Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
c Ekonomi Ekonomi Ekonomi Ekonomi Füsun ÖZBiLGEN Ekonomi Ekonomi... Ekonomi Ekonomi «... Ekonomi Ekonomi 'Filipinler'de kurulmuş olan serbest bölgeler gibi bir uygulama Türkiye'de Türk Alman işbirliğine yararlı olabilir.. TORKFYFDEKI YATıRıMıARıNı YETERSiZ BUIAN ALMAN 5ANAYİC LERİ. «ORTAK YATIRIMUR. İÇİN HiÇBiR KOJUl ARANMAMASINI VE GEIECEGE iliJKiN «CÜVENCELER. İSTİYORIAR £%t%t% â S&?111 Tabancı SerK / / 4 n^yeyl Teşvık Ka" " • • * * nunu çerçevesinde Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı sermayeli firmalar arasında ABD'den sonra ikinci sırayı Federal Almanya sermayeli fir malar almaktadır. 1975 yılı so nu itibariyle Federal Alman sermayesinin Türkiye'deki yabancı sermaye içindeki payı yüzde 15 olarak saptanmıştır. Federal Al manya'dan transfer edilen sermaye ile yapılan yatınmlar içindeki yabancı sermaye oranı ise ortalama yüzde 49,5'tur. Yetkililer, bu oranların saptanmasında sadece Federal Almanya'dan gelen sermaye miktarının hesaplan dığını, asıl merkezi Almanya'da olan bazı şirketlerin diğer ülke lerdeki şubelerinden getirdikleri sermayelerin de hesaplanması ha linde bu oranın daha da yüksele ceğini belirtmektedirler. Türkiye'ye Tabancı Sermayeyi Teşvik Kanununa göre en fazla lermaye getiren ve kâr transfer 6224 sayılı Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu'na göre Türkiye'de faaliyette bulunan Federal Alman firmaları Tabancı tutan FtRMALAB TL. AgTO Merck Z1rai Mtieadeie îlâelan Um. Şti. fi.000.000 AEG Eti Elektrik Endüstrisi 30.600.000 Birleşik Alman llâç Fabrikaları Lim. Şti. 20.522.000 Bayer Tarım tlâçlan San. Lim. Şti. 42.000.000 Bayer Türk Kimya Sanayi Lim. Şti. 7.200.000 Derbr Plastik Fab. A. $. 3.841.277 Kortenbach Istanbul Şemsiye A. Ş. 5.000.000 Mannesman Sümerbank Boru Endüstri. T.A.Ş. 28.312.870 MAN Kamyon Otobüs A.Ş. 8.150.0O0 Makina ve Takım Endüstrisi A.Ş. 6.517 500 Muş Meyan Kökü San. ve Tic. A.Ş. 6.264.000 Mototrak Motor ve Traktör Tic. ve San. A.Ş. 3fi.000.000 Robert Bosch Türk Motorlu Araçlar San. A.Ş. 24.455.400 Siirt San. ve Tic. ve Turizm A.Ş. 6.264.0PO Simko Ticaret ve San. A.S. 6.885.000 Sifaş Sentetik Ipîik Fab. A.Ş. 12.043.200 Turyag Türkiye Yafc Mamulâtı San. A.Ş. 23.2f.2000 Tohum Islah Üretme A.S 1.020.000 Türk Hoecsht San. ve Tic. A Ş. 1S.8S5.000 Türk Henkel Kimyevi Maddeler San. A.Ş. 3.000.0M TUrk Alman Turizm A.Ş. 25.500.000 Van Laek Vd. Şti. 5.440.000 Otomarsan Otobüs ve Motorlu Araç A.S. 112.200.000 TOPLAM 437.330.000 Toplam Sermaye TL. 12.000.000 60.000.000 2S.460.00O 42.000.000 7.200.000 9.867.000 10.000.000 49.550.000 27.0OO.OOO 25.0O0.0OO 24.000.000 72.000.000 40.759.000 24.000.000 13.500.000 104 000.000 40.000.00fl 2.000.000 18.000.000 4.500.00O 37.750.000 2;.3.0O0.0OO 882.606.000 Yıbancı S e n n a v e oranı 50 51 77,5 101) 10fl 38.9 50 57,1 30,2 26,1 26,1 30 60 26,1 51 11.6 58.1 51 fifi.6 67.5 68 44 49.5 R.ooo.oon eden tllkelerden blrl Almanya olduğu halde bu miktarı az bulmakta ve antırmak üzere girişimlerde bulunmaktadır. Türkiye'yi ziyaret eden Alman firmalarından 40 kadar temsilci, Türkiye'deki Alman sermayesini çok az bulduklannı ve arttırılmasıru istediklerini açıkça üade etmişlerdir. Büyük Alman firmalarımn tem silcilerinin Türkiye'yi ziyareti, Avrupa Ekonomik Toplulugunun ve Batı Avrupa sermayesınin Türkiye planımn bir parr.ası olarak nitelenmektedir. Ortakpazar ülkeleri, Türkiye'nin AET' den istediği tavizler karşısmda, temel istek olarak uzun bir sü redir Türkiye'deki yabancı sermaye miktarının arttırılması ve Avrupa sermayesi ile Türk sermayesinin ortak yatırım yapması ünerilerinde bıılunmuş'.ardır. Türkiye'nin de ikili temasiarda Ortakpazar temsilcilerinin bu önerilenne karşıhk «serbest Dölge» uygulamasından soz ettiklori öğrenilmiştir. Hiçbir koşul aran maksızın Türkiye'de faaliyet gos termek isteyen Avrupa sermaye si, Türkiye'nin serbest bölge önerisini «çok uygun» bulmuştur. Nitekim, Türkiye'yi ziyaret edpn Alman heyetinin ba.şkam Dr. Hans Guenther Sohl, «Türkiye do serbest bölgelerin kurulması c;ok iyi olur. Filipinlerde de kuruldu. Bu uygulama Türk Alman eko nomik işbirliğini geliştirir» şeklinde konuşmuştur. Ancak, serbest bölge uygulama sını başlatacak olan tüzük, MC partilerı arasında görüş birliğine varılamadığı için yayınlanamadı ğından Alman heyeti, temasıann da serbest bölge uygulaması dışındaki yatmmlar konusu üzerinde de önemle durmuştur. Heyet üyeleri. 6224 sayılı yasanın değişip değişmeyeceği, gelecekte bu yatınmlann millileştirilmesine karşı güvence verilip verilemeyeceği gibi konularda kesin görüş sahibi olmak için çalışmışlardır. MC'nin Alman heyetinin soruları karşısmdaki tavrı ise ram bir keşmekes içinde görülmüş, Dışişleri yetkilileri Almanya'nın Türkiye'deki yatınrolarını arttırmasını arzuladıklarını ve maü yardım istediklerini belirtirken, MSP'Ii bakanlar ve kamu görevlileri teknolo.jik yardım ıste mişler, Devlet Planlama Teşkilâtı yetkilileri ise Türkiye'nin ıhracat şartı olmadan yabancı sermaye istemedigini bildirmişlerdır. "YABANCI SERMAYEYE KAPI AÇMAK,, SORU Bu hafta başmda Almanya' dan 40 kişiîik bir Iş adamlan grubu Türkiye'ye geidi ve ortak yatınmlar yapmak üzere Türk yetkilileri ile görüştü. Siz, CHP'li bir iktisatçı olarak bu gelişmeleri nasıl karşıjıyorsunuz? Bu guisimler CHP'nin öngördüğü «üçlüişbîrîiği» girişimlerinin fBatı teknolojisi • Türk işgücü Arap sermayesi) bir başiangıcı sayılabilir mi? Yoksa farklı bir şey ınidir bu sizce? ÜSTtNEL Almanya, Türkiye'nin normal döviz gelirlerinin yüzde ellisini sagiadıği ve yakın ılişkiler ktırdugu önemli bir ülkedir. Aynca Türkiye ile Al manya arasradaki ekonomik ilişkilerin bugünkü düzeyin çok üzerme çıkarılması olanakları da vardır. Koşulları iyi saptanırsa bu ilişkilerin «Ortak yatınmlar» bıçıminde geliştirümesinden de he: :k: ü!ke büyük yararlar sağiıyabiür. AJman iş adamlan ile yapılan görüşrneler CHP'nin öngördüğü «üçlüişbirl:ğ:»nin. ya da «üçgenstratejisi»nin b:r uygulaması sayılamaz. Bu girişimler «klâsik» anlamda bır yabancı seımajreye kapı açma girişımi gibi gözükmektedir. Üstelik. Almanya'da çalışan Türk işçilerini ger: gönderebilmenm bir gerekçesi olarak hazırlanmaktadır. Bu yönüyle de son derecede büyük sakıncalar taşıyabüir kanısındayım. Çünkü, Türkiye, sözü edilen «ortakyatırımlar» yapılsa ve başanya ulaşsa bile, daha ıi7unca bir süre yurt dışındaki işçi sayısını azaltmamaya dikkat etmek zorundadır. SORf Peki. sayın Üstünel. öyleyse CHP'nin geliştirdıği «üçgen stratejisı» nedır? Nasıl bir uiuslararası işbirliğini amaçlamaktadır? Ve bundan Türk ekonomisine, Türk halkına ne gibi yararlar sağlanması umulmaktadır? ÜSTÜNEL Bilebildiğim kadarıyla anlatmaya çalışayım. 1974 yılında CHP hükümett« iken Sayın Ecevit tarafmdan oluşturulan üçlü işbirliği ve ortak yatırımlar stratejisinin temelinde 1973 Petrol Bunalımınzn dünya ekonomisi ve Türktye üzerir.de yarattığı olumsuz etkiler ile bu etküerin Türkiye açısından ortaya çıkardığı yenı gelişme ve işbirliği olanakJarı yatmaktadır sanırım. Ortadogu ülkelerinin yıllık dışalımları bırden bire 50 milyar doların üzerine fıriamıştı ve onların istemierini kısmen oisun karşılıyabilmek iç:n Türkiye, gerekirse ileri teknoloji ülkelerıyle de işbirliği yaparak, ekonomik alanda ileriye doğru bü\ük bir sıçrayış yapabilir ve bu tarihi fırsatı değerlendirebilir diye düşünülmüştü. II CHP ve üçgen stratejisi üzerme fl Federa! Alman sanayicilerinden oluşan 40 kişilik bir heyetin Türkiye'yi ziyaretıyle ilgili olarak CHP'nin ekonomik dampanlarından Istdnbul Senatörü Besim Lstunel ile yapılan bir konujmayı sunuyoruı şimlerin önemli düzeylere çıkması sö« konusu olacaksa Kalkmma Planımızın diğer kesimleriyle bağlantılarınm da düsünülmesi ve özellikle sanayileşme stratejimizde «içedönük», yani ithal ikâmesine agırlık veren sanayileşme yerine ya da onun yanmda .dışa dönük» sanayileşme çabalarına daha büyük ağırhk verilmesi gerekecektir. Bence Türkiye 4. Pian döneminde nasıl olsa bu yola gitmek zorundadır. Dolayısıyla «üçgenstratejisi» bize bu yönde gerekli yapısal değişikliği daha kolay gerçekleştirme olanaklan sağlıyabilecektir. SORL' «Üçgen stratejisi» ile doğacak yeni kesimin önemi ve ekonomi içindeki payı ne olacaktır, size göre? ÜSTÜNEL Bu kesimin öneminl ıki faktör beiirleyecektir bence.. Bıınlardan biri ilgili ülkelerdeki siyasal iktidarların tutumu. İkincisi ise bulunabileeek ortak yatırım projelerinin sayısı ve ekonomik çel:icili?::dir. 1977 seçimlerinden sonra Türkiye'de CHP iktidara gelır ve siyasal istikran sağlarsa, bir süre sonra bu girişimler hızla gelişebilir ve Türk ekonomisinın istihdam sorunu da, dış ödeme darboğazı ile ilgili sorunlan da çözüm yoluna girebilir. Hemen belirtmem gereken önemli bir nokta da sudur: Biz CHP olarak hiç bir zaman Türkiye'nin ekonomik kalkmmasmda asıl görevi bu girişimlerden bekliyor değiliz. Türkiye'nin ekonomik ve sosyal geliçmesinde iticı güç, ana dinamikler kendı öz kaynaklanyla yaratılacaktır. Çeşitli alanlarda düzen değişiklığı programları bu amaçla hazırlanıp uygvılanacaktır. «Üçlüişbirliğinin» yaratacağı olanaklar «demokratıksol» gelişme stratejisinin başanya ulastınlması amacıyla ve o ölçüler içinde bir çeşit «yanitici güçler» olarak değerlendirilecektir. SORU Dışa bağımlıiık sorunu nasıl çözülecek? Bu girişimler bizi daha çok dışa bagımlı duruma getirmiyecek mi? ÜSTÜN'EL tJTetim ve gelir düzeyl artan her ülke gibi Türkiye'nin de dış ekonomik ilişkileri gelişince «dışbağıntıları» yani karşılıklı bağlantı ve ilişkileri artacaktır. Ama. bu ilişkiler iyi düzenlenir ve «çokyönlü denge» ilkesine göre hareket edilirse Türkiye dış güçlere karşı daha bagımiı değil. bugünkünden çok daba az bagımlı bir ülke durumuna getirilebilir. Herşeyden önce, Türkiye dışardan borç para almak için avuç açmaktan kurtarılabilir. Birçok temel roallar ve yatırım mallan için di5 Ülkelere b»glı olmaktan kurtanlabilir. Başta Almanya, İsveç, Norveç re Japonya olmak üzere işbirliği yapabileceyimiz ilerı teknoloji ülkelerinin bilgi. teknoloji ve pazarlama gücünden yararlanarak, gereken ölçülerde Ortadofu ülkeierinin petrol dolarlarından ve gelişen iç pazarlanndan yararlanarak, Türkiye" de Türk işçisinin, mühendıs ve teknisyenlerinin emeği ile kurulacak ve öncelıkle iç kaynakları değerlendirip geliştirecek. «dışadönük», genış ölçekli ve etkın üretün kapasitelerinın yaratılmasml amaçhyan bu «üçlüişbirüği» stratejisi, kanımca, hem Türkiye açısından, hetn de öteki üye ülkeler açısmdan büyük yararlar saglıyabilecektir. SORt Bu üçlü ortak girisimlerin Türkiye'nin Kalkınma Planı ile bagdaşması nasıl sağlanacak? Sanayileşme stratejimizde buna göre bir değişiklik yapılması zorunlu olmıyacak mı? ÜSTÜN'EL Hiç kuşkusuz bu glrt Devlet borçlarının faiz ve hizmet ödemeleri, ihracat gelirinin yüzde 10'una ulastı MERKEZ BAHKASINDAKI AITIN VE OÖViZ MEVCUDİİ, ANCAK iKi A f ü K İTHALATl KAR^ILAYABilECEK DÜZEYM. PLANLI DÖNEMDE ALMAN SERMAYESİNİN PAYI ARTTI Uluc GÜRKAN T T ürkiye'nin «tovlet borçlanyla UgiU faiz v* hianet ödemelerinin bu yıl ihracat gelirlerinin yüzde 10'una ulaştıfı, bu oranın 1977'de ylizde 151 bulacağı açıklanmıstır. Uiuslararası Para Fanu (IMP), DUnya Bankası ve Uiuslararası ödemeler Bankası (B1S) kaynaklanna dayanarak Eoromoney dergist tarafından yapılan dejerlendirmede, Türkiye, Güney Kore ve Günsy Afrika tle blrllkte, dövi» geUrîerine oranla en agır borç yükil alandafci üç ülke arasında yer «lnustır. Deterlendirmede, Türldye'nin Dörize Çevrilebilir Mevduat hesapîan kanalıyla yaptığı borçlanmalar, Merk«s Bankası'run €Kur garantisini» taşımalanna rağmen, dikkate alırnnamıştır. Kısa vadeli ve yüksek faizü DÇM borçlannın eklenmesiyle Türkiye'nin yükü bir kat artmaktadır. Uiuslararası finansman çevrelerinde etkili Euromoney dergisinin verdiğl bilgiye göre, Türkiye'nin brüt rezerr mevcudu da «Kritik» düzeyin alttnda bulunmaktadır. Rezervler. uiuslararası finansman çevrelerinde ülkenin ithalatına oranlanarak ölçülmektedir. Rezervleri 5 aydan daha fazla ithalata yeten ülkeler «iyi., 2.55 aylık ithalatı karşılayan ülkeler «yeterli», 2.5 aydan daha az ithalatı karşılayan ülkeler ise «Yetersiz» kabul edilmektedir. Türkiye'nin reıerrleri 2 aylık ithalata yeten düzeyle. Tawian ile birlikte ctehlike» işareti vermektedir. Altın re döriü mevcutlanndaki hızlı erime devam etmektedir. Ekim ayınm ilk üç haftası içinde Merkez Bankası'nm döviz mevcutlanndaki azalma 144,9 milyon dolan bulmuştur. Döviı: gelirlerinin ve eldekl mevcutlann, ekonominin çığ gibi büyüyen ithalat gereksiniminl karsılamaya yetmediJH ve ithalat taleplerine ilişkin akreditiflerin açılmasına ragmen döviz karşılıklarmın gönderilemediği bir ortamda. Hacı adaylanna yakîasık 100 milyon dolar tahsisinde sakınca görülmemiştir. DÖTİI darboğazı karşısmda çaresizliğe düşen Cephe iktidan, hazıran aymda fthaîât karşüıklannm peşin olarak Merkez Bankasi'n». yattnlmas! koşulumı getîrerek ithalatı frenlemeyi denedikten sonra şimdi de, gelirlere kaynağında el koyabilmek amacıyla ana ihraç ilrünlerinden pamuk, tiitün ve cekirdeksiz kuru üzümde ÖZPI sektörü devre dışı bırakmaya ürkiye'deki yatırun olanaklannı ıncelemek gerekçesiyle hafta içinde kamu ve özel kesim yetkiüleriyle görüşmeıer >"apan Alman sanayicileri. yatınm yapacaklen ülkade koşulları üç açıdan değerlendirdiklerini vurgulamışlardır. Bu koşullar, pszann gelişmesi. üretirr. maliyeti ve yatırım olanaklannm uygunlugu biçiminde sıralanmıştır. Türkiye'de pazaruı hızla büyüdügünü ve işçi ücretlerinin Almanya'ya göre düşük olması nedeniyle üretim maliyetirun daha ucıız olduğunu kaydeden Alman sanayicileri, yatırımı kolaylaştıncı önlemler alınmasını istemişlerdir. Bu önlemler görünüşte bürokratık engellerin giderilmesi, mevcut yabancı sermaye yasasında olumsuz yönde değişiklik yapıtoıaması ve yabancı sermayeli kuruluşlann miHleşttrilmemesi yolunda «kalıcu güvenceîer verllmesidir. Göriinüşteki güvence isteklerinin gerisinde, yabancı sermayeye Dövize Çevrilebilir Mevduat (DÇM) hesaplannda olduğu gibi «kur garantisi» verilmesi ve DÇM döviz kredilerinin gerektiğinde yabancı sermayeye dönüşebilmesi İle Türk işçilerinin büyük umutlar bağlanan Federal Almanya'daki 10 milyar mark dolayındaki tasarruflannın yabancı sermaye yatınml.ınrun hizmetinde kullanılması yatmaktadır. Aynca, yatmm alanlanmn seçiminde Türkiye'nin, Ortakpaıar'ın genel planı çerçevesmde Balılı kapitalist ülkelcrin vazgeçtikleri dayanıklı tüketîm mallan Uretimini kabulisnmesi geregi Uzerinde dunılmaktadır. Dördüncü Beş Vıllık Kalkınma Flanı'nda sanayileşme stratejisinin böyle bir seçime dayalı olarak düzenlenmesi söz konusu edilmektedir. ALMAN SANAYİCİLERİ TÜRK İJCilERiNİN 10 MiLYON MARKLIK TASARRUFUYLA DA İLGİLENiYORLAR; BU TASARRUFLARDAN TLRKiYE'DEKi MUHTEMEL ALMAN YATIRIMLARINDA YARARLANMA iSTEĞi VAR. FEDERAL ALMANYA'YA KARJI DIS TİCARET AÇIĞİ HER GEÇEM YIL BÜYÜYOR; SORUNA ÇÖZ&M GETiRiLMESiNi DilEYEN TÜRK YETKİlltf RİNE ALMAN SANAYİCİLERİNİN YANITl. •KONUYU TARTIJABiLiRiZ'DEN ÖTEYE GEÇMEDi. tur. Soruna çözüm bulunmasını dileyen Türk yetkililerine Ataıan sanayicilerinin yanıtı, «Konuyu tartışabiliriz» den öteye geçmemistir. Dıs ticaret ilişkileri, pek çok azgelişmis üikede olduğu gibi, Türkiye'de de büyük önem taşımakta ve aşağıdaki ömekte somutlaşmaktadır. Bugün uiusal gelirin yaklaşık beşte biri sanayi sektöründe üretilmektedir. Sanayi sektörünün son yüda 110 milyar lira olarak saptanan uiusal gelir katkısına karşılık, hammadde ve yarduncı malzeme olarak yapılan ithalat 80 milyar lirayı TÜRKiYE ALMANYA DIŞ TiCARETi TılUr 1963 19«4 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 Ithalat % P»J 15.İ2 14,93 14,88 15,69 19.52 30,38 18,42 18.60 17,92 19,29 20,96 1S.03 22.32 19,46 İhracat 61.859.040 62.081.698 72.161.559 76.452.977 84.218.684 86.407.877 112.439.628 117.376.928 131.013.495 186.566.858 221.260.531 342.988.000 304.933.608 187.160.193 % Pay 16,81 15.U 15,56 15.59 16,12 17,41 20.94 13.95 13.35 21,08 ltî.80 22.39 21,76 16,07 ( D o U r Olarak) Dış Açık % P»y 42.121.014 18.155.852 11.808.443 36.243.046 49.437.263 69.251.010 35.169.167 58.900.963 78.855.601 114.855.798 216.046.632 337.941.752 752.778.836 271.549.275 13.16 14,41 10,91 15.S1 30,45 25,91 13,30 16,40 15,95 16,95 28,09 15,05 22,56 22.77 103.980.054 80.237.550 83.970.002 112.696.023 133.6Ö5.947 135.658.887 147.608.795 176.277.891 209.869.096 301.422.656 437.307.163 680.929.752 1.057.712.444 1976 Altı ay 458.709.468 NET KREDİ HACMİ 221.9 MİLYAR LİRAYA ULÂŞTI MERKEZ BANKASI'NIN KAMU KESiMiNi» FlNANSMAN İHÎİYACINI KARJILAMAYA YÖNELiK DOĞRUDAN KREDiLERiNiN, NET KREDi HACMİ İÇİNDEKİ PAYI ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ARTTI. bulmuştur. Ithalatın İP milyar lirası bir tek Almanya'dan alınan mallar karşıljğı yapılan ö d e m e clmuştur. TÜRK İJÇİIERİ öte yandan halen 550 bin dolayında Türk işçisi Federal Almanya'da çalışmaktadır. Bu rakam, Türkiye'deki toplam işgiicü talebuan yüzde 4'ünü oluşturmak taaır. îstihdam sonınu açısından önem taşıyan bu olgunun bir başka yönü ise, Türk işçilerinin gönderdikleri dövizlerdir. 1974 yılında dış ticaret açığının yüzde 64'ünü karşılayar. ve toplam uiusal gelirin yüzde 5 ı değennde olan işçi dövızlerinin, 1975'de dış açıgın ancak yüzde 39'unu kapatabilen ve uiusal gelirin yüzde 4'ünü kapsayan bir düzeye gerilemesinin üikede yarattıgı panikl«me canlidır. îşçi dövizi girişini arttırabilmek için bu yıl alınan bır dizi özendînci önlem, başarısız görünmekle birlikte, işçi dövizlerinin Türk ekonomisi icin önemini sçrgiyeüci niteliktedir. SAVA} SANAYİİNDE Dış tıcaret ilişkileri ve işçi dövizleri,, Almanya'nın Türkiye'deki ekonomik ağırlığını biçimleyen ögeler ojnaktadır. Şimdi 6i ra Alman sermayesinin Türkiye'ye iyice yerleşmesine gelmiş gorünmektedir. Alman sermayesi, sivil sanayi yatınmlannın yanında askerl alanda da isteklidir. Remo planı çerçevesinde Türk Silâhlı Kuvt'etleri'nin belirlenen ihtiyaçlanna ve yerli savaş sanayii kurulması çabalanna yönelik olarak 1 milyar markı aşan bir katkı öngöralmektedir. Bu konuda bir yıldan beri sürdürülen eörüşmeleri sonuçlandıımak için, ayın ikinci yarısmda, Alman savaş sanayii yetkililerinden olusan ikinci bir heyet beklenmektedir. B üttin bankalan kapsayan verilere göre, ekirn ayı basında net kredi hacmi 221^ miîyar liraja ulaşmıştır Net kredi hacminin yüzde 28,1'ıni olusturan 62,4 milyar liralık bölümü Merkez Bankasmnın doğrudan kıedilerine, yüzde 71,9'unu olusturan 159,4 milyar liralık bölümü de banka kredilerine ait olmustur. Bankalaraakı toplam mevduat 139,1 milrmr îlrada kalırken para arzı 136,8 müyar lirayı bulmu»tur. Para arzının yüzde 65.9'u kaydı paradan olusmaktadır. Net kredi hacmi, yılbasından bu yana yüzde 29,6 oranında artmış bulunmaktadır. Artısta banka kredilerinin katkısı yüzde 14" düzeymdeki bır büyümeyle sımrlı kalırken, Merkez Bankası'nuı doğrudan kredileri yüzde 91^ orarnnda geniştemiştır. Böylece, >.hrkez Bankası"nm kamu kesüninin finansman ihtiyacını karşılamaya yönelik doğrudan kredilerinin net kredi hacmi içmdeki psyj önemli ölçüde artmıstır. YORUM Yalçın DOĞAN CEPKENiN TAVRI Alman sanayicilerinin, kapltalist Batı'nm günümüzde dünyanın en geri ülkelerine karsı öoe sürdüğü bu istekleri, Türk ekonomisinin dışa bagımlı yapısını, Ortaçağ'ın «bekâret kemerterini» anımsatır biçimde küitlemeye yöneliktir. Cephe iktidannın en büyük hissedan AP Ue küçük ortakları CGP ile MHP'nin tutumlarının bundan «^na olduğu bilinmektedir. MSPnin de Almanya'ya karşı boynu egiktir. Partinin lideri Necmettin Erbakan'm, politikada yıldızının pariamasjnın öncesinde, özel sektörür. Odalar Birliği'ni ele geçirme çabalannı Almanlar'a ait Magdeburg Sigorta Şirketi'nin bürosunda yürüttüğü «şaka» değildir. Nitekim, MSP yetkilileri attıklan temellerin Almaı»ya'mn katlnsıyla yükseleceğini ilânda laman kaybetmemistir. Bir kısım basmda, Islâm dostu Alman Kayzer'i» öyküleri yineienmistir. A1MAN NUFUZÜ TUrkiye Almanya ilişkileri, Türkiye Amerika ilişkilerinin zayıfladığı ölçüde adeta farkedilmeksizin önem kazanmıştır. îlk gelişme dıs ticarette izlenmistir. Birinci Plan döneminde Almanya'nın Türkiye'nin ithalatındaki yıllık ortalama payı yüzde 16 iken, bu oran tkinci Plan'da ytızde 19'a çıkmış, Üçüncü Plan'da ı?p vüzde 20"yi a.şmıştır. rua karsüık ihracat aynı doğru! uda gelişmemiştir. İkinc* Plan döneminde Türkiye'nin ih racatında Almanya'mn yüzde 20 olan payı, bugün için ^zde 19a gerilemistir. Bunun sonucu, Almanya'ya karşı verilen dıs ticaret •çıguun gıttlkçe bUyümesi olmus Batan gemide VVilhelnVin torunları İVS. KBIMf KREDİ Dıs ekonomik Hiskiler ç«reeresinde »zel sektönl kızdıran önlemlere yönelmek üorunda kalan Cephe öctidan. içeride Merkez Bankası kredilftrini özel sektör hesabına sonuna kadar açmıstır. Son haftada yüzde 14 oranında srttınlan özel kesim kredileri 14 müyar 153 müyon liravla yılm en yüksek düzeyine Ciknııstır. özel kesim kredileri g^çen 5^ dönemioa gore 2,5 kat ırttinlnustır. SA c "1»T Alman bÖTÛk sermayestnln re HüI I kümetlnin Osmanlı tmparatorluğuna el atmasında kesin dönüm noktası oldu: Osmanlı ordusunan eğitilmesi amacıyla bir Alnuuı subay heyetinin gonderilmesi, Alman si]âfa sanayiinin Osmanlı Impsratorlnfu ile yapılan kârli silih ticareti i?ine katılması ve Deutscbe Bank kanalıyla demiryoUaruun yapımı için imtiyaı alınması (Lotbar Rathmann, Alman Emperyalisninin Türkiye'ye Girişı, •. 29). Ondokunınctı yüzyüın sonlanndan bu ya~ na Almanya, uluslararası tekellerimn kârlan açısından hiçbir fedakârbktan çekinmedi. Bir yandan Osmanlı ordusunun Pnısya yöntemleriyle efitillrken, dİRer yandan Krupp fabrikaHn o çağa özgii en modern silâhlan yüksek flyatlarla satmasını becerdL O Krupp ki, 1877 Osmanlı • Rns Savaşında aynı silâhlan hem Osmanülara. hem de Çarbk Rusyasma satmak ls övündü, tmparator II. Wilbelm'i hlsse senetleriyle besleyerek. onu ortak ederek imparatorluıtunu sfirdfirdü. Yine onu ikl kez Istanbnl'a II. Abdülhamit'e voUayarak yeni anlaşmalar imralamasmı sağladı. Ordu yeni bir eşitimden eeçerken, kuUandıfı silâhlarla ds tü mövle Krupp a baflanmıs oldu. Anadolu'dan (feçerek Hindistan'a y»yüma polltikasrada Pan Islamizm ve PanTnraniım düşüncelerinl kökleîtirme çabaları yanuıda. misyonerler de PanCermen düşiincesiyle. Doğuyu ele geçinne planımn önemli bir bölümünü nygulama ufraşı içindeydiler. Deutsche Bank'tan alınan borçlar. Bacdat demlrrnln. alınan borçlar için halktan alınan vergllerin karşılık eösterilmesi Alman Ta'nm celisme hırsmdan Osmanlılann payını oluşturdn. Dünyanın payına da Birici Dünya Savaşı düstü. Savaşın başlanjrıcında Almanya son ekonomik eregini de nokialadı: «Orta Avmpc'da ekonomik bir hirlik knruhnah. RÛmrük tarifeleri ortadan kaldınlmalıdır» tçinde bolanduçumuz haftanın en Uginç olayı knşknsuz bUyük bir Alman (rrubunun Tür kiye'yi zivaretiydi. II. VVilhelm'in tornnlan aslında Derrirel'den daha iyi bir czamanlama nz manı» olduklarmı bn Rezivle kanıtladılar. Türkiye'ds Cumhuriyet dö'neminin en zayıf ikti darını. dışa bagımlı kılmakta iin vapmış bir Bashakamnı srçmekle becerilerini ortaya koydıılar. Tıpkı ne vapacasını şaşırmış ondokuzun eu yüzyıl sonu, rlrminci yttzyıl başlanndaki Osmanlı Hükfimetlerlni »vladıklan gibl, bnfun de Türkiye'deki siyasal iktidar noslufıodan yararlanma düşüncesiyle hareket ettiier. V»bancı gazete ve dergilerde boy boy Türkiye'nin «kredi aramakta olıluçuna» ilişkin Uânlar jaymlanirken, Calata Bankeri tipinde ban ki9ilerin Pariste Büyükelçiliğimize giderek «Türkiye'ye borç venneye hazır olduklannı» belirtirken, Almanlann Türkiye'ye geiişi «yatınm yapma hevesinln» öteslnde anlamlar tasımaktadır. Federal Almanya, bırakalım dnnyada ve Avrupa dafcf üstünlüğüntt, Türkiye'ye en giiçlü tekeUerini gönderirken, elindeki kozlannı da iyi bilmektedir. Türkiyede ödemeler dengesi büyük açıklar verirken, kredi diye yırtınırken, işsizlik hcr geçen gün artarken, Almanya dizginleri elinde tuttuğunu göstermekte ve bunun karşılığmı istemektedir. Elindeld koz üçlüdür. Türkiye ABD'nin silâta ambargosuyla kendisine itilmiştir. Amerikan dış politikası tercihlerini Türkiye'den Iran'a kaydınrken, Ankara'yı KÖzden çıkardığını vurgulamış, aylardır ambargo konusunda hükümetleri arka arkaya oyalamasını bilmiştir. Bunun içindir ki, ünlii Ahnan Mercedes firması ordunun tankını, topunu, tülegint, mermlsini üretmeyi önermekte, savas sanayiini Türkiye'de kurabileceünl söylemektedir. Krupp, yerinl Mercedes'e bırakmıştır. İkinci koz Dövize Çevrilebilir Mevduafla llcilidir. DÇM hesaplannın yaklaşık yüzde 52' si Alman Markından oluşmaktadır. Almanya serek vade cerekse faiz konusunda Cephe Hükümetini knşeye sıkıştırmıştır «Paramı istivnrum» dediei anda, Cephe Hfikümetine lflS« ettiğini resmen açıklamaktan başka hiçbir çare kalmavacaktır. Gerçekte bu hükümet de, Almanlara yardım etmek için elinden gelenl ardına kovmamaktadır. Döviz çekebilmek için her röntemi denerken. döviz getiriyorum di.verek, yurda mal cirişini hızlandıracak kararlar almaktadır. Almanva'nın üçüncü ve son koza ^uşkusuz dİBerleriyle ölcülemw önemdedir. Bir milvona varan Türk işçisi fle ilgili olarak Almanya bir karar almasın diye eözünün içine hakılmaktadır. Gerek islihdam. ırerekse döviz eelirj açısından Almanva'daki işçilerin öneminl Tiirkive icin sıralamava erreh bile yoktur. Bııradakl döıizleri Türkiye kendine çekmek için işci dövlri fiyatını arttırır. bedelsiz ithalat ola naklannı renistetir, her tfirlfl banka kolayhfı sağlarken, Almanya'da işçiiere «tüketici kredi»i» vererek Marklaruı Almanya içinde harcanmasını sağlamak vonünde karşı kararlar almakta ve bunda da daha etkili olmaktadır. tste, bu fücüne dayanarak Anadolu'nun çefitli yerlerlnde Alman sermayesinin yürürlnğe eirmesini istemekte ve gözlerini özellikle de Adana dolaylannda kurulacak olan Serbect Bölge'ye dlkmektedir. Her türlü grev ve topln sözlesme yasaçının bulunması öngörülen Serbest Bölge'de sa<UyacARi ucnc emekle Ortadoeu'rn denetbemek, fiinümüz Alman tekellerinin eeçen vüzyıldan kalan amaçlarıdır. Cephe Hü kümeti böyle bir öneriye pek «hayır» diyecek durnmda defildir. Çünkü bu kendi işine de celmekte, Serbest Bölce'deki düşük ücretlerden Türkiye'de >ürürlükte bulunan eenel ücret düzeyinin de etkileneceğini, genel ücret düzevinin de düsecefini ummaktadır. Ücretleri dondıırmak İsteyen. işçileri ekonominin yükü olarak gören bir iktidann ararıp da bnlamadığı bir fırsattır bu. Almanları rahatsız eden tek bir konu vardır yatırım dürtülerinde. Türkiye'deki «atmosfer». Kendi deyimleriyle bu «atmosferden rahatsız olmakta» ve bunun düzelmesini istemektedlrler. Türkiye'nin «ulusallaştınlmış tek bir sanari dalı ya da fabrikası olmadığı» jrüvencesi verilmiş olmasına rağmen, «atmnsfer de atmosfer» diye tuttnrmaktadırlar. Yoksa batan Mr ekonominin üstünde hora tepmek iş mldir!.. Türldye'nin Dfiyun1 Cmumiye'den bn vana yasamakta olduğu en uüç riönemde, Almanlann dışında. daha başka müşterilerl de vardır. önümüzdeki haftalarda Wilhcun'In torunlan. yerin! «Gnneşin Cocuklan.na. Almanya'nın en büyük rakibi Japonlara bırakacaktır. Onlar da kendi önerilerini (tetirecektir. ABD' nin İse artık yrnl Sneri getirmesine jterek rokhır, cönkii o islni çok uluslu sirkeller sracıbfcı He cözümlemektedir. Cephe Hükümetine bunlan anlatmak olası deiHldir. Zaten artık eerekli de de*ildir. Ama hundan sonrafei sivasal «• •• ra Almanya'mn ' " ' •i r tarihteld ve rüniimürdeki vaklaşımlannı Ivi deferlendirmek lorundariırlar. DöviriTİe. intibdım tuciivle. teknolojisivle tek bîr iilkevle olan bağlantının «onnc'nrı siva.iül iktidarian rtı»rinden derine düşündürmeli, düşündürmelidir.