02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Ünlü birAfrikauzmanı Cumhuriyet'edemeçverdi "Kiev,,in Osman ÜLAGAY frika sorununun ABD dış polltika gfindeminde üst sıralara yükselmesi çok doğal. Ortadoğu'daki kjtlelerden kopuk rejimleri birer birtr oltasma takmayı başaran Henry Kissineer'iu kişiliğinde somutlaşaıı Batı kapitalizml Afrika'da çok daha güç soruniarla karşı karşıya bulunuyor. Eski Portekiz sömürgelerinde girişüen uiusal bağımsızlık mücadelelerinin peşpeşe zaferle sonuçlanması Afrika'da yenl bir uyanışın mıijdesini veriyor. SömürgeciJik ve ırk aynmının en koyusuna en uzıın süre katlanan Afrika halklan sömürünün her türlüsiine karşı örıütlenip ayaklanıyorlar. Giderek kendi örgiitlü £Ücünün bj'iıv cine varan Gine'nin Mozambik'in, Angola'mn yiizyıliardır horlanmış «kara insan»ı, kendini söı.ıüren «beyaz insan»ı ülkesinrien kovarkcn gerçekte deri rengine bakrnaksızın tüm sömürücilere karşı olduğunu vurguluyor. Sömürücünün derl rengioi değiştirerek varhğuu sürdürdüğü «yenisomürgeci» çözümü reddediyor. Gine Bisau, Mozambik ve AngoU'da mücadelelerini başarıyla sürrtüren devrimci bareketlerin içinde yaşamış, lidcrleriyle yakuı arkad ışiJUar kurmuş olan tariuçi yazar Basil Davidson un, söz konusu hareketlerin gelişme çırgileri, amaçları, örgütlenme blçlmleri ve diğer Afrika ülkelarindeki bağımsızlık raücadelelerine etkileri konusundaki gorüşlerini saptamak istedik. Basil Davldson yıllar önce Türkiye'de birkaç gün geçirmiş. Daha fazla kalamadığındaıı ve ülkemizi yeterince tanıy&tnadığından yakınıyor. Oysa Cumhuriyet'i tanıyor. Bir Türk gazetesi adına kendisiyle görüşmek istediğimi söyleyince önce «hangi gazete», dlye sordu. Cumhuriyet içln olduğunu bellrtince, duraksamasız kabul etti. Onerdiği guıı ve saatte Manchester Üniversitesi'ndeki odasında konuşmaya basiadı. 1 a «Bazen yıllarca suren uzun hazırlık döneminde örgütlenme ve seferberlik köy düzeyinde başlatılıyor. Bu hareketlere gerçek gücünü kazandıran da bu tabandan yukarı örgütlenmeyle saglanan kitle seferberligi». RORU Gine Bisau, Mozambtk ve Angola'd» «ömürgecüiğe karşı başarıyla mücadele veren ulusal kurtuluş hareketleriyle yakın üişkilsrinız oldu» ğunu biliyonız. Sizce bu hareketlerin ortak özellikleri nelerdlr? CEVAP Bir kere üçü de ülkelerlnde devrlmi gerçekleştirmeye kararü hareketler. Bu konuda size özetlemsye çalışacagım ortak bir yoruma varmışlar. Diyorlar ki: (1) tülkemlzdeki tlim etnik gruplan birleştirerek ulusal bir büinç yaratmak; zorundayız (2) Yeni bir ulus oluştuıurken sömürgecüerden devralınan sosyal siyasal yapüardan, kurıımlardan yararlanamayız; bunlan yıkıp kendl ihtiyaçlanmıza uygun, özgün yapüar ve kurumlar yaratmalıyız (3) Halklarıraızın ktiltUrünü çağdaşlaştırmak ve yeni bir toplumsal ahlâk oluşturmak zorundayız. Kısası iki yönlü bir devrimi gerçekleştirmek göreviyle karşı karşıya bulunuyoruz; bu devrim sürecinde bir yandan sömürgeciliğin gerida bıraktığı kunımlarla diğer yandan kendi kültürümüzün çağdışı fc»imıy özellikleriyle mücadele etmemiz gerekiyor. Çagdaş bir ulus olablimek ıçla kapitalist olmayan bir yol hatta antikapitallst bir yol lzlememiz başlıca ikl nedenla zorunlu. Birincisi halen toplumumuzda kapitalist bir sınıf yok. Eöyie bir suîıfı oluşturmaya çalışırsak sonunda yenisömürgeciliğin agına düseoeğimizi biliyoruz. Ikincisi kapitalist yoldan sermaye birikimi sağlarnak için demokrasiden vazgeçmemiz ve tüm olanaklanmm bir burjuvazi yetiştirmek İçin seferber etmemiz, yani Insafsız bir diktatörlük kurmamız gerekiyor. Oysa böyle bir diktatörlüğü ne biz isteriz ne de halklarımız kabul eder. Kimsenin gücü, kendllerini sömürgeciliğin karanlığından kur tarmış olan insanlarımızı yeni bir karanlığa sürüklemeye yetmez. Bizim ilkelerimizde kapitalizm ve demokrasi birlikte yürüyemez, bir arada gsrçekleşemez. Bu nedenls yenl toplumumuzu anti kapitalist yöntemlerle kurmalıyız. Fakat anti kapitalist yöntern derken şu yada bu modeli ya da yöntemi alıp kopya edeceğimlz sanılrnasın. Çok iyi büiyoru» kl kendi sonınlanmıza özgün çözümler bulmak zorunaayız. Devrimimiz özgün bir devrimdir TB öyle kalacaktır.» Afrika ulusal kurtuluş BASİL DAVİDSON'UN KÎMLİCI eylemleri gerçek gücünü tabandan yukarı doğru örgütlenmesinden alır,, Davldson (solda) Angola Devlet Bafkanı Agostinho Neto llc tl954 yilında Portekiz sömürgecllerinln çevremize örmüş olduklan duvan yararak aramıza gelmek yürskliliSini gösteren tek kişi bir Ingiliz yazan Basil Davidson olmustu. Örgütlenme yolunda henüz ilk adımlanmızı atmakta oldugumuz o günlerds sesimizi dıs dünyaya duyurma olanağmm yok gibiydl. Basil Davidson, Afrika'nın Uyanısı adlı kitabında ülkemizdekl esaret ve ırkajirımını sergileyerek davamızı tüm dünyaya duyurdu. bu davaya ba? koyanlan bir kat daha yüreklendirdi. Gine Bisau devrimlnln unutulnıız lideıl Amilcar Cabral'ın bu sbzleri Basil Davidson'u tanımamıza yardımcı oluyor. lkinci Dünya Savaşı sırasmda îngili^ ordusanda görevli olarak Yugoslavya ve Italya'dakl antifaşist direnme hareketlerine katüan yazar Gulf 011 gibl blr çokuluslu şlrketin sıkı Wr devlet denetlmi altında bir süre daha Angola'daki faaliyetlerini sürdürmesi isteniyor. Sanayi alanmda özetle şu üç aşamadan geçmek kaçınılmaz görünüyor: (1) Mevcut şirketleri devlet denetimi altına almak (2) Gerekli teknolojiyi ve teknisyen kadrolarını geliştirmek (3) Belli başlı sanayi kuruluslanna devletçe el koymak ve bunlan kamulaştırmak. bağımsızlık hareketlerinl etklledl. Rodezya'da gelişmekte olan Zimbabwe (Rodezya'ya gerçek sahiplerinin verdiği ad) Kurtuluş Mücadelesi hareketi akla ilk geler. örnek. Rodezja'daki dururo hakkında siz r»3 düşünüyorsunuz? CEVAP Emperjalist güçler ve Güney Afrika, 1974'ün nisanından beri Rodezya'da devrimci gelişimi durdurabilecek nitelikte bir rejiml oturtmak için yogun çaba harcıyorlar. Güney Afrika hükümetinin, reformist bir çözümü kabul etmesi için, Rodezya Başbakanı Mr. Smith'e baskı yaptığı da biliniyor. Ancak her iki üikedeki beyazlann katı tutumları ılımlı Afrikalılann da görev alacagı reformist bir yönetimin kurulmasmı engelliyor. öte yandan, Zimbabwe'de gerçek bir ulusal kurtuluş hareketi giderek biçtmlenmeye başlıyor. Hareket, Mozambik ve Angola'nın da kesin desteğine boğazlardan geçisi konusunda değişik yorumlar devam ediyor SOVYET DENiZ KUVVETlERiNiH MRGiSiNDE YER A U H BiK YAZIDA, KiEV'iN BOĞAZLARDAN GEÇMESiNiN «MONTREUX» ANLA5MASINI ÇiGNEDiGi YOLUNOAKi BAII GÖRÜJÜ KESiKLjKLE REDDEOiLiYOR... OSKOVA Sovyet Denl* Kuvvetlerinin aylık gazetesl «Morskoi Sbornik»in son sayısında savaş gemilerinin boğazlardan geçişini düzenleyen 1936 tarihli Montreux sözleşmesi ne ilişkin bir yorum yer almıştır. Hukuk uzmanı yüşbaşı Valentin Serkov imzasmı taşıyan makalede, batıhların «Kiev» isimli Sovyet savas gemisinin t ğazlar dan geçmesinin Montreux sözleş mesine aykın olduğu yolunda ki görüşleri kesinlikle reddedil mektedir. Serkov, Sovyet Deniz Kuvvetlerine «Denizaltısavar Kru vazör» olarak kayıtlı olan Kiev tipindeki savaş gemilerinin ger çekte uçak gemisi olduklan, bu yüzden îstanbul Boğazı'ndan geçemeyekleri yolundaki görüşün temelsiz olduğuna direnmekte ve şöyle devam etmektedir: «Montreux sözleşmesinin iyice in celenmesi sonucunda da görülebi leceği gibi, Karadenize kıyısı olan Ulkelerin her türlü gemilerinin Boğazlardan geçişi, hukuki açıdan sözleşmenin bzün de, sö züne de ayk.n sayılamaz.» M daha sonra ttalya'dald antlfasist direnm* hareketlerine katılan yazar daha sonra özellikle Portekiz Afrikası ve Güney Afrika ile Ilgili yazı ve kitaplarıyla ün yapmıs. Afrika'da yeni bir devrim cağı aç?n Gine Bis«.u, Mozambik ve Angola'daki bağımsızlık hareketleriyle bu hareketlerin liderleriyle sürekli ilişki içinde olması Basil Davidson'u salt bir gözlsmci olmaktan çıkanyor, bu hareketlerin İçinde yasayan bir kişi aline getiriyor. Califonüa ve Edinburgh Üniversitelerinde konuk profesör olarak bulunmuş olan Basil Davidson halen Manchester Üniversitesi'nde arastırmalannı sürdürüyor. Başhca eserleri: Güney Afrika Raporu (1952), Afrikanın Uyanışı (1955), Kara Ana (1961), Tarihte Afrika (1967), Gine'nin Kurtuluşu (1969) ve Fırtınanin lçind>n; Angola'nın tnsanlan (1972, 1975). Serkov'a göre, Montreus aöaleşmesi diğer ulkelerin Boğazlardan Karadeniz'e uçak gemisi, de nizaltı ve tonajı belirli bir sınırın üzerinde savaş gemisi geçirmele rini söylemişlerdir. Bu ataşelere Sovyetler Birliği gibi Karadeniz' de kıyısı olan ülkelere çok daha geniş haklar tammaktacbr ve bu ulkelerin her türlü denizaltı ve gemisi, sUâhlanna bakılmaksızuı Boğazlardan geçebilir. Serkov'un, Montreux sözleşme sinin Karadeniz'de kıyısı olan ül kelerin bile Boğazlardan uçak ge misi geçiremeyeceklerini telirten ek maddesini de farklı bir biçim de yorumladığı v» Sovyet yetki lilerinin Sovyet Deniz Kuvvetlerindeki modern savaş gemilerin den hiç birinin sozleşmedeki uçak gemisi tanımmın kapsamına girmediği görüşünde olduklan anlaşılmaktadır. Sözleşmede, u çak gemisi, «ana amacı uçak taşımak ya da uçakların faaliyetinl sağlamak olarak düşünülmüş ya da donatılmış gemi» olarak tanunlanmaktadır. İNGitTERE îngiltere İse, Kiev'J uçak gemlsi olarak kabul etmekte ve gemi nin 18 temmuzda Boğazlardan ge çişini Montreux sözleşmesine ay kın saymaktadır. Moskova'daki batılı deniz ataşelerine göre, Kiev'in geçişi, onun eşi olan Minsk'in de aynı yolu iz lemesi için bir örnek teşkil etmiş tir. Nikolayev'de Kievie aynı ter sanedî yapılmış olan Minsk, henüz denize açümamıştır. Aynı kaynaklara göre, Nikolayev tersa nesinde aynı tipte üçüncü bir ge mi de yapümaktadır. NATO kaynaklaruıa göre, Kier torpil ve elektronik uçaksavar toplanyla şimdi taşımakta olduğu dikine havalanabilen «YakEy» jetlerinden başka en asağı iki çe slt füze taşımaktadır. Batüı ataşelere göre, taşıdığı uçaklar sayesinde kendisini hava saldınsına, denizaltılara ve füzelerle donatılmış devriye botlanna karşı savunabilecek durumda olduğu için Kiev'in ilerde Sovyet filosu nun karada uslenen uçaklann ko rumasından uzak bulunduğu yer lerde, belki de Hint Okyanusun da kullanılması beklenmektedir. Ataşelere göre, Kola Yarurdasın daki bir Usse gitmekte olan Kiev in bu yolculuğu belki de daha çok geminin Kuzey Denizi sularuıda bir sınavdan geçirilmesi an lamına gelmektedir. Geminin kış gelmeden Karadeniz'e dönerek kontroldan ve gerekli bakımdan sonra gelecek yıl daha uzak sula ra yönelebileceği bildirılmektedir. (a.a.) sahlp. Bu koşullarda Zimbabwe'de uzun v« kanlı bir mücadele kaçınılmaz görünüyor. Tek aîtemattf, (seçenek) yönetimi derhal yasal yoUardan Afrikalı çoğunluğa devretmek olabilir belki. SORU Bir an için Mr. Smith'in, J. Nkomo gibi bir reformlstin liderliğindeki bir «kara çoğunluk yönetimioni onayladığım varsayalım. Bu tür bir yönetim Zimbabwe'deki devrimci gelişimi dudurabilir ml sizce?.. CEVAP Kişisel kanımı soruyorsanız hayır. BOyle bir çözüm için artık çok geç kalınmıstır. Bugünkü koşullarda «kara çoğunluk yönetimi» adı altında reformist bir rejim kurarak Zimbabwedeki devrimci gelişimi durdurmak Ve ülke<î« istikran sağlamak olanağı kalmamıştır. De\Timci hareketin hızı ve boyutlan bu noktayı aşmıştır. BATIULA8A &ORE Batılı ulkelerin Moskova'daki deniz ataşeleri, bu yorumun yüksek düzeydeki Sovyet ye^kililerinin, belki de Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Sergei Gorşkov un onayından geçtikten sonra ya yınlandığından şüphe etmediklerini ssöylemişlerdir. Bu ataşelere göre, batılılann Kiev'in Boğazlardan geçişine ilişkin Hir^zlarır.ı reddeden Sovyetler, >imdi de istedikleri her türlü savaş gemi sini Karadeniz'den Akdeniz'e çıkarma hakkına sahip olduklanm ileri sürmektedirler. KODEZYA'DA DURUM SORU Izin verirseniz son blr soru sormak lstiyorum. Yanı'mıyorsam eski Portekiz sömürgelerlndeki bu devrimci ulusal kurtuluş hareketlerinin basarılanı Afrika dısında olduğu kadar içinde de geniş yankılar yaptı ve özellikle henüz bağımsızlıklanna kavuşmamıs Afrika ulkelerindekl NASIl ÖRGOTIENHIŞIERI SORU Çok ilginç! Peüyi bu hareektler n»8ü örgütlenmisler? Yenl toplumu kurma yolunda daha somut olarak neler yapıyorlar? CEVAP Bu hareketler b&şlangıçta çok aa sayıda üyeyle kurulmuş örgütlerden füizlenmisler. örnegin PAIGC'in kurulus döneminde yalnızca altı Uyesi varnuş. Temel stratejileri, siyasal hazırlık çalısmalannda belirli bir düzeye vardıktan sonra silahlı mücadeleye girişmeyi öngörüyor. Bazen yülarca süren silren uzun hazırlık döneminde örgütlenme ve seferberllk köy düzeylnde baçl»tılıyor. Bu areketlere gerçek gücünü kazandıran ds bu tabandan yukan örgütlenme biçimiyle saglanan kitle mobilizasyonu (seferberligi). Kitlelerin eylezni olarak mücadeleye katılmasıyla saglanan destek, ba& diğer Afrika ulkelerinde liderlerinl «Rodezya'da uzun ve kanlı bir mücadele kaçınılmaz görünüyor. Tek seçenek, yönetimi derhal yasal yollardan Afrika'lı çoğunluğa devretmek olabilir» aUnslamak İçin bi raraya gelen kalabalıklann sagladığı sözde destekten çok farklı bir şey. Gerçek blr kitle arekeünde llderler hareketin içinden doğuyor. Hareket gelişirksn kendi ordusunu ve deneıim organlarını da geliştiriyor. Bunlar tabil tamamen siyasal bilince kavusmak kişilerden oluşan ordular. Ordu üyeleri silâhlı mücadele döneml sona erince eylemli parti üyeleri olarak mücadeleye devam ediyor ve yeni toplumun kuralması için çaba harcayan sivü kadrolann belkemiğini oluşturuyorlar. Kitle katılması günlük yaşantıyı değiştlrmey» yönelik çabşnıaların da vazgeçilmez bir öğesi örneğin okumayazma kampanyalan ya da saglık hizmetlerini yaygınlaştırma çalışmalan ancak kitlfl katılmasıyla başarıya ulaşabiliyor. AFRİKA'NIN BAGIMSIZLIGINA YENİ KAVUŞMMUJ GENÇ ÜIKEİERINDEN RUANDA'DA ULUSAL BAYRAMOA YÜRÜYYEH ÇOCÜKLAR RODEZYA'DA ZİMBABVVE KURTULUŞ ORDUSU GERİLLALARI BİR SINIR KENTİNİ BOMBARDIMAN ETTİLER BOMBARDIMANIN, ÖNCEK1 GOH RODEZYA BiRUKLERi TARAFINDAN MOZAMBiK'TEKI BiR GERİLU ÜSSÜNE GiRiJiLEN BA5KINA KAR5I MiSiLLEME OURAK YAPILDIGI BilDiRiLiYOR. ALİSBURT (ANKA) Zünbab'.ve Kurtuluş Ordusu gerillalarmın dün sabah saat dört sıralarında Rodezya'nın Mozambik sınırındaki kenti Antaleyi bombardıman ettiği bildirilmiştir. Verilen haberlere göre yanm saat süren şiddetli bom bardıman sırasında gerillalar agır havan toplan kullanmışlar ve şehri makinalı tüfek ateşine tutmuşlardır. Ateşin daha ziyade bir askeri kıslanın bulunduğu şehir banliyösü üzerinde yoğunlaştırıldığı bildirilmekte tedir. Rodezya makamlan, uğranılan kayıplar hakkında bir açıklama yapmaktan kaçınmıslardır. Gerillaların havan bombardımanlannın, Rodezya hükümet kuvvetlerinin önce ki gün Mozambik toprakları içinde bulunan bir gerilla kampına karşı giriştikleri saldınya bir mlsilleme olduğu belirtilmektedir. Gerçekten de ilk havan mermile ri, Rodezya radyosundan, gerilla kampına yapılan saldınnın başanlı sonuçlan ilân edlldikten birkaç saat sonra düşmeye başlamıştır. Rodezya radyosundan yapılan açıklamada, Mozambik'tekl kampa yapılan baskında Zlmbabwe Kurtuluş Ordusu, Mozambik Frelimo kuvvetleri ve sivil halktan 300 kişinin öldüğü, buna karşılık Rodezya kuvvetlerinden ancak birkaç askerin hafif yaralar aldıklan bildlrilmiştl. S ABD'nin aksine Almanya'da kadınlar seçim kampanyasına eşlerinin yanında katılmıyor HAMBURG, (ANKA . DPA) Bu yılın sonbaharında Almanya'da genel seçimler yapüacağmaan politikacıların çoğunluğu parlamentoya girebilmek ya da yeniden seçüebilmek için hararetli bir seçün kampanyasma girişmiş bu. lunmaktadırlar. Kampanyalan sırasuıda Alman politikacılannın her yerde seçmenlerin ellerini sık tıkları, yaşlı kadınlann sırtlannı okşadıklan, küçük bebekleti kucaklarına aldıklan belirtilmektedir. Ancak bildirildiğine göre ABD ve Alman seçim kampanyalan arasmda benzerlık burada bitmemekte ve Amerikan seçimlerinin en renkli özelliğine Alman ya'da rastlanmamaktadır. Seçimler sırasında Amerikan po litikacılarmın eşlerinin kocalarınm seçilmesi için aktif bir iaaliyet göstermelerine karşılık, Alman politikacı eşlerinin, kocalan için demeç vermek, kadın seçmenlerin oylannı seferber etmoye çahşmak şöyle dursun, onlarla birlikte dahi görünmekten kaçınmaktadırlar. Nitekim Alman siyasî parti liderjeri ülkeyi karış kanş gezerken, eşleri evde kalmayı tercih etmekte ve ancak davetlerde evsahibeliği görevlerini yerine getirmekle yetinmektedirler. Ancak durum, kadınlann milletvekili adayı olmalan halinde değişmekte ve kadın adaylarm çalışkanhkta ve ustalıkta erkekleri bastırmaktadırlar. Öyle ki, bu yıl Alman Parlamentosuna her za mankinden fazla k?.dm üyenin gireceği tahmin edilmektedir. Bu durumda da aile içi işbölümü değişmemekte ve kadın adayların kocalan ortalıkta gözükmeyip, ev islerini üstlenmektedirler. Ankara însan belleği unutkanlıkla hastadır Ankara Ankara Ankara hlr randan Cumhurabşkanlıgma, blr vandao da Amerlkan elçi evine komşu olduğu içln Yunan diplomatlan çok rahat ediyorlar. Anira. runu olan Tfirkrye her konferansa ayn blr başkanla katütrsa, deniz ülkeleri bu konuya yeteri kadar önem verdiğimize inanır mı acaba? ÜRETİM SORUNU SORU Üretimi arttırma çabalanrıda karşılaşılan güçlükler neler? Örneğin tarımda ya da sömürgecilerden devralınan sanayi kesiminde? CEVAP Sözünü ettiğimiz ülkelerde toprak sorunu diye bir şey yok. Bir çok Asya ülkesinde göriilen toprak kıthğı söz konusu değil. Herr.en herkes kendi toprağını işliyor. Sanırım bu ülkelerde küçük üreticilikten riaha çslişmiş tanmsal tekniklerin uygulandığı kooperatiflere doğru bir geçiş olacaktır; fakat bu geçiş ani degil yavaş olacak, giderek gerçekleşecektir. Örneğin Gine Bisau'da köylülerin jüz.la 9O'ı kendi toprağını işliyor. Tanm işçisi yok gibi. Ken di toprağını işleyen köylüleri koor?rati{l°r kurmaya ikna etmek kolay değil, hatta bazen c!anaksız. Bu durumda parti yani PAIGC, «Pekiyi», diyor, (iSiz kendi geleneksel yöntemlerinızle çalışmayı sürdürün. ama biz size daha verimli yöniemler de bulunduğunu göstereceğiz.» Uygulama alanına ordu ve parti kadrolan gönderiliyor. Bunlar köylülerin tarlalarma hiç dokunmadan civardaki çalılık alanı temizleyip tarla aline getiriyor ve yepyeni kooperatif köyler kurup üretime başhyorl^r. Köylü onların yöntemlerinin kendi yönteminden daha verimli olduğunu gözleriyle görünce ikna oluyor. Zorlama yok, baskı yok. Bu «örnekle ikna» yöntemi Mozambik ve Angola'da da yaygın biçimde Uygulanıyor. Sanayi alanında ise Portekiz sömürgecileri pek az işe yarar şey bırakmışlar arkalarında. örnegin Gine Bisau'da yalmzca bir bira fabrikası kalmış Fortekizlilerden. Angola ise bildiğiniz gibi yeralh kaynakları yönünden çok zengin bir ülke bugün için tüm bu kaynakları kendi başına ı degerlendirebüecek durumda değil. Bu nedenle Eski Demokratlar ve AP yöneticileri Adalet Partisi yöneticileri «AP, Demokrat Partinin uzantısıdır» diye dursun eski Demokrailar özel söyleşilerde bu »özleri yalanlayan örnekler veriyorlar: Demokrat Parti iktidannda dış politika polemiklerine bakanlık kanşmazdı hiç bir zaman. Inönü'ye karşı Fatin Rüştü ya da Menderes konuşurdu. Oysa şimdl Bakanlık sözcüsünü konuşturuyorlar. Üstelik Genel Sekreter muhalefet liderine ancak Başbakan ya da Dışişlcri Bakanının karşılık verecefini söylerken... Baska biri de Kavaklıdere kavşağindald yol yapımınm durdurulmasına değiniyor eski bir anısıyia. Yıllarca önce DP iktldannın Başbakanı Adnan Menderes'in Güven Mahallesindeki evinin önündeıı geçen yol genişlctilirken Yunan Elçiliğine ait arsanın çok büyük bir parçası için Valilik olaya el koyuyor, yapımı durduruyor... Kavaklıdere kavşağındaki Yunan Elçiliğlne ait arsa yıllardır boş durur, Elçilik yapılmaz bir türlü. Elçi evi de Cankaya'da, şimdi Monaco fahri konsolosu olan Lemi Aksoy'un evinde kira Ile oturuyor Yunan elçileri. Kavaklıdere kavşağını stratejik açıdan Elçilik yapmağa uygun bulmadıkları söyleniyor. Oysa Çankaya kavşağındaki ev Bir süre önce Kıbns'a glden milletvekni ve senatörler değişik izlenimlerle döndüler. özellikle Rauf Denktaş'm portresini çok değişik biçimde çiziyorlar. Grupta bulunan Hayrettin Erkmen ve Sıtkı Yırcalı Denktaş'm Demokrat Parti iktidanndan, Londra ve Zürih anlaşmalarından sözetmesine çok sevinmişler. Rauf Denktaş, parlamento grubuoa Mutlu Menderes'l sormuş, gelmediğini öğTenince üzülmüş. Babasına duyduğumuı teşekkürlerl tekrarlıyacaktım Mutlu Menderes'e demlş. Londra ve Zürih anlaşmalarnın Kıbrıs harekâtına sağlam bir dayanak olduğunu anlatmış, Fatin Rüştü'nün, Menderes'in polltikasını övmüş uzun uzun... Kıbrıs izlenimlerini dinleyenler eski bir sözü hatırlıyorlar. Hafızai beşer nisyan i!e maluldür. Denktaş'm nabza göre şerbet vermesi bir yana slzin belleğiniz de bu kadar unutkan mı? Denktaş'm Fatin Rüştü için söylediklerini nasıl unuttunuz, diye soruyorlar eski Demokratlara. CHPliler ise o konuşmada Ecevit'in adından hiç sözedilmemesine üzülmüşler: Denktaş'm kime teşekkür edcceğinl unutacak kadar zayıf blr belleği var, diyor Deniz Hukuku Konferansı ve diplomatlarımız Deniz Hukuku Konferansı Türkiye içln büyük önem taşıyor. Ege denlzi ulusal sorunlarımızın başında gellyor. Kıfa sahanlığı, deniz yatağı, özel denizlerin durumu hukuksal niteliğe kavuşmuş degil henüz. Türkiye'nin uluslararası arenada büyük çabası gerekiyor. Ama yürütülen politika çok geçerli sayılamaz doğrusu. Başkentin yabancı dlplomatlan, MC hükümetinin di^Iomaside uzmanlık isteyen alanlardakl tu<^muna çok şaşıyorlar. Deniz Hukuku Ko?feranslarına Namık Yolga katıhyordu ilk zamanlar, ama Yolga Moskova ElçilİRİne atandı. Dışişlerinde Yolga'nın konferansları izlcmek göre\1ni sürdüreceği söylendi. Oysa son konferansın başkanı Beyrut Büyükelçimiz Necmettin Tuncel. Namık Yolga da Moskova'dan tatil yapmağa geldi Bayramoğlu'na. İstenseydi tatiüni bırakıp konferansa gidemez miydi acaba? Necmettin Tuncel ise bir iki ay sonra emekli olacak bir diplomat. Emeklilik hazırlıklarıyla konferans nasıl bağdaşacak? Tuncel'i deniz hııkukunıın arşlvi diye tanımlavarüar var. Pelci emekli olunca nasıl yürüecek işler? Ege denizi gibi ulusal bir so Saygısız telgraflar ve yorumlar CHP Genel Başkanı Ecevlt'e New Tork da bir Tunanunın yaptığı suikast girişimine Milliyetçi Cephenin Başbakanı ve Yardımcüan da tepH gösterdiler. Telgrafla geçmiş olsun, dediler. Bülent Ecevlt'e çekilen silahın Türk ulusuna yöneltilmiştir, sözleriyle kamuoyunu da etkilediler, ama telgraf lann metni saygısızdı. Demirel de, CGP'll Yardımcın Turhan Feyzioğlu da telırraflannda Hjfilarını bildlrmeyi unutmuşlar. Bu unutkanlıği flzüntürle kargıbyor çok ktşi. Demirel'in bu küçük nezaket geregine bile eli rartnayacak kadar duygusal olduğuna söylüyorlar. Çağlayangil'in Başbakana dıs politikadan başka biraz da telgraf protokolunda yardımcı olmasını lstiyorlar. HAZIRLLAYAN : Müşerref HEKiMOĞLU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle