Katalog

CUMHÛRİYET 24 Marf 197(5 TIDÎ Gazi Eğitim Enstitüsü Dosyası OKl l BAZİESİTİH ENSTlTÜSfl OCRENCİ ve MEZUNL RIM C M A »« OBLlSTtl»vı8 D eRN8u I TARTIŞMA Krj. M A K B U Z Lıra Edebiyat Öğretmenliğinin Zorluğu p*f 31 Ocak 1976 günkü Cumhuriyet gazetesinin SANATEDEBÎYAT sayfasuıda «Edebiyat Dersleri Üstüne Bir Soruşturma» başlığı altında Cumhuriyet'in sorusunu yanıllayan usta edebiyatçılarımızın görüşlerıne yürekten katılıyoruz. Gerçekten de sorunlar çok öncekl yıllarda düzenlenen ve günümü müzde yeniden ele alınması gereken ders programlanndan gelmektedir. Sorusturmayla ilgıli olduğu için ve özellikle endüstri meslek ve teknik liselerinde daha bellrgin biçimde görülen belki büyük sorunun bir bölümü olur düşüncesiyle adına AYRICALIK diyebilecegimiz bir sorunu aşagıda açıklama gereğini duydum. Bugünkü uygulamada kültürel ve teorik dersler ıçerisınde edebiyat ve kompozısyon derslerinin yazılı sınavları değerlendirmesı en zor yapılandır. Gerçek bir degerlendirmede bu dersler için zaman çok önemlidir. Çünkü yazım, noktalama anlatım yanlışlannı soyut olarak öğrenciye anlatüğımızda ya rarı yok denecek kadar az olmaktadır. Ama yapüan yanhşlan açıklayan simgelerle sınav kağıdında gösterip öğrencilere dağıtıp kağıt üzerinde bilgi ver diğımizde oğrencüer kısa sürede doğru yazmayı öğrenmekte ve istenilen amaca ulaşılmaktadır. Bu durumda da haftada 30 saat dersi olan öğretmen. evinde akşamm geç saatlerine değin okulla ilgili çalışmalannı sürdürürken, haftada 40 saat dersi olmasına karşın bir meslek dersi öğretmeni hiç değilse akşamm ilk saatlerinde başlamak üzere evine döndüğünde eşinin ve çocuklannın örel sorunlarıyla ilgilenme olanağı bul maktadır. Televizyonda güzel bir program da varsa ekranın karşısında kahvesini yudumlaya rak dinlenebilmektedir. Ama 1ki öğretmen kesiminin ücret değerlendirmesine gelince mes lek dersi öğretmeninin I. derece üstten başlamasına karşıhk üc retli dersinin her saati için 25 TL.'st ödenirken, kültürel ve teorik derslerin ücreti 15 TL.'da dondurulmaktadır. 1 Mart 1975' den beri bu uygulayış, iki öğretmeni özlük hakian yönünden ayırmaktadır. Bir kesim öğ retmenin gönlü alınırken, diğer bir kesim öğretmen de gücendirilmektedir. Üç yıi eğitime geç başlayan bir öğretmen üç yıl kıdemli bir kültürel ve teorik ders öğretmeninden aynı kosuiinf attmrtn calismasına karşın 200 ile 300 TL. daha çok alırsa öz ve Uvey çocuk ikılemesi ortaya çıkar. Gerekçe yal nız endüstri meslek liselerinde öğretmeni tutabilmekse, daha üretime dayalı yollar da vardır. (3.6.1975 Cumhuriyet «Yetü Teknik Öğretmen Okullan Açılmalıdır» başlıklı yazım). Atelyesinde ış tulumu giymiş bir meslek ders eğitimcisinin iş riski diğer ders oğretmenlerine oranla elbet de daha çok olmahdır. Ama aynı süre içerisinde sınıflarda yapüan bır meslek dersinin kültürel ve teorik dersinden ayncalığı nedir? Ömeğın aynı sürede teknik resım dersıne giren bir mes lek öğretmeni, dersin degerlendirmesini ders zamamnda yapıp bitırmekte, evine yorgun da donse dinlenebilme olanağı bulmaktadır. Aynı öğretmen eğer ısterse Ticaret ve Sanayi O dalarınm endüstri meslek liselerinde açtığı yetiştirme akşam kurslanna giderek saati oldukça kabarık ücret de alabilmektedir. Kültür, özellikle edebiyatkompozisyon dersinin öğretmenleri eğer gercekten bu derslerin öğretmenüğini üstlenmişse evine okunup değerlendirilmek üzere tomar tomar yazılı ve ödev kağıdı götürmek tedir. İşte ılgililerın göremedıği veya görmek ıstemedıği gerçek zorluk buradadır. Bütün çalışmalann hangi öğretmenlerin omuzlanna yüklendiğini veya hangi öğretmenlerden beklendiğini bilmem uzun uzun açıklamaya gerek var mıdır? •Edebiyat öğretiminın asıl amacs bilgiden çok estetistik duyguvu geliştirmektır. tnsan yalnız akıl yalnız mantık değildir. Akıl kadar güçlü olan, kimi hallerde onu bile aşan duygusal bir iç yaşam vardır.» «Gerçekleri çekinmeden görmeye ve söylemeye alışalım.. Evet, soruşturmaya katılan Sayın S. Kemal Yetkin de Milliyet Sanat Dergısmde (7.11. 1975 sayı: 157) böyle dıyor. Öğrencisine bu ilkeden yürüyüşle bir kişilik kazandırmaya çalışan, 3aşam sorunlarına ek olarak kültür ve teorik ders öğretmeninl yukanda açıklamaya çalıştığım yaratüan AYKICAL1K üzüyor. Maçka Endüstri Meslek ve Teknik Lisesi Edebiyat Öğretmeni M. Necdet DURSLN Yukanda vazılı UagıvaıNİIT daa cliijk Savm «hnmı^tır^ Turgut GÜNGÖR r OkııJa kayıt olanlardan alınan paranın makhuzu Kadın Şef kat Demektir Türk Kadınlar Bırliğini, çok değerli Türk kadınlan kurmuştur. Bugünkü Genel Baskan Günseli Özkaya, bu derneğın tarıhçesine bir göz atsa, ne kadar yanlış yolda yürüdüğünü görecektir. Şöyle ki: Bundan bir kaç yıl önce îzmir'de: »Erkeklerin kalbine mide yoluyla gidilir?» dediğini gazetelerde okuduk. Onun eşitlik anlayışı bu mudur? Kadınlann kaîbıne giden yolu da gös termesi gerekmez miydi? Keza, geçen yıllarda yaymladığı kitapta, kadım ikinci plana atan soyadı ve aile başkanlığını savunmaktadır. Fakat en acısı, geçenlerde televizyonda yayınlanan demecıdir. Kadınlann An kara'da düzenledikleri mıtingte «Evlât acısına son verilmesıni istemelerini> kınamaktadır. • Bizim bu işle ilgımiz yok. Türk kadınlannın sokağa dökülmesine karşıyız» divor. Bunun anlamı açıktır: «Hergün sokaklarda cocuklarımız öldürülsun. Biz seyre bakalım.» demektir. Oysa, bu miting geç bile kalmıştır. Eğer kadın kuruluşları her gün işlenen bu cinayetlere seyirct kalırsa, onda yalnız kadınlık değil, insanlık duygusu da yok demektir. Kadın, her şeyden önce anadır. Bu bakımvlan kadın, şef kat demektir. Panş için de şefkat ve sevgi gerektir. Alkışlanacak hatta ön safa geçilecek bu davranışa karşı çıkan Genel Bav kan'a, Avrupa ve Amerika'da kadınların Özgürlük için nasıl sokağa döküldüklerinı, hatta tngiltere'de bakanları tokatladıklarını, bahçelerıni tahrip et» tiklenni. kendilerini tramvaylann altına attıklannı hatırlatınz. Kadın hak ve eşitlijH, eğer ilîililer \rurd>ım duymazsa, kapalı odalarda yönetim kurullarında çene çalmakla elde edilemez. Hak, verilmez, slınır. Hukukcu baskan elbette bu 14fi rtuvmustur. Ejer kadınlıfia. doiavmvle Insanlıga hızmet etmek ıstıvorSH. va zihnivetıni deStştirsin. Veya. lstifa edıp derneği bu zıh nıyetten kurtarsm. Fahriye ÜNEN VİC'NÎN İŞBAŞINA GELMESİ DEĞIŞTIRIYOR 1926 yılından bu yana yurteeer, ilerici aydın öğretmen ve ğrencileri bünyesinde toplamış lan Gazi Eğitim Enstitüsü bu eleneğini, MC'nin işbaşına geltesinden sonra çeşitli oyunlarla iderek yitirmeye başlamıstır. 000 öğrencisi olan Gazi Eğitim tostitüsü'nde aylardır boykot ürerken, CHP MSP döneminde Tilli Efitim Bakanı Mustala Üsdndağ tarafından öğretime açım Deneme Yüksek Öğretmen )kulu da Milliyetçi Cephe'nin «ılli Eğitim Bakanı Ali Naili Erlem tarafmdan kapatüıyordu. Bu süre içinde blr komando rkadaşlarımn kullandığı «milli ilâhlarla» vurularak ölmüş, 25 ığretim görevlisi çeşitli okullaa öğretmen olarak atanmış, bir anesi de emekliye sevkedilmişir. 50 kadar öğrenci de çeşitli amanlarda hafif ve ağır olmak Izere yaralanmıştır. MC'nin iktidara gelişi ile ilk >larak demokratik bir yöntem le öğretmen ve öğrenci temsil:ileri tarafmdan seçilmiş bulunan 3azi Eğitim Enstitüsü Müdürü fakup Şimşek görevinden alma•ak Mamak Lisesi Beden Eğitimi Dğretmenliğine atanmıştır. Yacup Şimşek'in yerine geldiği oculda ilerici öğrencilere uyguladığı sert yöntemler ile tanınan ve MC'nin Müli Eğitim Bakanı ile yakın ilgisi bulundugu öne sürülen Mustafa Sen getirilmıştir. Bu ilk atamayı diğerleri izlemış ve Kadriye Pekşirin Mamak Lisesi'ne, Erol İlgin Akdere Ortaokuluna, Ülkü Özgüler Maant Koleji'ne, Mehmet Turçin Cebeci Ortaokulu'na, Süleyman Okay Demirlibahçe Ortaokulu'na, Hilmi Pekşirin Demirlibahçe Ortaokulu'na, Adem Solak Başkent Li sesı'ne, Hüseyin örtürk Gazı Lısesi'ne, Zekiye Türkmen Gazi I.isesi'ne, Hilmi Akpınar Kız Lisesi'ne, Talat Sayın Cebeci Ortaokulu'na, Ayhan Özgen Cebeci Ortaokulu'na, Büge Aydoğan Bayındır Ortaokulu'na, Kasan On muş Ulubey Ortaokulu'na. Abdul lah Uz Gülveren Ortaokulu'na, Turgut Aldemir Zonguldak Ulus Ortaokulu'na, Gülşen Şimşek Cumhuriyet Lisesi'ne, Emın Özdemir încirli Ortaokulu'na, Oya Adah încirli Ortaokulu'na, JJuzaffer Gürses Gazi Lisesi'ne, Veysel Arseven Balgat Ortaokulu'na Sabahattin Tekirdağlıoğlu Gazi Lisesi'ne, Nuran Ayata Gazi Lisesi'ne branş öğretmenliklerıne gönderilmiştir. Okulda görevli Orhan Ural emekliye sevkedilmış, Ali îhsan Bayhan ise rapor almış, aynca okulda görev yapan memur, müstaadem ve işçiler de baskı altında tutularak, bir kısmının yerleri degistirilmiştir. AKADEMiK SiSTlMiH KALDIRILMASI 1976 yıhnda 7. Milli Eğitim Şurası karan ile Gazi Eğitim Enstıtüsr'nün Akademı olmasına karar verilmiştir. Bu karar 19741915 öğretim yılında uygulamaya konmuş, ancak MC'nin işbaşına gelmesi ile bir çırpıda geri alınmıştır. (14.10.1974 gün ve 25698 sayılı Bakanlık onayı ile akademık sisteme dahil edilen G.E.E.'nün geçici yönetmelıği 7.2.1975 gün ve 15142 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanmıştır). Onbir öğretmenin katıldığı öğretmenler kurulu, uygulamanın olumlu sonuç verdiğirü rapor halinde Milli Eğitim Bakanlığı'na sunmalarına rağmen, bu değerlendirmeler, hıçe sayılarak G.E.E. tekrar eskı eğitim sistemine dönüştürülmüştür. CHP MSP döneminde, Mustafa Üstündağ tarafmdan uygulamaya konulan mektupla öğretimin amacından saptırılmasıyle G. E. E.nde yaz uygulamasına gelen 1500 öğrenci demokratik haklannı almak için Milli Eğitim Bakanngı'na gidiyorlar. Bunun üzerıne okul müdürü Mustafa Şen öğrencilere, Idare tarafından birer soru kâğıdı dağıtarak haklarında sorusturma açıldığını bildıriyor. Daha mektupla öğretim zamanmda müdür, komandolan okula yerleştirmeye bâşlayınca, G. E. E.'nün ışgali yoluna gidilıyor. MÜDÜR'ÜN UYGUIAMALARINA ORNEKLER Beden Eğitimi Bölümü'nün yaz donemi sınavları yapılmaktadır. Ergün Aygün adındaki öğrenci kronometrenın yanlış tutulduğunu öne sürer, yanlışlığın düzeltilmesini ister. Okul yöneticüeri öğrenciye cevap olarak, disiplin kuruluna verıldıginı ve bir ay ceza aldığım bildirirler. Ergün Aygün'ün bir aylık kamp hakkı yanar ve bu öğrenci mezuniyet hakkmı kaybeder. Bu olayla ilgili olarak Ergun Aygün'ün haklılığına tanıklık eden 93 öğrenci çeşitli disiplin cezalanna çarptınlır. Velilere de disiplin kurulu üyelerinın tamammm onayı almmadan üç sayfalık bırer nasıhatname gonderilir. Bu nasihatnamede adı bulunan Adil Solak. daha sonra, kendısinın yazıh metınden haben olmadıgını ve dısıplm kurulunda bulunduğu ıcın adının kullanılmış olabileceğını basına açıklar. Kamp hakkı yanan ıkı oğrencinın durumu aynı olduğu iıalde Ülkü Ocaklan'na kayıtlı olduğu öne sürülen Ayhan Şekerci affedilerek, bu ofrenciye her tüflü kolaylık gösteriliyor. Yenı gelen Öğrencilerden Müdür Mustafa Şen ve oteki idarecılerın baskısı ile sağcı öğrencilerın elinde bulunan «Gazı Eğitım Enstitüsü Okul, Öğrenci ve Mezunlarını Koruma ve Geliştir me Derneği»ne 100.000 TL. bağış zorunlu kılınıyor. Bu parayı vermeyen ve okula kaydını yaptırmak için başvuran öğrencilerin dosyalanna «eksik evrakı vardır» notu yazılarak, gerekli ücretin ödenmesi sağlanıyor. Kayseri Lisesi'nden mezun olan M. Eftal Emre universiteler arası girış sınavında 347 puan almış. G. E. E.'ne gırebilmek için lise çıkışh adaylarda aranan 370 puanı olmadığı için bir işlem yapılması gerekiyor. Hemen «Öğretmen Lisesi çıkışh» gösterüerek kaydı mümkün kılı nıyor. Bu öğrenci eleme sınavında da başarılı olamadığı için bölüm şefi bir yazı ile bu aday öğrencinin kaydınm yapılamaya cağmı bildıriyor. Ama M. Eftal Emre'nm bu işlemlere rağmen kesin kayıt ışlemleri tamamlanıyor. Y A RI N: 13 ekim 1975 okul açılıyor, boykot bajlıyor Getirilemeyen Elektrik Bir köy ki, düşünün: 2 yılı aşkm bir süredir bekliyor, elektrik gelecek de aydmlığa kavuşacafız diye. Cumhuriyet'in 50. yılmdan sonra; başka ülkelerın atom çağını aşıp feza çağına ulaştıklan bir zamanda! Köylüdür, bilgisızdır böyle bırakılmıştır nereye basvurulacağını, ne derse elektriğın geleceğini bilemez. Oturur bekler böyle: aylar, yıllar boyu. îdare edenler, bu işi yönetenler diledikleri zaman getireceklerdlr ışığı nasıl olsa. Köylüler, kendilerinden ist«nen parayı 2 yıl önce toplayıp yatırmışlardır. AP'lisiyle, CHP' lisiyle tüm yurttaşlann içini elektrik sevinci kaplamıştır. Ama gel gelelim, nerede? Oysa, görünürlerde yok bu «uygarlık nimeti» henüz. Yaz geçti, kış geçti; yıl geçti, bir yıl daha geçti, yine yok, gelmedi! Çocuklar serindiler köy içine direkler dikilince; yaşlılar sevindiler son günlerimizi «daha aydınlık» geçireceğiz, diye. Analar, babalar, gençler çalıştılar el birliğiyle ellerinden geldiğince bu ıste. 23 yıl öncesi radyolardaki «Günaydm» haber programlann da Bandırma, Orhaniye köyü ve çevre köylerinin elektriğe kavus tuklan açıklandv, aynı haber şehir gazetelerinin birinde de jazıldı. Oysa o zamanlar köylerimız için böyle birşey sözkonusu bıle defeildi. Biz bilemeyeceğız, anlasılan ilgililer o zaman planlamışlardı köylerimıze elektrik vermeyı. Görülüyor ki, hıs metler henüz başlatılmadan tamamlanmış gösteriliyor ülkemız de; bu, önceden hizmete gıren fabrikaların yeniden törenle açılmasını anımsatmıyor mu? Ne yapsın köylü! Kara yazgısını değiştirmek hep başkalannm elindedir. Yatırmıştır onca parayı hep elektrik gelsin, diye; çalışmıstır bunca yıl yan nımda kimseye avuç açmay» yım, karnımı doyurayun, diye. Oysa bilmez ki, kım anlar bun lardan? Nereye gitmiştir yatınlan ^aralar? Bunlann sorumlulan yok mudur? Plânda, elektriğin ancak 23 yıl sonra getırilebıleceği de var mıdır? Sesımizi duyurmak istedık bundan önce de bazı yaygın araçlarıyla; ama, duyan, dofrusu «umursayan» olmadı! İlgili durumunda olan sayın «tlgisizler», kulaklannı tıkamayı sürdürdüler. Boşver canım, ne çıkar? Bu kışı da elektriksiz ?eçınversinler; bunca yıl yaşamış lar ya! Bulurlar onlar her zaman kendilerini savunacak birşeyler; umurlarında değıldır buna insanın çoluğuyla, çocuğuyla, yaş lısıyla, genciyle beklemesi! Nasıl ol«;a mırası TtTîKÎYE'dır. Kımspye nesab) sorulmaz sorumlulukların! Ne dersıniz?. Ayşe BOLAT Hukuk PakUltpsi İSTANBL'L OKUYUCU MEKTUPLARI Milli Eğitim Bakanına sorular Milli Eğitim Bakanı olarak cevaplamamzı isteyeceğim birkaç sorum var. Bunları sormak cüretini gösterirken, yurttaşhk hak kımı kullandığım kanısındayım. Bir Milli Eğitim Bakanı olarak 625 sayılı yasaya bağlı ÖZEL OÖRETİM KURUMLARI'ndan «Yüksek» sıfatını taşıyanlar dev letleştırüdiğı için, onlann altuıda kalan Kolej (şimdi lise), ortaokul, ilkokul ve hatta anaokulu gibi öğretim ve eğitımin «özel» sıfatını taşıyan kuruluşlarım hıç düşündünüz mü?. Resmi bir okulda öğretmen iken emekliye ayrıldıktan sonra, yada resmi okul öğretmenliğı yaparken bir miktar para edinip herhangt bir isimle bir orta öğretim kuru açan bir öğretmenin, resmi görevde iken «müdür» olamadığı halde, kendı okulunun müdürü olması, Bakarüığınızca kabul ve tasdik edi lırse. böyle bir işlemin adı ne olabılir? Bu olay, o zatın «kendı parası ile müdür olması» anlamına gelir mi? Ya da, bundan Ozel Öğretim Kunımu Müdürlüğünün para ile satm almabilır bir şey olduğu anlamı çıkarılabilır mi° Orneğın, SSK'daki işçüer zorlar «memur» yapılırken, 625 sayılı yasa ile Bakanlığınıza bağlanan, ayni yasa ve Anayasa' nın 21'nei maddesi uyarınca Devlet Okulları'na eşit tutulması gereken özel okulların öğretmenleri Bakanlığınız tarafından atanan, müfettişlerinizce teftiş edilen, fakat SSK ile îş Kanunu'na bağlanıp ücret ve emekliliklerı bu kuruluşlarca tesbıt edilen öğretmenler, memur mudur, işçi midir? Bu türden bir okulda çalışaa bir öğretrrten, haksız bir durumla kirsılaştığına kanı olup 625 sayılı yasaya dayanarak kendıni Milli Eğitim Bakanlığına bağlı sayar, haksızlığın giderilmesı ıçın mahalli Millî Eğitim Müdürlüğü'ne başvurduğunda, sözü geçen müdürlük bu öğretmenin dilekçesini, «şikâyet edilen» özel okul müdürlüğüne gönderir ve ondan aldığı cevabı, şikâyetçı öğretmene ulaştırırsa, eskaza böyle bir işe provakasyon denebilir mi? Ya da bu, «Kadıyı kadıya şikâyet» etme durumunu yaratmaz mı? Böyle bir okulun müdürü ve sahibi, her yıl öğretmenlerle bırer yıllık iş sözleşmeleri imzalar, bunun şartlarını kendisi tes tüm sozleşmelılenn bırer yıllık KIDEM TAZMİNATI ödenir, hoşa gıtmeyen öğretmenle yenı sözleşme imzalanmaz, geri kalanlarıyla yine birer yıllık sözleşmeler yapılır ve bunların hepsi asgari ucret üzerinden olursa, üstelik müdür ve sahip her yıl ayni şekıide davranacağını söylerse KIDEM TAZMİNATI mefhumu anlamını yitirir mi? Her yü asgarî ücret üzerinden sözleşme yapılınca, öğretmenin maaş bakımından ilerlemesi önlenmiş olur mu, olmaz mı? Ve siz, bir Bakan olarak bunu normal karşılar mısınız? Ozel okulunu açtığı zaman bir aşçı dahi tutacak parası olmayan bir «müdür», on yılda en az on milyonluk bir servet, iıatlar ve arabalar edmirse, yaptığı iş «TİCARET» mı, yoksa memleket kültürüne «HİZMET» mi sayılır? Acaba KARMA EKONOMt denen şey bu mudur? Ozel Öğretim Kurumları'nda OKULAİLE BİRLlGİ'nin görevi nedir, ne olmalıdır ve bunda öğretmenlerin görevi ne olabilir? Gdrmüş olduğu öğrenim bakımmdan ancak «Ortaokul» öğret meni olması gereken ve resmi okullarda sadece «zorunlu» hallerde lıse derslerine girebilen bir öğretmen. parasıyle açtığı «lise» dengi bir okulun rr.üdürü olabilir mi? Ozel bir okulda, ayni derse gırecek lıse öğretmeni yetenek ve nitelığıne sahıp öğretmenler varken ortaokul oğretmenlerine ders verdırildiğinı gören müfettişlerinız nasıl bir ışlem yaparlar? Ve bir ortaokul öğretmeni, emeklı olduktan sonra «lise» dengi bır okulun müdürü olur, lise öğretmenlerınin kaderiyle oynayabilirse, bu size doğal görünür mü? Böyle bir «müdür»'ün, bir yıllık sbzleşmesi bitti*ınde, aynı okulda birer yıllık sözleşmelerls 10 yıl çahsmış öğretmenlerin ışine son vermesi, yanı KIDEM TAZMlNATI'nı ödeyıp kapı dısan etmesi karşısmda, Bakanlığınızın mahalli gö>evlileri bigâne mı kalmalıdır? Bu durumla karşılaşan her öğretmen adalete başvurarak 45 ve hatta 6 yıl uğ raşmalı mıdır? Böyle bırşeyı, resmî bir okulun müdürü yapabilir mı? Yaparsa Bakanlığınız susar mı? Bakanlığmızın resmî öğretmen lerı istediği yere sürmesi, ya da resmi deyiminizle ataması, tüm öğretmenler tarafından «öğretmen kıyımı» olarak nitelenırse, özel okullardaki öğretmenlerin, sermayedar bır müdür tarafından, başka bir yere atanmak değıl, tamamen açıkta bırakılırsa, bu işlem nasıl bır isım alır? Adı adresi saklı Fikirtepe'de oturanlar da halktır Istanbul'un Kadıköy ilçesinde, Fikırtepe denilen bır yer vardır. Burası öyle bir yerdır kı, herkes unutmuştur burayı. Dört yılda bır yapılan Beledıye Başkanlığı seçimlerı dışmda kımse uğramaz buralara. Her taraf çamur ıçindedır, küçücuk çocuk lar lâğım sularıyla haşırneşır ol muşlardır. Pis çamurlu su ıçlerınde kâğıttan yaptıklan ufajs gemileri yüzdürürler... Evet, yüzlerce, binlerce kişinin yaşadığı ve yine bu kadar kışının sağhğıyla oynanan Fikırtepe. Üst mahalleler biraz daha buriuva muhıti olduğundan en ufak sokağından, en büyük cad desıne kadar baştan başa asfait yollarla kaplıdır. Sayın Ahmet Isvan'dan nca edıyorum. Fıkırtepe'de de yasayanlar halktır. iktidara geleceği zaman en fazla oyunu aldığı halktır. Fakat gelsin görsün bir buralann halini, sokakların pıslığıni, çocukların durumunu. Beledıye Başkanımız, makamına gelmeden önce söylediğı halk çılık bu mu? Onun gözünde de yalnız burjuva sınıfı mı halk? Sayın Isvan'ın bu yakmışımıza ılgı göstereceğını umarım. Esat SONMEZ Şehirkâhva. Şevketbey Sokaja Bayraktar Apt. No: 6 D: 8 Ziverbey/Kadıköy t'sküdar Bağlarbası kesiminde nasıl olmuşsa Belcdiye 45 sokağuı birden vapımıııı müteshhitlere ver. miş. lcadiye mahallesindeki Nevcıvan, Safracı, Derebo\u, Sübyeci sokakların yapım çalışmaları başlamış. Gelin çörün ki bu kez de müteahhitin inşaattaçalışan dozerleri çok yüzeyde bulunan su borulanm kırmava başlamıs. Sokak sakinleri yolumuz yapılıvor diye sevinirlerken, susuz kalıverrnişler. lnsaat sürerken borular patlamış, yapılmış, bir daha pallamış. Derken Sular tdaresi, müteahhitin patlayan borulann parasını vatırmartıgını söyle>erfk, patlayan boruları onarmamaya baslamış. Icadive mahallesi sakinleri kesinkes susuz kalmışlar. Yollarının yapılmasını istediklerinden pişman, suya kavuşmak için şimdi kapj kapı, Beledlye yetküilerin*, müteahhite dertlerine çare bulunması tçin yalvanp yakanyorlar.. FotoğTaf jol inşaatının susuz bıraktığı Dereboyu sokaktan alınmıştır... (Fotoğraf: İbrahim KÖSEOĞLU) YOLA KAVUŞMAYI BEKLERKEN SUSUZ DA KALDILAR TELEFON DEĞİŞİKLİĞÎ TOPKAPI Ş1ŞE SANAYi A.Ş. Telefon No: lan 28.3.1976 tarihinden itibaren aşağıdaki şekıide değişmıştir. Sayın muşterilerımize duyurulur. Deniz Kuvvetleri Komutanhğı SEYlR, HÎDROGRAFÎ VE OŞİNOOPAFÎ DAÎRESİ BASKANLIGINDAN BİLDİRİLMİŞTİR: Umum Müdür: Tel: 76 03 90 Santral Tel: 76 10 20 (5 Hat) ilâncilık: 5767 2329 Denizcilere ve Havacılara 30 Sayılı Bildiri 29 mart 1976 tarihinde 16.00 ile 19.00 saatleri arasında aşağıdaki noktalan birleştiren sahada seyretme, demırleme avlanma ve bu sahanın 3000 metreye kadar olan yükseklıgi can ve mal emniyeti bakunından tehlikelıdir. EUE DENtZt ORTA EGE (A) SAHASl (1) 29 deıece 15 dakıka kuzey 25 derece 38 dakika doğu (2) 3a derece 23 dakika kuzey 25 derece 15 dakika dogu (3) 39 derece U9 dakıka kuzey 25 derece 08 dakıKa dogu (4) 38 derece 56 dakika kuzey 25 derece 25 dakifca dogu (5) 39 derece 04 dakıka KU7ey 26 derece 42 dakika dogu DENİZCİLERE VE HAVACILARA DrjYTJRULUR (Basm: 1246H) 2309 KiTAP YARDIMI Okulumuz 1973 . 1974 öğretim yılında açıldı. Okulumuzun ısmınden de anlaşılacağı üzere öğrencılenmizin tümü sagır ve dılsizdır Böylesıne özel eğitim ve öğretıme mutıtaç dünvadan Haber siz sessız dünyalan ıçınde vaşıyan vavrıılanmızı cemıyete faydalı birer vatandaş olarak yetıstırmek gayemızdır. Hayır sever kuruluş ve sahıslara seslemyoruz: kunnuş olduğumuz Kitaplığımıza vardımda ouhmursani7 sessız dünyalan içinde vaçivan vavrulanmızın hem boş zamanlarını de3erlenı1irmı= hem de remıyete favdalı bilınçlı bır vatandaş olarak vetı.şmelennd» büvütr katkıda bulunmus olursunıız. Gösterecegıniz ilq;ıye şımdlden tespkkiir eder ogrencılenmız 7e okulumuz personelı adına savetlanmi7i sunarız Mehmet OÜI.nAŞ Malatva Saçirlar Okulu VP Yetistlrme Yurdu Kitanlık Kolu Baskanı ORTADOĞU TEKNiK ÜNîVERSiTESi REKTÖRLÜĞÜNDEN: Bogaziçi İmar Planı üzerine 1975 senesı başlarında, Istanbul Boğazıçinde bütün inşaatları durdurma karan alındı. Bu karara rağmen bir sürü insaat devam ettı, bitirildi bazı inşaatlarm ise yapımına başlandı. Bizim konumuz bu olmamakla birlıkte bu durumu tüm Boğaziçi sakinleri açık bir şekilde gördüler. Boğazda halen yapılması için proje müsaadesi bekle yen yüzlerce ınşaat ve proje bulunmaktadır. Bunlar Istanbul Bogaziçi Sit Bölgesi imar planını beklemektedirler. Bir seneye yakm bir zamandır bekledik. Daha ne kadar bekleyeceğiz? Basında da zaman zaman sayın tsvan'ın konu ile ilgili yazıla rı ve demeçlerî yer aldı orda da en yakm zamanda çıkacağı söy lendi, fakat hâlâ bir şey yok. Bir de ortalıkta yaygın olan «tstanbul Sit Bölgesi İmar Plaler engelliyor, onlar çıkartılmasını istemıyor sözlerı doğru ise, bu halka karşı bır tutumdur. Yine bu tutum, halkın buyük bır kesimınm oylarını alarak Türkıyenm en büyük Partısı olan CHP'nin bir Beledıye Başkanının tutumu ile hiç bir şekıide uyuşmamaktadır. Bu bır gerçek olsa bile biz buna inanmak ıstemıyoruz. Bu durum olsa olsa Sit Bölgesi îmar Planından çıkar umanların işidir ve engellemeyi onlar yapmaktadırlar. Sayın Isvan, sız bu çıkarcılara âlet olmayın ve Sit bölgesi halkının yanında yer alın. Planın bir an önce çıkması için çaba sarfedin. Halktan yana olduğunu söyleyen bir partinin Belediye Başkamnın en doğru tavrı da budur. Cemal PELtT Çayırbaşı Caddesi H 9 Büvükdere İSTANBUL Idari Personel Almacaktır Üniversitemize alınacak Personel ihtiyacı ve adaylarda aranılacak nitehi.ler aşağıda behrtılmiştır. İlgilenenlerin Personel Müdürlüğünden aiacakları muracaat formlarını 2 nisan 1976 tarihine kadar ıade etmeleri ve aday seçme gününde hazır bulunmaları gerekmektedir. NOBETÇİ AMİRI: Enaz Lıse veya muadili okul mezunu olmak, askerhğini yapmış blunmak, 30, 35 yaşlarmda bulunmak, Gecelerı ve Resmi Tatil günlerinde görev yapmayı kabul etmek, idari tecrübesi olanlar tercih sebebidir. SEÇME TARtHİ YERİ 5 nisan 1976 PERSONEL MÜDÜRLÜĞÜ TELEFON OPERATRİS: Lise veya Lise dengi okul mezunu, ış tecrübesi ve Orta derecede Ingüızce bilgisı tercih sebebidir. YERİ SEÇME TARİHİ İLAN N. Aksaray Azmi Millî T.A.Ş.den: 50 ton kapasitede un değirmen temizleme kısmında ıslahat yapılacaktır. Şartname Sirket Müdürlüğünden temin edilir. Kapalı teklifler 15 Nisan 1976 günü saat ona kadar mudurlügümüze veıılecektır. riılckato ahnmaz.