27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ONİ Kl CüMHURİYET H TF/UMUZ 1979 EKONOM!... EKONOMİ... EKONOMI... EKONOMI... EKONOMI... EKONOMI... EKONOMI... EKONOMİ... EKONOMI... Füsun ÖZBİLGEN 'IN son zam kararından sonra Tokyo'da bir araya gelen sanayileşmış yedı ülkenin liderleri petroi dışaiımlarını 1985 yılma kadar dondurmo Kararı almışlardır. Bu kararın kapitalist ülkelerin ekonomik büyümelerini düşürme, enflasyon ve işsızliğin artması anlamına geieceği ve batı dünyasının önümüzdeki yıllarda yeni bir ekonomik krizin içine gireceği belirtilmektedir. ABD. Joponya, Almanya, Inglltere. Fransa. Italya ve Kanada'nın liderlerinin iki günde 11 saat fiüren doruk toplantılorındon sonra ycymlancn ortak bildiride 1985 yılıno kadar petroi dışalımJanno kıta koyduklon belirtildikten başka diğer ülkelerin de petroi dışalımlarını belirli bir düzeyin üzerine cıkarmamosı Içln caba harcayacaklon kaydedilmiştir. Ortak bildiride Fransa. F. Almanya, İtolyo v© İngiltere'nin 1985 yılı petroi dışalım hedefi olarak 1978 yılı düzeyini benimsediklerl. Kancda'nın her yı! petroi tüketiminl yüzde 1 oranında düşüreceği, ABD'nin ise 1985 yılı nedefi olarak 1979 yılı düzeyinl koruyocoğı beürtiimiştir. Enerji üretiminin büyük ölcüde petrole bağl< olduğu dünyamızda, petroi dışalımını ve dolaytsıyla tüketimini sınırlandırmak. enerjiyl girdi olarak kullanan tüm üretım dallarında gelışmeyt sınırlamak anlamına gelmektedir. Üretımden ulaştırmaya kadar ceşitli alaniarda büyümenin sınırlandırılması ise kalkınma hızının düşmesini, bazı işletmelerin durmasını ve faDrikaların kapanmasını beraberinde getirecektır. Kalkınma hızının düşmesı ile birlikte işsizlik yoğuniaşacak, üretim azaldığı lcin enflasyon hızlanacaktır. 7'lerin doruk toplantısmda alınan bir başka karar ise. «Bırakınız yapsınlar, bırakınız gecsinler» felsefesinden hareket eden kapitalist sistemin havat damarları tıkanmaya başlayınca kendi kendinl koruma lcgüdü lcine girmesi açısından llginçtir. 1973 petroi krizinden batılı petroi şirketleri en fazla karla cıkan kuruluşlar olmuşlardır. Bu kez de aynı gelişmenin önlenmesi ve batılı ülkelerin ekonomileri krize glrerken petroî şirketlerinin fırsattan yararlanması önlenmeye calışılacaktır. Ortak bildiride bu konu şöyle belirlenmektedir: «Petroi pazarlarının işlevierini acığa çıkarmak lcin uluslararası bir petroi alım satım kaydı tutulmasını kararlaştırdık. Petroi şirketleri ve petroi dış satımcı ulkelere spot pazarlannı denetlemek üzere coba harcomolon lcin çağrıda bulunmayı kararlaştırmış bulunuyoruz.» Piyasa mekanlzmasının ©n lyi ic denetiml getirdiğinl savunan ve temelinl pryasa eKonomlsl uzerine oturtan Batı sisteml bu karar M ple yasa mekanizmasını bir yana iterek denetim fnekanizmasırn çalıştırmaya başlamış olmaktadır. Sanoyileşmiş Batılı ülkelerin aralarında anJaşmaya vardıkları kararlar aynı zamanda dünyada petrole dayolı enerjiden yeni kaynaklara yönelişin de en önemli adımı olacaktır. Dunya bundan sonra yeni enerji kaynaklarını geliştirme ve rr.evcut kaynoklorı doha rasyonel kullanmo sorumluluğu ile karşı karşıya bulunmcktadır. Bu arada. petrolden önceki temel enerji kaynağı olan kömür de yeniden dikkatlerl üzerinde toplamaya başlarrıiştır. Önümüzdeki vllardo kötnur yataklarmm yeniden kıymet kazanması ve kömure dayalı üretim sistemlerinîn gelişürilmesl gerekll görülmektedır. 1979 petroi krizl ile ortaya cıkan bu gelişırteler önümüzdeki günlerde dünyado enerii kaynakiarı üzerinde ve bu kaynoklara sahip olan ölkeler arasınöa yeni siyasol kavgalann da hızlanacağını ortaya koymaktadır. Ve nitekim ABD'nin Ortadoğu'ya müdohale icin yeni askeri gücler oluşturma cabaları bu gelişmenin başlangıcını vurgulamaktadır. OPEC'in 1979 yılı başından bu yana hcm petroi fiyatlarını yuzde 100'e yakın artırması ve üç ay sonra yeniden fiyat artışıno gideceğinı belirlemesi Turkiye ve Türkiye'nin durumundakl petroi fiyatlarını yüzde 100'e vakın artırması ve üc teliği taşımaktadır. Yılda 3 milyon ton civarında yerli üretim yapan ve 1979 yılı ham petroi çjereksinimi 18 milyon ton olarak hesaplanan Türkiye d/şsatımlarında elde ettiği tüm gelirlerinl petrole yatırmak durumundadır. OPEC zamları sürdüğu takdirde dışsatım gelirlerinin tümü petroi alımlarını karşılamaya vetmiyecektir. Sanayi üretiminin pek cok girdisini de Batı dünyasmdon karşılamak durumunda olan Türkiye gün gectikçe bu malların da fiyatlarının hızla arttığını görmektedir. Aynı zamonda sık sık yinelenen devalüasyonlar bu girdilerin fiyatlarını büsbütün artırmıştır. Böylelikle Türkiye şu anda ekonomik anlarnda lcinden ckılmaz bir sorunlar zincirine jolanmış görünmektedir. Bu noktoda yopılmosı gereken torım urünlerl ve yeraltı kaynaklarının ciddi bir yönetim ve plonlamo ile yönlendirilmesi olacaktır. Unutulmaması aereken nokta insanların petroi tüketmekten önce beslenme gereksinimi icinde oldukloraır. Türkiye yılda 16 milyon ton buğday uretebiimektedir. Ve Harran ovasımn sulonması ile bu miktar 30 milyon tona cıkabilir. YMIardır Batılı tekellerce vönlendirilen Bor kaynaklarımız ise dünyoda tekel yaratacak bicimde ABD'den başk< Turkiye'de bulunmaktadır. Aynca Turkiye yerli petroi üretimin! ortırdığı taktirde bunalımını kısa sürede atlatabilir, Turkiye'de petroi bulunduğu jeolojik etut sonuclarına göre kuvvetli bir olasılıktır. Ancak bu petroi yataklarını ortaya çıkarıp işîetmek icin eksik olan TPAO'da yer alacok etkin yöneticilerdir. OPEC TOKYO ZİRVESÎNDE ALINAN KARARLAR KAPİTALİST SİSTEMİN KALKINMA HIZINI DÜŞÜRECEK NİTELİKTE 1985'E KADAR PETROL DIŞALIMLARINI DONDURMA KARARI ENFLASYON VE İŞSİZLİĞ1 BERABERtNDE GETİRECEK PETROL SATAN VE ÎTHALEDEN ÜLKELER ARASINDAKİ GELİŞMELER DÜNYAYT YENİ SİYASAL KAVGALARA VE YENİ ENERJİ KAYNAKLARINA YÖNLENDİRECEK PETROL ZARARINI EN AZA INDIRMENİN YOLU: BAĞLANTILI İTHALATA ÖNCELİK VERMEK Uluç GÜRKAN Ton Bin Dolar 1.043.514 183.165 46.098 32.403 Dolor/Ten 9ö,96 100.50 108,50 107,50 YfLINDAN bu vana petroi Türkiye'nin en önemli ekonomik sorunları arosın da yer almaktadır. 1977 yılında 4 milyar doları aşan dış ticaret açığımn ücte biri. 1978 yıiındaki 2,3 milyar dolarlık dış ticaret açığının ise ücte ikisi ham petroi ve petroi ürünlerl ithalatından kaynaklanmıştır. 1979 yılının ilk beş ayında da ham petroi ve urön ithalatına 572 milyon dolar harcanmasına karşın. dariıklar önlenememiştir. Gercekte, petroi fiyatlarındaki surekli yükselmeler. Türkiye'nin ulaşım ve enerıide petrole dayalı bugünku politikalarında zaman yîtirilmeksizin köklü dönüşümiere yönelinmesini zoruniu kılmaktadır. Bu dönüşümleri. yılıardır yinelendiği gibi, 'Petroi ve doğal gaz uretimini arttırmak, öteki yakıtlara yönelmek. düşük kalite/i kayıtların kullammına izın vermek» biçiminde özetlemek olasıdır. Ancak bu dönüşümlerin olumlu ve kalıcı sonucları uzun dönemde alınabilir. Bu nedenle günumüzde. köklü dönüşümlere yönelmek yanında, petroi faturasmı «En az zararla> kapatmak büyük önem taşırnaktadır. Türkıye'nın petroi faturasının buyümesinde, ithal fiyatlarındaki artış i!e Türkiye'nin döviz dar boğazının etkili olduğunda kuşku yoktur. Ancak, sorunun bugun vardığı dev boyutlarda. döviz kay naklarınm kötü kullanımı en az fiyat artışları ve döviz darboğozı kadar etkili olmuştur. 1 1974 HAM PETROL MALİYETİ 1978 1979 1979 1979 (Yllllk) 10.762.107 (Ocak Mart) 1.922.397 (Nisan) 424.750 (Mayıs) 301.563 1 MİLYON 36 BİN TON HAM PETROL, BAGLANTISI OLDUÛU HALDE ALÎNAMADI. 110 MİLYON DOLAR MALİYETLİ BU HAM PETROL YERİNE 299,6 MİLYON DOLAR HARCANARAK ÜRÜN ALIMİ YOLUNA GİDİLDİ.. rolün tonuna, sigorta ve taşıma ücretı dohll. ortalamo 100,5 dolar ödemiştir Varil üzerinden belirlenen resmi OPEC fiyatları tona dönüştürüldüğünde. Türkiye'nin ıthalatını resmi liyatlardan ucuza yaptığı ortaya cıkmaktaaır. Ham petroi icin. sigorta ve taşıma ücretleri de dahiı edlldiğinde resmi fiyatlara eş değerde bir yükıe karşı karşıya kalındığı gözlenmektedir. Nisan ve mayıs aylarında ise, Türkiye'nin ithalatı fiyat artışlarından etkilenmiş ve ton başına ödenen fiyat 108 dolara cıkmıştır. Temmuz oyında yürürlüğe gıren yeni zamların Türkiye'ye ne ölcüde yansıyacağı henüz kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, sigorta ve taşıma ücretleri dahil olmak üzere ham petrolun tonuna Türkiye 125 dolardan boşlayıp yıl sonuno doğru 130 dolara tırmanan bir odeme yapmak zorunda kolacağa benzemektedır. Türkiye'nin tonu 125 130 dolardan temmuz aratık döneminde, Irak, Libyo, Sovyetler Birliği vs İran'dan, aylık kotalar halinde belirlenmiş toplam S.85 milyon ton ham petroi sağlamak icin bağlan Petrolun, Türkiye'nin ihracot gelişlerinin butününü yutması tugün varılmış olan bir noktadır. Böyle bir noktaya varılmış olmasında, «Ulaşım ve enerjide petrole bağımlılık» biciminde özet lenen yaniış politika secimlerinin etkisi yadsınamaz. Ancak bu yanlış politikaların eleştirisiyle yetinıldiğinde de gercskleri bütünüyle acıklamak olanağı bulunamaz. Türkiye. dünya piyasalorındo ham petrolun bol olduğu dönemlerde dahi tDüşük fiyatlardan» gereğince yararlanomomıştır. Buna karşın. nam petrole bugün de sanıld:ğı kadar vüksek fiyat ödememektedir. İlişikteki tablodan gözlenebileceği gibi. Türkiye 1979 yılının ilk üc ayında ithal ettiği ham pet İthalât poliükası tısı vardır. Aylık 250 bin tonluk yerli üretim dikkate alındığmda roiinerilerini îom kapasitede calıştırabilmek icin 1,3 m lyon tonluk bir ham petroi ocığı kaimaktadır. Dünyanın en büyük petrol üreten ülkesi olan Sovyetler Birliği, bu acığı karşılayacak bağlantının yapılmasını kabul etmıştir. Böylece boğlantılar 7,1 milyon tona cıkarken. Türkiye altı ayda toplam 900 milyon dolar (ayda 150 milyon dolar) doloyında bir ödemo yüküyle karşı karşıya kalmaktadır. Bağlantıları yürütmek Baâlontılı ham pstro! ithalatının bütunöyle gercekleştıriimesi ve rofiner:lerin tam kapasitede çalıştınlması halinde, oidukca az bir ürün alımıylo Türkıyede petrol sorunu bütünüyle cözülebilecektir. Bunun icin, bağlanHı ham petrol ithalatını eksiksiz yürütebilmek gerekir. Buysa, ayda 150 milyon dolarlık bir harcama boyutuna vardıktan sonra oidukca guclenmiş ve bütünüyle işci dövizi girişlerindeki artış eğiliminin sürmesi olgusuna bağlanmıştır. Burada önemli olan, Türkiye'nin petrole ayıracağı kaynaklarm tümünü, kac dolar olursa olsun bağlantılı ithalata yöneltilmesidır. Türkiye petrol gereksinimini bütünüvle karşılayamasa biie, bağlantılı ham petrol ıthalatir.daki aksamadan doğacak acığı kapatmak icin ürün aiımına yönelindiğinde üc dört kat fazlasıyla ödeme yapılacağı bilinmektedir. 1979 yılının ilk beş ayı. bağlantılı Ithalaün önemini ortaya koyrnas; bakırnındon ilginç bir deneyim olmuştur. Ocak mayıs döneminde Tjrkiye, 271,7 milycn dolar harcayarak 2 milyon 648 bin ton ham petrol ithal etmiştir. Buna göre, bağlantısı bulunduğu halde 1 milyon 36 bin ton ham petrol îthalatı ycpılmamıştır. Bağlant.sı bulunduğu halde ithal edilmayen ham petrolun döviz yükü 110 milyon dolar dolayında iken ham petrol ithafatındakı aksama nedeniyle 299,6 milyon dolarlık ürün ithalatına gidilmiştlr. Teknisyenlerce yapılan hesaplamalar, 110 milyon dolarfık boğlontılı ilhalatın gercekleştirilip rafinerilerde işlenmesi halinde, 299,6 milyon dolar harcanorok elde ediien üründen cok dano fazlcsın:n sağlanmış olabiieceğini ortaya koymaktadır. Öte yandcn, ürün ithaiatı icin rıarconmış bulunan 190 milyon doların da ek bir ithaict kaynağı olorak kutlanım olancğı da vitirilmişrır. B.'r başka deyişle, petrol sıkıntısının artmas.naa petrole ayrılan döviz kaynaklarının azlığından cok kötü kullanımı etkili olmuştur. Türkiye'nin bağlontılı ham petrol Ithalatını gercekleştirmek durumunda olan TPAO yetkilileri, gerekli döviz kaynakicrının zamanında yapHamamasından böyle bir durumurı doğduğunu öne sürmektedirler. Transferleri yapmakla yükümlü Msrkez Bankası yetkilileri ise, bağlantılı ham petrol için TPAO'dan döviz transferi istemlerinin son dakika da gelmesinden yakınmaktadirlar. Merkez Bankasından bir yetkili şöyle konuşmaktadır: «Cok rahat değilız. Son dakikaya kalınca tabii ki döviz bulunamıyor. Ancak genelinde Türkiye, 110 milyon dolarlık ham petrol ithalatuıı yapamayınca acığı k:smen ds oisa kapatmak icin ürün alımına 299,6 miiyon dolar harcamış durumdadır. Bunun önlenmesi icin TPAO'yu defalarca uyardık. Döviz istemlerini son dakikcao değil, birkac gün önce yapın dedik. Ancak konunun daha üst düzeyde izlenmeve başladığı ve isci dövizlerinin ferahlama ycrattığı haziran ayına kadar uyarılanmızdan olumlu sonuc alamadık.» Ocak mayıs dönemindeki gelişmelerden ortaya c.kan sonuc. oetrole avrılccak kaynakıarın döviz idaresindeki tasımaya kcdar bütun alanlarda ciddi bir proşramlama yasarak brıtOnüyle bağlantılı ham petrole yöneltilmesi gereğidir. P ETROL satan ülkeler örgütu OPEC'ln petroi fıyatlarma yeniden zam yapması dünyayı birbirine kotmış gözükürken. olayın ekonomik ve siyasal yanı olanca ağırlığı ile tartışılırken gündeme gelen konular bilincli bir bicimde çarpıtılmakto ya da zammın sadece sonucları üzer.nde durulmaktadır Oysa, o sonucları hazırlamak icin olayların gerisınde yatan ve zamma kavnokl:k flden gercekler sonucîardan cok doha carpıcıdır. OPEC zammının sonucları nedir?. Dünyada çlmdi ceşitli düzeylerde tortışılan budur. Fiyat ortışının hızlcnması işsizlik, para değerlerinin döşmest ve rtdemeier dengesinde daho büyüh acıklara doğru gidılmesi.. Ekonomik olarak sonuclar böyle özetlenmektedir. Siyosal olarak ise. tam empe<"yalizme uygun ve emperyalist olgunun ne oiduğLinu ortaya koyan açıkiamalar birbirfnl izlemektedir: önce bllinmesl gereken ilk gercek, zammın Amer nkan Dolannın değer yitirmesındsn kaynaklanmış olmasıdır. OPEC petrolu dolar karşılığında satmakta ve dolardaki değışmelere göre Kendi petrolüne değer bicmektedır. 1977 eylüiü ile 1978 eylülü arasında Amerikan Doları Alman Markıno karşı yuzde 15 2, Japon Venıne karşı da yüzde 28.8 oranında değer yit'rmiştir. Doların bu ölcüde değer yitirmesi karşısında bir varı1 petrolun fıyatı 12.70 dolardan gerceKte 9.86 doara aek inmiştir. Aradaki 2.84 dolarlık ^ark doların değer yitirmesi sonucunda OPEC'in varil başına uârodığı zararı göstermektedir. 1978 eylüiü ile 1979 mortı arasında dolardaki düşüş surmüş ve OPEC bundan dolayı 22 milyar dolar zarara uğramıştır. Bir başka deyimle, petrole yapılan zam dolardakl değer duşüklüğünün bir sonucudur. Kaldı kl, petrole yapılan her zam batı dünyasının kendl urettiği sanayi ürünlerine yaptığı yeni bir zamma sıntıya uğromaktadır Dolar ise. sürekli değer vitirmektedir. Cözümlemeye katılması gereken son bir etken OPEC ülkelerinin arkasında bulunan Amerikan şirketleridir. OPEC ülkelerinde petroi üreton firmaların tümü uluslararası tekellerdir. Onlann bilgisi dışında OPEC ülkelerinin herhangi bir zammı yürürlüğe koymaları gercek dışıdır. Özetienen gerceklerin şığında, OPEC zammı özellikle Amerika'da Amerikan dış politikasının ve Amerikan ekonomisindeki sarsıntının bir nedeni olarak gösterilmekte ve bu zam emporyalizmin yeni pazarlarına. hatta sıcak savaşlarına gerokc* dorok ıieri surülebılmektedir. Onun iclrı de, Basra Körfezi Vietnam'dan bir anda daha çok önem kazanmaktadır. Dolayısıyla, zammın sonucları ile ilglll koporılan yaygara bir aldatmacadır. Zam Amerikon ekonomisinin rekabet aracını oluşturmaktadır. YORUM Vietnam'dan Basra Körfezi'ne Yalçın DOĞAN «Basra Körfezi bugün icin son derece yaşamsal bir önem toşımaktadır. Amerikon tarihinde Vietnam bile böylesine bir önem taşımamış, böylesine etkili bir durum yaratmamıştır. Onun icin askeri bir müdahale kacınılmaz hale gelebilir. Öyleyse, o yönde önlemlere gitmelj ve anındo Basra Körfezinde bir askeri müdahaleyl gercekleştirecek yeni bir ordu kurmaUyız.* Bu sözleri sövleyen ABD Başkanı Carter*in bir nurnaralı danışmanıdır. Söylenen sözler doğrultusunda harekete gecilmig ve derhal bir ordu kurulması girişimleri hızfonmıştır. Böylelikle petroi ülkeleri ateşle cevrilmek istenmektedir. Ancak, bu da bir sonuçtur. Dünyayı belkl de yeni oir savaşa götürebilecek boyutlarda bir siyasal sonuc. Oysa, OPEC zammının arkasında bambaşka gercekler yatmaktadır. OPEC zam yaptı diye. herkes OPEC ülkelerine yüklenmektedir. Ne var ki, madalyonun arka yüzündeki görünüm biraz değişlktir. Herşeyden yol acmaktadır. Ve her seferinde sanoyl ürünlori zommı petroi zammının çok üstünde olmakta, doların değeri dışındaki zarara. bir de sanayi ürürtlerine daha yüksek fiyat ödemenin zararı eklenmektedir. Petroi zammıyla «Fiyatlann hızla arttığı» batı dünyasının en büvük feryatlarından birini oluşturmaktodır. Oysa. bu da cok gercek değildir dünya kapitalizmi acısından Cünkü. batılı iktisatCilann hesabına göre, petroi fiyatlarının yüzde 10 artması, batıda ortalcma yüzde 0,53 oranında bir fıyat artışına yol acmaktadır. Dolayısıyla fiyat artışlarının petrolden ileri geldiği savı blzzat batılı iktisatcılarca curütülmektedir. Bunların dışında bir başka Olgu petroi dışolımı ile ilgiiidır. Japonya kullandığı petrolun tümünu dışardan almaktadır. Almanya yüzde 95'inl dışardon, almaktodır. Ameriko İse yüzde 50'sinı dışardon satm almaktadır Ama, buna rağmen ne Japon Yen'i, ne de Alman markı herhangi bir sar. Petroi zommı yoluyla Amerika fiyat artışı ihrac etmektedir. Bu iki yönde gercekleşmektedir. Hem kendl ürünlerinin dış fiyatını artırmakta, hem de petroi zammı tüm ülkelerde uygulandığı lcin, tüm dünyada genel fiyat artışına yol acmaktadır. Almanya ve Japonya daha çok petroi olımı yaptıklarından. petroi fiyatı onları daha cok etkilemekte ve Amerika i.'e rekabetlerinde önemli bir silahı Amerika'ya kaptırmış olmaktadırlar. Zaten, böyle olduğu icindir ki. OPEC'in arkasındo bulunan Amerikan firmaları petroi zommına tcevaz» vermektedirler. Petroi zammıyla ilgill son bir olgu vardır. Kapitalizmin kendi ic rekabeti va baslı boşıno zam, azgelişmiş ülkeleri Batıya daha bağımlı kılmaktadır. Burtun icindir ki, OPEC kararlannın kendl acılanndan dayand:ğı haklı gerekcelere rcğrnen. sovumılacak bir yanı yoktur. Onlar, ellerindeki petrol silahını kuHanabilmektedir. Ama, böylesine doğal bir kaynaktan yoksun diğer azgelişmiş ülkeler, faturayı «daha cok bağımlılık» ve tdaha cok sıkıntı» olarak ödemektedirler. Yerli üretim Mevcüf döviz rasyonel kultanımı kadar önem kazanan bir bGşka sorun ise, verli üretimin arttınlmasıdır. Bu konuda üa görevin TPAO'ya düşmesine karşın. kurumun bazı üst vöneticilerinin Türkiye'da kayda değer petrol bulunmadığı inancıyla gerekli cabayı harcamadıkları gözlenmekte dir. TPAO petrol arama ve üretme yatırımlarınm düşük düzeyine karşın, ticaret işlerini daha cok yeğler bir kurtım biciminde calışmnktadır. Kurumun, 10 yıldan bu ycna 1 milyon ton duzeylerinde öretim yapması ve üretim alanmda gelişme kaydetmemesi burrjn en acık kanıtıdır Bir başka kanıt ise, TPAO yönetiminin arama ve üretim yatırımlanna eş değsrde bir masrafı göze alarak Ankara'daki gârkemli Gsne! Müdürlük binasının yerine bir yenisinin inşasına karar vermeleridir. Öte yandan, Türkiye'nin iklim koşullarının elverişliliğine karşın, yeni petrol alanlarının belirlen mesi ve üretimin orttırıîması icin önem taşıyan saha calışmaları TPAO'da bünyesinde cok kısa süreli oiarak programfanmaktadır. Sahada. 34 süreli calışmalar yapılırken, 89 av merkezde inceleme ve rapor yazımı gibi zaman yitiria işler de harcanmaktadır. TPAO'da, petrol arama ve üretim alanlarında gercekten varlık gösterecek bir vönetim değişikliği kacmılmazdır. Ancak bu da tek başına yeterli olmayacaktır. Petrol yasası'nda da bu yönde düzenlemeier gerekmektedir. Türkiye'deki petrol kanunu. bugün lcin yabancı ortaklıklonn kendi ad ve hesaplarına petrol hakkı sohibi olmalarını kabul etmekte ve cok çeşitli oyrıcolıklar tarumakıadır. Oysa, hemen her ülkede bu gibi yaklaşımiardan vazgecümiştir. Petrol ve öteki doğal kaynaklarm işletilmesinde yabancı katkısı ancak ortaklık anlaşmalarına göre olobilmektedir. Dış cıkarlaro göre düzenlenmiş yasalarda değişiklik de Türkiye'nin petrol sorununda vazgeçilmez bir öncelik toşımaktadır Orta Anadolu Belediyeleri TANSA fonu 6 ayda 10 milyon lira kâr sağladı Işık KANSU rta Anadolu Belediyeler Birliği TANSA Fonu Genel Müdürlüğünun 8 ayda 10 milyon üra resmi kâr elde ettiği belirtUmiştir. O I TANSA Genel Miidürü Cengiz, TANSA Fonu Projesinin serbest piyasa sisteminin egemen olduğu ülkemizde, piyasaya ozellikle kıthğı çekilen mallarda girmeyi amaçladığını söyledi. Orta Anadolu Belediyeler Birliği TANSA Genel Müdürü Mustafa Cengiz. Cumburiyet'e verdiği özel demeçte. TANSA fonu proiesinin serbest piyasa sistemizıin egeraen olduğn ulk«mizde. piyasaya özellikle kıthğı çeülea roallarda ginneyi amaçladiğını söylemiştir. Projenin Orta Anadolu Belediyeler Birliği içinde ciddi olarak ccnfimneye başlandığmı belirten Cengiz, projenin finansman kaynağımn Maliye Bakanlıgından sağlanan 80 milyon Ila olduğunu ifade etmış, konuya ilişkin şu bilgilerl vermiştir: «Bo'ediye Birliği Meclisince pilot bölee seçilen Ankara Belediyesine. söz korıusu liaynağın yaklaşık 32 milyon lirası. 25 tanzinj mağazası ve 8 kamyon alınarak verilmiştir. Böylece fonun kullanabileceği gerçek sermaye 48 milyon liraya düşmuştur. Fon, bu 48 milyon lira ile işletmecilik açı smdan tümüyle belediyeleri finansman açısından destekleyici bit satış politikasına girmiştir. TANSA Gene) Müdürlüğü peşin ya. da ön ödeme üe satın aldığı malian üys belediyelere Iller Bankası teminat mektubj ile 31 gün vadeyle vermekte. böylece belediyelere 31 gıinlük bir kredi açmış olmakta ve 31 gün içinde sattıklan mallardan elde ettikleri geliri demir. çîmento. şeker glbj balkın gereksinmesine varayacak alanlarda yeniden kullanmak olanağ] tanınmaktadır.» TANSA Genel MüdurlufunüD 8 milyon 645 bin 49 lira resmi kâr ettiğinin anlaşıldığını, bu kânn haziran sonunda 10 milyon liraya ulaştığını belirtmiştir. mızın. siyasal faturasını ise hükümetlerin ödediği bir dağıtım anarşisi. TANSA'nın gerek kamu sektörü gerekse özel sektör ıle ilişkilerinde sürekli karşısına çıkmaktadır. Orneğin TARKO gibi kuruluşlar. TANSA resmi rayiç fiyatlarla mal satmak zorunda alduğu için TANSA'ya malı toptancı fiyatına vermektedir. TANSA ise. malı belediyelerin , erakende fîyatı ile aktarırsa. fiyat. rayiç fiyatın üzerine çıkacağmdan perakende fiyattan geriye doğru yurümekte ve belediyelerit. malian halka perakende fiyat üzerinde ulaştırması için (toptancı kân f yüzde 25 ya da yüzde 5) gibi bir satış politikasına yönelmeleri gerekiyor. TAHKO'nun arada olmadığını düşünürsek, TANSA malı imalatçı fiyatmdan satın alacak, toptancı fiyatına belediyelere devredecek. Böylece halkırmza perakende fiyat denetimi piyasaya girilerek karaborsaya arşı belli bir ölcüde başan sağlanmış olacaktır.» Mustafa Cengiz uzun vadede, uretken ve yatınmcı belediyecilik anlammda TANSA'nın kendisine bağlı bağımsız üretim birtmlerin: kuraıa amacmda olduğunu söylemiş, projenin kahcüığını ancak bu yolla sağlayabileceğini belirtmiştir. Mal dağıtımında zorluk 170 milyon liralık ciro TANSA Fonu Projesinin haziran sonu itibariyle satış cirosunun 170 milyon lira dolaylannda oluştuğunu ifade eden Cengii mayıs sonunda yapılan ara bilançosunda ise GİMA. TARKO gibi dağıtım örneğîndo olduğu gibi kamusal dağıtım girişimciliğinin uğradığı darboğazlann TANSA'nın da karşısına çıktıfını ifade eden TANSA Genel Müdürü Mustafa Cengiz. üreticiden tuketiciye giden yolu kısaltmak ve karaborsaya karşı başarı sağlanması için yapüması gereken işlemleri söyle anlatmıştır: «Turkiye'de üretimin ve dağıtımm henüz tam planlanamadığından. eşgüdümsuzlükten doğan ve ekonomik faturasım haJkı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle