18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
S Sahibi: Cumhuriyet Matbaacıhk ve (Jazetecilik T.A.Ş. adına NADÎR NADÎ • Genel Yayın Müdürü OKTAY KLRTBOKK TELGRAf ve MEKTUP adrestt CLMHLRtYET İSTANBUL Posta Kutusu: îstanbul No: 246 Telefonlar: 22 42 90 12 42 96 22 42 97 22 42 9S 22 42 JS ¥ CUMHURÎYET^y, AHLAK TASASI.VA TAAHHÜT EUEB • SorumJu Yazı İşleri Müdürü: BÜLENT DtKMENER • Basan ve Yayan: CLMHL'KtVErr Matbaacılık re Gazetecillk T.A.Ş. Cağaloğlu, Halkevi Sok. No: 39 41 •* JJ * • BIKULAK: Ankara Atatürk Bulvan Veneı Apt. Yenışehır TeJ: 177477 255701 • ÎZMİR Halit Zıya Bulvarı No: 65 Kat 3, Tel: 13123ü 12471)9 • ADANA Atatürk Cad. Uğurlu PasaJ, "f«l: 14550 19731 ABONK ve tLAN ATLAB: 12 « J 1 Yurtıçl : 540 270 13S «5 Yurtdişi: 990 495 247.50 8230 Ülke enıplarına ve tjhrlığına Böre uçak farta ofcuyucu tarafından ayrıca ödenir... tiasllfe 2 i 4, S. « Ölüm Nışan Yayın Kayıp (MAKTU> „ >. ... 150 U r » 16 ı Sayla tSanumi) „. UU Sayla (Santlıru) ... 140 Mevlıo reşekkür (5 SanUml) ... 3U0 Nıkâh Evlenme Doffurn ... ... ... 250 Hayao (KELÎMESİ) „. „ ^ 4. (KELÎMESİ) S. T A KV iM 24 MART Güneş Öğle 5.56 12.20 Aksaro Yatsı 18.25 19.57 ia7B Ikındi 15.48 Imsak 4.19 (Baştarafı 1. Sarfada) dından, birçok kişiden, çevreden, sade vatandaşa kadar. değişik uyanlar almaktayım. Beni görevimde ikaz edenlere teşekkür borçluyum. CHP Genel Başkanı Sayın Bülent Ecevit'in 29 aralık 1975 tarihinde beni ziyareti sırasında öğrendiğim düşüncelennden ve basına da açıklanan ayni tarihli raporundan şahsen yararlanmış v» 22 mart 1976 tarihli demeçlerinden bilgi edinmiş bulunuyorum. Kendi hükümet başkanlıklannda olduğu gibi. müteakip hükümetlerin, muhalefetle daima bir diyalog içinde bulunmalarmın memleket yararına olduğu kanaatini muhafaza ediyor ve o yolda telkinlerime devam ediyorum. Ortadoğu'da denizier ortasmda yaşayan Türkiye Cumhuriyetini etrafı coğrafyası gereği toprakla çevrilmiş. denizlerle ılişkisi kesilmiş bir başka deviet haline sokmak, hiçbir uluslararası konferansın yetkisi ve gücü içine sığdınlamaz. Cumhuriyetimizin hak ve kaderine ait son söz, ulusal egemenliğin toplandığı Türkiye Eüyük Millet Meclisi'nindir. Ancak. Cumhuriyet hükümetlerini, özellikle dîş politikada somut önerilerle uyarmak, benim ve hepimizin görevidir.> KORUTÜRK OLAYLARIN ARDINDAKİ Alman Parlamentosıında (Baştarafı 1. sayfada) Tekzip (Baştartfı 1. sa>fada) koduyu diline dolayıp hipokrat yemininin ötesinde ve üstünde vatan ve milletine hizmet edebilmek sevk ve heyeeanından başka bir duygu taşunayan sahsımı itham çtmesi basm ahlâkıyla kabili telif değildir. Bir doktor ıçin adi sanı. din! milliye'i. ideoloiisi ne olursa olsun aslolan insan degerinin büyüküiğüdiir. Görev ifa ederken insan değerinin büyüklüğüne saygı ve sevgiden başka ve hele henü7 hayata gözlerini «çmış ve her türlü değerlendirmeye konu olmaktan uzak bir yavru tçin bir ivaz beklemedigim. garez taşımadıfım. naçizane hizmet arzet tiğim herkezçe bilinir. Sayın yazarın da bunu böyle bllmesini ve eğer günün birinde ihtiyaç hası! olursa şahsen kliniğimize müracaatla bu durunıu yakmdan görmesini ümit r* arzu etmekteyim. Bunun aks! bir tutuma ne kültürüm. ne Insanlık telâkkilerim ve nf de meslek terbiyem imkân vermez. Aynı sayfa ve sütunda. K\TI\ puntolarla keyfiyetin bu şekilde tavzihini rica ederim. Hacettepe Ünirersitesl Tıp Fakiiliesi Çocuk Hastanrsi T.. Böliim Kıdemli Dr. Yusnf Gedik SAVCILIK (Baştarafı 1. sayfada) TekTes İş Sendikası da kendi lerine Tesİş Federasyonu'ndan gönderilen 23.7.1974 tarih ve 276"/ 7C sayılı yazıda temmuz ve ağus tos maaşlarından kesilecek bııer yevmiyenin «Hava ve Deniz Kuvvetleri Vakıflan'na bağış olarnk TürkIş tarafından verilmesi kararlaştırılmış bulunmaktadıı» cümlesinin bulunduğunu ve lcra Kurulu olarak bazı girişimler ya pacaklannı bildirmiştir. TekTes İş Sendikası'nın bir yöneticisi, aradan geçen süre içinde pai3Îann vakıflara verilip verilmedifeini öğrenmek için araştırma yaptıklarım ve bunun sonucunda pa raların bır bankada bulunduğunu öğrendiklerini büdirmiş «Halen İcra Kurulu olarak bazı girişimler içindeyiz. Paranın geri ahnması hakkında gerekirse kanunî yollara başvuracağız. Sendikarnız üyelerinden kesilen paraları yeri alıp Deniz ve Hava Kuvvetıeri takıflarına intikâl ettireceğız» .1e mistir. Tesfş Sendikası Adapararı Genel Eğitim Sekreteri Erdoğan Salman da gazetemize yap'ığı açıklamada «Bu paraların mu hakkak vakıflara intikâl etmesi GERÇEK fihlâk, Fazilet ve Gensoru (Başlarafı 1. sajFada) Başkan seçilememesl bu yuzdendir. Bueün Millet Meclisinde Başbakan Süleyman Demirel. Maliye Bakanı Yılmaz Ergenekon, Ticaret Bakanı Halil Başol haklannda mobilya volsuzlufu nedenivle verilen çensorunun (tündfinf alınıp alınmaması söriişülecektir. Eçcr konu cündeme alımrsa parlamento denctiminln Işlerliğî ispatlanmış nlacahtır. Ama «npmirel'i ve vakınlarını korumak vp kollamak» zihniveti iistön gclir de gensoru jründrmp alınamazsa. Cephe Hükümetinin ve ortaklanmn kovuşturmadan kaçtıkları bir krr daha nrtaya çıkacaktır. Kuskusıız olavda MSP'nin durumu ilginçtir. MSP, «Ahlâk ve fazilet» konııları ürerinde tittz föriinmek isteveıı bir politikayı ycjlcmistir. Bu nedenle seks filmlerinin açıkseçik yayınların iisttine eitmektedir. «Ahlâk ve fazilet»in nnemi üstünde sık sık duran bir partinin deviet malını ve halkın haklarını ilçllendiren yoisıızlıık konusunda buıriin ne tavır ılacagı mrrakla bfklrnmrktedir. •*• •Yardım görüyorlar» Önerge sahibi Sosyal Demokrat milletvekili Wuster. görüşmeler sırasında Bakana şu soruyu yöneltmiştir: «Çok iyı tanımladığuuz bu TUrk gruplanna Türk konsolosluklarınm bazı mensuplarının yardım ettiğini Federal Hükümet biliyor mu? Burada aklıma gelen, özellikle çalışma ataçeleri ve din görevlisi denilen kijilerdir.. Bu soruya cevap veren Deviet Bakanı, kendisinin bundan haberi olmadığını. ancak örnekler bildirildiği takdirde, hemen incelemeye girişeceğini, ayrıca bu durumun ortaya çıkarılması için hizzat işe el koyacağını sciylemiştir. Daha sonra. önergeyi veren milletvekili. Batı Almanya'da basılan yüksek tira.jlı bir Türk gazetesinin aşırı uçlara mensup TUrklerin organı gibi yayın yaptığını, cezalandırılması gereken davramslar konusunda tahriklerde bulunduğunu belirterek, kendisinin bunıınla ilgili belgeleri verebileceğini söylemiştir. Milletvekiü. faaliyetleri dolayısıyle Almanya'da MHP örgütlerinin kapatılması gerektigi görüsünü savunmuştur. Son olarak konusan Deviet Bakanı, MHP örgütleririn tehdide başvurm.ı konıısıındaki dav ranışlarının Türkive'deki siyasal durumla ilgili olduğunu. Almanya'nın düzerüni hedef almadığını beürterek sözlerini şöyle tamamlamıştır: •Tekrar ediyonım. bu ve benzeri yabancı kuruhıslar. bir gün zora başvurma tehlikesini her zaman eösterdiklerı için. olaganıistü bir dikkatle izlenmektedirler • MEMURLARIN (Baştarafı 1. Sayfadu) flTeîeri 1970 öncesi emeklilerle 1970 sonrası emekliler arasındaki farkın devam edeceğini belirterek komisyon raporuna, karşı oy yazısı koymayı kararlaştırmıs lardır. Komisyondan geçen tasannın 30 maaş tutarında ikramiyeye ihşkin hükmü şöyledir: • Emekli, adi malullük, vazife malulü aylığı bağlanan veya hut toptan ödeme yapılan asker, sivil tüm istirakçilere her tara liilî hızmet yılı için ayhk bağlamaya esas tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir. Verilecek emekli ıkramiyesınin hesabında 30 fiilî hizmet yılından fazla süreler nazara alınmaz. Emekli. adi malullük veya vazife malullüğü aylığı bağlanma dan veya toptan ödeme yapılma dan ölen işiirakçiler için yuka ndaki esaslara göre hesaplanacsk ikramiyenin tamamı, aylığa veya toptan ödemeye hak kaza nan dul ve yetimlere 5434 sayılı kanunun 68. maddesinde gos terilen hisseleriyle orantılı olarak ödenir. Emekli ikramiyesini aldıktan sonra yeniden iştirakçı durumuna gelenlerin tekrar emekliye aynlmalarında, yalnız sonradan geçen hizmeUerine karşılık, yukarı daki esaslara göre emekli ikramiyesi ödenir. Şu kadar ki, evvelce verilmiş olan ikramiye ile sonradan geçen hizmetler için ayrıca tahakkuk ettirilecefc ikramiyenin hesabına esas alın«n fiili hizmet süreleri toplamı 30 yıldan fazla olamaz ve ev vtlce 30 hizmet yılı için emekli ikramiyesi ödenmiş olanlara hiç bir şekilde ikramiye farkı ödenmez. 5434 sayılı kanunun 8S. madde si kapsamına girenlerin emekli ikramiyeleri hakkında da yukandaki hükümlere göre işlem ya pılır. Sandıkça tahakkuk ettirilecek emekli ikramiyelerini almadan ölenlerin ikramiyeleri kanunî mi rasçılarına ödenir.. ramiyelerinin gelişmesi oldukça karışık bir görünümdedir. Buna göre 657 Sayıh Kanunun mali hükümleri yürürlüge girerken 1327 Sayılı Kanun çıkanlmış böylece 30 yıl hizmeti olan birinci derecenin son kademesinden emekli olan bir kişi 105 bin lira ikramiye almıştır. Bu ikramiyeler son maaşının 15 katı alınmak suretıyle hesap edilmiştir. Sonra 1425 Sayılı Kanun çıkmış emekliliğe bir gösterge getirilerek bu göstergenin kat sayısıyla çarpımı ikramiye olarak belirmiştir. Bu yasaya göre emekli olanlar 1Ü5 bin lira yerine 72 bin 975 lira emekli ikramiyesi almışlardır. Cephe Hükümetinin şimdi getirdiği tasarının gerekçesinde emeklilik ikramiyelerine yüzde yüz artış getirildigi ileri sürülmektedir. Tasarıda belirtildigine göre 30 yıl hizmet etmiş birinci derecenin son kademesindeki bir memur 183 bin lira ikramiye alacaktır. CHP'liler altı yıl önce 105 bin liranın, paranın değerini kaybetmesi nedeniyle şimdi verilmek istenen 189 bin liradan daha fazla olduğunu ileri sürmüşler «Bu durumda artma Eöstermelik bir artmadır» diyerek. emekli ikramiyesinin 1327 Sayılı Kanunda oldugu gibi emekliliğin son alınan maaş üzerinden yapılmasını ve bvmun bu yıl kabul edilen kat sayı olan 9 ile çarpılmasını istemişlerdir. CHP'lilerin önergesi kabul edilmiş olsaydı birinci dera cenin son kademesinden emekli olmuş 30 yıllık bir memurun eline 270 bin lira ikTamiye geçecekti. «Cinayet Şebekesi» diye nitelendirmiş ve Ata Yıldmm'ın Ülkü Ocaklılarca öldürüldüğünü öne sürmüştür. Erhan, şunlan söylemiştir: « 12 Mart 1976 cuma gUnll, Abidinpaşa Meslek Lisesinden evine dönerken. Ata Yıldırım. Ülkü Ocakh katillerce alnından vurularak öldürülmüştür. Olay, süzlerce görgü tanıgının gözleri önünde. saat 17 sıralarında meydana gelmiştir. Cinayet önceden planlanarak işlenmiştir. Ü!kü Ocaklıların eli kanlı canilerinden Hasan Hüseyin adlı kişi, tüm öğrencilerin dağılmasını sağladıktan sonra Ata Yıldırım'ı tuzağa düşürmüş ve cinavet böylelikle işlenmiştir. Cinayetin en az 30 görgü tanığı vardır. Ancak, cinayet şebekesi, 3 lisenın ortasında ölüm ve dehşet saçmaya bugiin bile devam ettiği için tanıkların da can güvenliği bulunmadığmdan, bazılan konuşmamayı seçerken, bir çoğu da okullarından tasdikname alarak başka illere git mektedir. Örneğin Yıldırım'ın sınıf arkadaşı Dilâver Ulukan, sırf can güvenliği olmadığından. tanıklık yaptığında öldürüleçeği korkusundan, tasdiknamesini alarak Adana'ya gitmiştir. Yine görg*: tanıklarından Battal isimli ögrenci de, tasdik namesini alarak tzmir'e gitmiştir. Difer tanıklann da nerelere gideceklerini şu ana kadar öğrenebilmiş degiliz.» CHP Milletvekili Erhan, Ankara Emniyet Müdürlügü Birinci Şube Müdürü Ibrahim Kızıltan'ın tanıklar önünde «Ülkü Ocaklannın Emniyet teşkilâtına destek değil. köstek olduğunu» söylediğini. aynca aynı yetkilinin. Bakanhğın Ust düzeyinde yapılan torjlantıda «Ülkü Ocaklarınm kapatılmasını» istediğini belirtmiştir. Erhan, lçişleri Bakanı Oğuzhan Asiltük'ü de suçlayarak şunlan söylemiştir: «İçişleri Bakanı Asiltürk, cenazeye dini tören yapılmasma izin vermiyor. İçişleri Bakanı, sözüm ona dinci geçinen Asiltürk'ün telsizinden duyulan konuşmasından, hiç bir cenazenin camiye götürülmesine izin vermediği ö*reniliyor. Bu konuda daha fazla bir şey söylemeyi gereksiz buluyorum.» gerekmektedir. O günkü milli neyecan içinde işçi gönül rahatlıgı ile ve kesilen paraların yerlerıne verileceği ümidi ile hiç itirazsız para vermiştir» şeklinde konuşmuştur. Öte yandan, T e s t ş Federasyonu tarafından 23 temmuz 1974 tarihinde «Teşkilâta» başlığı altında gönderilen ve altında Genel Başkan Orhan Erçelik ile Mali Sekreter Sabahattin Ersoy imzaları bulunan yazıda şöyle denilmektedir: • Türkîşe bağlı milli sendika ve federasyonların üyelerinın ücret tediye bordrolanndan temmuz ve ağustos aylannda birer yevmiye kesintisı yapılması, Hava ve Deni2 Kuvvetleri vakıflarına bağlı olarak T ü r k î ş tarafmdan verilmesi kararlaştırümış bulunmaktadır.» Türkıyenin (Başlarafı 1. sayfada) ca «özel koşullar zaten hakkaıuyeti de kapsıyor» demiştir. Yetkililer aynca bu girişimın resmî bır nitelik taşımamakla be raber şıfaen yapılan bu gibi öne rilerin ileri dönemlerde yararü olabileceğini eklemektedirler. Karasuları, kıta sahanhğı ve ekonomik bölge sorunlannı görıiş mekte olan Deniz Hukuku Konferansının TUrkıyeyı ilgilendiıen iki numaralı komitesi 137 maddoden ancak onüçünü görüşebiltmş tir. Toplantıların yedi mayısa ka dar sürmesı beklenmektedır. Türk delegasyonun Deniz Hukuku Konferansında getirdiğı bu kez yazılı önerge ise ikinci madde ile ilgili bulunmaktadır. Karasuları ile ilgili bu maddede ka rasulannı genışletecek bir devletin karasularını açık denızte tamamen veya kısmen kapatac^k şekilde hareket edemeyeceği belirtilmektedir. Aynı öneride «Ozel coğrafi nitelikleri bulunan yarı kapalı denizlerde de karasuiarının genişliği nakkaniyet ilkelerine uygun olarak iki kumşu deviet arasında saptanmaktadır» denilmektedir. Öte yandan uluslararası Deniz Hukuku Konferansına yakın çev reler, Konferansın gelecek temmuz ve ağustos aylannda Cenev re'de bir toplantı daha yapacağı nın artık kesinlik kazandığını be lirtmektedirler. Nitekim, Deniz Hukukunun ge nel yönleriyle uğraşan İkinci Ko misyon Başkanı Reynaldo Galineopehe (Salvador), bu komisyonun sözleşme taslağında kendisini ilgilendiren 130 maddeden şimdiye dek sadece 13 madde üzerinde bir anlaşmava ulaşabil diginı söylemiştir Deniz dipleri uluslararası reiimi ile deniz çevresl araştırmala rının yönleri ve işletme teknikle ri konulannda görevli ıkı komis yonun başkanlan ise kendi pay larına sözleşme taslagı Üzerinde resmı nitelikte olmayan tartışma larını sona erdirmek için en azın dan beş ya da altı hafta gereke ceŞini söylemlşlerdir. Önceki eün önümüzdeki 5 ve 6 nisan günleri Konferansın bir genel kurul toplantısı yapacağını açıkiamış olan Konferans Baska nı Shirley Amerasinghe 'Sri Lan ka) ise çahşmalan hızlandırabil mek amacı 11e her Uç komisyon baskanlarından görüşmeleri için bır program saptamalannı istemistir. Ancak. Konferansa vakm çevre ler, bu dönemde sadece karasularının 3 yerine 12 mile çıkarılması ve kıyı sahibi Ulkenin avlanma ile deniz dibi kavnaklannı işlet mede tekele sahip olacağı 200 millik bir bölge tanmması konu larında bir anlaşmava varüabüe ce*ini ummaktadırlar. Buna karşılık, karasulannın ge nel tşletilmesi \Uzunden «tıkanmıs» olacak bogazlardan (jeçis haklan ile 200 millik yeni bolge dışında kaı,naklarm araşUrılması ve lşletilmesi ile Rörevli uluslararası bir «yetkili makam» kurulması sonmlan ise hemen he men kesinlikle bu kez New York ta, hatta belki bu yaz Cenevre'de yapılacak toplantıda bile çözUmlenmis olmivacaktır. Çâğdaki sancı (BasUrafı 4. Savfaria) martılar da yok... Gökyüzü açık. ama Akdeniz'in Karadeniz'in Marmara'mn açıklığı değil. Sonsuz değil yâni... Bir yerlerde bir bir kahveler içiyoruz... Bir yerlerde Polonya/Türkiye... Dostlıık... Kitap... Evrensellik... Yaşamın kendisi... Özgürlük... İki bin eili yılı. Bencil bir maddeci için, iki bin elli yılının hiç bir anlamı yok... Ölümden sonrasına inanmayan için, nasıl bir anlamı olabilir?.. Maddeye inanmak duygusuz olmayı getirmiyor ama. însanm iç dünyasını, tinsel yapısını yok etmiyor... Alaca karanlıkta gıdiyoruz Ekin Sarayı'run arkasındaki kitap sergisine. Anababa günü. Yalnızca kitap sergilenmiyor. Küçük köy evleri yapmışlar. Polonyalı köylü kadmlar hasırdan isler yapıyorlar, tahta kutular yapılıyor. İki Uç tane alıyorum. Danuta'nın kocası, gazeteci. O'nun da bir kitabı çıkmış. Bir tane almak istiyorum. Tükenmiş... Varşova'da akşam oluyor. Seviyorum bu akşamı... Gölgeler usul usul yitip gidiyor. Kent'in çalışma gürülttlşü diniyor. Bir başka gürültü. yaşamın kendi gürültüsü bajhyor büyümeye... Dünya'nın bütün kentlerinde akşam böyle gelmıyor ama. Şili'âe, akşam'ın gelmesf bir parça öltlmün gelmesi demek oluyor. Afrika'da korkular getiriyor çoJu yerde... Güney Afrika'da karaderili olanlar saklanıyorlar... Önümürdekl kız öpüşmek için ağzını aralıyor... Güney Amerika'da bir tabanca patlıyor ve yarı açık ağızdan içeri giriyor kurşun... Kan akıyor. Korkunç bir kan akıyor... Yorulmusum. Otelin barına oturuyorum. Da nuta evine dönüyor. Nedime geliyor yanıma. Amerikalı koca»ından yakınıyor. Bu kadına koca dayanmaz.. Yüzme havuzu yine dolıı. Amerikalılar yine koro'va başlıyacaklar, hazırlanmak talar... Taurının öteki hükümleri Komisyondan geçen tasannın gerekçesinde 1970 öncesiyle 1970 sonrası emeklilerinin aralanndaki ayırımın kaldırıldığı belirtilmekle birlikte. ilgili maddede tavan sınırı saklı tutulmuştur. CHP'liler tavan sınırının 1897 sayılı yasadaki gibi bir defaya mahsus olmak üzere ortadan kal dınlmasını önermi$ler ancak bu öneri cephe çogunlugunca kabul edilmemiştir. Karma Komisyonda kabul edilen esasa göre 1897 sayılı yasanın 36'ncı maddesinin <a) ukrasında yeralan tablo burada da uygulanacaktır. Bunda ise öğrenim başlangıç ve yükselme dereceleri esas tutulmakta ve ona göre lntibaklar yapılmaktadır. CHP'liler 1970 öncesi emeklilerinin çogunlukla yüksek öğrenim görmediğini, bu nedenle konan tavan sınırından zarar göreceklerini belirtmişlerse de, önerilerin; kabul ettirememişlerdir. CHP'de üç profesör Avrupa Konseyi için yapılan seçimi kaybetti ANKARA (A\KA) CHP Par lamento Ortak Grubunda Avrupa Konseyi üyelikleri için yapılan seçimlerı eski Genel Sekreter Yardımcılanndan Mustafa Ostündağ ve Sivas Milletvekili Kâzım Kangal kazanmışlardır. CHP'nin dış politika uzrrmnlan olarak tanınan Uç profesör, Dışişleri eski Bakanı KocaeM Milletvekili Turan Güneş, îstannul Millen'ekili Haluk Ülman ve Îstanbul Senatörü Besim Üstünel ise, adaylıklannı koyduklan halde. seçimi kaybetmişlerdir. Oylamanın. parti içindeki gruplar arasında bir mücadele niteliği taşıması dikkati çekmiştir. Avrupa Konseyi üyelikleri için milletvekilleri arasında yapılan seçimde. Mustaf» Ü5tUndsf 85, Kftzim Kanpal 81 oy alarak, Konsey Hyesi olmuşlardır. Seçimi kaybeden Uyelerden +zmir Millefvekili Remzi Özen 69, îstanbul Miüpfvekili Profesör Haluk Ülman 61, Koeaeli Milletvekili Profesör Turan Güneş 28, Amasya Milletvekili Orhan Kayıhan 23 oy almışlardır. Senatör üveler için yapılan se.imi Profesör Besim Üstünel t>9 oyla kaybederken, 96 oy elde eden Muzaffer Şamiloğlu üyelik hakkını kazanmıştır. CHP Ortak Grubunda Parlamentolararası Birlik için yapılan seçimi ise, Erzincan Senatörü Niyazi Ünsal kazanmıştır. CHP Milletvekilleri Ali Sanlı ve Yusuf Ziya Yağcı, geçen hafta yapılan birinci tur oylamada Parlamentolararası Birlik üyeliklerine seçilmişlerdi. Ortak Grupta dün yapılan Avrupa Konseyi yedek üyeliklerine Senatör Fakih Özlen ve milletvekilleri Ali Kökbudak ile Engin Ünsal seçilmişlerdir. •MNP kapatılmalı» öte yandan, Ankara'da CHP Ağrı Milietvekili Cemil Erhan, lıse öğrencisi Ata Yıldırım'ın öldürülmesi olayıyla ilgili olarak, Müliyetçi Hareket Partisi nın kapatılmasını istemiş, bıt konuda Anayasa Mahkemesi ve Cumhuriyet Başsavcıhğını göreve çağırmıştır. Erhan. dün düzenlediği basm toplantısında Ülkü Ocaklarım, Denizcılik Bankası tersanelerinde çalışan ve DokGemi İş Sendıkasma üye olan ışçiler de yaptıkları açıklamada ekim 1974 tarihinde 56.425.25 TL.lık bağış yapıldığının Türkİş tarafından bildirildiğini belirterek, bu haberin dogruluk derecesini öğreıımek istemişlerdir. DokGemi İş Sendikasına üye işçiler yaptıkları açıklamada sendikanm toplam 6500 • 7000 kadar üyesi olduğunu ve 1974 yılınd» ikişer yevmiyelerinin ortalama 100'er lira civannda bulunduğunu söylemişlerdir. Denızcilik Eankasının Camialtı tersanesinde çalışan bir kısım işçi de burada DokGemı İs Sendikasının 1500 kadar üyesi bulunduğunu ve bağışlar için 160.UO0 TL. par» toplandığını, bu durumda tüm sendika üyelerinden toplanan paraların 600700 bin lira kadar olması gerektiğini savunmuşlardır. DokGemi tş Sendikasından bir gTup işçi de paralann «Donanma Vakfma bağış» adi altında kendi •rızaları olmadan» kesildiğini, bu arada 20 kadar sendika üyesinin itirazı üzerine DokGemi İş Sendikası tarafından 200 lira ceza kesildiğini öne sürmuşlerdir. Ook Gemi • İ} Sendikası işçiltrinin ba^vurusu , Grev fonlarında kullanılmi; Öte yandan, gazetemize mektupla başvuran bazı sendikaiara bağlı işçiler de, kendilerinden vakıflara bağış olarak kesilen paralann tamamımn, TÜRKİŞ' in bir bankadaki hesabına yatınlmadığmı ve büyük bir bölümünün alıkonularak «grev fonlarında» kullanıldığım öne sürmuşlerdir. İşçiler bu konuda ellerinde kesin delil olmadığını, ancak TÜRKİŞ tarafından 1975 yılı Ekim ayında açıklanan bağı? listesinde kendi sendikalarının çok az bir bağışta bulunmus gibi gösterildiğini belirterek <Sen dika yöneticilerimiz ya paraların tamammı bankaya vatırmadılar, yada TÜRKİŞ yanlış açıklama yapıyor. Ama bizim bildiğimiz kadanyla paraların bü yük bir kısmı bağış olarak verilmedi ve sendikanın kasasmda saklanarak çeşitli grevlerde fon olarak kullanıldı» demişlerdir. TÜRKİŞ Yönetim Kunıhında son kararla paralann motor sanayiinde kullanılması kararına bazı federasyon yöneticilerinin karşı çıktığı, özellikle kurulacak Anonim Şirkete ortaklık biçim! üzerinde anlaşma sağlanamadığı bildirilmektedir. Deviet tarafından kurulacak Tumosan'a TÜRKİŞ'in ortak edil meyeceğinin bildirilmesi üzerine TÜRKİŞ'in özel bir gtrtşimle orta boy Dizel motorlan yapımı için DPT'den ve bazı özel kuruluşlardan öneriler istediği söylenmektedir. Bu arada TÜRK İS bünyesi içinde bazı daîgalan malar olduğu ve 30 kadar federasyonun, üye sayılan nedeniyle farklı bağış miktarlanndan ortaklıklarına da eşit paylar görüşüne katılmadığı ve bu tezin ağır bastığı belirtilmektedir. Bır kısım yöneticiler, şirket aermayesinin belirlenmesinden sonra her federasyona belli bir katılma payı verilmesi gerektiğini savunurken, bir başka bölümünün de toplanan bağışlar üzerinden şirket ortaklığına girmek ve daha fazla pay sahibi olmak istedikleri ifade edilmektedir. TÜRKİŞ Yönetim Kurulu'nda çıkan bu görüş ayrılıklarının 12 nisandaki kurultayda geniş biçimde ele alınacağı ve bu paralann kullanılış alanı ile, federasyonlann ortaklık biçimlerinin saptanacağı öğrenilmiştir. Bu nedenle de TÜRKİŞ çalışma raporunda bağışlara kısa bir bölüm ayrıldığı ve orada paraların toplanış biçimi ile nerelere aktanlacağınm daha sonra genel kurulda ele alınmasının öngörüldüğü dikkati çekmektedir. İTÜ öğrencileri (Bastarsrı I «avfada) etmiş, ancak bir müdahalede bulunmamıştır. Yol boyunca çeşitli sloganiar ve devrimci marşiar söyleyen öğrenciler, Taşkışla binasında Rektörü yerinde bulamamışlardır. Daha sonra bir açıklama yapan öğrenciler, isteklerini Rektörlüge bıraktıklannı ve yanna kadar olağanüstü toplantı yapmalan için süre tanıdıklarını bildirmişlerdir. Öğrenciler, yarın yapılmasını istedikleri Senato top lantısında istekleri dofrultusttnda bir karar çıkmazsa boykota gideceklerini ve Rektörün Universiteyi kapatmasının boykotu etkilemeyeceğini öne sürmlislerdir. İTÜ öğrencileri daha sonra sessizce dağılmışlardır. Üniversitede gündiiz ve gece öğretimi yapümamıştır. Sunîalara (Baştarafı 1. sayfada) iakanın engellemesi Öte yandan Yahya Demirel'in hayali mobilya ihracatından almış olduğu 20 milyon liralık vergi iadesinin 13 milyon lirasmın Or man Genel Müdürlügü Satınalma ve Mali îsler Şube Müdürlügü DJner Sermaye Ssymanlığından ödenmesi üzerine, olaya el koyan ve Jtk araşüattıaii yttttttebUmeic amacıyl» MRlye Müfettrşlerinin hazırladığı rapordan edinmek isteyen Sayıştay'a. Ticaret Bakanı Halil Başol sözü geçen raporu vermemiş ve olayın o yönden arastırmasını engellemlştir. Yürürlük lırihi Komisyonun kabul ettlği metne göre, tasannın 30 maaşlık ikramiye ile ilgili yukandaki maddesi 1 mart 1976 tarihinde, diğer maddeleri ise yasanın yayınlandığı gün yüriirliğe girecektir. CHP lüer ikramiyelerle ilgili hükmün 1 C'jbat 1974 tarihinden başlayarak uygulanmasını öngören bir önerge vermişlerse de, hükümet temsilcisi bunun hazineye 7 8 milyar dolayında yük getireceğini öne sürmüştür. CHP'li üyeler işçi kıdem tazminatını 30 aya çıkaran yasada da yürürlük tarihinin 1 şubat 1974 olduğunu belirte rek, memurlar için de aynı tarihin kabul edilmesiyle aradaki ayı nmın giderileceğine işaret etmişler, ancak Komisyondaki cephe çogunluğu önergeyi reddetmiştir. Gensorunun açılıp açılmaması bugün tartıjılıcak Basbakan Süleyman Demirel İle Maliye Bakanı Yılmaz Ergene kon ve Ticaret Bakanı Halil Başol haklannda gensoru açılmasına ilişkin CHP önergesi bugün tartışılacaktır. 13 saat sürecek görüşmelerin sonunda Meclis gensorunun açılın açılmamasına ilişkin kararını adi çogunlukla verecektır. Görüşmelerin yarın sabaha karşı biteceği. oylamanın da o zaman yapılacagı bildirilmiştir. BugünkU gbrüşmelerde CHP grubu adına îsmail Hakkı Birler, DP grubu' adına Mehmet Altınsoy, AP grubu adına Kemal Şen •oy. konuşacaklardır. MSP grubu adına ise Gümüşhane Milletvekili Orhan Akkoyunlu'nun konujacağı bildirilml? tir. Grup karan ile ilgili olarak grup ba^ltan vekillerinden Şevket Kazan, «Grubumuzun ne karar aldığı konusunda yanlış anlamalara yer vermemek için bir açıklama yapmıyoruz. Arkadaşımız Orhan Akkoyunlu Mecliste konuşurken grup kararını da açıklayacaktır.» demiştir. Ancak daha sonra, MSP grubunda gensorunun açılmasıyla ilgili önergeye red oy\ı verilmesinin kararlaştırıldığı öğrenilmiştir. DP grubu ise dünkü toplantısında gensoru önergesinin gündeme alınması yolunda oy kullanmayı kararlaştırmıştır. Gruplar adına ve hükümet adi na yapılacak konuşmaların süre si ikişer saat, gensoru önergesi sahibi için ise bir saat olarak sarjtanmıştır. Gensoru önergesi sahibi olarak bugün CHP grup başkanvekillerinden Hayretiln Uysal konuşacakfır. Galafasıray'dı olaylar Galatasaray Mühendislik Yük sek Okulunda dün yine olaylar çıkmış, bir ögrenci bıçakla yaralanmış, beş ögrenci de gözaltına alınmıştır. Bir grup komandonun zorla okula girmek istemesi ve buna devrimcilerin engel olması üze rine başlayan olaylar sırasında komandoların dışardan okulun camlannı taşladıkları görülmüştür. Olaylarda, bir polis memu runun komandolar tarafından so payla dövülduğü. Mehmet Turhan adlı bir öğrencinin de bıçakla yaralandığı bildirilmiştir. Salih Hızır, Ali Derinli, Yıldırım Küçük adlı komandolarla Ali Saim GUUeç adlı devrimci öğrenci gözaltma alınmıştır. Okul daha sonra polis tarafından boşaltılmıs. derslere bir gün daha ara verilmiştir. Çağlayangil (Baştarafı 1. Sayfada) ton'a geçecek ve Kissinger ile ille bugün New York'tan Washin?görüşmesini yapacakür. Bu görüşmeden sonra Beyaz Saray'da Başkan Ford tarafından kabul edilecek olan Çağlayangil, cv.ma gününe kadar sürecek resmi temasları dışında ABD Sa\unma Bakanı ve kongre üyeleriyle de görüşmeler yapacaktır. Bu görüşmelerde Türk Amerikan ilişkileri genel olarak ele almacağt glbi, ambargo uygulamasından bu yana yürürlükten kaldınlmış olan ortak savunma anlaşmasının yerini alacak yer.i anlaşmasının rriüzakere edilmesinin de söz konusu olduğu belirtilmiştir. Çağlayangil cumartesi günü Türkiye'ye dönmüş olacaktır. YARIN: : Alt komisyondaki taıiı^malar 30 aylık ikramiyelerle ilgili mad de. komisyon bünyesi içinde tasanyı incelemek üzere kurulan alt komisyonda uzun tartışmalara konu olmuştur. Komisyondan llzan haberlere gbre emekli ik SOSYALİZM OSTÜNE TARTIŞMAIAR Zongnldak (BMtarafı 1. sarftd») Tam dört sayfa tutan 23.3.1976 tarih ve 1976/480 hazırlık, 1976/ 433 esas sayısını taşıyan iddianamede her Uç aanığa kaçakçılığın men ve takibi hakkındaki 1918 sayılı kanuna bazı maddeleri ilâ ve eden «839 sayılı kanunun 27/2 ve ek 2/3 madde ve fıkralannın ikişer defa tatbiki ile cezalandınlmalan talep edilmektedir. Agır Ceza Mahkemesi'nce henüz duruşma günü kararlaştırılmadıgından duruşmanın yapılaca gı gün henüz belli olamamıştır. Hakkında gıyabi tutuklama karan olup yurt dışında olması nedeniyle yakalanamayan dördtln cü sanık Atilla Özçelik hakkındaki evrak ise, bu davadan ayrılmıştır. Bu sanık hakkındaki dava, daha sonra yakalanınca açılacaktır. KAYIP Ehliyetimi kaybettim. HükümsUzdür. RECEP GtNDÜZ (Ba$Urafı 1. Sayfada) ytn Hava Kuvvetleri için «Lockheed» yapımı 14 tane «C130» tipi nakiıye uçağının alınmasında önemli rol oynamıştı. Generalin bu satışı gerçekleştirmek amacıyla Lockheed şirketinden 1,6 milyon dolar (yak. 25 müyon lira) ruşvet aldıgı ileri sürülmektedir. General Fanali'nin yanı sıra «Lockheed» şirketinin İtalya'daki çıkarlarını savunmayı üzerine ılmış olan avukat Ovidio Lefevre'nin kardeşi Antonio Lefevre de aynı ruşvet olayı ile ilgili olarak tutuklanmıştır. General Fanali ile avukat Antonio Lefevre, önceki gece evlerinden alınarak Roma'nın Regina Coeli tutukevine konulmuşlardır. Sanıkların 4 12 yıl aragında degişen hapis cezalarına çarptırılabilecekleri belirtilmektedir. İtalya nm Ankara'da Ankara'da ise Siyasal Bilgiler Fakültesi ile bu fakülteye bağlı Basın Yayın Yük sek Okulu öğrencileri dün başlayr.n sınavlara yine girmemişlerdir. üç kezdir sınavlara girmeyen öğrenciler, okuldaki po lis işgalinin kaldırılmasıru istemektedirler. Öğrencilerin dün yaptığı yazılı açıklamada, yeni yönetim ve Dekanla sürdürülen görüşmelerde yeni yönetimln okullardaki polis lşgalini kaldırma eğilimi gösterdiğinin anlasıldığmı. bunun üzerine ner iki okul öğrenci temsilcilerinin 23 martta polisin okullardan uzaklaşması du rumunda sınavlara girilebileceğıni açıkladıklannı, ancak dün polislerin halen okııllarda bulun duklannın görülmesi üzenne sınavlara gırilmekten vazgeçildiğini belirtmişlerdir. Açıklamada, polis işgalinin kaldınlması ve okulda üc ıoplum polisinin kim lik kontrolü yapması, gözaltına alınan arkadaşlannın serbest bı rakılması ve cezaevlerindeki arkadaşlarına sınav hakkı tanınması istenmektedir. Kennedy'nin girisjmleri Kıbns sorununda Yunan görüşlerini savunmaya devam eden Senatör Edward Kennedy, bu kez Türk Dışişleri Bakanı Çağlayangil'in Washington'da Amerikan Hükümetiyle yapacağı görüşmeler arifesinde yeni bir baskı girişiminde bulunmuştur. Senatör Kennedy, Göçmenler Alt Komitesi Başkanı olarak dün yayınladığı bir bildiride, Türk Amerikan görüşmelerinde Kıbrıs'taki Rum göçmenlerinin durumunun öncelikle ele alınması gerektiğini belirterek, Amerikan Hükümetinin bu konuda dikkatini çektiğini ve ABD Dışişleri Bakanlığı'nın da kaygılarını paylaştığını açıklamıştır. Amerikan Dışişleri Bakanlığı' nm Kongre ile ilişkileri düzenleyen yetkilisi Robert Macckosky ise. insancıl konulardaki kaygınm paylaşıldığım, ancak söz konusu raporun Amerikan politikası ile ilgili bölümlerinin 'tarafsızkktan yoksun> olduğunu belirtmektedir. Çağlayangü'in geçen şubat ayında ertelenen gezisi arifesinde de aynı büdiriyi yayınlayan Kennedy'in, göçmen sorunlarına Türk Amerikan görüşmelerinde öncelik verilmesi çağrısında bulunurken, «Adadaki Türk askeri varlığının kök salmakta olduğunu, adaya yerleştirilmekte olan binlerce Türkün de seçimlerde oylarını kullanacaklarıni" ileri sürdüğü görülmektedir. Kennedy' in başkanı olduğu Göçmenler Alt Komitesinde, ilgili raporları hazırlayan yardımcılan arasında Kanvard Üniversitesinde Osmanlı tarihl okutan Yunan asıllı İskiotis adında bir profesör bulunduğu da öğrenilmi$tir. TÜRKİYE ÖĞRETMENLER BANKASI GENEL KURUL TOPLANTIS' YAPILDI AXKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Öğretmenıer Bankasmın Olağan Genel Kurul toplantısı dün yapılmış. toplantıda, 1975 yılı banka faaliyetleri hakkında açıklamalarda buîunulmuştur. Banka Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Sait Kemal Mimaroğlu yaptığı konuşmada, bankanın hızla geliştiğinı ve bu gelişmenin önümüzdekı yıllarda da artarak süreceğini belirtmiştir. Mimaroğlu, bu vıl 17 yeni şubenin daha yurdun muhtelif yerlerinde hizmete gireceğini sözlerine eklemiştir. Yapılan açıklamada bankanm 1975 yılında 23 miljon civarında net kâr sağladığı belirtilmiştir. Türkiye Öğretmenler Bankası. hükümetlerin saptadığı ilkeler içinde yurt dışında ve özellikle Libya'da faaliyette bulunan Türk girisimcilerine gayrl nakdi kredi vermişrir. Aynca, mevduata verilen ikramivelerin kaldınlmış olması karşısında Türkiye Ögretmenler Bankası, 1976 yıhnda halka, mudilere VP müsterilerine yeni hizmetler oluşturmak suretiyle kolaylastıncı islemlerf vlirürlüğe kovmayı kararlastırmıstır. A LTI N Cumhuriyet Reşat Hamit Aziz * Napolyon Ingiliz 24 Ayar ' 22 Ayar 558. 560. 1100. 1125. 660. 670. 560. 570. 680. 700. 700. 725. 79. 79.15 72.30 72.45 AP grubu AP grubu bugün saat 10.30'da toplanarak gensorunun açılıp açılmaınası konusundaki görüşünu saptayacaktır. Hükümet adına eleştirileri Basbakan Süleyman Demirel'in yanıtlayacağı bil dırilmektedir. Öte yandah daha önceki oylamalarda iktidar partileri yanlısı oy kuîlanan bazı bağımsızların bugünkü oylamaya katılmayacaKlan belinilmektedir. Bütçe oylaması sırasında toplantıya gelmeyen, DP'li 5 milletvekilinin, bu kez de aynı şekilde davranacaklan ileri sürülmek tedir. Sami Aslan, Nazım Baş ve Muzaffer Demirtaş dün yapılan DP grup toplantısına da katılmamışlardır. İHRACATTA VERGİ ÎADESİ (Baştarah 10. sayfada) ne verdigim faturalar da naylondur. Gerçekte bu mallar ne satılmıştır, r.e de satın alınmıştır. ... Faturalan Mehmet Fatih Deveci'nin istegi üzerine degişik ve fakat yüksek fiyatla gösterdim.» intihar uçu;u Japonya'daki gelişmede ise gör gü tanıklan dün sabah tek motorlu bir pilotun Yoshio Kodama'nm evine intihar dalışı yaptıgını belirtmişlerdir. Uçak Tokyu'nun en lüks malikânelerinden birı kabul edilen evin ikinci kat balkonuna düşerek alevler içinde yanmış ve pilot ölmüş tür. Pilotun Matsuyasu Maeno olduğu öğrenilmiştir. Olay sırasında evde bulıman Kodama ile diğer 11 kişiye birşey olmanustır. Japon Televızyon Kurumu, Maeno'nun havalanmadan önce «Yasasın İmparator» diye bağır dlğını ve Kodama'nın evine intihar dahçı vaptığım ileri sürmüş tür. 65 yaşında olan ve asırı sag görüşlerıyle tanınan Kodama skandalm patlak verdiği günden bugüne evinde tedavi görmektedır. Kodama'nın Lockheed'den 7 müyon dolar ruşvet aldığı ileri sürülmektedir. Uçağı ile Kodama'nın evine dalış yapan Maeno'nun ise bir çok pornografik filmde rol aldığı belirtilmiştır. Porno aktöriinün kavrulmuş cesedi, enkaz altından cıkarılarak morga kaldınlmıştır. (Ajansiar) BULÜZ YOK, İHRACAT VAR TÖBDER'li (Baştarafı 1. savfada) na sinirlenip okulu terketmıştir. Besim Knya, okul binasından çık tığı sırada bir grup sağ eğilimli öğrencinin saldırısına uğramış ve fecî şekilde dövülmüştür. Bay gm vaziyette Tıp Fakültesi Numune Hastanesine kaldınlan sta] yer öğretmenin, burun kemiğinin de kınldığı bildirilmiştir. Dört stajyer öğretmen, olayı protesto için sınıflannı terketmişlerdir. Olayla ilgili olarak tutuklanan olmamıştır. Mobilya Komisyonu dün de başkan seçtmedi. Hayali mobilya ihracıyla ilgili soruşturma hazırlık kcnisyonu dün yaptığı Uç turda da başkan seçememiş. toplantı yanna bırakılmıştır. Dünkü turlarda CHP'li Veli Uyar ile MSP'li Mehmet Bilgin sekizer oy almışlardır. Toplantıda sohbet sırasında kısa bir konuşma yapan DP'li İbrahim Tekin. Turhan Feyzioğlu'nun son günlerde üstüste verdiği demeçlerdeki çelişkiye dilıkati çekmistir. KENDİ UÇA6INI ©KENDİNYAP Yukarda özetlenen bilgiler de Mehmet Fatih Deveci'den başka, ifadelerde isml geçen Yalçın CantUrk ve Mehmet Nimet Kılıçeri'nin de piyasadan satm almmamış, var Olmayan buluzlann ihraç edildiği işlemini gördüğünü ortaya koymaktadır. Ticaret Bakanlığı 18 Kasım 1974 tarih, 13329 sayı ve 242.211 sayılı do»ya numarasıyla Maliye Bakanlığına yazdığı yazıda, buluzlann Karadeniz Ereğlisi i!e tskenderun'dan Beyrut'daki Al • Aman Trading Company'e ihrac edilmiş olduğunu bildırmektedir. Piyasada bu konuda hiçbir mal hareketi oimadığı halde, ihraç edüen bulüzlardan 12 milyon liralık vergi iadesi almmıştır. tşin bfr başka ilginc yanı, Beyruta gönderileeek mallar, nedense son jünlerde son zımanlarda üne karuşan yine Karadeniz Ereğlisi.iden ihraç edilmiştir. Alınan vergi iadesinin ya>usıra, vergi kaçak çılığı olayın bir başka yönOdüı. Buraya tek bir örneği tüm aynntılanyla ali şımızın nedeni, bir yanda ihracıtta vergi İadesi sisteminln nasıl işlediğini göster.iıek, diğer vanda buna baflı olarak tüm ekoaomlk sistemin çarklannı ortaya koymaktır. Gerçekte. lhracatta vergi iadesi işte bu yozlssmıs, neresinden bakılırsa bakılsın kokuşmuş bir sistemin bir parçası. dır. Herkes bir yandan asılmıstır çarka, ne kopanlırsa kârdır. Jst« bu Carkln islemesi icin «mnat llriinlorin ihracatınj özendirmek» adi altında her'yîl deviet bütçesine belli miktarlarda odenek konulmaktadır. 1974 yılı bütçesinde ihracatta vergi iaaesi için konulan miktar 400 mılyon lıradır. Aynı yıl fuien ödenen vergi iadesi toplam 920 milyon lıra dolayındadır. 1975 yılı bütçesine 1 milyar 200 milyon lira konulmuştur. Gerçekleşen miktar 1 milyar 382 milyon liradır. 1976 yılı bütçesine ise 1 milyar 170 milyon lira konulmuştur. Gerçekte bütçeye vergi iadesi için konulan ödensk miktarı her yıl aşılmakta ve ihracatçılara her yıl öngöriilenden fazla miktar ödenmektedir. Bu konuda bılgısine başvurduğumuz bir MaMye Bakanlığı yetkilisi, «Vergi iadesiyle ilgili ödenekler aslında her yıl büteede düşük miktarlarda gösterilmektedir. Bunun iki nedeni vardır. İlki, vergi iadesi adında belki bu yıl kamuoyunun dikkatini çeken bir olay olmuştur. Ancak, her zaman dikkatleri üzerinde toplayan hassas bir konu olarak bilinir malî oevrelerde. Her zaman tartışma konusu olmuştur. Bütçeye fazla ödenek kovmak. bu tartışmalan alevlendirmekten başka bir ise varamaz. Kaldı ki, ikinci neden birinciyi ortadan kaldıracak niteliktedir. Bütçeve fazla ödenek konup. Sİmşekler çekileceğine. «7, konup Muhasebeı t'rrnımiye Kanunundan yararlanılmalıdır. 1030 sayılı Muhasebe i ümumiye Kanununun 48. maddesine göre. yeni bir yasa çıkarmadan Dütçedekl fasıllar arasında odenek aktarmak mümkün olmaktadır. Fasıllar arasında odenek aktarma vetkısl Maliye Bakanına verılmi$tir. İşte bu yetklye dayanılarak fasıllar arasmda aktarma vapılmakta ve öngöriilenden daha fazla gerçekleşen miktar yine bütçeden karşüanmakfsdır.» Y AftI N r VERGi I A D Ü I H İ N IHRACATA ETKiS.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle