17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 EKİM 1981 *•** Cumhuriyet 9 (Baştarafı 1. Sayfada) lşçllerin yandan fazlasının kendl üyesi bulunması halinde bu işyerl ve işyerleri için toplu iş sözleşmesl yapabilecek». Haftalık Arayış dergisinde konuya ilişkin yaymlanan bir haberde, 274 sayılı sendikalar yasasında yapılacak değişiklikle sendıkaların «Federasyon» biçiminde örgütlenmelerinın kaldırılacağı belirtiliyor: Yasa değişiklik taslağının birinci maddesine göre «işçi ve işveren teşekküllerlnin tanımı» şöyle: «Sendlka ve konfederasyonlar bu kanuna göre işçi ve işveren sayılanların ortak iktisadi, sosyal ve KÜltürel yararlarını korumak ve genişlettnefc için kurulan teşekküllerdlr». Değişiklik tasarısının bir başka maddesinde sendika kurma koşulları belirleniyor. Sendikalar bundan sonra «bir işkolunda Türkiye çapında faaliyette bulupnak ve o işkolundakl işyerlerinde çalışan işçileri kapsamak üzere» kurulabilecek. Konfederasyon kurabilmek için de «Değlşik işkollanndaki en az 7 sendikanın bir araya gelmesi» koşulu getiriliyor. İşkolları sayısını 34'den 24'e indiren değişiklik taslağında «işkollarının yönetmelik yerine tüzükle saptanacağı» belirtiliyor. Sendikalann uluslararası teşekküllere girmelerinin koşullarının da değiştirildiği değişiklik tasarısında, «Uluslararası kuruluşlann istenilen nitelikte olup olmadığının saptanması için» bir takım önlemler geliştiriliyor. MGK Genel Sekreterliğı îhtisas Komısyonlarında son biçimini alan 275 sayılı yasa değişikliği ile «İşletme tipi sözleşme» çalışma yaşamına girecek. Tasarının birinci maddesinde «bir toplu iş sözleşmesinin aym işkolunda bir veya birden çok işyerinl kapsayabileceği» belirtiliyor. îşletme tipi sözleşme ise «Özel veya kamu tüzel kişisine veya kamu kurum ve kuruluşlanna ait aynı lşkolundaki birden çok işyeri için ancak bir toplu iş sözleşmesi ya pılabilecek». olarak belirtiliyor. Yetkili sözleşmenin belirlenmesinde kurulacak bir merkezden yararlanacağı da belirtilen haberde üyelik fişlerinin bu merkezde toplanacağı bildiriliyor. Sözleşme yapma yetkisi isteyen sendika önce Çalışma Bakanhğına başvurarak, sözleşmenin kapsamına girecek işyerlerinde çalışan üyelerinin sayısının belgelenmesini isteyecek. Bu belge dahd' sonra noterler aracüığı ile işyerinin bağ lı bulunduğu işkolunda kurulu, öteki işçi sendikalarına ve toplu sözleşmeye taraf olacak işveren sendikasına ya da işverene 6 ışgünü içinde gönderilecek. Bu bıldirinin almmasmdan itibaren 6 iş günü içinde Bölge Çalışma Müdürlüğüne ya da Çalışma Bakanlığına itiraz edilebilecek. Bölge Çalışma Müdürlüğü ve Çalışma Bakanlığı kararlanna karşı, îş Mahkemelerine başvurulabilecek. BİR İSCİ BİRDEN FAZLA Değişiklik tasarısında ayrıca arabuluculuk kurumu da düzenleniyor. Buna göre. toplu sözleşme görüşmesinın başladığı tarihten itibaren 30 gün içinde anlaşma sağlanamazsa taraflardan biri görüşmelere bir arabulucunun katılmasmı isteyebilecek, toplu görüşmenin başladığı tarihten itibaren 6ü gün geçmesıne rağmen anlaşma sağlanamazsa ve bu dönemde görüşmelere arabulucu katılmamışsa, yetki işlemlerini yürüten Bölge Çalışma Müdürlüğü va da Çalışma Bakanlıgı bir taratın talebi üzerine ya da res'en arabuluculuk yapmaya başlayabilecek, arabuluculuk kurumu 100 günü aşan grevlerde de devreye sokulabilecek. Erkenden (Baştarafı 1. Sayfada) Dabakoğlu'ydu. Salona ilk gelen bayan üye ise Tülay öney oldu. öney, giydiği lacivert tayyörü ile yerini aldı ve diğer üyelerin de tamamlanmasıyia birlikte en yaşlı üye Sadi Irmak saat 09.50'de oturumu açtı. Merkezden Danışma Meclisi üyeliğine seçilen Ender Çıner en genç iki üyeden biri olması sıfatı ile Başkanlık Divanında Irmak'm solunda yer aldı. Çiner, Danışma Meclisi üyeliğine Pederal Almanya'dan oğretim üyesi olarak görevli bulunduğu sırada seçilmişti. Almanya'da gazetelere «Belki gelemem, üniversite izin vermiyor» diye demeçler veren Çiner, Meclise ilk gelen üyelerden birisiydi. Sadi Irmak birleşimi açmca ilk alkışlar Danışma Meclisinin ön sıralarından geldi. Daha önce de TBMM üyeliği yapmış deneyimli bazı üyeler alkışlayınca, diğer üyeler de alkışa katıldüar. Eski senatörler birleşım sürerken yerlerinden kalkmamak için diğer senatörlere söylemek istediklerinı küçük kağıtlara yazarak smokinli odacılar aracılığı ile gönderirlerdi. Yeni üyeler smokinli odacılarm ışlevini ilk gün öğrenemedıklerinden notlarım birbirlerine götürerek ilettiler. Danışma Meclisinin bazı üyeleri ise salona gırerken odacıların elini de sıkta. Danışma Meclisi'nin asker kökenli üyeleri andiçme töreninde kolayca ayırdçdildi. Örneğin Ethem Ayan, andiçmeK üzere kürsüye geldiğinde başkanı topuk vurarak selamladı. Bazı üyeler de andı ezbere okudu. Aydemir Aşkm ve Pikri Devrimsel andı ezbere okuyanlar arasındaydı. İlk andiçen Bayan üye de Imren Aykut oldu. Salt emekli subaylan değil, tek sanatçı üye, tiyatro yönetmeni Mahir Canova'nın da yemin ediş biçiminden hangi meslek grubundan geldiğini anlamak zor olmadı. Canova and içeçeği kürsüye sakin sakin yü rüdü, Başkanlık Divamnı başıyla selamladı, gözlüğünü takti ve andı içerken kürsüye hafifçe sağ yumruğunu vurdu. Ancak Canova andında «Danışma Meclisi» yerine «Dayanışma Meclisi» dedi. Canova'nın and içerken yaptığı tek hata bu değildi. 100'ün üstünde oyun sahneye koyan tiyatrocu Canova'nm ezberinin pek güçİU olmadığı metindeki «Laik» sözcüğünü and içerken unutması ile ortaya çıktı. Bunun üzerine törenin tamamlanmasmdan sonra Başkan Irmak, Canova'yı yeniden kürsüye çağırdı ve andı bir kez daha baştan okumasını rica etti. Danışma Meclisinin adı üyelerin yeminlerinde bazen değişti. Üyelerden Mehmet Hazer, «Danışma Meclisi» yerine «Çalışma Mec11si» deyiverdi. Türkmen (Baştarafı 1. Sayfada) kilerimiz de zaten bu temennıyi ıleri sürmemizi gerektirir. Bunun yanuıda Ortadoğu sorunu konusunda Mısır'ın tutumu ne olacaktır? Bu da tabii herkesin kendı kendine sorduğu bir sualdır Fakat buna da cevap vermek için acele etmemek lâzımdır Zannediyorum ki, meseleye akılcı bir şekilde yaklaşan ülkeler zamanla bu tutumunun oluşmasını beklemektedirler. SORU Türk • Fransız ilişkileri nereye gidiyor? Paris Bü yükelçiliği baskını olayından sonra Fransız hükümetinin takındığı tutuma dayanarak ihtiyath bir iyimserlik doğmuştu. Şimdi Fransız Savunma Bakanı Hermı'nıın demeci, Rasbakan Mauroy'nun Türk Büyükel çisine söylediklerinden sonra ilişkiler yeniden bir belirsizliğe Rirer gibi gözüküyor.. YANIT Türkiye ile Fransa arasmdaki ilişkilerde ciddi bazı sorunlann mevcudiyeti inkâr edilemez. Son olarak bazı gelişmelere işaret ettiniz, bunlardan biri üzerinde durmak istiyorum: Fransa Başbakanı ile Paris Büyükelçimiz Bulak arasmda yapılan görüşme. Basmda Başbakanm sözleri yanlış aktanldı. Fransa Başbakanı böyle birşey söylememiştir. Fakat görüşmeden sonra basına intikal eden haberler Fransa Başbakanının sefirimize böyle konuştuğu intibaını yaratmıştır. SORU Hançi sözler? YANIT Fransa'mn Ermenilerle ilgili Türk tezini kabul etmediğine dair sözler.. Bizim aldığımız rapora göre Fransa Başbakanı böyle birşey söylememiştir. Fakat sonra AFP'ye verilen haber bu intibaı yaratmıştır. Bu da tabii ciddi bir hadisedir. Bu nedenle ilişkilerimizde büyük sıkıntılanmız var. Bu durumun düzelmesi için Fransız hükümeti nezdinde gereken girişimleri yapmış bulunuyoruz. Fransız hükümetinin ciddi tedbirler almasını, Türk diplomatlarına yapılan saldırılarm faillerinin gereği gi bi cezalandırılmasını ve bu ha diseleri açık bir şekilde kınamasını, bu kmama içinde kınama ile ilgisi olmayan konulara yer vermemesini istedik. Bildiğiniz gibi Baskonsoloslugumuza yapılan saldın hareketinden sonra Fransız hükümetinin yaptığı açıklama da bu açıdan tatminkâr değildir. Fransa ile ilişkilerimizin iki müttefik devlet ve AET içinde olan bir devletle ilişkilerimiz şeklinde yürütülmesi için biz elimizden gelen gayreti şimdiye kadar sarfetmiş bulunuyoruz. Bundan sonra Fransa'nın da bu gayreti sarfetmesi gerekir. SORU ABD'nln 1982 mali yılı içinde Türkiye've yapaca^ı 700 milyon dolarhk yardım konarede dış yardım tasansının tümü üzerinde çidilen sınırlama nedenivle 450 milyon dolara düşürülmüş bulunuyor. Bu konudaki gelişmeler neler* dir? YANIT Bu, maalesef olum suz bir gelişmedir. 1982 yılı içinde yapılacak yardunlarla ilgili olarak kongre bir karar alamamış, bu yüzden yardımın eski yardım seviyesinde olmasmı öngören bir karar kabul etmiştir. Fakat bu nihai bir karar değildir. Bunun degiştirilmesi için Reagan yönetimi gayret sarfetmektedir. Bu gayretin bir an önce sonuçlanmasım temenni ediyoruz. SORU Türkiye genel görfişü olarak silahlanma yanşının sürmesinden kaygı duydugunu her vesileyle acıklıyor. Yapılan konuşmalarda bu husus vurpulanıyor. Ancak kimi demeçlerde ise silah denReslnde Sovj'etler'in ABD'ye kıyasla tistün oldugu, bu açıjçın kapatılması gerektigi beHrtiliyor. Bu Türk dış politikası açısından bir çelişki değil mi? YANIT Hayır, herhangi bir çelişki yoktur. Biz silahsız lanmanm lüzumuna inanıyoruz. Silahsızlanmamn gerek dünya barışıiçin, gerekse kalkınmaya kavnakların daha fazla tahsis edilebilmesi için önemli bir silahsızlanmanın bugünkü koşullar altında banşın yegane teminatı olabilmesi için, Doğu Batı dengesi aleyhinde bir sonuç vermesini desteklememize de imkân yoktur. Batı silahsızlanma için müzakerelere hazır olduğunu beyan etmiştir. Fakat bunun vanında buptinkü koşullar altında askeri denpenin gerekleri ne ise onları yatv mak yolunda ilerlemek gerektiğini vurgulamıştır. SORU Askeri densrenin gereklerinin yerine Retirilmesi gerekçesivle yarıs körüklenmiyormu?Bu, silahlanmada karşıhklı bir tırmanmaya yol açmıyor mu? I KBSA KISA Türkiyeden •' NATO ülkeleri Nükleer Plânlama Grubu ikinci toplantısıria katılan' Milli Savunma Bakanı Haluk Bayülken dün yurda döndü. Bayülken Yeşilköy Havaalanında verdiği demeçte «NATO gerekli miktarda kuvvet bulundıırmak suretiyle karşı tarafta bir caydırıcılık unsuru yaratmak siyasetine devam etmektedir. Bu bizim anlayışımıza uygundur» dedi. «• BEHÇET Kemal Çaçlar, ölümünün 12. yılında bupün 15.00'. de eski Orduevi Harbiye tören salonunda anılacak. Çağlar İçin yarıo da Behçet Kemal Çağlar Usesi'nde 2. tören yapılacak. C 198182 kış tarifesi 1 Kasım pazar gününden itibaren başlayacak. •' TtCARET Bakanı Kemal Cantürk Irak'tald temaslanm tamamlayarak Ankara'ya döndü. • ANKARA'daki Alman Kültür Merkezinde bugün saat İS.SO*da Türk ve Federal Alman bilim adamlan «Türkiye'deki arkeolo,|ik çalışmaları» tartışacak. Toplantıya Ord. Prof. Ekrem Akur» gal başkanlık edecek, konuşmacı olarak Dr. W. Radt ile Doç. Ahmet Ünal katılacak.' • TÜRK düşünürü ve sosyologu Ziya Gökalp, ölümünün 57. yıldönümü nedeniyle yarın doğum yeri olan Diyarbakır'da törenle anılacak. • KURULDUĞUNDAN beri ilk kez Merkez Bankası"nda 5000 liralık banknot basıldı. Yeni beşbin liralık küpürler 2 Kasımdan itibaren piyasaya çıkacak. Yeni 5000 liralık banknotlar bir hayli küçük. (Baştarafı 1. Sayfada) Işte, Türk Anayasa hukukunun ilk yazılı belgesi sayılan 1808 tarihli Senedi İttifak. Ardından dönemin aydınlarmca büyük çaba ve uğraş sonucunda, İkinci Abdülhamid'in kabul etmek zorunda kaldığı ilk Anayasa, 1876 Anayasası. Mondros silah bırakışmasıyla sona eren 1908 Anayasası. Kurtuluş savaşıyla somutlaşan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ilk Anayasası. 1924 Anayasasınm geçirdiği yedi değişiklik. 27 Mayıs sonrasında benim senen 12 haziran 1960 tarihli geçici Anayasa ve buna ilişkin üç değişiklik. Yine üç kez değiştirilen 1961 Anayasası. 12 Mart 1971. Anayasadaki iki ayn değişiklik ve .. 12 Eylül 1980 harekâtmın oluşturdugu Danışma Meclisi... Türk Anayasa hukukunun geçirdiği tüm aşamalarda, Montesquieu'den bu yana, dünyadaki demokratik tüm Anayasalarda varlığım stirdüren ilkeler: Güçlerin ayrılığı ilkesi. Mutlakıyeti ve aynı zamanda Mutlakıyetçi yönetimleri sona erdiren ilkeler: Yargının, yürüt menin ve vasamanm birbirinden ayrılığıru öngören ilk'eler. «Güçlerin aynlı&ı» ilkesi ışığında Anayasa hukukumuz bugün yeni bir smavın eşiğinde. Danışma Meclisi böyle bir sınavda, «tarih» ile «gelecek» arasmda sanki köprü kurmuş. Gerçi, Kurucu Meclis Yasasında ve Devlet Başkanı Evren'in dünkti konuşmasrnda ver aldığı gibi «Anavasa ve diger yasalara son bîçimi Milli Güvenlik Konseyi tarafuıdan verilecek» ancak, Danışma Meclisinde henimsenen metinlerle, MGK metinleri de birbirinden herhalde «dağlar kadar farklı» olmayacak. Son karar, MGK'ca verileoeğinden dün toplanan Meclis, adı üstünde «damşma» niteliğinde. Aslında bu nokta, Devlet Baş kanı'nın dünkü açış konuşmasında da veniden belirtildi. Orgeneral Evren, Danışma Meclisinden beklenen görevlerin verine getirilmesi sırasmda, «Hatırdan çıkanlmaması gereken» belli ilkeleri, «vurgulamak istedipini» dile getirdi. Bunlann içinde en çarpıcı olanı «kişi Szgürlükleri ve haklan u&runa devletin, çüçsüz ve bir şey yapamaz duruma getirilmesine kimsenln hakkı olmavacaeı» noktasıydı. Devlet Başkanı, bu ciimlesi ile yeni Anayasa'nın temel felsefelerinden birine ışık tutuyordu. Daha önce, değişik nedenlerle vurguladığı bir başka ilke de, herhalde «Siyasl Partiler Senedi Yasasının, parti liderlerl diktatoryasma yolaçtığı» yargısıydı. Demek kı, yeni yapılacak Sıyasal Partiler Yasası, böyle bir değerlendirmeye yol açmayacak kurallan kapsayacak. 12 Eylül'e gelişin yeniden özetini yapan Devlet Başkanı Evren, Danışma Meclisini açış konuşmasında, «Batı ile ilişkiler» konusuna değinmek gereğini duydu. Üç yabancı dile çev rilmiş bulunan açış konuşması, Ankara'daki yabancı büyükelçilerin ve yöneticilerin de hazır bulunduğu dünkü törende, herhalde asıl onların dikkatlerini çeken bölümlerden biriydi. Siyasal partilerin feshedilmesinden sonra, Avrupa ile ilişkilerde ortaya çıkabilecek bazı gerginliklere karşı uyanda bulunurken, törende hazır bulunan yabancı büyükelçiler yerlerinden doğruldular ve bu pasajlann altını birkaç kez çizdiler. Sonra da, birbirlerine baktılar. Bir yılı aşkın süreden sonra Meclisin çatısı altına yeniden girmek ve yeniden «Meclisi toneffüs etmek» vazeeçilmez ve güzel bir alışkanlık. Niteliği, «danışma» da olsa, demokrasiye dönüş volunda «önemli bir adım» olarak vurgulanan Danışma Meclisi'nin açılışı ile dün herşey sanki kaldığı yerden başladı. Herkesin birbiri ile Meclis'te karşılaşması, son gelişmeler üzerine düşünce alışverişinde bulunması, tıpkı bir yıl öncesinin ahşkanlıklannı sergiledi. «Tarih» oturdugu kilrsüden yüzyıllann geçmişini gözler önüne sererken, Danışma Meclisinden vükselen veminler tüm Türkive'de çınladı: «Demokrasi... Demokrasi... Demokrasl...» (Baştarafı 1. Sayfada) lam 703 milyon dolar yardım yapılması da bulunuyor. Yasa, Temsilciler Meclisinde de görüşülecek. BBC'nin haberine göre, dış yardım tasarısında askeri yar dımın payı ekonomik yardıma bakışta daha büyük. Bu yılki dış yardımın bir özelliği de bazı koşullara Çağlanması. Dış yardım koşula bağlanan ülke ler arasmda Angola, Şili ve Salvodar bulunuyor. ABD Senatosu Angola'da hükümete kar şı olanlara yardım yasağını kaldırırken, Şili'de General Pi nochet rejimine insan haklan na saygılı davrandığı izlenimini vermesi koşuluyla yardım yapılmasını öngörüyor. BBC'ye göre, en sert koşul ise El Sal vador için. GÖZL (Baştarafı 1. Sayfada) uygun» blr Anayasa oluşmasına katkıda bulunacaktır. Bu açıklama şu gerceğl vurguluyor... Blr İki yıldır basında ve siyasal çevrelerde dedikodusu yapılan «blr esk! maliyeci, blr büyükelçi ve bir iktisat profesörünce hazırlanan» ve «De Gaulle Anayasası» olarak adlandırılan Fransız Anayasası esas alınmayacaktır. Sayih Evren'in bu açıklaması Danışma Meclisi üyelerino blr ölçüde esneklik tanımıştır. Yeni Anayasa'nın Ulusai gereklere ve geçmiş açı deneylere göre nasıl bir biçim v© nitelik alacağı, Danışma Meclisi üyelerinin bu esnekllğl ne ölcüde kullanacaklarına bağlıdır, «Bünyemlze uygun» gelecek bir Anayasa'nın oluşması için gerek Danışma Meclisi'nde, gerekse basında ve diğer kitle iletişim araçfarında Anayasal konuların geniş özgürlük ortamı içinde tartışılması gerekir. Önerller ve eleştiriler basında, radyoda, televizyonda olanca hoşgörü içinde tartışılmazsa, Danışma Meclisi'nin calışmaları bu ölçüde kısırlaşır. Dilerseniz bir iki somut örnek verelim: 12 Mart döneminde yapılan Anayasa değişikliklerl lolnde hiç bir Anayasal ve hukuksal öhem taşımayan maddeler de vardı. Örneğin Anayasa'nın «yargı yolu» başlıklt maddesi değiştirilirken, «İdarenin her türlü ey> lem ve işlemine karşı yargı yolu açıktır» hükmüne, «İdarl eylem ve işlem niteliğinde yargı kararı verilemez» diye bir «Istisna» kuralı getirilmiştir Bu «istisna» hükmüne karşın D,anıştay'ın, Iptal, yürütmeyi durdurmak ve tam yargı kararlarında bu değişiklikten önceki kararlarına göre en küçük blr değişiklik bile olmamıştır. Çünkü, bu «istisna hükmü»nün hiç bir Anayasal ve hukuksal anlamı yoktur. İdari yargı alanı daraltılmak Isteniyorsa, bunun yolu, böyle anlamsız hükümler getirmek değli, Idare hukukundo, chükümet tasarrufları» adı verilen yargısal denetimin dışında sayılan işlem türlerl belirlemektir. Fakat, o günlerde, demokratik tartışma ortamı yokedildiğinden, bu konu yeterince tartışılmamış ve bu maddeyl değiştirenler «buz üstünde yazı yazarak» kendl kendilerinı aldatmışlardırl Bir başka örnek daha verelim: Yine 12 Mart döneminde, Anayasa'nın «temel hak ve hürrlyetlerln özu, sınırlanması ve kötüye kullanılması» başlıklr II maddesinde, «Bu Anayasa'da yer alan hak ve hürriyetlerin hiç blrisl, insan hak ve hürrlyetlerinl ve Türk devletinin ülkesl ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü veya din, ırk, sınıf, dll ve mezhep ayırımına dayanarak nitelikleri Anayasa'da belirtilen Cumhuriyet'l ortadan kaldırmak kastıyla kullanılamaz» yolunda değişiklik yapılmıştı. Bu sınırlamanın Anayasa'da yer almasının hlc blr «pratlk» yararı yoktur. Çünkü, bu «eylemlerl» ve de özelllkle bu «kastı», Anayasa değil, Ceza Yasası hükümlerl gereğince yargıçlar saptayacaktı. Ceza Yasası'nın 125. maddesi, 141 ve 142. maddeleri, 146. maddesi, 163. maddesi, «Türk devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü» bu değişiklikten önce de koruyordu. Bu değişiklik olmasa da aynı devlet varlığı yine bu hükümler uyannca korunacaktı. Bu değişiklik de bir bakıma 12 Mart yönetlcilerinln kendl kendilerinl aldatmalarından başka hiç bir anlam taşımıyordu. Serbest tartışma ortamı olsaydı, en azından, bu yanlışlar yapılmazdı. Kurucu Meclis'in «kopya» olmayan, yanl bizim «Anayasa dışalımı» dedlğlmiz aktarmacılık olmadan önceden hazırlanmış bir «Anayasa taslağı» üzerinde «rötuşlam yapmadan «bünyemize uygun» bir Anayasa hazırlaması, ancak ve ancak, kamuoyunun bu konular üzerinde tartışmaya açılmasına bağlıdır. Kamuoyunun bir an önce bu tartışmalara oçılması, Kurucu Meclis'in açılmasından daha önemli bir aşama olacaktırt ABD YANIT Dengesiz silahsızlanma olmaz. Silahsızlanmadan maksat bugünkü kuvvet dençesini asgari bir noktaya getirmektir. Asgari bir noktaya getirmek için müzakere yapılır. Fakat buçünkü halde. bu denge için ne lâzımsa onu yapmak lâzımdır. Asgari denge ancak karsılıkh anlaşma ile olur. SORU Suriye bundan bir süre önce karasulanm 35 mile çıkardığını açıkiadı. Bunu nasıl karşılıyoruz? Bu konuda Surîye ile temas yapılmakta mıdır? YANIT Tek taraflı karasulan ilan etmekle hiçbir sonuç elde edilemez. Suriye ile temaslanmız vardır. SORU Bulgaristan Devlet Başkanı Todor Jivkov'un Balkanlann nükleer silahlardan armdınlmış bir bölge haline getirilmesi yolundaki çağnsını na sü karsılıyorsunuz? YANIT Bunun yeni bir flkir olduğunu zannetmiyorum. Zannediyorum ki bu konuyu genellikle Doğu Batı dengesi çerçevesi içinde değerlendirmek lâzımdır. NATO ve Varşova Paktı üyelerinin de bulunduğu bir bölgede ayn bir statü düşünülemez. Atina'da (Baştarafı 1. Sayfada) ve Rum taraflarına sunduğu «Blrleştlrlcl Belge» üzerinde de durulduğu öğrenildl. Görüşmeden sonra Papandreu, Klprlyanu tarafından Kıbrıs'a davet edildiğinl açıkladı ve «Kıbrıs'a 1981 yılı İçinde gltmeyi umut edlyorum» dedi. KİPRİYANU'NUN DEMECİ Hava alanında gazetecilerln sorularını cevaplayan Klprlyanu Türk Sllahlı Kuvvetlerl adadan çekilmeden Kıbrıs sorununun cözümunü kabul edecek miydlniz sorusuna «şüpheslz kl, hayır» yanıtmı verdı: Kıbrıs sorununur çözümü: 1 Olmuş bltmlş olayların kabulü anlamına geldiğl takdirde, > 2 Ada'nın ikiye bölünmesi anlamına geldiğl takdirde; 3 Kıbrıs halkının haklarının (Rumları kasdediyor) çöpe atılması anlamını taşıdığı takdirde; 4 İşgal ordularının çekllmemesl halinde Kıbrıs'ta cözüm olamaz» diye konuşan Klpriyanu adaya taksim karakterini vere bllecek bir federasyon çözümünü kabul etmeyeceğini de ş^özlerlne ekledi. Klpriyanu'yu havaalanında Genel Kurmay'da toplantısı olduğu lcin Dışlşleri Bakanı Haralambopulos karşıladı Haralambopuİ08, Klprlyanu'dan Papandreu adına özür diledi. Atlna'daki siyasl gözlemciler, Kipriyanu'nun yeni Yunan hükümeti İle yapacağı görüşmelerde VValdhelm önerilerlnin yanısıra, Kıbrıs sorununa yeni bir yaklaşım konusunun da ele alınacağını ve Klprlyanu Atlna'dayken yeni tutumun açıklana» cağını bekliyorlar. Waldheim'in önerilerlnin aslında Amerikan kökenli blr plan olduğunu öne süren Yunan basını, Klprlyanu Papandreu görüşmelerinin kritik geçeceğini, çünkü Kıbrıs sorununun alelacele halledilerek kapatılması İçin yabancı baskıların bulunduğunu öne sürüyorlar. Kiprlyanu dün, Başbakan Papandreu ile başbaşa ve hiç kimsenin katılmadığı bir özel görüşme yaptı. Bunun ardından Kıbrıs Rum tarafı ile Yunan tara fı arasmda bir başka görüşme yapıldı Bu görüşmeye iki tarafın Dışişleri Bakanları katıldı. Klprlyanu Atina'dayken Cumhurbaşkanı Karamanlis ile de görüşecek. Aynı zamanda ana muhalefet lideri Yorgo Rallıs ve yeni Meclls'teki üçüncü parti olan Yunan Komünist Partisi Genel Sekreteri Harilaos Florakis ile de birer görüşmede bu'unacak. Kıbrıs Rum lideri, gelecek pazartesi günü Papandreu ile tekrar göruştükten sonra salı günü Atina'dan Lefkoşe'ye dönecek. Öte yandan, Yunanistan Başbakanı Papandreu, FKÖ lideri Yaser Arafat'a bir telgraf göndererek en kısa zamanda Atina'ya davet etti. Bu araöa yeni Yunan hükümeti sinema ve müzik alonlarındaki sansür uygulamalarını kaldırdı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle