25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMH'JRİYET 5 OC&K 1977 EĞİTIM ÖGRETIM Sema YÜKSEL Istanbul'da özel Ana Okullanndaîd ücretler jeçen yıllara göre artışlar göstermiş ve İl Ücret KomisyonuEun saptadığı bir fiyatla, taban €00 lira olan eğitim ve yemek kaiıvaltı Ucretleri bu yıi 800 liraya yaklaşmıştır. Taban olarak kabul edüen ve araba paralannın dısında olan bu ücretler bir losım Özel Ana Okullannda ii« ayda 1200 lirayı aşmıs bulunuyor. Pahalüığın dışında, bir kısım yuvalarda 8 ay olan eğitim nedeniyle, çalışan ana ve bablar buralara pek Ugl gösteremtyor. Istanbul'da sayılan 48 olan bu ana okullannda kalan çocuklann sayısı lse 900'e yaklaçıyor. tstanbul'da çocuklann okul öncesi eğttbnl ile çalısan ailelerln çocuklannı bırakabilecekleri bu tür bakım yurtlannın sayısı ise, özel ana okuüan da içinde olmak üzere 130. Bu ralarda kalan toplam çocuklann sayısı ise ancak 4 binl asabilmistir. özel Ana Okulundaki cocuk sayısızu çücanrsak diğer çocuklann yurtlara dağılnnı tse şöyle: 1500'e yatan Millî Eğirim Bakanlığma alt okul öncesi 40 özel smıfa dağılmış. 400'e yakını ise Ç.E.K.'na bağlı 7 yurtta. Devlet ve Özel Sektöre ait 30 fabrika ve işyerinde ise yaklasık 1350 çocuk kalıyor. Aynca Saghk Bakanhğına ait Bakırköy'de, Belediye'ye ait Zeynep Kâmil'deki yurtlarda ise kalanların sayısı 270. Kreş ve yuvalar çalışan annelerin temel sorunu olmak t a Hikmet ÇETİNKAYA devam ediyor KOJUIÜRI Çocuk Bakım Yurtlanyla îl$ttll olarstt hanrlanmıs olan TUzük'te yuvalarda kalan çocuklann saglıklannın konınması göz önünde tutulmuş ve «Çocuklarm oynıyabilmelerl, gerektiğinde temta hava ve güneşten yararlanabilmeleri içto yeteri büyüklükte bir avlu ve bahçe bulunacak...» denilmiş. Ancak Istanbul'da kurulmus olan gerek özel gerek resmi olan bakım yurtlannın çoğunluğunda, tüzüğün bu tür maddelerini ujgulayanına rastlamak olanagı yok glbi. Genellikle apartıman katlan arasında sıkısmış olan yurtlarda çocuklann havadan yararlanabilmesi, ya küçücük balkonlarda, ya da gerçekte bahçe sayılaroıyacak açıklıklarda sağlanabiliniyor. Böyle olunca da çocuklar yuvalann odalanna bir çeşit hapsedilmek zorunda bıraküıyor. Bunlann dışında yuvalarda konuyla ilgill eğittm görmus personelin azlığı, ban yurtlarda ise pek bulunmayısı da sorunlar ortaya çıksnyor. Böyle olunca da okul öncesi çocuğun eğitilmesi amacını tasıyan bu yurtlarda eçitimin ne derüi başanlı olduğu lcuskusu doğuyor. ÖZEl ANA OKULLARINA YAPILAN ÜCRET ZAMMI İL£ TABAN FİAT 800 ÜRAYA ÇIKARKEN, BİR ÇOK ri/VAOA AYOA 1200 IİRAYI AJIYOR Ortaklar Eğitim Enstitüsü öğrencileri okulu terk ediyorfar Çalışan annelerin en büyük sorunu.. rtaklar Öğretmen Lisesi ve Egitim Enstitüsünde MHP yanlısı ögretmenler ile komando öğrencilerin ilerici öğrenciler Uzerinde kurduklan faşist baskılar, her geçen giin yeni boyutlara uzanıyor... îlerici öğrenciler bıçaklanıyor, dövülüyor ve hiç gerekçe gösrterilmeden okuldan atılıyorlar. Son olay geçtiğimiz hafta oldu. 400 ögrenci Söke Kaymakamlığına başiurarak can güvenlikleri kalmadiğını büdirdıler. Ancak. bu başvuru olurnlu bir sonuca bağlanmadı. Ortaklar kavşagında ilerici öğrencilerle söylsştik. «Okalun dört bir yanı bozkurt resirnleriyle, MHP Genel Baskanı Alpaslan Türkeş'in portreleriyle donatılmıs durumda. İlerici bir tek yayın girmiyor okula. «Sizin işkence odalanndan haberiniz var mı?» «Hayır yok..» «Bu işlerin basındaki yönetioinin uyguladığı yeni bir biçim bu. Ögrencileri toplayıp milliyetçilik adı altında ırkçılık ve şoven duygıılar aşılamak istiyor. Ozeüikle, ilkokulu bitirip gelen 1314 yaşındaki çocuklar uzerinde uyguluyor bunu. O Bizier karşı çıktığımızda kurdurdufu işkence odalanna götüriiyor. Burada fasist öğrencilerle birîikte, ilericı öğrencileri döriiyorlar. Adınt açıklamayacağımız bir taz arkadasımız bu işkence odalannda adamakıllı dövüldü..» «Kız ögrencilere komandolann sarkıntılık yaptıgı söyıenivor?» cAğıza alınmadık küfürler, hakaretler ediliyor kız ögrencilere. elle büe sarkmtıhkta bulunanlar saDtandı Okul yöneticilerine bildirildi. Ancak, hiçbir sonuç alamadık.» Ama, hükümet tabipliği rapor vermiştlr, ögrenci Ismaıl Ablik'e. Şu anda 156 öğrenci okulu terk etmiştir. Geçen yıldan beklemeli ilerici öğrenciler okula alınmazken, Fethiye'de imamlık yapan yaşı 35 olan bir imam okula kaydettirilmiştir. Okulun içinde bir mescit vardır. Burada namaî kılınmaktadır. Saat 12 oldu mu. ögrencilerin tümü mescite gitmeleri için zorlanmaktadır. İNSANIN ZİHNİNİ DOLDURAN İLK SÖZLER,, VE MC'LEŞEN ALFAB E Alpay KABAÇALI tan. Aynı zamanda bütün bir geleceğimizln, «Uramidi istikbalnimızin ilk adımı .. Daha da somutJarsak, yalnızca bu yıl, 1976'da ılkokula Oaşlayan iki buçuk milyon yedi yaş çocugumuzun eğıtirmnin temeli .. Temel egitim konusunda yüzlerce yıldır yazılıp çizilenleri, «Çocugun yaş iken eğilmesi» üzerine ciltler dolduracak pedagoji literatürünü bir yana bırakalım; dört yüzyıl önce yanlmış bir kitabı rasgele kanstırırken karsımıza çıkıveren bir cümle bile yinninci yüzyıl Türkiyesinin çağdışılı^ı karşınnda Urpertiyor insanı. Montalgne söyle di>or Oenemelerinde: «tnsanın zihnine dolduracagîmız ilk sözler, onun ahlakını ve ruhunu yoğuracak, ona kendini tanımasım, iyi .vasamasını ve iyi ö'imesinı ögretecek olan aözler olmalıdır.» Oysa 1970lere degin, yıllar ve yıllarca bireycilijin rüzgannı estiren bir «Alfabe» okutuldu ılko'rnıl birinci sınıfta. Pamizin resimleri, «BABA BANA EAL AL» gibisınden majiskül yazılar pek vOgumuzun gözleri önüne gelir sık sık: >Anr!e bana top al. Kaya BANA ta? bul. İ$te SANA iki tane elma>. 1961 Anayasasınm sosyal devlet ilkesine ve «Halkın ögretim ve eğitim ihtiyaçlannı sağlamanın devletin basta gelen görevlerinden» olduğunu belirten 50. maddesine karşın. pek yakınlara degin parayla satıldı «Alfabe». 1971 ya da «72» de. «İlkokuma» adlı, parasız dağıtılan kitap çıktı: tste O kitap, 1976 ders yılı baçına değın biru kaç kez, milyonlarca basılıp dağıtıldıysa da eldeki stok bu yıl bütün öfrencilerin «alfabeııye iîavusmasına yetmedi. Yetmedi, çünkU aynı kitabın ufak îefek deiEişlkliklerle «MCleştirılmiş» yeni bir versiyonu haarlanıyordu. Ve Milli Efitim Bakanlığının 24.3.1976 tarihli, 4 sayılı karan ile 2 milyon adet basılması uygun görülen. 1.6.197Ö tarihli, 100 aayılı k&ran ile de 2 milyon adet dalıa basılması kararlaştırüan yeni «tlkokuma», Ankara'da, TUrîc Tarih Kurumu Basımevinde 4 milyon adet basılmaktaydı... Birinci baskısı bugünîerde ilkokullara dagıülan bu yeni <İlkokuma»nın ilkinden aynmlannı şöyle sıralayabiliriz: îlki birinci hamur kâgıda basılıyordu, yenisi Uçüncü hamura basılmış; ama resimleyeni degiştırlldiğinden, resımleri ilkine oranla daha «kaliteli»... Ilki 64 sayfaydı, yenisi 78 sayfa... Ve ilkinln arka kapaguıda «parasızdıri deniliyordu, yenisine 800 kuruş fiyat konulmuş (ilkokullarda ytae parasız dağıhyor). Şımdi içeriğe geliyoruz: Yazan jine Süleyman Karagöz; ufak tefeic defişıklikler ve ekler bir yana bırakılırsa, 74'üncü sayfanın sonuna degin ilkinin aynı. Ancak. «ulus» sözcüğünün yenne «mlllet» sözcugunün konulması gibı çok «anlamlı» bir geriye gidiş de gbrülüyor. Bir de, ufak tefek değişiklıkler dışında ılkinden farkı olmayan yeni «Ilkolcumajmın içerigine bakalım: Kitapta kuliantlan yüz sözcUkten altısı «giizel» sözcügü. Böylesine sık ve yerli yersız kuUamlması, degil çocukta, büyükte bile kavram kargaşası yaratıyor: «Ali gel, oku. Güzel oku», «tyi oku, GUzel yaz», «Güzel acnem. Güzel annem. Süt ver bana», «Kitap güzel. Çok giizel. Çok okudum. Şu bukalemunlaştırmalara ne demeü: «Ay?e oku, yaz. Ali, sen de yaz», «Ali su içti. Kaya sen de ıç. Kaya su ıçti. Ali de içti», «Bu köpek çok güzel. Ben onu çok severim. Sev onu, sev. Kaya sen de sev». Vb... Ckokul öncesi yaşlarda görülen taklitçilik egılimini böylesine sürdUrerek çocugu kisıliksizleştirmek niye? Ve papagaalaştırma: «Işte büyük Atatürk. En büyük Türk. Onu annem çok sever. Onu babam çok sever. Onu ben de çok severim», «Evim güzel. Okuı güzel. Köyüm güzel. Ankara güzel. GUzel yurdum, Sen en güzelsin». Bu sözler ne öğreteces çocuga? Ataturk'ü mü, yurt sevgisini mi? «tlkokumajı, daha nice kötü ömekle dolu. Bunlan mı vermeliyiz ükokula adımını atan çocuklarunıza; onlan böylesine bencilieştirmeU, bukalemunlaştırmalı, papağanlaştırmalı, mantıksızla$tu> malı tnıyız? Hiç olmazsa yaşama sevinci. birîikte olma mutluluğu aşılayamaz mıyu çocuklaruıuza? Czaga gitmeye gerek j'Ok; Anayasanın baslangıcı bölümünde yer alan ilkelere baflı kalınarak hazırlanmış eli yüzü düzgun bir alfabe ya da «ükokumh» bile önemli bir adım olabilir, daha aifabeden başlayan bu eğitim ilkelliğinin yüzkızartıcı derekesini olumluya yöneltme yolunda ilk adım atılabilir. BİTMEYEN SORUNUR Çalısan kadınlar lşyerlerl yakınmda, çocuklannı bırakabilecekleri yerler olmaması, özel Ana Okullarının da oldukça pahalı olması nedeniyle güçlük çeklyorlar. Bazı işyerlerinde, en az 100 kadınm çalıştığı işyerterine getirilen Kreş açma zonmluluğuna uyularak kreşler açılmı?. Ancak diğer yurtlardaJd sorunlar burada da mevcut. örneğin devlete ait bazı işyerlerinde açümıs olan böyle yerlerde, çocuklar krese alınmak için bir sıraya sokuluyor ya da sadece 2 yasını asmif olanlar kabul ediliyor. O zaman anneler yine çocuklannı baktırabilecek bir yer bulamıyorlar. Örel Ana Okullannda da kalabilen çocuklann aüeleri genellikle maddl olanaklan elverisli ailel»rin çbcuklan. Çalısan annelerin eahstıklan yerlerde çocuklann bakılabileeegi uygun yerlerin olmayısı, anneyi çocuğu sokağa. ya da bir yakınına bırakmaya sorluyor. A Lfabe, lnsanhgın temel taşlaruıdan blri. Tarih içerisinde bir.bir seriiven geçırerek yüzyıllar öncesınden günumüza gelen bir uygarlık anan vb YÜKSEK DENİZCLLİK OKULU'NUN AKADEMI OLMASI ISTENOÎ Urkiye'de Blrlik Partisl Genel Baskan Yardırncısı Mehmet Kamışlı, Yüksek Denizcilik Okulunun, Devlet Denizcılik AKademısi olmasuıı sağlayacak kanun tasansının en kısa zamanda çıkanlmasım ıstemiştır. Ticaret deaizcıliginin geiismesinin, eemı adamlannın da üst yeterlikte gemi adamlannın yetismesini zorunlu kıldıgını belirten Kamıslı, Yüksek Denizcilik Okulunun bu görevi yerine getiremediğıni ifade ederek, özetle şöyle demişür: «Ticaret denizcüigl >ij«TîTntin sürekli olarak bilimsei arastırma yapacak ve bu çalısmalann Urünlerini öfreöm ve egitim yoiuyla yetisen kusaklara aktara cak, denlz ticaretimizin kurtulmasmda öneml: bir adım oiacak Devlet Denizcilik Akademisi Kanun Tasansının en kısa zamanda kanunlasmasını zorunlu görmekteyiz..» « DJTOR! Eğitimciler çalısan allelerln çocuklannın tehIlkelerden uzaklasması ya da yalnız kalmasmı önlemek için yuralan seçmelerine karşı çıkıyorlar, • Velilerin çocuklannı yuvalara bırakmakla islerl bitmemeU. Buradakl eğiümleri de izlemesi, çocuğun olan ilgisini burada da sürdürmesi gerekiyor. Çocuga sabahtan aksama kadar kalabilecekleri dört duvar değil, bedensel oldugu kadar ruhsal va fikirsel gelişmelerinin sağlanması için, programJı çalısmalann olması gerekir. Aileler bunu denetlerneli» diyorlar. Çaiısan ve çalışmayan tüm anneler için, oyun dönemine giren 3 yaşından sonraki çocuklarının kalabilecegi yuvalann gerekliligine değinen eğlticiler sözlerini şöyle sürdürüyorlar: «Bu yuvalar iyi kalitede, ticari amaç güdülmeden, çocuğun gelişlmi düsünulerek yapılnus yuvalar olmahdır. Bunlann havadar olmalan dışında, bina uygunluklannın da olması gerekir.» T BASKI HATASI,, KAPALI KAPILARIN ARKASINDA YAPILIYOR Dr. Erdal ATABEK saklan Wttt. Artık, görevinl yapmadan önce gözlerini açacaksın. görevini yaparken de, yaptıktan sonra da hep açık tutacaksuı. Gözlerini açık tutacaksın kl, senin kapalı gözlerle yaptığın görevler hangi açıkgözlerin işine yanyor, göresin. Bu gözler, aklın göaleri. Aklm gözlerine hedef göstermek de kolay degü. O hedefi gösterirken açıklayabiliyor musun, TUrkiye dünyanm neresinde, bangi düzeyinde, buraya nasü gelmiş, gelecekte onu neler bekliyor? Tarih bilgin ülkenin geçmişini dogru açıklayabiliyor mu, gelecegini düsUnürken açık seçik gerçeklerl gösteriyor mu? Ekonomi bilgin, ülkedeki gelir düzeyini, gelir dağüımını, bu geliri kimlerin ürettiginl, kimlerin paylastıgını anlatıyor mu? Sosyal bilgin, Ulkede hangi toplumsal olgulann yasadıgını, toplumsal smıflan, bunlann nedenlerini, degismelerini açıklıyor mu? Ulkede yaratılan servetin kimlerin elinde toplandıgını, kimler için ülkenin cermet, kimler için cehennem olduğunu beliröyor mu? Bugtin okuttugun gence iş güvences: veriyor musun? Binlerce işsizin arasından sıyrılıp da iş bulabllecek gence geçinme guvencesi veriyor musun? Bu geçinme guvencesi, genç insanın deger y&rgılaruu çignememeyi de kapsıyor mu? Bu çagın insanını inandıracak olan egitim, bu •orulann karsılıguu veren buimdir. Bu bilimden bucak bucak kaçarken, doğrulan yanlıs, yanlışlan doğru göstererek geçirilen yıJların sonunda da, genç ınsan, o yülar boyu dusUndugü bu soruların dogru karşüıklanm bulacaktır. Çünkü, yasam, insana içinde bulundugu koşullan ber şeyden daha iyi anlatmaktadır. Bütün gelişimin insanı zorunlu kıldıgı bilinçlenmeyi baskıyla önlemek, sadece büyük bir hatadır. Kitle haberleşmesinin bu çagında, dünyada olup bitenler böylesine gözler önündeyken bu tür hata bir hayal bile olamaz. SürdUrulmek istenen bu çafdısı eğitim, bir kitabın birkaç satmnda degil, tümüyle «baskı hatasıdır». Hem de, her baskı ve her hata gibi yıkılıp gitmeye mahkOm bir «baskı hatası».. era Htaplan nyaskosu ortaya çıkjnca, yetkililerin ortaya atrıklan bahaneler de işin aslı kadar cöpten oldu. Kitaplar. aslında öyle değilmiş de «baskı hatalan» olmuşımış, sonracıtuna «bazı yanlış anlamalar olmuş», dahası «baxı yanlışlar da olabilimmiş. Şlmdl, ders kitaplan yeniden gözden geçirilecefc. bakalım neler yapılacak Bu arada önemi çok büyük alevîsunnl tartışmalanrun kimlerin şerefinin kimlerin şereflnden çolt olduğunu, bu arada itibar denecekken şeref denmiş olduğunu da ögrendik. Aslında olay Azte Nesinlik. Bütün bunlar TUrldye CumhuriyeU Mfflî Eğitim Bakanlıgjnda olup bitmese de, büyük usta AZİB Nesin yazsa, ortaya ödül adayı bir miean basyapıtı çıkardı. Neyse. kitaplarda basta hatalan olduğunu öğrendik de, İşin aslını anlarHk. Bu olan bitenleria «baskı hatası» oldugu aç*. Ama, bu baskı hatası basımevinde yapılmıyor. Eu baskı hatası, kapalı kapılann arkasında yapılıyor. Bu baskı hatası yetkili kisilerin arasında yapılıyor. Topiumun her kesimine yöneltilen bir baskı hatası bu. Sanılıyor kl iterek, kakarak, sürerek, döverek Ütleleri ıstendlği sibl düşündürmek, istendiğı gibı konuşturmak. istendiği gibi yönetmek olanagı vardır. Bu. büyük yanlıs. Düsündünnek, konuşturmak, röneltmek ancak inandırarak olur. Inaa dınrken de, kuskusuz önce siz inanacaksınız, sonra da inanüır olacaksınız. Bunlar, temel kosullar. Egitim çağındald genç lnsanın her türlli düşünceyle tarşılasması olaganlıgı bir yana. gereklidır, zorunludur. Egitimin amacı da, geoçleri; karşılaştıgı düşünceleri, karsılasüğı olgulan, karşılastıgı gerçeklen eleştirecek, öziimleyecek biçimde yetistinnektır. Kuskusuz, temelinde üretim tliskilerinin yaptıgı toplumsal yapı, egitimi burada bırak rnaz. Egitim bazı yargılarla sonuçlanır. Bu yargılar bizim kurulu düzenimizde, düzenin sürdürülmesine yardırncı oiacak biçimdedir. Ne ka. bu düzenin egitiminde tartısılmayan bazı gerçeklern pençlertn billnçinde yaşamasj önlenememektedir. Bu gerçekler yaşamdan soyutlanmış degildir. Genç ınsan, artık elli yıl öncesinin. otuz yıl öncesinin. hattâ, on yıl, beş yıl öncesinin insanı değii. «Gözlerimi kapanm, vazifemi yapanm» sözlerinin tu D EĞÎTÎM DÜNYASINDAN • Mill! Egitim Bakanlığının «eaf dışı» kitaplanna tepki gün geçtikçe yoğunlaşıyor. Ç^itli kuruluşlar Milli Eğitim Bakanlıgma gönderdiklen telgraOarda, çarpık örneklerle olayı protesto ediyorlar. Tepkilerin büyükliigü karşısında Milli Eğitim Bakanı Ali Naılı Erdem de daha fazla sessiz kalamadı. Bir açıklama Ue Felsefe ve Ahlâk kitabındaki «iyi niyetle yapılnus yanlışlann» düzeltileceğini bildirdl. Sankl o kitaplar müfredat kapsamında kaldıkça, okullarda okutulmaya devam edildıkçe bir yaran olacakmış, ya da tek çarpık dusünce Ömekleri bu iki konu ımiş gibi.. Çayırbası Kuzeybatı Bölgesl Demiryolu İşçilen Sendikası da tüm parti baskanlan ile MecUs Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanına çettiği telgrafla çağ dışı kitaplan protesto etmistir. Teigrafta ders kitabında «işçi İle dofcrorun şerefinin aym olmadığm» söyleyenlenn. Alevl vatandaşlan hor görttp rolllet oölücülüğü yapanlarm, hastadan muayenehanede para alıp devlet hastanesine yatıranların. her jün gençleri kursunlatanlann, namuslu vergi veren lşçiden daha şerefli olamıyacağı, şeref«iz vatan hainlerl olduklan belirtilmiştir. • Kırklareli'de ilk ve orta dereceli okullarda okuyan öğrenciler Devlet Hastanesi'nde daş muayenesinden geçirilmektedir. Ögretım yılı başmdan beri üç bin ilk, dört bin orta dereceli Öğrenclnin dişlerinin çürük olduğu saptanmıstır. Muayenelerden sonra çürük dişlenn iyileştirilmesine geçilmesine de karar verilmış olduğu halde, hastanenin tek diş doktoru olan Yusuı Şişik. yedi bini aşkın öfrencinin dişlerinin iyileştirilmesi lşinin bir tek doktor tarafından btirilmesinin olanaksız olduğunu bildirmiştir. • Çorlu Trakya'nm en işlek ve en büyük ilçelerinden biridir. Nüfusu günden güne artan ilçenin kültür gereksinimini bir ölçüde de olsa karşılamak amacı İle modern bir haik kıtaphğı kurulması için girtjimlere geçilmiştir. Kayrnakam Necdet Onut, ilçe merkezinin nüfusunun 41 bini astığmı söyleyerek böyle bir kitaplığm gerekli olduğunu şöyle belirtmiştir: • Istanbul Tabip Odası içinde yer alan Çagdaş Doktorlar grubu lise birinci sınıf »hlâk kitabında yer alan ve doktorlarla işçıy Karjılaştıran yazı ile ilgili bir lmzs kampanyası açmıştır. Doktorun işçiden şerefli olduğu» gibi çarpık bir dUsünceyi protesto amacı ile hazırlanan bıldiri, Istanbul'da görev yapan dostorlann imzasma açılmıştır. Blldirt imz» kampaa yasının tamamlanmasından sonra karmıya açıklanacaktır. • MC iktidannın eğitim kurumlannı faşistleştirme politikası öğrenci yurtlannda yoğun bir biçimde kendini hissettirmeye başlamıştır. Halen devrimci öğrencilerin çoğunlukta bulundugu Atatürk, Site ve Kadırga öğrenci yurtlannda dengenın değistirilebiünesi için çaba gösterilraektedir. Kadırga ve Site yurtlarmda kalan öğrenciler Kendilerinden aralık ayı >*urt ücretinin alınmadıgını belirterek. bu :kı .vurdun kapatılması için gerekçe arandığını öne sUrmüslerdir. Ogrenciler yurtlara düzenlenen polis baskınlannın da bu yurtlardaki ög renci çoğunluğunu vıldırma amacın» yönelil: olduğunu savunarak sîk sık yurtlannın boşaitılacağı ve kız yurdu naline getirileceği yolunda haberler çıkanldığını ve tedirgin ediıdiklerini söylemlşlerdir. Öğrenciler bir neden bulunarak yurtların bosaltılmasından sonra, bu yurtlara faşıstlerin yerleştirümesınin planlandîğını öne sürerek, Atatürk yurduadaki uygulamalan örnek olarak vermişlerdir. Bu yurtta yeni müdür Oktay Aras'm getirilmesinden sonra çok sayıda devrimci öğrencinin, sudan gerekçelerle uzaklaştınldıklanna ve çok sayıda komandonun ise, yurt yönetmelikleri ve yurda ahnma koşullan çığnenerek alındıklan belirtilmiştir. öğrenciler açık bloklarda yer varken, 1. ve 2. blokları.n açılarak çok sayıda yeni komandonun bu bloklara yerleştirildiğini ve fter an kanlı olaylann patlak verebileceğini söylemişlerdır. tzmıt TÖBDER üyesı öğretmenlerin sür gün listesıne yenilert eklenmiştir. Yönetim KUrulu üyesi Kâmii Çöpür'ün sürgtinünden scnra. bu kez şube başkanj Ali Ckjşkun Rizeye, bır dığer yönetim kurulu üyesi Servet Çahşkan Çorum'a gönderilmişlerdır. MC'nın kıyım kurbanlan listesine katılan diğer öğretmenlerin adları ise şöyle: Osman Dönmez, Gülali Köse, Habip Harut. ömer Yüce, Ramazan Bilginer, Turan Topçuoğlu..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle