17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 K İ CUMHURİYET 16 ŞUBAT 1979 aşlangıclorı aroştırmcık Insanoğlunun başhca msroklarından biridır, «Ne zaman?», «Nerde?» sorularını bu yuzden sık kullaıiırız sariıyorum. Adam bızı görmek ıcirt uzun yollor aşıp gelmiştir, daha karşılaşır karşıloşmaz. «Ne zarnan geldin yahu?» sorusunu yapıştınnz. Sonki pek önemliydı! Devlet dairelerinden birine ışiniz aüşmeye görsün. «Nerde doğdun? Hangi tanhte?» dîye sorarlar. Oysa hıc gereği yoktur'bu soruların, ne zaman doğdumso doğdum. ~~ Hep bu meraktan değıl mıdir? Mrıiet okulu filozoffarının. başto ne olduğunu. her şeyın nerden çıktığını. araştırmaları. Başlangıçto «Su»vardı denmce sankı icimiz rahatlar Ovsa başlangıçta «psii'<» olması doha akla yakındır, cunkü «su», «p!sIik»i temızlemek icin gerskli olmuştur. Gercekte kimsenin bu boşlangıclordan h;c bırine inandığı yoktur, bir atışkonliktır başlangıclart aramak. onu bulmadan, buiduğumuzu sanmadan rohat edemeyiz. Sevgiiiniz. sevişmeye boşladıktan nice sonra. bir gün soruvenrir: «Bana ilk ne zaman, nerde aşık olaun?» Bu soruya karşı hazırlıklı bulunmalı. el altında bir şeyler tutmalı, bir takım öyküler, istersenız masaltar. «Valla nosıl olduğunu. nerde o'duğunu bilmıvorum» dıyemezsiniz, her şeyın bir başlongıcı vardır, olmalıdır. jnsanoğlu ortcda kalmaktan hoşlanmaz, gelip gecicı olmaktan, nerden gelip nereye gittiğini bilmemekten rahatsızlık duyar. Gecen gün Goethe'nin «Faust»unu yeniden okumağa başladım. Yeniden deyişim, o büyük yapıtı bir kac kez okumayo başlayıp bırakmamdandır. Bir cok büyük yapıtta olur, olmuştur; bir takım tersliklerden ötürü yarıda kesmişsinizdir, ya do csviri sızi sormomıştır; amo ben derim ki, bu tur başyapıtları «Hoşlanmadım» deyıp bırakmaktansa okumok içın direnmeli. Sonunda kesinkes kazanırsınız o yapitı. Ben Dante'nin «Tanrısol Komadyosı»nın da tadıno varamamıştım, cevirinin totsızlığından. Ah Almonca bilseydım de Faust'u, italyanca büseydim ds «Tannsai Komedya»yı kendi dillerinden okusaydım! Çok sevdiğım Gogol. hıç bir değeri olmasaydı, Dante've öylesins bağlamr mıydı? B Başlangıçta Ne Vardı? Melih Cevdet ANDÂY Baktım da, Goethe'nin yopttındo Doktor Faust'u e ı duşunduren şey, <utscl k.tabın, Yuhanrıa Incıii'nın başlangıcı: «Başlangıçta soz vordı » Yuhanna da başlongıcı merak etnrhş, onun başiangıcından ıss Doktor Fajsi merako düşuyor, «Nasıl cevırmelı bunu?» dıye soruyor kendı kendins, sonro da «Başlangıçto düşün vardı!» der.mış olacak Kararına varıyor. Ama ıcı rahat değil. her şeyi yapan, yaratan düşün müdur? Türkce İncillerde bu söz «Kelâm ıptıdada mevcuttu» ya da «İpîlda Kelâm vardı» bıcimindedir. Yuncnco aslı «En arhi in o Logos». Almancası «Im Anfang war das Wort». Fransızcası «An commencement etait ıe Verbe»dir. Gercektsn de, insanı Faust gibi düşüncelere atacak bir soz bu, Kelâm. Logos, Wort, Verbe, tümü de ;nsanın varlığına bağlı değil mi? Nosıl olur da, insondan önce onun «Söz>'ü var olabilır? »Söz» düşüncenin aKtarımj ise, ınsandan once «düşüncs» mi vardı? Dr. Faust da tam burada duralıyor ışte; Başlangıcta düşün vardı, demsk ki «düsün» insandan önce idi Çok tuhaftır, cağdoşımız bir bilım adomı da buna benzer bir söz edıyor. Levi • Strauss'a. ilkel düşüncenin ne zaman başlodığını sormuşlar, şöyle derr.iş: «Ne zamondan beri düşünen vorlıklar var? Hic bilgım yok. fızıksel antropoıoji uzerıne colışan uğrcşdcş.'orımın da bir şe/ A • bildıklerını sanmıyorurn. Hattâ daha llerı gidip dıyebılirim ki, bu gelışrre ıcdde ınsanm düştınmeye başladığı anı teonk olarak saprayobileceğimizden b.ie kuşkuiuyu:Ti. Onun ıç\n, düşüncenın ır.sandan once başiadığını, söylemekten yanayım » İ'<i bın yıl ara ile, bırı bır peygan.berin, biri bir bılım adamımn ağzından cıkmış ıki söz; Ne denli benziyor birbırne! Yokso İsa'nın yeog sı mı bu? Boyie kuşkulara kopılmak, işin koiayına kacmak olur, yavanl'k oiur. Çünkü yüzeyde benzer görunen bu ikı söz gercekte biriblriyle ilintiSIZ. Şuncasını ılk başta soylemek gerekır ki. Incil'deki sozden neyin anlatılmak istandiğı belji değil. Ama biz gene de çaba harcayalım; Kur'an'ın bır adının da «Kelâmı Kadirrı» olduöunu ammsayaiım. «Eskı söz» demek. Yanılmıyorsam. «Tanrı, bu sözleri doha ınsan yaratılrnadan söyledi» anlcmı do var bunun içinde. Yukarda adını ândığım bilgin Levı Sîrauss'un söyledikier' ise hic. bir gizem icermiyor insan ne zaman düşünmeye başladı. düsunün başlangıcı ned^r sorularının korşılığı. tortışmalı olsa''do. bilımsel acıdan verilebllir Şöyte ki, beyin. doğanın bir parcasıdır, ya da düşün, eşyodoki düzenm karşılığı olduğuna göre, eşycdaki düzen de ınsandan önce var olduğuna gore... Amacım. sınırımı aşorak, burada bi'imsel yo da felsefı bir .konuyo girmek dejjil. İstersenız to başa dönelim, başlangıclorı araştırmak konu suna. 8ana da sorarsonız bu konudckı en önemli soru, insanın ne zaman düşunmeye başladığı sorusudur Bunun üzerinde ne denlı kata yorulsa yerıdir Ama kafa yormak icin, gene de düşün gereklı insan duşunmeğe ne zaman başladı? Soruyu böyle sorunco, ınsanın düşündüğüne kesenkes ınanmak gerekir: ovso msonın düşünduğu nerden beüı'' Bizım auşun sandığımız. duşunce sandığımız ışlerin belkı de hıç bıri duşun değil. düşünce değildir; olur o, bıze öğretıien'eri yine'.eylp duruyoruzaur Gerci bu sözden. bır kac kışının, hıç olmazsa bır kişının düşundüğü, sonra bızlerin o djşunü, o duşunceyı yineledığimiz anlamı cıkar; bu işe msanoğlunda duşun olduğunu söylemekle eşiîtir; ancak şunu da unutmomak gerekir kı, bizim de düşunebıldığımızi gostermez bü. Pe'Kİ, başta soz vardı, ınson D«yni, düşünceden önce vardı. dâşuncenın karşılık düştiiğu eşya düzenı daha basta vard:. Pski. pekı. peki, ama bu hepimizin duşund'jğumüzü tanıtlamağa yetmaz kı!. Bano sorarsanız, ben bır kac kez düşunü' gibi oldunı, ama carçabuk kacırdım ıpln ucunu Oyle sanıyorum. Kitaplar oimasa kendimoen ne bulobilirdim ki işte bu yüzden, Toles'in «hor şe. yin aslı şudur» demesine, Yuhanna'nın «Başta söz vardı» demesne. Levl • Strcuss'un, «Düşüncenin insandan once baştadıgmı» söylemesme şaşırıp kalıyorum. hayran oluyorum Bslkı de insanoğlu her zaman değü. sürek! ı oiarak değil arada bir düşünüyor. hem de tümü değil. bir ıkisi. Oniaro da «B'jyuk Adam» deyıp cıkıyoruz :şn ıcınden. Peki, sorarım size, irsanoğlunun buyüğü kücüğü olur m u 9 Eğer düşünme yetenegı msanoğluna venldıyse hepsın;n büyük olması, ya da kücuk olrtıcsı gerekir Ben, ne övunecek denlı büyuk, ne de üzülecek denlt kucük olduğumuzu sanıyorum. Belkı bir gun gercekien duşunmeğe başlarız. Urrut kesılmez Yılan Masal ı D ört Batılı ülke Guadeloupe'da toplanıp Turkiye'nln durumunu görüştuler. Ülkelsr: ABD, ingiltere, Frcnsa, Federal Almanya... Nicin? Çünkü Türkiys'nin durumu artık ün kazanmıs deyimiyle bir «enkazi. Gazete haberlerine bakılırsa dör! Batılı ülke «Hasîa Adarruı kurtormak icin «acil yardımı gereğine karar verdiler. Bu yolda bir ;oze! komisyon» kurulması kcrarlaştınldı. Ekonomik ve İşbirliği Kalkınma Orgülu Genel Sekreteri Van Lennepe bu görev verildi. Şimdi Von Lennep colışıyor ve meşhur Amerikan gazetesi NewYork Times yozıyor «Türkiye NevvYork kentı gibi kendi kaderine terkedilemez ve Türkiye'nin mali durumu NewYork'un karşıkarşıya bulunduğu moli sorunlardan cok daha oğırcır. Türkiye yakında vadesi gelecek 4 müyar dolarlık kısa vadslı borcunu ödeyemerre durumu ile kcrşı karşıycdır. Dış alımiann k'sılrr.asi, resesyon ve kredi da^lığı sanayi ureümini yüîde 55'e kadar ncirmiştir. işsızlık oranı yüzde 20'nin üzerincedir ve enflosyon yüzde 50'nin üstüne cıkmıştır IMF dıs satımların teşvikı ve işci cövızlerinin yurdo dönebilmesı ic'n yeni b r devolüasyon onermiştir.» Buna benzer bir olay yazı, Batı organlarında yayınlanıycr. Van Lennep... OECD... Yardım Konsorsiyumu... Guadeloupe .. IMF... Acil Yardım... Carter... VVells Fargo. Borçlu bulunduâumuz 2?0 banka... Bankolor Konsorsiyurri!... Sermaye basmı bile artık aradasırada «Ne hallere düştük?» diye muhclefet yapnıaya caiışiyor. CHP'lller de parlamento kulislerinde ya da köy kahvelerinde kendiken'1i!?'rine soruyorlar: bi? (töyle mi oiacaktık? Eskiya Ateşleri OKTAY AKBAL 6k yüzünde bolük bölük turnalar İşte görürsünuz hal'arımızı Beni mlhnet ile bovuten onom Diyin beklemesin yollarırnızı» demiş Ercişli Emrah... Kimbllir neden, nosıl, nicin, hangi etkenle, ncngi ononmaz acıylo? Dizelerin ardındaki gercekleri kim bilebilir? Acılardır sanalçıyı yoğuran, belkl de sanatcı eden... Duymoyan, görmeyen, onlamayan, sezmeyen kisi ne diye türkü yaksın, şiir düzsun, yazıyo cevirsin içinden dışından geçip gidenlerü... <Sen hıç oğul emzitdin mi kör kursun» kltabı günlerdir elimde «Özgürlük savaşımında yaşamını yitir»n gençlerimizin anısıno adonmış bir guldeste » Gozeteci arkadaşımız All Saracoğlu'nun yapılı. . Güzel boskı, guzel kâgıt, güzel düzenleme... Ama, ocı yığını bir kitaç... 23 oralık 1977 günü öldürülen genç öğrenci, Mustafa Socit Saracoğlu'nun bobasıdır Ali Saraçoğlu. Bir yılı açkın bir zamandır yirmi bir yaşındo bir ogul yitirmenin ocısı icinde yanan bir babadır şu soruyu soran.cSen hic oğul emzirdin mi kör kurşun?> . Kitapta unlu cağdaş ozanların olumle yasamı işieyen şiirleri var. Holk yazınımızdan da, divan yazınımızdnn da alıntılar var. Saraçoğlu baba ve oğulun şiirleri de var. Mustafo Sacit 11 aralık 1977de, yani öldurulmesinden kısa bir sıire önce şu dizeleri yazmış: «Karanlık ovada bir söğüt fldanı Sabahı bekllyordu Evrensel yalnızhğı içinde Umutsuz Korlculu Karanlık gecede eşk'ya ateşleri Körpe dal isHyordu.ı Karanlık gecede eşkiya ateşleri körpe dal Istiyor... Yıllardtr Istiyor... Arıyor, buluyor. kırıyor, yokıyor, kül holine getiriyor... Mustofa'nın içine doğmuş mu bir ikl hafla sonra «körpe bir dal» olarak «eşkiya ateslerinde» yanacağı, kimbilir? Saboh cıkarken akşomo eve dönecek miyiz, dönecek misiniz? Bunu bilmiyoruz artık. Eskiya ateşleri tek tek ycnmıyor karanhklarda, bir orman yangınına donuştu bu eşkiya ateşleri... Herşeyi kavuran, silip supuren orman yangınlarına benzedi. «Sevgi mi tukendi evrenimizde» diye sormuş bir şiirlnde de. Oysa başka bir şi'ırinde «Hic kız optünüz mü düşünüzde» diye başka bir soru yöneltmiş kendine, arkadaşlarına, yaşamdo soluk alan genç vorlıklara... Sevgi tükenir mi? Tukenmez. Olum büe sevgiyi yok etmez. Nasıl ki baba Sarcçoğiu bir yıldır oğlunun sevgisini sönmeyen bir ateş gibl capcanlı tutuyor, oylesin», öylesine... «Sevgi mi tukendi evrenimlzde Nedir bu cictksiz, bu hoyrat bahar Yarınlanmızın umut kentinde Tüm masalları unutmuş cocuklar» diyordu Mustafa Sacit. İçinde yaşadığı eşkiya aleşlerinin korkutucu aydınlığını, sıcaklığını duyarok... Bir değil Mustafa'lar, bir değil, on, ylrml, yüz değil... Eşkiya ateslerinde yananlar sayısız... Önce hep gençler idi «eşkiya»laro kurbon giden, şimdi sıra yaslılara geldi. Gelecektl. Bu zorbalık merdiveninde boyuna tırmanmak gereklidir. Bir odım attın mı, tırmanırsm doruğa dek... Bizim eşkiyalar, zorbalar da, hangl büyük guçlerin robotları olduklarını bilmeden, düşünmeden neye, kime hlzmet ettiklerlnl, tırmanıp duruyorlar şiddet, terör merdivenini... Öğrenciler, öğretmenler, işçiler, SOMcılar, asistanlar, doçentler, profesörler, gazeteciler, yazarlar... Sıra unlü politlkocılara geldi, mllletvekllleripe, bakanlara, partl llderlerine!... Bunca suskunluğun, bunca sinmisliğin, «esşklyalorın» üstüne gerektiği glbi, yürümemenin cezasını çekecskler onlar da elbet! Bu tırmanış geriye dönmez, döndürülemezse. Resimleri var Mustcfa'nın; dört yaşında, beş yaşında. onsekiz yaşında, yirmibir yaşında, sonra da bayrağa sarılı bir tabutun içinde... Hep olume doğru yurür insan. Hep ölümümüze doğru gldiyoruz. Başka neresi var kl! Ama, o olumuyle yirmi birıncı ilkyazın eşiğinde buluştu. Bir otobüs durağı, bir silohtan çıkan kurşunlar. Sonra tessizlik, hichk, yokluk. Sonucsuz kalan soruşturmalar. Mustafa'ya eklenilen yeni Mustafalor, yeni kurbanlar, yeni şehitler... Birbiri ardına, biri birl ardına, ta İpekçiye dek uzanan bir kanlı yol... Suçlulür. katiller. eşkiyalar, zorbalar kum gibi çevremizde. ama ele geciremiyoruz nedense, yakalarından tutup hesap soramıyoruz. Adalet'in yumruğunu tepelerin» bir türlü indiremiyoruz. «Nasıl derseniz öyle olsun katmasın ellerim sizlerden uzak birleşsin umudum en güzel eylemlerinize erlşin et yitsin boşluk bir biz kalalım cirkinliklere inat» diye yazmış bir başka kurbon, Doç. Dr. Bedrettin Cömert.. Önceden görmuş gibi tüm çirkinliklere inat ölümden sonra da unutulmayacağını... Peki ya Bülent Ecevit nice yıllar önce neler yazmış, neler! «Her gün bir bıcak saplı birinln arkasında vurulan da biziz vuran da» Ne var ki ölenle öluyoruz, öldurenle öldürmüyoruz, Öldurenı bulup birikmlş tüm acılarımızın öcünü aimak istiyoruz. Kişi, ne kurban olmak ister, ne de cellat... Ama ceüatlann sere serpe dolaşlığı bir ortomda «vurulan da biziz vuran da» diyerek felsefe yapmak, avuntu bulmak yanlış bir iş... Yanlış, gereksiz. cellatları daha da yureklendiren bir edılgen tutum. Biliyorum Ecevit'in bu şiiri yazdığı zaman neler duyduğunu, duyurmak istedlğini, ama yoşam boşka, şiir daho başko... Sanal gerceklerl ile yaşam gercekleri uymoı birbirin*. Vuruluyoruz. öldiirulüyoruz, bıçaklanıyoruz, kurşunlanıyoruz, ama «biz» değiliz bunu yapan, biz değiliz, biz olamayız. Bııtiın is «brden boşkalcrıi) olan tüm eşkiyalorın kökünü kazımak. Eşkiya ateşlermi söndurerek, eşkfyalann üstüne us'une giderek .. Toplantı Çağrısı TÜRKALMAN KÜLTÜR İŞLERİ KURULU DERMEĞI İSTANBULŞUBESİ TürkAlman Kültür Işleri Kurulu Dernefli Istanbul Şubesi Genel Kurul Toplantısı 1. Mart 1979 Perşembe günü, saat 10.30 da Odakula'de (Istikiai Cad No. 286 kat 3, Beyoğlu İstanbul) yapılacaktır. ilgililere duyurulur. YÖNETİM KURULU GÜNDEM 1 Toplantının açılışı 1 Toplantı başkanı ile ifci yazmanın seçimi 3 Çalışma vc denctlcyiciİer raporlarının okunması 4 Raporiann eleştirilmesi 5 İstanbul Yönetira Kurnlu ve deneüeyiciler kurulunun aklanmas» 6 Yeni üyclerin kabulü 7 Yönetim ve denetleyiciler kurullannrn seçimi 8 önerilef, Istekler (R«pro: 131) U86 GEMItERIMİZ İCİN KURU KUMANYA VE YAŞ SEBZE, MEYVE SATIN ALINACAKT1R 1 ihale kopaiı zart usulu ile teklif a\max suretiyle yapılacaktır. 2 Kapalı zarf ile fıyot teklif mektuplon en gec 7,3,1979 carşamba günü saat 16.00'ya kadcr Fındiklı Meclisı Mebusan Cad. 93 97 Kat: 4'd3k> teşekKu'ümuz Malzeme İkmai Mudürlüğune veriiecektir. 3 $artnam9ler teşakkül Genel Mudörlük veznesınden 500. TL.'sı mukabilinde temın edilebilır. 4 Teşekkulümüz 2490 sayılı kanuna tab1 olmadığından iholeyi yopıp yapmamakta veya diledığıne yopmokta serbesttir. D. B. DENİZ NAKÜYAT T A Ş. GENEL MÜDURLUĞU (Basın: 11625 • 14C4> 6 Co£u kiji Türkiye'nin İcinde bulunduğu £ikmazın bir düzen torunu olduğunu unutmuş gorunmektedir. «Türkiye'nin Düzenl» deği>;medikce bu rezolet sürüp gidecektir. Kapitalizmin yardım konsorsiyumlorı (şimdi sağdoki gazefelerin de yazdığı gibl) yeni Düyunu Umumiye olarak ülkemizin tepesinde ekonomiyi denetleme işlevini yürütecpktir. İcinde yasadığımız tuzağı daha carpıcı biçimde anlotabllmek icin sermaye cevrelerinin hazırladığı bir koynaktan <Ak iktisat Ansikopedisi nden bir alıntı yapayım. Bu ansiklopedinin 552'nci sayfasında cKonsorsiyum» başlığı altında şu bilgi veriliyor: «Konsorsiyum 31.7.1962 tarihinde Paris'te kurulmuş olon Türkiye'ye Yardım Konsorsiyumu. Türkiye'ye dış kredi soğlovcn üikelerin katıldığ' bir ortok kuruluştur. 1962 yılında kuruluşun kurucu üyeleri şu ülkelerdi: ABD, Federal Almanya, ingiltere, Fransa, italva. Konada, Belcika, Hollancia. Lüksemburg. (...) Adı gecen ülkeler dışında Dünya Bonkası, IMF (...) gibi uluslarorası kuruluşlar da Konsorsiyumo katılmcktadır O tarihlerde ödemeler dengesi sürekli açık veren Türkiye. ciddi bir finansmon problemiyle karşıkarşıyoydı (...) Konsorsivum kanalıylo alınan kredilerin oşağı vukarı beşte dördu şu ülkelerden saölanmoktcdır ABD, Federal Almanva, italya. İngiltere, Fransc Kredilerin bir bölümu, borcu veren ülkeden yapılacak iîholatta ku'lanılması şartını kosmaktndır » • Ve işte 7 ocak 1966 günlü Cumhuriyet'te bu köşede C'kan yazımdan birkac satır t... Turkiye'nin başında yabancı büyük devletlerin, eski odıyla Düveli Muazzannc'nın teşkil ettikleri bır konsorsîyum vardır; gecmisteki Düyunu Umumiye gibi. Turkiye'nin iktisatiiyaUnı kontrol altma almıstır. Planlarımızı inceler, istediği ve beğendiği yotınmlara para verir, devlete yon gösterir. kolkınmamız konsorsiyumun vesayeti oltında yürütülür.> 1979 yılındoyız. Şimdi aynı öykü... Hep aynı öykü... Türkiye emperyclizmin cemberini kıramazsa, bu yılon masalı sürüp gldecek. TEŞEKKÜR Eşım, Gönül Gbkçümen'in dogumunu başanyla gercekleştiren. bize oğlumuzu armoğan eden, Tepecik Sosyol Sigortalar Hostonesi Doğum Servişinden. ÜÇÜNCÜ ŞAHISLARA DUYURU Vekaletten Azil Şirketimizin ana sözleşmesinin 7. maddesinın değişmesı dolayısıyla şirket adıno vekoletnamesı olan İRFAN ESENKAYA'nın görülen lüzum üzerine kendisi ve kendısi tarafından tayin olunan vekillerinin vekâletten azil olduğunu şirketimiz! hiçbir surette temsile yetkisi kalmadığını ucüncü şohıs ve kuruluşlara bildiririz. GÜRKAY TURİZM SEYAHAT GEMİCİLIK KOLL. ŞTİ. SEYİDE ESENKAYA v» BERTAN GURSEL (Akdoğu Reklom: 48) 1469 Op. Dr. Semih Velibese Asistan Dr. Nurdoğan Yıldırım Ölüm ve Başsağhğı Devrımci ozan dos'.umuz, kavga arkadaşımız, Dr. Gülsen Derin il» ebe Serpil Hancı, hemşireler Fatma Günul ve Senem Cağıran ile tüm hastane colışanfarına en icten teşekkürteri borc biliriz. Yusuf Gönül GOKÇÜMEN Ali Rıza Ertan'ımızı 12 şubat 1979 günü yitirdik, ama yiğit yüreğl dipdıri bizimle yaşıyor. İZMİR EĞİTİM ENSTİTÜSÜ ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİLŞRİ (Currhuriyet 1473) Bize darılmaym! ARAYIPTA ESKİ YERİMİZDE BULAMADIĞINIZ ZAMAN, SAKIN BİZE DARILMAYIN. ARTIK AŞAĞIDAKİ ADRESTEYİZ. VEFAT A. Guzide Taner'in eşi. îskender N. Tanerin babası, İstanbul Barosu Avukatlanndan. Istiklil Madalyası sahibi Malulgazj, ŞEREF CANKU Hepimizin babosıydı. Kaybettık. Ruhu şodolsun. Doğan CANKU, Ahmet KURTARAN, Selami KARAİ8RAHİMGİL, Hıncaı ULUC (Cumhuriyet: 1480) M. NAİL TANER 14 şubat 1979 günü edebiyete inükai etmiştir. Cenazesi. bugün 16 şubat 1979 öfleyin cuma namazından sonra Şişli Camiinden alınarak Zincirlikuyu Mezarlığında topraga verilecektir. Çiçek gönderilmemesi rica olunur. 23 Şubat 1979 Cuma günü 1 5 1 9 arasında Reklamcılık : BABIALİ CAD. NO. 19SIHHİYE APT. KAT. 4 DAİRE : 10 CAĞALOĞLU İSTANBUL TELEFON : 22 5189 NALAN DEMİRAY GÖKHAN DEMİRAY ADRES (Cumhuriyet: 1455) BAŞSAĞLIĞI ŞirketimiH Genel Sekreteri Iskender N. Tanerin muhWrem babası, AZİZ NESIN Nişantaşı, Akademi Kıtabevi nde 1979 Nesin Yıilığı ile öteki kltaplonm imzalayocaktır. (Cumhuriyet: 1476) M. NAİL TANER 14 şubat 1979 günü vefat etmiştir Merhuma Tanndan rahmet, kederli ailesine başsağhğı dileriz. NETAŞ Northern Electric Telekomünikasyon A.Ş. (ERTA. 896) 1494 ÎLAN Tesisat ve İnce İnşaat İşleri Yaptırılacaktır Genel Mudürlüğümüzce AnKara Telsizler semtinde yapılmakta olan 520 da:re toplu konut inşaatlanna ait ince inşaat ve tesisat işleri 4 grup halinde ihale edilecektir. iştirak etmek istiyenlerin; a) Şartname uyarınca Genel Müdürlüğümüze müracoat ederek yeterlik belgesi alması şarttır. b) Yeterlik belgesi icin stenen belgelere ilişkin lıste Genel Müdürlüğümüzden temin edüebilınir. c) Yeterlik belgesi icin son muracaat 21.2.1979 günü saat 18.00'e kadardır. d) Yeterlik belgesi olmaya hak kazdnanlara yeterlik belgelerinin ve teklflerin verileceğî tarihi aynco bildirilecektir. e) Şirketimiz 2490 sayılı kanuna tabı olmoyıp yeterlik be'gesi verip vermemekte veya ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir ANKARA İMAR LİMİTED ŞİRKETİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Atatürk Bulvarı No: 13 A Ulus ANKARA (Bcsın: 11620) 1486 T C . Ziraat Bankası Genel Müdürtüğünden Malzeme ve Satınalma Müdürlüğünderf Dış tedovi hizmetlerinde kullanılmak üzere 3 adet diş üniti ve fotöyü satınalınacoktır. 1) Ihale, kapalı zarf usulü teklif alınmak suretiyle Genel Müdürlüğümüz Satınalmo Komisyonunca yapılacaktır. 2) Ihole şartnomesi. Malzeme ve Satınalma Müdürlüğümüz ile İstanbul Karoköy ve izmır Şubelenmizden soğlanabilir. 3I Bu konuyo ılişkin şartnamedeki tüm gerekleri de verine getirmek suretiyle düzenlenecek kapalı teklif mektubunjn, en gec 5 mart 1979 pazartesi günü saot 15300 kadar Ankara'da Malzeme ve Sotmalma Müdiı.üjğümüze makbuz karşılığında teslim edilmesi zorunludur. 4) Bankomız 2490 sayılı yosaya tobi değildir. KARTAL SULH MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUGUNDAN McNKUL MALIN ACIK ARTIRMA İLANI 1978/31 Satış İzalei şüyu suretiyle satışına karar verilen 56.825. TL'lık ziynet eşyası ile 42933. TL değerinde muhtelıf ev eşycları İc. if. K.nu hükümlerine tevfikan açık artırma suretiyle Kortal Kücükyolı Mektep Caddesi Yavru Sokok No: 15'de satılacaktır. Birınci ortırmo günü 19. 3 1979 günu saat 15.00 ilâ 16.00 arasında yukorıda yazılı adreste yopılacok^/e o günkü kıymeflerinin %75'ine istekli bulunmodığı takd^rde 23. 3 1979 günü aynı yerd« oynı soatl«rde 2'inci artırmo yapıiorck en cok fiyat verene satılacaöı ve satış şortnamesınin satış dosyasında görülebileceğı masraf verlldiği tokdirde şortnomenin bir orneğinın isteyene gönderilebileceâi fazlo biîgi almak isteyenlarin yozılı dosya numorası ile satış memurluğuna boşvurmaları ilan olunur. 12.2.1979 (Basın: 1111) 1483
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle