26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İ Kİ CUMHUEÎYET c TTIVDÎUZ 1079 ir büyükeîçinin eş! ve kızmın eldurülmesiyie biten Fethiye dramı, ölüm cezasıyla sonuçlanırken, savunmamn ye tersizliğini vurgulayanlar oldu. Ama, sistemin bu eksikligine bir başkasnun eklendiğine deginen çıkmadı. O da, böylesine agır cezayı çagıran bir olayda sanıgın hangi koşullarda ve niçin suça itildiglni gösteren bilimsel bir dosyanıa Türk yargıcına sunulmamasıdır. Oysa, bundan ikl bin yu, evet y&nlış okumadınız, yinni yüzyü önce, suçbiümin (krinıinoloji) bilinmedigi blr dunyada, Ozan Ovidius, «Yargıcın görevi diyordu, suçun yalnız kanıtlannı değiL, hangi koşullarda işlendiğini de gözetmektir.» 1898'de Saleil. les, 'Cezaîann Bireyselleştirilmesi» adlı anıt yapmyla ceza hukukunda yeni klasisizmin temelini atıyor, ceza yasalanna yön veriyor. cezaîann değişmezîiğl yerine yargıca, takdir yetkisi tanıyan cezaîann esnekliği ilkesi benimseniyordu. B însansız öpiklik Ögesiyle ve saf hukuksal standartlarla yapay blçimde yargılamak, artık Jilim dışıdır. Suçun kişiiigin belli bir duruma yanıtı (PinateU ya da çevresel koşuilara tepla (Seeîig) olduğu görüşleri, bizi hem insan, hem de çevre öğelerine eğilmeye zoriamaktadır. tnsan öğesi, burada suçluyu ve kıygınj (mağdur) içerir. II. Oünya Savaşından kıygtnbilim (victimologie > kuramcıları. eyleme geçişte kıygın etkenine eğilmisler (Exner, Kinberg, E. da Greeff). kıygın tipolojisiyie tretmamndan, hatta potansiyel kıygınlardan ve suçlu ile kıygımn bir «cezd, çifUni» oluşturduklarından soz edilmtştir. Kısacası suçun tek öznesi, artık suçlu değildir. Olagan durumlarda suç işlemeyecek olan klmselerin, bellj çevresel koşullarda eyleme geçmeye aday «yedek suçlu ordusunu» oluşturduklarını söyleyen Seelig'e bakılırsa, suçlu doğuJmaz, suçlu olunur. Her insan bir bakıma potansiyel suçludur. Bu yargı bize, «Çesitü suçlann işlendiğini yazan gazeteleri okuduğumda. onlardan herhangi birini işleyeoilecegim duygusuna hep kaptlmışımdır!» < 1 1yen Goethe'nin sözlerini anımsatmaktadır. O ytizden, suç ve suçlu gerçegine, geniş açıöan yakîaşmak gereKir. Basma yansıyan suçiarda, kamuoyu çoğu kez korkunç olan suçu görür ve tepkisini suçlu üzerinde toplar. Özellikle ölüm cezasınm söz konusu oldugu suçlarda önyargılar yogunlasır (Sellinj; yasalar olanca katıhklanyla yorumlanırlar. Bu bir tur yasal işkencedir. İşkence ise adaletin en amansız düşmanıdır. Adalet Kaldı ki, dinamik bir yapısı o!an STSÇ olgusuna, Türkiye gibi, külturel Dütünleşmesini henüz sağlayamamış, de\Tim surecmj tamamîayamamış bir ülkede, çok daha geniş açıdan eğilmek gerekir. Gerçekten, çagda^ topluma geçiş dönemindeki Turkiye"mizde, kentsoylu köysoylu kültür çatışmasınm varlıgı yadsınamaz. Eu, geiişmekte oİan. o yuzden külturel bütünleşmesini sağlayamamış her toplumun değişmez yazgısidır. İkj ayn kültürden aslmda her biri kendi içinde tutarlı değerlere, kurallara, amaçlara ve araçlara sahiptirler. Banlara uyan bireyler, o toplum kesimince kınanan suç eşiğine gelmedikleri sürece çeşitli aiışkanhklar edineceklerdir. Ne var ki. bu ahşkaniiklar. ayn kültür kesimlerinde değerıer çatışması nedeaiyie yadırganacaJc, kimt zaman öznenin suç eşigini aşmasına yol açacaktır. Sözgelimi, kendi içine kapalı. katı değerlera sarünnş kırsal kesimde ask, karasevdadu; kız kaçırmayla başlar. sonuca ulaşamazsa cinayet ve ağıtla biter, ya da kendine kıyarak. Kentse! kesimde ise serenatla başlar. evlilikle biter. Kırsal kesimde serenat ise cinayet demektir. tşte sorunun odak noktası bizce burada düğumlenjnektedir. Uygar kenısel değerlere göre yapılan ceza yasalan, kuşkusuz kız kaçırmayı en ağır yaptırımIaria tehdit altına almışlardır. Aşkını zorla doyurmaya alışmış bir topJumda yetişen insandan bu sonuca serenatla ulaşmasım beklemek, ondan yapamayacağı bir seyi lstemek demektir. Nasıl ki. çevresi hırsızlarla dolu bir toplum kesimindeki insanm mrsız olmamasını beklemek olanak dışı İse!... Fer ri'nJn. sokaklannı aydmlatmayan bir derîetin. her sokak başma fener yerine bekçı dikrtıek zorunda kaJacağıru söylemesl gibi. külturel bütunlestnesini sağlayamayan bir deviette de, bu tur çatışmalann ürünü olan suçlann işlenmesini beklemek gerekir. Değil mi ki, birey . toplum etkilerüşimi süreli bir oluşumdur; bireyin yabancüaşmasıyla sosyopatolojik davranışlann ortaya çıkması da doğaldır. ; Böyle bir yakla^ım, inanıyoruz ki. suça karsı etkin ve etkili bir savaşımı düzenlemek demek olan saghklı bir ceza politikasına ve cezaiandırma bunahmından kurtuljnamıza yard.'m edecektir. Çünkü, sapma eyleminin kökenine inmeden. suçlan sait cezalarîs önlemek oianaksızdır. Nitekim, ölüm cezasıyla noktaianan Edime olayı, Polath olayı, Fethiye olayını önleyememijtir. Adalet, önceki deneyimlerinden yararlanarak gelişir. Edirne, Polatlı ve Fethiye dramları. suçun toplumun yapısındaki eksiklik ve dengesizligin ürünü olduğunu CG. del Vecchio) söyleyenleri haklı çıkarmaktadırlar. Nitekim, Dördüncü Beş Yılhk Kalkınma Planında. aynı doğrultuda, «Dengesiz sosyo ekonomik gelişmenin» suç sayı ve türlenni artırdılrı vurgulânmıştır. (No. 1725) Kutsal kitaplardaki ve ceza yasalarındaki «öldürmeyeceksin:» buyruguna ;aşjtli etkenierle. ktmi zaman uzun hazırhk ddneminden sonra, kimi zaman da. çoğu rasUpntılı suçlarda görüldüğü üzere, Seelig"in kısa dönemli (courtcircuit) dediği bir kararla uyulmaz. Suçun özünü ve dınamiğiıi kavTayarak, salt hukuksal ceza hukukuaa göre değil. bilimsel ceza hukukuna göre \c&rar verdiğimizde. ne yandan bakılırsa bakılsın içsrikli bir adalete ulaşmış 0!aca^:2. Burada, ne insanı kukla yapan poziüvistlerin determinizmint ne de insanı salt akla indirgeyen klaslsizmi savunuvoruz. Amacımız, özellikle nesnelligj yapısında toplayan suçun ve bir tnsan oian suçlunun tüm boyutlarıyla ve insanca yargılanmasını sağiamaktır. Tersi durumda. daha nice insanımızın tüm yaşamlannı, bu yaşamlarımn en çok birkaç saatlik diliminde işledikJeri hatalanna kurban etmek durumunda kalacagız. Fethiye dramı. bu gerçegin somut bir kanıtıdır. Tavşan ile Tazı M Sami SELÇUK Cumhuriyet Başsavcı Yardımcısı ustafa Ekmekçi, kişili£i kendine bzgu bir gazeteci yazardır. Çoğu zaman doğaya pastel renkierle yaklaşmaya çalışan bir ressam gibi köşesinin ötesine berisine olaylan serpiştirir. I?ığa çıkmamış konulan gölgede yakalar; kuşkuiu sorular biçiminde sürdürür satırlanni: Türkeş de sevinmiş miydi ne? Türkeş dedim de akhma geldi; Bugün çogu MHP'li, MHP yandaşı. Ülkü Ocakiı. çeşitli davalarda sanıktır. Bir ara Içişleri Bakanlıgı sayısını açıklamışti; bellegimde kalmadı. Yüzlerce kişi terâr olaylanna bulasmış duramda. MHP Genel Başkanı da, Komando kamplanm kurup geliştirmiş» politikacıdır. Şimdi televizyonda mazlum rolüne cıkıyor. Acaba, «Davadan döneni vurun» diyeni Mazlum davacı» rolüne çıkarmayv basaraalar kimlerdir? Devrimci solcular mı? Haydi canım sen de... Böylesine bir hizmet yapana. solcu veya devnmcı denebilir mi? MHP Ü ve tlçe Başkanlannı vurmak. zavalh bekçiyi, polisi, küçük memuru, son model silahlarla öldürmek devrimcilik mi? Kabvede oturan yurttaşlan otomatik süalıiarla taramak solculuk mu? Geçelim bu fasaryayı. Türkiye'nin basında Nikaragua'daki Somoza ailesi veya îran Şahı gibi bir dikta zulmü bulunur da çaresiz kalınırsa. silahlı direnişe bir diyeceğim yok. Ama halktan kopuk eylemlerle yoksul yurttaşlan öldürenler kimler? Biz. MHPli yöneticilerin öldürülmesinden acı duyuyoruz, Ne var ki 1968'deo beri terörün çevresini saran karanlığı dağıtmadan bu işlerin aydınlanması oianaksızdır. Mustafa Ekmekçi de sanınm dün bu gerçeği vurgularnak içia yazısma öyle başhyordu; «Manisa'da olanlar düşundürücü geldi. Manisa MHP İl flı «kanı bundan 5S ay kadar önce ayağından vurulmuştu. Iki metre yakmdan ateş edilmişti. Çofe kimse. vurulan MHP İl Başkamnın, vuranı bildiği kanısındaydı. Manisa'nm ileri gelen yetktlilerinden biri. sıh sık sorardi: Söyle seni kim vurdu? Seni vuranı biliyorsun, ama söylemiyorsun Soran yetkiliye. bir gün şöyle karşdık verdi: Yahu, söylesem ne olccak? Olünceye değin de söylememiştl. Manisa tl Bajkanı Cernil Çöllü'nün ölümü ustunde böyle çeşitli kanuşmalar oldu: 'Davadan döndü, ya da dönmek Utedi de onmt yoksa?* Ekmekçi'nin yazısıru soru işaretiyle başbasa, bırakalım. Gelelim bir başka habere. Izmir'de üst düzejdeki bir emniyet yetkilisi bir bölge gazetesine yaptıgı açıklamada şu ilginç sözleri söylemiş: 'Manisa'da MHP tl Başkanı Cemil Çöllü'nün ölümünden sonra CHPli Eczacı Neşe Cülersoy'un öldürülüşü, karşı tarafın bir misillemesi gibi gösterilebilir ve Manisa daha büyük olaylara gebe bırakılabilirdi. Oysa, profesyonel teroristler pek çofe ipucu bıraktL En önemli ipuçlan isa. dört kurban\n öldürülüş biçimlerinin aynı olması. Yapılan ilh balistik incelemelerde mermilerin aynı tabancadan çıktığı anlaşUdı.» MHP II Başkanı öldürüldükten 15 dakika soo. ra Manisa'da CHP'li yurttaş berber Mehmet Kuşçu öldürüldü. Bu ne hız? Ardından. bir, bir, bir daha... • Böyle olaylarda falcüık enayilikür. Şu ya da bu yargıjra varmak istemem. Türkiye'de terör var. Sol görünjn yeraltı örgütleri de var. Sagın terör odaklan daha derinde. Şimdiye dek hep sol görünen örgütler yakalandı. Sağda örgut yakalannuyor, bazı sanıklar yakalaruyor; tek tek davaya konu oîuyor. ilginç bir durum. Terörün amacı ne? Bir kez bu amacı saptamak gerek. Terör olaylanna adj cınayei. davaianna bakıiır gibi yaklaşılmaz. Acafca, Türkiye'de kimler «Ankara'da bir dikta yönetimi kurulmalı* hedefini benimsemiş? Hükümet olarak bu soruyu tüm boyutlanyia açığa çıkaramazsın; silah kaçakçıhğını durduı amazsın; silah kacakçıhgının babalanna dokunamazsın; MÎT'i işletemezsin; Sıkıyönetimleri istihbaratsız bırakusın; polise hakim olamazsın; bu durumda her adım başma bir süngülu diksen nafile... «Tavşana kaç, tazıya tut» ile güvenlüt saglanamaz. Kuşkusuz, ceza adaleti herkes için esifrtir. Ancak, bizce bu eşitlik, raatemaük anlamda değü, suçlımun sorumiuluk derecesine ve suçun izJediğ; yola liier crimims) göredir. O yüzden, sanığm kişiligini ve eyJeme geçış nedenlerini yargıcın degerlendirmesine sunmak gerekir. Ters durumda yargıç st&ndart suç tipine ve matematik eşitliğe göre ceza dağıtarak eşitsiziik yaratmıs olur. Türk Ceza Yasasında cezayı bireyseîlestiren normlar, çağm gerisinde kalmak bir yana. bunlann nesnel ve öznel uygulanmalarını saglayacak araçlar yargıcın buyru£una verilmemiştir. Geçmişte hükümlülügü olanın uslanmadığı varsayımıyla yetinilmiştir, o kadar. Klasik ceza yargıcınm tersine, cagdaj yargıç. suçun hem bireysel. hem de toplumsal bir olgu ve «toplumsal teşhis ve tedavı işlevini ustlenen bir hukuk düzenlnin bekçisi» (Baumann) olduğunu bilmek zorundadır. Kusursuz adalete ulaşmak için hukuk kültürü artık yetersizdir. DısiplinJerarası bir dal olan suçbilimin verilerine yabancı kahnamaz. Suç öncesini, suç aaını ve ceza sonrasmı gözetmek zorunludur. Çok boyutlu bir olay ve etkenler demetinin ürünü olan suç ve suçluyu. çevreden ve insandan soyutlayarak, ceza normunun sait HESAPLAŞMA Yokedilen Istanbul Burhan ARPAD • stanbul, Prosfun uzunca surs, Hög ve Piclnoto'1 nun kısa sureier plan colışmaları dışında hep guı> • iı>^ poütika ve çıkar hcvalarına göre parsellendi. vurguncufarın doymak bilmez paro oburluğuno kurban verıldı. Bizons, Osmaniı ve Türkiye Cumhurjyeti kültürlerinin bnlerce yıüık tX3şkenti yokeG'Mi. En son kültür mıraslan da acımasızca ve Bile Wİ9 yokedllryor. Hem de, bu köffür mirasım titizükle korumas* gereken yüKsek rnirnarlot, şehir pfanlamacıför eliyl». • Bu yazı boeıldıjı gun imar «• iskân Bakonı Ahmst • Karaoslan politik davrantçıylo nerede olacoktır. kestiremiyeceğim. Pakat. bokanlık sondaıyesine oturduğunda: «İstanbul'un büyük nazım planı en gec 1978 sonbahanndo bitmiş olacaktır» diye verdiğl kesin sözü yerine getireTiemiş durumda bulunduğunu soyleyebilirim. Oysa, plansızlığın ve plan kargaşasının İstanbul'u yokettiğin) yakından görmüştü. Bakanlığına bcglı «Buyük İstanbul Nazım Plon Bürosu Boşkonlığı»nca yoyınlanmış yokedilen Küitur Mrası olarak: İSTANBUL» belge kttotn için yazdığı girtş ya/ısımio özellikle şunu belirtiyordu: «Böylece de tstanbul şehr) tanh vartığını buyük 61cüde yitlrmiştir. Bu plan kovramı kargaşasının sonucu, günümüzün dört milyonu oşkın nüfuslu en büyük kenti değü, fakat birçok köyun birieştlğl bir görünüme bürünmüş olan gunümüz İstonbul'un gerceğl ortoyo cıkmıştır. İstanbul'un kentleşme olgusu doğo ve tarih değerlerini de yokedec6k boyutlarda, kontrolsuz, başıboş ve sosyal Ihtiyaçların sağlanamoyacağı blr hızla devam etmektedir.» Prost, Hög ve Plcinato'don sonrokJ ytkınta uzun söre tam bir korgaşo İçinde surdürülen yopıkışmokjr, sonundo ve sanırım Milll Güvenlfk Kurulu'nun uyarısryia bir duzene sokuimak istenilince, «Buyük istanbul Nazım Plan Bürosu» kuruldu., Istonöuf planını hazırlasın diye. Fakat yıîar yıllart Izledl. buro başkam dört kez öeğiştl VB istanbul planı bitmed!. Karejaslan'ın kesin söz verdiği piGn bir bucuk yıldır yoğun co'ıçmalarld gercl hazırlondı. Bilebildiğim kadanylo sayısız ortok topiantılar. tartışmclar yapıldı. Notlar alındı, düzeıtmeler yapıldı, ayrıntılı raporlar yozıldı. Fakat sonunda butün bu calışmckjr ürünu plan, bakanhğın öst duzeyde toknokratbürokrctlannm coğunluğunca «yetersiz» gejekcesiyte. geti cev rildi, Sözün kısosı: istanbuf bir plcna kavuşamadı. Konun teknik yonını tartiBtnak yetkim dışı. Bir köşe ycztsı sınınnı öa oşor. Amma. en kötü pfon. pıcnsızlıktan daha oı kötudür, diyebilirtm hlc duraksamadan. Okuma yazma öğrenmek tcln önce alfabe kitobı g«reklidir. Tortışılmoz. Gelin görün W. yıgınlaro okuma yazma öğrstmek lcin büyük giderlerl göze alarck örgutier kuaiyorsunuz, yapılar satın alıyorsunuz, okuflor acıyorsunuz. Ammo, okuma yazma öâretmeğe Wr türlü başlıyamıyorsunuz. Zira alfabeniz bastma hazrr değif, sorumlu aydmlar alfobe kitabınm bicim duzenl üzerinde tartışıp duruyoriar. Büyuk İstanbul Nazım Plonı'nın blr turlu kotonlmoması. nedenler ne ölcüde önemll olurso olsun, olfabe kitopsız okuma yozma öğretn&bıHr sonısryla oyolonmok olur. Co^unu yakmdan tanıĞığım k\şWn şehfrc) teknokröt ve bürokratiar bu yolun gerçeği düşünememiş olsun. oklım almryoti Büyuk İstanbul Nozım Planı günün Nrtnde butün oynntılcriYİo ve belki öe örnekllk bir ba$orı Drönü olarak biîeblîlr bundan pek umutlu deâüim fakat, o cok başarılı planı uygulamak ıom Istanbul'u bularnayacağız. Varınların o parîak büyuk nazım ptanmda rekreoeYOn bölgesl diye belirlenmlş topraklaraa fabrikalar. yer teşim alanlannda mezarlıklar. endöstr' böîgesinde konuttar yukseldiginl hâ!â göremedilerse umortm görecekterdiri Bu acı geroekle karşılaştıklannda «Büyüh Istcnbul Nazım Planı» sanırım arsfve kaldırılır. Ne kötumseriikten, n« de eıeştirt içln böyle yczryorum. Yuzyıl başlanndan günümüze Istanbul'da yaşayan bir oydın lcişl gercekciliğl böyle duşöndöruyor. Sehlrler de insanlor giW doğar. büyür. gellşlr. Pckat şehlrler, Insanlar gibi kendHISInden öiOvermez. İrısan ell öldürür şehlrlert. Ya sav ^lorda. yo da bölüp porcolayıp yağma ederek. Yağmo ve soygunları koloytastıracok plansızlıklar ve plon yozlostırmakınyia. Ylrmlnol yuzyılm sonlonndo binlerce yıllık Dlr kültür merkejrt o!arak en son onlarını yasayon İstanbul, yokolmanın eşlğlndedlr. Bombclor ve öldürucu sliöHlor yuzünden deflil, Uzrnon meslek adamlarının, teknokrat ve burokratlonn eflyla İnşaat Mühendislerine ve Mimarlara Duyuru Çubelerimizde vize Işlemlerine devam edllmektedlr. Mer ne kadar Danıştay, Beledlye teknik talimatnamesinin R fıkrosı hakkmdo vürutmeyl durdurma kararı almışsa da ODALARIMIZ 11.6.1974 tarihli, Inş. Mak. Elt. Müh. ve Mimarlar Odası tORTAK MESLEKİ DENETİM» yönetmeliğine göre vize işlami yapılmaktadır. Tüm üyelerimizin bu yönetmellğe göre profelerlnl kayıtlı olduk.'arı odalara vize ettirmekle yükümludurîer. Üyeierimfze önemle duyurulur. irts. Müh. Odası ist. Şb. Mbn. Ot*a« b t Şb. • ••*« I.E.T.T. İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN Kamulaştırma duyurusu Pay oranı ile 4/16'sı Hasane Earsılmaz. 3/16sı Yusuf Kenan Sarsılmaz, 3/16'sı Yavuz Sarsılmaz, 3^16'sı Turgut Sarsılmaz 3/16'sı Ayten GJnsür mülkiyetir.deki Bakıricöy Kartaltepe Mahalles) Hastarıane Karşısı Sokak. 23/1 po'ta. 777 odo, 71 parsel sayı/ı ve 1290 m2. <füzölcumlü taşınmoztn 93.44 m2. lik bölümünün irtifak hokk/nın kamulaştınlmasınü 6830 Savılı Yasartm 4., 5. maddeleri uyarınco İdare Encümenimizin 11.4.1978 torihll toplantısında 12956 sayı ile karar verilmiş. bu kararın kamu yararına uygunluğu ilgili Bakanlıkca 25.8.1978 tarlhinde onanmış olup, Bakırkây Molmüdürlüğü Tokdiri Kıy met Komisyonunca kamulaştınlan böfüme 74.752. TL değer blcilmiştir. Maliklerin tapuda anlaşma yolu İle satış işlemı yapmamaları halinde ilgili yasa uyarınca yargı yolu ile tescil ! iş eml yoptınlacak olup yasal 6üresl iceristnde dova ocıl'. • mak istendiâl tak(Urde.iJîvalt İ.E.TT. İşletmeieri Genel Mudurlügu olacaktır^ Kamulaştırma Vasasının İ3. maddasl uyarınca llgllilere duyurulur. (Basın: 4841) 5320 FABRİKA MEKANİK AKSAMIN ÎMALAT VE MONTAJ İLANI (1954 ...) Demokratikleşme surecinde, külturel değerlerinl korumok ve geliştirmek amacındakl İCEL KAFKAS KÜLTÜR DERNEĞİ'ne yapılan insanlık dışı saldırıda. ALİ ÖĞE'yi yitirdlk. Halkımızm kultürel varlığma yapıtan bu ealdınyı kınryoruz. AOANA KUZEY KAFKAS KÜLTÜR DERNEĞİ Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (FİSKOBİRLIK) Genel Müdürlüğünden 1 Aşogîdo yerfert, Islmlerf v© blrtnd keşrf bederieri İle gecici teminatlon yozırı flnsaation tomamlonmış) fabriko mekanik oksamlarmın imolat ve montojtarı belirtilen keşif bedeüerl Û2ennden kapalı zarf usuiu ila îhalaye cıkarıîmıştır. 2 Ihale 19 temmuz 1979 persembe günü saot 15.00'ds Giresun'do FiskobirJik Genel Mödurtüflündâ vapılacaktır. MARKSİZMDE ÖRGÖT SORUNU Leninist Parti • Burjuva Modelinde Bir Orgüttör.. TKP organına ve ötekilere yanıtlar Genel Dağıtım; TEKİN YAYLN'EVt VEFAT Dr. Turgut ve Mezlyet Bodur'un ogullan, Enis, Müfit ve Fatih Bodur'un kardeşleri, Prof. Dr. HaUce Bodur. Kemal Klpmen. Mustafa Bodur ve All Bodur'un yegenleri Rahml ve Naclye Mertç'tn damatlan, Nazan Bodur'un eşi, 3 Ihoteye girebilmek lcln 1979 yıfı Ticaret Odası veslkası ne daha evvel makina rmaiat ve montal işierini yaptığına aair belgelsri, şartnamesinde yozılı teknik techizot, teknik personel. varsa iş bitirme bslgeierini. taannüt beyannameleri ile Banka referans mektupiarırı örneğine uygun dilekceierine ekleyerek 17 temmuz 1979 saiı günü soat 17.30'a kadar Fiskobiriik Genel Müdürlüğü Giresun adresine müracaal etmeleri lâzımdır. 4 Içtirakçiierln 18 temmuz 1979 günü saat 13.00 !lâ 17.30 saatlerl arasmda thale yapılacak Komisyon Başkanlığından yeterlik beigelerini almolan ve usulüne uygun oiorok hazırlayacckları zarflarını ihole saatinden 1 soat evvel en gec soat 14.00'e kadar Komisyori3 vermelerl gereklidif. 5 Bu Islere olt avam prajeler, sartnameıer, keşit evraklorı vs. dosyaları Giresun'do PlskoDirlik Gene' Müdürlüğü Makina Müdürlüğür.ce, İstanbut'da Fiskobiriik İstanbul Şubesl Müdürlüğü Rıhtım Caddesi Cıracı sokak Rehan Han kot: 3 No: 2630 Karaköy, Trabzon'da Fındık Tarım Satış Kooperatifi Müdürlüğunde mesal saatleri dahilinde görülebiür. 6 Bu tsler lcln Fiskobiriik Genel Müdürlüğü cdına tanzim edilecek temfnot mektubu voöesiz olocok, teminatı naklt yatırmak isteyemer Giresun'da Fiskobiriik Genel Müdürlüğü veznssine makbuz mukabili teslim edeceklerdir. Birüen fazlo fabrikanın imalat ve monta| ve ihalesine kctılmak isteyen ıştirakcı olurso her fabrika lcln ayn teminat yatırmak lorundadır. 7 Posta ne yopilan müracaatlara fsteniten her turtu veslkanın eklenmesl zarun olduğu glbl, postadaKl vaki gecikmeler nazora alınmaz ve telgrafla yapıian müracaatlar kabuf edilmez. 8 B/rilğimte 2490 sayılı kanuno tabf olmadığrndan yeterlfk belgesl verlp vermemekte ve Ihaieyl yapıp yopmamakto veya ihaleyl hlç yapılmasa dahl gününü uzatmakto ve isi dil&diğine vermekte tamamen serbesttir. 196.1979 Işln Yert Akcakoco Onye i«ln Adı Fındık Kırma Fobrtkosı mekanik imalat ve montajı Fındık Kırma Fabrikası mekanik imalat ve monta|> Fındık Kırma Fabrikası mekanik Imalot ve montajı Fındık Kırmo Fobrikası mekanik imalat ve montalı Ifk Kesrf Bedeli .1.514.735.» 1^14.735.50 1.514.735.50 1.514.735.50 Geçld Teminatı 45.442. 45.442. 45.442. 45.442. BAŞSAĞLIĞI Partimiz Merkez Onur KuruJu Üyesi NERMİ BODUR (Mimar ODTÜ1 2.7.1979 pazartesi gunu araraızdan aynldı. Cenazesi. 3.7.1979 saiı günü tktadi namazını müteakip Aksaray Valide Camiinden kaldmlıp. Markez Efendi'deki aile mezarhgında defnedilecektlr. Tann rahmet eylesin. AÎLESİ Çelenk gönderilmemesi arzu edenlerin Eğitim Vakfına yardımlan rica olunur. Nermi Bodur kordeşlmizl kaybettlk, acımız büyüktür. Bağımsızlık, Demokrasl. Bonş ve Sosyalizm mücadelemlzin bu onurlu savaşcısınm onısını daima yaşatacağız. Ailesinln, portili kardeşlerimizin. emekçi halkımızm başı sağolsun. TÜRKİYE SOSYALİST İSCİ PARTİSİ OKTAY AKBAL Suçumuz İnsan Olmak Yarano 1958 TOrk DII (Curuma Roman ftdOlunü lr»»4iPTr»t bu ünJü yapıtının & Baskut çıktn Fiyaü 90 Ura. S YA71NLABI . tPJL 12 isU SAVAŞA HAZIR OLAN BARlŞI KURTARIR TÜRK HAVA KUVVETLERI GUCLCNDfRME VAKFI Trabzon Fatso
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle