17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 6 ***• 4 EKİM 1981 Vergi indiriîni ile ücretler (Baştarafı 1. Sayfada) tışı yerine vergi düzenlemesi olabilir. Böylelikle ücretlilerin yüksek vergilendirilmesi önlenmiş olur. Çahşmalar devam ediyor. Eğer kanun çıkarsa, bu yola gidilecek. Uygulama zamanı da, 1982 ocak ya da mart olabilir.» Washington'a iki nedenle geldiğini belırten Ozal, bunlardan ilkinm geçen pazartesi günü Georgetown Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Enstitüsu tarafmdan düzenlenen seminere katılmak, diğerinin de, IMF ve Dünya Bankasmm yıllık olağan ortak toplantısı olduğunu belirttı. Özal, adı geçan Enstitünün düzenlediği seminerle ilgili olarak mart aymda temaslara, gidildiğini, tarih olarak 28 eylülün kararlaştırıldığmı söyleyerek şöyle dedi: «Bu tür bir seminer daha önce Pakistan için yapılmış. Ama, galıba pek başarılı olmamış. Şimdi bizim için yapılan bu seminer çok iyi oldu. İlgi çok fazla idi. Uygun zamanda yapüdı. Amaç, Reagan yönetimine Türkiye hakkmda daha çok bilgi vermekti, sanıtım bu amaca ulaştık.4 Basbakan Yardımcısı Özal, daha sonra, OECD Genel Sekreteri Van Lennep, IMP ve Dünya Bankası Başkanları, Alman ve Amerikan Maliye Bakanları, Suudi Arabistan, Kuveyt, Belçika, Avusturya Maliye Bakanlarıyla görüşmeler yaptığını belirtti. Türkiye'deki ekonomik gelişmelere, «Gıpta ile bakıldığını, diğer ülkelere örnek olarak gösterildiğini» görüşmelerden edindiği izlenimler olarak sunan Basbakan Yardımcısı, uluslararası kredi akışmda Türkiye'nin daha önce sağladığı kredilerde herhangi bir güçlük bulunmadığmı sözlerine ekledi. Türkiye'deki ekonomik dunımun «tahminlerin ötesinde iyi sonuçlar verdiğini» öne süren Özal, «Bu neaenle artık bankaların da Türkiye'ye ilgilerl arth, sanıyorum orta vadeli krediler almak bundan sonra daha kolay hale gelecek» biçiminde konuştu. SUUDİ ARABÎSTAN'A GEZÎ Önümüzdeki ay Suudi Arabistan'a bir gezisi olacağını açıklayan Özal, tıundan sonra yabancı sermaye yatırımlarının bu yıla dek gösterdıği gelısmeleraen çok farklı işleyebileceğini, yabancı sermayenin en geç 1982 yılında «açılacağını, artık bu konudaki endişelerin zail olduğunu» söyledi. Benzer biçimde Dünya Bankasma proje kredileri için ek taleplerde bulunulduğunu, Afşin Elbistan'a ek kredi, Kızılırmak üzerindeki Altmkaya Barajı için de kredi talebinin iletildiğini belirtti.. Görüşmeler: sırasında kendisine Türkiye'nin politik gelişmeleri açısmdan herhafngi bir soru yöneltilip yöneltilmediği konusundaki bir gazetecinin sorusuna şu karşılığı verdi: «Bu seferki görüşmelerimde hiçtıir politik nitelikli soruya muhatap olmadun. Geçen sefer, yani çeçen yıl IMF ile Dünya Bankası toplantısı tam 12 eylül harekâtmın hemen ertesine fastlamıştı. Onun için o zaman politik sorular çok sorulmuştu. Ama, şimdi Türkiye'deki gelişmeler karşısmda kimse böyle bir şey sormak ihtiyacmı hissetmedi.» Washington'dakl temaslanm bitiren Basbakan Yardımcısı Turgut Özal, dün New York'a çeçti. Özal çarşamba günti de yurda dönecek. Habur (Baştarafı 1. Sayfada) ten kaynaklanan sağırlar dıaloğunu el kol işaretleri ile aşmaya çalışıyoruz. Her nasılsa birden yumuşuyor Iraklı subay ve makinalarımızla birlikte geri dönmemize izin veriyor. Gumrük bınasının onündeki meydanlığa arabalarını kuyrukta bırakarak gelmiş 100 kadar şofor var Başbakan'ı bekleyen gazetecilere ve TRT muhabırlerıne dertlerini anlatmaya çalışıyorlar. Anlattıkları daha once anlatılanlardan pek farklı değil. Basbakan dışan çıktığında onun da etrafı sarıverildi hemen. Yorgun ve dertli şoförler sözü birbirlerinin ağızlarından kaparak konuşmaya başladılar. Fazladan bir güvenlık önleminin olmaması Basbakan ile şoförler arasında samimi bir dialog kurulmasına olanak sağladı. Şoförler Irak'da karşılaştıkları zorlukları anlatıyor lar, yabancıların Turklere oran la çok daha iyi karşılandıklarını söylüyorlardı. Bir ara şoförlerden biri Irak'da karşılaştığı sıkıntıları anlattıktan sonra: «Biz derdimizl kime anlatacağız bilemiyoruz.» deyıverdi. Başbakan'm: « Bana anlatacaksınız tabii...» bicimindeki yanıtı samimi havanın daha da gelişmesine neden oldu. Samimiyet ilerleyince seks kitapları konusunun yeniden gündeme gelmesi geçıkmedi. «Sayın Başbakanım.» diye söze başlayan bir şoför konuşmasını şoyle sürdürüyordu: « Şimdi efendim terbiyemiz müsaade etmiyor söylememize. Gavurlar bir takım garip kitaplar getiriyorlar Iraklılara. Biz öyle şeyleri bilmiyoruz. Bizim terbiyemiz öyle şeyler yapmaya müsait değil. Nasıl söyleyeyim işte... O tür kitapları getirenler kapıdan rahatlıkla geçiyorlar.» Bu arada değişik bir sorıın ortaya atılıyor. Bir şoför Haburda son zamanlarda yapılan işlerin en olumlularından birini eleştiriyor Başbakan'a: GOZLEM (Baştarafı 1. Sayfada) ınançlarını ve yazılarını belli çıkarlar karşısmda değıştırmıyorlar mı'> Bunları acı orneklen ile gormuyor muyuz, bılmiyor muyuz9 Son yıllarda kulaklanmız «parayı verenin çaldığı duduklerle» sağırlasmadı mı? «Paranın padişahlığını» gormedık mi? «Kara para»nın krallığına, toplum olarak, hep birlikte tanık olmadık mı? Mılyonlar, mılyarlar rionme dolapiar gıbı, ınsanların vıcdanlaırnda donup, durmadı mı? Hem de nasıl, hem de nasıl1. Sonra yırmı yılın zensınlerını, son yırmı yılın çıkar karşılığı duşurcelerını, ınançlarını değıştirenlerın bir bir gozunuzun onune getırın, bir dunlerını dunku yaşantılarını duşunün, bir de bugunlerını. 96O'!arda koprude sırtında gazete taşırmış.. Pekı, şımdı ne olmuş? Taşıdığı gazeteler milyon olmuş, mılyar olmuş1. Eskiden sosyalistmiş, şimdi iiberal olmuş.. Bu arada, yaşantısı değışrrvş, garsonlar, ahçılar, Avrupa gezıleri, yalılar, şırketler1 Nasıl «Liberal» olduğu anlaşılıyor o zamnn Unlu ressamınwm dedıği gıbl «çerçevesini» buluyor. Çerçevenın bir yanı, luks yalılar, bir yanı, Avrupa gezıleri. Otekı yanları, ^garsonlar, hızmetçıler, ıpek gomlekler. İpek kravatlar. Denız motorları, arabalar.. Evet sevgılı dostlar, bir memlekette namuslu kalmak artık bir «cesaret» ısı olmuşsa, vay bızım halımıze! Bak.n çevrenıze, dostlarınıza, arkadaşlarınıza bakın, bu «Kurtlar sofra»sında paylarını almamış olanlara, eşleri, çocukları ve yakınları ile «namuslu olma cesaretini» gostermış olanlara. Duğmelerınızı ilıkleyın, şapkalarınızı çıkarın.. Onlar, toplumumuzun «adsız kahramanları»'dır. Onlarm «çerçevelerı» namusla, erdemle, ozverıyle, onurla çatılmıştır. Onları, hepbırlıkte saygıyla selamlayalım dostlar; saygıyla selamlayalım... Türkiye güzeli Steiner: Türkiye söyientilere ceğini dedı. Türkiye'ye gidecek heyetin bu noktalar uzerınde önemle durması gerektiğıni belirten Steiner, ayrıca Uluslararası Af Örgütu tarafmdan Londra'daki Türk Büyükelçiliği aracılığıyla Türk yönetimine gönderildiğini soylediği bir rapordan söz etti. Bu raporda Türkiye'de işkence ve kötü muamelenin sonucu olarak 62 ölüm vakası olduğunun iddia edildiğinl öne sürerek, «Bu konulardaki söylentiler devam etmektedlr. Biz karar tasarımızda Türk hükümetinin bunları sona erdirmek için her tedbiri almasını istiyoruz» dedi. Türkiye'deki tartışma ortamının da yeniden sağlanmasını isteyen ve bunun özellik !e Kurucu Meclis'in Anayasa taslağı çalışmaları acısından çok önemli olduğunu ifade eden Steiner, konuşmasını bitirirken, «Bütün bu konularda sadece sozler değil, kullanılan şeyler önemlidir. Elbette efektif olarak gercekleştiğini göre ceğimiz uygulamalara bakacaqız» dedi. HUKUK KOMİSYONU SÖZCUSÜNÜN KONUŞMASI Steıner'den sonra, Türkiye ile ilgili görüşmeler yapan ikin cı komısyon olan Hukuk Komıs yonunun başkanı İngilız Greeve'e söz verıldi. Hukuk komisyonu bu hafta içinde yaptığı göruşmelerde Genel Kurula su nulmak üzere yazılı bir görüş üzerinde anlaşamamıştı. Komısyon'da öne sürülen değişik goruşleri başkan Greeve sozlü olarak nakledecekti. Greeve bu gorevi yerine getirirken Türkiye konusundaki Genel Kurul görüşmelerinın, onemli olmakla birlıkte geçıci bir nitelik taşıdığını, asıl görüşmelerın ocak ayında yapılmasınin doğru olacağını belirt tı ve «olaylar o kadar süratle değişiyor ve biz bu konuda o kadar az şey biliyoruz ki şu anda karar verecek durumda değiliz. Türkiye'ye gidecek heyetin izlenimleri bu açıdan önemli olacaktır» dedi. Bundan sonra üyelerin 7'şer dakıkalık konuşmalarına geçildi. İlk sözü alan İtalyan Hıristıyan Demokrat Cavaliere, Türkiye'deki gelişmeler hakkmda Konsey'deki bilgi azlığından şi kayet etti. Geçen mayıs ayında Türk parlamenterlerinin Konsey üyeliklerinin sona erdırilmesinin yanlış bir karar olduğunu söyledi. «Onlar burada olsaydı şimdi aklımıza takılan bazı soruları onlara sorabilirdik. Ma yıs ayında alınan karar çok yanlış olmuştur» dedi. Söz alan 20 konuşmacıdan İsvıçrelı Sosyalist Rıchard Mueller de, gozaltı suresınin 90 gunden 45 gune indirilmesının olumlu bir adım olduğunu, Kurucu Meclıs konusunda da yonetımın bu Meclis'in ku rulması yolundaki sozunü tut tuğunu bıldirdi. Ancak bu alanlarda yenj adımlar atılması gerektiğinı, Kurucu Meclis'in kurulmasından çok, hazırlayacağı taslağın önemli olduğunu söyledi. Avrupa Konseyj insan hakları sozleşmesi açısmdan ise, Turkıye'nın durumunun bu sozleşmenın ılkelerıyle bağdaşmamakta devam ettiğıni ıfade ederek, «DİSK yöneticileri için yapılan 52 idam talebi bunun göstergelerinden biridir.» dedı. Portekızlı Sosyal Demokrat de Azevedo ıse Kurucu Meclıse sıyasal partilerden üye alınmamasını ve yuksek oğrenım koşulunun konulmasını eleştırdi. Konunun ocak ayında derınlığıne tartışılmasını ıstedı. EVREN'İN DÜRÜSTLÜĞÜNE İNANIYORUM İngilız Muhafazakâr Grant, Türkıyedeki bugünku yonetımın şımdıye kadar söyledıği sozleri yerine getirdiğini bildirerek, Türkiye'ye gıttiği sırada Dev(Baştarafı 1. Sayfada) görmemiz gerekir.» let Başkanı Orgeneral Evren'le gorüşme fırsatı bulduğunu soyledı. «Evren'in tutarlılığına ve dürüstlüğüne inanıyorum» dedı. Türkiye'de Avrupa'dan kopmayt ve demokrasıyı sona erdırıp totaliter bir idare ile ya şamayı tercih eden bir azınlı ğın bulunduğunu söyleyen Grant, «katı bir davranış biçi miyle bu gibilerin ekmeğine yağ sürmeyelim. Kısa vadeii isteklerle, uzun vadede, demokrasinin kuruluşunu güçleş tirmeyelim» dedi. Steiner tasa rısını destekledığıni bıldirdi. Portekizli sosyal demokrat Rozeta ise, Portekiz'den örnek ler vererek Türkiye'ye karşı haddinden fazla anlayış ve sa bir gösterildiğini öne sürdü. «50 yıl süreyle diktatörlük al tında yaşayan Portekiz'de de demokrasiye son verildiği zaman gösterilen amaç, demokrasiyi yeniden kurmaktı. Ama bu 50 yıl sürdü. Şimdi bile, de mokrasinin gerçekleştiği yedi yıldan beri de, totaliter bir ida re kurulmasını isteyenler var» dedı. Türkiye'ye, demokrasiye geçiş için bir azami süre veril mesini ve ona göre davranılmasını istedi. Söı alan hatıplerin konuşmaları bıttıkten sonra boşkan yeniden sıyasal komisyon raportöru Steiner'e soz verdi. Steiner, goruşmelerin de gosterdığı gıbı, Avrupa Konseyı'nin, kendisini imzasıyla Avrupa Konseyi'ne bağlamış olan bir üyesının durumunu; Avrupa Konseyi statusune uygun bir şekilde izledığini, bunun bir ulkenin içışlerine karışmak an lamına gelemiyeceğini söyledi. «Bu bizim hem hakkımız, hem görevimizdir» dedi. Steiner sözlerini şöyle bitirdi: «Türkiye'nin durumunu ocak ayında ele alacağız. Ama kararımız ne olursa olsun, Türki ye o tarihte aramızda kalsa da, kalmasa da Türkiye konusu, gündemimizden, bu ülkedeki demokratik kurumlar tam anlamıyla kurulup işlej meye başlaymcaya kadar çıkmayacaktır.» Hukuk Komisyonu Başkanı Greeve de, Türkiye'ye gidecek heyetle ilgili olarak, «Türkiye'ye demokrasl açısmdan güvenle gidiyoruz, bu güven beiki orada sarsılabilir. Bunu bilmiyoruz. Ama giderken tam bir güven içinde gidiyoruz» dedı. Greeve'm konuşmasından sonra, başkan söz alanların tamamlandığını, gö/üşmelerin sona erdığıni, yalnız gerek verılmiş olan iki değişiklik öner gesi, gerekse tasarının metni üzerindeki oylamaların pazartesı günu (yarın) saat 15'te yapılacağını bildırdi. tstanbul Haber Serrisi Milliyet Gazetesi'nce düzenlenen «1981 Türkiye Güzellik Yarışması»nı îstanbul'dan Aydan Şener kazandı. Yarışmada ikinciliği Ankara'dan Melda Güngör'ün, üçüncülüğü ise îstanbul'dan Canan Kakmacı'nın aldığı, güzellerin sırasıyla Londra, Miss Universe ve Miss İnternational güzellik yarışmalarına katılacakları bildirildi.. Kraliçe seçilen Aydan Şener'in 18 yaşında ve 54 kilo ağırlığında olduğu, liseyi yeni bitirdiği açıklandı. Fotoğrafta, yarışmayı kazanan Şener kraliçelik tacına kavuşmanın sevinciyle görülüyor. Tercihimiz FederaS (Baştarafı 1. Sayfada) ile Basbakan Helmut Schmidt'i karşı karşıya getirdi. Basbakan, Avrupa'ya Cruıse ve Pershing füzeleri yerleştirilmesi yolundaki NATO kararını desteklerken, SPD içinde geniş bir muhalefet ve bu arada Yönetım Kurulu'ndan Eppler ve Parti Başkanı Brandt, NATO kararına karşı Sovyetlerle doğrudan gorüşme yaplmasını istiyorlar. Basbakan Sohmıdt, notron silahlarının Almanya'ya yerleştirilmesini de tartışmaya hazırken, dığerleri, nötrona da kesinlıkle karşı çıkıyor. Federal Almanya'nın buyük gazetelerinden Frankfurter Allgemeıne'ye göre, Parti Başkanı Brandt, özellikle barış yanlısı bir politikayla bugünlerde büyük bir yükseliş gösteren «Barış Hareketi»ni partisinin bünyesine çekmeye calışıyor. Brandt, Sosyal Demokrat Parti'nin savunma politikası ile seçmenieri arasında bir terçih yapamayacağını ve partinin ikisıni bağdasîırmak zcrunda olduğunu söylüyor. Bunun anlamı açık: NATO kararından bağımsız olarak Sovyetlerle silahsızlanma göruşmeleri yapılması. Bu konuyu ciddiye aldığını gostermek için de sılahını gosterdi: Brandt, «Tabii eğer yeni' bir Parti Başkanı seçme zamanınm geldiğini düşünüyorsanız başka» dedi. Spiegel dergisı de, ABD Dışişleri Bakanı Alexander Haig'in olaylı Almanya ziyaretinden hemen sonra Basbakan Schmidt ile Parti Yönetım Kurulu üyesj Eppler'ın bırbirine girdiğıni öne sürüyor. Spiegel'e göre, Basbakan Schmidt, Haig gezisi sırasında Avrupa'daki Amerikan Ordusu Kumandanı General Kroesen'e yapılan suikast girişimini ve Haig'e karşı yapılan gösterilerde çıkan olayları hatırlatarak Eppler'in yüzünü karşı «Başlattığınız hareket hiç de tehlikesiz bir şey değil» dedi. Yeni bir terör dalgasını başlatmış olma suçlamasıyla Schmidt'ın Brandt dahil, tüm parti solunu kastettiği belirtiliyor. HÜKÜMETE KARŞI SAVAŞ İLANI Parti Yonetim Kurulu üyesi Eppler'in '10 ekimde Federal Almanya'nın başkenti Bonn'da yapılacak olan büyük «Barış Yürüyüşü»ne katılarak orada bir konuşma yapacağını açıklaması bu havayı daha da gerginleştirdi. Basbakan Schmidt bunu, «Hükümete yapılan bir savaş ilanı» olarak nitelendirdi. (Baştarafı 1. Sayfada) lardı. Hafta ortasında Ankara'ya gelen ve Avrupa Parlamentosu'nun sağ kesim temsilcilerinden oluşan heyet dun Başkentten bazı soru ışaretleri ile birlikte, ancak genel olarak olumlu izlenımlerle aynldı. Soru işaretlerinın başında, demokrasiye dönüldüğünde eskı polıtikacıların durumunun ne olacağı geliyordu. Avru;?a Parlamentosu Siyasi Komisyonu üyesi Federal Alman Hıristiyan Demokrat Milletvekili Otto Van Habsburg başkanlığında, Liberal ve Muhafazakâr üyelerden oluşan heyetin bir bölümü dün İstanbul'a geçerken, Van Habsburg Bonn'a döndü, Taylor ile Johnson ise kısa bir ziyaret için Kıbrıs Türk Federe Devleti'ne gittiler. Heyet üyeleri Başkentte geçırdıkleri iki gün içinde sırasıyla, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Necdet Oztorun, Dışişleri Genel Sekreteri Büyükelçi Kâmuran Gürün, Dışişleri Bakan Vekili îlhan öztrak, Odalar Birliği Başkanı Mehmet Yazar, Basbakan Bülent Ulusu, AP Genel Başkanı Süleyman Demirel, eski CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit ve Barolar Birliği Başkanı Atüla Sav ile görüştüler. « Eskiden burada Gümrük Avrupa Parlamentosu üyelerinin Orgeneral öztorun ile yap teki Işlerimizi gören gençler tığı görüşmede, 12 eylülden sonraki iç duruma ağırlık verildi .Ve vardı. Biz kağıtlarmıızı onlara Öztorun terörizme karşı verilen mücadelede sağlanan sonuçlan veriyorduk. İşlerimizi kolayça sayılarla üyelere anlattı. Büyükelçi Gürün, öztrak ve Ulusu ile yapılan goruşmelerin ana başlıkları ise demokrasiye dönüş sü halloluyordu. Şimdi çok zorluk reci, adli konular, Türkiye AET ilişkileri, ünlü Fourcad raporu, çekiyoruz.* ve dış politika konularıydı. Dış politikaya geçildiğinde bazı MuOysa Habur'u ve Habur'dahafazakâr üyeler Türk Sovyet ilişkileri üzerinde de durdular. ki olayları iyi bilenler şimdilerÜyelerle y^)tığımız görüşmeler sonucunda bu başlıklar üze de ortalarda gozukmeyen bu rinde belli başlı noktalar şöyle*. gençlerın pek çok yasa dışı • DEMOKRASİYE DÖNÜŞ: Heyet üyeleri «Cumhuriyet»e işın kahramanı oldukları görüaskeri yönetimi demokrasiye dönüş konusunda kararlı gördüklerıni, bu konuda herhangi bir şüpheye yer olmaması gerektiğini şündeler. bildirdiler. Heyet üyelerinin tümü, askeri yönetimın bu konuda samimi olduğunu, resmi olmayan çevrelerden de aynı görüşleri işittiklerini belirttiler. Üyelere göre, «Askeri yönetim Ankara'da bulundukları süre içinde kendilerine açık davranınıştır.» • DANIŞMA MECLİSİ: Danışma Meclisi'nin' kompozisyonu (Baştarafı 1. Sayfada) konusunda heyet üyeleri farklı görüşler taşıyorlar. Bazıları Da ve 243/2, 31. ve 33'ncu madnışma Meclisi'nin kuruluş yöntemine siyasi parti üyelerinin alın delerine gore cezalandırılmamayışına eleştirel yaklaşım içinde gözüküyorlar. Bununla birlikte, yine de Danışma Meclisi'nin çalışmalarmm beklenmesi ve asıl lan istendi. İddıanamede şoy|e deniliyor: değerlendirmenin ortaya çıkan Anayasa taslağı görüldükten son«Yukarıda suç ve kimliklerl ra verilmesi eğilimi önce gelmekte. Bu arada Irlandalı Muhafazakâr Parlamenter John Taylor, eski politikacıların Danışma Mec yazılı olan sanıklar haklarında lisi dışuıda tutulmasmı olumlu karşıladığmı belirtti. Taylor'a gö yapılan hazırlık soruşturması re, «İrlanda'da da 197576 yıllarında bir Kurucu Meclis deneyi sonunda gizli örgüte üye olyaşaumış, ancak eski politikacıların da bu Meclise alınmasıyla kı mak suçundan dolayı 22.9.1980 sır çekişmeler yinelenmiş ve bir uzlaşmaya Anayasa taslağı üzerinde uzlaşmaya vanlamamıştır. Bu açıdan bu yanlışın Türkiye' Ağrı ilinde gözetim altına alınan ve bilahare 12 Ekim 1980 de yinelenmemesi olumludur.» • ESKt POLtTtKACILARIN DURUMU: Görüştüğümüz he tarihinde Ağrı ili Emniyet Müyet üyelerinden beşi demokrasiye donuldüğünde eski politikacı dürlüğü nezarethanesine kapaların siyasi faaliyetlerinin yasaklanmasmı ilke olarak benimsemi tılan Metin Aksoy'un sanıklar yorlar. Ankara'da iken bu eğilimden rahatsızlık duyduğunu be tarafmdan sorgulanması yapıllirten bir üye, «Eski politikacıların seçimlere katılmalarma izin dı. 15 Ekim 1980 tarihinde Erverilmemesi demokrasiyle çelişir. Demokraside hiç kimseyi siya zurum gözetim evine sevkedilsetin dışında tutamazsınız..» dedi. Bir başka üye de aynı doğrultuda konuştu ve eski politikacıların siyasi faaliyetlerine herhan di. Gözetim evi görevlilerince gi bir smırlama getirilemeyeceğini, bunun Batı tarafmdan katiul Metin Aksoy'un rahatsız olduedilemeyeceğıni belirtti. Bir başkası da bu sınınamanın ancak ğu anlaşılmosı üzerine Erzurum Mareşal Çakmak Askeri Hastanarkotik ve kriminal suçlular için getirilebileceğini belirtti. nesine sevkedildi. 25 Ekim © ZAMAN TAKVİMİ: Muhafazakâr ve Liberal üyeler, Sosya 1980 tarîhine kadar tedavi görlist ve Komünist gruplara kıyasla zaman takvimi konusunda aaha esnsk bir tutum içindeler. Sosyalist grup demokrasiye dönüş dü ve aynı gün saat 07.30'da için kesin bir zaman takvıminin açıklanmasmı ısterken, Muhafa öldü. Ölü muayene ve otopsi zakâr ve Liberal üyeler buna karşı çıkıyorlar. Ankara'ya gelen tutanağına göre Metin Aksoy'üyelerin ortak görüşüne göre, «Yönetimin zaman takvimi ile ken un vücudunda çok sayıda ekidisini önceden bağlaması çeşitli sakıncalar yaratabilir. Anayasa gi moz, ekimozların travmaya bi sonradan değiştirilmesi güç olan temel bir metnin hazırlanışı bağlı oldukları, ayrıca yapılan aceleye getirilmemelidir. İyi bir Anayasa yapılacaksa, bu enine bo otopside sağ ve sol karın cildi yuna tartışılarak hazırlanmalıdır» Bu arada, kendilerine kesin altında karın duvarlarının iç bir tarıh verilmemekle birlikte üyeler yapılan açıklamalardan yola çıkarak seçimlerin 1983 baharında gerçekleşeceği kanısını edin yüzünde travmaya bağlı, karaciğerin alt kısmında kunt travdiklerini bildirdiler. maya bağlı bulgular bulunduğu • YARGI KONULARI: İlhan öztrak tarafmdan heyet üyele görüldü. Dalak kapsülünde rine yapılan açıklamalarda 12 eylülden sonra özel mahkemeler 2x2 cm ebadında yırtık 5x4 cm kurulmadığı, yargı sistemmin eskiden olduğu gıbi aynen işle ebadında kanama, sol böbrek diği belirtildi. Parlamenter ler, bu durumu olumlu karşıladılar. Bu arada gözaltında tutma süresmin 90 gunden 45 güne indiril kapsül ve kapsül altında yaymesi de olumlu yankılara kaynaklık etti. Türk tarafı heyet üye gın travmaya bağlı kanamalar lerine gözaltında bulundurma süresinin ileri bir tarihte daha da bulunduğu, bu suretle sanıklakısaltılabıleceğini açıkladüar. Bu konuda çıkan tek pürüz, üç yıl rın Metin Aksoy'a çürümlerini dan az hapis cezalarınm temyiz edilmemesi yolundaki düzenle söyletmek için işkence yapame.. rak bu fiilleri neticesinde ölümüne sebebiyet verdikleri otop ATİLLA SAV'LA GÖRÜŞME si tutanağı, bilirkişi beyanatHeyet üyeleri Türkiye Barolar Birliği Başkanı ömes. Atilla ları, sanıkların tevilli (kaçamak Sav'ı ziyaretleri sırasmda da yargmın 12 eylül öncesine kıyasla lı) ikrarları ve sair dosya mündaha mı az bağımsız olduğunu sordular. Sav, yanıtında yargıçlarm cjerecatından anlaşıldı.» atamalarını yapan Yuksek Hakımler Kurulu'nun değiştirildiğini, TARHAN VE SÖNMEZ şimdi Kurulun Başkanlığına Adalet Bakanının getırildiğini anlattL SERBEST BIRAKILDI Sav, Kurulun iki üyesimn Bakanlık görevlileri olduğunu, dört • KÖYKOOP davasıyla ilüyenin de Devlet Başkanınca seçildiğini belirtti. Sav, «Bugünkü Adalet Bakanı bir Yüksek Mahkemenin başından geldiği için ilk gılı olarak bir suredir tutuklu yıllarda sakıncaü uygulamalar olmayabilir. Ancak gelecekte sıya olarak yargılanan eski Genel sal iktidarların Adalet Bakanlarınm siyasi amaçlarla atamalara Başkan Nedim Tarhan ile Akm etki çtmek istemeyeceği söylenebilir mi?» dedi. Birdal önceki gün mahkemenin verdiği tahliye kararından Atilla Sav, daha sonra gözaltında tutma süresinin 45 güne indirilmesini «kısa» saymadıklarını da belirtti ve «En iyisi sanıkların sonra sefbest bırakıldılar. Öte en kısa süre içinde Yargıç önüne çıkarılıp tutuklama kararı alın yandgn *26 Eylül günu İstanmasıd;r. Bu takdirde işkence savları büyük Ölçüde ortadan kal bul Sıkıyonetım Mahkemesi'kacaktır» diye konuştu. Bu konudaki sorular yinelenince, Sav, ndeki ilk duruşması sonunda «işkence savları yaygındır. Meslektaşlarumzdan çok yaygın bi beraat eden şairyazar Tekın çimde başvurular geliyor. Yönetim, ölüm ya da ağır sakatlanma Sonmez de önceki gun tahlilarla sonuçlanan bazı sorgulamalan nedeniyle sorumluları hakkmda kovuşturmalar açtı. Sanırım bu konuda da yedi dava açıl ye edildı. KISA EKONOMİDE Yaklaşık 31 yıl Merkez Bankasında gbrev veren Başkan Yardımcısı Naci Tibet önceki gün bu görevinden ayrılaı. Naci Tıbet'ın Merkez Bankasından ayrıldıktan sonra ArapTürk Bankasının koordınatörlüğü görevıne başladığı bildirildi. Bursada kurulu bulunan TOFAŞ Otomobil Fabrikasında «Mu* rat 131», «Kartal» ve «Şahin»'den sonra «Doğan» adh otomobilin üretimine bu ay içinde başlanacak. Eylül ayınm son haftasmda tedavülden uç mılyar 884 milyon 629 bin 240 lira para çekildi. Merkez Bankası verilerine göre, 18 eylül 1981 tarihinde tedavülde 339 mılyar 758 milyon 635 bin 335 lira bulunurken, bu rakam bir hafta sonra 25 eylül tarihinde, 335 mılyar 874 milyon 056 bin 095 lıraya duştü. KISA Türkiyeden 1 Ağrıda İSTANBUL'un Kurtuluşu'nun 58. Yıldonumü kutlama törenlorinin provaları nedeniyle bugün İstanbul'da trafiğe kapanacak yollar şoyle: 07 30 09 00 arasında: Habipler Karadeniz Caddesi, 500 Evler Eski Edirne Yolu. K'şla Caddesi, Uluyol, Abdi İpekçi Caddesini takip eden Vatan Caddesine inlş kavşağı, 10.00 11.00 arasında; Davutpaşa, Güney Nizamiyesi, Sosyal Meskenler kavşağı, Sağmalcıiar, Işıklı Kavşak, Maltepe Numunebağ, Vatan Caddesine iniş kavşakları 12.00'den prova sonuna kadar: Eski ToPkapı ve Edimekapı Sur dışı kavşaklarından Bayrampaşaya iniş guzergâhı, Vatan Caddesinin Aksaray Millet Caddesini takip eden yeni ve eski Topkapı kavşakları, Maltepe Numunebağ Caddesi ile Vatan Caddesine iniş kavşağı. Birleşmiş Mılletler Genel Kurulu toplantıları dolayısıyla bir süredir New York'ta bulunan Dışişleri Bakanı İlter Türkmen, bugun yurda dönuyor. HANDE Pulevi'nin Darüşşafaka Cemiyeti yaranna düzenlediği müzayedenin ilki bugün Şişli Nis Düğün Salonu'nda yapılacak. ERZİNCAN'da 3. Ordu Komutanlığı'nca düzenlenen «Ordulaşmış Millet 81 Seferberlik Deneme ve Yedek Personel Tazeleme Tatbikatı» dun sona erdı. İSTANBUL'da elektrik almnk isteyen abonelerin sayaçlarını artık İETT'den değil, serbest piyasadan sağlayaçakları bildirildi. Bu arada 1 Ekimde başlayan yeni uygulamamn aboneler acısından bir çok snkınçası olduğu öne sürüldü. OKUMA Yazma Seferberlığınin ıkınci bolumü yarın başlıyor. Isci Portisi mayan solcuların eline geçiyor. Vatanını seven gerçeh İşçi Partililer bizim partıye gelsınler». Bu hesap ve kampanya büyuk ölçüde tutmuştu. Parlamentodaki 11 üyelik Liberal Parti ile seçim ittifakı yapan SDP, Ingiliz basınmm hayret verici desteği ile halk arasında Kısa zamanda buyük ilgi topladı. Kamuoyu anketleri SDP nin ikinci parti olabileceğini, hatta seçim bile kazanabiîeceğini gosteriyordu. Parlamentodaki uye sayısı 16 kişiye ulaşmıştı. İşçi Partisi kurultayı boylece tepesinde «Demokles'in kılıcı» gibi sarkan bir SDP olgusuyla toplandı. Parti içi ılımlılar ve sağ guçler Tony Benn'in önderliğinde yurütülen radikal sol harekete set çekilmesini istiyorlar, partmin parçalanacağı korkusunu delegeler arasında körukluyorlardı. Benn, değil İşçi Partisi içinde, İngiliz siyasal yaşamı için bile keskin sayılacak gorüşlen savunuyordu: NATO' dan kayıtsız şartsız çıkılmalı, ulkedeki tum nükleer üsler sökülmeli, İngiltere tek yanlı nukleer silahsızlanmaya gitmeliydı. Thatcher hükümetinin elinde surekli sağa kayan İngiltere'nin gerçek sol poiitıkalarla rayına oturacağı görüşundeki genel başkan yardımcılığı adaylığma parti lideri Foot karşı çıktı. Tum ılımlılar ve sağ unsurlarla birlikte Benn'e karşı ağırhğını koydu. Ancak Benn, sadece yüzde l'lik oy farkıyla seçimi yitirdi. sık Bu arada sol kanat çoğunluğundaki merkez yürutme kuruluna, sağ kanat ve ılımlılar 6 uye sokmayı başardılar. Kurulda 1514'lük bir denge ortaya çıktı. Eski partr lideri Callaghan'm istifasıyla başlayan sola açılma hareketi bu kurftltayda belli olçude frenlenmiş oluyordu Ancak, kurultayda tek yanh sılahsızlanma ve AET'den çıkmanın resmi parti politikası olması kesinleşti Solun kâr hanesıne yazılabilecek bu oğelere karşın parti vonetiminde sağ ve ılımlılar bir denge kurmayı başarmışlardı. Kurultaym bu sonuncundan parti içi sağ da, sol da tek yakınacak bir yan goremıyorlardı. Sonuca en çok üzulenler SDP'liler. Gelecek haftaki il kongreleri İşçi Partisi içinde oluşan bu dengenın geçici olmasın a bir «topluca dua etme toreni» olacak. (Baştarafı 1. Sayfada) Ozen'in naası (Baştarafı 1. Savfada) de Buyukelçı Adnan Bulak bir konuşma yaptı Cemal Ozen'in cenazesı daha sonra Orly havaalanına goturulerek THY'nın TK155 sefer sayılı uçağı ile yola çıkarıldı Şehıt güvenlık gorevhsının cenazesı 19.45'te İstanbul Yeşılköy'e 20 55'te ıse Esenboğa havaalanına geldı. Havaalanında şehit polıs ıçın saygı duruşunda bulunuldu. Ermeni terorıstler tarafmdan vurulan Özen'ın bayrağa sarılı cenazesı daha sonra askeri araca konularak Gulhane Askeri Hastanesı morguna kaldırıldı Bu arada cenazeyi karşılamaya gelen kalabalık askefi aracın arkasından yurudü. Şehıt güvenlık gorevlısı Cemal Ozen'in cenazesı yaıın Devlet toreni ile topraga verılecek. ERMENİLERİN YENİ SALDIRlSl Isvıcre'nın Cenevre kentmde buyuk bir postane merkezinde ve kentın ana mahkemesınde dun meydana gelen ıkı patlamayı «9 Haziran» adlı Ermeni orgutu ustlendı. Polıs patlamalarda ağır hasar meydana geldiğini, ancak yaralanan olmadığını bıldirdi. Bomba konulan mahkemede bir Ermeni teröristin cinayet suçundan yargılanacağı öğrenıldı. Ermeni tedhiş örgütleri Ermenılerın tutuklandığı ülkelere karşı da saldırıdo bulunuyorlar. dı. Bu iyi bir belirtidir. Ancak yakmmalar yine de sürüyor» diye ekledi. Sav, 12 eylülden sonra anarşi ve terör olayiannın büyük ölçüde azaldığmı da kaydettı. Yarışmaya hazırlanıyorlar * f ' mız 1981'in «Dünya Sakatlar Yılı» olarak değerlendirilmesi nedeniyle bir çok etkinlikler içinde. Türkiye Sağır ve Dilsiz Dernekleri Mılli Federasyonu 1322 kasım günlerinde Çekoslovakya'nın Brno kentinde yapılacak Sağırlar Pandonim ve tiyatro yarışmasma katılacak. Bu yarışmaya hazırlanan sağır ve dilsiz yurttaşlanmız önceki gece Hodrı Meydan Salonu'nda Vecıhi Ofluoğlu'nun «Halay» adh yapıtını sundular. Ancak gösterilerine ilgi gosterilmemesine sessız tepki gösterdiler. Sağır ve dilsiz yurttaslarımız Bulgaristan'ın Promisko kentmde yapılacak fotoğraf ve film yarışmasına 4 fotoğraf gönderdıler. Ayrıca Madrit'te yapılacak Uluslararası Sağırlar Resim ve Heykel Yarışmasına da katılacaklar. Fotoğrafta Madrit'teki yarışmaya katılacak eserleri sergileyen yurttaşlarımız görülüyor, Bir gün mutlaka (Baştarafı 1. Sayfada) KTFD Sansür Kurulu çevrelerinden ogrendiğimize gore, Yılmaz Guney'in «Bır Gun Mutlaka» filmınin yasaklanmasının gere*kçesinde şoyle demlmoktedir. t «Anayasamızın başlangıç kısmında belirtilen garantör anavatan Türkiye'yi, Turk toplumu nezdinde kötülediği ve filmin Türk toplumunun büyük bîr bölümünün milli ve siyasi hislerini rencide edecek materyal ihtiva ettiği gerekçesiyle yasaklanması kararına varılmıştır.i Levent Etilçr civarında 3 milyona kadar satılık ev aranıyor. Tel: 22 30 61 # Pasomu, şebekemi kaybettım, hükümsüzdür.. Feza PAMUK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle