28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYET 10 Karf 1975 TEM TARTIŞMA DEMOKRATİK CEPHE EGE ÜNİVERSÎTESİ'NE SILÂHLI SALDIRIDA BULUNANLAR DGMTJE İLK DURUSMALARINDA. Ege Üniversitesi'ne silâhlı saldın olayı sağcı gazetelere, ya da tarafsız görünümlü gazetelere «Ege Ünîversitesi'nde iki grup öğrenci çatıştı» başlıklarıyla geçti. Eir gün sonra olayın üzerine gıden bir jki gazeteci, geçiştirilmek istenen bu planlı saldın ola yının içyüzünü kamuoyuna duyur dular. Yüzbaşı Hanefi Erkan'ın «Cumhuriyet»in sorulannı yanıtlaması MHP Genel Baskanı ve Basbakan Yarduncısı Alpaslan Türkeş'i çıleden çıkardı. MHP'nin yan örgütü durumunda olan Ülkü Ocaklan'nın düzenledigi kanlı olayı önJeyen Bornova Jandarma Komutam Yüzbaşı Hanefi Erkan ve Yüzbaşı Hami Yıldırım komutasındaki birlik, silihlı saldırı olaylannı kimlerin yürüttüğünü ortaya çıkamuştı. Türkeş'in olup bitenlerden haberi yok muydu? Saldınyı yapanların tosuncuklar olduğunu kamuoyu öğrenmişti. Ama harekâtı yürüten, MHP önünde yürüyü şe geçip Bornova Jandarma Komutanlığma dek topluluğun önün de yer alan kişinin Ülkü Ocakları İzmir Şubesi Başkanı ömer Fsruk Eyüpoğlu olduğunu kimse bilmiyordu. Tek bilen klşi MHP örgütü ve Alpaslan Türkeş'ti. İşte bundan olacak paniğe kapılıp Yüzbaşı Erkan'ı aşın solculukla suçluyor, bu arada CHP Genel Başkanı'na ağır bir dille saldınyordu. BELGELERLE KOMANDO SALDIRISI Hikmet ÇETLVKATA «Cumhuriyet»in olayın üzerine İzmir Vilâyetinin yüksek deregitınesi çüeden çıkarmıştı kimi gazeteleri. 12 mart 1971 sonrası celi bir yöneticisi ile yaptığımız bir görüşme sırasında geçen koalışkanlıklanm hâlâ sürdüren Yüzbaşı kimi yöneticiler, gazetelere tele ruşmalar, sol basının fon ediyorlar sorumlularına şöyle Erkan'ı yıldızlaştırma operasyonu ardındaki niyetleri aydınlığa diyorlardı: kavuşturan ipuçlan verdi. Bakın.. «Bu olayın üzerine gitmenize Bu harekâtı Yüzbaşı Hanefi gerek yok. DGM olaya elkoydu. Bırakın, mahkemenın sonucunu Erkan mı yönetti? Hayır Vilâyet Jandarma Kobekleyin...» Bu istemi yerine getiren gaze mutanlıgı Ikinci Şube Müdürlüteciler oluyordu elbet. Adını ver ğü'nü yöneten Kıdemli Yüzbaşı miyeceğimiz bir yönetici ıse bizi • ' Hntni ,YUdıneı'ın .. koırmtasınds yürütülmüştür operasyon. snyor ve şöyle diyordu: Peki, basmda Yüzbaşı Ha«Yüzbaşı Hanefi yiğit bir kişi, ne olursun, kapatm bu olayı. nefi Erkan'ın yönettiği çıktı. Niçin düzeltme yapümadı? Olan ftenç subaya olacak.» Önemll olan saldınnın önBu arda soruşturma açüıyordu Yüzbaşı Erkan hakkmda. Biz lenmesi idi. Subaylarımız bunu ler gidip ifade veriyorduk İçişle bir sonın yapmak istemedi. Ori Bakanlığı müfetüşine, hem de nurlu çocuklardır. İyi ama, Yüzbaşı Erkan hakyeminli. Erkan demeç vermiş bikmda soruşturma açıldığı haberi ze. Oysa demeç verdiği yoktu. Biz sormuştuk, o söylemişti. Saldır ve aynı yüzbaşıya atfen yayımlaganların üzerinde Çek yapısı ta nan demeçler? Hayır soruşturma haberi yabancalar, askerî komandolara özgü boğma telleri, muştalar ve di landır. Yüzbaşı Erkan da basmda namit lokumlan bulunduğunu, yayımlanan demeçlerin kendisine gözaltma alınanlarm çoğunluğu ait olmadığını söyledi. Kendisine nun Tariş işçisi, işsiz ve lise öğ sorabilirsiniz rencisl kişiler olduğunu belirt(Sorduk Yüzbaşı Hanefi Erkan mişti. da doğruladı bunu). Güngör Mengi. bu işte •GomiKuşkuya kapılmıştı yöneticiler bundan. önce Cumhuriyet'i tek nist parmağı» olacağmı gülmece zip edeceklerini bildirdiler. Ge diliyle bağlayıp bitiriyor yazısırekçe olarak da, Hanefi Erkan'ın nı. İzmir'in yüksek dereceli yö12 ocak 19Î6 pazartesi günü çogunlugunu Tariş işçilerinin oluş neticisi sanırız Vali Turgut Eğilturduğu tosuncukların Ege Üni mez'dir. Biz şimdi burada önce versitesi'ne yaptıklan saldın ola Hanefi Erkan'ın bize demeç vermediğini, salt sorularımızı yanıtyında bulunmayışı... ladığını belirttikten sonra yöneEvet yöneticüer böyle söylü ticinin özellikle «Cumhuriyet»e yorlar... yönelik .Yüzbası Hanefi Erkan Yeni Asır gazetesinin yönet hakkında soruşturma açıldığı hamenlerinden Güngör Mengi'nin beri yalandır» sözünü yanıtla25 şubat günü yayımlanan yazımak isteriz. 5inm bir bölümü hayli ilginç. İJTE BELGEIER Bakm Sayın Mengi ne yazıyor bu konuda: Hanefi Erkan hakkında so NEDEN HANEFİ ERKAN SALDIRIDAN SONRA OLAYLAR1N ÖRTBAS EDİLMESİNE YÖNELÎK ÇABALAR BAŞLAMIŞTI ruşturma açılmıştır. îçişleri Bakanlığı Müfettişlennden M. Cahit Bayar 2 şubat 1976 günü saat 14'de bu dizinin yazannın, saat 15de Cumhurıyet Ege Bürosu Şefi Günay Şimşek ile Erhan Çimrin'in yeminli ifadesini Vilâyet Basın Bürosu'nda almıştır. Bir gün sonra ise Milliyet muhabıri Pınar Pehlivanoğlu yeminli ifade vermiştir. MUlkiye Müfettişi M. Cahit Bayar. bizlere «Cumhuriyet>ln küpürlerini göstermiş, YÜzbaşı Hanefi Erkan'ın demeflTOrtp vettnediğini sormuştur. Bizler de, Yüzbaşı Erkan'ın demeç vermedigini; sorularımızı yanıtladığını ifademizde belirtmiştik. Bizim ifademiz Vilâyet Basın Bürosu'nda görevll Aysel hanım tarafından alınmıştır. Ege Üniversitesi'ne saldın olayını düzenleyenlerin Ülkü Ocaklılar oldufcunun açıklık kazanmasmdan sonra, olayı önleyen Yüz başı Erkan degildir. O, olay yerinde joktu denilmiş, hatta yayınımız tekzip edilmek istenmiştir. Hanefi Erkan olay yerindedir. DGM Savcısı Oktay Odabaşı'nın iddianamesinin onüçüncü sayfasının son bölümünde şöyle denilmektedir: • Bornova Jandarma Bölük Ko mutanı Yüzbaşı Hanefi Erkan ve YUzbaşı Hami Yıldırım olay yerine yetişerek saldırganların önüne geçip onlan durdurmaya çalışmışlardır. Saldırı durmadığı gibi, topluluk içinden, teşhis edilemiyen pek çok kişi tabancalannı çekerek ateş etmeye başlarmşlardır. ... Çember içinde kalan saldıran şahısların üzerleri, silâhların ele geçirilmesi maksadıyla aranmak istenmiş, karşı koyma • «Bu olayın üzerine gitmenize gerek yok. DGM olâyâ elkoydu. Bırakın mahkeme sonucunu bekleyin..» • «Yüzbaşı Hanefi,. yiğit bir kişi.. kapatm bu olayı, olan, genç subâyâ olacak...» lar, itfsjp kalnçmalar olmuştur. Bu sırada Yüzbaşı Hanefi Erkan elinde silâhı bulunan birini yakalamış, fakat sanıklardan daha sonra adının Ahmet Korkmaz olduğu tesbıt edilen şahıs şiddet kullanarak bu kişiyi Yüz başı Hanefi Erkan'ın elinden kurtarmış, bunun üzerine kendis: yakalanarak Orada bir jandarma aracına bindirilip gözaltına alınmıştır . » Eret, (SK^trr^tiethtlk Uteyeıılere,, kaj^j^u.^preyüıi sgjjan jçaarteeîlen "yânırFmaya" çaîışanlara, gerçekleri yazan gazetelere tekzip göndermeye hazırlananlara, «Bu olayda Hanefi Erkan yoktu» diyenlere sanınz en iyi yanıt, DGM Savcısı Oktay Odabaşı'nın iddianamesiyle, Yüzbaşı Erkan 'm DGM'de verdiği ifade olacaktır.. Böyle bir baskı ve şiddet haGeçirdığimiz son bir ^nhn ovası içinde iktidan ele geçiren laylanna bakılırsa milliyetçi cephenin ülkemizi, kaynağı MC, elbette kaidığı yerde dur. m mevcut iktidardan alan mayacaku: İktıdara gelişinden bir «baskı ve şiddet» reiim.ine iki ay sonra (Mayıs 1975) büdoğru sürüklediği görülüyor. yük planını uygulamaya koyDaha MC oluşup resmen iktidu. İlk çıkışta demokratik ku dara geçmeden önce Sadi Irruluşlara; memur, öğrenci, !smak'm kişilıksiz «ara» hükü çi demeklerine yönelik saldımetinin zaaflanndan da istirılannı yoğunlaştırdı. Çogunu fade ederek ileride «nasıl bir kspattı. üyelerini tutuklattı ve hükümet» olacağmı halkımıza türlü baskılarla bir kısmını da göstermişti. Demirel. bir yan işk. mez hale getirdi. Bu aradan «yavru» partileri etrafında toplamaya çalışırken: öte yandan onların mevcut gücünden daha baştan yararlanmayı aklına koymuştu. Üç milletvekili ile MHP'nin iktidar koltuğuna oturabilmesine hiç şaşGüçlünün eüçsüzil, cebi dolu mamalıdır. Onun gücü, parla olanın cebi vırtıJs olanı. sırtını mentoda değil: çoğu, emekli devlete dayamış olanın hakh askerlerle ve 12 Mart dönemi olduğu yerae hakkını arayamınin işkenceci polisleriyle tak yanı ezdiği ve öundan doğan viye edilmiş faşistlerdendi. bunalımlar ıcmde yaşayan inYok» Demirel, üç milletveki sancıklanz biz. lini istediği yerden ayarlayabiBunun örneklenni yaşamımılirdi!.. zm ilk safhalannda görüyor, MC'nin kurulus çahşmalan birimiz tadına varırken. diğerisürdürulürken bir yandan da miz çaresiziıkle kıvranıyoruz. «demokratik güçlere» karsı çok Haklı oldugumuzu ispatlamak cepheli bir savaş açılmıştı. Ön istediğimizde de seriye haval ce, büyük şehirlerde solcu kırıkhğmdan başka bir şeyimiz gençler ördürtüldü. Siyasal ha kalmıyor. Bu duysu bu anlayıs va gerginleştitildi. Daha sonra bize çocuk vaşlarımızda ve buTÖBDER'in 15 şubat konfe nun devamı olarak gençlifcimirans ve yürüytişleri bahanp e zin en verimli zamanlannda ordilerek gerginlik bütün bölge ta öğrenimimi7de aşılanıyor. lere; köylere. kasabalara ve şe Bu hastalıga tutulmuş. daha hirlere kaydmldı. Tutucu ke do*rusu tutturulmus olan Relesimlerde yaratılan «komünizm ceğünizin ışıgı gençlik yükselc tehlikesi» ımajı bütün yönle ögrenimde bunu tatbik etmeye riyle kullanıldı ve ülke kana orta öğrenimde benlifcinl kapboyandı. Bu «soguk ve sıcak» iayıp da cevapsız kalan sorulasavaş yürütülürken MC'nin na ra cevap bulmaya çalışıyor va gibi hesaplan vardı? Birinci a eğer bir dayanagı yoksa veya maç, 1969'dan beri sürekli par o eünkü hükümetin düşünceleçalanan sağcı güçleri «eylem» rine ters düşen fikirleri varsa vatan haini damgasını yemekyolu ile birleştirmekti: Yoksa sırf parlamento düzeyinde kala ten kurtulamıyor. Hem de bücak bir MC pek bir şey ifade tün bunlann başlannı aratmayacak. halkın eözünü boyayaetmeyecektı. Halbuki eylemde cak şekilde kesin ve karmrlı. birlik; aynı zamanda, MC'ye katjlmayan DP'nin tabanım Orta ögrenlme başUyorsun, kendisine çekebilecek, DP bu içinde umut, gözlerin ışıl ışıl. birliğe katılmaya zorlanacak Sen okulundan. vatanın senden ya da parçalanaraktı. Bu da bir şeyler bekliyor. Altı sene başanyle yürütüldü. Aynca, hocaların kanrislsrivle mücadeülkede yaratılan gerginlik. «ko le edip kımı tahtaların üzerinmünizm tehlikesi» uydurması de dirsek ciirütiiorsun. Her ve «istikrarı saglama» propa gelen yönetmelite de ayak uygandası; bu, yıllardır birbirleri durmaya me^bursun. Bizden ev ne küfreden liderlerin birara velkiler buna uymuşlar, biz de, ya gelmelerini kolaylaştırdı ve bizden sonrakiler de uvmsva bu beraberliğe kendl partilile mecburdur diyorıı/. Etrafımırinin de karşı çıkmalarını öıı za baktığımızda bazen şükrediyor, bazen de kanrediyoruz. Faledi. kat gururumuzla ovnandıgında İkinci hesap, CHP'ye ve ö isyan da edebilıyoruz. Bir de bur devrimci kesimlere yöne buna yatılı okulun sorunlan ek likti: Uypulanan şiddet ile ile lenirse sanınm okuldan sinirriciH r;' «usturtilmaj'a, korku lerin sağlarb olarak çıkajnıyorgetiriyorlar, tulmaya «ir^Udi^ ? ; r r . ; : î i u M ; da gene soksklarda adam öldürmeler ve yaeal mücadele ya pan işçılerin kurşunlanması sürüp gitti. Muhalefetin toplantıları basüdı, yüksek mahkemelerin kararlan uygulanmaz oldu. Devlet yönetimindekl bütün yurtsever ilerici görevlilerin yerleri değiştirildi veya atıldılar. ÖSrpf">=n!er kıyıldı. Polis örgütünü faşistleştirmek için: askerliğini yapmamış imamlar ve komandolar bu teşMâta alın mak lstendl. Bu, yasal vollardan mümktin olmamakla beraber dolanbaçlı vollardan büyük ölcüde gerçekleştirildi. MC, artık demokratik yoüardan iktidara gelemeyeceğinı anlayınoa iktir'sn hırnkmama nın yollarım aradı. Ülkenin her yjıinde ögrenci katliamına. tutuklamalara hız verdi. Okul kitanlıklannı boşaltmaya. ö*renci yurflannı birer faşist iş vardı. Yüksek öğrenimi işlemez hale getirdi. MC şimdi geri dönülmesi imkânsız bir yola girmiştir: Arkasında bir sürü iddialarla yığın yığın ölülerle! Şu anda Türk hallunın önünde iki yol vardır! Ya MC faşizminin sürekli kıhnmasını kabullanmek ya da buna karşı var gücüyle direnmek ve demokratik bir rejimin kurulmasını sağlamak. Karşı çıkılması gereklidir; çünkü, MC'nin kendiliginden «iç çelişmeleri» yüzünden yıkılıp gideceğini sanmak büyük bir saflıktır. Bugün MC"yi oluş turan dört parti de Türk halkına karşı işledikleri günahlann yarattığı bir tür suç ortaklığı içindedirler. Yok olmamak için birbirlerine sonuna kadar sıkıca sarümak zorunluğundadırlar. Bugün yapılması gereken tek şey var: MC'ye karşı bir «DEMOKRATİK CEPHE» oluşturmak! Bütün ilerice ve sosyalist kesimler aralarındaki görüş farklüıklarım bir yana itip MC faşizmme karşı birleşmelidirler. Demokrasl yanlısı partiler senriikalsr ve dernekler bu ama ca yönelik eyleme geçmelidirler. Bu eylem parlamentoda ve kanunların verdiği bütün olanaklar kullanıiarak Darlamento dışında yürütülmelidir. Protesto etmek amacıyla TVIer mühürletilmeli. okul kürüohanele^ rinin boşsltılmasına, coüs ve komando baskılanna karsı cıkılmal:. Universitelerde öSretimin s?*!anması ve «can.cüvenligi» için Röst«Tiler. toplantılar jspı'malıdır.. Partiler. sendikalar ve dernekler üyelerinl vc giderek tüm Türk halkını MC nin kanunsuz icraatına karşı harekete geçirmelidir. Behlül ABLAK YAŞAM KAVGAMIZ li bir belletmen, sözde senl idare etmesi için, haibuki o kendisini idare etmekten âciz. Sana öyle bir lâf ediyor kl. başta vazdıklanma gelıyorsun. Ona göre eğer tutunacak bir dalın yoksa. lâçkalasmts toplumun bir parçası olan bu okulda da okuyamıyacakmışsın. Ama sigara içerken vaka.'anan kardeşi ve onun arkadaşlan öğrenimlerini bu okulda Umamlıyabileceklerdir. Hem de agır bir cesa bile almadan. Üsteiik senirı suçun da hemen nemen her öftrencinin bazı eiinler vaptıgı Ribi etüde 10 dakika «ec kalmak. Ama ne vatMbilirsin. suçun öbtirününkinden çok hafif de olsa belletmenin ltiraf ettiği gibi tutunaoak bir dalın yoktur. ÇünKü sen buraya eüo lüklerle tek başına mücadele etmeyl göz« alarak gelmişsindir. Hepimizin de bildigi ıjibl bunlar lkinct planda kalmış olan suçlular. tlk plandakllert düşünecek olursak daha yukanlara hükümet vönetimine. res mî dairelerin aldıfı rüşvetlere, cebi dolu olanın vasıta olarak kullanabildlfi lüşvete bakmamız gerekivor ve insan ister istemez bahk bastan kokar lâfına inanıvor. Özümüzün en doğru yaratıcısıdır genclik der Fakir Bavkurt ve daha bunun gibi Türkiye'nin busiinkü aydınlan. Geleceğimizi geçrmsirnizi onda eö rüyoruz. Bu ısıta daha başk» yaklaşım vok mudur? Sevgi. 11pi. anlayış beklemezler ml bunlar? Bu sonu olmavan eidisten yönetfm. evet kendl çıkarlanndan başka bir sev düşiinmeyen hükümet kavgı öuymazsa baglı oldu*u toplıımu korumak ve yaşatmak görevı omuzlanna yüklenmiş olan eençler. zeka ve duvarlıklanyla doğru volu bulacaktır. KiM BU SAIDIRGANIAR Eli silâhlı, muştalı, dinamit lokumlu, boğma telli ve zincirll saldırganların listesi elimizde. Günlerdir hangi siyasal partiye bağlı olduklanm saptamaya çahşıyoruz. Çoğunluğu Tariş'te işçi ya da işsiz. DGM tutanaklanna göre 33'ü Tariş İplik Fabrıkasmda çalışıyor. Tümü Ülkü Ocaklarırun oluruyla işe almmışlar, Genel Müdür Orhan Daut ve komando müdürlerince. Ancak ilk yakalandıklarında işsiz olduklannı, daha sonra Tariş'te çalıştıklarını soylemişler. Savcı Oktay Odabaşı'nın kanıtlar bölümünde şöyle deniliyor: «Yakalanan sanıklann yarısına yakm kısmımn öğrenci olmadıklan anlaşılmıştır. Bunlardan Ali Ünver, Necati Açıkgöz, Erdal Sevdi, Murat Yalçm, ŞUkrü Ekici, Haydar Ilıkkan, Necip Yüksek, Mustafa Çelik, Faruk Eryiğit, Gülgani Özdemir, Levent özbey, Yemlihan Akarçay, Bayram Ceran, Ahmet Avcı, Ahmet Sert, Baki Cengiz, Gültekin Gülbaş, Nazmi Mıh, Hüseyin Dinç, Ali Rıza Karazeybek, Şahin Aydemir, Ertuğrul Kara, Hüseyin Bakanlı, îsmail Öz, Zekeriya Sevimli, Necati Küpeli, Şuayip Kayataş, Fikri Kösem, Bedri Şahin, Hasan Hüseyin GUmüşbaş, Abdürrezzale Şen, Ahmet Pekel ve Bekir Söylem... Bu sanıklann hepsi hazırhk soruşturmasında işsiz olduklannı ve Bornova'da tesadüfen bulunduklarmı söylemekte sözbirliği etmişlerdir. Ele geçen silâhlar üzerinde yapılan inceleme sonunda, dinamit lokumlarmın fitillenmiş ol dugu, tabancalarla kısa bir süre önce ateş edilmiş olduğu ekspertiz raporlarmdan anlaşUmaktadır.» Daha kimler var saldın eylemimin içinde, kimler, Manisa'da bir lokantacı, adı Hasan Ünal, MHP'ye üye olduğunu öğrendik. Karşıyaka'da bir demirci: Celâl Solak. Esentepe'de pastacı, İbrahim Boncuk. Sağlık îşçileri Sendikası'ndan Recep Kök. Sümerbank Basma Fabrikasından Yusuf Mertol. Şenocak Buzdolabı Fabrikasmdan Rüştü Aslan Alpaslan. Ege Üniversitesl memurlarının konut inşeatmda duvarcı ustası, hem de Tariş İplik Fabrikasında 2138 sicil numaralı işçi Abdürrezzak Şen. Malatya'nın Fırat mahallesinden olup Ankara'da Yalıtım Limited Şirketinde çalışan İbrahim Çavdar... Ve Elbistan'ın Kümbet mahaüesi Ofis caddesinde oturur seyyar satıcı Şerif Ülker... Ne işleri var bunlann Ege Oniversitesi'nde diyecek misiniz? Sürek avına çıkraışlar Türkiye' de. Ama İzmir'de ters gitmiş bu tosuncukların işleri ve kıskıv rak yakalanmışlar... OKUYUCU MEKTUPLARI EMEKLİLİK VE EMEKLİ AYLlCl Bilindiği gibi, 657/1897 sayılı Kanunla, 1.3.1970 tarihinden son ra emekli olanlarla, çalışan memurların geçmiş başanlı hia metleri, her yıla bir kademe ve her üç yılına bir derece verilmek suretiyle 1.3.1975 tarihine kadar degerlendi ve bu değerlendirme esnasında tahsil tavanı aranmadı. Çalışmakta olan memurların 1.3.1975 tarihinden sonraki emek lilik müktesebinin de, başarılı hizmet sürelerinin her yıluıın bir kademe ve her üç yılının da (Kanunun öngördüğü tahsil tavanına kadar) bir derece verilmek' suretiyle değerlendirilmesi lâzım gelirken; bugün bu slstemin işletilmesi için memurun ünvan kadrosuna da sahip olması şartı koşulduğundan, çalışanlar yine bir derecede Uç yıldan fazla bekletilmeye ve bu nedenle 1.3.1975 tarihine kadar kanunla düzeltilen emeklılik durumumuz, prensip kararlan ile yeniden bozulmaga başlandı. Böylesine hatalı bir tatbikatta ısrar edildiği taktirde, çalısanların emeklilik müktesebinin düzeltilmesi için yeni bir in tibak kanununa ihriyaç duyulacaktır. Yeniden şikayeüere »ebep olan ve huzursuzluk yaratan bu halin islahı için; olumlu sicil alan bütün memurun emeklilik müktesebinin (yürürlükteki kanunların tayin etügi tavana kadar) her üç yılda bir derece yükseltilmesi ve bunlardan görev kadrosu alarak sorumluiuie yüklenen kısmımn «ış güçlügU, iş nskı ve Uminındek) güçlük» zamlanndan yararlandınlarak tatmin edılmeleri gerektlglne inanmaktayız. İlgililerin dikicatine sunuJur. Bir TCDD Memuru Enstitüleri üzerinde baskı lar sürüvor Bızler Erzurum Kâzım Karabekir Eğitim EnstitUsü ftgrenclleriyız. Okulumuzda demokratik bir devletin temel niteliğini zedeleyecek olaylar olmaktadır. Örneğin: Sınıflara baskınlar vapılarak. bazen elektrikler de söndürülerek ögrencı dttvülmektedir. Smıflarda bazı guruplarca ara ma yapılmakta, kendlni aratma» istemeyenler dövülmektedlrler. Kantine ve vemekhaneve eifmemiz yasaklanmıştır. Giren ar kadaşlarımız aynı guruplarca dö viilmektedır. Sınıflarda bazı kunıhış ve der nekler İçin makbuzsuz oara topianmakta, figrenciler bu derneklere üye olmava zorlanmakta, aidat ödemrvenler dövülüp tehdit edilmektedir. YönetmeüSe göre okula vaban ı cılann girmesi yasak olduğu hal de bu olaylan yaratanların çoğu yabancıdır. Bu olaylar vüzünden idareye başvuran arkadaşlar ilei görece ğine hakaret gHrmüş veya cezalandınlmıslardır. Pu olaylar için her yere başvurduk. bir sonuç alamadık. Son çare olarak size başvuruyoruz. Can rtivenngimiz saglanmadığı takdirde okulu bırakmak zorun da kalacağîz, demokratik bir ülkede yaşadıjjımızı kanıtlayacak tedbirlerin alınmasınj bekliyoruz. Erzurum KSzun Karabekir Efitim Knstitilsfl öğrencilerinden bir gunrp. Demirci Ögretmen Lisesinde can güvenliği kalmadı Demirci öğretmen Lisesi 5A sınıfında 856 Nolu parasız yatılı ögrencıyim. Okulumuzda çıkan tatsız bazı olaylar gün geçtikçe yoğunlaşmaktadır. Sorumsuzca yapılan bazı hareketlerle okumak ıçın geldiğimiz okulumuzda can gUveniigimia kalmamıştır. Her gün veni btr olayla karşı karşıya kalıyoruz. Olay yaratan şahıslar okulda elini kolunu sallaya sallaya dolaşırken hergtln suçsuz arkadaslarımız ya okuldan atılmakta, ya da diğer disiplin cezalarivle cezalandınlmakta, kaba fcuvvetle sindirme yoluna gitmekteler. Şahsıma karşı birkaç öğretmen ve de öğrenci tarafından yapılan baskı sonucu hem okul idaresine, hem de T.C. Kanunlanna urarak şikâyetimi arz etmeyi uygun görüyorum. Eğitim ve öğretimimin ve de can güvenliğimin kalmadığını T.C. vatandaşı olarak yüksek makamınıza duyurmak bir görevimdir. 26.1.1976 Pazartesi öğle tatilinde 13.40 sularında isimleri Öğretmen Lisesi'nden Ali Günaydın ve soyadlannı bilmedigim Havdar. Cendz ve Egitim Enstitüsünden Ordulu Ali ve şahsen tanıyıp ismen hatırlayamadığım Egitim Enstrtiisünden bazı öğrenciler bana hakaret ederek tizerime saldırdılar. Ellerinden fCengiz) Irurttılup dışan çıkinca da arkamdan saldınp yumrukla suratıma yurdular. Okul tdaresinden baa ÖJretmenlers durumu btldirdlğım halde beni suçlayarak oltylan ört bas etmek istediler. Bundan sonraki günierde sahsıma yapılacak herttirlü hskaret ve baskıdan sorumlu olma» dığımı a n ederim. Mehmet BOGA ÖRretmen Lisesi 5A sınıfl İlk Oeretmen Lisesi DEMİRCİ Eurovision şarkı yarışmasına katılalim 1975'de Uk kez katıiaıgımız Eurovision şarkı yanşmasında yurdumuzu temsil eden S. Yankı'nın sonuncu olması tüm mü«ikseverleri etkilediği gibi oylama günü Türkiye ulusal jüri üyesi olarak benı de çok etkilemiştl.. Zira oylama tasnifinde jüri olarak bizim yüksek puan verdigimiz birçok ülkeden Yankı'ya hiç puan çıkmamasının çok çeşitli nedenleri vardı. Ama asıl ana gaye; neticeden ziyade o yıl sadece yanşmaya katılmalc kısa da olsa milyonlarca yabancı TV seyircisine türkçe olarak sesimizi duyurmaktı nitekiın oldu da. Fakat TRT Yönetim Kurulunun 76'da Eurovision'a katılmama karannı tüm sanatçılar ve kamuoyunun tepkilerine rağmen hâlâ değiştirememesi bizce çok yanlıs. Sayın yetklliler umutrnasınlaı ki «Yanşma» her konuda olduğu gibi müzikte de en ıylyı en üstünü belirlemek açısmdan çok etkin bir formüldür. Hazır ulus lararası bir yanşma olanağımız varken ruçın sanatçüanmız Du olanaktan yararlanmasınlar?. Evet geçen sene yenildik ama, sanırım yenmesini de artık öğrenmişızdir... Arslan OZBET ANKARA Gençlik liderleri TV'ye çıkartılmalı Bundan birkaç ay önce «Üniversite olaylan ve sorunlarının çözümü» konusunda TV'de bir forum düzenlenmiştir ve bu foruma sadece öğretım üyeleri katılmıştı. Doğrusu böyle konulu bir foruma olayların kaynağı olan üniversite öğrencilerinin dâvet edilmemesini pek garipsemiştik. Şimdiye kadar egemen güçlerin etkisiyle bir takım yayın organları üniversitedeki mücadeleyi işlerine gelmediğı için hal ka kasıtlı olarak yanlış yansıttılar. Şimdi siz TRT ilgililerine çağnda bulunuyorum; İstanbul, Ankara ve îzmirdeki Üniversite Öğrenci derneklerinden davet edilen arkadaşlann katılacağı «Üniversitelerdeki olayların nedeni» konulu bir forum düzenlenmesini istiyorum. Güncelliğini koruyan Üniversite olaylannı ve nelerin olup bittiğini halkımız çok merak e^ mektedir. TV ve radyonun böyle bir girişimi kamuoyunu büyük ölçüde aydınlatacaktır. Rıza OZOD İZMİR enault Fabrikaları Genel Müdürü B. Vtrnier incelemeleri sırasında Türk yetkililerinden bilgi ıhrken Pallez Orak Renault'un motor fabrikasın dakl jörülüyor. (Fotoğraf: Sema YÜKSEL) Renault fabrikasında bu yıl 35 bin otomobil üretilecek (Cnmhuriyet Haber Merkezi) Renault fabrikalarınm Yönetim Kurulu Başarn ve Genel Müdürü B. Vernier Palliez, yurumuza gelerek Bursa'daki fabrikada incelemeler apmış, Ankara'da da resmi temaslarda bulunluştur. Ortakpazar'ın önemli simaları arasında ulunduğu bildirilen Palliez, dün düzenlediği baJI toplantısında, Türkiye'de yapılan Renault'ların i ülkedejsı Renault araçlannın en iyileri arasına yer aldığım ve yerli malzeme oramnın «kısa ir zamanda» yüzde 70'den yüzde 8öe çıkarılaıgını bildirmiştir. OyakRenault firmasmın imalât kompleksi finde bulunan «Motor Fabrikası»nı da gezen alliez, «Ortağımız olan Oyak ile bu fabrikayı urniaya karar verdigimiz zaman, başarılı olacamızı sanmıyorduk. Fabrikayı gezdiğimde isaetli bir karar aldıfımızı gördüm. imalât sagım bir şekilde yürüyor. Bu da Türk ışçisinin, eknisyenuün ve mühendisinin başansıdır» denusir. Türkiye'deki Renault fabrikasının 165 yan sanayi kuruluşuna iş verdiğini belirten Genel Müdür, «Otomotiv sanayiinde olduğu kadar yan sanayiinin de disiplinli bir şekilde çalışması zorunluluğuna» değinmiş, Bursa'daki fabrikada bu yıl 35 bin araç üretilecegini bildirmiştir. Batı Avrupa dışında ilk defa bir Renault fabrikasını ziyaret ettiğini bildiren Palliez, Türkiye'de yüzde 44 hisseleri olduğunu belirterek, «OrtaK olmak iyı bir tıcarî iştir. İyi gelir getiren bir işte ortak kalmanın menfaatimiz geregi olduğuna inanıyorum. Türkiye'deki sermayemizi çekmeyı düşünemiyoruz. Aslında, Türkiye'deki faaliyeüerimizi arttırmayı'düşünebiliriz. Bu diger endüstn dallarında da olabılır» demiştir. Bu arada, Türkiye'deki Renault fabrikasında 8 dakiUada bir, günde 140 otomobil üretildiği. ekim ayında 100 bininci aracın piyasaya çıkmış olacağı belirtilmişUr. Fabrikada topiam 2741 kişi çalışmaktadır. Okurlarımıza rG«7etemlze Ugl Röstererek sorunlannm yazmanız, s<v rnnJanmzın çözümündo aracı olma tSrevinl vermeniz biz. leri mutlu kılryor. Ancak slzlerln sorunlannııa ayırdıpım« bn köşpve ısöndertlen mek tuplann pek cocunda ad ve adres hnlunmamakfadır. Siz. lcre daha fazla yardımcı olabilmemiz Için sonınlannızı dl le ffetiren mektubunuza ad, adres ve fımanın eklemenizi rica ederiz. Bn «ütnnda vayım lanmasıru Utfüizinlz mektnıv lar içln eönderecp^niz zarf flzerine avnca «OKüTUCU MEKTtJPLART» «Szünü ekler. seniz blze daha çok yardımcı olacaksınız. Sayfi!arnnızla.7 CUMHT.*RtTET ORALOĞLUNA ARMAĞAN Saym Lale Oraloglu"nun hangi hapishanede olduğunu açıklar mısınız lütfen? Ona Amerikan pazanndan kaçak çikolata, kahve flncanı ve bir karton Kent sigarası yollamak istiyorum. Nermin ODUNCU İSTANBUL Y A t I N ; OTUN BOZULDU,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle