17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 4 NİUN 1977 B irfnci Cihan Savaşında, müttefiMmiz olsn Alman subayları, her yönü ile gerı ve bir ortaçag ülkesi görümimünde olan o zamanki Türkiye üzerine yaptıklan elestirilerde «Schönes Land, schleghte regierung» sonueuna vanrlarmu. Eunun çevirisı: «Güzel memieket kötü yönetim» dir. Bu dört sözcüğün ortaya koyduğu gerçek, Atatürk ve bir dereceye kadar îsmet Inönü yönetimi dışmda kalan bütün dönemler için, v» üzülerek söyleyelim ki, bugün için çok geçerlidır. Çok partiü döneme girdiğimızden berı, devlet yönetimi sorumluluğunu üzerine almış olan kişîlerde göriilen en büyük eksıkl:>:, bunların «BihmEellık, gerçekçilik, cesaret ve enerjiden» yoksun oluşlarıdır. Bu nedenle devlet ve rejım kısa süreli de olsa bunalımlara süniklenmiştır. 27 Mayıs ve bazı ikrıdar (ve çıkar) duskünlerince aejenere edilen 12 Mart bunalımlan bunun yanıtıdır. Dört parti liderinin televizyonda yapmış olduklan son konuşmalardan edindiğimiz izlenim, yarının devlet yönetimini ele alması muhtemel bu birinci hattaki politikacıların, muhalefet liderlerı b;r yana bırakıhrsa, halka umut vermekten çok uzak ve yüklenecekleri sorumlulukla aynı değer ve düzeyde olmadıklannı göstermektedir. Her çaptaki toplum ve toplumsal kurjmların yönetiminde «insan» ve onun kişiliğınin, karakter ve mizac.nın oynadığı rolü tarih, bize çeşit'ü örneklerıyle göstermektedir. Bu nedenledir ki, Ijder, yönetme sorumluğunu aldığı kitleyi, ya zamanm koşullarına uydurarak Uerletir. ya da onu uçuruma sürükler. Lider'in bu alanda en büyük yardımcısı bilimdir. Bilim, mesleksel alanda sınırlı kalmamaSc üzere evrensel olmalıdır. Memleket ve onun bir parçası olduğu dünyayı tanırnak, zaman ve mekân koşullannı iyi anlamak, devlet adamına toplumu götüreceği, ybneteceği hedeîi karutlar. Bu aç'dan bakıîdığı takdirde Sayın Adalet Partisi Lıderiyle. Milli Selâmet Parusı Lideri, 19. yüzyılın politik pozitivizmine ltizumundan fazla saplanımş görünmektedirler. Meslekleri icabı, rakamların kesinliğıne bılime saygı göstermekBizin ınanmış ve adeta onun çekimme tutulmuşlardır. Memleketüı geleceğini, matematik bili mi yerine matematik yobazhğına ya:kın bir plân uygularnasiyle ileri götüreceklerine o kadar lnan OLAYLAR VE GÖRÜŞLER DEVLET YÖNETİMİ Refik TULGA Emekll Orgeneral mıslardır ki, dfiha kötü olarak. herüese bunu zorla kaoul ettirmek kararındad.rlar. Adnan Menderes de aynı otokratik ve doğmatik usu'.leri uygulamıs. kendıs: gıbi düşünmeyenleri ve karşı fikir savunanları ezmişti. Sayan Denr.rel de, karşısmdakileri demokrasiyi baltalamakla. ekonomik kalkınmayı, miîîetin reîahını ve hayat standardmm yükselmesini istememekie suçlamaktadır. Muhaliılerirıi kanun dışı komüruzmi, örgürlükçü demokra'ik reiim yenne geçirmeye çakşmakla suçlamaya kadar ileri gitmektedirler. Bunlar haksız suçlamalardır. Zararhdır Devlet yönetimi ile büyük insan kütlelerınden oluşan Ordulann. savaş ve meydan muharebeierinde güdüm ve yönetilmesi bilimi olan. Askerl Stratej: arasmda büyük bir benzerlik vardır. îkisinin de tabarunda genel kültür. tecrübe, seziş, irade esas olmakla beraber, devlet ve ordulann yönetiminde başka bazı etmenler (faktörler) de vardır. örneğin. Askeri Strateji'de değişmez yasalar, Kkeler olduğu gibi, uzun zaman içınde degişmeyecek olan veriler. zamanın teknolojik ve bihmsel ilerlemelenne paralel oiarak değişen veriler ve nüıayet ihtimaller vardır. Büyük güdüm ve yör.etımde sadece değişmez yasa ilkelere dayanmak. değişen ve değişmeyen verilerle ve özellikie ihtimalleri. onun çeşitli olasıiıklarını göz önüne alamamak, büyük felâketlere yol açar. Bunun en yakın örnegi, küçük çapta da olsa, IrakTlir!vvp pe^rol boru 'ınttı sorunudur. Mühencüslık mesıeğı oiarak raatsmatık sonuçiara görc, boru hattının yapımı zamanında başarılmısıır. Fakat petrol: radyo, televizyon ve basınla tantanah bir şekilde ilan edildîfi gün, saat ve dakikada akmamıştır. Çünkü, Irak'la yapılan ticarı ve politik anlaşmaîar, fiyat unsurlan gibi değişen faktörler etkisinı göstermiştır. AP ve MSP Başkanları, televizyon konuşmalannda gerçekçilikten uzak görünmektedirler. MesleKsel alanda ne kadar bilgilı olurlarsa olsunlar, bu noksan onların memleket ve dünya bilgisi alanındaki eksikliklerinden ileri gelmektedir. Bir köyde doğup büyümek, bütün bir memleketı tanırnak olmadığı gibi, Avrupa'nın veya Amerika'nın birkaç kentinde gezrnei: veya yaşamak ua dünyayı tanımak o'.amaz. Eunun için devletin güdüm ve yönetiminde ve çeşıtlı kademelerınde uzun yıllar, ögretici deneyler geçırmi? olmak gereklidır. Parti yönetimi ile. devlet güdüm yönetimi arasmdaki ayrılığı ve aykırılığı görmek. geregince hareket etmek, devlet yöneticisini gerçekçilige götüren başka bir etmendlr. Devlet yönetiminde gerçekçilik, memleketin:n olanak ve ka'oıliyetleriyle, ulaşacağı hede£in kıyaslanmasından doğar. «On yılda Ispanya. yirrrn yılüa İralya, oruz yılda Almanya düzeyine ulaşacağız» g;bi gerçekieşmesi olanaksız hedefleri, abartma aynasmdan. milletin gözlerini kamaştırma amacıyla yansıtma. bir «seçim edebiyatı» oiur, olia olsa. Bu da gerçek matematik kafaya yakışmaz. Devlet adanu gerçekleştirebllecefi hedefleri seçmeH ve bun!«n yskın, u?ak hedefler halind» sm:na::dırnıalı, ve öncelikler Ustesini akıllıca düzenlemeiidir. Bir devletin üeri bir uygarlık düzeyine ula»ması sadece ekonomik kalkınma ile de olmaz. Gerçekçi bir devlet yönetimi için sosyal kalkınma, ekonomik kalkınmanın ayrılmaz bir parçasıdır. Poütikacı liderlerin, ekonomik alandaki hayal kudretlerine, hoş görürlükie geniş olanakiar tanısak bile, sosyal alanda Türkiye'mn Batj uygarlık düzeyine ulaşması için bir yüz yılın yeterlı olacağı. bugünkü koşullar içinde düşünülemez Partisinin tutuculufu, Milîi Selâmet Partisin:n ortaçağ şeriatçılığı ve Milli Hareket Partisinin zülme ve dehşete dayalı ırkçı ve faşistlıği ile; smırsız özgürlük, adil bir refah seviyesi, kadmer'sek eş:tbgi lây.klik ve iç banşa dayanan sosyal kalkınmayı saglamak olanaksızdır. Sosyal kalkınmayı hedef almayan ekonomik kalkınma ise, uyşarlık savaşı çerçevesi içinde gerçekçi olamaz. Bugün Türkiye sosyal bir bunalım içinde çalkanmaktadır. Gtmç öfrencilerin beyinlerinden kurşunlandığı, ışgal ve boykotlarır» üniversite amfüermden. ilkokul dersliklerine kadar yayıldıgı bir ortamm, devlft adamına vereceği yankı, ancak bir «felâket sinyali» olmalıdır. Devlet aciamı yaklaşan felâketi sezmeli. uyanık o'.malı, olayların üzerine çözümler bulmak için cesaretle atılmahdır. Bu felâketli çalkanışı, basit nedenlere bağiamak. cesaret ve enerj.den yoksun yöneticler.n bu'.duğu mazeretleıdır. G«rçekte geçirmekre olduğumuz sosyal bunalımm kökler: derındedir. Düzen bozukluğundadır. Demokrauk sola açık. şeriatçiliğe ve ırkçılıga kapalı olan Ar.ayasamız. her gün çiğnenmekte, devle: yönetiminden sorumlu olanlar. yüksek yargı organları harekete geçmek için geçerli cesaret ve eneriiy: kendilerinde bulamamaktadırHepimizîn nlar. bu •rüzel vatanın. kö'ü ynnetim altında düştüğü karanlıklara baharken, ATAT Tt RK'ün guneş kadar par^ak, müsbet bilime dayanan. gerçekçi. cesur ve enerjik yönetiminde yetişmiş ve yaşamış olmak büyük bir bedbahtUktır (1). (1) Dosturo Savın Vedat Nedim Tör'ün soıü Haftanın Özeti Kordugum afta. yillarriır politika kullslerinde ensin deney edinmi? gueterilere bile partnak mrtacak gelişmelerle jrpçti. AP Genel Başkanı Demirel. hafta haşlannda erken seçim olayına CHP'yi de köşeye sıkıştırdığı inancıyla «bu iş oldu hitti» edasıyla bakıyordu. Oysa hafta biterken Demirel, çıkmaz sokakta çıkar yol arayan bir yolcuya dönmüştü. MSP. erken seçimi engellemek için elinden geleni yapacağını daha işin başında söylemişti. Selâmetçi milletvekilleri. amansız Demirel muhalifi DP'lilerle işbİTİiği içindç içtüzükten yararlanarak ençellemeyi sürdürürken. yine parlanıentoiçi kimi Kelişmeler de kamuoyunda şaşkmlık ve heyecana neden oldu. H PERŞEMBENiN GELiŞi..: Geçtiğimiı; perşenıbe gününün tarihi. Sİ mart 197"'ydl. MC'nin iklnci kuruluş yüdönümü. Aynı RÜn için MSP, en büyük koalisyon ortağına bir sürpriz hazırlamıştı: Yüce Divan «Yüce Divan» sıfatıyls yarfilama yetkisi yurdumuzda Anayasa Mahkemesine ait. İddia makamında da Cumhuriyet Başsavcısı bulunur. tşte MSP, ortağı bulunduğu koalisyonunun Başkanı Demirel iki AP'li bakanı bu mahkemede sanık sandalyesine jötürebilecek kapıyı. şantaj da knksa, geçen perşembe şöyle hir aralayıverdi. Cuma günü de sıra Lockheed rüşvrt olayına geldi. Olayı araştırnukla görevli Millet Meclisi Komisyonu. Başbakan Demirel ile Milli Savunma Bakanı Ferit Mrlen haklarında soruştıırma açılmasına karar verdi. Komisyonun görev yönünden kusurlu hulduğu kişiler arasında (ienellnırmay Başkanı Orgeneral Sancar'ın adı geçiyordu . Bir hükümet başkanı için artık bnndan daha açık Mr «Cüvcnsizlik» beyanı olamaz. dlyebilirsiniz. Şasırtıcıdır ama. MC ortakhğı «resmi» varbğuu bitklsel de olsa geçtigimiz hafta da sürdflrebildi... lar. ORNEK ALABiLMEK Karanlık Yayılıyor OKTAY AKBAL Evet Hayır TARTISMA Memur kendisine sahip çıkmıyorsa.. Bu sütunda bir tartısmacj yaz»r arkadaş. «Memur yalnızdır, bilinçsiz değildir» basngı altında görüşlerini şeliştirmeye, çalıştı. Bürokrasi tarihimizden beri devlet memurlarına örşiitlenme ve örgüt içinde hak savaşmı v^rrne olanakları kısıtlı tutulmuş'ur. Memur kesimindeki bu kısıtıılık ve tutukluluk süreçlerinin bırikiminden kamu görevlılerinin sınıfsal niteligi oluştu. Bel li bir eğitrn sürecinden geçtıkten sonra memurıvetle yaşamını sürdürmsye karar veren kamu görevlilerinin ulusal egitimden geçmedifi ve finans oligarşisinin çıkarlan doğru'.ttı sunda biçimlendirildigı, onlardan bilimsel doğruların saklan dığı, öğrenmelerinın yasaklandığı ve sadece tutucu ve gerıci azınhkların çıkarlarını korur durumuna gfctirildiği, bir yerde de robotlaştırıldıgj için rae mur toplumu arieta kast sıstemi içinde bilinçsiz bırakılrnıştır. Eger sınıfsal değıl de, ulusal bir egitimrien s«Çmiş olsay dık, ne yalnızlığımız ve ne de bilinçsizligimiz söz konusu ola caktı bugün. Memurun yalnızlıgı bilinçsiz lifinden. bihnçsizliği de ulusal olmayan kasıtlı eğitiminden gelmektedir. Türkiye'de bu gerçegi gören ve yakalayabilen bir memur kesimi vardır. ÖğTet menler bunun en güzel ve en somut örnetini vermislerdır. Yıllar örcesinö^ kurulan «Muallimler Birliği» zamanla bazı aşamalardan geçerek Türkiye Öğretmen Dernekleri Milli Federasyonu ve 1965 yılında da 624 sayılı yasaya göre de TÖS, jaygm ve tabansal bir örgütlenme sürecinir. simge'eri olmuşlardır. TOS"ün, Erim'lerin azizligine uğraması sonucu, ay nı tabanh ve aynı amaçlı TÖBDER devreye girerek örgütlenrr.e potansiyelini eline aldı ve demokratik merkeziyetçi yapısını korumasım ve geliştlrmesi ni bi'd:. Gerek TÖS zamanında ve ge rek bugünkü TÖBDER, yaygın bir şekilde örgütlenmfiyi tamamiadıktan sonra, öğretmen toplumunu egitmek, ona bilinç taşımak ve hatta eğitime. eğitimci olanlardan başlamak gibi bir stratejiyi amaçladı ve bu amaçları sürekli çalışma programlan ile gerçekleştirme ye çalıştı. Çünkü gerek TÖS ve gerek onun temelde bir da vamı olan TÖBDER. öğretn>3nlerin ulusal eğıtimden geçmediklertni ve sınıfsal eğitim le koşullandınlmıs olduklannı gördü ve diizenır. bir yerde ^llar süren kurnazhğmı yakalamıs oldu. TÖBDER ve TÖS üzerinde koparılmak istenen kiyametlerin özünde yatan neden d? bu uyanış ve bu silkiniş olmuştur ve hâlâ olmakta dır. Yer yer, bölge bölge düzen lediği ve çalışma programı dofrultusunda uyguladığı örgütssl çalışmaları ile de köyclçki tüm bğretmeTilere bılinç taşımada lokomotif rolüni'l ba şa^ıyla sürdürmektedır. TÖBDT^IR'deki bu duyarlı va özenli çalışmanın neder.i yukarıda be hrtriğimiz gıbı. Türk ögretmeni ni sınıfsal eğitimın musibetlerinden ve çağın ayıbından uzak bulundurmaktır. ÖğTetmenler dışmda ki öbur rr.emur örgüılerinin yaygın ve geniş tabanlı bir yapıya sahıp olduklan soylensmez. Çogu ıl ve üçelerinde şubeleri yoktur. Ekonomik iktidarlar aynca karf.izitle kamu kesimine ken di çıkarlarmın bekçiligini yapacak kartvizit memurlsnm da yerleştirmeyi başarmışlardır. Bu bir gerçek. inkâr edemeyiz bunu. Örgüt bu yapıdaki memurun eğitimini üstlenmelidir. Ona kart\izit verenin düzen içindeki amacında yatan gerçekleri bir memur bilmiyor sa. bunu ona anbtmak, düzenin karakteri hakkında belirli bir bilince ulaştırmak örgütle rin görevidir. Bugün demokra tik kitlc örgütlsri yanlış. noksan ve kasıtlı oiarak verılen eğitimin onanm kurumları an lamındn ve âurıımundadırlar. Örgiit arkadaşım ve dostum Fakir Baykurt'un bir sozünü sürekli olarak aklımda tutar ve yeri geidiğinde bol bol har canm bu sözü. «Geri kalmış toplurrüann aydınları da geridir» der Baykurt. Türk kamu personelinin özünde yatan ger çek budur. G^rçekler kabul edilmezse alınaeak önlemler et kisiz ve sonuçsuzdur. Belli bir efitimden geçrniş bir memur kendisine işverenden daha bilinçli olmazsa katsayı artınmları gibi pal>atif ve teraelsiz güvenceier içinde gelecegini pe rişanlıta bsğlamış olur. Memur kendisine sahip çıkmıyor, yasalann tenıdığı hak ları ku'.lanmada ürkek davranı yorsa, başkalan tarafmdan yalnızîıgınm giderilmesini isterr.e si eşyanın tabiatına ters düşen bir yargı ürünüdür. Besim NEBİOGLL" Emekll öfretmen O\şa istifa mekanizması, çok partfli ststemierİTi aynlmaz bir parçası oiarak değerlendirilir. Nitekim bunun bir örneğine geçtiğimiz hafta Fransa'da tanık olundu. Konıünlst ve sosvalistlerdcn oluşan Sol Birliği karşısında iktidar çoğunhığunun uRrariıçı yerel seçim yenilcisinden sonra Başbakan Raymond Barre. hükümetinin istifasını vprmekte Kecikmedi. Devlet Başkanı Gıscard da televizyona v'kıp Fransız halkına, «Bana ilettiğiniz mesajı aldun ve anladım» demesini bildi... ütün Türkiye karanlıktaydı. Ne olmuss» olmnş. Tetkililer hep bir şeyler söylüyorlar. Şunrtan bmıdBn. Hiç birini önemseraiyorum. \ok direk yıkılmış, yok bilmem ne olnıuş. N'asıl aydınlıkt» yaşıyoruz, ona şa*"" 1 ' 1 gerek! Bu ars4a her fün her akşam elektrikler hf5iliyormuş, doğal sa>mah. Karanlıktaydık bir keı daha. TV de sustu. Oh ne iyi. Bir arkadaş telefon etti o sırada. «Enerji Rakanı TVde konuşuyor» dedi. Arkadaşın evinde Ö7.el jeneratör gibi bir şey var. Elektrik eidince onu takıynr. izlivor TA'sini. Türkiye'nin kırk kadar ilinde clektrikler kesildiği anda Ener.H Bakanı «Enerjimiz boldur» diye söylev veriyormuş!.. Geçen ak?am da öyle olmadı mı? TV haberlerinde öçrendik. İstanbul. İzmir gibi bir çok illerde kesinti kalkmış. «>h oh ne iyi. dedik. ama muraları pek uzaga kaldırmadık ylne de1. \"anılmamışız, daha haberler bitnıedcn elektrik yine :dtti. \ e oluyor, neden oluyor, niye kesiUyor elektrik tam da Başbakan «Kesinti son a erdi» derken Arlık açıklama da vapmıyorlar, ne desinler, yok santrala kedi girdi. yok Uunıp dururken direkler yıkıldı, falan filan. Kim inamyor ki! MC iktldanrun ne bakanı. ne »enel müdürii. ne de susu busu .. KIms?ye inanmıyoruı, güvenmlyoruz .. Büyük apartmanlar jenerator taknvaya ba^ladılar. Her eve, her kata bir jeneratör. Hemen ithalatçıları. komisyonculan da çıktı bu işin. Bildlriler, ilânlar Her boyda. her güçte jeneratörlerimiz var. Bilm«m hangi flrmanın j*neratiirleri taianca knmisyoncu lavafıntlan piyasaya sunulmuştur. Bunlardan birinin hastırdığı ilânları gördiim. Bir çok kurııluşa göndermişler. En ııcnzu 25 bin )irî«. en pahalısı 2 milyon 850 bin lira. Başbakan'ın dediği olacak. şimdilik yüzbinler, ınilyonlar, yarım milyonlar, trilyonlan söylemeye alışacağız. Böyük Türkiyc"de yaşıyorut, blr Türkiye'ye bir Türkiye daha katmış Demirel'ler, Erbakan'lar ülkesindeyiz. Ourmadan ttmel atarıı, ama elektrik bulatnayız o, fabrikalara! Ne fabrikası. evimizrteki ışısı vakamayız Tek tek anlatıyorlar o ilânlarda... Erinizdrki buz dolabının. TV'nin, çamasır makinesinin. traş makinesinin îşlemcsi. üç dört odada ışığın vanması şövle bir clli binlik jeneratörle oluyor. Kıyin blr elli bine, alın bir jeneratör, kimseye minnetiniz kalnıa/, tiiın l.ent karanlıkta, siz aydınlıktasıntz, ne zevk ne zevk'. Değmez mi elli bin liraya? Hele \irmi otuz daireli bir apartımanda oturuyorsamz toplarsıuız bir milyon alırsınız büyük jeneratör. Adam başına kırkar elUşer bin lira dnşmüş. ne cıkar'. Elektrikleriniz srtnmez, buzdolabınız erimcz, asansöriinüz bozulmaı. MC iktidannda Türkiye'dc vaşıyorsunuz. Herşeyi kendiniz yapacak, kuracak, yaratacaksınız. Kendi elektriğini kendin yap. kendi camnı kendin savun Tek teK savaşım veriyorıız doğaya. uygarhğa karşı... Bir ııy«ar toplıımda vaşamadığımızı bilerek. . Herkes silâhlı. herkçs tetikte, kilit iistiıne kilitler kapılarda! Ne güvenlik var, ne yasa. ne de onla ra uyan; uyçulayan Adamlar rık»r TV rinünr Elektrik varsa bağınr çagırırlar gözlerinizin öniinde. İyi ki elektrik kesiliyor bu onlarda o sinir hozucu .eörüntülerdcn kurtuluyoruz. Karanlığın irn'iactımıza gplmesine seviniyoruz. Seçimler olacak. Su yoldan hu yoldan. Tiirk toplumunu her yönden karınlıkta bırakanlar hiç bir sıkıntı ctuymadan karşımıza çıkıp «Biz halkın yararına iş yaptık, daha da yapacağız» diye oy mu isteyeceklfr? Yüz ferek buna. >üz'... Ama pişkinlik politikacılıkta erdem sa>ilır. Bövlesine «ercieiTi»li politikacüar bizi iktidara îetiriıı diyeceklcr ha! Biz de onları seçeceğiz, iktidara getireceğiz ha: Tiirk halkıru hiç tanunamak, bilmemektir lııı. Tnplum yaşantımızı karanlığa sokanlar halktan öyle bir tnkat >iyecekler ki. tadını yaşaınları boyunca unutantavacaklar. Kentli, köylü, kasabalı. nkuınuş nkumanıış, kaclın erkek, <:>TIÇ yaşlı bu uluRun buyük çoğunluğu Dcmirelli Erhakan'h, hele hele Türkeş'li komandolu bir karanlık çıkmazdan bir an önce kendini kurtarmak istiyor. Her oy bir silâhtır. Bu süâh öldüırncz, ama politika alanı dışına iter bfcerıksiz, başarısız politikacıyı... Bizler o silâhı çok iyi kulianacağız. Rütün bu karanlık gecelerde o aydınlık gunii düslDyoruz. Tüm ytırriu bu zulmet kaTanhğından kuvtarmak, aydınlık bir gelecejp kavuştuımak, çirkin politikacıları elimizin tersiyle bir yana itmekle olacak. Başka yulu yok... B KAŞIKVEPiLAV N> var ki. Başbakan Demirel. fld rıldır baskanlıtuu yapageldiği koalisyonun ortaklarının bile «mesajuru anlamamaKta ısrarlı göznlrüyor. Nitekim cuma gecesi TV ekranlarında haberleri seyredenler. Demirel'in hâlâ «pilavdan dönenin kaşığı kınlsın» rtiyebildiğinin canlı tamğı oldular. Oysa MSP, Demirrl'in istifasını sağlamaya yönelik taktiksel saldırılarını tüm hafla boyunca sürdürmüştü. Bir yandan erken seçimi engellerken. öte yandan Yüce Divan'ın kapısını aralıyordu. BÎT yandan AP'siı ve erken seçimsiı bir hüküır.et formülü için CHP ve AP ile temaslannı sürdürürken. öte >andan da Demirel'i düşürecek sensonıyu vermekten özenle kaçımyordu. Böyle bir ortamda (tensoru önergesi cuma günü MSP'den değil, DP'den geliverdi. GENSORU NEOLUR? Siyasal göılemcilere göre, DP'nin gensont önergesi, başladığımız haftanın en güncel konuıu olmaya adaylıfuu koymuş durumda. Gensoru bir yandan erken seçimi engelleyici bir nitelik taşıyor. Öte yandan da Başbakan Demirel In basmın özerinde Damoklesin kılıcı gibi sallanmakta... CHP bu konuda tavnnı oelll etti; Gensoruyu destekleyecek. Ama baftayı kapatırken MSP'nin ne yanacağı heniiz belli defildi. Bu arada değerlendirilmesi gereken bir etken daha ortaya çıkmıştı: CHP lideri Ecevit. Bursa konuşmasınd* «seçim ya haziran başında olur. ya da ekime kalır» demişti. Bu durumda Selâmetçiler, engelleme taktiklerinin başanya ulastığını gönip. gensoruya da «ııh» dedikten sonra ekime dek yeniden Demirel"in koluna gireblllrler miydi?.. Soruları daha da çoğaltmak mümkün ama gereksiz. Türk siyasal yaşamına cün geçtikçe egemen olan bu kördüğümün nasıl çözüleceğine, bakalım, bu hafta tanık olabilecek miyiz? Emlâk vergisi beyannameleri ve rayiç bedel Cumhuriyet gazetesinin 28.3. 1977 tariiıu sayısında birinci sayfada, «Emlak Vergisine Iiışkın Büdirimler Maliye Bakanlığınca Denetlenecek» baglığı altmda bir haber çıktı. Özetîersek: Şündiye kadar verilen beyannamelerin ilk değerlendirilmesinde, 1972 beyannamelerine göre. ortalama üç buçuk kat artışlı beyanlar görilldügü, böyle bir jöikselme göstermeyenlerin emlâklariyle ilgili araştırmalar yapılaca|ına, Maliye Bakanlıgı Gelirler Genel Müdürlüğünce karar alındığı belirtilmektedir. Beyannameleri inceleme. arsa ve bınaların durumunu değerlendirme, rayiç bedelleri bir sisteme bagl&ma yetkisi, hazineyi ve malî gücü elinde tutan Maliye Bakanlığının yetkisi çevresindedir. Ne ki, böyle bir denetim ve işlemden önce bir çok hususlarm gözönünde bulundurulması gerekir: • 1972 de olduğu gibi 1977 beyannamelerinde de, yasalar gerefince vatandaşın beyan özgUrlüğüne saygılı kaluımıştır. Mükelleı «Bizzat mesken» oiarak barınıyorsa bagımsız bölümünün rayiç bedelini çerreyi, normal piyasayı, kendisi memursa f5) yıl içinde artınlan kat sayısı tutannı dikkate almak zorundadır. Ilk beyanda dairesine rayiç bedel oiarak (100.000) lira kojmuşsa, bu sefer bunu yüzde (40) arttırarak (140.000) lira gösterse, Maliye Denetçileri artışı az mı bulacaklar? Ama bunlar içinde de yüzde yüz artışa kadar beyan verenler göriilmektedir; daha çok ilerdeki beş yılın fiyat ırtışına ters düşmesin diye. 0 Mesken ya da işyeri durumunda kiraya verilen yerlerin beyanı daha başka dilşünceler altında oluşmaktadır. Kira kanunu çıkarsa vergi bakımmdan alta düşmemek, yürürlükteki kırayı artırmak, satacaksa arsa ve emlâk spekülâsyonu çevirmek gibi, daha burada sayılmayacak yan etkilerle beyanını üç, üç buçuk değil, belki beş kat fazla gösterebilir. Anormal fiyat amşlan. para değerinin gun gün düşmesi gibi etkerüer de mükellefi böyle bir tutuma zorlayabilir. Ama bunlar Maliye Bakanlığının tüm mükellefleri düşünmesi gereken ana düşüncesıni değiştiremez. Bu gibilerde dikkat edilecek husus, ilk beyana göre yüzde yüzün altında bir beyanda bulunulmamasıdır. Sözgelimi ilk beyanda (250.000 ı göstermışse, 1977 beyanında (500.000 rin altına düşmemesi dofal sayümalıdır. Bu daire satışa çıkanlsa, bugünkü rayice göre (1 milyon'» eder gibi. fırsat düşkünlerinin vıcdansızca, pervasızca yaptıklan alışveriş dalavereleri ksmusal ömekseme olamaz. • Düsünmeliyiz ki, Maliye Bakanlığının bir görevi de, paranın değerini korumaktır. Beş yıl içinde normal fiyat artışlannın yüzde üçyüz elliye vardıgını benimsemek, hiç bir yürütme gücünun parasal siyasasına sıgmaz. Yalnız beyannamelerin pratik bir öze ve biçime sokularak (2) ya da (3) yılda bir yenilenmesi düsunülebilir. Bes yıla göre kademeli artış da uygulanabilir. Vergiye tabi ılk matr&h esas aünarak, saptanacak orana göre, örneğin yüzde (20) üzerinden (200.000)lik bir beyan, 1978 yılında (240.000), 1979 yılında ise (280.000) olur. Verilmiş beyannameleri, Vergi Daireleri bir anda değerlendirirler. Maliye Bakanhğınca Marttan once bir duyuru yayınlanarak: «İlk beyannamelere göre şu orandan az rayiç bedeli gösterilmeyecek» denmediğine göre, çok »ykın, göze batar bir beyan oimadıkça, her beyanın dogal karşüanması gerekir. Yoksa Maliye denetçüerinin her hangi bir arsa, daire ya da işyerinde bir spekülâsyon kurnazının beyanını temel tutarak, «Senin de rayiç bedelin bununki gibi olacaktır» gibi bir işlemi yürütmesi bir çok yönden sakmcalıdır. Ama >ukarda belirtılen, uzman larınca daha başka düşünülen yeni tedbirler getirilebilir. Biıce asıl denetlenecek konu gelir vergisidir. Ayda I7.50O 10.000) liTa üzerinden bir kaç yerden kira alan bir kimse, bu geliri kuruşu kuruştına gelir vergisi beyannamesinde yansıtıyorsa, emlâk vergisini yüzde yüz artışın üstüne çıkarmaması nın hîikh bir r.edeni vardır elbet. Snleyman KOTA KIBRIS KIBRIS Erken seçimi yurdumuz içln gundeme çetiren sorunlardan biri oiarak değerlendirilir Kıbns. Çunkü varolan parlamento aritmetiği ile sonına bir çöznm bulabilmenın olanaksızlığı öteden beri öne sürülür. Nitekim, gcçtiğimiz perşembe \iyaııada başlayan toplumlararası görüşmelerin seyri de bu kanıyı doğrular nitelikteydi. Türk taralı. Kıbn s Rum yönetiminin toprak konusundaki önerilerini «kabul edilemez» bulmuştu. Rum tarafı da kurulacak federal devletin biçimine ilişkin Tiirk önerilerine «hayır» demişti... Böylece altıncı raund görüşmelerde de alınan yolun bir arpa boyu olduğu ortaya çıknuş oldu. İNSAN HAKLARI Viyana'da toplumlararası görüşmelerin sürdüğü sıralarda CeneTre. Kıbns Rum yönetimi ile Yunanîstan ın bir diplomatik başansına daha sahne oldu. Birleşmiş Milletler İnsan Haklan Komisyonu dönem başkavüığına Kıbns Rum yönetiminin temsilcisi seçildi. Oy birliği ile bu görere getirilen Andreas Mavrommatis, Rum jönetiminin BM Cenevre Ofisi nezdindeki daitni temsilcisiydi. İnsan baklannı gözetmekle çörevli komisyonun kurulmasmı sağlayan sözleşmeyi 43 ülke onaylamıştı. Ama, bu ülkeler arasında Türkiye yoktu... 1001 TEMEL ESER 100 üncü kitabı iftiharla sunar VE BAŞKAN CARTER İnsan naklan söz konusu olunca, bugünlerde. ABD Başkanı Carter'in Sovyetler Birliğine karşı sürdürdüüi kampanyaya da deginmek gerekiyor.Beyaz Sarayın yeni sihibi, Sovyetler Birliği'nde rejim muhaliflerine insan haklanyla bafdaşmayan baskılar uygulandığı gerekçesiyle Kremlin'e Lanet» yağdırmayı sürdürüyor. Carter'e bakarsanrz, davraruşının dünyada yumuşama ortamını zedeleyecek bir yanı yok. Oysa diinyanın önemli merkezlerindeki siyasal gözlemciler, duyarlı «nükleer denge»nin diğer kefesindeki bir ÜJkeye, böyle uluorta eleştirileri tehlikcli buluyorlar. Aym göalemcilere göre, ABD Dışlsleri Bakanı Cyrus Vancein, stratejik silâhlann sınırlandırılması konusunda yeni adunlar atılabilmesi için .Moskora'ya yaptığı geziden eli boş dönmesî de bu nedenle, olağan sayılmalı. Bu arada ABD Dışişleri Bakanlıgı. geçen hafta bir de ilginç rapor yayınJadı. Amerikan askeri ve ekonomik yardrm yaptığı 82 ülkedeki elçiliklerinin bildirdiğine göre, bu üikeierden ancak 23'ünde BM insan haklan Ukeleri uygulanabiliyor. Hal böyleyken, Baskan Carter'in insan haklan şampiyonluğnna soTunması bir garip çeliskiyi yansıtmıyor mu?.. Istanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi Elektrik Bölümü Başkanlığından (ASiSTAN ADAYI ÂLINÂCÂKT1R) Bölümürnüzde açık bulunan 6 adet asistanlık kadıosuna 1184 sayılı Kanun ve «Asistanlık Yönetmeliği» uyannca sıcavla; TÜRKiYE'YE GELiNCE..: Türkiye'de insan haklan konusuna pelince .. Bir hafta içinde gazetemizde yeralan haber başlıklannı söyle bir götden geçirmek bile bu konuda kolaylıkla fikir verebilir. Ancak haftayı kapatırken bunlardan yalnızca birtne defirunekle yetinmek istiyonız: Türkiye'de cezaevleri. Dayak ve işkence.. Küçücük koğuşlarda balık istifi yaşayan mahkurnlar.. Bunların tümü artık mahkum ,\urttaşlaruruz için olağan koşullar sayılabilmekte. Oysa cezaevlerinden bekienen en büyük işlevin. bu tür kisüerin yeniden topluma kazandırılmasi olduğu düşünülürse cezaevlerinin çağdaş bir kurum haline dönüştürülmesi de çündemdeki sorunlann arasında yer alıyor. Buca Ceza ve Tutukevl olayı da sorunun fcasa sürede ele ahnması tereğini vurguluyor. ASİSTAN ADAYI AL1NACAKTIR Adayların yüksek lisans veya yüksek mühendislik diploması sahibi olmaları gerekir. Askerliğıni ve doktorasını yap mış olanlar tercıh edilecektir. İlgilılerın 29 nisan 1977 cuma günü saat 17.00'ye kadar özgeçmişleruıı ve büdikleri yabancı dili belirten bir dilekçe ile Elektrik Bölümü Başkanhgma (İJ3.M.M.A. YILDIZ) başvurmaları duyurulur. KtRStLER BOŞ KADRO Devre Teo. ve Alan Teo. Kürsüsil Elek. ve Elektronik ölç. Kürsüsü Elek. End. Uygulanması Kürsüsü Hesap Büımleri Kürsüsü Elektrcnık ve Telekomünikasyon Kr. (Basın; 14bl;3U3) 223 SAHİFE10 LİRA Genel Dağıtım : BATEŞ Bütün kîtapçılarda (Cumhunyet: 3120) CumhuriyeC HEDEF. DEV BİR DENİZ GÜCÜI' TÜRK DONANMA VAKFINA YAPACAGINTZ YARDIMLARLA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle