17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
! K I CUMHUEÎYET 5 HAZ^ÎAN 1980 on on öes yıîda Turklye'de motöriü taşıt sayısındo büyük bir artış sörülmuştur. Motor çağına yeni yenl girmekteyiz. Fokat ka«jvoHanndafci trafik kazaları bundan doğan in•on ve mal kaybı açısındon Türkiye her yrl refcorunu yenilemektedir. Trafik kesmekesi yo da enorsisi karayollarımızda ölüm sacmaktadır. Türkt>«, taşıt başına ortalama ölum ve yarolı •ronlan en yüksek olan ülkedir. Ülkemizde trofik kazalannın kökeninde In•an öğesl yatmaktadır. Gerçekten, Turkiye'do her on kazadan 7'si oroç kullanandan, 2'sl yo« yadon, ancok biri araçtan ya da yoidan ileri getiyor. Bu nedenle traftk kazalarını inceierken, buno yol oçan insan dcvramş, düşünce, bilgf, beceri ve değerlerini değiştirmeye yönelik sür©c olan eğitim konusu ayrı Wr önem taşımaktadır. Türkiye'de motorlu taşıt sayısı gittikce artıyor. Bu artışta kuşkusuz. toplumdaki \atay hareketülik. kentleşrre, işieyimleşme, (sanayileşme) pozar için üretim gibi genel etmenler yanında, dışa bağımlı bir karayolu taşımocılığına, özel Oto sahipliğine doyalı bir ulaşım piyosasının, bunu özendiren takma (otomotlv) işleylminin •tkileri büyuktür. 1850 1975 arasındaki 25 yıllık dönemde toplam motorlu taşıt sayısı 20 katına çıkarken, otomobiller 30, kamyonfar 9, otobüsler 7 katltk bir artış gösterebilmiştir. Aynı dönemde kaza sayısındaki ortış taşıt scyısın«Jaki artıştan daho yüksektir. Uluslararası karfıkjşNrrralar kaza, ölum ve yaralı oranları acı•ından Türkiye'nin cok yuksek düzeylerde olduflunu göstermektedir. 1976 yılına ilışkin bilgilere göre belirli ülkelerde 10 bin taşıta düşen ko' ta sayılan şöyie dağılmaktadır: Ameriko Bırle^ . sik Devlet leri 88, Franso 107, İsvec 55, Italya 74. fepanya 87. Polonya 108, Portekiz 286, Yunaniston 111. Yugoslavya 195, Türkiye 208. Trafik kazaları ocısındon Türkiye, Portekiz'den sonra ikinci sıradadır. Fakot toşıt başına düşen ölum ve yaralonma oraniarı açısından Türkiye #n önd6 giden ülkelerin başında geliyor. 10 bın tosıta en çok ölüm oranı oian ülke Türkiye'dir. Ülkemizde yılda her onbin taşıt 48 kişinin ö!ümüne neden olurken, bu oran ABD'de 3, İsvec VB İtalya'da 4, Fronsa ve ispanya'da 6, Yunaniston'da 13. Polonya'do 16, Portekiz*de 22'dir. Taşıt sayısı ve yolların uzunluğu dikkate alındığındo ölum sayısı açısından Türkiye, Yugoslavya'dan sonro İkinci sıradodır. S ( olaylar ve görüşler Prof. Dr. Cevat GERAY j Trafik Kazaları Insan Ögesi rl geidiğ! onfaşılmaktadır. Yolo *o yol kozolanna ilışkin kaza nedenleri % 10 çevresindedir. Buna karşılık, arac kullananın, ya>o. ve yolcu gibi insan öğelerinin kusuru yaklaşık % 90'dır. Uzun bir dönem dikkate alındığında (1955 1974 yıüarı) bu oranlarda önemli bir değişme görülrr.emiştir. Arac kullananlor Arac kullananlarm kusurlan arasında özellikle kurallara, işaretlere uymak. Ve ehliyetsizlik %66 oranıyla başta gitmektedir. Aşırı hız, ikinci sırada (%23) dikkatsizlik. yorgunluk uykusuzluk ücuncü sırada (%9) gelmektedir. Dikkatsizlik, yorgunluk. uykusuzluk gibi kusurların gerilediği, buna karşrlık kurallara. işaretrere uymama, ehliyetsizlik gibi neden* lerin ağırlık kazandığı anlaşılıyor. Yayalar: Kazaya karışan yayaların kusuıian arasında yola birden bıre cıkmok, yolaa yunjmek, oynamak, oturmak gibi nedenier ağır basmaktodır. (%56.8) Gecitleri kurallara aykırı gecmekten doğan kusurlar ikinci sırada yer almaktadır. (% 35.2) Taşıttan atlamak, inmek, taşıta asılmak dikkate değer orandadır. (%6.2) Yayanın sarhoşlugu (%0.4) oranında görülmektedir. Araça ve yola ilişkin kaza nedenlerl: Araoo ve yola ilişkin kaza nederılerin ağırlığının insana boğlı nedenlere göre cok düşük bir oranda olması gercekte aracın ve yollcrı planlayan, yapan, onoran, kuManan insanın gerekli bılgiye, beceriye sahip olması, gerekli özenı. dikkat ve uyanıkhğı göstermesi, kuraMara uymcsı pek cok trafik kazasını önlemekte ölüm, yaralama ve mod di hasarı hafifletmekte önemli katkılan vardır. Kısacası aracın da, yolun do gerisinde insan öğesi sörunür görünmez etkilerde bulunmaktadır. Sarhoşluk ve Trafik Kazalcri: Kaza yapao orac kullanıcılorıyta kaza^rj karışan vayoların ku8urlarının temelinde yatan gsrcek nedenîerl kestirmek ko!ay değüdır. Bu nedenle, sarhoşlukla IIgili oronların istatistik kaynaklarda düşük olduğu nu göruyoruz. Gercekte, dlkkaislzlik, yorgtınfuk, kurallara uymamak gibi nedenlerin kbkeninde sarhoşluk yatmaktadır. Alkolün. arac kullanırken, tepki gücünü, görme, işitme ve yapmo arasındaki süreyi uzattığı, bireyin kendine güvenini aşın ölcüde artırdığı, cesaretlendirdiği, süratli surnıeyi özendirdiğı, dıkkati azalttığı, görüş alanını ozalttığı bilinmektedir. Kanında binde 1.5'den cok olkol bulunan bir şoförün kaza ycpma olasılığınm, alkolsüz bir şoröre göre 55 kat daha yüksek CMduğu anloşılmıştır. Arac Kullananlann Bilgi Duzeyi: Koza yopon orac kullanıcılarının kazanın na ölcüde kurollon bilmeyışincfen, ne ölcüde bildiği kurallorı uygulamak istemeyişinden ya da uygulayamayışından ilen geldiğini saptamak güctür. Bununlg blrlikt» şoförlerın trafik kurallarına uymamaiarının temelinde, bunlarla ilgili simgeleri, işaretleri tantmomoları, bilmemeterl yattığı anlaşılmaktadır. rarları gerçek!.eştirebF!lrlz. Aşm kâra Vısa yoldan başarıya ve zenginliğe gıden bencıı ve cı* karcı dayranışların egemsn olduğu bir toplum da bunun trafiğe yansımaması olonaksızdır. Eğitim, insanda, bilgi, beceri, davranıe. düşünca ve değer değişikliği yaratılması sürecidir. Bireyin bedense!, ruhsal gelişmesine yeteneklerinin gelişmesinin böylece onun toplumsal, ekonomik, siyasal süreclere, uretlme katılmasına. doğal ve top^msal oevreye uyum sağlamasırta, cevresini değiştirmesine yardımcı olur. Trafik eğitiminin amacı, bireyin trafik olgusuna en 18tendik bicirrde katılması icin gerekli bilgi, beceri, düşunce, ve davranış değerleri kozandırmoktadır. Ülkemizde trafik olanında gösterilen cabalar yetersizdir. Yapılan calışmalar, birkac gönüllü kuruluşun cabası olmaktan öteye bir kamu görevi niteliğine kavuşmamıştır. ilgili kamu kuruluşlarmın aralarında ve gönüllü kuruluşlarla işbirliği yapmadıkları, eşgüdüme girmadikleri bir gercektir. Kamu oyunun oluşturulması ve uyarıl ması açısından basın ve yayın araclannın konuyla ilgilenmesi süreksiz, düzenslr kalmaktadır. Kanımızca, ilgili kamu kuruluşlan ve gönüllü örgütlerin ortak katılmasıyla trafik eğitlmi icin ortak kampanyalar açılmalı, ortak bir uıusal trafik eğitimi izlencesi oluşturulmalıdır. Her türlü oractan yararlanarak örgün eğitim ve haık eğitimi çolışmaları ortak amaçlara yöneltiimelidir. basın ne dîyor Alpay KABACALI Ekonomik bunalım sıkboğaz ederkeü [Jemirel hükümetinfn yur selösenînci gönö doforlcen ekonomik bunalım alabildiğine yoğunlaştı. Artık ezılenler yalnızca emekcüerie bürokratlar değil; kücük esnafından irikıyım sanayicisine değin tüm iş cevrelerf de korkunc enflasyon hızının burgacında!.. Önemli ölcüde enflasyonist gidişten kcynaklanan fnakit darlığı>, bugünkü düzeni temelinden sarsacak nice gelişme nin olduğu kadar. bankalarla bankerler arasındaki cekişmenin de ilk belirtilerini gözler önüne serdi... İktidar yanlısı basın, coğunca bunları görmezlikten gelmeyi yeğliyor ama, ara sıra da olsa, ortalığı güllük gülistanlık göst&rmeyo kalkışanlara da, akıi hocalarına da rastiamyor.. SONUÇ Yayosı, sürücusu ve yolcusuylo henüz motor cağının gerektirdiği bilgi. beceri v« davranışları toplum olarak kazanmış değiiiz. Bir başka deyimle, motor cağının gerekiirdiği eğitimi in sanımıza veremıyoruz. Bunun sonucu trafiğs cı kan herkes ölüm sacmağa hazır bir silahın başına gecmiş oluyor. Gercı trafik kazaiarı tek bir nedene, yalnızca eğitim noksanlığma bagianamaz. Eğitim düzeyi en yüksek ülkelerde bile kazalar önlensbilmiş değildir. Bununla birlikte kaza yapma oıasılığ, ile eğitim düzeyi arasınaa tersine bir orantı Dulunduğu da bir gercektir. Bu nedenle. hem her bosamaktakl okullar da, hem de okul dışı holk eğitimi colışmalarındo trafik eğltimine ayrı bir yer verilmelidir. Burada başına, radyo ve televizyono ayrı bir görev düştuğünü vurgulamak isterim. Öte yanda, ehliyet verme dizgesinde köklü değişiklikler yapmak zorunludur. Şöförlük eğitimi özel ticargte bırakılmamalı, kâr konusu olmaktan çıkarılmalı, trafik okulları kamu eliyle açılmaiıdır. # HERKES FAKİRLEŞECEK! NASIL BlR TRAFİK EGİTİMİ İnsan davranışlarıns etkilryen toptumsoı et< menleıin trafik kazaları üzerindeki oıumsuz etkileri henüz araştırılmış değildir. Inson davranışlarının. bireyin içinde yaşadığı toplumsol ve ekonorrik ortamın bir işlevi olduğu acıktır. Kuroılara uymayıp, başkasmın ve kendisinin conına, yoşamına, onuruna önem vermeyiş, insan sevgısınden yoksunluk yalnızca eğitimle ya do kolluk ön lemleriyle giderilebiiecek tutumlcr, deger yorgıion ve davranışlar değildir. İnsanımız henüz motor cağının zorunlu kıldığı davranışlara yönelmemiştir. öte yandan. acık gozluğe, vurgunculuğa, her tütiu kocakcılığa «köşeyı dönmek» olarak bakan dürüstlügo pirim vermeyen bir toplum düzeninln Karcyollarına yansımosını Dekleyemeyiz. Ayrıca motor cağının, bu iteri uygulayımın gerektirdigi toplum sal denetımlerle ancak ioplumda beklenen ya TERCÜMAN'ın sürekll yazarlarından sanaylci Ertuğrul Soysal'ın 29 mayıs günlü yazısı alabildiğine ilginçti. Şöyle diyordu Soysal: KİT'lerin borcları, oylık bordroları. işıetme oçıkları, belediye işcilerinin üc ret ödemelerinin geç.kmesı halinde iş bırakmalarına izin veren toplu sözleşmeleri karşısında kamu sektörü, yetert mal ve hlzmet üretemeden enflasyonu körüklemeye devam ediyor. Özel kesırr, bütün dallarıyla yıllardır görmediğ; bir bunalım icin de. (...) Özel sektörü ekonominin disiplinine sokan devre ve politikalor başlomıştır, kalan kalacak, gl den gidecektir. Türkiye ekonomisi su iistünde yüzecek hale gelinceye kadar her sektör ve her kişi belli oranda fakirleşecektir. Türk ekonomisinl yönetenlere düşen ğörev, durmadan bolluktan bahsetmek değil, Türk toptumunu üc dört yi| süreyle darlığa, mahrumiyete davet etmek, hatta zorlamak, ama bu sürenin sonunda selâmetin mutlak olduğuna inandırmaktır. KAZA NEDENLERİ Törkiye'de kazalorın daha çok aroc Sufla" nono. yayaya ve yolcuya ilişkin nedenlerden ite # HERKES «MEMNUN»MUŞ OKTAV AKBAL EVET HAYIR Arapça Oğretimini Başlatanlara. NÜSHASI HER YERDE 5 KURUŞTUR 1930 5 Haziran Ankara 4 (Telefonla) Türk Ocaklan merke» heyetı Türk ta rihi tetMkatı encümeni bu^un ilk Içtimaını aktettniştir. Riyasete, Kly&setlcumhur Kitibl ümumisl Tevflk, ikinci reısliklere Yusuf Akçora, Bı»a mebusu Samih Rtfat ve katibi umumiliŞe Dr. Reşit Galip beylen tatihap etmiştir. Demirel'in c180 gunün hesabıını verme bohonesiyle düzenlediği, buna karşılık «caktır». «cektinlerle biten cümlelerin ardına sığındığı basın toplantısı, iki SON HAVADİS yazarına, Güngor Yerdes ile Abdullah Uraz'a tmalzeme» sağladı.. Asağıdaki ilk paragraf Yerdeş'ten, ikinci paragraf Uraz'dan (28 mayıs); Bütün Türkler. (Büyuk ve güclü Türkiye) hedefıne inanmış olan herkes Demi rel'in bu son bcsın topion tısının tam metnini bulup okumolıdır. Okumalıdır Cünkü: Alternatifi olmayon bir Anadolu cocuğu, bakın hangi işleri yapmış ve hangi hedefi gösteriyor yüce Türk Halkına!... CHPIi partizan ve Mark sistlerle doldurulmuş bir de/let kadrosu ile, sabotafcılarla teslim alınan hükümet, hâiâ bunları tam manası ile temızleyebilmiş değildir. Eğer boylece bıf kadro alınmamış oisa idi. bunları temızlemek icin vakit koybedılmemış olsa idi. Türkiye bugün cok daha ileri bir noktaya gelir idi. Bugünler, cok dcha güzel yarınların işaretıdır. Demirel, düzeltici, yopıcı. yaratıcı bir devlet adamı olduğunu millete bir defa daha t... lcerrye glrdikten sonrc, müderrıs ve öğrenciler fle selamlaştıktan sonra, Gazi burada gördüğü bir sıra üstüne oturdu. Sonra muderrise şu soruyu yöneltti: Hoca Efendi dersiniz nedir? LisanülArabî. Yani öğrenciye Arap dllinl ml öğretlyorsunuz? Evet Gozi bu cevap Ozerlne öğrenclden bfrini oyağo kaldırdı: Al şu tebeşirt, tahto başına geç. Söyleyeceğlml ycz ve Arapcoya cevir, dedı. Hatırımda kaldığına göre. GozJ oynen şu cumleyi yozdırmıştı: ' Eskf Osmanlı imparatorluğu sınırları icinde bircok a2inhk ile birlikte Arap azınlığı da vardı. Bugün milli sınırlonmız icinde ise Arap azınlığı yoktur.' Öğrencı bir turlü bu sözleri Aropcayo cevlremedl. Diğer bir öğrenclyi kaldırdı. O da yapomadı. Belkl muderrisin kendisini tohta başına gecirmiş oisa, o da bunu yapamayacaktı. Öyle hissediyordum ki Gazi bu öğrenciler den heDSinin yirmi yaşından aşkın, aSkerlık cağı icerisinde bulunduğuna dikkat edlyordu. Bu manzora önünde Gazi ayağa kalktı. Biz de kalktık. Gazi hocaya şunları söyledi: Hoca efendi, memleket savaşıyor. istiklâl ve varlığını kurtarmaya calışıyor. Böyle önemli zamanlarda lisanül Arabi ile zoman geçirmek. bu gürbüz Türk cocuklarınt cephelerden alıkoyarak bu karanlık odalara tıkmak günahtır. Bir dil bu tür karanlık odalar içinde öğrenilemez. Lisan öğrenmek daha çok bir cevrs sorunudur. Akşehir, bir Anadolu, bir Türk kasabasıdır. Burada Aropca konuşon kimse yoktur. Onun için burada öğrenmeye de lüzum yoktur. Çunkü bugün Arapça artık itim ve fen dill değildir.* Yıl 1921'dir. Olayın gectiğl yer Akşehir. Gazi Mustofa Kema! Paşa Fransız temsilcisi Frankün Bouiüon'la buluşmak üzere bu kasabaya gelmiş. yapılan anlaşma Iİ9 Adona'nın tooşaltılmasını sağlarrıştır. Sonra yanına Malatya miüetvekili Hilmi'yi ol'P kasabada atla gezintiye cıkmıştır. Bağımsızlık savaşırıın en canlı, en kızgın günleri yaşonmokta, Turk ulusu olanca gücünü bir araya getirersk kendinl. bağımsızlığını savjnmaya calışmaktadır. Gazi Paşa bir Medreseyi gezmek. öğrencileri görmek ister... Sonra da bir Milli Eğitim okulunu gezmeye gsder... Orosı da önceki medreseden farksızdır. Başı sarıkl! hocalar. karanhk, pislik, ilkeüik.. «... Gazi bir sıranın başındo durarak çocuklonn kltabına baktı ve gelişigüzel bir sayfasını actı. Burada «itida!» (ılımlı) kelimesi üe bir başlık vardı. Anlaşılan burada itidaı konusu üzerine yazılmış sözler bulunuyordu. Gozi bir öğrenciye • İtidal ne demektir oğlum? diye sordu. Ğğrencinin daha o bohsi okumadıkları cnlaşılîvordu. Kcrrstlik veremedi. Arkadaşına sordu. O da veremedı. Sonunda hocaya döndü: Hoca Efendi İtidal'i tanımlar mtsınız? Hoca cevoba $öyle başîcdı: İtidal, adaletten geıir. ı Gozi hocanın de /am etmesine meydan bırakmadon: Ben sana itidalin nerden geldiği nereye gittiğin! sormadım. İtidalin anlamını sordum. Hoca duraklaoı. Bunun Ozerine Gazi kızdı: Adalet dedi, seni bu pencereden aşağı atmoktır. Cünjcü sen daho kendin bir şey bilmiyorsun. Nerede koîdı, bu çocukiara öğretebüesin.» :921'de Gazi Paşo, Arapçanm bilirp ve fen dili olmadtğını, «Arapco ozınlığın bulunmcdîğı bir ülkede bütün cocuklaro Arapoa okutmanın, öğretmenin gereksiz yera zarnan harccmok olduğunu; üsfeük de bi'gisiz hocaîann elinde öğrencilerin Arapça öğrenmelerinin otanaksızlığını en kesin, en çcrpıcı bir bicimde >şte böyle befirtmişti... Yurdu kurtardıkton, birbir! ardına yeni atıIımlor, devrlmierie yen! bir cağdaş ulu3 yorotma oşamasına gectikten sonra Aropca, Farsça öğrenimin! ds kaidırmıştı. Elli dokuz yı! öncenin bu amst, fcugün. o gunKönden ce canlıdır, anlamlıdır, etkileyicidtr. Doha