabildi mi? Halide Edlp, 195060 ortalarında, Demokrat Paıtiden ayrılmıştı. Demokratlar, ayrılışını umursamamışlar: Bırak şu mandacıyı, demişlerdl. Bir özel söyleşi sırasmda, buna değinen Halide Edip, kısmış, şöyle demişti: Mustafa Kemal mektup yazdı, Anadoluya çağırdı. Gittim, onbaşı oldum. Düşüncelerimi sordu, söyledim. O zaman o kadar düşunebiliyordum. tlyas Seçkin, Ankara'ya gelip döndü, îlyas Seçkin eski Bakanlardan, yolda karşılaşmıştık. Oturup, bir kahve içimi konuştuk. Söz, yenl partilerin kurulmasmdan açıldı. £ r a s Seçkin'in anası şöyle dermiş: DağdaM tavşana tava kurulmaz, git tavşanı vur gel; tavayı ocağa öyle koyayım.. tlyas Seçkin'in anası, satır arasında ne güzel anlatmış.. Eşme'ye gidişim aponlar Singapur'a yükleniyorlar. Almanlar Moskova dolaylarında gerilemeye başladılar. Sovyet ordulan Mayıs aymda Har kov'da karşı saldırıya geçtiler. Artık yaz gelmişti lyice... Bergama, Eşme'ye yakın dı. Babamı görmek istedim. Çocukluğumda Eşme'ye blr kez gittiğimi daha önce anlatmıştım. Sonra babamı İstanbul'da beş dakika kadar görmüştüm. Üçüncü kez görüşmemiz söy le oldu: J ALMANLAR DİŞLERİNÎ TIRNAKLARINA TAKMIŞLARDI Kasımm sonuna doğru Rus cephesinde Rostov da duştu. Almanlar dişlerini tırnaklarına takınış görünüyorlar. 1941 aralığının ilk gunlerinde Birleşik Araerika ile Japonya kapıştılar. tşe fngilizler de karıştı. Baskan Ruzvelt eninde sonunda Avrupa'da savaşa girer diye düsünüyoruz. Arkadaşlarla oturup kendi aramızda tartışıyoruz. Fotoğrafta Hitler cephede komutanlarla bir yemekte görttlüyor. (Fotoğraf: Cumhuriyet Arşiv) MALİYE BAKANLIĞINDAN DUYURU Baskısı föyvolan şeklinde dü2enlenen Turk Vergi Kanunlan Cilt I ve Cilt Il'de yer alan kanunlarda yapılan değişiklikler yeniden düzenlenerek satışına başlanmıştır. Turk Vergi Kanunlan Cîlt I'de: GELİR VERGİSİ KANUNU; KURUMLAR VERGİSÎ KANUNU; VERGİ USUL KANUNU; AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN; DANIŞTAY KANUNU: BÖLGE ÎDARE MAHKEMELERİ ÎDARE MAHKEMELERİ ve VERGİ MAHKEMELERİNÎN KURULUŞU ve GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN: İDARE YAGILAMA USULÜ KANUNU; BELEDÎYELERE ve ÖZEL İDARELERİNE GENEL BÜTÇE VERGİ GELÎRLERINDEN PAY VERÎLMESÎ HAKKINDA KANUN; lar yer almaktadır. Bunun dışında kalan Kanunlar ise Cilt Tl'de bulunmaktadır. Turk Vergi Kanunlan Cilt I'ın fıyatı 1982 değişiklikleri ile birlikte 1500. TL.'dir. Türk Vergi Kanunlan Cilt Il'nin fiyatı 1982 değişiklikleri ile birlikte 1100. TL.'dır. Yalnız 1982 yıh değişikük ba3kılannın fiyatı ise; ı'inci Cilt için 500. TL, Il'nci Cilt tçin 100. TL'dir. Satışlar; illerde, Defterdarlık Muhasebe Müdürlüklerine. İlçelerde, Mal Müdürluklerine yatınlacak ücret karşılıgmda almacak vezne almdisıntn ashnın, Gelirler Genel Müdürlügü Dokümantasyon Mer kezi (Beşik Sokak No: 7/5 Ulus . ANKARA Tel12 29 48) adresine elden getirilmesi veva Dosta ile gönderilmesiyle yapılacaktır. Değişiklikîerin belirlenen adreslere posta ile gönderilmesinde aynca posta ücreti almmayacaktır. (Basm: 22892) 6990 (50 YtCX1CE t 25 EKİM 1932 # Balkan Konferansında inkıta tehlikesi Bühreş 24 (Hususi) Cuma günu toplanan Balkan Birliği Konferansı içtimamda Türk ve Yunan başmurahhaslan ekalliyetler meselesinin sona bırakılarak bir sene zarfında alakadar devletler arasında halledilmesini teklif etmişlerdi. Bulgar murahhaslan evvela ıtiraz. sonra kabul ettiler. Pazar günü tayyare ile Sofya'ya giden Bulgar başmurahhası bu sabab gene hava yoluyla avdet etti ve ekalliyetler meselesi halledilmedikçe misak müzakeresine girişmiyeceklerini bu takdirde konferansa iştirak etmıyerek sadece müşahit sıfatıyla kalacaklannı bildirdi. Bu sureüe konferansın inkıtaa uğraması ıhtimali hasıl oidu. Öğleden sonraki içtimada Hasan Bey ve M. Papastasiu bir hal şekli bularak teklif ettiler. Bulgar murahhaslan tekrar Sofya'dan talimat istediler Maahaza almacak talimatın noktai na/arlannda ısrar tarzında olacağı tahmin ediliyor Yarınkı ıçtimaa bu itibarla çok ehemmıyet verilmektedir Bulgar'lar çekildikleri takdirde konferansın devam edip etmeyeceği.'Çimdiük malum değildir. "" devletin bu meselede de anlaşamaması Brezilya hukümeti Türkiye ile tlcarî itilaf yapmayı büyük bir memnuniyet ve samimiyetle arzu etmektedir. Türk hükümetinin de aynı fikre sahip olduğunu tamamen kaniim. Esasen iki hükümet arasında bu meselemn halli için müzakerata da başlanılmıştır. Her iki hükümetin hüsnuniyeti sayesinde meselenin pek yakında ve Türkiye Brezilya ticari münasebatının inkişafım temin eder bir şekilde halledilereğine emin bulunuyonım. Müzakeratın yakında bitmesı muhtemeldir.» Komutandan İzin aldım. Ulviye ile Eşme'ye glttik, Kıranköy'e vardık. Evin önüne geldiğimlzde içerde kimse yok sandık. Ağabeyim ava, çoluk çocuk da bahçeye gltmişler. Babam yalnızmış. Seslmizi duyup çıktı. Uzun boylu, kır sakalü, oldukça göbekli. Sezgilerimizle hemen durumu kavradık. O benim og lu, ben onun babam olduğunu anlayınca birbirlmize sarıldık. Babam aynca gözlerlmden öptü. Kalın ka bank kaşları gözleriml acı tıp yaşarttı. Babamla uzun uzun konuştuk, söyleştik, ama köy de çok kalamadık. Oranın koşullan bize ters geliyordu. Uzunca bir süre kalmak niyetiyle gitmlştik, ça buk döndük. # Küfede ekmek satılmayacak Belediyece tablakarlann küfeler içinde ekmek nakletmeleri menedilmiş ve bunlann çinko döşeli kaplar içinde taşınması karar altma alınmıştır. Fakat yapılan tetkıkat neticesinde bir kısmının henüz emre riayet etmetlıği anlaşıldığmdan bunlara da ihtlratta bulunulması alakadarlara tebliğ edilmiştir. Yann: Ankara'da yeni görev. (günün ilanları) # Büyük sinema Hali hazırda en büyük sinema hadisesi: Dunyanm en meşhur artistl Marlene Dietrich tarafmdan yaratılan Şanghai Ekspres. Bu bir film değil. bir harikadır. # GELENEKSEL Brezilya Elçisi geldi TÜRKİYE AŞIKLAR BAYRAMI 17. Yıl 27 Ektm 4 Kasrm 1982 Sizleri de beküyoruz Mezunen seyahatte bulunan Bre7ilva'nın Turkiye elçisi M. Mario de Pimentel Brandao cenaplan evvelki ?:un Avrupa'dan şehrimıze gelmiş ve dun akşamki trenle Ankara'ya gitmiştir. Hareketinden evvel kendisiyle gorüşen muharririmize demiştir ki: • Türkiye ile Brezilya siyasi münesebatı çok dostanedir. Yalnız son zamanlarda kahve ticareti meselesi munasebetiyle arada ufak bir pürüz meydana çıkmıştu. Fakat bu iki dost Dünya Güzel Olmalı Fikret ve Filiz OTYAM Fotoğrat Sergısi 27.10.1982 tarihine kadar hergün saat 13.00 18.00 arası gezilebilir. Ankara Alman Kültür Mer kezi Atatürk Bul. 131 / Bakanhklar. 0 Kiralık apartmanlar KONYA TURİZM DERNEĞİ Şişli'de Bulgar çarşısmda Arpa suyu sokağmria 2426 numaralı apartmanda yeni ve banyolu daireler 3035 lıraya kiralıktu*. Derunündekilere müracaat
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle