22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 EYLÜL 1981 Cumhuriyet 7 Türkiyeden • # * • 9' # 1. Ulusal Döküm Sempozyumu ve Sergisi dün İTÜ'nün Maçka binasmda başladı. Sempozyum 3, sergi ise 6 gün sürecek. Top lantılara akademik. endüstriyel ve araştırma kurulıışları katılacak. Sempozyuma 41 tebliğin sunulacağı bildirildl. İlk gün Döküm Sektörü örneğinde Kapasite ve Teknoloji sorunıı, Türk Döküm Endüstrisi ve sorunlan, Türkiye'dekl dökümlerin problemleri irdeîendi, Kontenjanları arttırıian Anadolu Liselerinde önkayıtlar dün başladı. 289 kişilik kontenjan artışı sağlanan 11 Anadolu Lisesinde önkayıt ışlemleri 2 Ekim'e kadar devam edecek.. Kesin kayıt yaptırmaya hak kazanan adayların kayıtları ise 7 ekim günü çalışma saati sonuna kadar tamamlanacak.. Tercihlerine göre bir fakülteye kayıt yaptıramayan lise ve ^engi okul birincilerinin, 2 ekim günü Yüksek Öğrenim Ge• Müdürlüğünde hazır bulunmaları istendi. Smava katılma 1 \n lise ve dengi okul birincilerinin, girenlerden arta kalan er kalırsa, boş yerlere ahnacakJarj bildirildi. ODTÜ Şehtr ve Bölge Plânlama bölümü taraîından düzenlenen «Tarih tçinde Ankara» konulu seminer dün başladı. Üç gün sürecek seminerde 21 bilim adamı, Ankara'yı 16. Yüzyıldan bugüne kadar çeşitli yönleriyle ele alacaklar.. İki ünlü Amerikan halk müziği topluluğu (Buck VVhite ve Harold Morrison), bugiin ve 30 eylülde Ankara Hacettepe Üniversitesi'nde, 12 ekimde tstanbul'da Şan Müzikholünde konBerler verecek. Doğan Oz davasının yargıcı kendi isteğiySe görevinden alındı H YARGIÇ EKREM ÇELENK, ÎSTEĞÎNK GEREKÇE OLARAK DOĞAN ÖZ İLE ARKADÂŞ OLMALARINI GÖSTERDİ. ^ ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) • Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı (1) Numaralı Askerl Mahkemesi yargıçlarmdan olan ve Ankara Savcı Yardımcı sı Doğan Öz'ü öldürmekten sa nık İbrahim Çiftçi'nın davasma bakmakla görevlendirilen Yargıç M. Ekrem Çelenk bu görev den almmasını istedi. Doğan Öz'ün arkadaşı olduğunu dile getiren ve durumun «duygusal davrandığı» sanısını uyandıracağını öne süren yargıç Çelenk, aynı mahkeme kıdemli hakimliğine yazdığı dilekçesinde aynen şunları söyle di: «Ankara Cumhuriyet Savcı Yardımcısı Doğan öz'ü öldürmekten sanık tbrahim Çiftçi hakkında açılan ve askeri yar gıtaydan bozulmak suretiyle dönen 981/229 sayılı dava dosyası, 18.8.1981 günlü derkenar yazı ile, hal ve fasl için duruşmalarım yönettiğim kurula gönderilmiş bulunmaktadır.. Maktul Doğan Öz ile birlikte Ankara'da bir çatı altında ça lışmış, aynı mesaiyi vermiş, ya kınen tanıdığım meslektaşun ve aynı zamanda arkadaşım idi. Aynı çatı altında müştereken çahştığım herkesçe, sanık ve müdahi] tarafından da bilinmek tedir. Bu davaya duruşma hakimi olarak çıkmam ve karara bağ lamam, makturün yakın arkada şım olması hasebiyle duygusal davrandığım zan ve zehabı nı uyandıracak, karar tarafları tatmin etmiyecek ve belki de adalete gölge düşmesine neden olacaktır.. Bu nedenlerle bu davanın du ruşmasına çıkmam, meslek an layışım ve prensiplerünle bağdaşmaz.. Mazeretimin kabuiü dileği 1 le dosya makanunıza saygı ile sunulur..» Yargıç Çelenk'in görevden almması yolunda dilekçe vermesinden sonra, yargıç Şakir Doğan Sümer, Öz davasma bak makla görevlendirildi. Yargılanan İbrahim Çiftçi daha önce iki kez ölüm cezasma ma,hkum edilmiş, askeri yargıtay her iki karan da bozmuştu.. (Baştarafı 1. Sayfada) ren kıtasını denetlerken yanında Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nurettin Ersin ile Okul Komutanı Tümgeneral Irfan Yay da bulundular. Harp Okulu öğrencileri Ev ren'in «merhaba asker, nasılsınız» sorularmı hep bir ağızdan yüksek sesle «sağol» diyerek yanıtladılar. Orgeneral Evren Harp Okulunun giriş kapısmdaki Atatürk portresinin önüne geldiğinde, Orgeneral Nurettin Ersin'e, girişteki yolun yokuşundan yakındı ve «zamanmda ele alınsaydı bu yokuş düzeltilebilirdi» dedi. Komutanlar daha sonra okul dinlenme salonunda kısa bir süre istirahat ettiler. Okul konferans salonundaki tören ise saat 10.30'da başladı. Devlet Başkanı Orgeneral Evren'in yerini almasından sonra şehitler için saygı duruşu yapıldı. Saygı duruşu süresince bir trompet (ti) çaldı, Daha sonra İstiklâl Marşı okundu. îstiklâl Marşı'nı öğrencilerle birlikte Gümrük ve Tekel Bakanı Emekli Korgeneral Recaı Baturalp da söyledi. Ulaştırma Bakanı Necmi Özgür İstiklâl Marşı'na zaman zaman katıldı. İstiklâl Marşı'nın okunmasından sonra Okul Komutanı Tüm general İrfan Yay, yeni öğretim yılını bir konuşmayla açtı. Tümgeneral Yay, Türk ulusunun gelişmelerine paralel olarak, Harp Okulunun eğitim ve öğretim programlarmın geliştirildiğini söyleyerek 1974 yılmdan bu yana okulda 4 yıllık lisans üstü eğitim yapıldığını söyledi. İLK DERS Tümgeneral îrfan Yay'm açış konuşmasmdan sonra bir Kurmay Yarbay Harp Okulundaki eğitim ve öğretim konusunda açıklayıcı bilgiler verdi. Kurmay Yarbay konuşmasında Harp Okulu öğrencilerinin bir yılda 4 bin 480 saat ders gördüklerini, bu toplamın yüzde 50'sinin askeri konular, yüzde 50'sinin ise genel kültür ve bilimsel konulardan oluştuğunu söyledi. Harp Okulu öğrencilerinin atış ve tatbikat eğitiminden sonra bu oranın askeri konularda yüzde 57.9'a çıktığını sozlerine ekledi. Bu açıklamadan sonra kürsüye tekrar Okul Komutanı Tümgeneral Yay geldi ve ilk dersi verdi. Tümgeneral Yay, Atatürk'ün ilkelerinin kısa bir süre içinde anlatılmasmın olanaksız olduğunu belirterek özetle şöyle dedi: «Atatürk'ün fiklr ve düşüncelerini şimdiye kadar herkes ken di görüşleri doğrultusunda açıklamak istemiştir. İnkilapçılık ilkesi ihtilalcilik, halkçüık ilkesi sınıfçılık, devletçilik ilkesi, sosyalizm, milliyetçilik ilkesi, faşizm, laiklik ilkesi ise dinsizlik manasma alınmış ve böylece tanıtılmak ve yozlaştırümak istenmiştir. Ancak mazisi insanlık tarilıi ile başlayan, gücünü asıl Türk nıilletinden alan Atatürk ve inkilaplarının sarsılmaz bekçileri kahraman silahlı kuvvetlerimiz milletimizin kendisine verdiği görevi 12 Eylül 1980'de yerine getirerek bu korkunç gidişe son vermiş, memleketin her ye rinde huzur ve güvenliği tekrar sağlamıştır. Sizler memlekctimiz neden bu hale geldi diye bir soruyu aklımza getirebiiirsiniz. Bu sorunun bir tek cevabı vardır. Atatürkçü düşünc dışuıa Tahran (Baştarafı 1. Sayfada) yayınlanmadı. Buna karşılık «Le Figaro», «France Soir», «Le Matin» ve «L'Humanite» gazeteleri gösteriyle ilgili iç sayfalarında haberler yayınladılar. «France Soir» da, bir resim altı haberi olarak bildirilen gös teri hakkında, «Le Figaro», «Er meni komandoları: suskunluk ve inkar» başlığı altında, Ermeni örgütlerinin «komandolara siyasi sığınma hakkı tanıma mak suretiyle Fransız hükümetinin suskun kahnaya devam etmesini e^eştirdiklerini» belirtiyor. Le Matin, gösterilerdeki sloganlar ve yapılan konuşmalardan örnekler yayırüıyor. Bu arada, perşembe günü TSİ 20.30'da Paris'teki Ermeni Kilisesi önünde Ermenilerin Türkije aleyhtan yeni bir gösteri düzenleyecekleri öğrenildi. (Baştarafı 1. Sayfada) hedeflerindendir. Anıaç, tenıel hak ve özgürlüklere dayalı, geç miş dönemdeki anayasanın tıkanıklıklarım önleyici yeni bir anayasa hazırlamak ve bunların sağlandığı demokratik ortama yeniden dönmektir. Bu nedenle de, Türk halkı orduyu giriştiği harekâtta desteklemek tedir.» 1961 ANAYASASÎ VE PETROL FİYATLARI Daha sonra söz alan Amerikalı bilim adamı Bernard Lewis, «Türkiye'de ordunun yöne time elkoyması özellikle Avrupa tarafından eleştirilmektedir. Oysa, bu olayı eleştirenler Tür kiye'yi ve orduyu tanımıyorlar» diyerek sozlerine başladı. Türkiye üzerine araştırmalarıyla tanınan ve «Modern Türkiye'nin Doğuşu» adında bir kitabı bulunan Lewis 12 Eylül Harekâtını, «1961 Anayasası'ndaki yürütme erkinin güçsüz kılan ilkeleriyle 1973 yıiındaki petrol fiyatlan artışma» bağladı. Tür kiye'nin geçirdiği deneylerden dolayı, ordunun, «Mutlaka demokrasiye döneceğiai» belirten Profesör Lewis, «Bu yolda iniş çıkışlar olabiür, ama üç askeri nıüdahalede de ordu, kendi anlayışînı sergilemiştir» biçiminde konuştu. «ORDUNUN ROLÜ» Türkiye üzerine tartışmalı toplantıda daha sonra Laiklik ve son olarak okullara konulmuş bulunan din derslerine ilişkin görüşler çeşitli yabancı bilim adamları tarafından dile getirildi. Din dersleri konusunda askeri yönetimin «dikkatii olması gerektiği» vurgulanan konuşma larda, bu dikkate gerekçe olarak, «Türk halkının gerçek dinsel inançiarla kör inançiar arasında bir ayrım yapmaktaki güçlükleri» gösterildi. Sabahki oturumun en ilginç tartışmasını ABD'nin Ankara'da ki üç eski Büyükelçisinin «Tür kiye'de ordunun rolü» konulu tartışmaları oluşturdu. Robert Conımer, Mcghee ve Macomber'in katıldıkları panelde «Ordunun rolü» önce Robert Commer tarafından özetle şöyle dile getirildi: «Dünyanın geri bö'gelerinde ve ülkeierinde ordular yönetime el koyduklarında yönetici sınıf olmuşlardır. Ama, Türkiye'de ordu Cumhuriyet'i ve demokrasiyi korumak için yönetime el koymuş ve hiçbir za man yönetici sınıf niteliğine bü rünmemiştir. Askerler Türkiye5 de her zanıan yönetimde etkiü oimuşlardır. Çünkü, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda profesyonel askerler rol alrnıştır. Bu etki kendisini çeşitli za manlarda göstermiştir. Ancak, ordu her scfer kışlasına dönmüştür. 12 eylül harekatında da böyle olacaktır. Türkiye'de ordu eğitimde, ekonomik ve sosyal gelişmede oldıığu gibi, dış politikada da etkindir ve söz sahibidir. NATO ya Türkiye'nin girmesinde ordunun etkisi olmuştur. Türk ordusu NATO içiııde görev yapacaktır. Günümüzdeki sorun, petrol ve Basra Körfezi'dir, Eğer NATO Basra Körfezi'nde hcrhangi bir müdahale girişiminde bulunursa, Türkiye de elbette aynı müdahale içinde yer alacaktır. ABD ve batılı müttefikler uluslararası anlaşmalardan ve paktlardan hep yaıar beklemişlerdir. Bu paktlar ortadan kalktığmda, bunun zararım da çekmişlerdir. Örneğin, eğer CENTO bugün var olsaydı, İran'da herhalde bugün görülen manzarayla karşıiaşmanuz uzak bir olasılık olurdu. 12 Eylül Harekaü bir darhe değildir. Cumhuriyet'i korumak ve terörü önlemek için girişilen bir harekattır. Ordu bunu başarmıştır. Şimdi de, ekononük görevlerini yerine gelirmektetlir». DİĞER İKİ BÜYÜKELÇİ Commer'den sonra söz alan diğer iki eski Büyükelçi de, «Türk ordusunun demokrasiye bağlıhğmı» dile getirdiler. Halkın özgürlük ve demokrasi bek leyişlerine ordunun da katıldı ğını ve bunların yeni bir anayasa ile gerçekleştirilmesinden sonra, kışlasına döneceğini vur . gulayan eski Eâiyükelçiler «Geç mişteki deneyleı bunu kaıııtlaını.ştır» biçiminde konuştular. TÜRK DI!? POLİTİKASI Öğleden sonraki oturumda ise, Türkiye'nin dış politikası tartışıldı. Bu kez tartışmaya katılanlar arasmda yine eski Büyükelçilerden Parker Hart ile CİA'nın eski Başkanlarmdan Wüliam Colby'nin bulunma sı dikkat çekti. Öğieden sonra bir diğer tartışmalı toplantı Türkiye'nin ekonomik sorunlarıyla ilgili idi. Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Yavuz Canevi ile birlikte Türk işadamları, ülkenin çeşitli ekonomik sorunlanna ilişkin görüşlerini açıkladılar. çıkmak diğer bir deyişîe ulu önderimizin ilkeleri dışında sapık ideolojilere bel bağlayanlarm bulunmasıdır.» Tümgeneral İrfan Yay'm ilk dersi vermesinden sonra Harp Okulu marşı söylendi ve tören tamamlandı. HAVA HARP OKULU İstanbul'daki Hava Harp Okulu'nun 31. öğretim yılı da dün düzenlenen törenle başladı. Törende öğrencilere hitaben konuşan Milli Güvenlik Konseyi üyesi, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya, «Ne nıutlu bana diyen her Türkün yolunu aydın* latan Atatürkçülük meşalesi altında aldığımz irfan, hayat boyu başarınızm temeli olmalıdır» dedi. Hava Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Kemal Yalçın da konuşmasında «havacılığın bilginin disiplinle yoğrulduğu bir meslek olduğunu» belirtti. İstiklâl Marşı'nın öğrenciler tarafından söylenmesinden sonra Devlet Başkanı, MGK üyeleri, Başbakan ve Milli Savunma Bakanı'nm kutlama mesajları okundu ve Hava Haıp Okulu Öğ retim Başkanı Hava Kurmay Albay Turhan Gökalp okulun öğ retim kadrosunu tanıttı. Tören, ilk dersin verilmesi ve hep bir likte Hava Harp Okulu Marşı' nın söylenmesiyle sona erdi. DENİZ HARP OKULU Deniz Harp Okulu'nun 209. öŞretim ve eğitim yılı da dün İstanbul'da yapılan törenle baş ladı. Törene MGK üyesi ve De niz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Nejat Tümer katıldı. Tö rende Deniz Harp Okulu Komutanı Tuğamiral İlhan Aran, öğrencilere hitaben bir konuşma yaptı. GÖZL (Baştarafı 1. Sayfada) Fransız Ceza Yasasında cinayet kışkırtıcılığını hoşgoren herhangi bir madde olduğunu sanmıyoruz. Gerçi Fransız hukuk sisteminde savcılara geniş «takdir yetkisi» tanınmış ama bu yeîki herhalde, cinayet kışkırtıcılığını hoşgörmek için verilmiş değildir. Bir teröristi, televizyon ekranma çıkartıp, buna yeni cinayetler işleyeceklerini söyletmek, teröristi ve terörizmi hoşgörmek değil de nedir allahaşkına? Fransa ve Fransa'nın sosyalist hükümeti, ilk kez bu çapta bir terör olayı ile karşı karşıyadır. Belki Mitterrand yönetimi Fransız iç siyasetinde ağır basan Ermeni kamuoyundan çekinerek, Türklere karşı düzenlenen planlı saldırıların üzerine yeterince gitmemektedir. Hükümetin denetimindeki televizyon ekranlarına yeni cinayetler işleyeceklerini söyleyen Ermeni miiitaniarını çıkartmanın sosyalizm ile insancıllık ile demokrasi ile bağdaşır hiçbir yanı yoktur. Mitterrand yönetimi, terör karşısında, daha şimdiden bu tutumu takınırsa, yarın öbür gün, bu teröre büsbütün boyun eğmek zorunda kalmaz mı? Çünkü, Mitterrand yönetiminin millileştirme kararlarına karşı, büyük olasılıkla tepkiler oluşacak ve bu tepkilerin sahiplerı, büyük olasılıkla, Fraasa'yı bir terör baîağına sürükleyeceklerdir. Şili'de Sosyalist Devlet Başkanı Salvcdor Allende'nin başma gelenler, Mitterrand için ders olmalıdır. Fransa'da sağ ve sol terör örgütleri, bir kez eyleme geçirildi mi, artık, bu olayların önünü almak çok güçleşecektir. Bu nedenle, teröre bugünden en sert ve bilinçli tepkiyi göstermek gerekir. Bugün Türk diplomatlarına karşı düzenlenen saldırılar, yarın, başka odaklar, başka örgütler tarafından Mitterrand yönetimine karşı yöneltilecektir. Bundan şüphe yok! Mitterrand'ın «sosyalist modeli», hıç şüphesiz, çok yönlü saldırıların hedefidir. «Çok uluslu şiddet» herhalde Mitterrand'ın sosyalist modelini görmezlikten gelmeyecektir. Allende olayı, Mitterrand için kulakta küpe olmalıdır. Terör bugün Fransa'da bize, biz Türklere karşıdır. Yarın, ipleri «yeni enternasyonalizm»in elinde olan çok uluslu teroristler Mitterrand'ın sosyalist modeline, ve bu yoldaki uygulamalarına karşı da eyleme geçmeyecekler midir? Şu kural hiç değişmez: Teröre prim veren, ergeç, teröre boyun eğmek zorunda kalır! ANKARA DOĞRULAMIYOR Ankara büromuzun haberine göre, Tahran Büyükelçimiz Tan suğ Bleda'ya suikast düzenlendiğine ilişkin herhangi bir bilginin Ankara'ya gelmediği öğrenildi. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Eliyükelçimize böyle bir saldırının suikast girişiminin düzenlendiğine ilişlün bir bilgi bulunmadığmı bildirdiler. Dışişleri'nin konuyla ilgili üst düzeydeki bir yetkilisi, bir grup fanatik Ermeninin geçen nisan ayında Türk Büyükelçiliğine saldırıda bulunduğunu ha tırlatarak şunları söyledi: «Türk makamlarma bugüne kadar böyle bir bilgi intikal etmemiştir. Bu konudaki tek olay geçen nisan ayında Büyükelçilik binasuıa saldırıda buHaber Merkezi Kars'ın lunulmasıdır. Ancak bu da bir Iğdır üçesinde faaliyet göstesuikast girişimi olarak değerren DEVYOL. Partizan, Ha!lendirilemez. kın Kurtuluşu ve PKK adlı Söz konusu olaydan sonra 3035 kadar Ermeni saldırgan yasadışı örgütlere mensup 39 tutuklanmıştır. İran makamlakişi ile, Ağrı'da siyasi niteükrı Türk tarafuıa bugüne kadar te olmayan suçlardan aranan sadece bu kişiler hakkındaki .13 kişi yakalandı. soruşturmanın sürdürüldüğünü 9. Kolordu ve Erzurum, Ağbelirtmekle yetinmişlerdir. Bu rı, Artvin illeri Sıkıyönetim durumda Paris'teki basm toplantısında kurşuııa dizildigi aKomutanlığınca yapılan açıkla çıklanan Ermeni olsa olsa nimada, yakalanan yasadışı örsan ayındaki saldırıya katılan güt üyesi 39 kişinin, Alf Ave daha sonra tutuklanan salras, Rahmi Bulut, Mustafa dırganlardan biri olabiür. Söz Hayat, Necmettin Yılmaz, ve konusu basm toplantısmda sui Abduüah Yurtkulu'nun öldükast girişiminin tarilıinin berülmesi, Kemal Erkut'un yaralirtilmemiş olması da bu olasılanması, Melekli köyü koopelığı güçlendirmektesir. Tııtukratifinin soyulması ve çeşitli lu 35 Ermeninin son durumlan tarafımızdan bilinmemektedir. eylemleri gerçekleştirdikleri bildirüdi. Operasyonlarda • co Ancak son günlerde İran'daki kurşuna dizme olaylarının yoğunluğu Ağrı bölgesinde 218 ğunluğu ve sıkiığı hatırlandığın piyade tüfeği, 20 makinaiı tada, bu kişilerden hirinin kurbanca, 567 mermi, 13 kama, şuna dizilmiş olabileceği akla çok sayıda yasaklanmış yayın geliyor. Ancak bu konuda da ele geçirildi. bir bilgimiz yok.» Kasımda (Baştarah 1. Sayfada) askerliğine karar aldıranların kasım 1S81'de silah altına alınacakları bildirüdi. Aralık 1981 celbinde yedek subay adayı olarak silah altına alınacak yükümlülerin meslek ve vasıfları da belirlendi. Milli Savunma Bakanlığı Ba sın ve Halkla İlişkiler Şubesin den yapılan açıklamaya göre, yedek subay adayı olarak silah altına alınacaklarin meslekleri şöyle: «Elektrik Elektronik Mühendisi ve Yüksek Mühendisler, Elektronik Mühendisi ve Yük sek Mühendisleri, Uçck Mühendisi ve Yüksek Mühendisleri, Hukuk Fakültesl mezunları, Alman Dlli ve Edebiyatı me zunları (Fakülte cıkışlı) İngiliz Dili v Edebiyatı me @ zunları (Fakülte akışlı). Fransız Diü ve Edebiyatı me zunları (Fakülte çıkışlı). Rus Dili ve Edebiyatı mezunlorı (Fakülte çıkışlı), İ.T.Ü. Gemi İnşaat Fakültesl mezunları, Yüksek Denizcilik Okulu mezunları, İ.D.M.M.A. Gemi Makina Mühendislik Bölümü Mezunları, O.D.T.Ü. Mühendisük Fakültesi İnşaat Bölümü Kıyı ve Llman Mühendisüği dalı mezunları, Mssleklerinde Doçent ve Profesör olanlar, Tabibler, Diş Tabipleri, EczaCîlar, Veteriner». Milli Savunma Bakanlığından yapılacak açıkiamaya göre kasım 1981 tarihinde 4 ay temel er eğitimine tabi tutulmak üzere silah altına alınacak yükümlülerin 2 kasım 1981 tarihine kadar kayıtlı bulundukları yerli askerlik şubelerine veya 15 ekim 1981 tarihine kadar yabancı askeriik şubelerine başvurmaları gerekiyor. Bu yükümlülerin askerlik şubelerinden aldıkları evraklarla birlikte belirtilen süre icinde eğitim birliklerine katılmaları isteniyor. 50, 51, 52 ve 53'üncü gruplar dışında 75, 76 ve 77'nci grup olarak askerliğine karar alınanlardan 1950 ve daha yaş lı doğumlu olanlar da, kasım 1981'de 4 ay er olarak askere alınacak. Aralık 1981'de yedeksubay olarak silah altına alınacakların celbleriyle ilgili olarak da ayrıca duyuru yapılacak. YUNAN (Raştarafı 1. Sayfada) sonra Yunanistan'ın tutumuna dönük üstü kapalı bir uyarıyı ifade ettiği konuşmasında, iki ülke için en akılcı yolun birbirlerinin çıkarlarını gözeten dengeli bir yaklaşım içinde müzakereler! sürdürmek olduğunu kaydetti. İlter Türkmen, konuşmasında Türk dış pollitikasının ana ilkelerinl özetledikten sonra, Türkiye'nin uluslararası durum ve sorunlara ilişkin görüşlerini açıkladı. Dışişleri Bakanı, Geneı Kurulun uluslararası durumda karamsarlık havasının yaygır) olduğu bir sırada toplandığına dikkati çekti. Gerginliklerin özellikle Ortadoğu'da bazı ülkelerin sorumsuz davranışlan nedeniyle arttığını kaydeden Türkmen, Helsinki nihai senedinin ihlâli sonucu detant sürecinin za rar gördüğünü bildirdi. İlter Türkmen'in konuşmasındakj çeşitli uluslararası ko nuların başlıkları ve görüşleri özetle şöyle: KIBRIS KTFD ağustos ayında kapsamlı ve özlü öneriler getirmiştir. KTFD'nin hiçbir ön şart ilerl sürmeden üstlendiği bu fedakarlığı Türk hükümeti takdirle karşılamaktadır. Bu cesur bir adımdır. Mevcut du rumun devamında kendileri için çıkar görenler tarafından bu fırsatın kaybettirilmesine izin verilmemelidir. Çözüm için artık Rum tarafının da anlamlı karşı görüşler yapması zamanı gelmiştir. Kıbrısta bir çözüm Türkiye ile Yunanlstan arasındaki ilişklleri de olumlu şekilde etkileyecektir. Ortadoğu sorununa bir çözüm bulmak amacıyla yapılan barış çabalarına Filistin halkının tek yasal temsılcisi olan FKÖ'nün eşit şartlarda katılması gerekir. Türkiye, AET'nin Ortadoğu'da kapsamlı bir barış için sürdürdüğü çabaları takdirle karşılamaktadır. Barış çabalarmın başarılı olabilmesi için İsrail hükümeti tutumunda köklü değişiklikler yapmaiıdır. Son bir yılın olay larının gösterdiği üzere İsrail hükümetinin saldırganlık ve uzlaşmazlığa dcyalı politikası Ortadoğu'da gerginlik ve istikrarsızlığm ba%lıca kaynağını oluşturmaktadır. Türkiye'de terorizme karşı mücadele kazanılmaktadır. Bo yutları bu kadar genişlemiş olan terorizm ülke dışından para ve silah yardımı görerek güçlenmiştir. Devletier ta rafından desteklendiği süre içinde terorizm gelecekte baş ka toplumları da etkileyecektir. Türk diplomatları, terörist saldırılatin önde qe!en hedeflerinden birini oluşturmaktadır. Geçen hafta Paris Başkonsolosluğumuza yapılan sal dırı bu alandaki son örnektir. BM, terorizme karşı müca delede somut tedbirler olmalı dsr. Bu tedbirier arasında özel firmciara yapıSan hafif silah satışlannı denetieyecek düzen lemeler öngörülebilir. Ayrıca silah kaçakçılığı üe uyuşturucu madde kaçakçılığı arasında yakın bağlantı bulunmaktadır. Uiuslararası ekonomik sorunlar kapsamlı ve yapısai çö zümler gerektirmektedir. 1923'ten bu yana kalkınma çabalarmı sürdüren Türkiye gelişme yolundakj ülkelerin fakirliğin ortadan kaldınlması yolundaki gayreîlerinj tamamen desteklemektedir. UNCTAD'taki tutu mumuz bu yönde belirlenmiştir. Ayrıca gelişme yolundakl üikeler arasında ekonomik iş birliği konusuna büyük önem vermekteyiz. yakalandı AVRUPA PARLAMENTOSU HFYETI BUGÜN GELİYOR ANKARA, (a.a.) Avrupa Parlamentosu'ndan sekiz kişilik bir heyet, bugün Türkiye'ye gelecek. Avrupa Parlamentosu'nun Hıristiyan Demokrat, Muhafazakar ve Liberal gruplaruıa mensup milletvekillerinden oluşan heyet, Türkiye'yi daha önce ziyaret eden Avrupa Komisyonu Siyasi Komisyon Türkiye Raportörü Von Hassel'in hazırladığı raporun, parlamento'nun ekim ayındaki Genel Kurulu'nda görüşülmesinden önce, Türkiye 'deki son gelişmeleri değerlendirecekler. Türkiye'ye bugün gelecek olajı Avrupa Parlamentosu üyelerinin isimleri ve partileri şoyledir: «Hıristiyan Demokrat Grup: Janssen Van Raay (Hollanda), Otto Von Habsburg (Federal Almanya), Joachin Dalsass (İtalya), Albetro Gher.ço (İtalya), Siegbert Alber (Federal Almanya). Muhafazakar Grup: Stanley Johnson (îngiltere), John David Taylor (İngiltere), Liberal Grup: Ulrich Irmer (Federal Almanya). rmesıı (Baştarafı 1. Sayfada) smda yaralanan diğer iki Erme niye ise suçları kaldıkları hastanede tebliğ edildi. Fransa'da bir mahkems önüne çıkarılacak olan dört terörist zorla alıkoymak, isteyerek adam öldürme, isteyerek adam öldürme ye teşebbüs ve siiah taşıma ile ilgili yasaları çiğnemek suçundan yargılanacak. Bu arada teröristlerin gerçek kimlikieri de belirlendi. Fransız polisi Ermeni teröristlerin kimlik ve fotoğraflarmı Türk makamlarma gönderdi. Ancak kimliklerin gerçek olmadığı saptandı. Emniyet Genel Müdür lüğü'nden yapılan açıklamaya göre, Ermeni teröristlerin ger çek kimlikieri şöyle: 1 Vaskan Sako Sesliyan, (1956 doğumlu, baskmı yöneten terörist). 2 Kevork Abraham Kozliyan (1960 Beyrut doğumiu, baskında Fransız yetkilileri ile görüşmeyi yürüten terörist). 3 Aram Avadis Basmasıyan (Beyrut. 1960 doğumlu). 4 Agop Abraham Jafliyan (Beyrut 1S56 doğumlu). Fransız polisince gönderilen listede Ermeni teröristlerin kimlikieri sırasıyla Agop Agop yan, (İran Pasaportlu), Zaven Agopyan (1958 Haiep doğumlu, Suriye Pasaportlu), Raff Balian (Avust.ralya Melbourne 1960 do ğumlu), Alex Aiekian (1963 doğumlu) olarak bildirilmişti. Steiner (Baştarafı 1. Sayfada) dirmek ve^Kurucu Meclis'in &çılış gününü ilan etmek suretiyle daha önceki açıklamalarım kısmen yerine getirmesi sap tanmış olmakla birlikte, 2 İnsan hakları ile ilgili uygulamalardaki durumun tatmin edici olmaması, 3 Türkiye'deki durumun Avrupa Konseyi statüsü ile bağ daşmaması gerekçesiyle Türkiye'nin Konsey'deki üyeliği konusunda ocak ayındaki Genel Kurul toplantısmda karar alın masını önerdi. Steiner'in karar tasarısı Ko misyon'da aynen kabul edilir ve bu konuyu hafta sonunda gö rüşecek olan Genel Kurul'dan da o şekliyle geçerse Türkiye'nin Avrupa Konseyi'nde üye kaiıp kalmaması üzerindeki ka rarın aiınması ocak ayındaki Konsey tuplantısmda olacak. Bu tasarının Komisyon'da de ğiştirilmesi için ise başta Eelçıkan Dejarden ve bazı Konsey üyeleri kararın bu toplantıda aiınması yolunda öneriler hazirlıyorlar. Avrupa Konsey'i eylül ekim dönemi toplantısı yarın başlıyor. Türkiye konusunun hafta sonunda görüşüimesi bekleniyor. Bilindiği gibi, Türkiye'nin Avrupa Konseyi 'ndeki üyeliğinin kaldınlması önerüeri Konsey'in mayıs ayındaki Genel Kurul toplantısmda redde dilmiş, ancak, Konsey'deki Türk Parlamenterlerin üyelik lerine son verilmişti. ımze SSKSNTILI ULUSU: TÜRKİYE TESSRİNDEN YEMS SSYRSLIYOR ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Ulusu, «Türkiye, demokratik haklarm demokratik rejimi yıkmak için istismar ediktiği, çok üzücü ve sıkıntılı dönemin tesirinden yeni yeni sıyrılmaktadır» dedi. İstanftul Gazeteciler Cemiyeti'nin düzenlediği «Genç Gazeteciler Seminerine» katılan 29 yabancı ve 5 Türk gazeteciye dün Ankara'da Dışişleri Bakanlığında Türkiye'nin dış politikasıyla ilgili brifing verildi. Brifingte konuşan Ulusu, 12 Eylül'den sonra anarşi ve terörün büyük ölçüde izale edilerek huzur ve sükunun sağ landığım, ekonominin de iyi yolda olduğunu söyledi. «Ancak sorunlarımızm tümüyle hal ledildiğini söylemek fazla iyimseriik olacaktır» dedi. (Baştarafı 1. Sayfada) Uluslararası Hukuk ve Antlaşmalora göre, Ermeni teroristlerin «Fransız vatanda.şı ol modığı» ve «odi sııçlu» niteliğinde oldukları için Türkiye' ye iadelerı icin istemde bulunulabiliyor Öte yandan «terörün önlenmesi»ne ilişkin Avrupa sözleş nesi ve «dipiomatiarın kor uninasına» ilişkin Birleşmiş Vlilletler sözleşmesi de, teroistlerin «siyasi suçlu» değil, <adl suclu» olduğunu kabul sdiyor. Bu sözleşmeler cerçe/esinde de Türkiye iado isteninde bulunabilecek. Ancak, Türkiye'nin iade isteminde bulunabilmesi için Er neni teroristler hakkında kojuşlurma açılması gerekiyor. Gromiko gömşmesi baş!adı N V YORK (a.a.) EirleEV şik Amerika Dışişleri Bakanı Alexander Haig ile Sovyetler Biıiîği Dışişleri Bakanı Andre Gromiko arasındaki ikinci gö rüşme dün akşam TSİ. 21.00'de başladı. Geçen çarşamba günü de New York'ta bir araya gelen iki Dışişleri Bakanı'nın bu ikin ci görüşmesi için herhangi bir gündem açıklanmadı. Amerika diplomatik kaynakları, Sovyet Delegasyonu Merkezi'nde yapılan görüşmenin bir kaç saat süreceğini belirttiler. ELEMAN • Dergi pazarlaması cak, ilkokul öğretmenlen uıunıyor. ^ Tel: 22 8316
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle