05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 8 1976 YEDI EĞİTİMOGRETIM TEST ÖĞRETİMt İLE AtLELER SÖMÜRÜLÜYOR Sema YÜKSEL «• stanbul'da 600 öğrencisi btüunan Kâgıthane OrtaokuI iu, oğretimini tüm olanaksızhklar içınde ikl öğret•• men ve bir müdür yardımcısıyla sürdürüyor. Okula, Kâğıthane'ye gelindıkten sonra bitmek tükenmek bilmeyen blr yokuşla çıkılıyor. Okulda ise Üikemizın geri kalmış bolgelertndeki okullarda bulunan tüm sorunlar karsımıza dikiliyor. Nişantaşlar Ilkokulu ve Hacı Ethem Üktem flkokullanyla beraber aynı binada eğıüm gören ortaokul, sağlık kurallanna da ajrkırı bir şeldlde sözde eğitimıni sürdürmeye çalışıyoı. Okulun başta gelen sorunu ögretmensizlik. Bu sorun okulda lâboratuarlann bulunmayışını, sıraların ve dığer araç ve gereçlerin yetersizliğüıi, hatta öğrencüerin herhangi bir hn«>aiiğa her an yakalanabilme kuskusunu da bir kenara itmis ve okulun en başta gelen sorunu durumuna gelmls Müdür yardımcısının ResimIş dersine glrdigl okulda bir Evlşi öğretmeni lle bir de Türkçe öğretmerü bulunuyor. Böyle olunca da 55 60 klşililt sınıflarda da ögrencilerin ders görme olanağı kalmıyor. Çocuklar da ders saatlerlnin hemen hepaini zorunlu olarak öğretnıensiz sınıilarda oyunla geçiriyorlar. Fatma Nezihe ÖZGÜR ekim 1976 tarihli Cumhuriyet'te köşede bir ilân diskatlerl çeldyordu: cAlmanca öğretim yapan İSTAJTBUL ERKEK LİSESİ, Fransızca öğreüm yapan GALATASABAY LİSESÎ, Ingilizce öğretim yapan KADIKÖY MAARÎF KOLJEJİ, yabancı düle öğretim yapan diğer kolej ve benzerı okullar ile parasız yatılı DEVLET ORTAOKUL giris smavlanna öğrencileri bazırlama amacıyla ISTANBUL ERKEK LÎSESt ÖĞBENCİ KORUMA DERNEĞİ tarafından her yü olduğu gibi bu yü da TEST YETÎŞTÎRME VE GELİŞTÎBME çalısmalan yapüacaktır.» Hemen belirtelim ki, «TEST YETİSTİRME» diye bir kavram yoktur. Zekâyı, basanyı, bilgi ve beceriyi ölçmeye yarayan (Hiçbir test, bu alanlan kesinlikle ölçemez; ancak bir yaklaşım sağlayabiiir) standart ya da öğretmen yapısı, bireylere ve gruplara uygulanan, uygulanırken özel koşullar isteyen testler vardır. özellikle «zekâ, kişilik ve yetenek testler!» ancak özel kurumlarca ve uzmanlarca uygulanır. llânda anlatılanlaruı, bu testlerle Ugisi yoktur. lşin gerçeğı şudun Bırtakım kişiler, kendilerine «TEST YETİŞTİRME» diye yeni bir iş bulmuşlardır. Başüca müşterilerini de, ilkokul son sınıf oğrencilen oluşturur. Açılan kurslarda oğrenciler yetiştirilecek ve yukarda adı geçen okulların sınavlanna hazırlanacaklardır. Kurslarda yapılanlar İse, bu işı üstlenenlerce haKrlanmış çeşitli testlerin, çocufclara, ders verir gibi sunulmasıdır. Bu testlerde objektiflik, geçerll ve gUvenilır olma gibi koşullar aranmamakta; hatta test tekniği açısmdan da yanlışlarla dolu olanlanna rastlanmaktadır. Bu durumun, kimlere ne getirdiğini arasUrdığumzda, sorunu daiıa ıyı anlayacağu. Toplumumuzda, ana babalann çocuklannı okutma ıstekleri, gün geçtikçe artmaktadır. Okur yazar oranımn ','» 5060 arasında olması, kırsal kesimde özellikle kız çocuklannın okula gönderilmemesi gibi çeliskilere rağmen; «yabancı dille öğretim yapan okullar»a lstek, her yü katlamalı olarak çogalmaktadır. Bu okullara girebilmek için de, açüan sınavlan kazanmak gerekir. Oysa, bu biraz guçtUr. ÇünkU, istekliler çok; alıoanlar azdır. ALTIYÜZ ÖĞRENCILİ KAĞITHANE ORTA OKULUNDA YALNIZCA BIR MÜDÜR YARDIMCISI VE İKI ÖĞRETMEN ÇALIŞIYOR BOTKOT rmCAKUR Bu durum, öğrencilerin canına tak etmis. Yörelerirıin gecekondu bölgesi olması, aileierinln yoksulluğu onlara, sermayelerinln yalnızca eğitim olduğunu öğretmis. Bunun bilincinde olan öğrenciler bir şeyler öğrenme çabası lçindeler. Ancak bir şey öğrenememeleri onları giderek bunalıma itmis. Okula boşu boşuna gidip gelmeleri onlan daha aktif yöntemler bulmaya yöneltmis. Oyle ki öğrervilerin birçoğu seslerinı duyurabilmek ıçın velilerle birlikte boykot önenyorlar. «Belki böylece btzlm sorunlarımızla ilgilenen oîur da. biz de herkes gıbl norm&l okuma olanağına kavuşabüiriz» diyorlar. Okulda görevlerini sürdüren öğretmenlere aynı bınada bulunan ilkokullann öğretmenleri de. bazı derslere jırerek yardımcı olmaya çalışıyorlar. Ancak okul ilgılilen bunun uzun suremiyeceğinı blldlrerek, «Brans der»l öğretmeni olmayınca, bu öfretmenlerin eğitiml de elbette yetersiz kalıyor. Bu ögretmensizlik sorunu her yü vardı. Ancak bu yılki kadar ilgisiz kalmamıştık» diyorlar. öğretmenler ortaokul öğrencilerinin acınacak durumlanns bir çare bulunmasını ıstiyorlar Bunun için de sorunlarına blr an önce çözum getirilmerini. eğer tüm bu sorunlara eğilinümek tstenmlyorsa tek çıkar yol olarak okulun kapatümasım öneriyorlar. Gerskçeıerî ise şöyle: «Çocuklanmız ya ortaokula gidiyoruz diyerek. hiçbir bilgı öğrenemediklerl bu yere gelmekten kurtulacaklar, ya da her ögrenci gıbi normal bir öğretime kavuşacaklar. Püj ÜNİVERSİTELER nayasa MahJcemeslrrln Iptal ettiği üniverslteler Yasası yerıne yenl bir yasa ytlrürluğe gırmeden, jptal edı.en maddeler ıçın tanınan geçici süre 3 aralıkta dolmuştur. Anayasa Mahkemeainin Üniversitelerden açılan davalar üze rine, bazı maddelerlnl hemen, bazı maddelerinı bu yıllık geçiş süresi tanıyarak ıptal etıği ya&ada ki boşluklan dolduracak, yeni bir yasa ytlrürlüğe sokularnamıştır. Anayasa Mahkemasi 1975 yılında Üniversıteler Yasasının birçok önerra maddesini iptal ederkcn, yeni blr yasanın hazirlanmasına olanak tanımaJı amacı lle, özelllKle boşluk doğacak maddeler içın bu yülık geçiş süresl tanımıştır. Ancak ne Mıllî Eğitim Bakanlıguun, ne de MC hükümetlmn bu konuda önemli bir glrişiml görülmemiştir. MUÎ Eğitim Bakanlığı, Sadı Irmak mTicürneti dönemınde hazırlanımş bir taslağı (ki bu çalışma Ecevit hükümetl döneminde başianmıs bir çalışmanın içerigı yozlaştırüarak değıştirilmiş şek lidir) kendi çalışmalan imış gibi ortaya atnuşUr. Ünlversiteler kendi içlerinde bazı hazırlıkOar yaparak Uruversite'erarası Kurula ıletmi^tordır. Tüm Öğretım Üyeleri Derneği Üniversiteler Yasası hazırlanırken uyulması gereken ilkeleri kapsayan bir haarlık yapmıstır. TÜMÖD Trabzon Şubesi Ünlversiteler Yasasının tümünü tçeren bir hazırlık yaparak ilgililere iletmiştir. Oniversitelerarası Kurul tarafından hazır.'anan taslak M111I Eğitim Bakanlığına gOnderllmişse de Bakan lık bunu dikkate aldıgı var sayılamıyacak bir metnl hükümete vermlştir. MC nükümeti de buna dayanarak TBMM'ne blr yasa tasansı göndenni? tir. Son günlerde, bu tasannın da TBMM'nden gerl aliudıgı söylenmektedlr. Sonuç olarak Unlversiteler Yasası'nın ipta.1 edllen maddelerl yerlne geçecek blr yasa yUrürlüğe konulamamıstu. 3 Ara lık 1976 tarlhlnden sonra Ünlversitelerimiz birçok çauşmalannda boşluklarla karşılasacaklar, za ten yetersiz olan bir yarımyasa ıle ça.lşmaiarını sürdürmeye çalısacaklardır. Anayasa Mahkemesinln anılan ve 3 Aralık 1975 tarihU, 15431 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan kararı geregince yapılan tek olumlu gellsme Atatürk Üniversitesinın, 82. maddenln iptalıne üskln olarak özerlc statüye geçmesl olmustur. Aynı maddeye göre, özerk yönetlme geçmesi gereken Karadeniz Teknik Üniversitesi İse, Anayasa Mahkemesinin kararına rağ men, bugüne kadar özerk yönetime geçmemişür. • • • YASASININ BİRÇOK MADDESİ BOŞLUKTA KALDI ömeğin; Kadıkoy Anadolu Lisesi'ne bu yıl 15 bin öğrenci basvurmus; ancak 180 kişl alınmıstır... Universite ve yüksek okullara başvuranlarla (300 blnden fazla) alınanlar (60 bin dolayında) arasmdaki farkı, burada da görmek olasıdır. Dikkatl çeken başka bir belirtelim: durumu da hemen A liğinin, öğrenim ve öğretimin gereksindiğJ »ivasal baskılardan ıızak blr özgtlrluk havası içınde gerçekleşmesıne elverış.i olmadığmdan, bu üniversitelenn varhklarını bilim ve yönetim özerk liğine aykın bulunan kuruluş hükümleriyle sürdürmelerıne olanak yoktur. (m. 82) Anayasa Mahkemesinin Ort a Dogu Teknik Ünl versltesi Yasasına yönelik lpta." karan İse aşagıda özetlenen sonuçian dogurmaktadır: 1 ODTÜ öğretım üyelerini, üniversitelen ıle iliskilerinde »e uyuşmazlıklannda Szel hukuk hü kümlertne bajlı tutma, universite yönetiminln öfretim üyeleri hakkında a.'acağı kararlara karşı açı lacak davalarda idarî yargı yolunu kapama E»nu cu verir ve durum, idarî kararlan ıptal «Hlebilir olmaktan kurtararak Danıştay'a başvurma olanagını yok eder. Bu nedenle Anayasanın 114 ve 140 maddelenne aykırıdır 2 Mütevellt Heyetuıin universite öğretim Üyo rerıru atama, surelerini uzatma veya uzatmama, görevlerine »on verme gibl yetkileri öğretlm Uyehğinln bilimsel özgürlügünü, görev ve meslek güvencelerini, «erbestçe arastırma re yayında bulun ma haklanm. öğretim yapma yettilerini zedeler re ortadan kaldınr nitellkte o.'duğundan Anayasa nın 12. ve 120. maddelerine aykındır. 3 ODTÜ'nin yeni blr yasama tasarrulu lla ozerklik ilkelerlyle bağdasan yeni bir düzenleme içine konulmuına hiçbir AnayaMl engel yoktur. Üniversiteye glrls sınavmda basan gösteren öğrencllertn okuduğu okullar, çoğunlukla bu tür okullardır. Bunlann olması da doğaldır. Her türİU olanaklara (öğretmen, laboratuvar, araç gereç, çevr» koşullarına) sahiptirler. Aynca; yukarıda da değindiğimiz gibi, bunlar, ortaöğretime de sınavla alınmışlardır. Yanı, zayıf olanlar elenmls; güçlU olanlaj yetiştirilmiştir. Burada, arastırahm: kimlerin neden güçlü olduklaruıı kulun açılması Içln y^pılan toplantıda, blnasının yetersizliği tartışma konusu olunca. biliritışi raporu lstenen ve olumsuz rapor tizerlne de bugüne kadar öğrenime açılamryan Galatasaray îsletme Yükselc Okulu ögrencüeri olayı ve yönetlmi protesto etmişlerdlr. O Bu güçleri zekâ, bilgi, yetenekleri yönünden midir, yoKsa ekonomik yönden Biidir? Bilgi ve beceriden başka, zekâ ve yeteneğin 'deÇBvre üe çok sün ilisiisi olduğu bir gerçektir. Çocuk, ana karnına dustüğU andan beri iç ve dıs çevrenin etkisı altma girer. Beslenme yetersizliği, geçiri'.en hastalıklar, doğum öncesi ve sonrası çocuğun zekâsuıı ve tüm gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Buna, ılk çocukluk yülarmda «ailenin bilgisizliği, sosyal gelişmerun yetersizliği de. eklenir. Bu durumda: Sosyoekonomik yönlerden geri olanlann yani EMEKÇlLERlN çocukları temelde «ekonomik güç» yüzünden elenmektedirler. Oysa bu basansızlık, tembelük diye yansıtüır çoğunlukla.. Bütün bu olumsuzluklann Ustüne, bir de «test yeMstirme (1) sorunu eldenmektedir. Parasal varlığı yennde olan aileier, çocuklannı bu tür kurslara yollamakta, ya da özel dersler aldırmaktadırlar. Bu isi yapanlar ve yaptıranlar, tatlı bir çıkar aUsrerişindedirler. Bir tarafm, çocuklan okullara glrecek; diğer taraf ise para kazanacaktır. Ustelik, bu iş, çok kârlı bir duruma da geçmisür. Piyatlann korkunç düzeylere ÇLktığı, paranrn değerinin giderek azaldığı bir ortamda, orta öğretimde çalışan bir öğretmene, bir ders saatine karşüık 10 lira 75 ks. verüirken, bu dersler saati 150200 liraya verUmektedlr. Bazüarı, beşaltı çocuğa bir arada ders \ererek, saat ücretlerini bin liraya kadar yükseltmektedir. Bu tatlı kârlan gören bazı «okul koruma demekleri» de, «test yeöştirme (!) kurslarmı körüklemektedirler. Durumu pek elverişli olmayan aileler de çocuklannın hatın için bu işe katlanmaktadır. Toplumun her keslminde görulen soygun düzeni, bu alanda da kolayca işlni yürütmektedir. Şimdi, akla bir soru geliyon Bu işleri yapanlar kimler?.. îlkokul öğretmeninâen, yüksekokul ve universite öğretım Uyelerme kadar; eğitim ve öğretimle uğraşanlann bazüan; bunlardan başka kendini bu alanda uzman (!) gören herkes. Ömeğin; mühendisler, yabancı dil bilenler, iktisatçüar ve benzeri içinden de bu işle uğraşanlar çıkıyor. Sorun, kişüerin bu işl yapıp yapmamaları ile çözülecek değildlr. Eğitim • öğretim işinin, bu çıkar gruplannın isteklerine göre sürdürülmesi devam etmektedir. Bakanlığm, haziran ayına konan kurslar ve sınavlardan sonra, eylül ayına da sınav koyması, «özel dersaneler»in ekmeğine yağ sürmektedir. Ozel dersanelenn bu işlerden ne kadar kazançlı çıktıkları, gazetelere verdikleri üânlardan <ia anlaşümaktadır Oysa; bu kurslara, dersanelere ve özel derslere verilen paralarla, birçok okul yaptırılabilir... Universite gırış sınavlannın sonuçian ve bu tür (yabancı dille öğretim yapan) okullara girenler incelendiğinde; başka bir durum da aydmlanmaktadır. Yabancı dil öğrenimi ve yüksek öğrenim, egemen güçlerin tekeline girmekte; «halk çocuklan»na bu kapılar iyıce kapanmaktadır. Aslında bunlar, halk çocuklanna pek açümış da değildir. TJfak bazı paylar verilmiştir o kadar... Giderek, egemen sımflar bu paylan da çok görmektedirler. Doğaldır da... Çünkü; çelişküer artmakta, sınıflar arasmdaki uçurum derinleştütçe smıf biluıci de yaygınlaşmaktadır. Zaten, yabancı dü öğretimı ve ünıversitelerin bugünkü durumu, halk yararına işiememektedir. özellikle «bu tür» yabancı okullar, Milli Eğitimımız için utanç vericidir. Üstelık mllliyetçüik taslayanlar, bu işIeri Amerikalı uzmanlarm görüşleri, Avrupalüann isteklerine göre düzenlemektedirler. lşin başka bir acı yam da şudur: özel derslerle, kurslarla egemen güçlerin hlzmetine koşan, onlarm çocuklan için kulköle olanlann çoğunlugunu, halk kesiminden çıkanlar oluşturur. Bunlar emeklerinl egemen güçlerin hizmetine sunarken, smıflaruıa ihanet ettiklerinı unutup aldıklan paylarla avunurlar. Düzendeki bozukluk, yozlaşma sürüp giderken «bu düzenden yararlanma, çıkannı düşünme, ne olacak zenginin parasını alıyorum gibi» aioınmalar, ihanetleri affettirmeye yetmeyecektir... Halkımız adma bu davranışlan kınıyoruz. Cünkü, önemli olan, bu tür işlerin, bu kişilere ne getırdıği değil; toplumumuza ne getirdiğidir. Halk çocuklanna «imkân ve fırsat eşitliği» sağlayan Eğitim Düzenı, «bozuk düzen» jiküdıktan sonra, elbette kurulacaktır. Genç Işletmecller Dernegl adına ögrencilerin yayınladıkiarı bildiride, okul idaresı ve yetkililer gelışmelere seyirci kalmakla suçlanmif, binanın yetersiz olduğu gerekçesı ile o kulun açumasmuı 1 kasundan bu yana, öğrencılere berhangi bir bilgi verümeden hafta başlarında ertelenmesi eleştirümiştlr. Yıllardır blr handa öğrenimin sürdürüldügU ve okul »orunlarına bir de çöıüm aranmadıgı belirtilen bildiride ozetla »öyle devam edilmektoâir: «Okul ıdaresl ve Akademi Senatosu (Bayram Gazeteslnde) büyük blr kltlenin haberdar olamıyacağı bir Uanla, billrklsi raporuna dayanarak, gülünç bir kararla yenl ksyıt olan birinci sınıf ögrencilerini, ÎTÎA'ya bafh diğer tüm yüksek okullara dağıtacağını bildirmiştir. Faşist MC'nin bılinen egitim politikası dofrultusunda, yüzlerce öğrenciyi sene başında okulumuza kaydedip. şimdi de bu arkadaşları diğer yüksek okullara dağıtmayı düstinen ıdare ve akademi senatosu sorumsuzluklanna bir yenisini daha eklemistir. Okul Idaresl re Akademi Senatosu binanın yetersiz oluşunun külletini, birinci sınıf ögrencilerini diğer okullara dağıtarai: ve okulurmızdaKi öğrenlmi dönem kaybı pahasına ertelrjrerek, Ögrencilerin üzerine yükleyemez. Okulumuzun ve tüm yüksek okullann sorunlannın kaynağı olan 1472 aayılı yUkMk okıülar yasası kaldırılmalı, okulumuz elverişll bir blnaya taşmmalıdır. Yeni kaydolan ötrenciler dağıtılmadan öğrenim en kısa sürede başlatümalıdır.» Anayasa Mahkemesi 16 ağustos 1976 tarüıli, 15679 sayılı Resml Gazetede yayımlanan diğer bir karanyla da Ortadoğu Teknik Üniversite«i Yasasının Krnl maddelerini Anayasaya aykuı bulmus, Mütevelll Heyetinln yetkilerlnden Anayasaya aykırı olanlan ıptal etmisur. Anayasa Mahkemesinin Üniversiteler Yasasmın hukümlerini ip tal eden ve tümü yürürlüğe giren karan karşı smda özellkle asagıda belirtllen konularda «ürekli sorurüarla karşüaşmak söz konusudur: 1 Üniversltelerde «Ort ve adetlerine bağlı» gençler yetistirme Anayasaoın Başlangıç Bölümü ıle 2, 3, 21 ve 120 maddeleri hükumlerini zedelediğinden ve bu madde.'erde benimsenen temel ilke lere ters düstügünden, üniversitelere böyle bir gttrev verilemez. (m. 3) 2 Yüksek. Öğretlm Kurulunun Anayasanıa 120. maddesindeki esaslan zedeleyen ve ünlversiteler haklundaki yöneümsel ıslemlerdeki yetkileri geçersizdtr. (m. 5, 22, 38, 74, 43, 52, 56) 3 Milll Eğitim Bakanının üniversiteSr üzerindeki devlet gözetim ve denetimini devralmasl olanaksızdır. (m. 8) 4 82. maddenin iptalini öngören Anayasa Mahkemesi kararı karşısuıda, artık ozerk tüzel kışiUğe sahıp olarak öğretim çaüsmalan yapması ge reken Karadeniz Teknik Ünıversitesi, Üniversitelerarası Kurulda ancak bu sıfatla temsi.'ci bulundurabilir. (m. 10) 5 Asistanlığa atanabilmek için «görev alacağı billm daluıda doktora veya tıpta uzmanlık diploması almış olmak» koşulu üJse gerçekleri üe bagdaşmaz. Özellikle Anayasa'nın 50. maddesindeki .halkın ögrenim ve eğitun ihtiyaçlarını sağlama devleun başta gelen ödevlerindendir» kuralına aykın düşer. Bu düzen.eme ünlversite öğretim üye liği meslegınl varhklı aüelerin tekeline götürdüğünden Anayasanın eşitlık, sosyal adalet ve ulusal dayanışma ilkelerine ters düşer. Universite öğrencüiği sırasında disiplin cezası almış oinai, yar gı yerinin karan olmadığı halde sadece Universite Yönetim Kurulunun saptamasıyla gösteri, propa ganda ve eylemlere katümış görunmek asistanlığa atanmayı önleyemez. (m. 29) 6 Bazı sürelerin dolmasıy;a asistanlann görevlerinln son bulması, serbest çalışma ve araştırma güvencesuu yok eden ve hukuk devleti llkeleriyle bağdasmayan bir tutum olduğundan geçersizdır. (m. 30) 7 Kolluk gücünün, işlenmiş bir suçun takibine, delillerin elde edilmesine, faiL'erin kovalanmasma yönelik •adli kovuşturma» yaparken bu belirll sınırı aşması, yetkisini başka alanlara taşırması diısünülemez. (m. 66> 8 ÖğrencL'erden universite ögreniml karsılığında ücret alınamaz. (m. 73) 9 Karadeniz Teknik ve Erzurum Atatürk Üniversitelerinln hukuksal yapılan, Anayasanın 120. maddesinde belirtilen yönetim ve bilim özerk Galatasaray Işletmecılik Yüksek Okulu öğrencileri okulun Öğrenime açılmamasını protesto ettiler OKUIUN HAN KAPISINDAKi LEVHASI TEZHİP VE ESKİ YAZI KURSLARI DÜZENLENİYOR eçtiğlmiz günlerde Kültür Bakam Rıfta Danışman, Konservatuvar'da yaptığı bir konuşmasında, Istanbul Devlet Konservatuvarmda «Tezhlp ve Minyatür Sanatlan» konulu bir kurs açıldığım açıkladı. Konusmasuıda •Türk tarihinin 50 yı^a sığdırüamıyacagı» yolunda ilginç G gerçekleri de belirten Danışman, «tezhip> öğrenmenin erdemlerini uzun uzun anlattı. Konservatu var'da açılan bu kurs, Kültür Bakanhğımn bu yü sonunda açtığı 100. kurs oluyor. Önümüzdeki ay içinde başlayacaklar da ayn. Bu kurslar arasında en Uginç olanlan, yu karda sSzü geçen «Tezhip ve Minyatür Sanatran» ıle SUleymaniye Kütüphanesinde çalısmalan surdürülen «Eski yazılar» adlı kurslar. Bir de Konya'daki, Kültür Bakanlığına bağlı «Kuran Kurslan. var ki baslıbasına bir konu. Bakanhğın bütcesi lle doğrudan Llşkili bulunduğundan, yasalara göre, açılması düşünülen kursl&nn, başlama tarihinaen bir yıl önce sapta nıp, gelecek yılın programı kapsamma alınması gerekmektedir. Oysa bu yüz kursun tümü de bu yıl içinde karara baglanıp yasa ve kural dısı o.'arak baslatılmıstır. Bütçe kapsamma alınması da bu koşullar içinde ancak gelecek yıl mümkün olabilecektir Yasa dışı yollarla yürürlüğe sokulan ve bilerek çok aceleye getirilen bu kurslar neyi amaçimaktadır? Dünyanın ner yanında bu tür çalışmaların aka demılerce yapıldığı billnıyor. Bu isin bir sertifika degil, bir uzmanlık ve uzun yıllar eğitim görmenin gerektirdiğl apaçık. Görülduğü gibi olay, MC ilrtldannm eğitimin her dalında yürUttüğü gerici politikamn, kimsenln gözüne çarpmayan konularda da sinsi uyguSınmasından ibaret. Böylece sureti haktan görtlnerek ge rici eğitim kurumlaşıyor. Bakanlıklar, amaçlannı, kendilerine karşı çıkmayacak kunımlar bünyesine sokularak gerçekleştlrlyorlar. Yoksa müzisyen yetiştiren konservaruar'da «Halka açık Tezhip kurs larunın ne işı var? Bir fcitaplıkta, uzmanlar yetiş tirünesl gerekirken (kaldı ki uzmanlar kitaplıklarda değil. okullarda yetişir) Niçin «halka» eski yazı ögretiliyor? Bu sorunun yanıtlannı lise tarih kitaplannd&kı Abdülhamld övgUlerinde aramalı. K ıbns'taki muhalefet partileri. Türkiye'de yayınlanan yeni ders kitaplarının I^ıbrıs Türk Pedere Devleti smulan içindeki ortaokul, lise ve dengi okullarda okutulmalarma karşı çıkmıslar; «Bu tür ders kitaplannı onaylamadıklannı» açıklamışlardır. Toplumcu Kurtuluş Partisı (TKP), CTP fCumrıurlyetçi Türk Partisi) ve Halkçı Partl (HP), aynca, ülusal Birlik Partisi (UBP) hükumetine. yenl Ktaplarm öngördügü eğitim biçimini onaylayrp onaylamadığm» açıklama çağınsmda bulunmuşlardır. «Eğitimin propaganda aracı olmaması gerektıgi ;nancı»m belirten parti genel baskanlıklan, «Çocuklara nelerı düşüneceklerinin değil, nasü düşüneceklerinin öğretılmesi gerektiğını» savunmuşlar; «Oluşum halinde olan beyinleri bir Ideoloji, hem de bilim dışı bir ldeoloji ile koşullandırmak, cinayet kadar büyük bir suçtur.» demişlerdir. HP Genel Başkanı Alper Orhon ile CTP Genel Başkanı Özgür, «Kıbns Türk Toplumunun kendi koşul ve gereksinimlerine göre bir eğitim anlayışı getirilmesi gerektiğini» de savunmuşlardu. îzzet Rıza YALJN Kıbrıs'ta da çağ dışı ders kitaplarına karşı çıkıldı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle