27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KUDÜS'E GÖRE FKÖ, SÜREKLi OLARAK YIPRANIYOR KrDÜS İsrafllî bir hükümet yetkilisi geçen hafta yaptığı basın toplantısında LUbnan sorununa da değinmiş ve «Israil*m şimdi, Lübnan'a yapacağı askeri müdahale sadece Filistin Kurtulus örgütü (FKÖ)'nün işine yarar» demiştir. «İnternational Herald Tribune» gazetesi, lsrail Hükümeti yetkilisinin Lübnan konusundalci açıklamasmın İsrail hükümetinin görüşünü, yani Israil'in Lübnan savaşından şimdilik uzak duracağını yansıttığını belirtmiştir. Aynı gazetede, Lübnan konusunda Israil'in tutumuna ilişkin haber, yorum yazan Terence Lübnan'da Suriye hükümetinin birliklerini arttırmasına ve Suriye'nin İsrail sınırına yaklaşmasına karşın Israilli yetkililerin Lübnan'a askeri bir müdahaleye kesin oiarak karşı çıktıklarını belirtmektedir. İsrail hükümeti, Lübnan'ın bugünkü durumundan daha çok, içinde bulunduğıı krizi atlattık tan sonraki koşuliarı ile ilgilidir. Eğer, Lübnan'daki iç savaş ve bu ülkeye Suriye'nin askeri müdahalesi Lübnan'da radikal bir rejim kurulmasına ve İsrail 'e karşı yeni bir cephe açümasına neden olursa bölgede, denge bozulacaktır. Ancak İsrail açısından bugün Lübnan'da böyle b:r tehlike yoktur, bu bakımdan Israil'in duruma müdahalesi bir yarar sağlamayacaktır. îsrailli yetkilfler, Israil'in Lübnan'a yapacağı bir askeri müdahalenin Lübnan'daki savaşı Arap ülkeleri arasındaki bir savaş niteliğinden uzaklaştıracagını ve Arap tsrail savaşı haline dönüştüreceğini belirtmektedirler. ASKERİ ALANDA SURİYE ORDUSUNDAN ÇEKİNMEYEN İSRAİL, LÜBNAN'A YAPACAĞI BİR ASKERİ MÜDAHALENİN SADECE FKÖ'NÜN İSJNE YARAYACAĞI GÖRÜS.ÜNDE. İSRAİL HÜKÜMETİ, LÜBNAN'DA DURUM SAKİNIESJİĞİ ZAMAN KENDİSÎ İÇİN DAHA ENDİŞE VERİCİ OLACAĞINA İNANIYOR. FKÖ YIPRANIYOR Filistin Kurrulus örgürtl Lübnan'daki savasta sürekli yıpranmaktadır. Bu bakımdan îsrail'in duruma müdahale etmesine gerek yoktur. İsrailli politikacılar, Lübnan'daki savaşı Arap lar arasında bir çay partisi oiarak n'telemekte ve Lübnan'da yeni gelişme olursa, İsrail'in bu ülkeye olan tavrını yeniden gözden geçireceğini her fırsatta açıklamaktadırlar. İsrailli bir politikacı, «Gerektiği zaman İsrail Lübnan'a askeri müdahalede bulunmak için bir dakika bile gecikmeyecektir» demiştir. İsrail'in Lübnan'a askeri bir müdahale için acele etmeme politikMi ülke içinde büyük destek sağlanustır. Israil'de muhalefetteki sağcı Likud liderleri bile hükümetin Lübnan sorunun da takındığı hareketsiz tavn çok benimsemişlerdir. Askeri alanda ise Lübnan'da bulunan Suriye ordusundan ve Arap Birliği gücünden çekinmemek tedir. Filistinli ve Müslümanlarla uğraşsn Suriye ordusu İsrail'e saldıracak durumda değildir. Ayrıca, Irak hükümetinin Suriye sınınnda askeri manevralar yapması, Şam hükümetinin de Irak sınırına askeri yığınak yapmasına yol açmıştır. Şam kaynaklı haberlere göre. Suriye hükümeti, Irak sınınnda tam teçhizatü 6 btn askerini bulundurmaktadır. Suriye geri kalan ordusunu Golan'daki ateşkes hattının hemen ardında tutmaktadır. öte yandan. çok ar sayıda Libya ve Cezayir askerlerinin olusturdugu Arap Birliği Gücü'nün bir kısrru Beyrut'a gitmiştir. îsrail haber kaynaklanna göre, Suriye hükümeti Arap Birliği Gücü ile basına açıklanmayan iki kosulda anlaşmıştır. Bu koşullardan birincisi, Lübnan dahil olmak üzere tüm Arap ülkelerinin Arap Birliği Gücü'nün oluşmasını desteklemesi, iltinci kosul da. Arap Birliği Gücü askerlerinin Lübnan'da Suriye denetiminde olmasıdır. Ancak. Arap Birliği Gücü'nün geleceği çok belirli değildir. İSRAİL HÜKÜMETÎ, ŞİMDİLİK LÜBNAN SAVAŞINA KARIŞMAK NİYETINDE DEĞİL İsrailli gözlemciler, Suriye birliklerinin Lübnan'da Suriye yanlısı Elias Sarkis başkanlığında bir hükümet kuruluncaya kadar kalacagım belirtmektedirler. Cumöurbaşkanlığına seçilen Elias Sarkis'in önderliğinde bir hükümet kurulması en azından birkaç ay sürecektir.. karşı yeni bir cephe açması olasılîğmdan çekinmektedirler. Pu takdirde İsrail, Mısır. Ürdün, Suriye ve Lübnan tarafından sarılmıs olacaktır. Üzerinde durulan diğer bir olasılık da. Şam Hükümetinin Filistinli liderlerle bir anlaşma yapması ve FKÖ'nün Arap dünyasmdaki eski gücünü saglamak için büyük bir destek göstermesidir. Eğer ilk olasılık gerçekleşirse. İsrail 28 yıldır ilk kez kuzey sınınnda bir düşman ordusu ile kar şı karşıya kalacaktır. İkinci olasılık gerçekleştiği takdirde, yeniden güçlenmiş ve silâhlanmış Filistinli gerillalar Lübnan üzerinden İsrail bölgelerine yoğun saldırılar düzenleyecektir. İsrailli bir yetkili «Uzun vadede Lübnan'ı düsünürsek bize yönelik bir çok sorun getirmekte ama kısa dönemde yapabileceğimiz en iyi şey yerimizde durmamızdır» demiştir. (Dış Haberler Servisl) ÜZÜNTÜ VE BAŞARIS1ZLTK GÜNÜMÜZDEKF 1NSANLARIN HASTAL1KLARA KARŞI DlRENCİNt AZALTIYOR Hastabklara karsı direnç göstenne ora nının. insanbmn ruhsal durumu ile toplumsal konumlarma jöre değistiği belirUliyor.. HastalıkUnn kökenini arastırmak isteyen ban bilim adamlannın da hayvanlar üzerinde deneyler yaptığı bildlrilmektedir. «Science» adlı Amerikan dergisinin verdiği bilgUere göre, vapılan bu deneylerden sonra artık hastalıklann kökeni farklı bir blçimde açıklanmaktadır. Dergide vfrilen bilgilere RÖre; biyoloji bilfrinlerl farelcr üzerinde çok basit (ribi KÖriinen bazı deneyler vapmakta ve bu havvanlara clektrik vermek suretiyle, önlerine konan eogelleri asmalan saglanmak tadır. Kısa süre içinde bu engelleri atlamayı öğrenen fareler ise günde altı saat süre ile bu cimnastik eksersizine tabi tutulmaktadır. L'zmanlar, birkaç hafta sonunda btı farelerin. omurilik iltihabının viriislerine karsı asırı bir duyarlılık kazandığını saptamıs. Bütün bu deneylerden uzmanUr ild çrkici sonnçlar çıkarmıslar. Bivoloji bilirinlerine