29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
nndan 6 yıl önce, 57 kasım 1970'de, Beyoğlu Itfaiyesinde nöbetçi santral memuru Sabri K o dalak rapor defterine şunları yazıyordu: «Saat 22.58. Tel: 45 50 14. Müdürlük santrah saat 23.00. Milli Eğitim Müdürlüğüne ait bilâ sayılı, cepheden üç, arkadan yedi katlı, kârgir, d»hili kaplama KUltür Sarayı sol ve arkaöan çunm yangında sahne, salon ve çatı yanmakta.» B KÜLTÜR SARAYINI KlM YAKTI? 27 kasım 1970 akşamı, «Cadı Kazanı» oynanırken başlayân yangın sonucu ortada Kültür Sarayının «enkaz»ı kaldı. Topkapı Sârâyı'ndan «IV. Murat» adlı oyunda kullanılmak üzere alınan değerli tarihi eşyanın bir bölümü de kül oldu. Bu, Türkiye'de 12 Mart sonrası siyasal gelişrrreleri içinde önemli bir nirengi noktası olacak ünlü Kültür Sarayı yangmının resmi kayıtlara ilk geçişidir. YİRMİ BİR BUÇUK AY SONRA Kültür Sarayı yangınından yirmf bir buçuk ay sonra... 1972 ağustos ortası... Kontrgerilla denilen işkence merkezinde birkaç genç... Bu gençlerden ister.ilen Kültür Sarayım yaktıklarmı ve başka sabotaj olaylarım hazırladıklarım itiraf etmeleri... «tkna edici yöntemlerle». Bu da, Kültür Sarayı yanglnının siyasüeştirilmesi. BİR .TAN» &AZETESİ VARN Bundan 31 yıl önce ise, 4 aralık 1945'de temel mantığı değişmeyen uygulamayla Sabiha ve Zekeriya Sertel'in yayınladıklan Tan Gazetesi ve Matbaası yerle bir ediliyordu, bir grup «milliyetçl genç» tarafmdan. O gün Tan Matbaasının, Görüşleri ve Yeni Dünya adlı yayın organlannın kırılıp yakılmasında, yerle bir edilmesinde «öncülük göTevi» (!) yüklenen sekiz genç Emniyet Müdürlüğünün bulunduğu Sansaryan Hanında: müdür yardımcıları odasındalar. «Pek mültefit görünüşlü biri (CHP Müfettişi Alâaddin Tiritoğlu), tabakasını uzatmış, sanık gençlere sigara ikram ediyor, hatırlarını s o ruyor.» KİM MAZIUM, KiM SAN1K! Böylece, hükümete karşı demokratik muhalelet görevini yerine getiren yayın organlannın susması sağlanmış oluyor, ancak bunıınla da yetinilmiyor, tutuklanıp yargılananlar Sabiha ve Zekeriya Sertel oluyordu. Ancak Sertel'lerin davası da sabotaj davası gibi beraatle sonuçlandı ve Türk siyasal tarihinîn ibret verici olaylanna biri daha eklenmiş oldu. Daha sonra süren baskılar, Sertelieri 1950 eylülünde ülkeden aynlmak zorunda bıraktı. Şimdl, altıncı yıldönümünde Kültür Sarayı yanpnının gelişimini, tanıklar ve belgelere dayanarak izleyelim. YANGIN BASIIYOR 27 kasım 1970 akşarm. KUltür Sarayı'nda «Cadı Kazanı» adlı oyunun üçür.cü perdesi baslamıştır. Oyuncularöan Kerim Afşaria Nihat Akçan sahnede Yedi sekiz dakika sonra dekorculardan biri sahneye fırlar. Seyirciler, sahnede trn beklenmedik konuğıı ria pbrünce gtilüşurler. Kerim Afşar sonrasmı şöyle anlatıyor. «Seyircilerin gülüştüklerini işittim. Şaşırmı?tık O sırada adam, «Efendim yangın . » dedi. Ona nasıl dönmüşüm, nasıl hışımlft bakmışım ki. baçka bir şey söylevemeden gitti. Sahnenin üstüne baktım, yanıyorduk. Panolar alev almış bir halde sahreye düşmeye başlamıştı. Seyirciye dönüp «Hepiniz k:.çın, yamyoruz!» diye bağırdım.» Devlet Tiyatrolan Genel MUdürii Cüneyt Göfc çer, yaneından hemen sonra şöyle diyor: «Yangın sofito diye adlandınlan sahne üstünde çıkmıştır. Bu yüzden yangmdan konmmak için kurulu çelik perde düzeni elektrikteki kısa devre yuzündpn teknisyenler tarafindan çalıştınlamamı?t'.r. Aynı nedenle yangın söndürnvs cihazlan da işletilememiştir.» USTÜNDEN 6 YIL GEÇMESINE KARŞÎM, KÜLTÜR SARAYI YANGINI HİÇ BİR AÇIKLIĞA KAVÜŞMADI KULTÜR SARAYI 106 MllYON URAYA MAl OLHUS.TU. Alpay KABACAÜ «Marmara yansrhen çelrümiş res'mtere bakıyonım: ayrı ayrı kazalarda DU kador benzerlik olrraz. Şuna manıj'orum ki, Kültür Sarayı ile Marmara'yı yakan elektrik kontağı da olsa, ihrr.al de olsa, kaza da olsa, aymdır. Bir gece Hültür Sarayını yakan afeşten e!in. kızıl parm3klannci?.n fış kıran alevleri onda da görür gibi oluyorum.» Sıkıyönetim Komutanı Faik Türün'ün mart so nunda yayımlanan bildirisinde, Marmara GEmisi olayıyla ilgili olarak 27 kişinin gözaltına r.hndığı belirtildikten sonra •Sıkıyönetim ılamndan <>.ıca vukubulan Ayşe yüksek fırın infilâkı ile KüHür Sarayı'nm yakılması olaylan da Sıkıyöneti'îi Komutanlığınca her yönden tahkik edilmektec'ir. Adaletin kahredici yumruğu. geç de olsa .«Tbrıtp.irı veya ihmali görülsnlerin kafasına mecektir,> denilmektedir. v? Gecekondu Usulü yamanıp yerave Köpek Davası görüldü. (...) Davanın sonu göz•onüne alınıp. hiç değüse kamuoyuna karşı dummu kurtarmak ve ana davanın tertip olduğunu örtmek düşüncesiyle açılmıştır.. Gerçekten de, sabotaj sanıklan beraat ederken bu davaya «yamanan. Devrımci Işçi Bırligi davasırun sanıklan mahkum edilirler. Savcınm iddianamesi şöyle başlar «UUemizin bütünlügüne, Türk milletinin rjlr devlet olarak varlığına, bağımsızlıgına. halkımızın özgürlügüne kastedenler, ekonomik bakımdan ger; kalmış bir ülke halkının damla damla, ter tsr bıriktirerek uzun yıllarda umutla ortaya çıkarabildiği eserleri de kundakladılar. Sabotajcıların amacı milli servet ve eserlerimizi yok etmek, kendi deyişleri ile can damarlarımızı kesmek ve işgücümüzü lelce uğratmak suretiyle ülkemizin ekonomik çöküntüye uğramasma yol açmak. devletin kuvvet ve itibarını zedeleyerek halkımızı güven»izliğe ve umutsuzluğa düsürmek..» îddianame böyle sürüp gider... Türkiye'de ekonomik soygunları ilk ortaya koyanların solcular olduğu, devletin kuvvet ve itibarına solcuların herkesten fazla sahip çıktıklan gerçeği gözlerden tam anlamıyla kaçırılmak istenir. yaptıgı tesbit sırasında Ahmet Sayın aynı konuda ikrarda bulunmuştur. •HEPiMiZ YANACAGIZ» ŞAHİT SAFFET ONVR fdevamla'»: «Olaydan önceki ay içerisinde Devlet Tiyatrosu Genel Müdürüne hatırladığıma göre M.T.T. Eırliğinden fı.r mektup gelmişti; bu mektup veya yazıda daha çok «Sol eserleri oynamaym, milliyetçi eserlere yer verin» şeklinde bir hava vardı. Bu mektubun sorusturma sırasında Savcılığa verildiğinı zannedıyorum. Olaydan sonra bana bir mektup geldı. Bunda Cadı Kazanı'nın (Yanıyor Dünya. Yanacak, Hepımiz Yanacağız) şeklindeki pasajı alınarak böy'.e sol eserler oynarsanız her zaman yakacağız deniyordu. Ş.4HÎT SAFFET ONUR (devamla): «Ancak olaydan sonra çıkan ve bilâhare Savcılığa verdiğimizi zannettiğım ."VIilli niücadele isimlı olduğunu zaıınettigim bir dergide yangın ile ilgili bir yazı vardı. Kültür Sarayı tesıslerıni, bahusus kazan dairesi tesislerini bilmeyen bir şahsın bu yazıyı yazabileceğini zannetmiyorum. Bu yazınm bu tesısat özellıkleri ile çalışma sistemin.izi biler. bünyemizden bır kişinin yaznıası veya yazdırmasj mümkündür.» İTFAiYE RAPORU îtfaiye ilgililerf İse çesitU tarihlerde KUltür Sarayı sorumlulanne jrangına karşı alınması gerekü tedbirleri kapsayan birçok rapor verdiklerird, bu raporlarda öngörUlen tedbirlerin alınmamış olduğunu belirtiyorlar. Yine ilşrililere göre, sahnenin ön ve sol tarafmdaki çelik perdeler, yangın başlar baslamaz kapatılması gerekirken kapatümamıştır. Bu yüzden alevler sahneden salona sıçramıştır. Aynca sahnenin dört yandan çelik perdelerle kapatılması için ısı yüz dereceye yükselememiş, yüz dereceye göre otomatik oUrak avarlanan yağmur sistemi çalışarnamıştır. Öte yandan, Kültür Sarayı'nın hidrofor tesisatır.ın kuüanılamaması yüzünrten su denizden ve Bakırköy, İstinye, Sarıvcr gjbi itfaiye gruplarından sailanmıştır. Ancak, kullanılan sv öylesine tazyiksizdir ki. alevleri çoğaltmaktan başka bir i$e yaramamıştır. Ve ortada, yelnızca yanıp kül olan Kültür Sarayı'nın «enkaz»ı kalmıştır. Topkapı Sarayı'ndan «IV. Murat» adlı ovunda kullarulmak üzere ahnan ve bu oyun için sergilenen çok değerli tarihi esyamn bir kısmı da yanıp kül olmuştur. Tek «teselü». yangmın can kaybı olmadan atlatılmasıaır. DAVANİN AMACI NEYDİ! Dava dosyasında, «delil» diye ancalc snrukl»rın birbirlerini suçlayan ilk tTadeîerl' yer alıyordu. Bütün ifadelerin işkence altında almdığı m«h kemede belirtilmiş, duruşmalar sırasında verilen ifadeler ve yapılan savunmalarda bunun bir «pro vokasyon» olduğu ifade edilmiştir. Sanıklardan Yaşar Y;lmaz. kitap halinde yayımlanan ve «Söz Sanığm» adım taşıyan savunmasmda şöyle demektedir: 12 Man darbesinden hemen sonra Anayasa'nın •BOMBA PATUDI!... 1972 agustosunnn 10'unda «Bomba» pat!ar. F.rtesi gün gazete manşetleri ?öy!edir: • Kültür Sara yını yakanlar açıklandı», «Sabotaj Dosyası deh MADALYONUN OTEKi YÜZÎİ Bir de madalyonun öteki yüzü var: Yansından YANG1NDAN SONRA Yangından sonra olaya Savcıhk el koyar, çıkı? nedenlerinin bulunması için bilirkişi kurullan oluş turulur. Türkiye San3tçılar Birliği yetkilileri de şu açıklama>T yaparlar: Yangından iki gün önce TMTF Tiyatro Sansür Komitesi imzalı bir bildiri dağı'ılmış ve «Milliyetçi, mukaddesatçı oimayan ovunlann sahneden indirilmesi» istenmiştir. Sanatçüar Birlıgi, bunun üzerine bir karşı bildiri yayımlarmş, a>nnea Savcılığa basvurarak (sayr 1970'38501 «Birlik üyelerinin, tüm sıınatçıların, seyircilerin malcan güvenüğinin korunması» isteminde bulunmuştur. Çeşitli kuruluşlar bildlrilerinde yançınm gerçek nedeninin anlaşılması için çaba harcanmasını isterler, sommlulsrı kınarlar. Ve bir halta sonra Kültür Sarajı yangını unutulur!. Kültür Sarayı yangmından bir buçuk yıl sonra, Marmara yolcu gemisi yandı. Bir süre sonra da bir grup genç bu sabotaj olaylarının sanığı olarak gözaltına alındı, «kontrgerillada ikna edici yöntemler» kullanılarak, «suçlar itiraf ettirildi» ve idamla yargılandıkları dava sonunda... beraat ettiler. Çeşitli çevrelerin kışkırtma ve çabalarına karşın «Sabotaj davası» sanıkların beraatıyla sonuçlandıktan sonra, Kültür Sarayı olayı unutulup gitti. ABDülHAMİTÇİ BiR GÖREVi ŞAHİT ŞEMSETTİN ÇOU\K (Kazan dairesinde su tesisaıçısı): «(Sanık Ahmet Sayın) herkesi siyonizme hizmet eder kabul ediyordu. Bizleri de o gözlerle görüyordu. Olaydan 4 5 ay kadar önce bu şaiıısla kazan dairesinde bulunuyorduk. Biı ara temsile çıkan balenr.ierin durumunu gosteren bu şahıs (Bak işte bu bina böyleierini besliyor, bınaıun topunu yakmak lâzım) diye konuşmuştu. Bu şahıs çok asm sag temayüllü idi. Kendisini Abdülhamitçı olarak kabul eder, bu mevzuda çölt konuşurdu. (...) Olayı takibeâen 28 kasım 1970 günü kazan dairesinde bulunduğumuz bir sırada Ahmet Sayın benı yanına çağırdı. Otomatik yangm sı. pompasından otomatik yangın kollektörüne gelen boru vanasını birlikte açmamızı istedi; ben de kendisine yardım ettım. Ancak bu vanayı açamadık. Bu işin yapımından birkaç gün sonra Ahmet Sayın bana (Birlikte vanayı çevırdik sakm bundan kimseye bahsetnıe. Zira bu vana üzerinde senin de parmak izlerin var. Yarın herhangi bir şey sorulürsa sen de mesul olursun) diye beyanda bulundu.» Bu tanık, yangının ertesi günü üç sarnıcın dolu olduğunu ve üç ana vananın kapalı bulunduğunu söylüyor. SAMK İAŞAll l'ILMAZın savunmasmdan «îstanbul Emniyet Muaur Muavım Oraan hraerr taraundan Gızlı yazıiı (24 şuoai laV2 ve s 1. s. Y > B. ve 5286) Sıkıyonetım Kornutaniıgına gonderıler 4 saaiteden ıbaret yazıda, soicaıar uzermde $upnt toplanılması, ouna ragmen sağcuarm nazara aım mamasını temuı ıçın nasıı gayret göstenldiği an laşümaktadır. Yazıaa, Küitur t>aıayı yangınıyU aşırı sağcı büinen T.M.T.F. büoınsmın ılgısi ol madıgı bildınlKiekteclır. Lkıncı salıilede Devıet Tı yatro Opera personeiının tek teK tankikatı yapıldı ğı «Devlet Opera Kadrosunda Levazun Şefı oıaral< çalışan Muhittın Şener üe korıst Rıdvan KayaVıir komünist eğilimli kişiler olduioarı, korist Ozcar Ozmanav'ın maîıküm komurııstlerden Bekır Kema: Ozmanav'ın karısı olduğu tesüıt edilmiştir» deni liyor ama, hiçbir kimse ıçın «aşırı sağcı» olduğu şeklinde mütalâaya rastlanmadığı gibi, peşin ni yetle, tek yönlü araşürma yapıldığı görülüyor.» SAMK YAŞAR KILMAZ (devamla): «... Diğeı bir örnek de adı geçen gızli yazıda, «24 aralık lyTij günlü Cumhurıyet Gazetesıııde vakı Kanıı Pazar'dan sonra Kültür Sarayında görev aldılar şe)dinde neşrıyat üz«rine yapıian tahkikatta, gazetede bahsı geçen Kâmıl Demırcı ve Karabey Uzcan'ın arşıvierimızde tnezkur olaya Katıldıklanna dair bır kayda rastlanıimamış olup iıer ıkı şaiııs da Devlet Tiyatrosu kadrosunda dekor kurucusu olarak çalışmaktadır» şeklindeki ıfadedir. Sorun burada şudur: Kanlı Pazar'a adı geçenlerin katılıp katılmadıklan Emniyet arşıvlerıyie açıklanabüir SARAY'IN HALi PORTRESi Küîîür Sarayı için 106 milyor. liranın üzerinde parü harcandıŞı açıklanmıştır. Temelini 28 nisan 194fi'da o zamanki Belediye Baçkanı Lütfü Kırciar'ın attığı yapı. «Büyük Tiyatro» olarak planlanmıştır. 29 ma\ns 1946'da başlayan yapım çalışmalanvia beş iktidar, sekiz başbakan, on dört bayındırlık bakanı iljilenmişti. Daha sonra bina ccOpe^a» olarak tanınmış ve 1968 nisanmda tamamlanmıs: iç dü&snlemesi de yapılarak 12 nisan 1969 da «Kültür Sarayı» adıyla, Devlet Operası ile Devlet Tiyatro ve Balesinin temsilleriyle açılrmştı. Yapının «Kültür Sarayı» olarak adlandınlması sert elaştirilere yol açmış; Cumhuriyetle yönetilsn bir ülkede «Saray» sözcügünün kullanılmama5i gerektiği belirtilmişti. (Nitekım sonradan, II. Frim Hükümeti döneminde bu eleştiriler dikkate alınarak adı. «Atatürk Kültür Merkezi» olarak değiştirilmiştir). iSABOÎAJ DAVASININ» 27 SANlGlNDAN 17'Sİ İDAM TALEBiYli YARGILANDI. 20 BiN KŞiLiK Kültür Sarayı'nm 1331 kişilik büyük salonu, 750 kişilik konser salonu, 350 kişilik çocuk tiyatrosu, 330 kişiük oda tiyatrosu ve bir sergi salonu vardı. Üç bölümden oluşan büyük sahnesi üç voleybol alanınm genisliğine esitti. Binada yönetim personeliyle sanatçıiar için 163 oda bulunuyordu ve «Saray» tam olarak dolunca yirmı bin kişiden fazlasını alabiiiyordu. şet verici tafsilâtıyla ikincl sayfamızda», «İhanet bedeli olarak yüzbinlerce lira almışlar» vb... Savcının «İddianame»sinden de anlaşıldığı üze re, kimisi bir aydan fazla gözaltında tutulan, • Konrtgerilla. denilen işkence merkezinde kendilerine yüklenmek istenen suçları kabuî etmeleri için işkence gören kişiler de aralarmda olmak üzere, çeşitli tarihlerde yabalanıp çeşitli tarihlerde tutuklanan 24 kişi için «Kültür Sarayı sabotajı, Kastamonu Şilebi sabotajı, Marmara Gemisi sabotajı, Eminönü Araba Vapuru sabotajı» ve «tşçi Birliği Kurma» suçlannı işledikleri gerekçesiyle dava açılır. Savcı, daha sonra sanıklardan 17'si için «tDAM» ister. Ve bir süre sonra aralannda idamı istenenler de bulunan bütün sanıklar salıve rilecek, ardından da beraat edeceklerdir'. Sabotajlara ilişkin dava ile «îşçi Birliği. davasının birleştirilmesi konusunda sanıklardan Yasar Yılmaz, mahkemeye verdiği savunmasında şöyle der: «Bazı davalar vardır ki, bunlar asıl davanır Sigorta Davası diyebileceğimiz cinstendir. Örnefe olarak bizim Devrimci Işçi Birliği davası gibidir. Bu dava nasü ki Sabotaj Davası'nın sigorta da EIR BUÇUK Y l l SONRA... Kültür Sarayı yangını Uzerinden bir buçuk yıl geçer... 12 Mart 1971 muhürasmın ilk yıldönümü yaklaşmaktadiF.. 5 Mart 1972 gecesi Marmara adlı yolcu gemlsi yanar. Bu olayın hemen ardmdan Kültür Saraya akıllara gelir ya da getirilir. Adviye Fenik, Son İîavadis gazetesinde 7 Mart 1972 günü ^yımlanan yazısında Marmara gemisi yangınmı konu alırken «Nasıl olur da OPERA BİNASI gibi ca jnr cayır yanar? Onun içinde de CADI KAZANI mı oynuyordu?» diye sorar. Ertesi şün de Orhan Seyü Orhon aynı gazeteöe şöyle der: «Lüks» hân edllmesi, bu düşüncenin temelini teşkil eder. Yasalarda yapılan özgürltikleri kısıtlayıcı değiş;Mikleri, bir Başbakan tSürekli Sıkıyiinetim>' uygi'laması olarak açıkça belirtmişti. Devlet Güvenlik M&hkemeleri kurulmakla. bu sürekli uygulamaiara kendi mantığı içinde yargı haltısmı da eklemiştı. Sorunun bir de uluslararası konurrıu varrlır. Yerli ve yabancı sermaye grupları, 12 Mart'ı sadece iç kuvvetler dengesini kesinlikle te'f»ld sermtyenin lehine pekiştirmek için deijil, fakat aynı zamanüa Türkiye'deki hslk muhalefetini bastırmak suretiyle. özellikle ABD empe™»lizminin Ortadoğu'daki kalesi olan Türkiye vımpon bölgesini yeniden tahkim etmek için tezgânlamışlardır.» hemen sonra îstanbul C. Savcılıgınca başlatılan soruşturma. Ve bu soruşturmanın ünlü «SabotaJ Davası» dosyasına aktanlan tanık ifadeleri. Kültür Sarayının nasıl yandığmı anlatırken yangından iki gün önce TMTF'nun «Milliyetçi ve mukaddesatçı piyesler oynatılmasını» isteyen bir bildiri yayımladığım, bu bildirideki tehditler üzerine Türkiye Sanatçıiar Birliği'nin Savcılığa başvurarak mal ve can güvenliği sağlanmasını istediğini beürtrr.iştik. Şimdi dosyadaki ifadelerden kimi bölümleri aktaralım: ŞAHİT SAFFET OM.TI (Kültür Sarayı dalre Müdürü Yardımcısı): «Kazan dairesi şefi (Ahmet Sayın") çok aşırı sağ eğilimli bir şahıstır. Konuşmalarmdan ve arkadaşları ile münakaşalarından bunu anlıyordum. Bu şahsın Milli Nizam Partislni tuttuğunu duymuştum. Aynca yangından bir gün sonra Ahmet Sayın'm yangın pompası üzerinde «su sarnıcmdan» ibaresi yazılı vanayı açarken Şemsi ustaya «Sakm bunu kimseye söyleme senin de parmak izlerin var» şelüinde beyanda bulunduğunu, bir nevi onu tehdit ettiğini, Necati Küçükkurt'tan re Şemsi ustadan duymuştum. Kaldı ki, bilâhare kazan dairesinde savcı ve bilirkişüerin KİM YAKTI! Evet, kim yaktı Kültür Sarayı'm? Türkiye'ye 106 milyon liraya malolan Du binayı kimin yaKtığı, geride kalan altı yıia ve onca mizansene karşın hâlâ anlaşılamadı. Sıkıyönetim bildirileriyle, cafcaflı açıklamalarla, brifınglerle, «iîıanet bedeli» edebiyatıyla süslenen bu mizansen, idamla yargılanan kişilerin beraatı üzerine bir yangın alevi gibi sönüverdi. Altı yıl sonra kamuoyu hâlâ açıklama bekliyor: «Kültür Sarayı'm kim yaktı?» SAVCININ İDDİANAMESİ Dava dosyası incelenince görülür H, serek «Sabotaj suçlularımn yakalandığını» kamuoyuna duyuran sıkıyönetim bildirisi, gerekse savcınm iddianamesi, Türkiye'de büyük bir sabotaj örgü'ünün varlığını ortaya Uoyma çabalarının ürünüdür. Kamuoyu, bir lcsım basın aracılığıyla da yanıltılarak diiatler «hayali» bir tehlikeye çekilmektedJr.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle