27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Türklerin tehditkâr manevralarının ana hedeti Kıbrıs'tır. Ege bunalımında Kıbrıs Rum basını lzzet Rıza YALIN 9 KTBRISTAKÎ RUM GAZETELERÎNİN TÜMÜ, EGET3EKİ SON MANEVRALAR NEDENİYLE TÜRKİYE'YÎ SERT BİR DİLLE ELEŞTİRÎYOB, KLERİDES YANLISI AGON GAZETESÎ, EGETJEKÎ TATBÎKATI, «ECEVİT'İN SUÇLAMALARINA DEMİRELİN GÖSTERDİGt BÎR TEPKλ OLARAK DEĞERLENDİRİRKEN, SÎMEKtRÎ GAZETESÎ, TÜRKİYE'YÎ «YAPAY FAKAT SERT BİR GERGÎNLÎK YARATMAK İÇİN BLÖF YAPMAK»LA ' SUÇLUYOR.. NÎKOS SAMPSONTJN GAZETESÎ MAHİNİN HORATA ÎLİŞKİN HABERİNDE İSE, «BATT TRAKYAT)A YUNAN KTTVVETLERİ SAVAŞA HAZIR DURUMDA. HORA'NIN NE ZAMAN DENİZE AÇTTJICAĞI BELLİ DEĞİL. YUNANÎSTAN'IN SAVAŞ AZMÎ KARŞISINDA KORKTULAR» DENİLt MEKTEDİR.. tan, Türklye'ye rota vererek. Eg» üzerindeki planlannı gerçeklestirmeye kalkıştığı takdirde. bunun savasa yol açacağmı ihtar etti ABD, NATO ve Sovyotler uyanldı.» New York Mektubu « TÜRKIER IIOF YAPIYOR 10 Rum gaaetecinin yaymuadigı bağunsız ve Klerides egiltmli «Simerini» (Bugün) gazetesi. Atina muhabirine dayanarak, «Ege'de birsey olmıyacağını, çünkü Türklerin yapay, fakat sert bir gerginlik yaratmak için blöf yaptıklarım» ileri sürmekte; «Yunanistanın gafil avlanmıyacağını, gerekirse Kıbns'ı da savunacag> nı» yazmakta... OECD çok uluslu şirketlerle ilgili bir 'ahlâkname hazırladı ok uluslu jirketler bunlan vapınız'.. Çok uluslu şirketler için OECD tarafından hazırlanan kod veya «ahlâknameyi» Th« Economist dergisi böyle sunmus. OEC3J Bakanlar Kurulunun geçen hafta içinde Paris'te yaptığı toplantı sırasmda çok uluslu şirketler için yeni bir ilkeler derlemesi hazırlanması kararlaştırıldı. Ancak, bütün bunlara uyup uymamak yine de şirketin politikasına bağlı oluyor. Son zamanlarda çok uluslu şirketlerin su yüzüne çıkan rüsvet ve skandallara karşı hazırlandığı bildirüen bu kod nerdeyse bir <ahlâkname> halini almış. OECD'nin hazırladıgı «ahlâknamede. çok uluslu şirketler için şunlar önerilmiş: • Hükümetlerin politikasmı tümüyle dikkat« alınız ve buna uyunuz. • MahalU hükümetlerin şirketlerden istiyeceği ve şirketlerin gizliliğmi içeren yardjmcı bügüeri her zaman hazırlayın. 9 Rüşvet vermeyin, yasa dışı politik faaliyetlere girişmeyin. Dikkatsizce mahalli politikava bulasmayın. • Ülke içindeki tâli şirketlerin gfriçJm özgürlügünii kısıtlamaym. Onlann vurt içinde ve yurt dısında satas yapmalanna olanak sağlayın. • Şırketini2in yapısı ve işlevi hakkmda gereken dikkati göstererek tanıtma yapnları japm. Yapılacak olan yayın, sirketin yapısını. holdingleşme biçiminl. nerede ve hangi alanlarda faaliyet gösterdigını, faaliyet sonuçlannı, satışlannı ve yeni ser maye artınmlannın cofrafi bölgeler olarak dunımunu içermelidir. Bu arada yspüacak olan yayın, fiyatlandırma sistemini kap«ayac«k bilgilerl içermelidir. • Piyasada halihazırda egemen olan lsleyiş blçimini bozacak, ömegin, rekabete uymayan girişimlerde bulunmaym. Daha önce yapılmış bulunan anlaşmalan sorumsuzca reddetmeyin. Uygulayaoağınız fiyat politikası ülke içinde başka eirişinv cüeri zarara ugratmamalıdır. • Şirketiniı karteller içinde yer almamalıdır. • Tüketiciler» ve pazarlayıcılara •«. tıs ve gelisme imkânı sağlayın. • İthal edilen mallarla ilgili olarak transfer fiyatmı artırmak veya değiştirmek gibi yöntemlere başvurmaym. Ülke yusalanna aykırı, şirket mensuplannın içinde buiunduklan vergi dilimini değiştirme girisimlerinde bulunmayın. • İşçUerin sendikalaşma hakkına say gı gösterin. îsçi temsilcüeriyle görüşmelerde bulunun. Onlan önemli görüşmeteri sürdürecek kadar çok bilgiyle donandınn. • îşçilerin ve işçi temsilcilerinin şirketin yapısı ve gelişimi konusunda iyi ve sağlıklı bilgi edinmelerini sağla>nn. Yapılan uygulammın yasalara ve pratiğe uyusruğunu karutlaym. (Dif H»berier Serriıi) • urkiye'ye, Kıbns Turklertne ilişkin bir konu oldu mu, tüm Rum kaynaidannın, basm yayın organlannın aynı noktada birleştiği görülür Kıbnsta... Kendi arauanndaki uğraşımlarda, Haçlı Orduları gibi birbirlerinin kuyusunu kazan, birbirlerini çelmelemek için akla gelmeeük oyunlar düzen Kıbnilı Ruralarla Yunanlılar, Türklere karşı bir «Kutsal İttifak» halindedir... Aynı notadan söyler. aynı notadan çalarlar hep... «Ege'deki Durum»da da aynı oldu... Sağosı, solcusu; kotnünisti sosyallsti; Makarios'çusu, Grivas'çısı; Kleri des'çisi, Lissaridis'çisi, hep aynı dogrultuda yazdılar, çizdiler, görüş belirttiler. Ç T BR TEPKt MH Tüm Rum gazetelerlnin, sık sık, «Parmaklar tetiklerde», «Ege'de durum patlayıcı». «Ege'de savas havasııı, «Türkiye, açıktan tehdit savuruyor» gibi bashklarla, man şetlerinde «savaş havası» estirirken güttükl'îri başlıca amaç, ruhsal güç bakımından kötü durum daki Rum toplumunu ayakta tutmak... Türkiye'nin, Yunanistan karşısmda hiçbir şey vapanuyacağına lırmak... Klerides yanlısı «Agon». Brtlk•el'dekl muhabirinden edindigi bilgiyle. «Türk hava ve deniz tatbikatının iç propaganda amacını güttügünü» ileri sürerken. «bas haberler» de yaratılan «savaş haTasıonı, şu cümlelerle hafifl?tiyordu: «Bilindigi gibi muhalefet lideri Eceyit, Demirel hükümetini iç ve dış sorunlarda gerektigi gibi bir tutum izlememekle suçlamaktadır. Bu suçlamalar karsısında Basbakan Demirel. gerek muhalefeti. gerekse kamuoyunu yatıstırmak gerefiini duymaktadır. Ege'deki tatbikat. Ecevit'in suçlamalanna, Demireî'in gösterdigi bir tepkiden oluşmaktadu.» AMERiKA'DA DEMOKRAT PARTi KURULTAYI, CARTERMN BAŞKAN ADAYLIĞINA "MÜHÜR BASARAKf, SONA ERDî Tağmur ATSIZ «Oh, what a lovely party» (aman ne hoş partl..) İşte günlerden beri New York'ta en çok duyulan sözlerden bir: de bu... Ama bunun, 4 temmuzda doruğuna varıp hâlfe büyük bir hızla süren «bicentennial» (200. kuruluş yıldönümü) kutlama şenlikleri için mi, yoksa Demokrat Parti'nin Madison Square Garden'cV? yapılan seçim kumltayı için mi söylendiğini kestirmek, bu hafta olanaksızlaştı. Çünkü, hiç deği'.se yabancılar için, iidsine de »ynı «panayır» havası egemen.. Havai fişekler patlıyor, sanşm Amerikan dilberleri kolbacak salhyorlar, Kızılderili davullan ortahgı velveteye veriyor ve kısacası tozdan dumandan ferman okunmuyor... Zaten başından beri en önemli nokta, Carter'in başfcan adaylığma seçileceği kesinlikle bilindiğinden, geriye sadece bu «big show»un. elden geldigi kadar renkli ve parlak geçmesi sorunu kalmaktaydı ki, bu konuda kurultayı düzenleyenlerin. Amerikan ölçülenne göre basanlı olduklan su göülrmez bir geroek... «Oh what a lovely party...» YUNAN BASIN1KIN AĞZIYU Makarios yanlısı «Pilelefth*rosa (Iiberal) gazetesi, «Türkiye'nin Ege'yi istedlğini, savaş tehdidi savurdugunu» ileri sürerken, Kleridis yanlısı «Agon> (Mücadele) gazetesi, «Ege'deki tahnklerin kontrolden çıkacak bir bunalıma yol açabüeceğini» yazıyor; «Ancak Türklerin herhangi bir tahrikini karşılamak için gerekli biitün önlemlern alındığım» vluyuruyordu. Rum basını. Rum liderliği gibi, sözbirliği etmiscesir.e, Rum toplumunun kafasında büyük ve güçlü bir Yunanistan imgesi yaratmaya özen gösteriyor; bu büyük ve eüçlü ülkenin (!). 1974te Türkiye karşısında ug radjğı yenilginin Yunan Cuntasının eseri olduğu kanısınm yaygın laştırılmasıyla. bu kez kesinlikle Rum toplumunun yanmda olacağı inancını vermeye çalışıyordu. Bu yayınlar sırasmda dikkati çeken en önemli nokta. Kıbns Rum basınmın, Yunan basınının ağzıyla konuşmasıydı. "EGE'DE TÜRKLERİN HER HANGi BiR iHLAL HAREKETİNE SİLAHLA KARŞI ÇIKILACAK BAŞPİSKOPOS MAKARİOS, hedefi, Kıbns'tı. Bununla beraber, Ege ile ilgili tehlikeler de küçümsenmemekteydi. «Demokratiki» (Demokratik) gazetesi, Yunanlılar ve Rumlarca, «Türkiye'nin tehdidiyle tahrikleri» olarak tanımlanan davranışlan, şu görüşlere bağlamaktaydı: bulunarak, TUrklerin Kıbns'ta oldubittüer yaratmalarına Yunanistan'ın göz jumma>*acagını ve Türklerin Ada'da yeni bir askeri harekâta girişmeieri halinde, Yunanisfan'ın Kıbrıs"ı savjnacagını bildirrolştirj başlıklarmı kullanmakta; «Yunanistan'ın, şimdi her an Kıbrıs'ın yardunma koşabilecek duniTuda oldugunu» yazmayı. bu görüş dog rultusu için ödev saymaktaydı. Bu alanda «tam manşet» haber veren Rum gazetelerinde de aynı gereksinimin izleri vardı: MAHÎ (Savaş) tNikos Sampson'un gazetesi) : «Ege'de büyük bir hava ve deniz tatbikatı yapmakta olan Türkler, Yunan sulannı ihlâle cür'et ederlerse, her bakımdan hazır bulunan Yun»n silahlı kuvvetlerince süpürülecektirj FÎLELEFTHEROS CLiberal> (Makarios YanlısıI : «Türkiye'ye ihtar edildi Ege'de herhangi bir ihlâl hareketi silâhla kaışılanacak Anlaşmazhklar. uluskuarası sö/leşmeler çerçevesinde çözümler.mel'dir.» SÎMERÎNİ (Bugün) : «Yunanls TÜRKLER KORKTULAR «Türklertn, tatbikatı hiçbir Jhlâl hareketinde bulunmadan bitirdiklerini, bu nedenle Egeden çekilmekte olduklarını» bildiren Rumca gazeteler. «petrol sondaj lan yapacak Hora gemtsinin. denize ne zaman açılacağımn bilin mediğini» duyururken, «Ege'deki gerginliğin hafiflediğini» belirtme yi de unutmuyorlar... «Agon», «Epe'de ciddi yumusama belirtileri» diyor... TA NEA. «İhlâl hareketlerinde bulunulmadı ..n; FİLELEFTNEROS, «Altmcı Filo Harekete mi geçti? Akdeniz'deki Amerikan Altıncı Filosunun bazı gemilerine Ege bölgesine giımesi için emir verildi» diye ekliyor. Ama 15 temmuz Yunan Darbesi"nin bir haftalık Cumhurbaskanı Nikos Sampson'un gazetesinin yedi sütunluk son manseti föyle: «Batı Trakya'da Yunan kuvret leri savasa hazır durumda. Horanın ne zamsn denize açılacaltı belli deSil, Yunanistan'm sava? rzmi kmrıısınd» Turkier korktular...» EJEKIER SERDARI TfiRK • rUNAN DİYALO6Ü SiNiR SAVAJI trApoyevmaMni» (AkşarrO gazetesi de, «Ege'yi tehdit eden tehlikeleri kuçümsememekle beraber, Türklerin esas hedeîınin Kıbns olduğuna» değinerek, «De rr.okratikinnin görüslerini tekrar lıyor; «Yunanistan karşısındaki Türk tutumunu, «sinir savaşı» olarak tanımhyordu. «Yunanistan'm tam bir hazırlık ve azim içinde olduğunuı. yazan Apoyevmarini, «yedek kuvvetlerin silâh &ltma çagınldıgıni" bildirirken. üteki Rumca gazeteler gibi, «Bir Faldınya derhal karşı gonulacakYunanirtan saldınya uSrartfltı takdirde Kıbrıs'ı da koruyacak «Türklerin Ege'deki son tehditkâr manevralarının esas hedefi, Kıbrıs'tır. Türkler, Kıbrıs soruTÜRKiYE'YE UYARI nu Uzerinde doğrudan doŞıuya Yunanistan'la bir diyalog açmak Sosyaltst EDEK Partisi'nln oristemektedirler. Fakat Yunanisganı lissaridis'çi «TA NEA» (Ha tan, böyle birşeye yanaşmıyaeak, berîer) gazetesi, «Atina, TürklerKıbns liderliğine yan çizerek in her türlü tahrikini karşılayadoğrudan doğnıya Ankara ile göcağı konusunda uvanda bulundu. derken, Klerides'çl «Agon>, rüşmelere oturmayacaktır. Yunan hükümeti, bütün belirtüeri «Türkferin yeni girişimleriyle ve olasılıkları gözden geçirtniş; Fransız Cumhurbaşkanı d"Estaher oiasılığa karşı gerekli büing'in verdigt istihbamın Yunan tün önlemleri almış durumdadır. Başbakam Karamanlis'i kaygılanYunan hukumeti, batıh hükümet dırdjğını» yazmaktan kendinl lere diplomatik yoldan uyanda alamıyor; «Mesimvrimi» (ögle gazetesi). «d'Estaing ile Karamanlis arasmda vanlan bir anlaşma uyarınca, Yunanistan'a, yeni süperrnodern silâhlar verüeceğini» açıklıyordu. Gerçekten de. rüm eyaletlerde ve ömegin Porto Rıko gibi Amerikan «vesayeti» altındaki bölgelerde yapılan başkanlık adaylıgı ön seçimleri, yanl aday adaylığı ssçimlerinde İimmy Carter, Demokrat Parti içindeki bütün rakiplerini safdışı etmeyi başardığmdan, kurultay için Ertık bu olgunun altma mühür basmaktan başka bir iş kalmıyordu. Demokrat Parti'nin simgesi eşek oldugundan karikatürcüler Jimmy Carter*i kurultaydan önce bile, uygun adım yürüyen yüzlerce eşeğin başında. yüzündeki o «Amerikanvari parlak çocuk» gülümsemesiyle. fiyakalı bir komutan olarak çizmeye baslamışlardı. Ağustos ortasında yapılacak olan Cumhuriyetçi Parti «panayınsnda ise «fiUer Serdarmnın Ford mu yoksa Reagan mı olacağı. ikisi başa bas gittiklerir.den. hiç belli degil. Cumhuriyetçllerin simgesi fil... BENZERLİKLER İşçilerin grev hakkını kullanmaları, Portekiz için ielaket olur,, • PORTEKİZ'İN YENi DEVLEI BA4KANI RAMALHO EANE5: «ANAYASA GREV HAKKINI KISI1LAMIY0R, ANCAK İJÇiLER ÜLKENiN iÇiNDE BULUNDUĞU OURUMU 6ÖZÖNÜNDE ÎUTMALI.» ESAS HEDEF: KIBRIS Ege'de. «Türkiye'nin tehdi3i», «Türkiye'nin tahriki» olarak değerlendirilen, fakat gerçekte Yunan] ılann öyle göstermekte yarar umduklan davranışlar Konusunda aynı görüşleri belirten Rumlara göre, «Türklerin son tehditkâr davramşlarının temel F ransız Le N'ouvel Obserrateur derırisi muhahirinın Portekiz'in yeni Devlet Başkanı Ramalhn Eanen ile yaptığı cörusmfnin özetini sunuyoruz: SOKL' Başkanlık wcimlrrindc rüzde 61 «ihl nldnkça iri bir sonııç aîdınır. Ancak karştnızda hiç de ihmal edilemiyecek oranda blr muhalefet kaldı. Bu dıırumu nasü yorumlnyorsunuT? # CEVAP 1978 haziran ayında söz konusu olan, demokratik seçimleri gerçekleştirmekti: yoksa amaç bir plebisit düz3nlemek degildi. Bir seçimde de önemli olan çogunluğu kazanmaktır. Bütün halkuı tek bir adayı desteklemesi ise dü^ünülemez. Ülkemizde muh.ılefetin rolü diğer demokratik ülie'.erdeki muhalefetin oynadığı rolden farklı olmamahdır. Başka deyişle muhalefet eleştiri yolu i!e kamu gbrevine katılmalıdır. Bizim ülke için bir adım daha ileri gidip, muhalefetin ulusal birligimizin tekrar kunılması için katkıda bulunması g^rektigi söyienebilir. SORU Otelo Saraiva de Carvalho'nun kazandığı kısmî rafer için ne düşünüyorsunuz? # CEVAP Sizin kısmi zafer olarak nitelendirdığiniz olay, oyların yüzde lG.52'sini almaktan ibaret kalıyor. Carvalho bu kadar oyu da, bazı sol gruplann destegi ve 25 nisan hareketinin yarattıgı sempati sayesinde almıştır. SORU Anayasa grev haklnm kısıtlamamaktadır. Grev hakkımn sınırlarını belirleme CÖrevi de çaüşanlara tanınmıs bulunuyor. Bu hükiimlori nasıl karşılıyorsunuz? 0 CEAAP Anayasa'nın 59. maddesine göre, grev hakkı yasayla kısıtlanamamakta ve grevin sınırlarını çahşanlar saptamaktadır. Hukuki açıdan bu madde nasıl yorumlanırsa yorumlansm, işçilerin bu anayasal hakîannı sonuna kadar kullanmaya kalkmalannm ülke için bir felâket başlangıcı olacğı muhakkp'yır. SORU Siz ordunun tekrar kı^lalanna eeri dönmesini savunup durdunur. Oysa Devlet Kaskanı olarak seçilen de bir askerdir .. # CEV/ıP CTusun devamlılığını sağlayan diğer herhangi bir kurum gibi, ordu da ülkenin çıkarlannı korumak için iyi örgütlenraiş bir durumda olmahdır. 3u, askerlerle siviller arasında hiçbir ilişki hulunmasın demek değüdir. Birinin diğerini boyunduruğu altma alması da söz konusu olamaz. Önemli olan ulusun yüksek çıkarları söz konusu oldugu zaman milli birlik ve beraberliğin sağlanmasıdır. (Dış Haberler Servigl) Gerçi bir yabanct için Amerikalılann «show» merakını anlamak pek kolay cegil ama. kurultaydaki konuşmalaı (dans ve müzikten vakit kaldıkça, politikacılür konuşmalar da yaptılarl zaman zaman ihsana kendi ülkesini de anımsatmıyor degil. örneğin Senatör Hubert Humphrey'nin konusmasındaki «Vietnam»lan «Kıbns», «Boynlan, «Mehmetçik», «The Great American Nationslan da «Yüca Türk Milleti» yaptınız mı konuşmanm New Yorktaki Madison Square Garden'de mi yoksa «Isparta hükümet konagı. önünde mi yapıldığını ajırdedemiyorsunuî. Ancak konuşma bitince Nazmiye Hanım'm balkona fırlayıp Süleyman Bey'i şapır şupur öptükten sonra halka gülücükler dagıtügını «tahayytil» etmek birar zor... AMBARGO SORUNU Küba'ya karşı tehdit ve şantaj kampanyası Amerika'daki gerici güçler, Küba'ya yöneltilmiş saçma ve iki yüzlü «istilâcılık» kampanyasından yararlanarak, bu ülkeye karşı giriştikleri psikolojik savaşın yeni bir evresine geçmiş oluyorlar. f13EECTHm vaşın yeni bir evresin» grçmiş oluyorlar. Gerici giiçleri tedirgin eden şey, son yularda Küba'nın uluslararası prestijinin önemli ölçüde çelişmesi ve çevresinde emperyalistlerce yaratılan diplomatik ve ekonomik kuşatmanın paramparça ounasıdır. Lâtin Amerika kıtasındaki ülkelerden pek çnğu Küba'vla normal diplomatik, ticaret ve kültür bağlantıları yürütmek istiyor. Amerika Birleşik Devletierindeki «asırı» lar, Küba'nın düşmanlarına şimdiye kadar bir çok kez hizmet etmiş karşı devrimci Kübaiüara başvuruyorlar yeniden. Bir süre önce, New York'taki Merkezi İstihbarat Servisi, «Küba L'lusal Kurtuluş Cephesi» adıyla sözde bir örgüt kurdu... Bu örgüt, iki Küba halıkçı teknesine saldırı düzenleyerek bir balıkçının ölümüne ve başka bir kaç tanesinin ağır yaralanmasına neden olarak varlığını helli etti. Amrrikan Istihharatının eski ajanı Manuel de Armas'uı. geçenlerde Havana'da CtA'nın onayı ulmadan Küba'ya karşı hiç bir saldın eyleml düzenlenemeyecesl konusunda söylcdîği sözleri de anımsamak gerekiyor. «Gusanos» adı verilen Kübah karşı devrimcilerin eylemlerine ABD basuunda Kiibaya karşı girişilen şiddetli bir propaganda kampanyası eşlik ediyor. «Lâtin Amerika ülk^leri üzerînde Küba saldınsı tehdidi» îibi kışkırtıcı bir savı kendilerine meslek edinen pronagandistlerin. diktatörlüğe kar«ı avaklanmayı ezmek için Washington'un SantoDomin go'ya deniz piyadelerinden oluşmnş yirmi bin kişilik bir istilâ birliği göndermeye hakkı olduğuna savunmalannın üzerinılen çok zaman gpçmedi. Köha'yı hedef alan iddiünm amacı Lâtin Amerika ülkelerinin Küba'yla normal ilişkilerini bulandırmayı denemek ve başarılabîlirse bu ilişkfleri hozmaktır. Gericiler yeniden «devrlm ihracı* hayalini canlanrtırdılar ve bununla Lâtin Amerika ülkelerini ürkütmek istiyorlar. Küba'ya karşı gririşilen ve eerek detant ilkeleri: gerek uluslararası huknk ölçüleriyle celişen kampanvanın durdunılmaiina Lâtin Amerika ölkelerlnde fittikçe dahs çok gereklilik duyııluyor. lîıı kampanya, aynı zamanda Küba'nın yandaş olduçu ıılusal kurtuluş mücadelelerini de hedef alnuştır. (Dış Haberler Serrisi) Demokrat Parti Kurultayı"run TUrkiye açısmdan önemli yönü, .Ttmmy Carter takımının, dolayısıyl» genel çizgi oiarak Demokrat Parti'nin sadece genel çizgi olarak, çünkü Amerika'da Avrupa anlamuıda parti disiplini diye birsey yok. Ambargo ve öbür ikili ilişkiler konusunda Türkiye'ye karşı izleyeceğı politika... Bu sorunun önemi, kasun aym daki seçimlerde Carter'in, büyük olasılıkla. ister Ford, ister Reagan olsun, Cumhuriyetçi rakibini altederek Beyaz Sarsy'a eireceğinden ileri geliyor. Ancak Birleşmiş Milletler'de kendileriyle görüsme olanağı bulduğumuz siyasal gözlemciler. kasım aymdaki seçimlere kadar, gerek Demokratlann. gerekse Cumhuriyetçilerin, konuyu fazla kurcalamayarak «Tafa» kaldınrıayı kendi çıkarlarma daha uygun buldukları görüşünU savunuyorlar Gerçi Ford hükümeti. iktidarda bulunmanın ver diği sorum duygusuyla, Türkiye'yi «Milliyetçi Cephe» hükümetme ragmen, Amerika'nın Dogu Akdeniz'deki çıkarlanna son dereoede zedeleyebilecek bir davramş içine itmekten alakoyma çabası göstermektedir. Bu bakımdan. Demokratlann çok etkin oldugu ve Yunanlılann janını açıkça tutan Kongre'yi bu ttrtumundan caydırmaya. yani 26 martta imzalanmış bulunan «Türk Amerikan Askeri Yardım Anlaşması»nı onaylalmaya uğraşmaktadır. Fakat Cumhuriyetçilerin bunda başanlı olma şanslan yok gibidir. Demokratlar. ambargoyu kaldırsalar bile bunu lktidara geçtikten sor.ra yapacaklardır. Cumhuriyetçiler de aynı ölçümleraslerle, seçimden önce Yunan asıllı seçmenleri kızdırmaktan çekiniyorlar. Bu durum karşısında Başkan Fordia Dışişlert Bakanı Kissinger'in, 29 ve 30 temmuz t&rihlerinda Washington'da görüşecekleri Ecevit'e bu konularda neler anlatacaklan, herhalde merakla beklenmeye deger. «Oh, what a lovely party.» S OVYET HÜKCMETt TATIV ORGAM İZVESTÎYA'DA V. LAPSKİ İSIZASIYLA YER ALAN KÜBA'YA İLtŞKtN YORLT I«L OKURLARIMIZA SUNUYORUZ: «Son zamanlarda Amerika Bltleşik Devletleri'nde Küba'ya yöneltilmiş bir tehdit kampanyası guçleniyor. Açıkça şantaj yapılıvor bu ülkeye. Kampanva sadece gerici basm organlanoca yürütülinüyor. Diine kadar, Lâtin Amerika bölgesinde detant llkelerinln yayeuilaştınlması konusunda düşünmek gerekliliğinden yana bazı potitikacılann da paımağı var bu kampanyada. Kampanyanın açılmasına, Havana vönetiminiıı Angola'nın içlşlerine kanşması gibi uydurma bir iddia bahane olarak şösterilifor. Oysa bu Afrika ulkesine, daha bağımsızlığını elde eder etmeı, Güney Afrika Cumburiyeti ırkçılanndan olusan diirenli birliklrrin ve bunun yanısıra emperyalist devletlerin parasıyla hazırlanıp silâhlandırılmış kiralık çetelcrtn çirdiği bilinmekt«dir. Yasal Angola hükümetinin istcji üzerine, Sovyetler Birliği. Küba ve ditrT sosyalist devletler, bu genç Afrika devletine özgürlük, hağımsızlık ve toprak bötünlüğii icin verdiği haklı mücadelede vardım etmekle, enternasyonal göım'leHni yprlne çetirmlşlerdir. Küba'ya röneltllml? saçma ve iki yü/.lü «istilâcılık» suçlamalanndan yararlanarak, Amerika Blrleşik Devletlerindekl ecricl ciiçler, bu ülkeye karşı giriştikleri psikolojik sa Ingiltere'nin ünlü Big Ben'i 122 yıldır ilk kez sustu Her saat başmda zamanı gonglanyla tam olarak Londralüara bildiren İngilizler'in ünlü Big Ben'i yapımmdan 122 yıl sonra ilic kez büyük bir sessizliğe gömüldü. Westminist!er Parlamento binasın da bulunan ünlü Big Ben'ın bugünlerdeki sum.ş nedenı. saat. kulesinin onarıma ve boyanmaya başlanmasıdır. Ystkililer saat mekanizmasını her türlü zarardan korumak amacıyla Westminster Kilisesirin uyumlu sesler çıkaran çanları ile saatin bağlantısuiı kesmişlerdir. Çan kulesinin içini boyayanlann çanm tozunu sert fırçalarla çıkarttıkları öğıenilmiştir. 1854 yılında yspılan Big Ben'e saRt kulesinin inşaat amıri olan Sir Benjamin Hall*un kısaltılmış isml olan «Ben» ad: verilmiştir. 40 bin İngiüz lirasına (1 milyon 200 bin TL.) mal olan Big Ben saat kulesinin ağırlığı 13^ tondur. îngiliz Parlamentosu toplantı halindeyken Big Ben saat kulesinin tepesinde ışık yanar. Gotik Tudor mimarisini. yansıtan Big Ben. bir dakika geç kaldıgı ya da bir dakika ileri »ittiği zanıan, ayannı yapmak için eski İngüiz kuruşları kullanıimaktadır. 1521 yılında bir bölümü yanan parlamento binası 1840 1867 vılları arasında onanlmıştır. İngiltere'ye ?=len turistlerin ziyaret ettikleri Big Ben, onanm ve boya işl«ri tamamlandıktan sonra tekrar çaüşmaya başlayacaktır. (Dıs Haberler Servtel PAKİSTAN'DA KAMERI TAKVIMİNİ BENİMSENMESİ ÖNERİLD1 LAHOR lslâm îdeoloji Konseyi, yıllık raporunda Pakistan hükumetinden cuma gününün resmî tatil olmasını, kameri takvimin benimsenmesüıi ve namaz saatlerinde resmî dairelerde işlerin durmasını istemişür. Konseyin tavsiyeleri arasında resmi yemeklerde alkollü içkiler ve islâmiyetin yasakladığı yiyecekler ikram edilmemesi de bulunmaktadır. Konseye göre, resmi kıyafet olarak da şalvar gömlelı giyilmeli, kadınlarda bu kıyafet başörtüsü ile tamamlanmalı, gazetelerde müstehcen yayırüann reklâmlanna yer verümesi ve resmi davetlerde kültürel gösteri ve danslar yapılması kesinlikle yasaklanmahdır. (a a) Uruguay'da işkence günlük alışılagelmiş olaylardan biri haline geldi CENEVRE Uluslararası Hukukçular Birliğine göre, Uruguay'da siyasi tutuklulara işkence artık günlük alışılagelmiş bir olay haline gelmistir ve kadmlarla çocuklara da uygulanmaktadır. Hukukçular Birliğinin son raporuna göre iktidann kesüılikle askeri komutanlann elinde oldugu Uruguay'da demokrasiye dönülmesi olasıiıgı görülmemektedir. (a a)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle