27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 EYLÜL 1981 Cumhuriyet 9 Beyrut'tan geliyorum (Baştarafı 1. Saytada) Belki Türkiye'den de dok tor göndermek isterler kimbilir bir yazsanız. Hastane çok ilkel olanaklar içinde çalışıyor. Şimdiye kadar gördüğüm yapılar içinde pencere camı olan tek yer bu rası. Zaten ilk bakım bura da yapılıyor, daha önemli olaylar Beyrut'a gönderiliyor muş. Bir doğum odası da var. Hastane ilkel ama temiz.. Gezerken, doktor ve personelin yemeğine takılıyor gözüm.. Soruyorum Bir parça yiyebilir nüyim?... Buyrun. Okkalı bir kaşık daldırıyorum.. Oh mis gibi, etli bezelye ile şehriyeli pilav.. Ardından okulun bnünden geçiyoruz. Çocuklar TUrkiye' deki gibi çift öğrenim görüyorlar.. Kimi sabahcı, kimi öğlenci. Eskiden böyle değildl ama yersizlikten, diyorlar. Aldırmaym, diyorum, biz halden anlarız. Sonra fabrikaya giriyoruz.. Bu içinde kırk kişinin çalıştığı bir Jionfeksiyon atelyesi.. Türkçe olarak sesleniyor, şe£ Muhammed: Hoşgeldiniz. Hoşbulduk.. Nerde öğrendiniz Türkçeyi?.. Ha ben İstanbul'da bulunmuşum üç yıl.. Ne yapıyordunuz?.. Aynı işi konfeksiyfon.. Eurada, üniforma, askere çanta gibi şeylerin yanısıra, dışsatım malları dikiliyor, ço cuklar için takım elbise, ka dınlar için uzun etekli giysi.. Bunlar Suudl Arabistan'a ve öbür Arap ülkelerine satılıyormuş.. Çalışanların tek yakınmaları, çalışma yerinin faz la sıcaklığı. Bir de, bir ev görsek, dememize kalmıyor, Buyrun şimdi de bir ev gezelim, diyorlar.. Gezeceğimiz evin sahibi olan kadın Tel Zaatar'da kocası nı, üç çocuğunu, kocasmın kar deşini, onların çocuğunu yitirmiş, toplam 15 yitik vermiş bir koca aüeden arda kalanlar oturuyorlarmış orada. Harap ama temiz bir batı çeden, ilk içine girildiğinde dört duvarından başka iler tu tar yanı olmayan, yoksul ama tertemiz bir eve giriyoruz. Kapının tam karşısında bir televizyon çepeçevre yatak ve sedirler üç sandalya U zerine tahta konunca sehba olan bir tabureden başka bir şey yok içerde. Televizyonun altındakl örtü, sedirler yatak çarşaflan yastıklarıyla berşey bir Anadolu evi. Ev sahibesi geliyor. Konuşu yoruz, adı Hediye lmiş.. Hediye Ana 48 yaşında, ama daha çok gösteriyor: nedenini sormaya gerek var mı?... Hediye Ana başmdan geçen leri, bir damla gözyaşı dökme den, yakınmadan biteviye bir sesle anlatıyor. Sonra yitirdi ği yeşil gözlü oğullannın fotoğraflarını çıkarıyor. Bir an odadan gelip geçen kızın on ların kardeşi olduğunu ilk bakıştn anlıyorsunuz. Hediye Ana kalan çocuklarına yeğenlerine bakıyor. Soruyorum: Filistin için bunları göndereceğin mi savaşa?... Tabii göndereceğim.. Ölecekler yazık değil mi?. Yurtlanna kavuşmak için ölecekler abileri, babaları gibi.. Bak onlara gözyaşı döküyor muyum ben?... Gerekirse ben de gideceğim savaşa.. Hediye Ana'nın evini geziyoruz. Mutfakta salça hazırlayıp, bamya kurutuyor. Bir yanda plastik bir kabın içinde kur duğu patlıcan turşusu duruyor. Biraz sonra, ince dürümlere sarılmış patlıcan turşularını ikram ediyorlar tadalım diye. Tadıyoruz, işimia çok acele olmasma karşın, bize gös terdikleri konukseverliğe yanıtsız bırakmamak için kahve de içiyor ve Hediye Ana'nın, pencerelerinde cam bulunmayan yoksul ama tertemiz evinden ayrıhyoruz. Damur'u gezdirmek için bi zimle birlikte gelen, hastanede hastabakıcı olarak çalışan Amina'nın (Emine) ısrarıyla onun evine gidiyoruz. Orada da dibek kahveleri içlliyor, hoşbeşten sonra kente dönmek Uzere yola çıkıyoruz. Beyrut'u Finikelilerden kalma tarihî sur kentine bağlayan yol üzerinde dönüş için arac bekli yoruz. Biraz sonra yine külüstür bir otobüs geliyor. Rehberimiz şoföre sesleniyor. Otobüs durup, bizi alıyor. Bu otobüs, FKÖ'nün fabrikalarmda çalışanları kente götürüyormuş, içerde kadınlı erkek li bir kalabaİLk. Kimi şarkı söylüyor, kimi şakalaşıyor, her kes şen, herkes neşeli.. Rehberimiz: Bütün gün gördüklerimizi da kapsayan bir soru soruyor: Görüyorsunuz, nüfusumuz gün geçtikçe artıyor, Biz de aileler ölenlerin yerini alsın diye çok çocuk yapıyorlar. Azimliyiz, neşeliyiz. Şu in sanlara bakın, nasıl sade, yaşama sevinci ve yurtlanna dönme azmiyle dolular. Bir kaçını gördünüz tanıdınız. Hepsi de iyi yürekli konuk se ver, yurt sevglslyle dolu Insanlar. Soruyorum size, bu ulus yenilebUir mi?... Bu sorunun yanıtı kendi içinde yatıyordu gibime geldi. Siz ne dersiniz?.. BÎTTt SOSYAL Güvenlik Bakanı Sadık Şide, bugün yapacağı basın toplantısında son bir yılda neler yapıldığını anlatacak. Şide' nln geniş kitlelerl ilgilendiren SSK Yasa Tasarısı konusunda da geniş açıklanıalar yapması beklcnivor. KARA Harp Okulu Öğrenci Alayının son kafilesi dün özel bir törenle Ankara'ya geldi. ÎSKENDERUN körfezinde petrol sondajına dün 7500 metre açıkta başlandı. Sondaj çalışmaları Isveç, İtalya ve Türkiye petrollert Anonim Oriaklığı tarafından ortaklaşa ytirütülüyor. «Ele 1» adlı arama kuyusunun açıldığı yerde su derinliğinin 73 metreyi bulduğu bildirildi. Deniz tabanından 1300 metreye kadar inilmesi planlandı. Bu kuyudan sonra 9300 metre açıkta, «Ayşe • 1» adıyla ikinci bir kuyu açılacaK. 1. ORDU Komutanlığı Adli Müşavirliği'nde görevli hakim kıdemlı albay Fahrettin Aksay, MGK Genel Sekreterliği emrine atandı. Milli Savunma Bakanlığı'nın atama karan, Resmı Gazete'de yayınlandı. ANKARA Turizm ve Tanıtma Bölge Müdürltiğü bünyesinde Profesyonel Turist Rehberliği Kursu açüacak. İZMÎR'de yapılan Muhtarlar Eğitim Semineri'nde muhtarlarm SSK kapsamına alınarak ödeneklerinin asgari ücret düzeyine çıkartılması istendi. ULUSLARARASI Yazarlar ve GazetecUer Federasyonu FtJET 1 in cumartesi günü başlayan 25. Genel Kurul toplantısı siiriiyor. İsveç'in Goteborg, Stockholm ve Yemdalskalet Kentlerlnde yapılan Genel Kurul çalışmaları 38 eylülde sona erecek. Kongrede Türkiye'yi Halim tJğurlu ile 6 üye temsil edlyor. 4 sözlesmeye itiraz (Baştarafı 1. Sayfada) nıırun yüzde 80 oranında artacağı lıükiim aJtına aluunış olmasına rağmen, kurulun bu oranı yüzde 70s olarak değerlendirmesini anlamak ve izah etmek müınkün değildir. Ayrıca 1981 yılı için öngörülen (3000 TL maktu zam) ise en ağır hizmetleri gördükleri halde cri az ücreti alan ve 2886 mevcutla, bu işletmede halen çalışan 42191 işçiye oranla büyük çoğunluğu oluşiuran kesimin 1654 kişisine (3000 TL. yerlne 1500 TL. olarak) tatbik edilmlş, diğerlerine ise hlç verilmemlştir. Bu meyanda yarım asırdır uygulanan iş ve ücret düzeni, Denizcilik Bankası sözleşmesin de, adeta altüst edilmiş, hiçbir sözleşmede emsaline rastlannıayan şekilde, sözleşmenin (37.) maddesi tamamen çıkarü mış ve (71.) maddesi de, bütünüyle değiştirilmiştir. Oysaki bu maddelerin hemen hepsl (12 Kylül) dönemlnden cvvel, dlğer yıllarda olduğu gibi, işverenin mütabakat imzaları ile sözleşmelere tur.» konmusDYPîş'in DDY Genel Mudür lüğü'nde çalışan yaklaşık 40 bin işçiyi kapsayan toplu ış sözleşmesinin ücretlerle ilgıll maddesiyle, sosyal yardımlara uygulanacak zam konusunun Yüksek Hakem Kurulu'nca bir kez daha ele almması ıstenerek, parasal maddelerin kurulun ilke kararları dogrultusunda düzeltilmesi önerüdi. DYFİş yeni toplu sözleşmesı incelendiğinde, kurulun saptadığı birinci yıl yüzde 80, ikinci yıl yüzde 10 + 3 bin TL. ücret zammının daha düşük oranlarda olduğu görüşüne yer verdi. DYFİş ayrıca, toplu söz leşmenin ingilendirdifti işçiler den alt derecede bulunan ve çok cüz'i ücret alan 9 bini aşkm işçinin ücretlerinde YHK' ca kabul edilen miktarlann, MGK kararları ile öngörülen avans miktarlarından daha düşük tutulduğunun ortaya çıktığmı beürtti. Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Birllklerl ve Merkez Birliği işyerlerinde çalışan ışçilerin toplu > iş sözleşmesi ile ilgili olarak Koopİş Sendikası da şu itirazlarda bulundu: «Bu karar ile, «Kıdem tazminatı» maddesi yeniden düzen lenmlş ve sonuç da 19501967 yılları için kıdem tazminatı haklarından yararlanamayacak ları ve 12 yıldır çalışanların lehine süren bu uygulama, yapılan değisiklik ile sona erdirilmiştir. Ayrıca, bu toplu issözleşmesi, büyük bir bölümü Konsey'ce verilen yüzde 70lerden sonra bile' bugünkü asgari ücret düzeyine gelen aylıklarla çalışan personel için hemen he men hiçbirşey getirmemiştir. Kıdem tazminatı konusunda, 2320 sayılı yasanın amacı 2530 yıl çalışmış bir işçinin 1967 yılından öncekl hizmetleri için kıdem tazminatı almasıru önlemek, yasadan doğan bu haksızlığı daha da pekiştlrmek değildir. Kanunun bu esprisinl değerlendlrmeyen YHK anılan Işyerinde çalışan Işçilerin 1950 1967 yılları arasında geçcn hiz metlcri için, eski sözleşmede yeralan kıdem tazminatının ve rilmesini suç olarak görmüştür. YHK üyelerl, yasal zorunluk karşısında böyle bir uygulama yapmış olabilirler. Ancak, aynı yasada işçi lehine yeralan hükümlerden yararlan ma gereğlnl duymanuşlardır. tşverenln bile 12 yıldır kabul ettlğt bir hakkı vermemişlerdir.» GOZLEM (Baştarafı 1. Sayfada) yatıran yurttaş telefon edip soruyor: Ne olacak şımdi benım param? Bankalarla, bankerlerın kapıştığı bu cılğın faız yarışinın bir sonu olmadığını, bizler, çok yazdık, çok soyledık. Kısa dönemde «Yapay bir rahatlık» yaratan bu falz yarışının dışsatım olanaklarını genişletmemesi ve iç piyasâdaki durgunluğu aşamaması hallnde yenıden bir bunalım donemı başlatacağını sezmek ve anlamak için hıç de öylo uzun boylu ekonomıst olmaya gorek yoktu. Sorunlar, gozle gorulür, elle tutulur biçimde gözler önündeydi. Bu faiz yarışına ilk itiraz, elbette ki, yüksek faızle kredı alan ış cevrelerınden gelecektı. Nıtekim, bu konudaki ilk yakınmalar bu cevrolerden kaynaklandı. Banker faizlerını, banka faizlerıyle eşit duzeye getıren ve «Piyasa bankerleri» adı verilen «Legal tefeciler»i denetim altına almaya çalışan Maliye Bakanlığı teblıği, 24 ocak kararlarının ozu ve sözü olan «Serbest piyasa 8konomisi»nın mantığına ters duşmüş ve «Serbest rekabet düzenine» kcrşı çıkanları, resmi dille doğrulamıştır. Bu bir «celişki» cieğıl midir? Yurttaş herhalde şimdi şu soruyu sormaktadır: Bu tebliğ, nıçin faizlerın serbest bırakılması ile birlikte yayınlanmamıştır? Böyle olsaydı, hic şüphesiz yurttaş, biriktlrdlğ! u ; beş kuruşu, adını, sanını yeni duyduğu bankerler yerine büyük bankalara yatırır; kendini daha güvenceli sayardı. «Piyasa bankerliği» açıkça «Havadan para kazanma» olanağı veren ve asalak bir sosyal tabakanın oluşumuna yol acan ve de usteiik devletin bir süre göz yumduğu tefecilik çeşidıdır. Tebliğ, «Faizden para kazanmak amacıyla ödünç para vermo işleriyle uğraşanları bankalara verllmiş görevleri» yapmaktan yasaklamıştır. İyi hoş ama bu tebliğ, faizlerin serbest bırakıldığı gün nicin çıkarılmamış, niçin bir takım insanlara «Faizden para kazanma» olanağı sağlamış, yurttaş nicin bankerlere koşmak zorunda bırakılmıştır? Büyük bankerler. banka kurmaya çalışacaklar, tasarruflar bankorler yerine bankalarda toplanacak, lş çevrelerl, faiz oranlarını düşürerek, borç yüklerini hafifletmeye çalışacaklar, piyasa bankerleri, tefeciliği başka yöntemlerle sürdürecekler. Bunlar belli oluyor. Belli olmayan yalnızca parasını «Banker» adlı «Tefecilere» kcfptıran yurttaşın geleceğidir. Devlet, buna da bir care bulmalı ve binlerce yurttaşın milyonlarca ve mllyarlarca lirasını güvence altına almalıdır. Evet, tebliğ haklı, tebliğ yerinde, ama nicin dün değ.I de bugün? Niye bu gecikme? Devlet, bu kadar ilerislni görmedi mi, göremedi mi? Göremediyse nicin? Gördüyse nicin bu gecikme? Ve klm kazanclı çıktı bu işten? Ve kimler zarar gördü bu gecikrneden? 12 millik Yunan (Baştarafı 1. Sayfada) Yapılan hesaplamalara göre, mevcut altı millik uygulamada Yunanistan'ın Ege deni zinin yüzde 35'i üzerinde egemenlik hakkı var.. Türkiye'nin karasulan ise Ege Denizi'nin yüzde 8.8'ini kapsıyor. Kalan alan ise uluslararası sular.. Bu haliyle tyle Türk sularından uluslararası sulara geçiş veren bazı koridorlann darlı ğı ulaşım açısmdan çeşitli aksaklıklar yaratabiliyor. Yunanistan karasularını 12 mile çjkartırsa uygulamada ne olur?.. Adalar da karasuları rejimine tabi olduğundan Tiır kiye'nin hemen yanı başmdaki Yunan Adalarının da karasuları genişleyeceğinden Ege' deki uluslararası suların geçiş verdiği koridor tümüyle kapamyor. Bu durumda Akdeniz'e çıkış ancak Yunan ka rasuları üzerinden gerçekleşebiliyor. Türk karasularından geçişlerde ise gemilerin girintili çıkmtılı Türk sahilini izlemeleri gerekiyor. Yunanistan'ın karasuları 6 milde Ege' nin toplam yüzde 35'ini işgal ederken, 12 mil uygulamasında bu oran yüzde 63,9'a çıkıyor. Türk karasuları açısmdan artış ise yüzde 1,2 oramn da.. Bu durumda Türkiye'nin deniz alanları Ege'nin yalnızca yüzde 10"unu tutuyor. üluslar arası suların yüzölçümü ise yüzde 65'ten yüzde 26.1'e düşüyor. Uygulamada, bir Türk limanından kalkan herhangi bir gemi Akdeniz'e ulaşabilmek için Yunan sularmdan geçmek zorunda.. Türkiye'nin 1973'te TFAO için açıkladığı petrol araştırma alanlarıyla başlayan ve da ha sonra Sismik1 ve Çandar lı gemilerinın araştırraalan kıta sahanlığı sorunu ile birlikte gündeme gelen karasula rı sorununda Türkiye'nin res (Baştarafı 1. Saytada) mi tutumu şöyle özetlenebilir: «Yan kapalı nitelİKİ dolayı günü yapılacak gayrimenkul ik ramiyesi çekilişi için davetiye sıyla diğer denizlere ilişkin uluslararası karallann uygula almak isteyenlerin bina önünde birikmesi ile maliye müfetnabUirllği Ege'de yoktur.. Mev cut uygulamada bile Ege'de tişlerinin denetimleri aynı güTürk sularından uluslararası ne rastlayınca «Banker Kastelli"ntn maliye müfettişlerince ba sulara geçiş' ancak üç küçük koridorda olmaktadır.. Yuna sıldığı» yolundaki söylentiler yo nistan'ın karasularını 12 mi ğunlaştı. le çıkartması hallnde Türk su Eanker Kastelli'nin «Maliye larından uluslararası sulara müfettişlerince basddığı» yoolan bütün geçişler kapana lunda söylentiler üzerine Bancaktır. Bu durumda TPAO'nun ker Kastelu Yönetim Kurulu araştırma ruhsatına sahip ol Başkanı Cevher Ozden THA mu duğu aianlar da yüzde 16,3'ten habirine bir açıklama yaparak 9.27'ye düşecektir. «Burası basılacak herhangi bir Türkiye, Batı Anadolu'nun hane değildir.» dedi. Batı kıyısında ve ana kıtasınBankerlüc kuruluşları ile ilda yaşayan büyük nüfusunu gili olarak son yapılan düzenledüşünnıek zorundadır ve kıta meler gereğince ruhsat verilesahanlığmda olduğu ffibi Ege' cek kuruluşlarm maliye müfetdeki üzerindeki geçişlerde e tişlerince tek tek denetlenmesi şit hak istemektedir.» gerektiğini belirten Ozden, «Bu, Ülke devleti karasuları üze . ruhsat verilebilmesi için yapırinde, kara toprağında olduğu lan normal bir deriettemedir. gibi tam egemenlik haklarına Görülen kalabalık ise davetiye sahip. Ancak gerek ticari gealmak isteyenlerin oluşturduğu miler, gerekse savaş gemileri bir kalabahktır» biçiminde koiçin barış zamanında genelliknuştu. Ozden özetle şunlan söy le zararsız geçiş hakkı kab'ul ledi: ediliyor. Ancak savaş döne«Hakkımızda bu tür asılsız minde ülke devleti güvenliğini söylentiler her zaman çıkartılgerekçe gostererek geçiş hakmıştır. Bu yeni bir şey değilkı ile ilgili çeşitli tasarrutlardir ve bunlar olacaktır. Bizim da bulunabiliyor, gerekirse ka herşeyimiz ortadadır. Maliye rasularmı kapatabiliyor. Murakıplarının dcnetlemesi bu Stratejik açıdan da bir ilçeşit söy'^ntilere yolaçsa da biz ginç nokta, Yunanistan'ın ka bomba g.jiylz.» rasularmı 12 mile çıkarması halinde bunun NATO savunması lehinde bir gelişme olaC' Sakarya D.M.M.A.'dan aldıcağı. Oyle ki Sovyet gemileriğım çıkış belgemi kaybettim.. nin Akdeniz'e inişi "' üzerinde Geçersizdir.. NATO tam bir denetime saAyşe SERT hip olabilecek. Maliye Kamu kesiminde (Baştarafı 1. Sayfada) lar uzarsa, sadece doktorlara tazmınatı ongören bölum oncelikle ele alınarak Bakanlar Kuruiu'nda görü^ülecek. Bir yetkilı, doktorlara tazminatı öngören tasarının, önumüzdeki günlerde Bakanlar Kurulu'n da ele alınmasının büyük olasılık olduğunu söyledi. Bu ger cekleşirse, doktorların tazminat konusu cözümlenmiş olacak. Tom Gün Yasasınm getırdiği haklardan ise eskiler yararlanıyorlar. Yeni atamalar ise, tazmınatsız yapılıyor. 19 eylül tarihli gazetemizde yer alan «Ankaralı 47 banker dertfeşti» haberinde yanlışlıkla BİMTAŞ'm adı geçmiştir. Doğrusu Ankaralı bir kuruluş olan Bemtaş'tır. BlMTAŞ'ın sözkonusu toplantı ve kuruluşlarla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Düzeltir özür dileriz. DÜZELTME MlLİYE BAKANLIGINDAN Tasarruflarınıza Devlet Garantisi Yalnız T.C. Hazinesinin Satısa Sunduğu Devlet Tahvilleri ve Hazine Bonolarında Bulunmaktadır HAZEVE halkımızın tasarruflarını en verimli ve devlet garantisi altmda değerlendirmelerini sağlamak icin bundan böyle: I. a) % 30 net faizli 3 ay vadeli (X) b) % 32 net faizli 6 ay vadeli Hazine bonolarım hergün II. % 34 net faizli 1 yıl vadeli ve faizi üçer aylık kuponlarla ödenen Devlet Tahvillerini her ay (XX) T.C. Merkez Bankası, T.C. Ziraat Bankası Subelerinde devamlı olarak satısa sunmaktadır. MOT: Hazine Boııolarının ve Devlet Tahvillerinin faizi yürürlükteki vergiler, ödeme sekli ve vadeler dikkate aiuıdığında; a) % 34 net faiz % 51.4 b) % 32 net faiz % 46.1 c) % 30 net faiz % 44.7 Faizin randımanma esittir. (X) 14 Eylül 1981 gününden itibaren (XX) 1425 Eylül günleri arasında ve bundan sonra her ay belirtilecek günlerde ^Hiiimiuiiıllillllllllllllllllllllllllllllllllllllllillllllllllllll^ ıı İ| ||
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle