Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 EKİM 1982 KÜLTÜR Y A Ş A M Curnhuriyet 5 Istanbul Devlet Balesi "Mavi Tuna,, ile acılıyor Servisi) Istanbul Devlet Balesi 6 kasım cumartesı gü nü «Mavı Tuna» ile perdelerıni açıyor. Johann Strauss'un müziginden bale olarak sahneye Sovyetler Birliğl VUnius O pera ve Bale Akademısi Baş koreografı Vytautas Grıvickas tarafmdan uyarlanan «Mavi Tuna» balesinın gıysılerinı Aldona Grıvıcken, dekorlarını Selçuk üzelli ha zırladı. «Mavj Tuna» balesmde Ok tay Kerestecı, Selçuk Borak, Emel Alper, Pulya Yücesoy, Alev Kuntay, Serap Konuk, Semra Denker, Nıl Kutval, Engin Akaoğlu ve Barlas Kobaner dans edıyorlar. ISTANBUL <THA Sanat insanlarvesanat.4 muraî Gündelik havatın önemi eorıler soyuttur. Bir teorıyı uygulamak ısteyenler onun bu ı zellıgını degerlendırıp somutla ılişkısını sureklı olarak. yeniden kurmazlarsa daha da soyutlaşır, sonunda gerçeklere deg meden uçup gider. Ağaçlan gonnekten ormanı görememek uyarısı haklı bir uya n. Ama tersi de geçerli. Or man kavramını düşünmekten ağaçları gözden kaçırma lehlikesi de var. Gerçekte, «teori»nın ilgtlendıği «büyük sorunlar», gundelık hayattan hıç de kopuk değildır. Sözgelişi. «Fransa'nın !>on yüz yıllık tarihinde...» dıye bir cumle yazıp (ya da okuyup) geçiveriyoruz. Bu aslında milyonlarca insanın saat saat, dakıka dakika yaşadığı 36. 500 gun demek oluyor. Ama özellikle modern top Jum ve modern hayat teorınin sorunları ile insanlann gundelık sorunlannın algılanması arasına buyük uçurumlar koyuyor. Ister geçım derdi. ister boş vakit eğlencesi. teorinta ilgi alanı olan büyuk sorunlan İnsanlann göruş ufkundan Çi T karıyor. «Bilinçli seçmeni» olduğunu söyledığımız toplumlarda bazan yumurta fıyatlarının bir «politik» tercıh nedenı olması gıbı. Toplumlann olagandı^ı, sarsıntıh dönemlerınde «büyük sorunlar» gunlük hayata akın akın doluşur; insan lar isteseler de istemeseler de o sorunlarla yaşarlar. Kimi dönemlerde ise, sorunlar hâlâ büyük kalabilir. ama, çeşitli nedenlerle insanlann ilgisini çekmez olurlar. O toplumlarda bir şey ler, bu iki varlık arasına bir perde germiştir sanki. Oysa ihtiyaçlar her zaman vardır. her zaman duyulur. Bu durumda gündeük hayatın aldığı karmaşık biçımler Içinde o ihtiyaçlarm keşfedilınesi ve dile getirilmesi gerekir. Gündelikten yapısala ilgi böyle doğabilir. Dünyada, özellikle de bizde, «teoriler» dunyası. gundelik hayattan kopukluk gostermiştı. Burada şımdi olan bir bakıma da gundelık hayatın intikamıdır. Onun içın bu sorun üstünde daha bir süre oyalanmak amacın dayım. Rousseau'nun ünlü yapıtı yeniden yayımlandı Kültür servisî Ünlü Fransız düşunüru Jean Jacques Rousseau'nun «Insanlar Arasındakı Eşıtsızlığın Kaynağu; adlı yapıtı, Say Kıtap Pazarlama Yayınları arasında çıktı. Kltapta Jean Jacques Rousseau'nun ünlü konuşma sının taın metni yer alıyor ve konuşmanın anlamı yorumlanarak yapıta açıklık getirilivor. Sınılsal açıdan Fransız Devrımı'nı en çok etkıteyen düsunür olan Rousseau, yazar olarak önce bılıtnler ve sanatlar üstüne yaptığı ko nuşmalarla ünıendı. Sonradan «însanlar Arasındaki Eşitsizliğm Kaynağı», «Yeni Helolse», «Toplumsal Sözleş me», «Emilc», «Itıraflar», Bir Yalnız Gezenn Hayalleri» gibi kitaplan kaleme aldı. Afgan göçmenlerinin folkloru arastırılacak ANKARA (UBA) Mil li Folklor Araştırma Daıresi, Af ganıstan'dan Türkiye'ye getırilen Türk asülı göçrnenlerin folklorlanıu araştırmak tizere oluşturulan bir ekibi Tokat'a gonderdi. Kültür ve Turjzm Bakanhğı yetkllilerinden alınan bilglye göre, görevlendirilen ekip, gerek Tokat'ta, gerekse göçmenlerin yerleştirildikleri oteki illerde araştırmalarına 1983 yıh sonuna kadar devam edecek. Cağdaşımız bir iige: Erzurumlu îbrahim Hakkı Enis BATUR Sedyü serin, bidu diz» (başı, dizi, memesi, dişilik yeri büyük) «Dördü küçük olmalı/Enf, ağız, ayağ, eli» (ağız, burun, el, ayak küçük) «Savt, beli, ince heem/ Şekli de bir nîce heem» (sesi, beli, biçimi ince) «Lâhni semüıü târiyy/ Olmalı kıldan berî jÇtaze. tombulca, kılsız) olmalı diyor îbrahim Hak kı Efendi, «ideal» kadın i Bilge Karasu'nun bir öyküsü " Le Monde,, gazetesinde cıktı Kültür Servisi Bilge Karasu'nun «Uöçmiiş Kediler Bahçesi» adlı kitabında yer alan «Bir Ortaçağ «Abdalı» adlı öyküsü, Fransa'nın ünlü «Le Monde» gazetesinin 17 ekim 1982 tarınlı pazar ekinde tam sayta olarak yayımlandı. Bilge Karasu' nun yaşam öyküsüne de yer verilen gazetede, yazanmız şöyle tanıtılıyor. «Bilge Karasu 1930 yıünda Tiirkiye'de doğdu. Unîversite öğretim üjeliğinin yanısıra (Ankara Universitesüıde raantık dersleri veriyor) çeviriler de yapan (S. de Beauvoir, V . laulkner V ve D. H. Lawrence'dan çevirileri var) Karasu, son yir mi yıl içinde ulkesinde en önemli edebi.vat ödtıllrrini n\ masuıı s:ığlajan lomaıı \e öyküler yayıtnladı. Vazarın «Göçmiiş Kediler Bahçesi» adlı kitahında yer aian bu öykü, Bilge Karasu'nun Fransızcada yayımlanan ilk metnl. emâletttn Revnakoğlu'nun 1961'de Erzurum'da yayımlanan çiihşması bir yana, 1703 1780 arası yaşamış olan Erzurumlu Îbrahim Hakkı üzerine derli toplu bir çalışma yok ne ya zlk ki. En önemli kltabı sayılan Ma'rifetnâme (1756), Hpsiklopedi türünün bizdekl en ilginç örneklerinden birisl. Amerika'nın keşfiyle llgill ilk ayrıntıh döküm de, son derece uyanık bir biçimde kaleme alınmış bir «tekâmül nazariyesi» de, uyku ve ölüm üzerine yarılelsefî bir yaklaşım da Ma'rifetnâme'nin önde gelen konuları arasında. Bugünün gözüyle okunduğunda son derece hoşgörülü, tutuculuğa hemen hiç düşme yen, bilimsel denilebilecek bir kişiliği var Ibrahim Hak kı'nın. Osmanlı Türklerinde flim başlıklı değeri tartışma götürmez yapıtında, Adnan Adıvar, «bilimsel» yanını ciddiye almamakla bir likte. devşirmeciliğinin bir bakıma «ilerici» denebilecpk özelliğini önemsiyor İbrahim Hakkı'nın. C Violette Noziere; sinemasal dilini ayrmtılarla kuran bir fılm... Chabrol de bütün gerçek yaratıcılar gibi kuilandığı malzemenin diliyıe alelacele bir uıesaj vernıek değil, o dılin (yani ?öruntünün) alanında yani eklem lemelere giderek nıesaj kur mak yolunu seçen bir ustadır. Sürdürdüğü ikili hayatın çıldırtıcılığı sonucundan annesiyle babasını öldürme ye kadar varan bir Frınsız burjuva kızmın hikâyesi ve genelde burjuva ahlâkı sorunsalı demek yetmez Chab rol'ün filmi için O hs'de Violette'i daha derin, daha mcelikli bir seyretme / clru ma yolu için ipuçları imerilebilir ;filmin başmda hemen Violette'in elbise.îi dik katimizi çekmell. Baştan aşağı siyah elbiselerinia, siyah yana eğik şapkasının, kırmızıya boyadığı dudaklarının simgesel değeri tartılmalı. Ancak ev dışmdakl hayatmın bu ürkünç ünifor ması gece kadınlan. Lautrec'in orospuları, siyahın ölümcüllüğü v.b. belleğimize iyice kazındıktan sonradır ki Violette'in küçük burjuva karabasanma girebiliriz (Chabrol de filmin kurgusuyla bunu amaçlamaktadır zaten). Çünkü o elbise ve o hayat birbirlerini olumsuzlama yoluyla tanımlarlar. O elbisedeki cüret sıyrıldığmda Violette o elbisenin mesajının tam ter sini ileten bir ortama girecektir. Büfe ile yemek masasmm arasından zorla geçilen dar, kısıtlayıcı bir mekân: mutfak salonun, tuvalet mutfağın içinde, rahatça sevişilemeyen mektup gizlenilemeyen, kıpırdama fırsatı bile vermeyen bir apartman dairesi (Chab rol'ün kamerası burada güçlükle ilerler). Elbise nasıl Violette'in özlemini özetlerse bu mekan da İnsanlann hayata bakışını özetler tabii. Dış dünyadan korkma, küçük hesaplar, suçlu cinsellik, özel günlerde rosto, çok para harcamadan gösterişll olma tutkusu, evlatlannın mürüvvetini görme bencilliği, yıkanma saplantısı, akşamları aile arasında kağıt oyunu... Şimdi Violette'in elbisesine, sokağa geri dönebiliriz tekrar; o ürkünç elbîsenin simgelediği toplumsal tavır nedir peki? İlk bakışta kifiaıızı peUiş koltuklu öğrenci kahvelerinde sür Violette Noziere dürülen bir çeşlt küçük bur juva bohemliği... Bu Violette'in sevgilisiyle buluştuğu otel odasında iyıce belirginlesir; yaldızh aynası, iki kişılık yatağı, ses geçıren duvarlarmda kağıtları ile aykırılığa oynayan küçük bur juvaların o acıklı sıgınağı, bir «garsoniyer»... Violette'in aşk konusundaki fikirleri de küçük burjuva efsanelerinden derlemedir; sevgilisi Dabin'le kırda buluşma, köprü kenarında ilk öpüşme, garda ayrılık sahne len... Ne var kı, unutmayahm «siyah» beklenmeyenin ve tehlikenin de gostergesidir. Violette tipik bir küçük burjuva yosması olduğu kadar sınıfının bölünmüş bilincinin de temsılcisidir. Anababasını zehirleme girişimiyle açığa çıkan şey küçük burjuvaların hayatlarmın dar mekânlarıyla gündüz insan gece kurt yaşama özlemlerinin birbirlerini uzun süre taşıyamayacağı gerçeğidir. «Beni asmayacaklar» derken Violette' Fotih OZGUVEN eseri kendi gerçeğinl kendl terimleriyle, kendi büyüsüyle kurar. Violett'in işlevsel sıyahlarıyla baba evınden. yola çıkarak varılabilecefe birtakım nesnel veriler Violetta Noziere filmini çözmeye yetmez... Filmin başın daki o tedirgm, stilize tangoyu, ailenin frengi ilacını suya karıştırıp içerken karşıhklı kadeh kaldırışlannı, stephane Audran'ın yas elbiseleri içinde kızını reddedişini, Violette'in tek başına dansedişini, mahkeme salonunda idam kararını duyduğunda elini boynuna götürüşünü, mahkeme heye tinden önce özür dileyip sonra hakaret edişini, parkta kendisini tanıyan adama takmdığı «giizel kayıtsızlıİsa"belle Huppert, Zehirli Çiçek fiuninin yönetmeni ile.. ğı»... asıl bütün bunlardakl in sesindeki güven bu yüz bir küçük burjuva dramı şiiri, mizahı, ürkünçlüğü, den ürkütücü ve haklıdır. hem de bir kehanettir. Vi ürpertiyi yani nesnel seyr O sınıfının vicdanıdır. Ha olette'in deliliği işlevsel, ka etme sürecinin vazgeçilmea pisaneden çıktıktan sonra çmılmaz ve ileriye yönelik öznellik duraklannı, ayrın; evlenip beş çocuk doğuran tır. neredeyse bir «toplum tıları kaçırırsak her bağımViolette, her filminde küçük sal jest» içeriği kazanır. sız ve özgün sanat eseri giburjuva deliliğinin tarihçeAma şunu bir kere daha bi Violette Noziere'i de kasini yazan Chabrol için hem tekrarlamak isterim; sanat çırmış oluruz. Zehirli Cicek sikolojık anlamda bir «normallik» sorunu getirdiğine gö re kara film olarak adlandmlabılır Violette No ziere. Film gerilim doğuran karanhk bir demir parmak hk goruntusuyle başlar. Hem bir kehanet gibi Violette in geleceğı sezdirilir, hem de yabancılaşmış bir dunya simgelenır. Boyle bir dünya evrensel şizoid bir durumdur. Chabrol o ka^ ranlık tramvay sahnelerıyle kesinlıkle yabancılaşmış bir dunyaya göndermede bulunur zaten. Evrensel şizoid durum daha çok bir iletişim sorunudur aslmda bir görme ve gorulme duru mu... Filmde kimse birbirinı gerçek anlamda gormez. Violette öz babasıyla konuşurken konuşmayı aynadan ızlenz. Komşu kadm cmayetin işlendiği eve ilk girdigınde aynada kendme bakar. Violette'in annesi sık sık aynada saçmı duzeltır. Ve Violette kendini arar ay nalarda. Böyle bir «şizoid normallik» dunyasmda anlamadığma ve anlaşılmadıgına ınanan kişi parçalanmış bir kışilik yaratır kendine. Kendisi olanı' ve kendısi olmayanı ayırdedememek temel sorunudur Vio Lole MÜLDÜR reniye daha çok itilir. Şizofrenler genellikle kendilerini gerçekten gördüklerini v e anladıklarmı sandıkları bir başka insanm fantezisi ile özdeşleştirirler. Madame Bovary gibi romantık bir duşte beyaz atlı prensi beklerler. Sevgihsi Dabin'i de Violette yaratmıştır aslmda Dabin Violette'in ru rayasında denizden cıkagelir. Dabin lirık bir fantezi, uzak bir kaçıştır onun için. Violette onu «hayvan gibî sevmek», onunla Sables d' Olonne'a gitmek ister. Odasında bir deniz resmi var dır. Zaten Noziere ismi sularda yitmiş gitmiş anlamını çağnştırmaktadır. Nitekim hep uzak yerlere gitmek istemesi cocukluğunun cezaevinden, film boyunca arkasında görülen demir parmaklıklardan kaçmak is temesidir. Bu cezaevi aynı zamanda da cinseldir. Dabin'le olan ölümcül ilişkisi onun sado mazoşist yönunu de ortaya koyar. Erkekleri aşağılar, onlan cinsel heyecana sürukler ve kaçar. Bu yüzden bir düşte ona elinde iğneyle yaklaşan Dabin aslında Vîolette1 in ikizidir. Kız arkadaşı Violette'i «eş ruh ormanda olur, hayâl görme» diye u* yarmak gereğmı duyar. Oyta Jean ismini mınldanırken aynada kendini öpmey© vardınr işi Violette. Laing'e göre gördüğünü, ve görüldüğünü sandığı fan tastik kişıyle özdeşleşen in j san kendi kendisinin aynası olur ve yoketmek ister bakışma değen herşeyi. Nitekim Violette anne ve babaı smı ama, özellikle babasını yoketmek isteyecektir. Babasıyla arasında bir cinsel çekim sözkonusudur çünkü, (Banyoda babasınm önünde çıplak konuşur, babası onun yarım bıraktığı reçelli ekmeği yer ve babasmın trenle geçiş sahnesinde yadsmamayacak bir sevgi sezilir.) Zehri babasma içirirken şizofrenlerin uzak. peçeli bakışıyla bakar ona.Annesi ölümcül rakibidir OÎ nun. En sonunda Violett© Noziere ikislnin cesetlerini ayn odalara taşıyacaktır. Evet, Violett^ Noziere bütün bunlardır ama, yaşadığı korkunç dunyanın bir urui nü ve aynasıdır da. Mahkemesı olmayan suçlarm kurbanıdır. Yasadığımız dün' yaya kara bir ayna tutmaları için böyle zehirli çiçekler gerekir öyleyse. O da sonunda «noterlerle evlenen dalgın kızlardan» (Neruda) birl olur ama, bütün yakıcı soruların başladığı yerda bekler bızi. P lette'in. Duzene uyum ve uyumsuzluk arasında bocalar. Kışıliğinin bir parcası duzene uyumdur; kihseye kabul fotografı, Jean Gabin Jean Dabin üzerindekı dil oyunu. altın fetişızmı ve bakırelık kaygısı gibi... Öte yandan «etekli bir canavardır» o... Heykele ruj surerek donuk burjuva estetığine başkaldınr. Erke ge «benimle yatmak ister misin? diyerek fallokrat kulturle alay eder. Ihtiyacı oldugu için yattığı erkeğe para ödeyerek en eski toplumsal kurumlardan birini tersine çevirir. Şizofrenlerın ikiyüzlülüğu gördüğu ve saklamadığı klinik bir ve ridir. Muhbirleri zavallı bulur. Mahkemedekilere «sizden iğreniyorum, çok adisiniz», der. «Her yakın zulmün küçük hisseli uzak ortagı» (E. Ayhan) olan bu kişiler de şizofrenlerden bu nun için nefret eder, hatta yok etmek isterler zaten. Tek başma dansedebilme cüretini gosterebilen saten ayakkabıh «tuhaf bir kadın»dır Violette. Kotulüğun den çok esrarengızliğıyle femme fatale'dır. Yıkıcı ve dişı olandır. se... Bilinç ayrışmasmı denetleyemedikçe Violette şizof RuRESl OLDUSUMu GORE, B E N İ M VASAMIMDAKİ ESPİRİ NEDİR 9 Kadınlığı Jane'den öğrenin D DUYURU AIi Paşaoğlu'nun müessesemizle ilişigl yoktur. 3. şahıslara duyuruhır.' SARMAŞIK MOBtLYA SANAYÜ Ünlü soprano Visnevskaya operayı bırakıyor Kültür Servisi Ünlü sop rano Galina Visnevskaya bu hafta Parıs'te vereceğı tamsıllerle sahne hayatına veda edecek. Visnevskaya bu son temsillermde Çaykovski'nın «Yevgeni Onegin» operasınm genç kadın kahramam Tatyana'yı oynuyor. Galina Vişneskaya, operayı bırakırken bu yapıtta oynamaktan büyük mutluluk duyduğunu bellrterek şunlan söyledi: «Çaykovski'nin bu yapıtının kahramanı Tatyana, Rus kadının özüdür Ben de bir Rus kadmıyım. üperayı ıçimde en küçük bir burukluk olmadan bırakıyorum Opera sahnelerinde otuz yıl çok uzun bir zaman. Yalnız benim lçin değıl, hfir kadın lr'n çok uzun bir zaman.ı, Vişnevskaya, ünlü orkestra şefi ve viyolonseld Mstisla* Rostropoviç'le evli bu Ma'rifetnâme'nin şaşkmIık verici bölümlerinden bırisine ise hiç değinmiyor Adıvar. Kadın erkek ilişkisi üzerine kurulmuş bu bolümde uzun uzun cinsel tIişkide katedilmesi gereken aşamalardan söz açılıyor ön ce. Gerçek bir cinsel eğitim elkitabı. «Cimâ'ın âdâbıı erkânı yirmidir» diyereic başhyor İbrahim Hakkı: Sı rasıyla erkeğin nasıl uzun ve muhabbeth bir giriş yap ması gerektıği. kadın govdesinin neden geç uyanldtğı, ilişkının <ıkar<<ılıklı» ol duğunun unutulmaması ge rektıği («Ve biri, Ba'deelinzâl ehlinin batın üzerinde, anın dahi isi bitinceye dek kalmaktır. Vaktaki Reciil ehli ile ihtilât eyler, H«ı roz sribi inmesiin, belkl ehl'inden bulduğu lezzeti, ehl'i dahi andan bulmadıkça batını uıerinden gitmesıın. Kadınınkini de beklesun») anlatılıyor. Cinsel ılişki oncesinde, sırasında ve sonrasında öğütlenen «tenıizlik» koşullan güncellığıni koruyor hâlâ. İbrahim Hakkı Efendi «Huyu gibi kendLsi de gtizel olan» kadını şöyle betlmliyor: «Dört yeri lâzım siyah/ Sâçü kaş, kirpik, göz âh» (saç, kaş, kirpik, gbz siyah) «Dört yeri ağ olan zyn/ Levnü dîşü zufrü ayn» (diş, tırnak, gözakı, ten beyaz) ' «Dört yeri lâzım kızıl/ Haddü lebü lisse, dil» (dişeti, dil, dudak, yanak pembe) «Dört yeri zîyk ola derc/ Enfü simâh, ibtu ferç> (burnu, kulak deliği, koltuğu. dlşıligi dar) «Dordü kebır ola nîyz/ çin. Revnakoğlu'nun inceleme / derlemesi yirml yıl önce yayımlanmış. Hiç değilse Ma'rifetnâme'nin eleştirel bir basımı yaüilabil. Y4PIMEI/İ sinemalar,tıyatrolar,galeriler 67766869 Newyork Newyork,, Yönetmen MartinSCORSESE HarbiyeKONAK 482606 2.HAFTA Rohertde NİRO •URARTSANAT GALEftlSt AVNİARBAŞ RESİMSERGİSI 7ekim28ekim1982 . Ab<S lpekd Cai. 21 Nişantsp kanbuİ T«t4803K GALERİ LEBRİZ UfStmBRESİMSBBİSİ 20 EKİM13 KASIM 1982 Min Kcsul Oke Ctd. Ikulcr Apt. 11/1 Ni|utt| lıtubul Tel: 40 22 »2 ÎNGİLİZCE dersleri verilir. Tel: 47 78 49 Hodri Meydan Kültür Merkezi LEVENT KIRCA TİYATROSU Kenter Tiyatrosu'nda (Güldüru2bölüm) Hergün 21.30 (Sahhariç) Ctımartesi 18.302130 Pazar 1 $.3018.30 RUDOLF NUREYEV LESLIE CARON Küçükçekmece'de sahibinden SATILIK rdn:KEN RUSSEI telefonlu daire Tel: 79 45 15 . ASAĞIYUKARI, TİYATROSEVERLERİNBEGENİSİ VEGENEL İSTEK ÜZERİNE Sinemalar Osmanbey "Gazi" Beyoğlu "Saray" Kadıköy "Ocak" Suadiye "Atiantik" ilanlarınız ıçın Y4PIMEI/İ # PTT kimlik kartımı kaybettim, geçersizdir. Şenol PATAN # Arsen Lüpen Kamaoğlu olan ismim Beyoğlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 982/132 Esas ve 982/596 karanyla Ahmet Arsev Kamaoğlu olarak düzeltilmiştir. Ahmet Arser KAIVIAOĞLU % Hacettepe Üniversitesi kimliğiml ve öğretmen kimliği nü kaybettim. hükümsüzdür. Hfiseyin ALMAII. • Nüfusumu yitirdim. Ge çersizdir. Şükru PAŞA • İETT kartımı kaybettim. Geçersizdir. T. Kenan ÜLUSOY • Nüfus cüzdanımı bettim. Geçersizdir. A DERSHANESI üniversiteye girmek için' BeUemeGhn f I ;,ÇffiaS&W" KADIKÖY DERSANESi • •; oris Day'în bu fllml ilk oynandığı yıllarda yalnız Türkıye'de değü bütün dünyada da pak fazla yadırganmamıştı. BugUn hiç değilse çok daha fazla sayıda insan içi bulanarak izll* yor fümi. Halâ bu filme gülebilen, halâ bu değerlerle soıgusuz sualsiz yaşayabilen birçok insan şüphesiz var genellikle de iktidardalar gene de bir taş oynamış olmalı yerinden. Dsmek tarih çok da ümit siz değil. Eeiki Doris Day bile bugün kabul etmezdi o alçaltıcı rolde oynamayı. Ama sorun Doris Day'ler değü. tki soru var aklımda: birincisi, kadına böyle bakmak hoş mu? ««Kadınlığa» verUmiş kişiliğin dışına çıkmak Ule de fılmdeki Calarnity Jane gibi «grotesk» ve gülung olmak zorunda rru? Krkekleri onurlandınyor mu bugün, kadınlara verilen çeşitli Cinderel la'lık rolleri, pasaklı gıyimlerinden büyiüü biçünlerde sıyn lıp kendilermi koşullanmış er kek gözüne beğendlrmeleri zorunluğu. İkinci soru da şui bazı erkeklerde bu bakış biçimi değiştiyse, örneğin bu fümin sükse yaptığı Amerika'da şu kısa süre içinde değıştıyse, bu neye bağlı? Üreticı güçler mi bir yerlere sıçradı? Üretim tam ve altyapı mı değiçti? Ne oldu? Yoksa bazı ileri düsünceleri topluma mal ola* büiyor, bir belirli düzen sürer ken onun içinde önemli değişmelere yol açabiliyor mu? Bundan sonra bir üçüncü so runun sorulması gerektiğlni ben de biliyorum. Bu «grotesk» filmin yirmi yıl kadar bir süre içinde bir başka gözle görülebilir olması, «şirin bir komedi» olmaktan çıkıp insanm yüztinde acı bir sıntma bı rakması bir sorunun çözüldüğunün işareti mi? O çözüm içia köklü değişimler de gerek Calamity Doris filmin sonunda kadına yarasır kovboy kılığına girip kadına varaşır biçimde atma oturup «Secret Love»ı söylerken yalnız şivesi değü, grameri bila düzelmışti. Ama hiç değilse bu çirkin erkeklık mesajı Hollywood müzikalinin zaten gerçekdışı kabul edilen çerçevesi içine konmuştu. Bir Yeşılçam «prodüksiyonu» olsa, «kadınlaşnuş kadın» kimliğine dönüşünü kabullenip affetmamiz için muhtemelen bir de temiz sopa yemesi gereklrdi Calamity'nin.