doârromıştı Demirel de, Erbokan da, Ecevlt de 1S21'de... Başbuğ Türkeş ise em9kleme yoşındaydı. Ne yozık ki elll dokuz yıl önce büyük kurtarıcının boşlattığ». hızlandırdığı bir devrimci eylem bugün ortadan kaldınU mak, cürümüş Osmanlı düzeninin, kafasının cağdışı safsatalarınm okunduğu tmedrese»ler yeniden kurulmak istenmekfe ve hatta bu tmedreseleşmis» okullar «resmen» ortayo cıkonlrraktadır. Ataturk ne demiştl 1924şte cmedreaeter yftniden acıtem» diye karşısıno dlkllmek curetlnl buion yobazlora: <Okul istsmlyorsunuz. HalbaW mlüet onu tettyor. Bırokmiz crtik bu zovaitı jrillet, bu nierriaket evicdı yetişsln, MedreseJer ecıîmavccakör. Mlilet* okul lâzımdrr.> Tetkik Encümeni dün ilk içtimaını aktetmiştir,, BANA SORARSANI2 V » N u Bey neden se Clcı Anr.e İle konuşmak lstemedl, i$i ciddiyu dokerek, benlm Sabiha Zekeriya oldugumu dünF»ya U&n ettl. Ben Clcı Anna Imzasıyle yazarken, kadının ac line acıyan bir dost, Sabiha Zekenya o!a rafc yazdıŞım zan^m tufeyü ks4ınm bu ceralvette bir süs olarak yasıyan kadıoıo daşmanıyım. Pajcat bu düşmanLŞım kadına defil, kadına bu taymeti veren bupinM eemi yettedlr. Kadın sakta bir züıniyetle ev de lc&lnıiiği tend& ediyorsa, ba on» cemiyetin verdigl btr sihnijret, battm bir mectnıriyettir. ntinlanmız bile evli erkege kansını çalışmaktan menetmek haiücııu vermiştlr. Ka dını içe atacak bir lktlsad) zanııetlerdir, btı d s haşlanwtır. Ayşe hanunla, Abmet Eey diye bukuk ta müsaTi tahsil ^8r raüs bir zevç ve zev ce tasvlr edlyor, evlendlkten sonr& Ahmet Beyin evde kalıp ev erke?i olscagı nı söylüyorsunuz. Bizim eemiyette kadınla erkek müsa vi ücret kazanacak nale Belmemlîttr Ka dınuı ls bayaUna &T mesinde bu k&bilivet slıllgl de nazarl dlk kat« almak lasnn. İşe Elrdlldtrt zaman da erkeğln nılsı Ooret alarat istlsmar edllmişlerdlr. Tasvir etü?iniz aile Um bur)uva aüesidlr. B'j cemiyetln kabul ettiği allede mantıksızlık ve tasafsızhfc var sa. kadmdsn riyade cemlyete aittir. MOsarats gellnoe... Dinyanm kadına en faıla hürrlyet v e m ü savat veren yeri Amerika ve Rusya'dır. Amerlkan demokrasl sl maatteessOf ba mfis&vatı temin ed«tnedl Rusya teıcin ettl, orada da slmdiUk bir (Tömlelc tark var. benlm istedlgtmls mOsavatj, blze en kuvvetle vadeden soa yallzmdlr. Bu sebep ledlr U, dünyamn her tar&fıtda orsanl ze ne intelleetval ka dm hareketlert sosyaüzme etayor. Her baide yannkl evue ne Ayşe Hanım ne de Ahmet Beyl bulam:yacaksınız. Sizlnle beraber evlenme*e talip olan 1000 deük&nlıya haber ve riois. CtCİ ANNE # FAİZCİ DEMİREL» """ Ev erkeği olmak isteyen 1000 delikanlıya KİBRİT İNHİSARI Ekonomik alandakl son gelişmelerln MSP ocısından nasıl görüldüğünu 27 mayıs günlü MİLÜ GAZETE'de Mehmet Fahri ımzasıyla yer alan cFaızci Demirel» başlıklı yazıdan izliyoruz: Bir işci veya memurun bir mılyon biriktirmesi icm yaptığım hesaba göre her ay 5 bin lira olmak üzere tam 17 sene boyunca bir kenara koyması gerekmek tedir. (...) Devlet kontrol ve desteğindeki tefecihk müessaseleri işte bu ışci ve memurun 30 yıllık hizmet sonunda eline gececek üc beş kuruşa göz dik miş bulunmaktadırlor. (...) Böylesine zulüm vasıtosı bir müessesenın canlandınlması ve devletin kontrolu altında yapılması kapltalist sistemin esaslarından birisidır. Secim meydanlarında maneviyat nutukları atan AP'nin savunduğu ve topluma yerieştırmeye calıştjğı sistem böy iesine ters ve sakat bir sistem olduğu gıbl Allah' ın lânetine uğramış tefeciliğl meşrulaştırmaktadır. Buna rağmen bir kısım müslümanlar halen AP'nin arkasından gitmeyi bir vazife zannetmektedirler. Yazık... Cok yazık... Ecnebi grupla anlaşılamıyor mu? Ankara 4 (Telefaola) Kibrit inhisanna talip olan grupla yapuan müztJcerat henüî neticelenmemistir. Hükümet. imtiyazm 25 sene olmasıra tckllf etmiş mur&hhasir ise 30 sene olmasında lsrar et mişlerdir. Bundan maada Kiup mUmessilleri tnetsuh Kibrit tnhlsar Şirketinin z&rarlannı da hükOmetin kabul etmesind* ısrar etmia lerdir HİNDİSTAN'DA GANDİ TARAFTARLARINDAN 88 YARALI VAR Bombav 3 ( B J » . | Worli karaı^âhına vuku bulan taarru» nettcesinde Gandi teraftar lanndan mecruh olanlarm mfttan 88 M?lye bali? bulunmaktadır. Bunlardao lldsl Ziraat Bankasının tasarruf kumbaraları geldi Ziraat Bankası tarataaan sipariş edllen tasarruf kumb&rajan İstanbul subesine selmistlr. Zarif kutular cebe girebilecsk kadar küçiiktür. Mukabilinde slmacak 2 lira sahibinin hesibınp kaydedilecektir. Banka ba mevdııata yüzde 4 fıüz verecektir Gazi Hz. salı günü Ankara'dan hareket buyuruyorlar Ankara 4 (Teltfonla) B. M. Meclisi azalan yaz tatill yapmak üzere devre içtimaına nlbayet verecektir. Tatilden fld gun sonra daGazı Hz." nin İstanbul't. hareketlert mohtemeldir Cenup vilâyetlerinde çekirge mücadelesi Ankara 4 <Tefefw U ) Cenup vilayeüerinde çeKlrgelerin itla fına devam edllroektedir. Yapılan mdcadele netlcesinde çimdiye kadar Mardin ovasındaki cekirRelerte yüjde doksara imha edilmlştir. Jandarma ve asker< mfUrezeler ceklrKeierin lmhasında gecel: günduzlü calısmaktadırlar. BİRKAÇ DEĞER YARGISü Necip Fazıl Kısakürek'in 75. doğum yıldönumü ve Sultanüş şüaralık törenleri. hakkıyle muh teşem oldu. Sanat, fıkir, ilım ve basın hayotımızın seckinleri ve muozzam bir gençlik topluluğu, üc saattan fazla süren bu töreni, kendındsn fleçme hali İcinde takip ettiler. (...) Tercüman Gazetesi sahibi Kemal llıcak. Necip Fazıl'ın, yalnız kendi kascsında olup da, bugüne kadar yayımlanmamış şiirlerinin neşredileceğini açıkiadı. Ahmet KABAKU (Tercüman, 28.5.1980) Ben ona, «yaşayan en büyük muzdarip» sı« fatmı daha uygun buluyorum. Cünkü Necip Fazıl'ın sanatı da tefekkürü de ancak dehaların idrak ve tahammül edebileceği bir mukaddss ızdırabın mahsulüdürl (...) Nscip Fazıl, huzursuz, tatminsiz, her seyl kurcalayan. sükunete eremeyen, hafakanlar ve sorunlar icinde zonklayan bir beyinle dünyaya gelmiş!. Taha AKYOL (Hergün, 27.5.1980) Canım ben Himayej hayvanat comlyetı azasmdanım Aksaray'da ıska sahası faaliyeti Aksaray 4 (Umnnü Ma.» Bayıraltı ovasındj. 500.000 dönurr> lük araziyl sulayanik ıska ameUyatında Aksaray köprülen mOtemadl taaliyetle çalışıyorlar. Dün Vfeli. VIlayet erkânı vs haik nuzurile resmt kOşadı yapılan 30 kilometrelik kanada zıam verilmlştlr. Köy* 101er neşe içindedir. A. FCAT Taksim meydanı Taksim abide meydarumn etrafında y « <pılan bahcenın taczlmı bir ka« güne kadar bitecektlr. Bahceyl teşldl eden dalrenln etrafına a?ac dlkl'.ecekttr Esin ffHTTMHP meydarunı caddeden ayıran duvarlar çok 0 r Mn blr manzara arzetrnektedir. Emanet emlâk sirteune tebitpatta bulunaralt bu duvtfiann k?ldınlması m veys cirkinliÇln «nüne gecümesı içte tamlrinı ısüyeoektlr Çin'de komünistler galip $angbay 4 ( 1 4 . ) ıDemisabırg&lılan denilen komünlsüerin milliyetcl hükttmet kuv vetlerlnı maJlup ettiSl baber veriliyor. KomO cistlerüı Chaııgsha seh rtoe anbean glrmelerine lntjzar olunuyor. Ecnebilenn seblrden ciışan cıkanlması için oazırlıklar tadır. CuraDuriyet Halk Fuicsaı fatanbu] merkezl tarafından yap tınlmakta olan çocuk muayenehanesinin inşoatı hitam bulmustur Memleketin baslıca ihtiyaclanndan biri olan bu muayer.ehinotun Süsat resml 8 tıaîlran pazar günu merbslml mahmıs» üe tcra adllecektir Fırkanın yaptırdığr çocuk muayenehanesi ı 4 (TelefonU) Dsblllya Vekaleti merkez teskllaa *<>T«mimn ? öre nüfus umum mOdürlütü Oç şubeye aynlmıstır. Birlnci sube İskftn M0 diriyeödlr. Bu vazifeve heCÜ2 ktaıse tayin edilmemiştir, îklncl «ub» Tabiiyet MOdirlvetjdir BurayB Ramiı Bey tayln edilmlstlr. ÜçOncu şube müdürlüjjüdür. Bur&ya da İstanbul Nülus Müdüru Hllml Bey tayln edilmUtir. Umum Nüfus Müdürlüğü teşkilâtı Yol inşaatı için Nafıa Vekâletine verilen salâhiyet Ankara 4 ( T d e f o » U> Yana mectisto sosa ve köprüler tnsuatı için gelecek senelere de sarr.ll olmak Ozers S0 milyon llraya kadar taahhudatta bulunmaSs, Nalia Vekl llne saîahiyet verihnesine dalr kanun lâyıhası müzakere edilecekttr. BAŞSAĞLIĞI Genel Müdürümuz Sayın Gültekin Samancı'nin azi2 ve değerli validesi. iyilik ve fazilet timsali, muhterem VESİLE SAMANCI Hanımefendi'nln 2 haziran çünu Ankara'da hayata gözlerini yumduğunu büyök bir uzüntüyle öğrenmış bulunuyoruz. Noaşı, Konva'da too'ağa verilecek olcn merhumeye Tonrıdan rahmet, kedarli ailesine başsağlığı dilerlz. BASIN ILAN KURUMU M E N S U P L A R I # SahiM : CumBortyet Matbaeuık vt Gazeteculk T A 6 adıns : NAUlıt N A U I CUMHURİYET BASIN ABLAK YASAS1NA DYMAYI TAAHHÜT EDBB. ABONE ÜCRETLERİ Ayiar Ttzrt tOı TVZt A p l 300 1 • 39 f O IJ0O 3.000 O TA KVt M 8 • SAZtSAN . IM0 lmak Gflne» 3J4 5.38 1Î.13 • Genel Yiyın MudOrtJ : O*taı KUHTBAltl• 8 Yazjislen MOdÜru : Cetta ÖZBAYRAO • BÜHÜLAE : AMKARA BUanoı BoKa* p A TirnTi w y&yso ; Oııııftıırlyet Mattostnli? 34/4 Yeruşeiılr Tei ; 183335 175835 ve Gaaeıedlik TJ".S C«2ak>«D TOrfcoe» A tZMlR : Haüt ZJye Bulvar No «5, Kat : fc Cad No : 39 « 3 Tel:3S470e 13 13 30 • ADAMA : • Posta Kutusu ; M6 tSTAKBTKı 1 M » Atatürk Cfcd. Turk Bava Kurnmn U B S B ton : 30 97 03 Kat: 3 N o : U Td: U S 5 0 U " 3 1 800 tJOO MOO 7JO0 Ogsc tJereO «TBapı«ra» v» aCntt tfcfndl Akfsm 1703 3021 Tata 3İJ7 (Cumhurlyet: 3107?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle