18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 4 SANAT 22 EKÎM 1981 TELEVIZYON 19.50 İNANÇ DÜNYASI Programda, Kur'anı Kerim, Türkçe açjklaması, Din ve Ahlâk konuşması yer alıyor. Yontan: Resim yapanlar, endüstriyel üretimdeki yerlerini almahdırlar Tan ORAL Taksimde Etap Pasajı Forum Galeri'de suluboya resimlerini sergileyen Yontan, bugünün aklı, duygusu ve teknolojisi ile yaratılmış eserlerin yanna kalacağmı ileri sürüyor.. Gürel Yontan Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Y. Dekoratif Sanatlar bölümünü bitirdi. îç mimarlık, Tiyatro, film dekorları ve ardirektörlük yaptı. Çocuk kitapları resimledi. Şimdi Uygulamalı Endüstri Sanatlar Y. Okulunda öğretim Üyesi. Resim çalışmalannı ilk kez ser giliyor. Sergi Taksim'de Etap Pasajı Forum Galeri'de, 1 ekim 1981 günü açüdı. Sergide 30 kadar suluboya resim yer alıyor. Aşağıda Gürel Yontan'la yaptığımız ilginç bir konuşmayı sunuyoruz. Çok uzun yülar boyu resim yapmam izlediın. SergUemek biryana, resimlerine imza ve tarlh bile atmıyordun? öyle... Resim bitince, benim onunla olan ilgim de bitiyordu. Bakacak kişi resime baksın, yapana değil, diyordum. Yapandan kime ne. Yapana da baksalar ne olur? Sanatçı ayncahklı bir yere konulur genellikle. Bu da onun kendi içlne kapanmasına, diğer birimlerle entegre olamamasma, tamamlaşamamasına yol açar. Diğer insanlarla olan bütünlüğü bozulabilir kişinin.. Sergi açmayışın da aynı nedenlere m i dayanıyordu? Sergilerin özel yerlerde, özel kişilere açılması, yine bir kapalı devre oluşturuyor. Böyle bir görünümden kaçınıyordum. Çünkü öyle değildim. Sözünü ettiğin tamamlaşma sergilemelerle olmuyor mu? Belki halkası biraz büyümüş bir ilişki. Çok serçi bu UişMyi genlşletmez mi? Evet resimlerin basüıp dağıl ması en geniş entegrasyonu, tamamlaşmayı getirebilir. Yine de, sergi açmadığma cö re yirmi yıldır çizdiğin resimleri ne yaptın? Dağıttım. Yaptıkça parasız dağıttım. Postacıya, garsona, doktora, öğretmene, sevene, ho şuma gitti diyen herkese verdim resimlerimi. Satmayı düşünmedin mi? Satmayı düşündürttüler. Baş ka işlerden para kazanıyordum. Nelerden? î ç mimarlık, dekoratörlük, mimari perspektif çizimi, illust rasyon, sinema ve tiyatroda, ardirektörlük vb. Sinemada?.. îsveç televizyonuna yapılan 45 filmde çalıştım. Yaşar Kemal'in Yesil Kertenkele, Bebek, Beyaz Pantolon gibi. Burava çelmedi bu filmler. Resim yapmayı da hep stirdürdün ama... Bu saydığım lşler sürekli olabilsevdi, resim yapmazdım belki d e . . Bilemem.. Neden? Resim, heykel vb. günümüz. de işlevlerini bitirmiş gibiler. Bunlar endüstri sanatlafmdaki yerlerini almak üzereler. Şimdilik insanoğlunun primitif bir ugraşı, bir yan ürünü gibi sürüyor. Resim yapanlar, endüstriyel üretimdeki etkili yer lerini almahdırlar. Yeni estetiğin ynratılmasmda görev üstlenmelfeirler. Dij&er sanatçılar, ressamlar, bu düşüncelerini paylaşıyoriar ntı? Çevremde pek görmedim. Bir tki kişi belki... Yine de.resim yapıyorsun?.. Evet ama diğer söylediklerimi de yapıyorum. öğretmenlilc de var. Elimden geldiğince buıı lan anlatıyorum. Uygulamalı Endüstri Sanatlan Y. Okulunda. Neden resim de yapıyorsun? Pıyasa istiyor. Endüstriyel tasarlamadan doyabilsem, ge* çinebilsem resim yapmazdım. Piyasa sözünü açar mıydın? Varlıklılar, varlıkh olmanın gereği olarak sanatçılarîa uğraşmak zorunda duyuyorlar kendilerini. Yatınm diyorlar. Halı alır gibi resim alıyorlar. Çoğu kend ileri bile gelmiyor sergilere, aldırıyorlar. Para ede cek diye... Edeceğine lnanıyor musun? Hayır bambaşka şeyler para edecek o zaman. Endüstriyel gelişme, günümüzde, romantık özlemler getiriyor; eski Böyle bir zorum yok. Aklıma bile gelmedi. Etkiler olmuyor mu? Etkilenmiyor musun? Muhakkak oluyor, Ama akım lardan doğrudan etkilenme değıl. Çevremdeki herşey etkiliyor beni. Düşündüğüm birçok şeym, biraz once ya da biraz sonra, ama zamandaş ola rak var olduğumu görüyorum. Yani aynı zamanda aynı anlayışla oluşabiliyor. Resimde yapmak istediğin ne desem? Endüstriyel estetiğe hizmet ne ölçüde? Resmin gözden düşmesi, sıra4an olması, bu duruma geti rihnesi gerek. Insan kendi üret tıkleri ile, uğraştığı doğa arasında, Endüstri tam oluşmamış Doğadan da tam kopulamamış. Yaptıklarımda işte bu durumun belgelenmesi var dene bılir. Eöyle gibi... Bugün ne doğada mutlu insan ne endüstri içınde. Boyle bir süreç yaşanıyor. Resimlerimde belki bu çelişkinin belgesi görülebilır. Bu çelişkinin içindeki bir insan olarak bunları yapmak kaçmılmaz oluyor. Parasız dağıtüan'dan, sergilenip satdan'a nasıl geldin? Dağıtırken birbirinden görenler «bize de» dediler. Kesın elde etmek için para önerdiler. Pahalıhk artmca, resimler de para edince niye yapıp satmayayım dedim. Resimlerin salt bu nedenlerden ötürü aranıyor, isteniyor olabîlir mi? Değerlendirmek zor. Neden seçtiklerini bilemem. lyi niyet le bakarsak, resmi alan, kendisiyle resmi yapan ve resim arasmda özdeşlikler kuruyordur diyebiliriz. 20.10 20.30 20.50 21.05 UYKUDAN ÖNCE HABERLER HAVA DURUMU YERLÎDRAMA: BAĞDAT HATUN (SON) Adile Naşit'den masal, aonra bir çizgi filra ekrana gelecek: Devlet Tiyatrosu sanatçıları zor durumda Sanat Servisi Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü*nün «Adana, Elazığ ve Erzurum illerinde yerel tiyatrolar kurulacağmı, bu tiyatrolar a atamaların ve turnelerin rotasyon yoluyla yapılacağım ve istekll sanatçıların bu tiyatrolara öncelikle gönderileceğini» açıklamasma karşın, uygulama hiç de böyle yapılmamakta ve «yerel tiyatrolar»a bazı kişiler hemen hemen «oezalandırılmak» amacıyla gönderilmektedir. Anadolu'daki tiyatrolara gönderilen sanatçıların hepsi daha önce Ergin Orbey'i genel müdür lüğü sırasında desteklemiş ve onun görevden ahnmaması için uğraşı vermiş kişılerdir. Sayısı 34'u bulan bu sanatçılar, ayrıca bugünkü Devlet Tiyatroları yönetımme karşı Danıştay'da ve mahkemelerde daha önceki key fı, yanlış ve eksik uygulamalardan ötürü de dava açmışlar ve haklarım elde etmişlerdi. Yerel tiyatrolara gideoekleri kendilerıne bildırilinceye değin hiç bir görev verilmeyen 34 sanatçının şımdi bir çeşit cezalandırıldıklannı gösteren belirtiler şöyle sıralanabilir: Söz konusu sanatçılara önümüzdeki günlerde tur neye mi çıktıkları, yoksa Kültur Bakanhğı'nın bir süre önceki açıklamaları sonucu kurulduğu ileriye sürülen Bölge Tiyatroları'na mı atandıkları bir türlü söylenmemektedir. Şimdilik adma «turne» denilen bu uygulamanm ne denli süreceği ve görev sonunda bu sanatçılarm bulunduklan kentlerde mi kalacağı, yoksa bir başka kente ya da Ankara'ya mı döneoekleri de Devlet Tiyatrolan yönetimi tarafından açıklanmamaktadır. Bu koşullarla zor durumda bırakılan bazı Devlet Tiyatroları sanatçılan Cumhuriyet muhabirine «Anadolu'ya gitmeye karşı değiliz» dediler. Ama elbstte eşi, hastalan, çoluk çocukları bulunan bu sanatçıların kış mevsiminin yaklaştığı bir döngmde ne olacaklannı bilmelerinin gerektiği de başkentin sanat çevrelerinde belirtilmektedir. Dizinin bu akşamki ikinci ve son bölümünde gellçmeler şöyle: Bağdat Hatun, Bahadır Han'la evlenip, Ilhanlı Tahtına ortak olduktan sonra karmaşık duygular içindedir. Bahadır Han'ın, Togay'a yakınlığı onu rahatsız etmektedir. Bu yüzden Togay'ı uzaklaşürmak ister. Togay da boş durmaz. îlhanlı Ecesi olmak için doğmamış bebeğini, 7 kardeşini ve babasını gözden çıkaran Bağdat Hatun böyle bir entrikayı karşıhksız bırakmaz. Togay'ın ortadan kaldırılması ile Bahadır Han Dilşat'la evlenme fikrinden vazgeçecek ve böylece Bağdat Hatun'un iktldar tutkusu çügınlıkları son bulacak mıdır? Bundan sonrakı gehşmeleri dizinin son bölümünde öğreneceğiz. 22.15 22.30 HABER PROGRAM MAÇ ÖZETLERİ Avrupa Kupalan Putbol maçlanndan görüntüler yansıtılıyor. PİYASA İSTİYOR «Endtistriyel tasarlamadan doyabilsem, geçinebilsem, artık resim yapmazdım. Piyasa resim istiyor.» ye özlem, doğaya özlem, folklara özlem gibi. Daha sonra para etmez diyorum, çünkü endüstri yerine yerleşip kendi estetiğini yaratıp yaygınlaştırınca eski özlemler kaybolur. Bugünkü kadar önemli olmazlar. Bugün yapılanlar yann için belge olmayacaklar mı? Eoıgünün aklı, duygusu ve teknolojisi ile yaratılmış olanlar yarın değer taşıyabilirler. Resimlerine bakanlar ve alan lar ne istiyorlar, sen ne yapıyor sun? tstediklerini mi yapıyorsun, yaptıklannı m ı istiyorlar? Başlangıçta yaptıklarımı istiyorlardı, sonra istediklerini yapar oldum. Bunu sağhklı buluyor musun? Farkında olduğum sürece sağhklı. Böylece sürebilir mi? Yok canım çoktan usandım. Değişecek elbet. Bu kaçıncı değişiklık. Ama ben öteden beri yaptık larında ortak bir tutum da görüyorum. Belki bir akuna girmemek, teknik gösteriye kalkmamak, modalan izlememek gibi. «Türkiye'de ne nota arşivi, ne de matbaası var» ESKİŞEHÎR, (a.a) tfctisadi Ticari Ilimler Akademisi İletişim Bılimleri Pakültesi tarafmdan düzenlenen Türk Müziği Kurultayı'nın açış konuşmasmı yapan ÎTÎA Başkam Prof. Yılmaz Büyükerşen Türkıye'de ne nota arşivi ne de nota matbaasının bulunduğunu söyledi. Türkiye'de icra edilen her tür lü müziğin tartışma ortamına getirilecek olan ve 25 bildirinin sunulacağı belirtilen kurultayın açılışında konuşan Büyükerşen özetle şunları söyledi: «Yeni doğan her çocuk yasamaya ağlayarak başlar, yani müzikle. Türkiye'de şu anda ne doğru dürüst bir nota arşivi var ne de nota matbaası. Cummıriyet'in kuruluşundan bu yana geçen boşa harcanmış durumdadır. Bu kurultay Türk müzlğinin sorunlannı belirleye rek konuyu cesaretle ele alacak.» İletişim Bilimlsri Fakültesi Dekanı Prof. İnal Cem Aşkun da yaptığı konuşmada ilk kez boyle bir kurultaym düzenlendiğıni belirterek, «Müzikle ilgili çalışmalar şimdiye kadar hep bireysel kalmıştır. Bu kurultayda çalışmaları bütünleştiriyoruz» dedi. 22.50 HABERLER RADYO TRT I 05 00 Açılış ve program. 05.05 Ezgi kervanı. 05.30 Şarkılar. 06 00 Kısa haberler. 06.02 Bölgescl yayın 06.30 Köye haberler. 06.40 Ötinaydın. 07.30 Haberler. 07.40 Atatürk diyor ki. 07.45 Günün içinden. 10.00 Kı. sa haberler. 10 02 Arkası yarın 10.22 Bolgesel yayın. 11 00 Kısa haberler. 11.05 Okul radyosu. 12.00 Kısa haberler. 12.10 Oğle üzeri. 13.00 Haberler. 13.15 Saz eserleri. 13 30 Bolgesel yayın. 14.45 Oğleden sonra. 16.00 Kısa haberler. 16.05 Okul radyosu. 17.00 Olaylann içinden. 17 30 Dın ve ahlak. 18 00 Kısa haberler. 18 05 Çocuk bahçesl. 18.20 Haftanın çocuk şarkısı. 18.23 Bolgesel yayın. 19 00 01.00 TRTII ile ortak yayın. 19 00 Haberler. 19.30 Türküler. 20 00 Koytimüz köylümüz. 20.20 Şarkılar. 20.40 Haflf müzik. 21.00 Kifsa haberler. 21 02 Radyo tiyatrosu. 22.00 Kısa haberler. 22.05 Gece konserl. 23 00 Haberler. 23.15 Gecenln İçinden. 00.55 Günün haberlerlnden ozetler. 01 00 Program ve kapanış. bah konserl. 10.00 Şarkılar. 10.20 Türküler. 10.40 Haflf mü zık. 11.00 Şartalar. 11.30 Ttirküler. 11.45 Çeşltll müslk. 12.00 Şarkılar. 12.30 Yeni sesler. 13.00 Haberler. 13.15 Hafif mü zik. 13.30 Küçük konser. 14 00 Ilerl Türk musiklsi konservatuan. 14.30 Yabancı dil öğrenelım. 15.15 Türküler. 15.30 Barok müzik. 19.00 Şarkılar. 16 20 Arkası yarın. 18.40 Türkuler geçidl. 17.00 Olaylann İçinden. 17.30 Hafit raüzik. 18.00 Şarkılar. 18 30 Enerjl de dıklerl. 18.05 Oytın havalan. 19.00 . 01.00 TRTI ile ortalc yayın. Eriyen bir kurum: Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Doç. Dr. Ömer BOZKURT Türkıye ve Orta Doğu Amme idaresi Enstitusü( TRT III 07.00 Açılış vo program. 07.02 Guna başlarken. 08.00 Sabah konserı 09 00 Türküler haberler. 09 30 Carl Sımon'ın «Hotcakes» albumü. 10.00 Küçük konser. 10 30 Çeşitll müzik. 1100 Ögleye doğru. 12.00 Haberler 12.12 Diskotegimizden, 13 00 Konser saatl. 14.30 Klâsik TUrk müziğı korosu. 15 30 Müzikli dakikalar. 16.00 Günün konseri. 17.00 Haberler. 17 12 Sizler İçin 18 00 Gençlerle mü «ik 19.00 Haberler. 19.12 Bir konser. 20.30 Caz klasikleri. 21 00 Senfonik müzik. 22.00 Ha berler 22.12 Gecenln getlrdikleri. 23.00 Perşembe konseri. 24 00 Gece ve müzik. 01.00 Prog 1 Bundan 155 yıl önce, 1826'da Osmanlı saraymda Batı örneğinde bir orkestra kurulur: Mızıkai hümayun. O tarihten yüzyıl kadar sonra Cumhuriyetle birlikte bu kuruluş Ankara'da yeniden örgütlenir, önce Riyaseti Cumhur Filarmoni Orkestra Heyeti, sonra Riyaseti Cumhur Filarmoni mızıkası ve daha sonra da Cumhurbaşkanhğı Senfoni Orkestrası adıyla ulusal kültur yaşammda seçkin bir yer edinir. Bu orkestra uzun yıllar ülkenin kendi alammdaki tek kuruluşu olarak hizmet verirken bir yandan da kendisinden sonra kurulan iki orkestraya hem model olmuş hem de kendi elemanlanndan büyükçe bir bölümünü onlara devrederek kaynak oluşturmuştur. 196O'lı yıllarda sanat düzeyinin doruğuna ulaşan bu topluluk son on yılda onemli insangücü sorunlarıyla karşılaşmış, bir t ü r aşmmaya uğramıştır. Gerçekten 19701981 döneminde orkestra sanatçı personelinin sayısal evrimi ile yaş ve hizmet süreleri incelendiğinde, bir yandan Türkıye'de evrensel müzik anlayış ve ( tatbikatmuı gelişmesine olağanüstü katkılarda bulunmuş bir yandan da uluslararası platformda belli bir düzeye erişebilmiş bu kurumun, CSO'pun şu sıralarda nerdeyse eridiği gözlenmektedir. İKt GÖZLEM Bir örgütün personel yeterliği açısından incelenmesinde önde gelen veri, örgütün amacını fiilen gerçekleştiren personelin ya da esas birimin, hedeflenen amaca göre gerekli niceliğa sahip olup olmadığıdır. Bu nedenle CSO'nun sanatçı personelinin niceliksel evriml 12 yıllık bir süreyi kapsar biçimde aşağıdaki çizelgede sunulmuştur. Çizelge, CSO sanatçı kadrolannda bugün % 39 oranmda bir eksikhk 1 bulunduğunu göstermektedir. Ayrıca bu açık bazı sazlarda daha d a fazladır. Tek başma alındığında boşluk oranı birınci kemanlarda % 58'i, kontrbaslarda ise % 6O'ı bulmaktadır. Demek ki üzerinde düşünülmesi gereken birinci olgu sayısal eksikliktir. Üstelik bu sayısal eksiklik sadece bugüne özgü değildir. 1970 yılından beri artarak süregelen bir olgudur. örgütlerin personel yönünden İncelenmesinde ikinci bir ölçttt, Uyelerin yaş ve kıdem durumlandır. Bu iki bilgi bir yandan deney birikimlnin ölçüsünü bir yandan da örgütün gele TRT II 07.00 Açılış ve program. 07 02 Solistlerden seçmeler. 07.30 Ha berler. 07.40 Türktiler. 08 00 Sabah için müzik. 09.00 Şarkı. lar. 09.15 Vergilerimiz. 09 30 Sa. cekteki personel açığını dolayısıyle insangücü ihtiyacım saptamak bakunmdan önemlidir. CSO'nun sanatçı personelinin, geçmiş yıllarda, yaş ve kıdeme göre dağılımına ilişkin verilerin derlenmesi çok güçtür. Ancak elimizdekı 1973 ve 1981 yıllarma ilişkin iki dızi veriye dayanarak bazı sonuçlara varmak olanaklı görünmektedir. 1973 yılında orkestra sanatçılarınm ortalama yaşı 37, ortalama kıdemi 15 yıl idi; 1981 yılında ise ortalama yaş 35'e, ortalama kıdem 13 yıla inmiştir. İsteğe bağlı emeklilik hakkını elde ettikten sonra çalışmaya devam edenlerin sayısı aynı dönemde 25'den 22'ye inmiştir. E n yaşlı üye 1973'de 58 yaşındaydı, 1981'de ise 53 yaşındadır. Demek ki bir yandan orkestranm personel sayısı azalırken bir yandan da mevcut personelin hizmet süreleri kısalmaktadır. Erken ayrılanların bir bölümünün mesleğinl Türkiye'deki di ram ve kapanıs. . Günün Bulmacası 1 2 3 Ui l 4 5 P J 6 U LP 7 [ a KADROLARDAKÎ AÇIK SÜ REKLİ ARTTIĞINDAN SORUN GİTTİKÇE CİDDİ BOYUTLARA ULAŞMAKTA ğer orkestralarda sürdürdükleri bir gerçektir. Ancak bunların oranı çok yüksek değildir ve şimdilik burada, bütün yaş dilimleri birden ele alınacak olursa ögeleri arasmda birbirine geçişlerin hayli önemli olduğu bir örgütsel ağ teşkil eden Üç senfoni ve iki opera orkestrası arasmdaki personel hareketlerini bir yana bırakıyoruz. Bu ayrı bir inceleme konusudur. NEDENLER VE UZANTJLAR Bu iki gözlemin, demek ki sanatçı kadrolarındaki boşluğun ve sanatçılarm hizmet sürelerindeki kısalmanın irdelenmesi olaya daha bir açıklık getirmesinin yanı sıra gelecek için bazı ipuçlan vermesi bakımmdan da yararlıdır. Kadrolardaki açık eğer sürekli artan bir açık olmasaydı o kadar 12 3 4 5 678 9 SOLDAN SAGA: 1 Dostoyevskı'nm de falarca Türkçeye çevrümış, tiyatroya ve sinemaya uyarlanmış olan belki en ünlü romanı (üç kelirne). 2 Sıvı yağlarda ve margarinde bulunan bir ester... Yüce. 3 Efelek... Ateş. 4 Bir bağ laç VP ilgeç Gelecek. 5 Koşul... İterbıyumun sımgesı. 6 Belçıka, Almanya ve Hollanda'dan geçen bir ırmak... Bir nota. 7 Meşin keskısi. 8 Numara... 1964 Tokyo Olimpıyatlarında 200 met re yarışmda birincı olan Amerıkalı erkek atlet. 9 Fatih Sultan Mehmed'in U?un Hasan'ı yendiği savaş ve yerin adı. YUKARDAN AŞAĞIYA: TT •^ •w 8 a 9 1n 1 ^ • önemli sayılmayabilir, özel nedenlerle açıklanabilir ve ılerde kapanacağı varsayılabilirdi. Ne var ki bu, 1970'den bu yana güçlenerek süregelen bir eğilımdir. Bu eğilımın sürmesi halinde birkaç yıl sonra CSO'nun konser veremez hale gelmesi beklenebilir. Bu eğilımin durabileceğine, hiç olmazsa yavaşlayabileceğine ilişkin bir umur, henüz yoktur. Çünkü bunun için bir yandan idari mevzuatta ve ayhk rejimınde bir yandan da konservatuarların eğitim planlamasmda degişiklikler gereklidir. Ayrıca daha şimdiden bu orkestradan örneğin Berlioz'un Fan ' tastik Senfonisini ya da Richard Strauss'un Till Eulenspiegel'ıni (almeno 16 birinci, 16 ikinci keman) seslendirmesini bekleyemezsiniz. Hatta birgok senfonik eserin çalmması diyelim ki CSO ile opera orkestrasımn birleştirilmesiyle bile olanaksızdır. Aynntıh olarak bakıldığmda orkestradaki erozyonun 1970 yılında, 197274 arasmda bir de 7881 arasmda arttığı görülmektedir. 197o yılı 657 sayılı Devlet Memurlan Yasası'nın yürürlüğe girdiği yıldır. 7274 uönemi kabaca, İstanbul ve îzmir Devlet Senfoni Orkestralarının kuruluş yılarına raslamaktadır. Bu iki orkestranın kurulması veya gelişmesi bır ölçüde CSO'nun zayıflamasıyla mümkün olmuştur. 197881 dönemi ise sanatçılar arasında yurtdışına göçün yaygınlaştığı yıllar,dır. Yeni orkestraların kurulması elbette övünç kaynağıdır. Bundan sonra 'diğer büyük kentlerin de kendi senfonik orkestralarını kurmalan sabırsızlıkla beklenir. Ancak bu yeni kuruluşların gerektirdiği insangücünü yeterınce gerçekçi biçimde planlamak ve bu planm hedeflerine göre eğitim kurumlannı donatmak ve yöneltmek mümkün olmazsa, geçenlerde bir eleştirmenmüzisyenin (Faruk Güvenç) sözünü ettiği yarım orkestralar çoğalır. YARIN: CUMHURBAŞKANLIĞI SENFONİ ORKETRASI ÎNSAN GÜCÜ BUNALIMI. Türkiye Sakatlar Derneğî'nin fotoğraf yarışması sonuçlandı Sanat Servisi Türkiye Sakatlar Derneği tstanbul Şubesi'nm Grup Kasif (Kamera, Sinema, Fotoğraf ve Saydam Etkinhkleri Çalışma Grubu) ve Cüzzamla Savaş Derneği, ile or taklaşa olarak düzenlediği «Ya şama Dirençleriyle Dostluk ve Sergide Çalışma Hayatında Sakatlar» konulu fotoğraf yarışması sonuçlandı. Bırincilık ödulü «Bir Demet Sevgi» adlı fotoğrafıyla Ali Yıldız'a, ikincilik ödülü «Niha'dan Etkileşim» adlı fotorafıyla Zafer Ozel'e, üçüncülük ödülü de «Hafıza Göz Olan Oğul» başlıklı çahşmasıyla Derya Gölgelioğlu'na verıldi. Murat Doğru, Turgut Taşoz, Aydemir Uzun, Akadur Tolegen mansiyon, Ümıt Bayazoğlu Jüri Ozel Ödülü'nü kazandı. Seramıkçi Aydan Kut, son çalışmalarını sergiliyor Sanat Servisi Seramikçi Aydan Kut son çalışmalarını Nişantaşı Abdi tpekçi A Galeri'de sergilemeye başladı. 1947'de îstanbul'da doğan Aydan Kut, Devlet Güzel Sanatlar Aka demisi Seramık Bölümünü bitir dikten sonra Londra, Polonya, Fransa, İsviçre Almanya ve îtalya'da araştırmalar yaptı. Gorbon Işıl Seramik Fabrikasında genel sanat yönetmen yardımcılığı yapan Kut, yurt içinde ve dışında kişisel ve ortak bir çok sergide yapıtlarını izLsyicilere sundu. Seramıkçi şimdi Caddebostan Güzel Sanatlar Atelyesi'nde seramık dersleri vermektedir. (Deniz Gülü) adlı romaniyle Femina ödülünü kazanan çağdaş Fransız yazan... Bakırm simgesi. 5 Çok seyrek... Anıt olarak yapılan ya da şenliklerde yer yer caddelerde kurulan kemer. 6 TERSt, Fransa'nın kuzeybatısmda bir kıyı şehri. 7 Evropiyum elementinin simgesi... Türlü ölçü aygıtlarmda rakam ya da işaretleri göstermeye yarayan devingen iğne. 8 Polonya'nın para biriml. 9 özellikle la Fourmi dans le corps (Vücuttaki Karınca) adlı piyesiyle tanmmış Fransız şair, romancı ve tiyatro yazarı. CSO'NUN SANATÇI PERSONELİNİN SAYISAL EVRİMt. 1972 81 Saz Gruplan Verilmiş Sanatçıı Sayıları Kadrolar 1972 1974 1976 1978 1981 1. ve 2. Kemanlar 36 30 27 23 16 23 Viyola, Viyolonsel ve Kontrbaslar 87 27 24 25 30 26 Tahta Nefesliler 20 18 16 14 15 15 Bakır Nefesliler 16 10 10 11 12 12 Vurma Sazlar ve Arp Piyano, Çelesta 9 8 6 7 7 9 T OP L A M 118 95 86 85 72 83 Boşluk oranı % 19 27 28 30 39 Kaynak: CSO yönetmeUği, CSO kayıt lan, CSO yıllü); proeraırıları sînemalar tiyatrolar Q Kcnt Oyuncuları KApIKÖYHALK .EGtTİ.M MERREZİ'NDE ^ Gi^e Tel:36 31 21 ALI POYKAZOÖLÜ KORHAN ABAY TÎYATROSÜ HARBİYE KENTER TİYATROSU'NDA 47 36 34 46 35 89 Ö ^ « SON15GÜN ^ ÖZGÜN SANAT YAPIM YÖNETİM SUNAR 1 İtalya'da (Lombardiya), 24 Haziran 1859'da Fransızların Avusturyalıları kanlı bir hezimete uğrattıkları köy. 2 Muğ la'nın bir ilçesi... îlaç. 3 Petersburg'daki büyük matematik okulunun kurucusu olan 19. yüzyıl Rus rnatematikçisi. 4 1939'da Rose de la Mer 2 A S 7 3 t N 4 A A 5 6 2 6 A S. 7 MA a 8 c A. 9 c Jj OTH 123456789 1 p A R L İG u c K Ü M D • 1It • • • • a • a• A İT U M 2 C r A T • •• R A O u ü A L A N u 9 M u A A| c T A T ı • harold ve maude ; OYUN2BÖLÜM ^ ; tazan : COLIN HIGĞINİ Yöhcten; YILOIZ KE^TER ; ';.'••,,::;•••; •• :;Çüma..: 2 0 . 3 0 . = P.tesi• • • • 28 Ekim'den itibaren MORFİN • 15.3019.00 hariç hergün 21.00 Ctesi 15.3021.00 Pazar • • • çılgınlar kulübîi r > dÜNCİEN ANAHTARIAR veSAHİPLERÎ GOOD BY MR CHIPS Kültür Merkezi TİMUR RESİTAlİ 2 Kasım Pazartesi Saat 20.30'da ŞAN TİYATROSU'NDA Ctrsi, Pazâr : 15.00 İ&.Ö0 MÜŞFİK KEfİTER GÖSTERİSİ HARBİYE KENTER TİYATHOSU j ^ ^ | ^ REPRODÜKSİYON MECMUADERGİBUROŞÜRAF1Ş OFSET FİLMRENK AYIRIMIMONTAJ VETÜMBASKIIŞLERİ1LE HİZMETfNİZDEYİZ ADKES Tlırk Ocafcı Cad. No İH/4İ TKL« 20 97 (W'den>23 orhan veli ŞAHLARI DA VURURLAR ' ' : "^': pyunlaştıran : •; • ' p İ y p Ctesi İ8tl5de ORTAOYUNCULAR Ferhan Şensoyun Ş50.OYUN 1979 80 Avni Dilligil jüri özel ödülü * Dergi 13 en iyi yazar ödülü * Dergi 13 en başarılı oyun ödülü * Tiyatro 81 en iyi erkek oyuncu: Ferhan Şensoy KUÇÜK SAHNE Beyoğlu 49 56 52 Yazan Yöneten: Levent Kırca SalıPerş. Cuma 21.00 Çarş. Ctesi 18.3021.00 Pazar 15.3018.30 (Kültür Sineması)! IV1UİATHAN M UNĞÂNİ Yöh.yecJekor :ÖĞÜZ^ARA Oyun Düzeni: Çarş. Perş. Cuma 18.30 Ctesi Pazar 15.3018.30 PeterO'toolePetulaClark P.tesi 15.1517.1521.00 Salı, Perş. Cuma 15.1517.15 Çarş. Ctesi 15.15 Pazar 21.00 Kore Şehitleri Cad. No. 50 Zincirlikuyu İstanbul Tel: 66 74 19 6 7 04 96 Yön:ErtemEĞİLMEZ llyasSALMAN Adile NAŞİT A,yşen GRUDA 3.HAFTA Renkli Türkçe ElmadağTel: SeanslanH.OO 13.00 15.00 17.00 19.0021.00
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle