18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 26 TEMMUZ 19S0 GÜNAYDIN Anarşi ve terör TBMM ta rofından ele alınmış. Bize kolırsa biraz geç kalındı. Cuıtkü, TBMM, anorşi ve torör tarafından coktaaan ele uimdı. KÖŞE YAZARI «Sarı çizmeli Mehmet Ağa, bir gün çeker cezayı» Ciddiyet KİRİŞİ KIRMA Olimpiyatlarda rekorlar kı rıia dursun, ülkemizde de adam öldürup kirişi kırma rekorları kırılıyor... Güvenlik kuvvetlerinin gözleri önünde toz o!ma, 12 saniyenin altına indi. Komite BERABER GÜLDÜK BERABER AĞLADIK İzzet Rıza YALIN" ı I İ | SAYIN LİDERLER... BUGÜN, HER GÜNKÜNDEN DAHA COK, BİRLİK VE BERABERLİK İÇİNDE OLMAK ZORUNDASINIZ... KECİ İNADINDAN VAZGEÇİN! KONUŞUN, SIK SIK GÖRÜŞÜN. ARA SIRA ÖPÜŞÜN. BİRBİRİNİZİN I E V İ N E GİOJN, KARŞIL1KLI RAKILAR İÇİN. TAVLA OYNAYIN. KOL KOLA GEZİN. I H E R GECE HEYBELİDE MEHTABA ÇIKIN. ORADAN ÇAMLICA'YA GİDİN. «O BENİM SAĞIMDA... BEN ONUN SOLUNDA... CAMLICA YOLUNDA...» ŞARKISINI | I I AÇIK MEKTUP I I | I I | . CİNAYETLERİN FAİLİ SAPTANDI I BAĞIRA BAĞIRA SÖYLEYİN. ANCAK SİZ BÖYLE YAPARSANIZ ANARŞİ DURACAKTIR. YOKSA YARIN PAZAR. YOLLAR ÇOK KALABALIK OLACAKTIR CİDDİYET ' San Çizmeli Mehmet Ağa • Krimlnolojl uzmanları olay yerinde yaptıkları oraştırmada ele geçlrdiklerl bir kağıt parçasmdan herşeyi ortaya çıkarmışlar ve buruşuk kağıt parçasına daha önce sosisli sandvic sarılmış olmasından bunun yasa dışı bir sol örgüte ait olduğu sonucuna varmışlardır. • Daha sonra görgu tanıklannın yaptığı tanımtamalara göre de, ressamlar tarafından Cizilen fotoğraflar, clnayetlerin failinl san çizmeli ve adının Mehmet olduğunu belirlemiştir. • Son derece hızlı çalışan emniyet güçlerl oloyı aydınlot tıktan sonra rahatlomışlar ve katilln yakalanmasının an me selesi olduğunu belirtmişlerdir. Karakol Tecrit Kampı'na getirildikten sonra şehit olan askerlerin mezarları.. n Özgurlükterine kavuşabiımek İcin Ingilizlerln Gazı Magosadaki Karakol (ecrıd Kampı'ndan kaçıp kurtularak Kıbrıs'a yerieşen veya 1920 şuoatınoan sonra Türkiyeye döndüklerl sanılan soydaşlarımızla DeraDer gülerken, bu tehlike bilmez kaçışıar sırasında. «azimlerinden dönmeyerek ölen» şehit askerlerimizin dokunaklı cenaze torenierinde beraber gözyaşı döken Kıbrıs Türk'ü, yine sağ kalanların sözleriyie avutuluyor, yatıştırılıyorda Ölen arkadaşları için sessiz, fakat son derece aniamiı cenaze töreni düzenleyen ve yazıtlara göre ilk şehitlerini, 14 kasım 1916'da, son şehitlerini 8 şubat 1920'de verdikleri anlaşılan tutsaklar, cenaze törenlerine olanaklar ölcüsünde katılan ve arkadaşlarını yitirmelerine olduğu kadar, tutsak olmalarını da üzüntüyle karşılayarak heyecanla ağlayan Magosahlara, bugüne dek ulaşan şu dizelerle yanıt veriyorlardı: «Ağlamaym anneler yine gideriz Dinimiz uğruno şehit gideriz.» Halkın sevgi gösterilerine neden olan tutsakıarımızın, DU dizeleri nep bir ağızdan söyledikleri, böyiece Magosalıiarın auygularına yanıt verdıkierı de ağızdan agıza bugüne gelmiştır. Kıbrıs'taki tutsaklar ilk şehitlerini kasım Konular Sokakta. Blz Ciddiyet'j carşamba gecesi hazırlanz. Cumartesi nin gelişinj çarşambadan an lamak güncel konuları izlemek pek kolay olmaz.. Bunca kanlı olay arasında mizah yaparken; TRT'nin Ramazan programı gibi, cenaze töreninden sonra meddah oynatmamaya, göbekhavası çalmamaya özen gösteririzBugun iki olaya tanık oldum. Otobüste, yazacağım konuyu kafamda oluşturarak gazeteye giderken; dinç, yiğit bir genc kız sesi bir şeyler soylemeye başladı, önlerden... Otobüs Akaretler yokuşunu çıkıyordu. Arka sahanlıkta olduğumdan, şoförün yanında ve yüksek ses te yolculara hitap eden genc sesin sözlerini kalabalığın Ve motorun gürültüsün den tam anlayamadım. Bir ara, «Kemal Türkler'in hesa bını soralım...» dediğini duydum... Genc kız, «Türk gençliği teşekkür eder...» diyerek Taşlık durağında indi... En iyi hesabın sandık başında sorulacağı düşüncesini berraklaştırarak ve bu olayı yazı konusu yapmayı tasarıayarak Sultonahmet'te otobusten indim... Gazeteye yoklaştığım sırada ikinci olayla karşılaştım... Şoförün biri, orabasının paspasını cıkarmış; kal dırımın kenarına vura vura tozunu silkeüyordu... Rüzgârın kaldırdığı toz bu lutunun arasından geçemedim. Bir siire bekledim. Şoför oralı olmuyordu! «Ne yapıyorsun kardeşim!.. Bir araba mikrop yutturdun... Yol ortasında olacak iş mi bu?.» gibilerden bir şeyler söyleyerek to zun içinden sıyrılmaya çalışırken şoför «ağzını acma da yutma tozu...» öğütünü verdi... Bunlan size neden anlatıyorum acaba?.. Olaylar sıcaklaşınco mizah soguyor galiba!.. Vural SÖZER Yemek üzerine bir inceleme! Şu Amerikalının yaptığı araştırma doğrusu hiç de ilginç değil. Yani «Sosisli sandviç yiyen lerin saldırgan, hamburger yiyenlerin de utangac» olduklarını ortaya atıp, basınımızda da da kendinden sözettiren Ameri kah. Neden derseniz, bir kez bu gerçeği ben çoktan biliyordum. Karşımızdaki büfede her gün cYahu bu sosisli sandviçin fiyatı bir gün içinde bu kadar artar mı?» diye öfkeden mosmor olmuş müşterilerin, dükkân sahibinin gırtlağına sarıldığını gördüm. Hamburger yiyenlerin de mahçup mahcup yanlarındakilere, tAcaba bu iki dilim ekmek arasındaki et parçasını bulmada bana yardımcı olur musunuz?» diye sorduklarına tanık oldum. Bu bilimsel araştırma gene de patronuma yaradı. Personeline öğle yemeği olarak sürekII sosisli sandviç getirten patronum, son üç aydır maaş ödemeyince çalışanlar kazan kaldırıverdi. O da hışımla odasına girenlere. araştırmanın yayınlandığı gazeteleri gösterdi: «Anlaşıldı... Anlaşıldı... Sosisli sandvio yiyip böyle saldırgan oluyorsunuz. Artık size yal nızca kuru sandviç var.» Araştırmada bir nokta belirgin değil. Kişiler sosisli sandviç leri yedikleri için mi saldırgan oluyorlar, yoksa saldırgan oldukları icin mi yiyorlar? Her iki durum da ulusal huzurumuz acısından önemli. Artık «noktavirgül» operasyonlarında silahtan cok, sosisli sandviç araması yapmaiıyız. Bu araştırmayı ülkemiz koşul lanna uygularsak: sucuk vs pastırma yiyenlerin tAcaba ne eti?» kaygısıyla kuşkulu, balık yiyenlerin «Belkl İçinde Incili midye vardır. İnciyi satar, parasını bankaya yatırır, üç yılda iki katına çıkanrım» düşüncesiyla iyimser, yemeklerinde yağ kullananların da «Aman yağ kuyruğunda sıramı kaptırmayayım» endışesiyle uyanık kişiler olduklarını söyleyebllir miyiz? Ahmet İLTERBERK Geçen hafta içinde gazetelerde ilginç haberler yayınlondı. Ciddiyet'in dışında gazete okumayanlar için bunları özetlemekte yorar var: GÜLME TEDAVİSİ Amerika'da yayınlanan Saturday Revlevv adlı derginin genel yayın müdürü Norman Cousins ileri sürdüğune göre geçirdiği omurilik hastalığını garip bir yöntemle iyileştirmiş. Doktorlann «yaşamından umut kestiği» hasta yanına bir çok komedi filmi alarak bir otel oda sına çekilmiş. Başlamış gülmeye ve bir süre sonra iyileşmiş. Norman Cousıns iyileşmesinde gülmenin roı oynadığını sanıyor ama bize kalırsa yanılıyor. Çünkü eğer gulme hastalıklara iyi gelseydi. Türkiye'de hasta kalmazdı. Örneğin her akşam televizyonu izleyen 45 milyon vatandaş, Başbakanı dlnlerken bol bol gülüyor, ama iyileşmek bir yana adamakıllı chasta» oluyor. UYKU ARAŞTIRMALARI Yine Amerika'da çalışan bir Türk doktoru bir gazete haberine göre en büyük uyku araştırmasını yürüttuğünü ileri sürmüş. Prof. Dr. İsmet Karacan Teksas Houston'daki uyku araştırma Merkezini yönetirken, bu hastane için «dünyanın ilk ve en büyük uyku araştırma merkezi» diyormuş. Anlaşılan biraz fazla uykuya dalan profesör rü ya görmekte ve sayıklamaktadır. Çünkü dünyanın en büyük uyku araştırma merkezi Ame Basindan Seçmeler rîko'da değil, Türkiye'dedir. Ve uyutma calışmalarını do kendisinden önce Süleymon Demirel adlı başka bir Türk başlatmıştır. İSTANBUL NERDE? Bir gazaetemn Kanada muhabiri de Kanada TV'sinde gös terilen «Kent» adlı dizide istanbul'un olmayışını hayretie karşılıyor. Kanadalı meslekdaşımız herhalde istanbul'dan epey uzak kaldı. Eğer şu sıralarda Türkiye'ye gelseydi, bunda hayret edilecek bir yan bulmazdı. Çünkü Lstanbul diye bir kent gerçekten yok oldu. BİZDE DE Başka bir gazete Uganda'da 850 bin cocuk ölümü bekliyor» diye manşet atmış. Bu haberin şaşılacak bir yanı yok. Türkiye'de de 45 milyon ölümü bekliyor. ÜCÜZLERIN BABASI Başka bir haberde 24 yıt çoçuğu olmayan bir ailede kadının ücüz doğurmasından söz ediliyor. Bunu izleyen bir hoberde ise şöyle deniliyor füçüz lerin babası başkası çıktı. «Bu söz biraz daha kibarca söylenebilirdi gibı geliyor bize. Örneğln «Çocukların babası başkası çıktı» yerine cbobanın boy nuzları çıktı» denemez miydi? Yalçın PEKŞEN 1916'da verdiler miş; Izmir'in 15 mayıs 1919'da Işgaliyle saatlerce zafer sesieri veren caniar bu gü zeı yurt parçasının da süvarilerımızce ku caklandığı haberi üzerine. matem vurmayo başlamıştı. Kıbrıs'h Rum, güvenliği kacmak to bulurken, Kıbrıs Türk'ünün dikkatl. 1921 eylülünde olduğu gibi, 1922 eylülünde de Kıbrıs Türk basınının sözleriyie tDünyadak' her Türk ve Müslümanın nazarıyla birlikte miIII ve dini davamızın hallü faslını deruh te eden buyük mücahitlerin merkezi olan Ankara şehrl mukaddesine matuf bulunuyor; oradan geien her havadisi ilâhl bir hober gibi telâkki» ediyordu. Çanakkale'de tutsak, Kıbrıs'ta şehit olanlar Çanakkale'de tutsak olarak 31 ocak 1916'da ölen ve Bursa'nın Karacabey kazası Yeniceköy karyesinden olan Abdullah oğlu Ahmed'in, mezar taşına kazılan yazıtta da, tutsak askerlerin bu yöndekl duyguları var: «Gom değil, yurdum, ayalim, heman mes'ut kılsın, Hüda!» 5. Fırka, 14. Alay'dan Edremit'in Cehliger karyesinden Ahmet oğlu Halil; «Şecaat nikadından» 3. Fırka, 32. Alay, 3. Bölük askeri ve Babaeski kazasının Toptık karyesinden Ali oğlu Adem; 9. Fırka 26. Alay, 12. BölüK ve Balıkesır'in Kemer kazasının Hacı Ahmet karyesinden Osmanoğlu Halil Mehmet; 126 Alay. 1. Tabur, 2. Bölük ve Divriğl Sancağı Tulu (?) kazasının Kerkar (?) karyesinden Memişoğlu Yusuf Onbaşı; 5. Fırka, 14. Alay, 11. Bölük ve Çatalca Sancağı'nın İstranca karyesinden Mustafa oğlu Yusuf Usta: 16. Fırka, 17. Alay, 1. Bölük ve Mersin Sancağı Dağlı karyesinden Dursun oğlu Bekır Hüseyin. fÇanakkale Muharebei hunrizinde ve Çanakkale Harekâtı'nda düçarı esaret olan» (kanlı Çanakkale vuruşma ve herekâtında tutsak olan) ve Kîbrıs'ta ölerek mezarı bulunanlardan.. Lozan Antlaşması Ne garlptir kl. Kıbrıs Turk'uvie Anadolu Türkü'nun yazgılarınm birleştiğı temmuzlar dan birinde dana, 24 temmuz '923'te Lo zan Antlaşması Imzalanıyor; Anadolu kurtuluyor ama Kıbrıs. bu kez. resmen Ingi lizlere bırakılıyordu. 24 temmuz 1923'te Imzalanan Lozan Ant laşması'nın 16'ncı maddesiyle, tTürkiye. İş bu muahedede açıkhkla oelirtilen sınırlat dışında bulunan bilcümle arazı üzerinde ve bu araziye bağlı ve kezalik işbu muahede ile uzerlerinde kendi hakimiyet hakkı tonın mış olan adalaraan gayrt cezirelerde ki bu arazl ve cezirelerin mukadderatı llgilller tarafından tayln edilmiş veya edilecektir he» ne mahiyette olurso olsun haiz olduğu bütün hukuk ve mustenidatından feragat ettiğini beyan» eyliyordu. Dört ay savunmadan sonra tutsak edilen İzmirli Magosa'da tutsaklığı sırasında 27 ocak 1916'da ölerek şehitlik katına ulaşanlardon 129. Alay, 3. Tabur, 2. Bölük ve Izmir Vilâyetinin Manisa Sancağı'ndan olan Mustafa oğlu Süleyman Ağa, Çanakkale'de, 4 ay savunmaaan sonra tutsak olmuş... Çanakkale'de tutsak düşen ve Kıbrıs'a getirildikten sonra 15 nisan 1916'da ölen İzmir'lilerden biri de, Milâs kazasının Mersin (?) kakariyesl ve 11. Fırka, 33. Alay, 8 Bölük'ten Pekmezcioğulları'ndan Hasan oğlu Hasan.™ Klbns'lll iihakınm onanması 2O'ncl maddede İse, anayurt, yavruyurdun, tingilizlerce 5 kasım 1914'te üan olunan llhakını tasdik etmektesydı. 21'inci maddeye göre, tKıbrıs Türkleri, Inglliz tabiyetine girmiş olup Türk tabiyetini zayl etmişler»di. tAncak bu muahedenin mer'iyetinden itibaren İki sene zarfında Türk tablyetini ihtiyar edebiiecekierdi. Bu takdirde bu haklarını kullandıkları tarihten itibaren bir yıl lcinde Kıbrıs'ı terketmeye mecburdular.» Kıbrıs Türk'ünü Türk Başdelegesi İsmet Paşa'nın, konferanstaki Avrupa devletlerinin 16'ncı madde tasarısına karşı cıkması ve fTurkiye'nin sınırlan dışında kalan arazl ve adalar üzerindekl haklanndan feragat edeceğinl, fakat bu gibi arazl ve adalar konusunda lleriae alınacak kararlan peşinen kabul edeceğine ilişkin resmi bir sözleşmeye giremeyeceğini» bildirmesi kurtardı. İkinci Askerlik? Biz dört orkadaş Üsküdarda Otururuz. Her akşam, işimizden çıkış Eminönünde buluşuruz. Ay m vapura bineriz. Bu hiç değişmez. Askerliğimizi bile aynı tarihlerda yaptık. Kendimize gö re bi gırgırımız var aramızda. Bazen Üsküdarda takılır, bi porsiyon kokarecis iki bardak birayı ayaküstü yuvarlar evierimize öyle dağılırız. Son gün lefde onu da yapamıyoruz. Ma halleden bacak kadar veledler horaca kesiyor ortalığı. İşlerimiz güç. Ben sabahtan. akşama kadar bir honın bodrum katında pantalon ütü su yaparım. Nazmi aynı handa çoycı. Çaycı dediysek ocağın sahibi değil. Koşturur, durur. İhsan yandaki düğmeclde tez ğahtar. Saim vatka ustasıdir. Sermaye yok cocukta. Başkası na calışıyor. Neyse.. O akşam da vapura yetişmek icin koşturuyorduk. U cuz salatalık gördüm. «Bi, kaç tane alalım» dedim. Saim bozul du. «Yürüyün oğlum, geç kalıyoruz Ne görseniz alıyorsunuz» İhsan da o sırada şeftaliye dal dı. iki gündür karısıyla küskün, Arayı yapacak. Nazml çalıştığı ocaktan her akşam yarım kl loya yakın kesmo şeker göt.'ırör. Hepimlz nasipleniriz. Bizl beklerken ağzına bi tane attı. Alışverlşe dalmışız. Biz uyuyoruz. Teröristler de. «Korsan yü röyuşü» yapıyortarmış. Nereden bitelim? Her akşom o)ur böyle gürültüler. Mület otobus peşinde dedik. Birden, «Çata, pat!» başladı. «Yere yatııııın!» diye bağırdı biri. Tepemizden kurşunlar vızır, vızır ucuyor. Eski bir piyade erl olarak hemen uzandık. Nazminin onbaşı lığı tuttu. «Kaldırma lan başını! Dirsekler yere değsin.. Yanaşık nizamda ilerleeee!» Salatalıkçı da yanımda sürü nerek, «Abi» dıyor, «Sen bana yirmi lira verdin. Altı salatalık otuz eder» Burnumdan soluyarak baktım, «Ama sen de ne hıyarağasıymışsın be..» dedim, «Yahu dur bi dakka. Canımızı kurtaralım veririz. Kaçmadık ya» Az sonra catışma durdu. Nazmi, «Kaaaalk!» diye bağırdı. Dikildik. Polisler çevremizi sar dı. «Kimse yerinden kımıldama sın» dedüer, EllerinizJ enseniz da birleştirin» Bizim salatalıklar yerde. «Cöööök» emriyle ol duğumuz yere oturduk, İhsan, «Aaaaah!» dedi. Nazmi ona ba kıp, «Hamlaşmışsın ulan» dedi Arama yapılacakmış. tYaaaaaat!» dediler. Yatarken Nazml nin kesekağıdı patladı. Yaşlı bir kadın kolundan ceklp, usul ca, «Evlâdım nereden buldun şekeri?» demez mi? Gülmeye başladık. «Kaaaaaalk!» emrl v« rilmişti. Vapurun düdüğünü duy duk. İhsan. «Tüüüüh!» dedi, «Kaçırdık. Bizimki yine bl korış surat oturur, bu gece» UMUR BUÇAY Mekkei Mükerreme'de tutsak düşenler MekkeI Mükerreme'de tutsak duşüD de Ingilizierin getirdiği Magosa'da ölenler İse, 22. Fırka, 128. Alay, 3. Bölük'ten Ahmet oğlu Yusuf; 22. Fırka, 13. Alay, 10. Bölük' ten Halil oğlu Mustafa; 22. Fırka, 128. Alay, 8. Bölük ve Tarsus kazasının Musalı karyesinden Osmanoğlu Turhan; 22. Fırka, 128. Alay, 6. Bölük ve Kastamonu vilöyetinin İnebolu kazasının Kunkler karyesinden Mehmet oğlu Mustafa; 22. Fırka 128. Alay, 1. Bölük ve Bodrum kazasının (Seyit) (Sit) (?) karyesinden Kara Ali oğlu Hasan; Cidde'den getirilenler İse, 22, Müstakil Fırka, 128. Alay, 11. Bölük ve Dersaadet'te Eyyüp Sulton'lı Mehmet oğlu Hacı Şerif; 22. Fırka, 2. Top'tan Ali Osman oğlu Salih... Osmanlı ordularının Süveyş Kanal Harekâtı'nda bulunan Mehmetoğlu Oafer'in 2 temmuz 1917'de; Osmanlı ordusunun Mekke'dekl birliklerlnde bulunan Haliloğlu Mustafa'nın da 22 temmuz 1917'de, yanl Anadolu ve Kıbrıs Türk'ünün yazgısını birleştiren Temmuz'larda şehit olduğunu saptadığımız Karakol Tecrit Kampı tutsaklarından Türkiye'ye ayrılanlar gibl, şehit olup Kıbrıs'ta kalanlar da, ancak 9 eylul 1922'de, Yunanlıların izmir'de yenilgiye uğratılmasıy\a gönül ve ruh rahatlığma eriyoriardı. Temmuz 1974 Lozan Antlaşması, yabancı uyruğu kabul etmeyen Türkıerin göçüne, Türkiye'ye öğretime gidenlerin Türk uyruguno girerek Türkiye'de kalmalarıno yol açtı ama, «Adalar, dolayısıyla Kıbrıs konusunda ileride alınacak kararların kabul edilmemesı». 19 şnbat 1959'dakl Londro Anlaşması'nın. 16 ağustos 1960'takl Kıbrıs Oumhuriyeti'nin kuruiuşjnun dikkati cekmeyen ana dayanağı oldu. Ingillz Parlamentosu, Kıbrıs'ın bağıms'î bir cumhurlyet olması kararını. yine bir «mmuz ayında. 21 temmuz 1960'ta verdl. Bu karar ve antlaşmaıarın tümunün y kıcı. uğroştırıcı yönlerine karşın, &if temmuzda daha Anadolu Türkü'yie berabar gülüp, beraber Jğlayan Kıbrıs Türk j icin 20 temmuz 1974, /ıllorca verdiğl Kj'sal bir savaşım sonrasında, gerçek bir <'jrtuluş. bir dirilişti. Varlığının sonsuzluğu «çın son fırsaU. Ntyetltmlslnlz . Ama kötü niyetlry1m< Ordu Vallliğl emrinde calıştırıtmak uzere on adet fahlşe alınacoktır. 1 Fahışelerin ylrml yaşından buyuk, otuz yaşından küçük otmamaları, aynca mesleklerinin erbabı olmaları şarttır. Zurnik'ten diploma alcnlar tercih edilir. 2 İşe alınanlar göreve onuncu derecenin uçüncü kademesinden başlatılır. jş riskl zammı çok yüksektir. 3 Göreve başlayan resmi fahlşe, va ELEMAN ALINACAK llliğin buyruğunda seklz saat mesal yapor, istenirse fazla mesaiye kalmakla yükümlüdür. Görevll, valiliğin Istedigi kişiyle yatar, başkasıyla yatamoz. 4 Isteklilerin cfyl Fahlşellk Kağıdnyla blrlikte bizzat valiliğe başvurmalan önemle duyurulur. NOT: Alınacak beş adet homoseksuel İcin daha sonra duyuru yapılacaktır. Muzcrffsr İ2GÛ Ankara'dan haber beklentisi ingillzlerin gelişiyle Kıbrıs'ta Ingiltere ve Krallçesi'ne övgu dizen Rum dillerl çekil
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle