29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ucı OJMHURIYET 24 Otlk 1976 C an pazanna donen ülkenrzde virmînci yüz Mlın son çeyregıne gırdık. Kalın çızgılerle 1975 yılı btr tırmanma \e bu tırmanma^a îarsıt bır bılınçlenme yılı oldu. Guncel oiaylar ın herşeyı ortucu nıtelıklerıne karşın, ekono• ı olgularla sosyal olguların ortas ozelhklerl nk opluma daha yaygın, daha yoğun yansıdı. Bu iurumun toplumsal bılınçlenmeyı kıtlelerda raygınlaştırması gelecek ıçın çok olumlu bır ışamadır Guncel olaylann etkısıyle sılık gorulen bu gerçek, ulkemızın geleceğını etkıleyeces >ureklı ozellıkler taşımaktadır. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER CAN Dr. PAZARL. Erdal ATABEK duşunceler, bu eğılimler kısa bir donem ıçın çok yanhş sayılmazdı Ama, durum bazı nedenlerden oturu boyle değıl Toplumun bıhnçaltmı değıstıren tepkiler de tıpkı etkiler gıbı gelıştı 1955 ıle 1975 arasındakı on yılı gozden geçırırsek, başlarda ekonomık etkılere bılmçlenmemiş kolaj tepkılerı buluruz Et fıyatlarmın artışmda kasaplarm. meyva fnatlanndakı yukselışte manavların suçlanışı bu tepkılenn nıtelığıdır Memurlar personel rejtmı kargaşasında gozünu bırbırlerıne dıkmış, ışçıler guncel ucret pazarlığı peşmde toplumun sorunlarım /ıtlrmış; toplumun, emeğıyle kazanan gruplan bırbırınden ayrı, bazen bırbırme karşıt guçler durumuna gelmış Boyle bır başlangıç on >ıl ıçınde çok onemlı deneyler geçıren toplumda koklu bılınçaltı değışımler yarattı Öğrencı olaylarıyla başlayan toplumsal çalkantı, 12 Mart rejımı, 1973 seçımlen. Kıbrıs olayı \e butun bu oluşumun ıçerıgı. Bu on yılın sonundakı duruma bakarsak gelışmeyı daha iyı anlayabılırız Fıyat artışlarınm yalnız kasaplarla manavlann ışı olmadığını, bunun devlet yonetımı anlayışına dayanan bır ekonomı zmcırı olduğunu ayrıntılarla olmasa da ana çızgılenyle, halk bılıyor. Gelır vergısının yuzde yetmışını odeyen ışçılerle, memurlar, fıyat artışlarınm nasıl bır mekanızmayla oluştuğunu çok ıyı bilıyorlar. Memurlar, tek ekonomık guvencelerı olan katsa rırmananlar.. Fıyat artışlan tırmananların başmda geli'or Besın maddelerı fıjatları ev kıralan, kolut değerlerı gijım eşjası \ b ınsan gereksınnesırun olçutu olan her şeyın alımını guçlestıen hayat pahahlığı sureklı artıyor Besın madlelerı fıyatlarmın artışı tüketım mallarımn en ıst duzeyınde Devlet Istatıstık Enstıtüsu raamlanna gore, Ankara ılınde besın maddelerı ıyatları bır yıl oncesme oranla ortalama ^ 28 2 rtmıştır. Hayvansal proteın bulunan besın madlelerınde artış bu ortalamayı asıyor Et, sut, umurta, sut ürünlerı gıbi besınlerde fıyat arışları «herkesın gozu onunde ve açıkta • Halın daha kotu koşullarda yaşamaması olanak ışı Bır oncekı yıl duzeyınde yaşamı surdurebılnek ıçın artan hayat pahahlıgı oranında gelınn e artması zorunlu Bu oranda artan bır gelır aha ıyı bır yaşam ıçın degıl, daha kotu bır >aam duzeyıne ınmemek ıçın gerekli Oysa duum böyle değıl. Kırsal kesımde yaşayanlar, entlerde yaşayan ışçıler ve memurlar durum»rı kotuleşenler. Daha oncekı yıllarda yaşam üzeymm güçluklerıni aşırı derecede duyan az elırlı ışçı ve memur kıtlesıne, artık orta gelır üzeyı de katıldı. Yuksek gelırh sayılan duzeyekı ışçılerle memurlar da hayat pahalılığım ıderek artan bıçimde yaşıyorlar. Poylece ekoomık olgularla sosyal olguların butunleştığıne ınık oluyoruz. Bu durumun doğal sonucu da alışarak hayatmı kazanan her düzeyde ınsanda mekçı bılıncının doğması, yerleşmesı ve geüşlesıdır. Memurlarda toplu sözleşmeli, grev akkı bulunan sendıka kurma ozgurluğu ıstekle rlnın yaygmlaşması, yoğunlaşması bundan Bu ılgınç sosval gelısım altı çızılmesı gereken bır toplumsal bılınçaltı değişımıdır. Fıyatlaım artışı, enflasyon, ışsızlik ve yaşanan sonuçları az gellşmış ülke kapıtalızminın beklenen olgusu Ancak, ekonomık tırmanış jalnız kalmıjor, beraberınde sıyasal tırmanoşı da getırıjor Sıyasal tırmanış, sosyal değışımın kendılennı demokratık kurallar ıçınde başansızlığa goturduğünu goren egemen sınıflar ıktıdarında faşızm eğıhmlerı yaratıyor Belıren ve tırmanan faşızm çok yonlu gırışımler içınde. Memur kıyımı, oğretmen sürgunu, tlyatro yasağı, kitap toplatılması bu gırışımlenn türlerı. Ama, yol uzun, soluk tukenmış, kaba kuvvet kullanılacak Doverek, dovdurerek ve artık oldurerek bır dehşet ortamı yaratılıyor Yaşamımızın can pazanna donuşmesı ozetle boyle yının bıi yıî dokuzda bırakıîışınm nedenlermi açıl.ça anhyorlar Maaşlarından kesilen " o 5 lerden oluşan MEYAK kesıntılerınm sermave çev relenne kredı olmasımn haksızlığını vurgulujorlar Işçıler, enflasyon nedenı olarak gostenlen, toplu sozleşmevle aldıkları ucret zamlarınm fıvat artışlanna neden yetisemedığını artık çok ıyı bılıvorlar. Ucret pazarlıçınm, emeğın haklan içın hıç de jeterlı olmadığının, yonetımm emekten ^ara mı, sermayeden yana mı oluşunun bu hakların ozu kadar onemlı olduğunun da, ışçıler bılıncme \anyor Memurlann toplu sozlesmelı ve grev hakkı bulunan sendıka kurma ozgurluğu ısteklerı javgınlaşıyor, voğunlaşnor, bu ıstekler ışçılerle toplumla butunleşıvor. Toplumun ozellıkle, çalışan kesımleri kışılere bağlanan umutlara değıl demokratık temellere dayanan bır yonetıme gmenebıleceğının bılıncıne ulaşmış. Boylece bır on vılın dusünce ve denev oluşumu etkılerle tepkılerın benzer bır çızgıde gelışerek toplumsal bıhnçaltını değıştırdığını kanıtlıyor. Onun ıçındır kı, toplum bu değışımı yaşarken, toplumctan uzaklaştıgını sezen ıktıdar ıstekhlerınde de demokrasıye karşı davranışları belırgınleşıyor. Başbakan Yardımcısının Siyasal Topogralyası K Sağiıktan da Önde.. Ulkemlz bugun can pazarına dondü Dovulenler, kursunlananlar oldurulenler guncel olavlar oldu Can guvenlıgının olmadığı bu ortamda halk sağlığımn hangı sorunu anlam taşır9 Turk Tabıplerı Bırlığı Temsılcıler Meclısı bır kararında «Ulkemızde can guvensızlığı ortadan kalkmadığı surece ınsan sağlığıyle ılgılı hıç bır konunun ele almmasının anlam taşımıyacagım» açıklıyordu. Elbette, tamamen doğru bır çızgıde olavı yakalıyor \e \urguIuyordu bu karar Çevre sağlığı mı, can pazarındayız Hastalıklarla sa^aş mı. can pazarındayız Hıçbır konu can s;mensızlığınden daha onemlı değildir Can guvenlıgı saglanmadan hukumetın sağlıkla ılgılı hıçbır kararı onem taşımayacaktır. Can guvenlıgı herşey demektır Paşızmı, demokrasıye yonelen baskılan once can gmenlığı ıçın, sonra da herşeyımız ıçın hep bırlıkte reddetmelıyız. Sonuna kadar . Etkiler ve Tepkiler.. Pekı, ne olacak, herkes bu can pazannda kendı canının derdıne mı dusecek' Bu herşeym saptınldığı ortamda «tozdan dumandan ferman okun maz' dıye smecek mı' Hayır, boyle sanılmıyor kuşkusuz Bu gıdışe karşı koyacak, sesı çıkacaklar ıçm demokratık ozgurlüklerı kısıtlama eğıhmlerı bundan Gıderek bu Anayasayla devlet yonetılmez noktasına gelınmesı bundan. Toplumsal bılınçaltında onemlı degışmeler olmasaydı bu Korutürk Neyi Koruyacak? }KTAY AKBAL Evet Hayır Dünya Cüzzam'dan Kurtuluyor ırkaç hafta once TV, esıne pek rastlanmayan bır program yayınlamıştı: Gencecık bır bayan doktor, cüzzamlı hastalarını karşısına almış, onlarla tokalaşıp konuşuyor, masaya vatırıp yaralarına ellıyor, hastaları ıle geçmiş ve geleceklerinden, aıle hayatlarından, çalışmalarından soz açıyor, karşımızda tatlı bır sesle \e en doğal bır davranışla «lepra, yanı cuzzam iyıleştınlebılen bır hastalıktır, ılâcı vardır korkulacak yanı kalmamış tır» clıyor Yanı bu doktor, bın yıldan ben dunyada etkısinı surduren bır âfetı ve onun sonucu ınsanlar arasında ver etmış bır korkuyu bır kalemde sılıverıyor, ja da sılıvermek gınşımınde Neredevse cuzzamı uyuz gibı, bır ılaç surmekle, bır banyo yapmakla altedebıleceğimız bır hastalığa ındırgeyecek. Inan ınanabılırsen' B CÜZZAMLI HASTALAR KENDılERıNı GıZlERLER. OYSA CÜZZAM, ESKı DONEMLERıN KORKUNÇ HASTALIGI OLMAKÎAN ÇIKMIJTIR. «SULPHON» DENıLEN VE KOUYCA BULUNABılEN UCUZ BiR İLÂÇLA HEMEN TEDAVı EDıLMEKTEDıR. «Korutürk» olmak kolay değil bugunlerde. \tatürk genç Ir denız subajı olan Fahri ile karşılaştıginda onu bır yabancı snmıştı. Tiırk oldu|una anlayınca ona bu soyadını uyçun ormiış: Koru Turk. Ne>i koru\acak bu genç Tflrk subayı? taturk'ün kurduğu Cumhurıjeti, Atatürk'ün başlattığı de\[mcı atılımlan. Turk ulusunu çağdas uygarlığa çoturen yolu, Sntemi. Bu yuzden, «koru» demiş ona. Korutürk adım \erıesindeld amaç budur O genç denız subavı amiral olur, donanma komutanı olur, Içi olur, senator olur, sonunda da Cumhurbaşkanı olur. Atajrk'iın Çanka\a'sında onun cöre\ını yuklenır. Koruyacaktır taturk Cumhurıretlni, devrimini. t'cuz politika ovunlan onu anıltmajaeaktır. Herseyı göze alacaktır, gerckırse gure\ınen a>nlmavı bile Herşe\l göze alacaktır, ama Ataturk'un evrimciliğinden odün vermpyecektir. MC diye bir iktidar \ar jonetim yerinde. Üç beş oyluk r çoğunluğa dayanan dortlü bir karma. Yurtta işler çığnnan çıkmış, durust gorevliler işlerinden uzaklaştırılmış, partiınlık tutumu herşeyin ustünde ağir basmakta. I ç mılletvekıne dajanan, son seçimlerde seçmenin \uzde 3.66'smuı ojunu Imış bir partı >urt \e ulus >ararma olma^an bır \ol tutmuş, \esı bulunduğu iktidan da o yolda suruklemeti başamıış. \et, Bay Demirel'in seçmenin yüzde kırka yakınmın o\unu azanan koca AP'yi bu kuçuk, ama kendıni bıbnez ortagınm umen sujundan çöturmesi şaşırtıcıdır. Hajdi, Bav Deımrel oltuk hırsıvle gerçekleri çoremez hale gelmiş olsun, ama Pnın Mechs'te Senato'daki saMsı iki yüzü aşan temsilcileri asıi gorcmiyorlar >ürudukleri \olun bir uçuruma doğru gitğini bulunduğunu? Ya Cumhurbaşkanı nasü goremiyor? Cumhurbaşkanınm akın danışmanlan, Senato>a seçtlği senatörler? Sa\uı Koruırk Cumhurbaşkanlığı andına bağlı bir kişidir. Peki nasıl agdaştırıyor son daıranışlar karşısındaki tutumııvla ulus nunde içtiği bu andı? Bir çelişki >ok mu ortada? 41tı keı eri çe\irdiği bir atama\ı sonunda imzalamakla MC hiıkümenin haklı olduğunu mu gostermek ıstemiştir, >oksa «yapaak başka şey joktu» mu demek istıyor? öyleyse bu konuda lus onunde bir açıklam;» japmahydı. Bu gidiş yanhştır MC dkümeti bir çıkmazdadır, ama benim elimden bir şey gelıeı demelmlı. Buna inannorsa, volun sonundakl çıkmazı orüyorsa? \ok, gormuyorsa, bu iktidarın beceriksiz, başarıız, yanlış, işlerini. her giın memleketı bir hatağa doğru göırmesinı kotu, çirkin, hatalı bulmuyorsa dı>ecek sozumuz oktur!.. «Yenl Mİda en büyuk güvencemiz Ataturk'un Çanka\asına Turkiye Cumhuriyeti Anavasasına yureklen bağlı bır dev•t adatnının bulunmasıdır. Ataturk devriminin bir yapıtı oın Anayasa'dan odün venneyeceğine inandığımız sayılı kisi:rden bıridir Koruturk.» Btr sure bnce «Korutürk Uyarıyor» başhklı yazınıda boy• demistim. Arduıdan mektuplar aldun. Okurlar, Korutürk Bnuna dek dajanamaz. MC hukumeti onunde ergeç dırenmei bırakır. dive yazıj orlardı. Bana da şaşmışlardı, nerden geyor bu gıiven, bu umut dhe'.. Altı kez geri çe\ırdi TRT'ye Genel Mudür olarak Bı.Mkogı üniversitesi Profesörü Bay Şaban Karataş'm atanmasına it kararnameyi.. tncelensin dije Başbakana gonderdı. Chsa IC Başbakanı ayni giın Çankaya'ya geri gönderdl, kendisine eri gelen atama>ı.. Bu kez Korutürk geri yolladı, Demırel >eiden, bir daha, bir daha Tam altı kez Koruturk geri çeuri. Az değildir bu. Ârıf olan anlar Komturk'un altı kez bir tamayı geri çevirmesinin ne anlam taşıdığını . Ama MC bu, nlamaz, anlasa da anlamazlıktan gelir! llle de dedlği olaak. ılle de TRT eUerinde kalacak, TalçmUş dayanamadı gltı, öyle>se gelsin Karalaş! TV ellerinde olmalı, tam partizana tajın ^apmalı, hele bır de seçimler ^akın bır tarihte vapııcaksa TV ekranlan MC propagandasıvle dolup taşmalı Irkı, Turancı, Şerıatçı propaganda hemen başlamalı, sarkılarla urkulerle çağdışı konuşmalarla, filmlerle halk uyutulmalı!.. Ben Savın Koruturk'un elınden geleni vaptığınızı sanıyoum. Bir hukumetın atama kararnamesini altı kez çeri \olianak az şey değildir. E\et, sonuna dek direnmedi Savın Cumlurbaşkanı. Anavasa çizgisini aşmak istenıijor. MC iktıdarı ıderlerınden bir uunma, bir kendine gelme bekliyor herhale Boşuna bekleyış, boşuna umutlanış! Bir an önce çokmeı gereken bir iktidar bu. Sayın Korutürk «korumak» görevini liklcndiği Atatiırk deıriminin Anayasa'sına ters düşen, bu ınayssavı bir kez daha bozmak istejen politikacılara karşı [aha scrt, daha kararlı, daha guçlu da\ranmlıydı. Olmadı işe! , Azra ERHAT Nedır kı çağımız msanlığın başma belâ olmuş bırçok hastalık ve salgınlann yenilmesıne, bunlarla ılıntılı olarak kurulrnuş kor ku mıtlerınin ortadan silinmesırie onayak olmuştur. Pandora anamız tüm hastalıklan ıçinde kapsavan Tanrı armağanı o ugursuz kutuyu, merakmı yenemıyerek aç tığı gunden ben hastalıklar surusune bereket kol gezer msanların arasında dıyebılıriz. Bunların en korkuncu, ınsam en asağılatıcı bır sajrı olan cuzzamı da \enebılecek miyız bugün9 Bu raılidenın bıze bır kadın hekım agzıvla verilmesı daha da hoşuma gıtti. Meğer ocak ayının son pazar günti «Dünva Cuzzam Günü» dıye anılır, kurtuluş kutlanırmış, (bu yıl, yann kutlanacak). bu fır satla Doç Dr. Turkân Bılgınle konuşarak savunduğu çabalar üstune bılgı almak fırsatını buldum. «Cüzzamdan sızın Herodotos ve Yunan kaynakları Flruke hastalıgı dıye soz ederler, dıyor. Bu hastalık İran yoluyla Hındıstan' dan gelme olsa gerek. Çın'de 1 ö. 5000 yıllarında var oldugu ve oradan Mezopotamya'ya, Mısır'a ve Afrıka'ya yayıldığı sanılır. O eskı çağlarda cüzzama karşı hıç bır çare yoktu, cüzzamlı Tanrı gazabına uğramış bır gunahkar sayılarak toplum ıçınde korkunç bır tehlıke diye tecrıt edılmekte, kentlenn dışına atümakta. ınsan haklannuı hepsinden yoksun ola rak, yürekler acısı bır olüme terk edümektedir. Dınler de lanetlenmış bu msanlara karşı tecrıt usulleri uygulamaktan (ınsanlarla iuskısız) başka çare bulamamışlardır » Dr Turkan anlatırken, kafamda gordüğum bazı oyunlar, okuduğum bazı kıtaplar canlanıyor. Evet dınler, ozellıkle Hırıstıvanlık ne yapmıştı cuzzama karşı, bır yerde acımavı yüceleştirmek kaygısı, ama asıl ınsana kendı bedenını nefretlık savdırma \e durmadan onu ezıyete sokma egılımi ile masallar uydurulmuştu; peygamberlerm tansıklar (mu cızeler) yaratarak cüzzamhları ıyıleştırmelen, gül gıbı genç kızların sozumona Tanrı sevgı ve coşkusuyla etlerı dokulen hastalara kendileruıı vermeleri, cennetı satınalma emelıyle cmiskınlere» dağıtılan opucükler, vb, vb, bunlar dın kısvesıne burulu ruhsal hastalıklann, bedensel sapıklıklann Batı yazmına yansımasıdır Oysa dınlenn hastalara gordtiklerı ışlenv •«ımasıztüyler ürperticıdır, ir^anlık Hastalıga hıtıılrrftt? kımse ler toplum dışına atılıp ıssız adalarda ya da mıskınler tekkesı denılen leprozon'lerde barındınlmakla kalsalar ıyı, bır de lânetlenmışler, zmcirlere vurulup daglanmışlar, bedenlennı kemıren hastalık yetmıyormus gıbi akla hayale sığmayan işkenceler de görmüşler yüzyıllar boyu. denılen ülkelerde, ömeğın Afrika, Asya, Güney Amerıka ve kımı Akdenız kıyılarmda cuzzam âfetı halâ varaır. Gelelım Turkıye'ye Dr. Bılgm kaba tahmmlere gore yurdumuzda hasta sayısının 40 ıle 50 bın arasında olduğunu soylüyor. «Bunların ancak 5 bın kadarı resmî sağlık kuruluşlarınca saptanmış ve tedavıye alınabılmıştır. öbürlerı hasta olduklannı bıle bılmeden hayatlannı sürdurmek te, teö*ttklat>ö» «e çevrelanılı aşılamflya devani.etmektedir.)i D». Silgm Türkıve'de" cüzzama karşı koruyucu hekımlığın tanhçesını çizmeden once, hasta lıgın bakımını, önleyıcı tedbırlerı ve iyıleşmeyi sağlayan «sulphon adlı ılâcın hem var olduğunu, hem de kolayca sağlanır, ucuz bir ılâç sayılabıleceğıni vur gulamaktadır. Cuzzam mıkrobunu bulan Norveçlı hekım Dr. Sonuç ortada Hastalığını ayıp Hansen ılgınç bır olguya da parsayan, kendıni toplum ıçınde bır mak basmıştır. Verem aşısı olkopekten aşağı gbren cüzzamlı muş ya da veremı yenmış kışısaklanmaktan ve boylece hasta lerın cuzzama karşı bağışıklık ka lıfı rahatça, kolayca, sınsıce yay zanmalan. Turklye'de cüzzama maktan başka çare bulamamış karşı savaşın çeşıtlı aşamalarım tır. Uluslararası tıp örgütlen bıle anlatırken bellı kı Dr. Bılgın'ın cuzzamlıların gerçek sayısmı bı varmak ıstedığı sonuç şu Yurlememektedir bugün DUnya Sağ dumuzda vereme karşı başarılı lık Orgütü (WHO) bu sayıyı 15 bır savaş kazanılmıştır, cuzzam mılyon dolayında saptıyor, acı savaşı da buna benzer yontemler, bır nokta da hastaların dörtte toplumsal bır seferberhk \e etkı bınnm çocuk olması. Oysa has h sılâhlarla verilırse, aynı başan talık kalıtım yoluyle geçmez, ça elde edılebılir. Bakm bu savaşın buk da bulaşmaz, dıyor Dr. Bıl ilk aşamaları nasıl gerçekleştırıl gin O halde, saklüık ve toplum mış «Cumhunyet devrınde savadan ayrı yaşatılan hastaların çağ şın itk olumlu adımı Prof. Dr. dışı sağlık koşullan ıçınde bıra Mazhar Osman Usman tarafınkılmalandır hastalığın onlene dan atılmıştır. Üskudar, Karacamemesıne asıl neden. Gene de ahmet mıskınhanesınde barınan ortaçağ boyunca Avrupayı kasıp kavuran bu taun 17. yuzyıldan sonra gelışmış ülkelerde azalmış ve günümüzde hemen hemen ortadan kalkmıştır Buna karşüik az gelışmiş ya da hıç gelışmemiş MTJTLU BtR DOGUM Sevım ve Halıt SlLAN kızlan AYÇ* HATICE'nın doğumunu akraba ve dostlarına müjdelerler cuzzamlıları 1919'da Bakırkoy Akıl Hastanesının bahçesınde yaptırdığı barakalara >erleştırmış, 1941'de Elâzığ Cuzzam Hastanesının yapılmasmda oncu olmuş ve DDS adlı ılâcın memlekete ge tırılıp hastalara verılmesını sağlamıştır. 1947 yılında Doç Dr. Etem Utku adında ülkücü bır hekım cuzzam savaşı bayrağını elını almış, kışısel çabalanyle ılgılilen uyarmış ve Ankara da bır «Cuzzam Savaş ve Araştırma Enstıtusu» ıle «Cuzzam Savaş \e Araştırma Derneğı» kurmuştur. Kıtaplar, broşurler, konferanslar, toplantüar hazırlayarak yurt çapında bır cuzzam savaşını başlatmış, askerlık kayıtlanndan çıkarttığı hastalardan başlayarak eşantıyon taramalar yapmış ve yurdun bırçok yerlerinde dıspanserler kurarak hastaların tedavıye ve rehabılıtasyona alınmalarını sağlamıştır «Ne yazık kı Dr. Utku Van'a yaptığı bır yolculukta bır trafık kazası geçınr ve olur Dr Bılgın şu gerçefi vurgulamakta «Dr Utku'rlun olumUnden sonra davaya ınanmış, genç, dinamık ve fedakâr hekım lerın ortaya çıkmaması ve devletın de bu konuya yeterınce eğılmemesı nedenıyle cuzzam savaşı sonuçlanamamış, hattâ yarım kalmıştır » Anladığun kadarınca, Dr. Bilgın bu savaşta bır grup hekımle bırlikte kendısının de üyesı bulunduğu Dernegın başka derneklerle işbırlıği yapmasını ve hele yurdun çeşitlı yerlennde ve ozel likle Ankara'da bulunan bazı has tanelenn cüzzamlılann bakımına aynlmasmı onermektedır Halkın katkısım sağlamak, devletle ve Sağlık Bakanlığıyle ortak programlar saptanarak çalışmaların düzenlı bıçimde yurutülmesını dı lemektedır Dr Bılgın. Bunca yürekli ve olumlu bır atılımda bu güzel msana yardımcı olmak baş ta devletın, sonra da bütün aydmların odevi sayılmalıdır elbette Gen kaİTiışlığın kokenlerinı soyut tanımlamalara gırışmeden gerçekçı bır göruşle saptavıp so mut çabaların yararına ınanıyorsak!.. amuoyu Türkes'i tanımadan sesini duydu 27 Mayıs 1 W S sabahı radyodan: Dıkkat . Dıkkat Muhterem vatandaşlar' Radyolannızın başma geçınız, güvendığınız Sılâhlı Kuvvetlerınızın sesı, bır dakıka sonra sıze hıtap edecektır » Ve bir dakika sonra Türkeş Turk SılâhU Kuvvetlerinin ıdareyı ele aldığını» haber \eriyordu. Darbe başanya ulaşmıştı. Alpaslan Türkeş (eskı adıyla Hüsevın Fevzullah) hem ihtilâl komitesinde görevliydi, hem Başbakanlık Müstesan oldu. Bir de tum ülkevı kapsavacak «Ulku Bırlıği» tasansı hazırlığı içınde>di Ama dikta>a donuk hesaplannı gerçekleştıremeden General Madanoğlu'nun e^lemivle gözaltına alınıp vurt dışına sürüldü. Aradan yülar geçtl 4 temmuz 1975 gunü Alpaslan Türkeş bir basın toplantısmda »u sozieri so>ledi: « CHP, 27 Mayıstan bnceki donemde, oyla Iktidara gelmeyı başaramayınca, bır ihtilâl tertıp ederek DP'yl sıyaset alanından sılmek istemışUr Şaibelı bır sıyasl partıdır. Bir gazeteci sordu: « CHP'yı 27 Mayıs ıhtılâlını tertiplemekle ıtham edıvorsunuz, oysa ıhtılâlın ba^ından sonuna kadar ıçınde olduğunuzu her zaman 1söylemektesınız. Siz CHPnm bu hareketmı ^bıliyor musunuz" » Turkeş: « Bılmıyordum, sonradan oğrendim.» • 1969 yılında \avınlanmış «Lıderler Dıyor kı» kitabında Abdi Ipekçı Turkeş"e soruvor: « Bır komando meselesı var; bu husustaki düşüncenız» Türkeş: « Biıtun siyasî partıler her memlekette meşru baskı gruplarını ele geçırmeye çalışırlar. Bu meşru baskı gruplanyla zir.de kuvvet <janı ordu) teşekkullenyle işbırlıği yaparak ıktıdara gıden yolu kendilerıne açmaya çalışırlar Yanı gençlık örgütlenmesınde MHP bu ışı ılk yapmış partı degıldır» Abdi tpekçi: « Denılıyor ki bu komando kamplan bujuk mali ımkânlara bağlıdır. Oysa MKP'nm mali imkânları bellı, sınırlıdır. Dolayısıyla bunun finansmanının nasıl sağlandığı şuphelıdır» Turkeş: « Bız komando kamplan dedığimız kamplan şu şekılde fmanse edıyoraz. Hangı bolgede açılacak ise o bolgede daha once bır «Komando Hazırlık Komitesı» kuruluyor. Komıte bu kampm yerinı, daha sonra o kampta, bulunacak pençlerın savısım tespıt edıyor ve bunlann ihtiytçlarını tespıtten sonra tedarıke geçüıyor.> Niteliklcri Genel Başkan Türkeş'çe acıklanan ksmplardan 1969 sonuna değın 35 adet kurulmuştur. • Aradan zaman geçmiş komandolar vetfytlrilmi?; sonra bu komandolann ulke ıçinde zorbalık c^lemleri başlamıştır. Bir çeşit askrıcil kuvvet gibi vetiştirilen komandolann saptanan amaçlar içindeki kanlı saldınlan sSzkonusu olduğu zaman; MHP Başkanı Alpaslan Türkeş, Parlamentoda şu açıklamayı yapmıştır: « Komandolar Güvenlik Kuvvetlerinin yardımcısıdırlar > Ajnı açıklamayı bir kez daha vineleven MHP Genel Sekreter Yardımcısı Sadl Somunoğlu MHP'li komandolann Gü\enlik Kuv\etlerine yardımcı olacaklannı 13 ocak 1976 da ANKA ajansı muhabirine söylemiştir. Alpaslan Türkeş ise MKPTi komandolann Kırıkkale ve Karadeniz Tapısı tabancalarla donatıldığını basına acıklamıs; bu silâhlaria e\Ieme çeçildiğini belirtmekten kaçmmamıstır. MHP Genel Başkanının bu demeci gazetelerde va^ınlanmı?tır. Son olarak Ege t'niversitesine saldm düzenleven komandoları kusatıp silahlan\la birlikte te«Hm alan kan ddkulmesini engelliyen \e gorevini verine eetiren Bornova Jandarma Kumandanı Yüzbaşı ffanefi Erkan icin Başbakan Yardımcısı Türkes'in yargısı sudur: . Bu vuzbaşı aşm solcudur, olaylan meydana getiren de bızzat kendısıdır.» • Oysa MHP, vukandan beri Genel Başkan Türkes'in ittraflarıvla saptandığı pibi 648 sajılı yasanın 107'inci maddesine avkırı bir evlem içindedır. Askercil eğitimle komandoIan kamplarda vetfştireTfk sılâhlandırdığım Turkeş kendl dilivle açıkiamıştır. Ve bu zat şimdi Başbakan Yardımcısı, Devlet Bakanı olarak Mlllî Güvenlik Kurulu içindedir. Bilmeyiz ki bu konuda soylenecelt haska söz var mı? TÜRKiYE BiüMSEL VE TEKNiK ARAŞTIRMA KURUMU Yurt Dışı Doktora Sonrası Temel Bilimler Araştırma Bursları Doktorasmı tamamlamış ve kendl konusunda doktorasından sonra araştırmalar yapmış ve yapmakta olan temel bılımlenn matematık, fızık, kımya, astronomı, yer bılımlen, biyoloji, biokımya, bıofızık, jeofızık, ve bunlar gıbı temel fen biUmlerindekl araştırmacüara çalışmalarında karşılaştıklan ve yurt dışındakl ımkânlarla çozümu soz konusu olan guçluklerini gıdermek Içın 2 ıle 10 ay arasında burs venlecektir. Burslar ayda. Avrupa ülkelerı ıçın 450 , Amerıka Bırleşık Devletlen ve Kanada içln 500. dolardır. Burslann dağıtımı için aşağıdaki şartlar konulmustur. 1. Türk vatandaşı olmak. 2. Doktora yapmış olmak 3. Yurt içinde başlamış olduğu bir araştırmanın başlangıç safhasını aşmış ve bu araştırmanın yurt içindeki ımkânl»rta çözümü güç olan bir basamagına gelmış olmak. 4. Yurt dışında yapacağı bfhmsel araştırma içln sırurları belll blı çalışma programı vermek. 5. 1 Ocak 1976'da 40 yasını geçmemiş olmak. 6. Bursa müracaat ederken veya bursa aday olarak seçıldikttt sonra en çok 3 ay ıçerismde çalışacağı Kunundan araştırms japacağı süre içın bır akseptans getırmek. 7. Kurumda yapılacak mulâkata katılmak. 8. Çahşmanın yapılacağı yerdekı dıle nakım olmak ve bunu d«vlet lısan sınavını verdığmı belırten belge ıle veya Turk Amerıkan Derneğı, Ahııan Kultur Derneğı, Fransız Kultur Derneğı ve%a Ingılız Kultur Keyetı gıbı kultur derneklermden alınacak belge ile tevsık etmek. (Bu çalışmavı yapacağı menüeketteto bır unıversıteden mezun olanlardan bu belge aranmaz). 9. Doktoradan sonra yapmış ve japmakta olduğu çalışmalarli ılgılı yayınlannı gondermıs olmak ve aynca kendısı ve yap»' cagı çalışması hakkında referans verecek 3 ısım bıldırmek. 10. Burs tahsisı, adaya aıt bılımsel çalışmaların ve ılgılı dölcü manların ıncelenmesınden sonra Kurumca yapılacaktır. Burs lara müracaat 2 de\rede ^apılabılır. 1 devre müracaat sıires 27 Şubat 1976 gunu saat: 17 30'da, U. devre müracaat suresı ist 27 Ağustos 1976 günü saat 17 30'da sona erecektlr. llgılılenenlerın Turkıye Bılımsel ve Teknık Araştırma Kurumu Bıhm Adamı Yetiştirme Grubu Sekreterlıgı, Ataturk Bulvan 221 Kavaklıdere ANKARA adresme müracaat ederek gerekli formı ıstemelen gereklıdir. Kurumdan sağlanacak form ıle yukandakı şartlara aıt ve fonn da belırtılen belgelenn tamamını yukarıda belirtılen tarihlere kadaı Kurumda hazır bulunacak şekılde gondermevenlerın muracaat ları ışleme konulmaz ve postadaki gecıkmeler dıkkate elnmas. (Basın. 10873) 643 CAĞDAS YAYINLARI Eklerte Ikind Baskm ÇIKTI İLHAN SELÇUK VEFAT VE TEŞEKKÜR Fmel'lı r.akırr,, a^oıkat merhum Hayri Hukumen'm ve Zah.oe Hukumen'm kızı, Muazzez Sıpka'nın kardeşı, Yıldıran Ozre'ik'ın annesı, Sevgı C.uier'ın teyzesı, Orhan Şıpka'mn baldızı, Müzehher Özçelik 2111976 çarsamba gunü Hskkın rahmetıne kavuşmustur. Cenaze töreninde bulunan, telefon, telgrafla başsağlıgı dıleyerek acımızı paylaşanlare, Emruyet Şube mensuplanna, Kuçukçekmecs Beledıyesıne teşekkürü borç büırız. Voni krallar Yeni Soytarılar Fiyatı 20Lira tsteme adresi: ÇAĞDAŞ YAYINLARI Cajaloglu Halkevi Sok. ne: 3941 İSTANBUL RUHI SU ve SÜMEYRA ÇAKİR Köroğlu ve türküler resitali Ayın sen ksnseri 25 Ocak 1976 Pazır gunu saat 21.30'da DOSTIAR TiYATROS'J'nda MUAZZEZ ŞIPKA, SEVGİ GÜLER, YILDIRAN ÖZÇELtK, ORH\N ŞIPKA (Cumhurıyet: 652) ACI KAYBIMIZ Çok sevgılı kardeşımiz ve ağabeyimiz TEŞEKKÜR Sevgılı annemız, emekh oğretmen MEMUR AL1NACAKT1R tsyerl Ümraniye'de bulunan PTT Araçtırma Laboratuan MUdürlügundelu münrıaJ memur Radrolannda çalıstınlmas üzere 2 Şubat 1976 Pazartesl günü saat 09 00'da yaptlacalt sınavla 9 ERKEK memur almacaktır. tstekllıerin; 1 En az orta vs dengı ofcul mezunu, a 30 Taşıru geçmemiş, 3 Askerltginl yapmış. olmajan; ve en geç JU.l 1976 cuma günU saat 17.00'ye kartar dfl«kc«, dıpioma, ntifus cüzdanı ve 2 adet totografla Ümranlye Şıle yolu Uzertndeki MüdürlUgumüz Personel Serrislne smhseo müraoaat ederek smava çırlş belfsesi almalan gereklr. Fazla bılgl 37 61 m,"20 numaralı telefondan alınabtlir. Ahmet Helvacıoğlu'nu elım bir trafık kazası sonucu kaybetmiş bulunuyOruz. Kederlı kardeş aılelerıne, yakınlanna, dostlarına ve ış arkadaşlarına baş sağlıgı dılerız. STOP KOZMETİK ALI HLLVACIOGLU İŞ ARKADA!>LARI (Gurol Reklam: 651) gerek rahatsızlığı sırasında ılgılerinl esırgemeyen, gerekse 8 11976 günıi vefatı dolayısıyla cenazesıne katılan, ıçtenlikle telefon, telgraf, mektup ve bızzat gelerek tazıyelerıni bıldıren, çelenk gonderen vefakâr akrabalarımıza, de ğerll dostlarımıza hatım dua^ında bulunan guzide dın adamlarımıza, Sa\m Dr Bahattın YARDIMCI ve Sayın Dr. Yılmaz ÖNEL e mınnet \ e şukran duygularımızı arz ederız ^\LATLARI ZEHRA TARIM'ın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle