Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BİRLEŞEN YOLLAR,, TRT'DE GEÇEN HAFTANIN DA BAŞLICA KONUSU ÎDt DIJ KAYNAKIAR VE iliJKiliR MÜDÜRİ) EYİKAN; «FiLMiN EKRANA GELMESi TAMAMEN NORMAL YOIDAN 0LMUJTUR. DERKEN, « B i R l E P YOLLARl» YAPAN VE TRî'YE ÖNEREN ÇAKMAKU «MilLi SiNEMA» HAKKINDAKi CELERiNi AÇIKLIYOR. TRT'de geçen haftanın konusu gene «Birleşen Yollar»dı. Bır yandan THT Genel Müdürlüğü, Yönetim Kurulu kararına uyarak, filmın ekrana nasıl geldiğl konusunda soruşturma açmış, bir yandan da savcılık îilmin anayasaya, devrim kanunlanna ve TRT ilkelerine aykırı düştüğü iddıalanru ihbar kabul edip, konuyu bilirkişiye aktarnuştı. Cumhuriyet, her ikî soruşturmada önemli sorumluluk mevkilerinde oturdukları içln, birincl derecede adlan geçen iki kişi ile konuştu. TV'NİN YENİ YAYIN DÖNEMİ ŞUBAT'TA • EKiM BAJINDAN BU YANA iZLEÛİĞiMiZ BAZI DİZiLER, ŞUBATTA SONA ERİYOR VE YENiLERi BAJLIYOR. ÇiZGiLERLE JERRY LEVViS, ORMANLAR KRALI, KALKACAK DiZiLER ARASINDA. maceralarını anlatıyor. • KRAL VE BEN (Anna and the Kıng) Yul Brynner ve Samantha Eggar'm baş rollerini paylaştıkları dizi, ayni adlı ünlü müzikal oyun ve filmden esinlendı. Çocuklannı yetiştirmesı için bir Amerikalı mürebbiyeyi ülkesine çağıran Siyam Kralı konunun hareket noktası. Farklı kültürler arasındaki çatışma, kornedi üslubu ile veriliyor. 30'ar dakikadan 13 bölüm. • YABANCI GÖZÜYLE (The Eye of Beholder) Ekramn başında size dünyayı gezdirecek bir dizi. Gerçeğe çok yakın olması içtn, çekimler tam bir turist gözü ile yapıldı. Daha çok mitoloji öykülert ve efsaneleri ile çesitli yöreleri tamvacaksınız. Yarımşar saatlik 26 bölüm. TRT, 13 tanesini satm aldı. • BÎLDtKLERİMÎZ EİLMEDtKLERtMÎZ (Discovery) Cocuklar için bilimsel bir dizi. Geçmişteki keşifleri anlatarak başlıyor. Bugünün gelişmelerini sunnyor, ardından geleceğin fantastik olasıhklanm anlatıyor. Çeşıtli ülkelerd» 7 TV ödülü kazanmış bu diziyi büyükler de sevecekler. Yanmşar saatlik 26 bölüm. • POLYANNA Ünlü çocnk klasik romanı Polyanna, çızgi film olarak hazırlandı. tyimser olmak, iyi düşünmek temasmı işliyor. • DAHA DÜNDÜ (C'est HierO ORTF yapımı Bü'vük Savaş'm jkind bölümü. Büyük Savaş, Nurenberg'de sona ermişti. Bu KurenbeTg ertesi başlıvor ve gunümüze kadar, çeşitll yörelerde savaşmağa devam eden dünyayı anlatıyor. RadyoTV Televizyon yenl yaym dönemine şubat ayında girecek. Programlann genel duzenlenmesınde küçük değişiklikler var. örneğin Sihirbaz bu dönemde, erken saatlerde, 19.00'da yayınlanacak. Onun yerini belgesel bir dizi alacak. Ekim başından beri izlediğimiz bazı diziler, şubatta sona eriyor ve yenileri başlıyor. Çizgilerle Jerry Lewis, Ormanlar Kralı kalkacak diziler arasında. Yeni yayrna girecek diziler de şunlar: • Dr. DOOLİTTLE Hung Lofting'in ünlü çocuk klasiğınden çizgi film tekniği ile filme aktanldı. Yarımşar saatlik 17 bölumden oluşuyor. Hayvanlann dilinden anlayan Dr. boolittle'in maceralarmı küçükler sevecekler. • TAŞ DEVRt (Flintstones) Tatlı Kahramanlar ve Bizimkiler yaratıcısı Hanna Barbra'nın pek çok ödül almış bir TV dizısi daha. Her yaştakilere hitap eden dizide, taş devri görünümü altında, çağımız hicvediliyor. Yanmşar saatlik 28 bölüm. • MOHİNÎ (Mumfie) Gene çocuklar için bu kez kukla yöntemi ile çekilmiş bir dizi. 15'er dakikalık 30 bölümü var. Bir filin ormandaki FiLM EKRANA NASIL GELDi! Birleşen Yollar, 1974 yılında bir kez reddedildikten sonra, 1975 ramazaru öncesi, Çakmaklı tarafından ikinci kez TRT'ye tekliî edilmiş ve yeniden komisyona girmişti. Bu kez filmi komisyona sokan kişinin, yeni komisyona başkanlık da eden Ayhan Eyikan olduğu söylenmiştl. Film bu komisyondan geçmiş, ancak ramazan ayı programına girmemiş, ocakta plana alınca da, TV Şube Müdürleri şiddetle karşı çıkmışlardı. Ancak daha sonra, yayının sağlandığı öğrenilmiştl Curnhuriyet'in sorulannı bu hafta, TJış Kaynaklar ve llişküer Şube Müdürü Eyikan yanıtladı. SORU Filmin ikinci kez komisyona girmesinin usulsuz olduğu ve bu ikinci girişi sizin sağladığınız iddialan var? EYİKAN Filmi görevli oldugum komisyonda izlerken, ikinci kez geldiğini bilmiyordum bile. Ne ilk komisyonda vardım, ne de haberim vardı. Pirmalar bize filmlerini kendileri teklil ederler. Bu teklifleri bana bağlı Film Işleri Şubesi değer lendirir, komisyona havale eder. «Birleşen Yollar>da ayni yoldan geldi. Izlendi ve yayına engel görülmedi. SORU Kımse itlraz etmedı mi? EYİKAN Bızim komisyon kararlarımn bir özelliği vardır. Ancak ittıfakla alınan karar uygulanır. 3 2 ya da 4 1 karar bile ahnsa, TV Daire Başkanlığı, aleyhte verilen oyun red gerekçesini okur. Bu gerekçeyi kabul ederse, filmi yayınlatmaz. Uygun görmezse, bir kez de Genel Müdürlüğe durumu aktarır. Red gerekçesini sunar. Artık son söz Genel Müdürlüğündür. «Birleşen Yollar». komisyondan ittifakla geçmiştir. İkinci kez komisyona gelmemn usulsuz oldugu iddialanna gelince.. Evet, filmlerin ikinci kez komisyona gelmeleri, Yayın Planlama Şubesi Müdürü özdemir înce taralından yasaklanmıştır. Ben de înce'ye bağlı bir şube müdürü olduğumdan, bu kararı uygulamak zorundayım. Ne var ki, lnce'nin kararı, «Birleşen YoUar»n ikinci kez komisyondan geçmesinde sonraki bir karardır. Filmin ikinci kez komisyona getirildiği iddialannı duyunca soruşturma yaptırdım. Yalmz «Birleşen Yollar» değil, daha dört film, böyle ikinci kez komisyona girip yaymlanmış, daha önce.. SORU Hangi îilmler bunlar? ETİKAN «Ezo Gelin» (Orhan Elmas), «Bir Türke Gönül Verdlm» ve «Kınk Hayatlar» (Halit Refiğ), «Keloğlan Can Kız» (Metin Erksan). Uygulamada başka örneklert de olan bir olayı ortaya atarak, adımın etrafında şüpheler uyandırıldığını, ya da benim bazı kişilerle birlikte bazı kişilerle karşı olduğum havasının yaratılmasına çalışıldığını uzüntü ile görüyorum. «Birleşen Yollar»ın ekrana gelmesi, tamamen normal yoldan olmuştur. Herhangi bir kasıt, ya da art niyet yoktur. Yapımcısı Çakmaklı, «Birleşen îollar» hakkında, hem Savcüık, hem TRT Teftis Kurulu soraçturma açtığı için konuşmuyor. TRT'ye teklif eden de, Teklifi kabul eden Kurumun da film işleri danışmanıydı. Çakmaklı Cumhuriyet'in sorulannı yamtladv. SORl" Filminizin Anayasa'ya. Devrim Yasalarına ve TRT ılkelertne yakın oldugu iddiaları var? ÇAKMAKLI «Birleşen Yollar» hakkında, bir yandan savcılık, bir yandan da TRT Teftış Kurulu Soruşturma açmış bulunuyor. Bu soruşturmalar sürerken, görüşlerimi açıklamam, hukuk anlayışı bakımından yanlış olur. Bu sorunu. zu, iki soruşturma sona erdikten sonra cevaplayabilirim. SORU O halde. «Birleşen Yollar»ı bir yana bırakalım. Geçen hafta Cumhuriyet'te, Rıdvan çongur, bu filmin milli sinema türünde TRT'de ilk örnek olduğunu söylemişti. Sizin de. buna paralel görüşleriniz var. Sizce milli sinema nedir? ÇAKMAKLI Milli sanatın iki ana hedefi (Devanu 9. sayfada) Hmcal ULUÇ HAFTADAN SEÇMELER TV'DE SİNEMA MÜTHİŞ YAYIMLAR Mahmut T. ÖNGÖREN Son giinlerd* TRTdeki müthiş y«ynnlır cMüthi» Bir Trtn» ile başladı, «Birlejen Yollar» ile sürdii v * tMüthlş Bir Trenıln de bulunduğu dlzidtki ton iki filmin ve kadın erkek ejitliğlni konu alan cForum» programının yaMklanmasıyla bu yayımların mülhlşliği daha da artiı. Her kafadan bir set çıktı. Ama kimse TV seyirctsinin özellikle «Müthij Bir Trtnıe ve aynı dizinin yayımlanabilen diğer hikiyelerine gö»terdiğl tepkı ve bu dizinin haztrlanmasına yol eçan id«olo}lk. görüş üzerinde durmadı. TV seyirciieri bu hikayelerin filmlerini sevmedi, beğenmedi ve anlamadı. Çiinkü bunların seviler.ek, beğenilecek ve anlaşılabilecek. niteliklcri yoktu. Niçin? İkinci bir soru daha var: Bu dizinin son iki filmi niçin yasaklandı? bilir mi? Kaldı kl, bu söz konusu dlzintn ySnetmeninin İleriye sürdüğü bir göriis. Ama «Müthiş Bir Tren»i izledikten sonra, bir öncekl TRT yönetiminln böyle bireysel bir çalısmaya izin vermekle kendisinin de aynı bireysel görüşe ne denli tutkun oldugu anlaşılıyor. Geçen haftaki gazeteler bugün TV yayım alanının yirml milyon kişiyi kapsadığını yazıyordu. Düşününüz. Yirml milyon kişinin yaşadığı bir bölgeye yayım yapan TRT Televizyonundan bir hikâye dizisini filmden yayımlayacaksınız. Hikâyeleri hiçbir seyirci anlamayacak. Çünkü bu hikayelerin filme alınışından yine anlaşılmayan bir film anlatım dili kullanılacak. Ustelik bu fitmlerde topluma hiçbir yorum, değer ya da düşünce getirmeyeceksiniz. Yirmi milyon kişiden kaçı TV izliyorsa, bu insanlara yararlı olabilecek tek bir özelliğe yer vermeyeceksiniz. Seyirclnin en yoğunlaştığı 20.30 gibi bir saatte onu şaşırtacak, tedirgin edecek ve hattâ bazılannın ( T V önemli bir film yayımladı, ama galiba ben bir şey anlamadtm» diye kuşkulanmasına ve kendine olan güvenini yitlrmesine yol açacaksınız. Böylece salt seyircilere değil, filme aldığınız hikayelerin yazarlarına da büyük haksıılık edeceksiniz. Sonra da kalkıp «Halk anlamıyor» diyeceksiniz. Böyle bir anlayısa, böyle bir uygulamaya ve böyle bir yayım politikası içinde yer alan bir yapıta nasıl saygı duyulabilir? İNSANIN YÜCELMESİ... TV'nin bir türlü değerinin jarkına varamay\p, kimsenın ideyemiyeceği bir saatte. bır de düzensız yaymlayıv, kelimenin tam anlamı ile kxydığ\ dizi, însanm Yücelmesi bu hafta ekranlara veda ediyor. Bronotcski'nin. mağaradan alıp atom çağına oetirdiği uyaarlığı, yani Insanın Yücelişi'ni, ne/is bir televizyon dıli ile anlattığı bu dizi için bir Ingiliz eleşlirmen tBBC'nin insanhğa armağanı* dıye yazmıştı. lnsamn Yücelmesi'nde bu haftamn konusu, itısanm kendisi. Biyolojik evrimi ve buyümesi! (Çarsamba). TV'de deneysel nitelikteki çabaların geleceği Atillâ DORSAY Toplumlar da, insanlar gîbî, yaşadıkça öğreniyorlar. Çevremızde hergün oluşan çeşitli olaylar, bize her alanda, her konuda, defişilc olgular, kişiler, kavramlar, ötretiler üstüne, kitaplarda yazılanlardan çok daha dolaysız ve etkili dersler getiriyorlar. Somut olarak yaşanan ve denenenın gücü, bu.. 30 yudır uygulamaya çalıştığımız, uyguladığımızı sandığımız demokrasiyi nasıl halâ çeşitli yönlerir gücü ve zaafı ile öğrenme aşaması içindeysek, çağunaın kitle haberlesme ve iletişim araçlannın en güçlüsü olan bir Televizyonu da öğrenme, gücünii ve zaaflannı tanıma aşaması içindeyiz. Türkiye'nin yazgısı bu konularda hep geç kalmak oluyor genellilüe.. Batıdan ithal etöğimia, ithal etmek zorunda kaldıgımız toplumsal / siyasal yöntemleri ve öğretileri de, teknolojilc gelişmeleri de hep batıya kıyasla çok geç uygulamaya geçiyor, onlara kıyasla çok daha kısa bir zaman süresi içinde benimsemeye ve topluma benimsetmeye çabalıyoruz. GUçlüklerin çoğu da galiba buradan doguyor.. Konunun ideolojik yanı Şimdi «Müthis Bir Tren» ile baılayan ve btş Türk hlkayecisinin yapıtından oluşan diziyi ele alalım. Bu diziyi hazırlama sorumluluğunu bugünkü yasa dıjı TRT yönetlmi tasımıyor. Diziyî, uğradığı haksızlığı her zaman belirHifiimiz ve uygulanmayan yasal haklarını da elimize her gecen firsatta savunduğumuz bir önceki TRT yönetimi haırrlattırmıstı. Başında Ismail Cem'in genel Müdür olarak butundu4u bu yönetim yerli dizilere ağırlık verdiği zaman ilk olarak «Sinekli Bakkalm seçmişti. Bu yapıtın edebiyatımızın içindeki yerini ve önemini hiç kiiçümsemeden $u soruyu soralım: Acaba Türk Televizyonunun ilk yerli dramatik diziti için «Sinekli Bakkaln secmeıi belli bir ideolojik görüşt mi dayanıyor? Yok sa bu bir ratllantı mı? ÜÇ YENİ OYUN VAR TV'de bu hafta üç yeni oyun var. llki. bu gece başlayacak bir dizi. Alphonse Daudet'nin. Jack'ı. Birer saatlik 13 böJüm lıolinde geliyor. Hafifmeşrep annesi ve onun dostu ile geçmemeyip düsen bir detücanlının trajik yaiamt. Kulaktan Kulağa. Lady Augusto Gregory'*;., Memet Fuat'm Türkçest üe dihmıze aktanlan komedisi. Asılsız bır dedıkodu nerden nereye ulaşıyar?. Başrollerini Bozkurt Kuruç. İlyas Avcı. Zafer Ergın. Çetin Tekındor, Elçın $anal. Maral fiutku, Yalın Tolga, Turgut Sangöl, Gülcan As paylaşıyorlar. Üfuncu oyun pazar akşamı gehyor. Bundan boyle her pazar 20.35'de kuçvk bir oyküden X V oyunu ya da filmi haline getirılmtş, Amerikan Columbia yapımı bır dizi uleyeceğız. Bu haftaki ilk öykünun adı, Zıncır ve Nelıir. Paul Douglas ve Betty kendisını ısıran kopeğın kuduz olduğunu sanan babayı oynuyor. Baba. azgtn set sularına kapılmamuk için kendini ağaca zıncirle bağlar. Sımdi kız tçm iH karardan binni seçmek kalmıştır: Kuduzsa, etrafa zarar vermesini önlemek icm bobosnü vurmak, sağ'amsa. zincirlermden kurtarmak. McCormocfc bajroldefeT. Douglas Fakat savunanlar var Buna karşın bu müthiş yayımı savunaniar var. (Müthiş BK Tren»in yayımını izleyen günlerde bir günlük gazet« yazarı he men (Bravoıyu çekiverdi ve diğer yazarlardan gelebilecek eleş tirilere yanıt olabilecek bazı görüşleri de ileriye sürerek özel likle (TRT'nin böyle bir filme niçin para harcadığım soranlar çıkacaktır» da deyip daha işin başında haklı hücumları önlemeye çalışlı. Daha başkaları ise gazete sütunlarında bu diziye yaklasık olarak harcanan bir milyon liranın yerinde bir masraf olduğunu savundular. Diğerleri dc aynı dizinin (Türk edebiyatına ait bir takım temel ve belirli değerlerin ekrana getirilmesine» hizmet ettiğini belirttiler. Bunlar «Müthiş Bir Tren» ile başlayan dizinin TRT Televizyonunda gerçekleştiril mesini sağlayan, ama sonra yasa dışı işiemler sonucunda TRT nin dtşında kalan ve yukarda kısaca tanımlanan TV program poMikasının uygulayıcılarıydı. Öte yanda sağ başından bazı yazarlar da kendilerine özgü görüşlerle aynı diziyi savundular. Böylece söz konusu program politikasının uygulayıcıları ile sağcı düşünürleri bu müthiş yayımın bir araya getirdiği görüldü. Fakat önemli olan bu degildir. Önemli olan seyircinin, halkın (ister sağcı olsun, ister solcu) bu diziden hiçbir şey anlamaması ve bu diziye bir kuruş bile harcanmış olsa, bu pa ranın sokağa atılmış sayılması gerektiğidir. Bir başka nokta da bu gibi dizilerle Devletin ilk kez sinemamıza yardım elini uzattığını sananların ne denli yanıldığı ile ilgili. Devlet sinema mıza film yönetmenlerinin halkın anlayamayacağı filmler yap masını sağlamak için yardım edemez, etmemelidir. Eğer Devlet sinemamıza yardım edecekse, halk için belli bir sanat anlayıştnı taşıyacak filmler yapılması yolunda yardımcı olmahdır. , „.. SÖZ SMUNMA'NHL Birleşen Yollaı'a yönelik eUştlriterin hedefl Yücel Çakmaklıydı. Filmi yapan ve çeken oydu. Erksan'm filmleri denetimden geçmişmiş öncekl haftanın ortasında TV Daire Başkanı Zeki Sözer tarafından «Denetim Kurulu, biçıra ve içerık açısından mahzurlu buldu» gerekçesi ile yayından kaldırılan, bu karar daha sonra Yönetim Kurulundan geçirilen Metin Erksan'ın yaptığı Hanende Melek (Sabattin Ali) ve Eski Zaman Elbiseleri (A. Hamdi Tanpınar) adlı öykiilerin denetimden geçtiği öfrenildi. Cumhuriyet Muhabırıne bügi veren bir denetçi «Her iki film de, Genel Müdürlük kademesinde denetimden geçmiş ve yayınlan uygun görülmüştür. Bu kademedeki denetimden sonra, Sözer'in yetkisi, yasaklama değü, erteleme olabilirdi. Sözer karannın tepkilerini görünce, konuyu yönetim kuruluna götürdü. Kurulun verdiği yasaklama karanndan sonra da (Yedinci Sanat adlı bir programda geç saatte yayınlanacak) açıklaması yapıldı. Oysa Yönetim Kurulu kararları kesindir. Bu nasıl şey» dedi. Ayni denetçi «Erksan'ın bu son iki filmi, ilk üçünden çok farklıydı. Kolay, basit, anlaşılabüir bir dille çekilmişti. Gösterilse halk sevecekti» dedi. Hanende Melek'in, Sabattin Ali adı yüzünden yasaklandığı, Eski Zaman Elbiseleri'nin de «Zevahiri Kurtarma» uğruna feda edildiği söylentileri TRT kulislerinde iyice yaygınlaşırken, Genel Müdür Vekili Doğan Erden «îsim yüzünden program yasaklansa, başka programlar da yasaklanırdı. Bu dedikodulara inanmıyorum» dedi. Hanende Melek'in yasakland:ğı hafta Sanat 1976 programında Bertolt Brecht ile birlikte, Türk TV tarihinde ilk kez Nazun Hikmet adı ekrana gelmişü. Nasıl bir rastlantı olabilir? Şimdi bu toruya yanıt verelim. Bir önceki TRT yöneHminin hazırlatiığı yerli diziler arasında Halit Ziya Ufaklıgil'in «Aşkı Memnu» adlı yapıtı ve Ömer Seyfettin'in hlkayelerl v»r> Gerçi Ömer Seyfettin Oımanlılığa karşı çıkan bir yazar. A n a bazı hikâyeteri d« kendinden önceki dönemleri yansıtıyor. Bu da doğal bir lutum. Fakat TRT Televizyonunda dizi olarak yayımlanan Omer Seyfettin'in hikâyeleri «A}kı Memnu» gibi hep eski dönemleri, daha «çıkçatı Osmanlı tmparatorluğu zamamndaki olayları ve görüşleri yansıtıyordu. Uyanık bir gözlemci ya da seyirci eibette tBundan ne çıkar?» diye soracaktır. Fakat daha uyanık bir kişi de bu ilk yerli dizilerde hep Osmanlı dönemi yaşamının yansıtıldığını ya da günümüıdeki bazı olaylara ve durumlara Osmanlı Imparatoriuğu zamanındaki olaylarla ve durumlarla bakıldığını gdzden kaçırmayacaktır. Çünkö bu dizilerin TRT Televizyonundan yayımlandığı günlerde TV yayımlarında Osmanlılığa özenildiğini gösteren başka belirtiler de vardı. Program aralarında «.«ray müziğinden örnekler sunulmakta ve yine etki dönemlerin mınyaturleri gösterilmekleydi. Osmanlı İmparatorluğunu konu alan belgesel diziler de aylarca TV yaytmlarını kaplamıjtı. Ayrıca söz konusu yönetim TRT'de işbasına geldtği zaman ilk olarak televizyonda ve radyoda gelîştirilen program türii de tarihsel Türk müziği olmuştur. Hatta bu tür müzik 1M2' den beri salt batı müziği yayımlayan eski ikinci programa ve yeni TRT3> de yine aynı yönetim tarafından konmuıtur. Bir baska nokta daha var. Bir önceki TRT yönetimi Devletin, TRT eliyle ilk kez Türk sinemasına elini uzatmasuıı sağlarnak amacıyta ilk diıiler için bazı film yönetmenlerimizle anlastığı zaman, bu yönetmen seçiminin de aynı çizgiye göre yapıldığını görmüştük. Seçilen yönetmenlertn yaklasık olarak hepsinin aynı görüşü payla^tıkları gözden kaçmryordu. TV'DEN NE BEKUYORDUK Metin Erksan'ın lilmleTi konusunda kopan fırtına, bize TV konusunda kuşkusuz hatırt sayılır, önemli dersler getiriyor. Birçok ülkede 30. yılını doldvıran TV olayınm toplumsal gücü ve etki alanı hakkında batı kaynaklı kitaplar ns derse desin, bazı olaylar yaşanmadıkça bğrenilmiyor. TV'nin evlerin içine dek giren, kendini evlçinin ahşümış, rahat koşullan içinde seyrettiren özelliği dolayısıyla ne sunarsa sunsun geniş bir alıcı (seyirci) ldtlesme kabul ettirebildiğini, insanlann örneğin sinema veya tiyatroda özel bir zaman ve ücret karşüığı seyretmeye yanaşmıyacakları birçok şeyi TV'de seyredeceklerini düşünürdük. Buna kanıt olarak da, ancak sinemateklerde çok sınırlı bir Mtleye seslenen eski filmlerin sessiz veya sesli sinema klasiklerinin «TV'de Sinema» veya «Yedinci Sanat» gibi prograralarda sürekll sunulduğu halde hiç yadırganmadığını gösterirdik. Böylece, TV'nin, eskileri oldugu gibi, yeni, atılımcı, deneysel ve «avant garde» çabalan da seyrettirmek ve kabul ettirmek konusunda önemli bir olanak sağladığına inamr olmuştuk. Bu müthiş yayım bir deneme mi? Özellikle «Müthiş Bîr Tren» Içm ilginç bir deneme filmi diyenler var. Bu görüşü biran için geçerli ve doğru saysak bile, TRT Televizyonunun bir önceki dönemde görevde bulunan yönetiminin büyük bir masraf karşılığında böyle bir deneme filmi yaptırmasını da büyük bir gaflet ve vurdutnduymazlık olarak kabul etmemlz gerekiyor. Dünyanın bir başka yerinde var mı böyle bol keseden para harcayabilen, seyirci yi hiçe sayan ve ustelik «Müthiş Bir Tren» gibi deneme filmi yaptıran bir TV yönetimi? Ote yanda, T R T Televizyonu deneme filmleri yaptıramaz mı? Yeni anlatım dillerini kullanan yönetmenlere olanak veremez mi? Bu sorulara kesinlikle hayır denemez. He var ki, bu gibi filmleri yapacak olanlar hem genç yönetmenler arasından seçilir, hem de bu gibi filmlerin çok ucuza sağlanması yoluna gidilir. Bir de böyle deneme filmlerinin ya geç saatlerde ya da öğleden sonraki programlarda, yani seyirciniz az oldugu ve TV yayımlarında önceden yapılacak açıklamalarla ancak bu konuya meraklı seyircilerin Izlemeye çağnldığı zamanlarda gösterilmesi gerekir. Bu gibi durumlarda bile bir iki sinema uzmanının deneme fitminden önce ve sonra yapacağı konuşmalar ya da tartışmalarla seyircinin konuya yakınlaşması sağlanmalıdır. YEHUDİ MENUHİN... 20. asrın en büyüJc Jceman usias\ DENEME YftPIUR, AMA... Ama, anlaşılan, bunun da belirli bazı smırlan var. Bu smırlar da kuşkusuz, belli sanatsal ve estetik ölçütlerden geçıyor. Sinema yazarı Erman Şener dostumuz, yine Erksan filmleri dolayısıyla yapılan bır soruşturmaya şöyle diyor: «Peki, haftada 48 saat yavın yapan bir TV'nin, zaman zaman bu 48 saatlik hacımden yanm saatini, bir saatini deneye ayırmaya hakkı yok mu?» İlginç ve yerinde bir soru.. Var. kuşkusuz. Ustelik böyle bir çaba gerekli de.. Ama, ayni biçimde, seyircinin, hele Turkiye'de TV'nin içinde bulunduğu aşamada. sunulana tepki göstermek, beğendiğıni veya beğenmediğini belli etmek hakkı da var. TV'de gösterilen Welles. Hawks, Huston gibi ustalann bazıları «zor« filmlenni, 50 yü öncesinin solgun ve titrek sessiz yapıtlannı, (Devamı S. sayfada) Hepsi bir arada Yukarda saydığımız yapıtlar, görüsler, programlar, dizi ler ve yönetmenlerle ilgili noktalarm hiçbirinin sakıncası olmayabilir ve bu noktalarm ve kisjlerin hemen hemen hepsine de ayrı ayrı saygı duyulması gerekebilir. Yukarıda belirtilen yapıtlar edebiyatımızda onemli bir yer kapsar. Yukarda belirtilen programlar da özel bir önem taşır. Yukarda kısaca belirtilen diziler için seçilmiş olan film yönetmenlerimiz M * tln Erksan da dahil sinemamızda önemli aşamalar kaydetmişlerdir. En sonunda da şunu belirtmek gerekir: Osmanlı imparatorluğu Ulkemizin tarihsel gelisimi içinde görmezliğe gelinemeyecek bir anlam tasır. Hâla üstümüzden atamadığımıı bazı Osmanlı alışkanlıklarımız da vardır. Fakat eğer bu denli çok Osmanlı özelliğine ya da geçmiş tarihimite değgin hikâye, olay ve «jörüş ileriye doğru bir aşama yapma cabasında olan ve tüm zorluklara karşın da bu yolda emckliye emekliye yürüyen Türkiye'deki çağda;la$ma deviniminin içindeki TRT'de bir araya getirilirse ve özellikle radyo ve TV gibi en etkin kitle haberlesme araçlarında kullanılırsa, durup düşünmek gerekiyor. TRT'deki bu çaba belli bir ideolojik temele mi dayanıyor diye... Ustelik bir önceki dönemde TRT'de bu noktaya ağırlık veritmesine karşın, radyoda ve televizyonda halkı çağdaşlaştırmak için hiç gayret gösterilmemiş oluşu ve yaklaşıK olarak da her program tiiründe, ama özellikle müzikte kültüümüzle ilgisi bulunmayan ve etkin yozlaştırıcı özellikler ta;ıyan yerli öğelerin ağırlık kazanması, kişiyi tMüthiş Bir Tren» ile başlayan film dizisi hakkında ister istemez kuşkuya düşürüyor.. özdemir İnce'nin açıklaması. TV Program ve Yayın Planlama Müdürü Özdemir İnce. bu sayfada, geçen hafta çıkan haberlerde «ılgisinin bulunmadığı olaylara adının karıştırıldığı» gerekçesiyle bır açıklama gonderdi, lnce'nin açıklamasını yaymlıyoruz: «12 ocak 1976 tarüıh Cumhuriyet'te yayınlanan bir yazıda, gazeteniz muhabmyle konuşan «çok öfkeli bir müdüre göre», «Birleşen Yollar» m yayınlanmasmı sağlayan kişi TV. Program ve Yayın Planlama Müdürü Özdemir Ince'dir. Kimdir bu ofkelı müdür, adı verilmıyor. Oysa, gene aynı tarihli gazetede bir çok TV yetkıli ve sorumlusu bu fılmle ilgıli düşüncelerim açık açık söylemekte ve kimlıklenni vermektedirler. Böyle onemli bir iddianın, kasıtlı dedikodunun üzerine çıtap kimlik ve somut belge ve ömeklerle ıspatlanması gerekir Bu filmin seçimi ve yayınlatılmasıyla hiçbir ilgisi yoktur. Bir filmin seçimi ve yaymlatılması bir vonetmelığe bağlanmışnr ve bu yonetmelığe göre, seçim ve yayına ilişkin hiçbir yetki ve sorumluluğum yoktur. Program ve Yayın Planlama Müdürlüğü'ne 2 ekım 1975 günü atandım ve göreve 10 ekim 1975 günü başladım. Film, ağustos 1975'de, Genel Müdur adına görev yapan Film K o misyonu tarafından seçılmiş. Film, ocak ayı filmleri listesi TV Daıresı Başkanlığı tarafından onaylandıktan sonra prototipe konmuştur. Bütün bunlar yönetmelıklere uygundur. Ancak, iddia edildiği gibi film iki kez komisyona sunulmuş ise, bır idari soruşturma açılır ve ?erçek ortaya çıkar. Yazınm ortalarma doğru, yanlış haberı yayan kişinin ya da kışilerin •Birleşen Yollar»ı bahane edip benim kışiliğımi amaçladıkları ortaya çıkıyor. Katıldığım bir toplantıda «ne olacak canım, bir sağdan, bir soldan (film) gösteriyoruz» dediğim iddia ediliyor. Ankara Televizyonu ile Program ve Yayın Planlama Müdürlüklerı ayrı ayrı bağımsız ünitelerdir; bu bakımdan, Ankara Televizyonu Müdürü'nün salı günleri kendisine bağlı şube müdurleri ile yaptığı toplantıya katılmam mümkün degildir. Katılmadığım bir toplanrıda nasıl konuşabilirim? öte yandan, bu toplantıda film haklunda belki konuşulmuştur, an(Devanu 9. s&yfad») l k r r. ( Yehudı Menuhin, cumartesi günü Hafta Sonu'ndan önce ekrana geliyor. Menuhin. Kempff (Piyano) ve Rostropoviç (Viyolcmsel), Beeüıoven'ın Arşiduk Vçlüsu'nü seslendirecekler. Pazar gecesi Külkedisi (Rossini) ve Oberon (Vt'eber, uvertürlerini de TV Senfoni Orfceslrasj sesiendiriyor. Haftanın bir ilginç müzik programı da cuma günü: Ayhan Önal'm S'ızın SectiJclerintz. Bugünkü yönetimin kusuru «Müthiş Bir Tren» ile başlayan dizinin hazırlanmasından jorurnlu olan TRT yönetiminin yasa dışı işlemlerden ötürü bugün işbaşında bulunmadığını belirtmiştim. Böylece bu diziyi yaytmlama işlemi yeni TRT yönetîmine kaldı. Bu yeni yöne tim de ne yapacağını bilemedi. Anlatım dilindeki acayiplikten ötürü diziyi hiç yayımlamamak mı gerekirdi? Yoksa bir milyon liraya yakın bir harcama sonucunda oluşan filmleri seyirciden doğal tepki gelecekmiş gibi gostermeli miydi? Yeni yönetim ikinci yolu seçti. Fakat seyircinin büyük tepkisiyle karşılaştı. Benim kişisel görüşüme göre de, bu tepkiden çekinerek «Hanende Melek» ve «Eski Zaman Elbiseleri» adlı son iki filmin yayımını yasakladı. Bazıiarına, özellikle bu diliyi yaptırtan eski TRT yöneticilerine bakarsanız, bugünkü TRT yöneticileri yasaklama kararını salt Sabahattin Ali'nin adından ötürü aldı. Ben sanmıyorum. Çünkü bu yasaklama karanndan bir iki gün önce TRT Televizyonu ayın sanat olayları programında radyo ve TV yayım tarihinde ilk kez Nâzım Hikmet ile ilgili bir bolüme yer vermiştl. Ama diyelim ki ben yanılıyorum ve «Hanende Melek» Sabahattin Ali'nin adından ötürü yasaklandı. Bu eibette şiddetle kınanacak bir olaydır. Fakat eğer aynı filmler, dizinin daha önceki filmlerinin gördüğü olumsuz tepkiden ötürü de yasaklanmış olsa ortada yine kınanması gereken bir olay vardır. Çünkü ne sonunda bu dizideki filmlerin hepsi birer sanat yapıttdır ve madem ki hepsi baslangıçta programa konmuştur, eksiksiz yayımlanması gerekir. Bu dizideki filmler eğer birincisincten itibaren geç bir saatte ve hazırlayıcı konusmalarla yayımlansaydı, herhalde seyirci böyle tepki göstermezdi. Bugünkü TV Daire Başkanı ilerdeki bir tarihte her iki filmin de böyle bir düzen içinde gösterileceğini demeçlerinde belirtmiş bulunuyor. Eğer bu söz tutulursa, hem yasaklana ksrartnın Sa bahattin Ali'nin adından ötürü olmadığı kanıtlanır, hem de her iki filmi görerek daha yeterli bir yargıya varırız. Bu arada, bugünkü TRT yönetimini değerli bir yazarı mızın adından ötürü denetimden geçmis filmleri yasaklamakla kınayan eski TRT yönetiminin sorumlularına da sormak gerek: Sizin zamanınızda Dazı piyesler ve özellikle Yılmaz Güney gibi bir filmcinin yapıtları denetimden gectikten sonra hiç yasaklanmadı mı? Ve de tüm llgilil*re soralım: Bu müt hîs dizi TRT'ye, diziyi yapan yönetmene, TRT • Türk sineması ilişkilerine ve hepsinden önemlisl TV seyircisine yarar mı sağladı? Yoksa zarar mı? i Gerçekten sizin seçtiklerinizden ohışsa bu güzel programa sbylenecek sfiı kalmayacak. Ne var ki, TRT'nin bitmez tiıkenmez ve çoğu kapristen farksız kural uygulamaları yüzünden, seçtMerinizden çok farklüan ekrana gelebüiyor. Cumartesi geceleri MiUe Luci (Bmbir J?ıfc) adlı îtalyan Sovunda, 20. asır müziğini yasamağa deranv ediyoruz. Rafaella Carra ve Mına, bu hafta 1915 30'lar arası âevreyi sunuyorlar. 'BİZİM GAZİNO KALDIRILDI!.. TV'nin üç ayn şehirde hazırlanan şovlan içinde seyircinin en fazla ilgisml toplamağa başaranı, Izmır Yapımı «Bızım Gazıno», TV Daire Başkanlığı tarafından yayından kaldırüdı. Cumhuriyet'in bu konudaki sorusunu, Zeki Sözer selcreten aracılığı ile «Söyleyecek bir şeyım yok» diye cevaplandırdı. Bızım Gazıno, geçen salı günü, TV Şube Müdürlerı toplantısmda Ankara Televizyonu Müzik ve Eğlence Yayınlan Şube Müdürü Yılen Atamer tarafından sert şekilde eleştirilmişti. Atamer, boykotlu Yasemın Kumral'ın ekrana çıkanlmasını, Melike Demırağ'a yasaklanmış bır şarkının (Ninnı) okutulmasını. kendisine olağandan fazla süre aynlan Vedat Çetınkava'ya hem sarkı, nem türkü okutturulmasmı dofru Dulmamıştı. Cıcı Kızlar için hazırlanan mizansen için «Oralarından. buralanndan paralar saçan genç feızlar sunuşu doğru olmadı» dedi. Kadınlar Matınesi yapmak, masanın üzerine küçük Itız çıkartıp oynatmak da yakışık almayan davTanışlardı. Meselâ bir gazinoyu taklit etmekse, naklen yayın arabaları bır gazınonun önüne çekilir ve daha kolay. daha ucuz ve daha gerceği yapılırdı. Atamer. Cumhuriyet Muhabinnin «Programın kaldırılmasına ne dersiniz» sorusunu da şöyle cevapladr. «110 çeken bır programı yanlışlardan dolayı kaldırmak verine. düzeltmek yolu seçilme daha doğru olurdu. Bizim Gazino. Wr jrazino parodisi ve hicvi olarak düsünülmüştü Taklide dönüştüğü göriilünce, yapılması gereken hataların dUzeltümesiydi.» Bireysel ideoloji Bu dizinin özelliklerine geçmeden önce ?u noktayı belirtmekte yarar var: Osmanlılığı savunanlar ya da çağdaşlasma süreci içindeki Turkiye'de Osmanlılık üzerinde duranlar, eğer «Türk toplumu çok kendine özgü bir toplumdur. Bu nedenle çağdaşlaşmaz bu toplum, ama eğer çağdaşlaşacaksa da ancak Osmanlılığa özgü koşullarlı çağdaşlaşabilir» diyorlarsa, «Müthis Bir Tren» ile başlayan dizi de aynı noktaya erişmis ve kendi çizgisinde de başanya ulasmıs demektir. Yukaridaki görüşe sahip olanlara bugün bazen «Osmanlı sosyalisti» de denmektedir. Bu açıklamanın gerçek sosyalizmle bir ilgisi olmadığını eibette genç kuşaklar bilmektedirler. Çünkü yukaridaki görüşe sahip olan yaratıcılar ve sanatçılar bireycilikten öteye gidemiyorlar. Nitekim yazınm başlangıctnda kısaca özetlemeye çalı;tığım TRT program politikasın da «Müthiş Bir Tren», ile başlayan film dizisi de ancak bireysel bir çıktşın en görkemli örnekleri arasında yer alabilirler. «Müthiş Bir Tren» den hemen önce yayımlanan bir karşılıklı konuşmada da yönetmen Metin Erksan bu noktayı «dizideki hikâyeleri salt ken disinin seçtiğinl, salt kendine gore bir anlatım dillnl kullandığını ve sanatın saft sanatçı için olduğunu, Ustelik toplum için yaratan ki;ilere de sanatçı denemeyeceğinl, ama bir bas ka sözcük bulamadığı için de yine sanatçı demekten kendini almadığını» sdylemedi mi? Bundan daha bireysel bir görüs. ola İĞNE BATMAZ... Dudaklarınızm arasına bir iğne koyup konusmayı denerseniz, bczı harflerde (BPM) dudaklarımzı kapamak zorunda kaldığınız için iğnenm battığmı farkedersinız. Bu gecekı Aşık Edebiyatı adlı programdakı Aşıklar Alışması'nda usul böyie olacak 15te. trticalen birbirlerıne lâf atan ve cevap veren âsıklar, dudafctortnm orastna iğne yerleştirecekler. Gaye. atısmada. ığneyi batıran harfleri kullanmamak. Büyiık bir Türkçe zenpinliği ve zekâ ktvrakhğı gtrek, itl*ueceğmızi taruyona. kaftlabtfmefc ' ç ' " . fi(rt il*