töre. bayvanın işgal ettigi toplum*al konumu ile ürettiği antikorların miktan arasında sıkı bir ilişld bulunmakUdır. Bu bilim adamlanna göre ruh ve msdde birbirinden aynlmaz bir bütün olusturmaktadır. Bu bakımdan canlıların bafısıklık sistemi toplumsal çevTe ve ruhsal durumundan büyük ölçüde etkllenınekte. KAPISININ ÖNÜNE "YALNIZ İNGİLİZLERE SATILIKTIR,, DiYEiLÂN ASAN BİR iNGiüZ TÜM ÜLKEYi KARIŞTIRDI «Yalnız İngilizlere satılıktır» diye bir kâğıt astı kapısmın önüne ve bu tür bir ilân hapse girmesıne yetti. Irkçıhk propagandasmdan... İngiliz'in biri, evmi satılığa çıkarmış. Bunu da duyurmak için bir ilan yapıştırmış kapısınuı üıeri ne: «Sadece İngilizler'e satılıktır.» Sen misin bunu yazan! Tüm İngiltere çalkalandı. Adam mahkemede yargılandı ve ırkçılık propagandası yaptığına karar verilerek hapse mahküm edildi. Ama konu bununla kapanmadı. Irkçılık nedir, ne değildir, kökenleri nelerdir gibi yazılar basmda birbirini izledi. Kökü kurultulmalıydı bu tür düşüncenin. Şunun şurasında daha kaç yıl olmuştur ki, sözüm ona Alman ııkımn üstünlüğünü kanıtlamak için ortaya çıkan biri tün: dünyayı kana bulamıştı. Nazizm, ya da faşizm her görüldüğü yerde hemen ezilmeliydi. Hayır, konu burada da kalmadı. Canterbury Başpıskoposu, ilânı ve ilânın arkasındaki düşünceyi kınayan bir demeç verdi. Ne demekti «sadece İngilizler'e satılıktır.» Konunun üzerinde önemla durulmalıydı siyasal açıdan da. Gerçekten öyle oldu. Konu, Ingiliz Parlamentosunun seçimle gelen üyelerinden olusan Avam Kamarasına getirildi geçen hafta. Hem de Başbakan Callaghan'uı yanıtlaması istemiyle. Geçen hafta Avam Kamarası önemli günlerinden birini yaşadı samrız. Sevimli bir arenayı andıran Avam Kamarası toplantı salonu tıküm tıklım dinleyicilerle doluydu. Aşağıda Genel Kurul salonunda millet%ekilleri öyle koltuklaıda filan değil, uzun sıralarda oturuyoriardı. Ortada bir masa, konuşacak olan hükümet üyesi bir adım atıyor. masaya dosyasını koyarak sorulan yamtlıyor. Masanın bir tarafında oturumu yöneten baskan, karsı tarafmdA salonun kapısı... Yanlarda da, milletrekillerinin oturduklan srralar. Milletvekilleri sorularını oturduklan yerden soruyor, hükümet üyeleri hemen o anda yamtlıyor. Soruyu soran. verilen bilgiyi yeterli bulmazsa ek bir soru daha soruyor. Hemen o anda yeniden ek bilgi veriliyor kendisine. Tipik Roma arenası. Meclist* değil de, bir yerde başbaşa oturulmuş, tartışıiıyor sanki. Ne kavga. ne küfür. ne tabanca. ne yumruk. Zaman zaman «soğuk İngiliz» havasını dağıtan $akalarmı ne hükümet esirgiyor, ne de milletvekilleri. Ve yeniden konuya dönülüyor. Geçen hafta ırkçılık sorununun gönisüldügü TEHLİKE YAJtATABİÜR Öte yandan, Suriye'nin uzıın süre Lübnan'da askeri varlığı İsrail için bir tehlike yaratabilecektir. Hebre\v Üniversitesi Profesörlerinden Mordechai Abir, Lübnana Suriye'nin egemenliğinde bir çözüm gelmesi söz konusu olduğu zaman. «biz durumu büyük bir dikkatle izleyeceğiz» demiştir. Bu nedenle İsrail hükümeti Lübnan'da durum sakinleştiğinde kendisi için daha endişe verici olmasından çekinmektedir. Kimi Israilliler Suriye'nin Lübnan'a büyük çapta askerî kuvvet sokarak, bu ülkede İsrail '• LÜBNAN'DAKİ KANll SAVAŞTA KADINLAR DA ERKEKIERIN YANINDA YER ALIYOK. Mitterrand, temeî özgürlük sorunlarına değindi F n n s n Sosvalist Partisi Lideri Franrois Mitterand. Le Nouvel Observafcenr derpsi yazarlarından Jean Danitl ile yaptığı bir konuşmada Batılı toplumlarda «temel özjrür lükler» konusuna değişik yak laşunlar getirmiştir. Bu konuş m u m ilırinç bölümlerinl özet oiarak suouyonıı.. SORü 1954 rılındaki baskan lık seçimieri sırasında, parlamen to.va Fransızların hak ve öıçiirliiklerl Ue UgUi bir temel rmsm tasarısı sunacağınızı açıklaımstına niçin gerek duyuyorsunuz? CEVAP Özgürlüklerle ilgili bir temel yasa fikri öteden beri zihnimi kurcalar durur. Bence siyasal demokrasinin temel ilkeleri, en iyi biçimde 1971 yılmda yayınlanan «Insan ve Yurttas hak ları bildirisi»nde ifadesini bulmuş tur. Ancak yönetici sınrf bu bildiriyi içi boş bir kalıp haline getirmekte gecikmemiştir. Burjuva sınıfı. bir taraftan halk iradesine büyük bir önem verir gibi gözükürken, diğer taraftan sanayi toplumunun ortaya çıkışı ve üretim araçlanrun özel mülkiyete konu olmaya başlaması ile yeni bir feodal sınıf haline gelmiştir. Doğrudan doğruya, ya da Devlet aygıtını kullanarak dolaylı yollardan haberleçme araçlannın zenginlerin denetimine girmesiy le de düsünce ve haberleşme özgürlüğü ortadan kalkmıştır. Tanımı itibariyle «vazgeçilmez» nitelikte olan temel hakları ilk çiğneyen ise. bu haklarm işletilmesi için çıkarılan yasalann kendisi olmuştur. Öte yandan toplumsal savasım lar. özgürlük ve kollektif haklarm sınırlaruım genişlemesine yardımcı olmuştur. Ben 1974 yıh başkanlık seçimlerınde bu konuyu da işledim. • New York'ta homosşksüejler yürüyüşyaptı üüü NEW TORK New Tork'un ünlü Bohem mahallesi Greenwich Village, önceki sabah birdenbire boşalmış, mahallenin nüfusunu, hiç değılse nüfusunun büyük çoğunluğunu oluşturan kadın ve erkek homoseksüeller, çeşit çeşit giysilerle Beşinci Cadde boyunca vüruyüşe geçmişlerdir. ABD'nin doğu kıyısı homoseksüelleri, 5 yıllık bir geleneğe uyarak simgesel bir yıldönümilnü toplumda homoseksüellere uygulanan ayınmla mücadele yolundaki ük gösterinin yıldönümünü kutlamışlardır. Gösteriler daha sonra Central Park'ta toplanmıslar, bir çok homoseksüel demeğinin temsilcileri, burada homoseksüeUüüe mücadele yasalarını istihdam ve iskân alanlannda kendilerine uygulanan ayırunı kınayan konusmalar yapmış lar dır. Bilindiği gibi, homoseksüellerin 27 haziran 1967'deki büyük gösterisinden sonra New York eyaleti içinde bu tür ilişkilerin yasa dışı kabul edilmesine son verilmiş ve homoseksüellere toplumun yüksek kademelerine çıkabilme olanağı tamnmıştı. Aynca Greenvvich mahallesinde onlara ait yüzlerce bar ve kulüp açılmıştı. Ülkenin. San Francisco dışında, geri kalan eyaletlerinde homoseksüellik hâlâ yasa dısıdır. FRANSIZ SOSYALİST PARÎİSİ LİDERİ FRANÇOİS MİTTERRAND, LE NOUVEL OBSERVATEUR DERGİSİNDE YER ALAN KONU5.MA5INDA. «VAZGEÇİLMEZ TEMEL HAKLARL İLK Çİ6NEYÎNİN, BU HAKLARIN ÎŞLETÎLMESÎ İÇİN ÇIKARILAN YASALAR OLOUGUNU SOYLÜYOR. • • • • • • "ÖZGÜRLÜK SOYUT BiR KAVRAM OLMAKTAN ÇIKARILMALI VEGÜNLÜK 1 1 . L 1 § LONDRA MEKTUBU Yalçuı DOĞAN YAŞAMA AKTARILMALI,, 1 MttTERRA>fD: ^İzffnrlük soyut bir kavram degildir» cinde olan herkesin bu tartışmaya ilgi duyacağını sanıyorum. SORV önsözünâ sizin yazdığınız «Özgürlük. özgürlük» adlı kftapta, soyut özgürlükler yerine çeşitli ve somut özgürlükler üze rinde durulmasının gerektiği sarunulmaktadır. Siz bu göriişü nasü değerlendiriyorsunuz? Bunun siyasal partiye uygulanması nasıl olabilir? CEVAP Egemen sınıflann hükümeti yalanı bir yöntem oiarak benimsediği için özgürlüklerin sojut birer kavram olmaktan çıkarılarak günlük yaşamamıza aktarılması zorunlu bir hale gelmiştir. Örneğin Giscard d'Estaing bir yandan yabancı işçilerin durumlannın düzeltileceğini ve Fransızlarla eşit tutulacağını söylerken, diğer yandan Fransız polisi yabancı işçilerin yaşadığı yerlere baskın yapmakta, kuşkulandıklannı yurt dışına çıkarmaktadır. SORU Kapitalist sisteme karşı girişilen eleştiriler gerçek özgürlüJderin ancak sosyalist bir sistem içinde gelişebilecegi temeline dayanıyordu. Bugün ise, İsveç'in dışında kalan ve kendilerini sosyalist sayan ülkeierle kollektivist devletlerin hiçbirinde özgürlüklerin tam anlamı Ue geliştiği söylenemez. Şu halde kapitalist sisteme yöneltilen eleştiriler koUektivlst sisteme de yapüabilir mi? CEVAP İsveç'in kendisini gerçek bir sosyalist ülke olaıak saymaya hakkı vardır. Diğer komünist rejimlere gelince, onlarm ülkelerini çok kötü bir durumda devralmış olduklarını da unut mamak gerekir. Bu bakımdan onların geri kalmışlıktan kurtulmayı ön plana çıkarmalarıru doğal saymak gerekir. Birkaç istisna dışında kendini sosyalist sayan, ya da saymayan dünyanın dört bir yanındaki geri kalmış pek çok ülke. totaliter bir sistem kurdu. Doğu Almanya ve Çekoslovakya ise komünist kam pa katılmadan önce de sanayilesmiş ülke durumunda idi. Bunu böylece saptadıktan sonra sosyalizm ile komünizmi birbirine karıstırmak istemediğimi tekrarlamak isterim. Aynı biçimde Berlinguer ve Marchais de Sovyet Komünizmi ile Arrupa komünizmini birbirlerinden ayırmak gerektiğini ileri sürmektedlr. Fransız Sosyalist Partisi için ise sosyalizmle özgürlük aynı seyiı iki ayrı ifadesinden baska bırşey değildir. (D Haberler Servisi) Rakiplerim ise büyük bir fırsat yakaladıklarım sandılar. Onların saldırısı ise. «solcular kendilerin den ve özgürlük sevdalarmdan emin olmadıkları için ek güvenceler arıyor» biçiminde oldu. SORU özgürlükJer üıerin deki tartısmanm kamuoyunu grr çekten ilgUendirdiği kanısuıda mjsmıı?.. CEVAP Bir siyaset adamının görevinin, halkın bilınçlenmesini saglamak olduğuna inanan ve özgür olmadığınm bilin Ankara Ankara ânkara Ankara Ankara Anka GOYA'NIN TABLOLARI, SANAT VE POLİTİKA İLİŞKİLERİ New York'dan gelen bir mimar dostum anlatıyor: Metropoliten müzesirun bir salonunu tepeden Mmaga bej halılarla kaplatmış bir Amerikalı banker. Bu bej halı'.arla kaplı salonda Goya'mn sekiz tablosu sergileniyor. Sergi, İspanya Kraıı Calos'un VVasaington'a gittifi günlerde açıhyor. İki maya portresi varmış, biri ressam Ckjya'nın sevgilisi Arba Düşesıninmiş galiba. Başkentli sanatçılar mayalarla hippyler arasında bağlantı kurdu bu portrenin öyküsünü dinlerken, 18. joizyılda Ispanya'd? ekonomik bunalımİ2nn yaşand)gı dönemde Madrid sokaklarna dökülen İspanyol soyluları da hippyler gibi eskimiş bir şıKlık içinde, ö3gürlü£ün. aşkın tadıru çıkarıyorlar. Ressam Gcya da Arba Düşesiyle sokakta tanıştı belkı... Mstropoliten müzesinin bej salonunda Goya tabîolarını seyreden arkadaşım şöyle diyor: îspanya Kralı Carlos. Amerika'ya gelirken çok ?nlamlı Goyalar yükJenmis doğrusu Halka daha yakın tabîolara özen gösterilmiş denebilir. Goya'nm jfaralı bir işçisi var sergide. bir de Franco döneminde yasaklanan bir peyzaj çok ilgınç. Tepelerde Napolyon ordulan, tepelerin ardında İspanya halkının direnişini simgeleyen sol yummk. Bu izlenimıeri dinleyenler sanatın politikayla birleşik kullanıldjğını düsündüler. Egiptolojı biliminin çok geliştiği Paris'de, ikınci Ramses sergisi de Suriye Devlet Baskam Esat'ın Fransa'ya geliçine rasrlamıştı bir süre önce. Kimi sanatçılanmız soruyor: Korurürk'ün dıs sezılennde de aynı şey yapılama^mı? Bir Hitit sergisi. ya da Tiirk ressamlanndan kanna bir sergi açılama? mı 9 Kimi CHP'lüer Ecevit'i hsklı buluyorlar. Vaktiyle İnönü Bayan Gromiko'nUn «lin: öpmüşrü, resimleri köylere kadar dağıtıldı, bir parti başkanı böyle açıklar vermemeli. Bu görüşe Jtarşı çıkanlar da varı Sen, sağcı gazetelerin köşe yazarları gibi konuşuyorsun. Ec«vit'i onlar da kutluyor Nâzımın mezarına gitmediği için Bugün AP Bakanları komünist devlet adamlarıyla öpiişiiyor, televizyonda seyrediyor milyonlarca kişi. Kosigin de Nazmiye hanımm elini öpüyor... İnönü'nün Bayan Gromiko'nun elini öperken çekilmiş resimleri albümlerde soldu artık... Biri Ecevit'in Nâzım Hikmet'in mezarına gitmemesine hiç şaşırmadığını scylüyor bir yargıyla birlikte: Politikacı tutsak kişidir, diyor, özgürlü^ünü kullanamıyor, kullanırsa sij'asa) yarıştan çikıyor. Ecevi'.'in ünlü Romen heykelcisi Brankuşi için sayfalarca yazı yazmasını anlatıyor kimı kişiler, Brankuçi'ye bunca önem veren şair politikacımn diinyaca ünlü bir rürk şairine ilgisiz kalm?.sını anlamakta giiçlük çekiyorlar. İsteseydi gidebılirdi Nâzım'ın mesanna... Çaşımızın ?n büyük şairi Nârım. AP'liler bile kemiklerini getirmekten sözediyor. Biri Franco'nıın son yıllarında Picassonun vapıtlannın Madrid'dekı ulusal müzeye konmak üzere toplandığını anlatıyor. Bir başkası Ecevit'in «Özgür İnsan» dergisın de Picasso için yazdıklannı hatırlatıyor. Sonra toplumsal konulara yöneliyor söyleşiler... yapmışlar. Prof. Ncnıiıı Abadan Unat, o panelde çok kullanılan yeni bir deyimle döndü Ankara'ya: «Utanç toplumu» deyimini duydtınuz mı: bilmem? Czellikle azgelişmiş ülkeler bir «utanç toplumu» yaşantısı sürüyor. Toplumda beüi da\Tamşlar kınanıyor. Yasal yasak olmasa da baskı var. Ayıplama ciuygusu insanları etkiliyor. Akdeniz ülkeleri, lslâm ülkeieri bu etkıden sıyrılmış değil henüz, ama, örneğin budizmde böyle bir kınama yok. Nermin Abadan Unat New York'un ünlü Harlem'inde ilçinç bir film seyretmiş, utanç toplumuna bu filmi ömek %»r:yor. Filmin konusu cgücel Dir erkek ve yedi kız kardeşin toplumun baskısıyla yaşadığı yüzkızartıcı dram.» Erkek kardeş yedı kızm namusunu koru:n?kla görevli. Kardeş!erin! baştan çıkaranlarla savasma başlayınca MaXia'yı buluyor karşıstnda. gün Avam Kamarasında Başbakan Callaghftn'a <• !• ğışik sorular yöneltildi. Türkiye için günümüzde son derece duj'arlı bir konu olması bakımmdan Avam Kamarasında bugün tuttuğumuz notlardan değil, oturumun resmî tutanaklanndan bazı bölüraleri özetlemekte yarar var. 15 haziran 1976. Cilt: 913, No: 123. Avam Kamarası resmi tutanağı, sayfa: 304: «MiUetvekili Christopher Price: Başbakan, Leuigham'daki ırkçılık ilişkilerinden acaba ne ölçüde haberdar? Aynı şekilde Londra'mn doğusunda ve batısmda giderek yayılan ırkçılık kanserinden de haberi var mı? Kendisi. ırkçılığı lanetleyen Canterbury Başpiskoposu ile aynı düşüncede mi? Irk Uişkileri Yasasma aykırı davranışta bulunanlar hakkinda Baçsavcılıkça soruşturma açılması için, yargı organlanna yeterli bilgiler derhal aktarılıyor mu?.. Başbakan Callaghan: Şundan eminim ki, Canterbury Başpiskoposunun uyarısuıa aramızda katılmayan yoktur. Başpiskopos ve uyansı ile tüm Hıristiyan âlemini bir tuzağa düşmekten önlemiştir. Ayrıca, Başsavcıhğın bu olaylara ilişkin elinde bazı kamtlar vardır. Bunların yeterli olup olmadığını araştıracağım ve dikkatlerini çekecegtm. Biliyorum ki, bu ülkede polis tüm vatandaşların. Asyalı toplu lukların ağır koşullarda çahşmak zorunda olduklarını açıklamalıyım. Diğer vatandaşlar gibi onlar da ülkemizde korkusuzca yaşamalıdırlar. Söz konu su vatandaşlarımızın haklarını çiğneyenlere karşı gerekli ek yasalan getirme hazırlığı içindeyiî.» Avam Kamarasında daha sonra ırkçıhğın İngiltere'nin değişik bölgelerindeki değişik belirtilerinden söz edildi. Özellikle Asyalılara kötü davramldığı açıklandı. SokaKtaki izlenimleri doğruluyordu ashnda, Avam kamarasına getirilen konular... Bir lngiliz'e, metroda biletini soran Pakistanlı memurun küçümsenmesi, elinde 100 doları ile geldiği için Hind'li gencin havaalanmdan ülkesine postalanması, hep aynı tutumun göstergesiydi. Kaynağı ne olursa olsun, ama işte en ciddi ve genis boyutları ile üzerinde duruluyor, yeni yasalar getiriliyordu. Dünya döndü, döndü. Güneşin gölgesi Türkiyeye vurdu. Türkiye'den uzak düşmek, Türkiye'yi «dı şardan düşünmek» aslında. Geniş boyutlan ile, kusbakışı. Olaylara bilimsel anlamda «yabancüasmafc. ve de çözümlemeyi denemek. «Türkleştirilmiş bölgelercien» söz ediliyor bugün lerde Türkiye'de... Bütün dünyadaki Türkleri tek bir bayrak altmda toplamak ham hayallerinden. Her şey açık seçik... Ancak, bir küçük ilâmn faşizmin en azından sonuçlarmı yaşamış kapitalist bir ülkedeki tepkileriyle. Türkiye'nin bugün vardığı noktayı karşılaştırmak çok yararlı. Avrupa Parlamentosu toplantılannda kendini Hı. ristiyan Demokratlarla eş saydığım söylemekten çekinmeyen MSP. Canterbury Başpiskoposunun tepkisine ne der acaba? Madem olaylara dinsel açıdan bakıyor. Başpiskopos, Hıristiyanlan ırkçıhkla savaşa çağırır ve bunun «dinsel bir görev» olduğunu söylerken. MSP ırKçı koalisyon ortağı için ne düşünür' .. Batı kapitalizminden kopya çekmeye çalıçan AP. kapitalizmin Türkiye'de bir bunalıma düştügünü gördügünden mi, takılır Turancılar peşine?... Yoksa, iktidar olabihnek için «ilkesiz birlik»ten başka kozu kalmadı mı Türkiye'de kapitalizmin Tek ve son kozu. NASIl BİR ÇAGRIŞIM! Film örneği. utanc toplumu deyirni riyasa! esprilere de vol açıyor. Siyasa! kuru'.uşlarm da yedi gıiıelleri, Mafialan oldugu söyleniyoı, derken CHP'nin grupları geliyor masanın üstune, bir bilim adamı destabilizasyon metodunun CHP'de çok iyi uygulandığını öne sürüyor. CHP'nin ırini re maksi gruplarından sözedüiyor. Şakayı bir yana bırakarak bu grupıasmalardan miniierin de, maksilerin de yararlanamayacakları söyieniyor... Başkent söyleşilennde felsefeden de vazgeçilmer. «Utanç toplumu» deyimmın de degişik yorumları yapılıyor ?imdi. Yasaklan. ftyıplsrı ortadan kalchrıp utanmadan yaçayacağımız günlerin öılemi duyuluyor. Pek; bu örlem naşıl diner, dije soruyor biri. ayıplanmak korkusuyla mı? Bir gün vaptıklarımızdan değil, yapmfdıklarımızdan dnha büyük bir utan<; duyacağız belki de... ECEVİT KVriM HIKMfî KonıtiırK ün dış gezılerinden Ecerit'in fiış gezilerinr yönelıyor konusmalar, sanat ve poütika ilisküeri bir baska çızgiye ıılaşıyor. CHP Gene! Başkanı Epevit'in Moskova ee:isınde Nâzım Hikmet'in tnezanna gitmemesi tartışıiıyor. ABO'DEKİ BİR PANEl Siyasal Bilgiler Fakültesirden Prof. Nermin Abadan LTnat da Amerika'daydı son jrtinierde. Azgelişmiş ülkelerden gelen biüm kadıniarıyla bırükte ilsçır.ç bir panele katıldı. Boğaziçi Üniversitesinden Deniz Kanyottu ile birlikte üç hafta boyunca kadın sorunlarını tartışmışlar, bildirıler Miü»erref HEKÎMOĞLU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle