18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 Cumhuriyet 18 EKİM 1982 ABD AGIK Komitesi'ne suııulan rapor: "Türkiye'yi NATO'ya bağlayan önemli iki ilke, demokrasi ve özgürlüklerdir,, İki hukukçu tarafından hazırlanan raporda Türkiye'ye yapılacak yardımlarm insan haklanndaki uygulamalara bağlanması öneriliyor. ABD'de Kongre ile yönetim arasında ortak bir organ olan Avrupa Güvcnlik ve İşbirliği Kongresi Komitesine sunulan raporun son bolümünde «Türkiye'nin Batı ile bağları yalnızca ortak güvenlik ihtiyaclarına dayanmamalıdır. Aynı zamanda ortak bedefler, sosyal ve siyasi degerleri paylaşmahyız» denildi. Sedat ERGİN ANKARA Amerika Birleşik Devletleri'nde Kongre ile yönetim arasında ortak bir organ olan AGÎK Avrupa Güvenlik ve tşbirliği Kongresi Komitesine sunulan raporda, Batı'nın Türkiye'ye bakışmın yalnızca güvenlik ihtiyaclarına dayanmaması gerektigi belirti lerek, Türkiye'yl NATO'ya bağlayan en önemli iki 11kenin demokrasi ve özgürlükler olduğu vurgulandı. Bundan bir süre önce Tür kiye'ye gelerek resmi ve sivll kesimden bircok kişiyle temaslarda bulunan AGÎK komitesinin hukuk danışmanlan Spencer Oliver ile Partin Sletezinger'in hazırladıkları raporda, 12 Eylül öncesi ve sonrası durum ge niş bir şekilde inceleniyor ve ordunun yönetime el koy masının ülkeyi büyük bir kargaşadan kurtardığı, hayatm normale döndüğü, in sanlann artık kendilerini güvenlikte hissettikleri be lirtiliyor. getiren ve uzun yıllar süren siyasi kargaga ve şidde te son verdiği vurgulanıyor. Müdahalenin kaçımlmazlığına llişkin genel onaya kar şılık 12 Eylül'ün getlrdikle ri üzerinde kisilerin değişik ^görüşlere sahip oldukları kaydedilen raporda, ba zı kisilerin askeri yönetimin değerli bir işlevi yerine getirmeyi sürdürdüğüne inandıklan, bazı kisilerin ise gerçek bir demokrasiye dönülmesl zamanınm geldiğl görüşünü taşıdıkları ifade edildl boyutta olduğu da raporda iddia ediliyor ve Türkiye'yi tehdlt eden kargaşa ve istikrarsızlığın ölçüsü dikkate alınsa bile, insan hakları ihlallerinin haklı ve gerekli gösterilemeyeceği anlatılıyor. • ler arasında bağ kurulması nı öneriyorlar. Raporun son bolümünde özetle şöyle deniliyor: 1 «Heyete birçok kez ifade edildiği gibi, Türkiye'nin Batı ile bağlan yalnızca ortak güvenlik ihtiyaçla rına dayanmamalıdır. Aynı zamanda ortak hedefler ve sosyal ve siyasi değerlerl paylaşmalıyız. Türkiye'yi NATO müttefiklerine baglayan en önpnıli iki ilke de mokrasi ve özgürlüklerdir.» £ Siyasi durum karmaşık £ İnsan haklarında durum Raporun insan hakları 1le İlgill bolümünde ise işkence iddiaları için ilk kez askeri yönetim döneminde soruşturma açıldığı bildlril dl. Hukukçuların edindlkleri lzlenime göre, TUrkiye'de sistematik bir Işkenee olgusu yok. Ancak yerel dü zeyde bazı olaylar meydana gelıyor ve bu yadsınmıyor. Bu duruma karşılık insan hakları ihlallerinin önemli Raporun bunu izleyen bö lümünde, Türkiye'de bugün kü siyasi durumun oldukça «koınpleks» (karmaşık) olduğu, kolay çözümlere ola nak vermediği, modern Türk toplumunun sorunları nın «ağır» bir düzeyde bulunduğu belirtiliyor. Rapora göre. yakında sivil düzene geçildiğinde, sıkıyönetim dö neminin koşullarının orta dan kalkacağı, etkln ve sü rekli demokratik kurumların inşa edilmesi çabalannın yeniden başlayacağı umud ediliyor. Sonuçlar bölümtinde, bazı kisilerin sivll düzene ge çildiğinde, anayasal bir gö rıinüş altmda ordu yönetl minin süreceğinden «korku lan» olduğu aktanlarak, bu varsayımın gerçekleşınesi halinde ABD'nin kay Rilarmın resml olarak etkin bir biçimde duyurulma sı gerektiği anlatılıyor. Amerikalı hukukçular. ABD" nin sağladığı ekonomik ve askeri yardımlarla gelecek te özellikle düşünceyi açık lama özgürlüğü ve siyasi fa aliyet özgürltikleri başta ol mak üzere insan haklan ala nmda sağlanacak ilerleme 0 ) Rapor ne olacak Bugünkü haliyle iki hukukçunun görüşlerini yansıtan raporun önümüzdekl günlerde AGtK komitesinde görüşülmesi bekleniyor. AGİK komitesl 1975 yıhnda Helsinki Nihai senedinin im zalanmasından sonra nihal senedin uygulama durumu nu izlemek amacıyla kurul muştu. Komiteye hem kong re, hem de Amerikan yöne timinden (Dışişlerl, Savunma ve Ticaret Bakanhkları) temsilciler katılıyorlar. Komitenin görtişerek sonuclandıracağı rapor iki açıdan Türkiye için önem taşıyor Birincisi, kasım ayında Madrifte yeniden topla nacak olan AGÎK konferan smda Türkiye'nin konu edil mesi durumunda ABD'nin esas olacak olması. Ikincisi is«, kongreye sunularak AGtK'nin Türklye'ye yardını konusundaki görüşmelerin de başvurulabilecek bir belge niteliğini taşıması. DtLE KOLAY Tıp hizmetleri alanında büyük bir ihtiyaç ve açık olduğu her gün yinelenirken, tanı 205 sandık tıbbi aygıt 5 yıldır loş, rutubetli koridorlarda bekletiliyor. Bekletilen sandıkların içinde, değerleri 100 milyon lirayı bulan birçok hassas alet ve röntgen aygıtları var. (Fotoğraf: Erdoğan KÖSEOĞLU) Vakıf Guraba ek inşaatı 22 yıldır sürüyor Tıhbi aygıîîarla dolu 205 sandık heş yıldır acılmadan duruyor Asîye UYSAL tstanbul Vakıf Guraba Hastanesi ek inşaatmın rutubetli oda ve koridorlannda 205 san dık dolusu tıbbî aygıt, araç gereç 5 yılı aşkm bir süredir bekletiliyor. Sandıkların depo landığı 700 ystaklı yeni hastane ve polüdinik binası inşaatı 1959'lard'an bugüne dek tamam lanamadı. Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Vakıf Guraba Hastanesl çevrelerinden edinilen bilgiye göre, sözkonusu tıbbl aygıtlar zamanın Başhekimi Mazhar Ozmen tarafından 1976 yıhnda yeni hastane binasma jerle$ti rilmek üzere getirtıldi. Ayjntla rın bedeli bu yıl taksitle öden meye başlandı. Sandıklarla ilişkili olarak res mî soruşturma yürütülüyor. Soruşturmanm son aşamaya Keldiği bildiriliyor. tnşaatın ta mamlanamaması ve soruşturma nedeniyle açılamayan 205 sandığm içinde kanser ve kalp hastalıklarının tedavisinde ktülanılacak çok sayıda hassas alet ve röntgen aycnh bulunuyor. Bunların toplam değeri hakkında yürütülen tahmlnleT 100 milyon gibi rakamlara ulaşıyor. Vakıf Guraba Hastanesi ek binası ve poliklinik inşaatı yak laşık 22 yıldır sürüyor. İnşaat birkaç yıl içinde bitmezse osy rek asın aşacak süresiyle bır rekor yaratabilecek. Geçtiğimiz günlerde Maliye Bakanlığı'ndan bır heyet, inşaatın son durumunu değerlendirmek üze re hastanede incelemeler yaptı. Ek bina inşaatı kapsammda yer alan Kanser Araştırma ve Tedavi Bölümü'nün yapımımn büyük ölçüde tamamlandığı be lirtiliyor. Onkolojl bölümünün tamamlamp hizmete açılabüme si için yanlış bağlanan kana'izasyon sisteminin düzeltümesi gerekiyor. Ayrıoa yeni aygıtları yerleştirecek ve kullanabilecek bir çekirdek kadronun oluşturulup atanması sorunu var. Oncekî yöneticüer tarafından temelı birkaç kez atılan hastane ek binası halen «kaba İnşaat» aşamasmda. Yapurun tamamlanabilmesl İçin 1 mllyar lirayı aşkın paraya ihtiyaç oldugu belirtiliyor. Hastane yöneticileri, inşaatın hızlandırüabilmesi için parasal destek sağlamak amacıyla Va kıf Guraba Hastanesi Klinikleri Yardımlaşma Vakfı'm kurduklarını bıldlrdfler. Sağhk ve Sosyal Yardan Bakanlığı, Vakıf Guraba Hastanesi'ne sekiz yılhk aradan sonra ysniden «Eğitim hastanesi» nıteliği kazandırdı. Bundan ötürü hastanede görev yapacak şefler ve şef yardımcılan Bakanlıkça smava ahmyor. Hastanenin göğüs ve kalp, cerrahi, radyoloji, dahiliye, KBB bölümlerine bakanlıktan asistan gönderildi. Üroloji, kadm doğum, anestezi, çocük sag lığı ve göz bölümlerine de asıs tanlar atanması bekleniyor. Osmanlı devletinin tam teşek küllü ilk hastanesi olduğu belirtilen ve «yoksullar hastanesi» diye nitelenen Vakıf Guraba'da 250 yatak bulunuyor. Halen çok sayıda hastayı ticretsiz tedavi eden hastanede 2530 hemşire calışıyor, 80 hemşireye daha ihtiyaç olduğu belirtiliyor. £ İsvan'ın durumuna değiniîiyor Fransız yazar ve düşünür Roger Garaudy'nin İsrail analizi: Sözkonusu komitede görüşülürken değiştlrilmesl olasılığı da bulunan, bu yüzden şlmdikl hallyle bağlayıcı olmayan raporda, azınlıkların durumu, însan hakları konusu ve siyasi ge lişmelere de aynntılı bir şe kilde yer veriliyor. Aynca sendikalarla ilgil! olarak DtSK davası üzerinde duru luyor, Ahmet tsvan'ın duru rouna değiniîiyor. Raporun sendikal haklarla ilgill bö Hlmünde, yenl anayasa tasansıyla sendikal faaliyetlerin sımrlandığı kaydedile rek, Türklş'in kaygılarma yer veriliyc*. Siyonist liderler hedefe terörle ulaşmaya calıstı £ Eski bir FKP iiyesi olan Roger Garaudy: Siyonizm, Durumont'dan Hitler'e kadar en azılı Yahudi düşmanlannm kurduğu düşü gerçekleştirmek istiyor: «Bütün Yahudileri tek bir dünya gettosuna hapsetmek.» Roger Garaudy kîmdir? Roger Garaudy, çağdas Fransız filozoflarının en ünlülerinden biri. îkmci Dünya Savaşı'nda Fransız direnme hareketi saü&nnd» yer alan Fransız Komünist Parlisi'run eski üye ve yöneticilermden. Garaudy, uzun yülar Fr&nsız Komünist Partisi'nin en üst kademelerinde çalıştıktan sonra, 1968 yjlınfla Sovyetler ve müttefikle^irir. Çekoslovakya'yı işgaline karşı çıktıgı için parti'den ıhraç edildı. Marksizm konusunda çok önemli yapıtlar vermiş oknasma karsm 1970'lerde Marksizmden uzaklaş tı. B'r ıdeoloji olarak dinle uygarlıklar konusuyla ilgılenmeye başladı. ?cn üç yıl ıçmde «L'Appel Aıut Vi. vantsYaşayanlara ÇağtJ» ve «La Promesse de 1' İslamtslâm'm Vaadi» isınılerıvte ya'^ınlar.an iki kitabı Batı dü<=ün ce^Telerir.de büvük yankılar uyanciırdı Roger Garaudy, Parıs'te Uygarlıklararssı Diyaiog Enstıtüsü'nün başkanlığım yppıyor. .vardır. İsrail gazetesi «Jetlioth Aharanoth»un 8 kasım 1977'de bıldırdığuie göre, tsraill' liderler 19^0'de Irak'ta yahudılere kar&ı saldırılar düzenlemekten çekinmedıler: Bağdafdaki ShamTov Sı nsgog'una atılan bomba üç kışınm ölümüne ve birçok ksşinm yaralanmasına neden olmuştu. Boylece Irak'takı Yahudilerin teh dit altmöa olduğu, I<;rf il'e goç etrnekten baska çarelerinin oimadığı kamtlanmak istenmiştı. 3. Önleyici savaş: israil ordusurıın 1967 savaşında Mısır ha va kuvveilenni yerde yoketmesı, Irak'm Tammuz Atonı reaktorünün bombalanması, Beyrıır bombardımanı, Lübnan'ın ışgalı 4. tlhak politikası: Kudis ve Golaıi Tepelerinir. ılhak olun ması. Bütün bun!ar karşısmda Avrupa kamuovu kılını kıpırdatnıadı. Camp Davıd Arlaşması Kudüs'ün ve Golan Tepelerinin ilhakına ve Lübnan'm isgalıne yol açtı. Yunanis^an ve Avusturya dışmdaki Batı Avrupa ülksleri, Reagan karşjsmdaki dalkavukça tavırlanyla, banşa karşı ışlenen yeni suçların ortaklığmı üstlenmîg oldular. ® Demokrasiye dönme zamanı geldi Raporun «sonuçlar ve tav sîyeler» başlığmı taşıyan so nuç bolümünde de, ordunun yönetime el koymasının, o dönemde olumlu bir gelişme olduğu konusunda hukukçularm görüştüğü her kesin genel bir görüş birliği icinde bulunduğu anlatılıyor. Yine aynı bölümde, 12 eylül harekatmın ülkeyi bö li'nme ve kaosun eşiğine İki cocuklır kadın, bir dokforu cifteyle yaraladı BURSA, (THA) îngiltere'de doktorluk yapan Dr. Ahmet Kuzu, evli iki çocuklu bir kadm tarafındaa çıfteyle vuruldu. Dr. Kuzu. Bursa Tıp Fafcültesi Hastanesıne kaldınldı. Gül(in Ozsaraç adlı kadının, aynt apartmanda oturan kulakboğazburun operatörü Kuzu'ya muayenehanesine giderken, babasınm av tüfeğiyle apartmanın merdivenlerinden iki el ateş ettiği, kaçmak isterken de ate şe devam ettif i bildirildi. Kadının kocası Haldun özsa raç ile doktorun bir süre önce ortaklasa ış yaptıklan, ancak avalanmn bir süredir açık oldu ğu belirtıldi. Itfdiaya göre, geçen cumartesi akşamı kocas» evde olmadığı sırada Dr. Kuzu, Gülçin Ozsaraç'm evine zorla girmek istedi. Bu nedenle iki taraf arasındaki gerginlik arttı. Olaydan sonra çevredekiler tarafmdan etkisiz hale getirilen kadın yakalandı ve ilk sorgusundan sonra rutuklandı. «tsrail'in yenl saldınsı. Lfibnan'ın işgalî siyonist poUtikonın 34 yıldan beti suregelen mantığında yeni bir basamalttan başk# birijey değildir.» 17 haairan 1982 tarıhli Le Monde gazetesinin paralı ılan sayfasının bütünanü kfiplayan bir analızde, siyonist yayılmanm mantığı, eskı Pransız Korr.ünıst Partısi üyesi Ro«er GarauUy ve Miclıel Lelong ile Etienhe Mathlot adlı protestan rabipleri tarafınaan yukardakı *ümceyle dıle getirılmekteydi. israil yayılmasımn tarihı başlığını taşıyan analizde yazarlar özetle şu görüşe yer veriyorlar: Israıl'ın iki numaralı adamı, Sa vunma Balranı General Ariel Şaron, 1981 Aralığı'nda şu açıklamayı yapıyor vc tsrail'in yayılmacı hedeflenni açıkca ortaya koyuyordu. «Onümüzdeki yıllarda İsrall'in stratejik çıkar alaııı, yalnızca Akdtıüz çevresindrki Arap filkelerine değil, bütün Ortadoğu'ya dek uzanacaktır ve bu alan İran'a, Pakistan'a, Körfez, Afrika ve Türkiye'ye dek genişletilmek zorundadır.» Sıyonizmın mantığı sürekh savaştır. Siyonizmin hedefi bütün aünya yahudilerınin (12 milvon) Pilistin'e dönmesinm sağîanması olduğuna göre, bu hedefe bütünüyle erişilene dek, israil kendı «yaşam alanı» için sürekli bir savaş verecektir. Siyonizm, Durumont'dan Hitler'e kadar en azılı yahudi düşmanlannın kut duğu düşü geıçekleştirmek istiyor: «Bütün Yahudileri tek bir dünya gettosuna hapsetmek..» israil devletinin İ7ledi.4i bu sıyonıst politika, bugügne dek Fı listin topraklarının yağmalanmasma. yüzlerce koyün yerle bir edilmesine neden olmuştur. Yüzvıl başlannda 500 bin Filistinli ve 25.00U Israillinin yaşadığı bir bolgede, ou pohtıkayla yüssbinlerce Filistinli teıörle topraklarından sürütmüş ya da yoğun bir baskının altında ezilme durumunda kalmıştır. Ve birçok Hıristiyan da KudÜs'ten kovulmuştur. rail, iki mılyondan as nüfusuyla, Marshall Planı adı altmda 200 milyon nüfuslu Avrupa'ya yapılan yardırmn yarısmdan fazlasını almıştı. Yani Israil'm aldığı 7 mılyar dolarhk Marshal) yardımı, komşu Arap ülkelerinin tümünün (o zamanki) milli gelırlermin toplammdan daha fazlaydı (Mısır, Ürdün, Lübnan, Suriye). Daha sonraki yıllarda ise, üç milyon nüfuslu Israil devleti, 3 nulyar nüfuslu t/çüncü Dünya ülkelerinin tümünün aldıgından, daha fazla mali yardım ald'. YaJnızca bugünkü Amenkan desteği üç miljrar dolara nlaşıyor, bunun ttçte ikisı silah alımma gynhyor. (Siyonist agm dünya çapında topladığı paralar buna dahil değil. ABD'deki yahudi örgütü tek başma yılda 1 müyar dolar topluyor). 41 Holocaust savı Avrupahlann «vicdanı» ntanmarca sömürülüyor. En katışıksız bir «oır.ürgecı gelenek içinde. A^a^^ların sırtmdan, Hitler'in c;nayotlerının kefaretinin ödenrliğhıe ınanıhyor. Siyonist hareketin eski liderı ve Dünya Yahudi Kortjresi'mn kr.rucu başkanı Na hum Goldman, 1982 vılı ba<5mda İsrpil'deki Yahudi toplumunu soyle uyarıyorclu: «Lübnan'm bombalanmasını mazur göstermek icin Holocatıst'a tleğinmpk (\a2ilerin Yahudi soykırum) asla hak Iı çösleriltmevecek eyleırlerî si^asal ve ahlakî açıdan savunma nğ ıuı.a. bu sözciıîKi kirletmek ve Holocaust gerçeğini saçmalaştırmaktır.» Irkçıhk Yahuâi ninme ıliskin metinler otantik ve kelime anlamlarıyla ele alındıgmda «vaad edilmiş topraklarda» ya^ıyan ve soyu takrıis olunan «seçkin halkın» ırk temizliğıne değmen hükümlerin ka fcul edılmemesı için neden yoktur. Bu durum, Tevrat'ın bölümlcrmi oluşturan Ezra ve Nehemia peygamberlerin yasalarında şöyk düe getinliyor: »Sizler, bu yasaya bağımlı kişiler olarak, karı^ık kanlı kişilerl İsrafl'den sürün..» Irk kavramınm biyo*ojik ve tarihsel saçmalığım bir yana koyarsak, bir Yahudi ile bir siyonist arasmdaki fark açıkca ortaya ortaya çıkacaktır. Bir yahudi en yüksek va en geîişkin dinlerden birinin üyesidir, oysa bir siyonist İsrail devletinin saldın sa vaşlarmı destekleyen bir mılliyetçidır. Bizim, siyonızme mahkum eden tavnmızla, anti semitizme karşı mücadelemiz birbirinden ayrılamaz. ^ Kullanılan araç: Devlet terörizmi TsrailH liderler siyonizmin hedeflerine sürekh terörist araçlara başvurarak ulaşmağa çalıştıiar. 1. Katliamlar: Deır Yassin'den (bu katliam, Nazilerin Fransa' da Oradour köyünde yaplığı katliama benzetilebilır) Batı Şerıa' da ışgal güçlerine taş atan çocuklann üzerine ateş açılmasma de gın kan banyoları duzenlendi. Fihstin halkını terörle sürgüne git meye zorlamak için, «Irpun» adlı örgütün (Ingiliz ve Filistinhlere karşı terör eylemleri düzenleyen silahh yeraltı örgütü) şeö Begm'in emriyle Deir Yassm köyünde aralarında kadınlar, çocuklar ve yaşlılar da bulunan 254 kişi katliam sonucu öldürüldü. 1982 nısan'mdâ ise taş atan çocukların üzerine soğukkanlıhkla kurşun sıkılabıldi. 3. Suikastlar: 1972'de Golda Meir'm emriyle Mossad (İsrail gizli servisi) yabancı ülkelerdeki Fılistin direniş örgütlerinin udcrierini öldürdü. Örneğin FKÖ'nün Roma'daki temsilcılerinden Veel Suayter 16 ekim 1972'de öldürüldü. 1954'te Ben Gurion'dan 1972'de Golda Meir'e ve 1982'de Lübnan'm ışgalinı destekleyen «işçi muhalefeti» hderi Simon Peres'e dek bütün İsrailli liderlenn bu şiddet politikasım desteklediğı ve bu polıtikayı izlediği bir gerçektir. «Yahudilerin» kendilerine yönelik siyonist terör eylemleri de f | İsrail'in Finansmanı İsrail, ABD'nin koşulsuz ve sımrsız desteği olmadan hıçbır ısüla savaşma kalkışamaz. İlk kuruluş yillanndan ıtıbaren I& Yüksek ögrenim gençBgi ne dtyor? • A. tbsan Samurkaş (Atatürk Üni. lkt. ve Id. Bilimler Fak.): Kendilerini eski yönstmeliklere göre programlayanların, anarşi nedeniyle ders ve smavlara giremeyenlerin, 1979/80 döneminde eksı kırk dereca soğukla yakıtsız okul ve yurtlarda barınamayıp Erzurum'u terk eden en az 5 bin öğrencınin şimdi geriden bır düzine dersı varsa, bunun tek müsebbibı biz olamayız. Biz buraaan Sayın Doğramacı ve YÖK yetkililerine bır küçuk masada dört kişi ders çalışmamn, dar bır odada altı kişı kalmanm, eksi kırk derecede iki battaniye ıls sabahlamanın, carî fiyatlarm başka yerlerin üç katı olduğu Doğu"nun Parıs'i Erzurum'da yaşamamn ne kadar güç olduğunu elbett« anlatamayız. Yoksa sefalet edebıyatı olur, değil mi? Her biri devlete müyonlara malolan son sımflardaki binlerce öğrenciyi geldiği yere geri göndermekle kim ne kazanacaktı merak edıyoruz? Bu sa dece YÖK'ün işi olamaz, kimbilir yine hangi ülkeyi örnek aldılar. Biz yeni hak istemiyoruz, mevcut olanları almasınlar yeter. • Ahmet Kavaklı (AÜ, SBF): Universitelere aunacak öğrenci sayısınm iki katma çıkarılması aldatmacadan başka bir şey değü, YÖK ara sınıflarda güçlükler yaratarak öğrencilerin dökülmesinı istiyor. Amaç, YÖK yargılarının yerinde oldugunu kamuya iletmek. Sonra, YÖK öğrencilere okuma hakkı sağladı ama onlar kullanamadı denecek. Buyurun sız okuyun Sayın Doğramacı, buna gereksinimiz olduğu söylenebilir. • Mnstaf» Dral (Karadeniz Üni.): YÖK'ün almaya çahştığı kararlara batanca görülen şudur: Kapasitesinin üzarine çıkarak öğrenci kontenjanını artıran okullarda gerekli öğrenimin yapılabilmesını sağlayacak maddî atüımlar yapılamamış, yeterlı kapasite idratılamamıştır. Bunun sonucu olarak, öfrencılerin bir bölümünün okullanyla üişkilerinin kesitaıesi düşünülmüştür. Kazanılmış haklar gerl alınmak istenmis, okuma . öjmııne öagürlüklerino gölge iüçmüftür. YfflL 11 bin iscinin sözleşmesini yeniledi ANKARA, (THA) Yüksek Hakem Kurulu Başkanı Naci Varhk, geçtiğimiz hafta içinde kuruluşun 10 bin 995 işçinin çalıştığı 126 işyerine ait 71 toplu iş sözleşmesini yenileyerek yürürlüge koyduğunu açıkladı. Varhk. THA'ya yaptığ» açıklamada, böylece YHK'nm çahşmaya başladığı 1980 nisanmdan bugüne yenilediği sözleşme sayısmın 3 bin 287'ye, bu sözleşmelerin kapsadığı işçı sayısmın 1 milyon 455 bin 662'ye, iş yeri sayısmın da 19 bin 669'a ulaştığmı bildirdL Varhk, Kurulun hafta içinde aynca, 80 bin işçiyi Ugilendiren Enerji İş daündaki toplu iş sözleşmelerinin müzakeresine devam edildiğini, onümüzdeki haftalarda Enerji İş kolundaki tüm sözleşmelerinin tamanUanmasına çalışılacagmı sözlerine ekledi. Fransa'da bir TürL iki Türk u öldürdü STRASBOURG, (Fransa) • (a.a.) Fransa'nm doğusundaki Sarreünion'da bir Türk, «Ailevi nedenlerle» diğer İki Türkü vurarak öldürdü. Jandarma yetkililerinden Bğrenildiğine göre, Hamza (20) ve Selçuk Tekin (23) adli iki kardeş, bir lokantanın çıkışında 39 yaşmdaki İsmall Alpaslan tarafından tabancayla vurularak öldürüldü. tsmail Alp aslan jandarmaya teslim oldu. îki kardeşten biri, tsmaü Alpaslan'ın feunyla evtonmek üzereydi. Çimento üreticilerinin zam talepleri inceleniyor ANKARA, (ÜBA) Türkiye Çimento MUstahsilleri Birliğin ce çimento fiyatlanna istenen yüzda 25 oranında zam Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca inceleniyor. onümüzdeki günlerde tamamlanması beklenen inceleme sonucu belirlenecek yeni fiyatlar yürUrlüğe girecek. FuetOU'a yapılan zam nedeniyle «rttjnlması istenen çimento flyatlannın yüzde 25 oranında yükseltitoıesine Tür1 kiye resmi sektör müteahhitlen İşveren Sendikası karşı çıkıyor. Sendıka Genel Başka nı Mevlut Hamzaoğlu, bu yı)m ilk aylarında aynı gerekçe ile çimento fiyatlannın arttuıl dığına değinerek bu oraoda ikind DİT z&nı y&pılmssiBSi yo rinds ve haklı olmadıSmı sir vundu. ANKARA (Cumhuriyet Burosu) Maliye Bakanı Adnan Başer Kafaoğlu, Büt çePlan Komisyonunda, üye lerin onceki gün yönelttikle ri soruları dünkü toplantıda yanıtladı. Bakanm sorulara ayrmtılı ve teknik yanıtlar verdiği bildirildi. Bazı soruların ise yanıtlanmadığı öğrenildi. Maliye Bakanı Kafaoğlu, işçi, ücreti ve müteahhit a lacaklarınm bütçeden kaynaklanmadığını, nakit kullanma kapasitesi nedeniyle odenemediğini belirtti. Bakan, ödemedeki geclkmeyl nakitr kullanma kapasitesinirf etkilediğini, belli stan"âartlarm bağlı bulunduklarmı anlattı. Her yıl işsiz ordusuna 1 ^ milyon değil 500 bin kişinln katıldığını blldlren Kafaog lu, bunlann 120130 bin ka dannın iş sahibl olabildik lerini söyledl. Maliye Bakan:nın sorula rı yanıtlamasından sonra bütçenin tümü oylanarak kabul edildl ve maddelere geçildl. BütçePlan Komis yonu'nun, bu sabah yapaca ğı toplantıda başbakanîık bütçesl ile ahnacak. Komis yon bugün DPT, DÎE, Diya net tşlerl Başkanlığı, Vakıf lar Genel Müdürlüğü 31e Devlet Meteorolojl tşlerl Ge nel Mfldürlflfü bOtçelerini görüşecek. Bütce tasarısının maddelerine geciliyor • Yurt sorunu çözümleniyor (Gazeteler) Yurt'sever öğrenciler.^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle