Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
W on bes on yıldır Rah lllkelertnl saran seks filmleri salgım bir süredir ül'Kemizı de dört bir yandan sarmış durumda. Soltak duvarlarındaki afişlerden gazete sayfalarına kadar uzanan büyük boy resimlerde sevişen mutlu çiftleri tüm çıplaklıgı içinde ızlemek. artık günlük yasantımızm önemli bir kesiti. Öyle ya. Baü uygar toplumlarının bu konuda da bize örnek olması kadar dofal ne olabllir? Bunlar Batı uygarlığınm ürünleri degü rai, gümrükleri de açanz kesemizi de! CUMHURlm 10 Ocak 1975 S OLAYLAR VE GÖRÜSLER düzen vardır, bUtünün mutlulugu vardır. îegildülerın ve bunlara Daglı öencıl ıstek ve eğılimlerin egemen oldugu ülkelerde düzensızhk ve anarsi vardır. Bu açıüan seks filmlerıne baktıgımızda. onlann eenellikle toplumsal düzene aykırı, gıderek bu düzem vozlastıracak bir nıtelik taşıdıklarını rahatça söylevebüıriz. Bütün bu psikolojik, sanatsal ve toplumsal yaklaşımlar içinde olumlu bir değer niteliği göstermiyen seks filmlen neden vapılır? Yapımcılar bu uğurda neden emek. zaman ve para harcarlar? Bu sorular bizı ekonomik vaklaşıma geçirir. Ekonomik vaklaşım içinde seks filmleri Üretiminde bulduğumuz temel nitelik. bu üretimin ekonomik kazanca dayanmasıdır. Bunun nedeninı. cagımızda sinema ile televizyon arasında ortaya çıkan acımasız savaşta bulabiliriz. Televizyonun eerek dünyada ve gerekse Türkiye'de sinemaya büyük bir rakip olarak çıkması, büyük film endüstrislni. ekonomik yönden güç koşullar içine itmis bulunuyor. Büyük film endüstrisi. dünyada oldugu gibt Türklre'de de yitirdiğı pazan tekrar elde edebilmek tçin, her yerde bir devlet kurulusu olan ve bunun için de toplumsal degerlere saygılı olması gereken televizyonun çalışamadıfı bir alana el atmış oluyor: Cinsel içgüdü alam. Bunun için bu alanı olanca (rtlcüyle sömUrüyor sinema. Böyle bir davramş. hiç kuşkusuz, sanata. topluma ve toplumsal ahlâka aykındır. Bu. salt, kaba ekonomikkazanca dayalı bir eylemdir. Seks filmleri üreüminin temel ilkesinin kaba ekonomik kazanç hırsı olduğunun en açık kanıtını, bu tür film üretimine söz gelimi halk demokrasilerinde değil de. özellikle özgürlükçü demokrasilerde rastlanması olayında görebiliriz. Demokrasiler. ahlâk rejimirtir diye belirlenir. Ama, öyle görünüyor ki. bu ahlâklılık ilkesi: kazançlara zarar vermedigi sürece geçer olan bir Uke diye anlaşıhyor. Büyük kazanç. varlıgını tehlikede gördüğü an. İçinde yer aldıfı ve toplumsalahlâksal düşüncelerinl ber.imsedijH sistemin en temel prensirjlerini bile vadsımaga gidebiliyor. Bunun en belirgin Ornegini. seks filmlerl salgınının ftzellikle özgürlükçü demokrasiye inanan ülkelerde orta çıkması olayı en açık biçlmde gözümüzün önüne seriyor. ., Faşızm Gelırmiş ski egemenler arasında tebdil gezmcyt sevenler bulundugunu tarih vazar. Dördüncü Murat, Harun Reslt, Anlan Yörekli Rişar'ın bu volda llglnç Öyküleri vardır. Kaddafi'nin de eski sultanlara özenip Libya'da tebdil gezdijini bir vakitler okumuştum. Tebdil sezmek, kılık degiştirerek dolaşmak demek... Toplumun eeemeni. bö.vlece aşaeı mnınann yaşayışını görmek. vasalann ııvırulanıp uy» gulanmadığını denetlemek olanağmı bulurmuş. Blr anlaımia saraym duvarlannı, ama gerçek anlamda sınıftar arasındald duvarlan asmak İçin bir çare, blr yöntem Imiş tebdil gezmek... Yaşadıçımız toplumun effemenlerine eser Içlerinde ITİ nivetliler varsa blraz tebdll gezmelerinl öğütlerim. Hanl bu is İçin Svle büyiik |riri*imlere Cerek de yok... Dogu illerinin dafbası kövlerlne, ya da (riineydofu sınırlanna eiU «Inler demiyorum: blr fabrikaya işçl, blr önlverslteye ötrrncı, ya da hir mahpushaneye tutuklu eibi firmeyî smasınlar bakalım; gSrfip göreceklerl nedir? Ama bu isi raparken «nce vaKiyrtnamelerini hazırlayıp çoluk çocuklarıyla lıelâllaşmayı da unutmasinlar. Çünkti fidip de dönmemek var .. Eski padisahlar tehdil jrezdikleri zaman can eüvenlikleri yerindeydi. Sultan krndi.sini tanıttığı zaman karşısındaki yerlere kapanırdı: Seks filmleri salgını. Türk toplumu açısından gerçekten çok düşündürUcii. Son günlerde bu konuda yapılan forumlar, gazetelerde çıkan yazılar, konunun öneminı olanca açıklığı ile önümüze seriyor. Sorun, tek yönlü degil. ona çeşitli yaklaşım biçimleri içinde egilme rorunluğtı var. Bu yaklaşım biçimlerini, psikolojik, estetik, ahlâksal, toplumsal ve ekonomik ol*rak belirleyebiliriz. Şimdi sorunu, bu yaklaşımlar içinde ele almak istiyoru*. SEKS FİLMLERİ ÜZERİNE Prof. Dr. îsmail TUNALI Bu söylediklerimiztn ışıgı altında seks filmlârine baktıgımızda ne görüyoruz? Geneüikle bu tür filmlerin ınsanın cinsel ıçgüdüsüne. hayvansal yanma seslendiğini, onu harekete geçirmeğe ve onu tatmin etmege çalıstığını görüyoruz. Ama, böyle bir tatmin, insanın duygu, düşünce ve kültür varlıgı ile ilgili bir tatmin olmaktan uzaktır. İnsan kişiliği, böyle bir tatminin çolc dışmda kalır. Seks filmlert bize b«yle bir estetik tatmin veriyorlar mı? Onlar, genellikle içgüdüsel bir doğayı içgüdüsel bojrutlan içinde veriyorlar, insanın yukarı ruhsal yasamına, duygu, düşünce, kültür v« toplumsal yanma hiç dokunmadan kahyorlar. Bunun doğal bir sonucu olarak da, kültüre, insanın insanlığına ters düsüyorlar. E Psikolojik Açı Psikolojik açıdan baktığımızda, genellikl* bu fümlerin belli bir içgüdüden hareket ettiğini, belli bir içgüdüyü ve buna bağlı istekleri tatmin etme erefi güttüfünü görürüz: Bu belli içgüdü cinsel içgüdü olduğu gibı, buna bağlı istekler de cinsel isteklerdir. Içgüdüier (beslenme içgüdüsü, korunma içgüdüsü, analık içgüdüsü ve cinsel İçgüdü). Ruhsal hayatımızın temelini oluştunırIar. Bizi biopsişik yönden yaşama bağlayan içgüdülerdir kuşkusuz. Ama, içgiidüler hiç bir zaman ruhsal hayatımızın bütunlügünü olusturmazlar. Ayrıca, bu içgüdüler arasında en güçlüsü cinsei içgüdü de değildlr. Içgüdüler yönünden Insan ile hayvan arasında hiç bir ayncahk yoktur. Ama, ruhsal yaşam Insanda içgüdüler üzerinde eğilimler, duygular ve düşünceler gibi yukarı varlık katlanna ulaşır. Bu varlık katlannda insan, degerlerle dokunum içlne girer, kendine erekler ve ülküler koyan bir varlık hâline yükselir. Böyle bir varlık olarak da insan artık kaba, bencil içgüdüler düzeyinden uzaklaşır. bir degerler ve kültür dünjrasına, toplumsal bütüne ulaşır. Ahlâksal Yaklaşım Toplumsalahlâksal yaklaşıma gelince: Daha Platon'dan beri toplumun akla ve ahlâka dayandıgını biliyoruz. Toplumun akla ve ahlâka dayanması, toplumun ereginin bütünün mutlulugunu sağlamak olması anlamına gelir. îçgüdülerin bencil ve toplumun bütünlügünü, yurttaşların karsılıklı saygınlıgını ortadan kaldıncı olmasına karsılık, akıl altruizm'e ve bütüne yöneliktir. Buna göre, toplumun bütünlüğü içinde içgüdülerin yeri yoktur. Söz gelimi vaktiyle Platon Homeros'u, destanlarında, toplumun akılsal düzenini bozacağı korkusu ile duygulara ağırlık verdiği için ideal devletinin dışında bırakmıstı. Platon'un toplum için söyledikleri genel boyutlan ile günümüz için de geçerlidir. Çağdaş toplum da akla ve ahlâka dayanır. çünkü çagdas toplum belki çok daha fazla bütünün mutluluğuna yöneliktir. Aklın egemen oldugu ülkelerde Estetik Yaklaşım Estetik yaklaşıma, seks filmlerinin sanat yönüne gelince: Genel olarak bu tür filmleri savunanlar şöyle bir varsayımdan hareket ediyorlar: Seks insan yaşamının bir gerçegi olduğuna göre, sinemanın bu gerçegi işlemesi kadar dofal bir şey olamaz. Hiç kuşkusuz, sanat dogayı bütün gerçekligi ve çıplaklıgı içinde anlatabilir. Bir sanat türü olan sinema da bunu yapabilir, ama sanat olmak koşuluyle. Sanat için doğa yalnızca bir araçtır. Ama. bir araç olan doga, örneğin İnsanın cinsel yaşamı bir araç olmaktan çıkanhp bir erek yapıldığı zaman, iş degişir ve meydana gelen Ürün artık sanat niteliğine sahip olamaz. Sanat yapıtlannın ilk koşulu, bize her çeşit maddesel içgüdüsel yarar ve tatminin üstünde bir tatmin, estetik tatmin saglamasıdır. Aman efendimlz, benl bağisla... Bizim yenl eıremenleıin böyle bir fırsat bnlacaklan ku»kulu .. Çünkü bizimki kendinj tanıtıncaya değin bir kursunla postu deldlrebtllr; ve tahtalı kSyde politika yapmak göreviyle öteki diinvaya (ridebilir. Fahrikada isçi sendika değiştlrmeye kalkı?tıği zaman. finlverültede n^rencl sınavs girmek Istedljrl zaman öldOriiIüyor. Nasıl ve hanei silâhla öldiirülmesi cerekiiğini de Başhakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı anlattı. Bu Isin reçetesi ve peçetesi hazır; dedi M Tiirkes Bey: Oldürmek İçin Kırıkkale vapısı tabanca kullanmah, ya da sil&h Karadeniz'de Imâl edüen yerli tnallardan ounalı. Rux vapısı, Çrkoslovak markası istemem... Anlaşılan Basbuğ, Ruslardan yalnız ikiisadt yardım alacak. Okoslovaklardan da ftvle... Ama Içerde öğrenci ve isçi öldürmeye pelince ille de verll mali... Bakın görün; ne milliyelçi adam!... Şimdi Cephe koalisyonu ve MiUİ GUrenlik Kurulunun da te İçinde; toplantılara katılıyor: ve kimblHr neler anlatıyor Oyelere... Devletin Yfiksek Kurnllan brifinıtlerde dnntm muhakemesi yapadursun; dı»arda isçllere. SfTencilere. aydmlara: sol kanadın akılb uslu buyiikleri ve blı yazarlar, durmadaa ötflt veriyonre: Aman uslu dıırun. çok gürüitü yapmayın, eyleme geçmeyin, yasalara saygüı olun... Öyleylz zaten... Yok. yok! daha »ofukkanlı obnalı... Neden? Faşbnm r^Ilr «onra .. Blr umacı korkusudur bulut gibJ »armi» ortalıfı .. F«» «imı gelivonnu». telecekmls, eellrmis, kapının eslğindeymls: aman fazla ırurultü etmemell, yerinde oturmalı . Aklıma hep Montalırne'in buzağıyı seven adam fivktisfi sellvor. Adam buzafirı kucafına alıp sevmeye Kylpslne slışmıs kl, buzagi koca bir sıjhr olmus, adam alışkanlifindan vazteçemiyor; buzaği sanıyor kucağmdakini... Blz de yasadığimız düzenl demokrasi sanıyoruz. Eh. öldnrülmüyorsak; Işkence förmürorsak: ra da kalb romatizmasıyla mahpushanede azraill beklemiyorsak: rejim faşizm değildir elbet... Böyle durumlarda «12 Mart'ın Balyozu»ndan da gcçmis olanlara sıksık gözdağı veriliyor: Aman uslu dur geliyor... 12 Mart Parlamento faşizminln kendlsiydi. Blr türlü parlamentoyu a$ıp maskesiz olarak çıkmaya cesaret edemedl. Şimdi de bal cibl parlamenter faslzm uygulanıyor. Kitap yasağından adam öldfirmeye dek hersey yürfirlükte... Çagdas İnsanın, kurulusun. siyasal partinin verebileceiH ödünler vardır: veremryecejfl ödünler vardır. Sokaklarda ÖRrenci avınâ jöz yuraan hiçblr Idsi ve kurulus, demokrasiden söz açamâz. Peki ne yapmalı? Herhalde blrşeyler yapmalı... Umacıdan korkajı. urniuunın korkusunda küçülür. ufalanır, yok r^ kisUifindtn. onurundan, insanlığından yitirir... Başbakan Olamamak, OKTAY AKBAL Evet Hayır İKTİSADİ DÜZENDE DEMOKRASI emokrasi, bilindigi ıribi eski Yunan kökenlı demos ve kratos sözcüklerinden türemi»tir. Demos halk, kratos da iktidar anlamlarını taşıdıklarından bu iki sözcüğün birlesmesinden oluşan demokrasi, halk iktidan ya da daha açık bir anlatımla, halkın siyasal yönetime katılması demektir. Bu. rünümüzde kısaca zengin fakir herkese bir oy tümcesiyle tanımlanmaktadır Ne var ki, zengin, fakir herkesin bir oyu oldugu siyasal demolc rasi bu amaca ulaşmada pek de yeterli görünmemektedir. Çünkü, Ülkede lktisadî gücü temsil eden sınıflar genis halk yıgınları üzerinde etkili olarak siyasal vönetimi kendi istekleri dogrultusunda biçimlendirme olanağını her zaman bulabilmişlerdir. Bu nedenle. gerçek bir demokrasiden söz edilecekse. siyasal gücün yanmda iktisadi gücün de bütün ülkede oldukça eşit bir biçimde dagıldıgı bir ortamın yaratılması zorunlu görülmektedir. tşte, iktisadi düzende demokrasi bu nedenle arzulanmaktadır. D «Başbakan olmak*, belld ırâzel bir duygudur. Başbakan, rürkiye Başbakanı diye gezmek, konusmak, törenlere kahlmak, söylev vermek. konuk ağırlamak hos seylerdir. KisJ, bir seldi mi blr daha bırakmak istemeyebilir böyle blr yeri. Menderes on yıl bu koltukU oturdn, kendlliğinden bırakabil41 mi? Can verdi iktidar upnına... Ya Demirel? Dört generatin mektubunu aldığı güne kadar «Bulun 226'yı» deylp durdu, »onra bir de baktık ki 226 tcrekll deytlmis. dört lmzalı blr muhtıra veter de artarmış bile! «1%5'te Başbakandun 1975'te de Basbakanım» dfyor. Ama bu kpz 326'rı bulmak çabasında olan kendisi! Tutunabllmek için 226 oy gerekll, ild ordan bes burdan, ucu ucuna retiriyor. Bilmem su anda blr güven oylaması olsa bn sanya ulaşabilir mi? BelU değil. Meclltier iki aylık bir aralan sonra çalısmaya basladı. BlrMrl ardına sölriin cdecek rpnsorular. Nasıl altından kalkacak iki ayda kendi adayını Meclis Başkanı sectiremeyen MC? Seçim yltirerek ya da kendillğinden Bashakantıfi hırakmıs bir Inönü var, bir de Ecevit. . tkisi de CHP'll... Baska? Başka yok. 1950 öncMintn. blr de 12 Mart ara re.Umlnin Basıakanlan bambaşka koşuliarda is basına getfrlldiler ve nzakaştırıldılar. Blr g&reve gelmek kadar «itmtk de vardır hetapta. Bir kişi Başbakan olurken. Kerektiğl anda Ba$bakan< Iıktan ayrılmak zorunda kalabileceğini de hllmrlidlr. Seçim (azanmamış, türlü yollarla minicik bir çoğıınlnk aaflayabiN •nlş ortaklık hiikümftierinin Başbakanlan zorla. haskıyl», ın»tla. üctidar da kalmaatn yollarını n n m i j ı htnlıriıltr mı t ülkenin tüm isleri alt üst olur... Şlmdi biz o durumdayız... Başbakan Demirel karmakarışık bir lktidann başıdır. MSP bir yana çeker. MHP bir rana. Varla yok arası bir CGP takılmış ardına. n kadar... çişlerimiz, dışlslerimlz hepsi yanm, havada. askıda, boşlukta... Son umut diyerek, daha düne dek Bevnelmilcl komünist» saydı£i filkelerle sıkı işblrllğine girişmeye kalkişıl* tug... Blr yandan böyle dlyecek, öte yandan o rejimin öndereriyle dostluklar kuracak! Bulgaristandan elektrik alırız, Sovyetler gelir sanayi tesislerimizi loırar, Çekoslovakya'dan rardım Istenir. Sokaktaki adam sormaz mı? «Mademki sosralizm çok kötüydü, bu rejimlerle yönetllen ülkeler geri kalmıştı, yoksulluk içtndeydi. peki şimdi bize yardım edenier bunlar değil mi, nasıl oluyor bu iş?» Çelişkiler içinde bir rönetimdir Demirel iktldartarı... Tek başına olsa bir türlü, iiç ortaklı olsa başka türlü... Sonuç değişmiyor. ulusun yerinile »ayması, hatta bir çok bakımlardan serilemesl .. Bir de sürüp giden cinayetler var, gerçek bir anarşinin blr türlü ortadan kaldırılamaması var. Yüksek okullarda öğrenim yapılamaz, bir takım silâhlı örçütler yol kesrr, sınıf basar. adam vurur, döver. Üstelik devlete yardımcı güçler iayılır bunlar! Durmaksızın cinaret işlenir, suçlular buluntnaz. Koskoca gençleri korıımak için analar, babalar ortalığa [lökülür. tlkoknla çocuk götürür şibi yirmlyirmi beş yaşındaki delikanlıları, genç kızlan analar, babalar otobüse hinlirir, otobüsten iııdirir, nerdevse okula kadar götürürleT! CHP Genel Baskanı ne diyor: «Son zamanlarda kendi lâubali nslubüyle CHP'ye meydan akumaya kalkışan Başbakan. önce Başbakanlığını bilmelidir. Hükümet Başkanı olmanın temel sorumluluklanm yerine getirmelidir. Bu sorumlulukların başında bu ülkede can güvenlieini sağlamak gelir. Ülkede can güvenligini sağlamayan bir bükümete hükümet gözüyle bakılmaz.» Başbakan olmayı bilmek başka, «Başbakan olmak» büsbfitün başka... Sayın Demirel bunca yıl tek başına, ya da or> takların desteğlyle Başbakanlık RÖrevinde bulundu. ama Başbakan olmayı bilemedi. basaramadı, yakışamadı bu pöreve... Üstünden düstü, başkasının giysisl gibi... Öte yandan bir Ecevit dünya karşısında oldugu kadar Türk halkı önünde de gerçek bir önderdir, olmasa da Başbakan ağırlığındadır. Önemi. değeri, ağırlığı MC Hükümetinin başı Demirel'den fazladır. Yedi sekiz ay süren Başbakanlığında tek bir kişl bile cinayete kurban gitmedi. Oysa Sayın Demirel iktidara geldiğinden beri kan gövdeyi götürüyor yurdun dört bir yanında kıyımlar, sürgünler. dayaklar, yaralamalar, neler neler... Sayın Demirel «Başbakan olmayı bilemiyor, başaramıyor? Hepimiz görüyoruz, anlıyoruz. Herşey bu kadar açık, bu kadar gerçek.., GERÇEK BiR OEMOKRASiDEN SÖZ EDİLECEKSE, SiYASAl GllCÜN YANINDA iKîiSADi GÜCÜN DE BÜTÜN ÜLKEDE OLDUKÇA E<tf BiR BiÇiMDE DAGILDIGI BiR ORTAMIN YARATILMASI ZORUNLU GÖRÜLMEKTEDiR. Dr. Tamer ÎŞGÜDEN İÎTÎA ÎKTİSAT KÜRSÜSÜ Hollandah Prof. B. de Gaay Fortman'ın Sao Paulo Devlet Üniversitesirıde geçen mayıs ayında Brezilya örneginden hareketle verdigi bir konferans, kanitalist bir sistemde iktisadi demokrasinin nasıl sağlanabilecegi konusunu işlemekteelir. Konu ve icerigi vönünden bu konferansm Türk okuyuculan için ilginç olacagını zannediyorum. Bu nedenle asagıda anılan konferans. özü olanaklar çerçevesinde korunarak özetlenmeye çalısılmıstır. Temel sorun tktisadl düzende demokrasiyi sağlama yönünden Prof. B. de Gaay Fortman'ın yanıtını aradığı temel sorun şudur: Ulusal ekonomi içinde iktisadi güç nasıl dagılmah ve bu gücün Jrullanılması toplum tarafından nasıl denetlenmelidir? Konferansçı. önce kapitalist bir modelin teorik yapısını özetleyerek işe başlamaktadır. Kısaca. kapitalist bir ekonomi teorik vönüvle: • özgür girişimcilifin oldugu. • Kisilerin kendi çıkarlarını kendüerinin komdugu. • İktisadi gücün rekabet so nucu çok sayıda kisilerce payla«ıldıtı ve • Piyasa mekanizması yoluyla tüketicilerin gereksinmelerinin kendiliginden karşılandıgı bir model olarak verilmektedir. Gerçekte ise kapitalizmin işleyişi yukandaki modelden oldukça önemli sayılan sapmalar göstermektedir. örnegin, üretim maliyetleri büyük ölçekli kuruluşlarda çok düşük düzeylerde tutulabilen endüstrilerde, giderek iktisadi temerküz olayı kendisini göstermektedir. Bu yolla işletmelerin temerküzü, yukandaki «özgür guüirocUık» kuraiını önemli ölçüde sınırlamaktadır. Yazarın anlatımıyle. temerküz olayı, özgür girişimciligin sadece büyük kuruluşların endüstriye yeni katılmalan önlemek özgürlüğü anlamma gelmesine yol açmıştır. Ayrıca, tüketiciler de her gün te le^izyonlarda görüldügü gibi yogun. adeta saldırgan bir reklam kampanyasına hedef olmakta ve begenileri etkilenebilmektedir. Bu nedenle, ekonomide hangi mallann üretilecegini belirleyen taraf tüketiciler defil. büyük ölçüde üreMeiler olmaktadır. • Gelir ve servet dağılımmda eşitsizliklerin ortaya çıkması, # Sommlulugu olmayan bir iktisadi güce sahip olunması. Kapitalizmde, iktisadi yasantıyı para kazanmayı amaçlayan çabalar yönlendirir. Gerçekte kapitalizm, topluma yararlı olmak için degil. fakat toplumun bazı üyeleri için salt mali sonuçlar yaratılması amacına dönük bir organizasyondur. Bu organizasyonda insanlann bütün egilimlcri ve ilgileri sadece s^rvet saglamaya yöneliktir. Bu nedenle, para kazanma çabası içindeki insanlar, kendi çıkar dilnyalarının geçerli tek gerçek olduğuna inanmakta, bu gerçegi yakalamak için bütün törel kural lardan sıyrılmaktadırlar. Gelir ve servet dağılımındaki eşitsizliğe gelince, bu olgu, kapitalist ülkelerde çarpıcı bir biçimde kendisini göstermektedir. Ve bu olgu yapılan işler ya da ailelerin genişligi gibi etkenlerle de açıklanmak olanagmdan yoksundur. Konferansta belirtilen noktalardan birisi de iktisadi düzenin sözcügün klasik anlamında «müs tebitler. yarattığıdır. Müstebit bir yönetim denetlemeden uzak oldugu için nasıl yaptıklannın sorumlulugunu taşımazsa, piyasa ekonomisinde de iktisadi gücü ellerinde tutanlar sorumluluklanm taşımadıkları bir çok girişimlerde bulunabilirler. olarak bir kapital saglama zonın lu*u içindedir. Gereksinen bu kapitalin bir kısmı kârdan karşılanır ve iç finansmanda kullanılabilir. Burada şu sorun ortaya çıkmaktadır: Teşebbüsün zenginliginin neden oldugu pelecekteki kârlar üzerinde kim hak sahibi olacaktır? Teşebbüslerin iç finansman fonlanndan ulusal bir fon meydana getirmek gerçekçi bir çözüm olabilir. Bu ulusal fon sosval güvenlik prosramlannın iyiieştirilmesind» kullanılmalıdır. Yahrımlar için kullanılan kapitalin bir kısmı da. bilindigi sribi borç olarak alınır. Borç verenler gelir sağlama amacıyla ta sarrufta bulunanlardır ve doğal olarak faize hak kazanmaları gerekir. Fakat, borç verenlerin aynı zamanda teşebbüsü kontrol hakkına da sahip olmalan gerektiğı söylenemez. Üretim araçlan üzerindeki mülkiyet hakkı. kişiye «adece üretimin sonuçlanndan yararlanma hakkını vermelidir. Yoksa, bu araçlann nasıl kullanılacaSı hakkını değil. Kişisel mülkiyet hakkı. sosyal sonuçlan ya da toplumun bütün zenginliklere yaptığı katkı dikkate ahnmaksızın sahip olunan araçlar ÜTerinde diledijHnce kullanma yetkisini vermez. Bir Ülkede kapital mallan yatırımı. eğitime dönük yatınm. alt yapı yatınmlan gibi çok ceşitli yatınm kararlannın alınması zorunludur. Temelde. bütün bu vatırım kararlannın sistemli bir planıama ile düzenlenmesl serekir. Toplumsal çıkarlara fmcelik tanıyan bir planlama. iktisadi gelisme için ciddl bir çabadır. Fakat. planlamanın piyasanın yok edilmesi anlamına gelmedigini de vurgulamak serekir. Piyasanın tek alternatifi, iktisadi yaşantının bürokrasiye dayandınlmasıdır. Bundan kaçınmak için piyasa işlerliğini konımalıdır. Ancak niyasar.ın. iktisadl ka rarlanr toplumsal maliyetlerini ihmal etmesini önlemek için de Kerekli kurumsal tedbirler alınmalıdır. Planlama bu amaca hiamet edebilir. Kapitalist bir iktisad! düzende Diyasamn bir başka önemli yetersizliği de gelir dağılımındaki eşıtsizliktir. Bu oisu. konferansçıyı. iktisadi düzende demokrasiyi sa&lamak icin önerdiği son noktava eetirmektedir. ELEMAN ARANIYOR DIŞ TİCARET ELEMANI Istanbul Merkez Buromuz Dış Ticaret Servisinde çalıştırılmak üzere, Ingilizce ve Almanca lisanını çok iyi bilen, azami 30 yaşında, yuksek tahsiili bir eleman, TİCARET LİSESİ MEZUNU ELEMANLAR Merkez Büromuz için Ticaret Lisesi Mezunu, azamî 25 yaşında, bayan elemanlar MUHASEBE ELEMANI Merkez Muhasebe Seryisimiz için, Ticari ilimler Akademisi mezunu, azami 30 yaşında bir eleman, LİSE MEZUNU ELEMAN Gebze'deki fabrikamız için azami 30 yaşında, lise mezunu elemanlar. Müracaatçıiarın erkek olmalan ve askerlik yapmış olmalan şarttır. İlgilenenlerin P.K. 1329 Karaköylstanbul adresine müracaatları rica olunur. Müracaatlar gizli tutulacaktır KıpHalizmin förel elsjliriji Konferansçı. kapitalizme dayalı bir iktisadi düzenin töre üzerindeki etkilerini saptayabilmek için 1937 yılında bütün kiliseler adına Oxford'da düzenlenen bir konferansa başvurmaktadır. Bu konferansta ulaşılan sonuclann hâlâ Keçerliliğini koruduguna inanmaktadır. Bu sonuclardan bazılan şunlardır: • Ele geçirme. kazanma duj'gusunun kuvvetlenmesi, İkfisadi düzende demokrasi Kapitalizmin yukanda kısaca belirtilen sakıncalarını haiifletebilmek için Prof. B. de Gaay Fortman iktisadi düzende demokrasiyi sağlamak yolunda aşağıdaki önerilerde bulunmaktadır. Teşebbüsler, bundan böyle «işçi kiralama» kuralı üzerine dayandırılamaz. Aksine, üretimde «işbirliği» kuralı temel alınmalıdır. Bu. iktisadi gücün yok edilmesi degil, dağılması anlamına gelir. Bütün işçıler bu gücün kullanılması hakkına sahip olmalıdır İktisadi düzende bu biçimde bir demokrasiyi sağlayabilmek için ilk aşama. yönetim kıırullannda işçı temsilcüerinin bu^ıınması gereğidir. Daha sonra, tüketiciler gibi toplumun öbür kesimlerinden de bu ktınıllara temsilci gönderilebilir. öte yandan, işçilerin yüzde yüz temsiü ise, işçiler yönünden kollektif bir egoizme yol açsbilir. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanh^ından Fakultemiz Ortopedi ve Traumatolojl Kürsüsünde adet Profesörlük kadrosu vardır. bir Îsteklilerin 19 Ocak 1976 Pazartesi günü saat 17.00've kadar Dekanlıga müracaatları. (Basuı: 10185/260) Gelir politikası Nüfusun herhanrl bir nedenl* aktif olamayan kısmının gelirlerini garanti etmek devletin eörevidir. Hastalar. vaşlıiar ve sakatlar için sosval eüvenlik safelan malıdır. Genel olarak. işletmeler düzeyindekı bir gelir politikasmın izİenmesı sendikalara bıraküabilir. Fakat. inhisarcı eğilimler nedeniyle yeterli bir rekabetin olmadığı endüstrilerde fivat denetimi kaçınılmaz olmaktadır. Prof. M. de Gfiay Fortman sonuçta. iktisadi düzende demokrasivi yerlestirmenin biitiJn sorun larının burada ele alınamıyacağını söyledikten sonra, amacınm sadece bu süreci hızlsndıracak olan bil;nrin tophımlarda verleşmes; gereSini vurgulamak olduğunu belirtmistir. DUYURU TÜKKÎYE ELEKTRtK KURUMU Şebeke Tesis 2. Bölge Müdürlüğümüze 65Î sayılı Personel Kanunu hükümlerine göre çalıştırılmak üzere imtihanla veya naklen aşağıdakı koşullara uygun ÜÇ MEMUR ALINACAKTIR. Adayların askerlik görevın) yapmış, Ticaret Usesı veya Use mezunu olmalan (Ticaret Lisesi mezunları tercih edilir» Jlgilılerin Beyoflu Mesrutiyet cad. No. 241 Kat l'dekl Personel Servisimize müracaat etmeleri gerekmektedir. Tel: 49 02 95 (Basın: 10189/259) ANKARA'DA ARSA ARAN1YOR Matbaa t«sisi tçin kentln gjrisinde, Sıt«ler, Sanayi Carşılan veya Gazl Mahallesinde. sanan cereyanı bağlanabılen ve suyu olan 6U0İÜ00 m2. arsa aranıyor. Görüşmerf ıçın Ankara'da {11 3» IW) telefona her Bün 1016 arası başvurulması nca olunur. (Cumhuriyet: 269) Mali gücün sosyalizasyonu Her müteşebbis, vatırım girisiminde bulunabilmek için do£al Bayındırlık Bakanlığı Yapı Işleri Genel Müdürlüğünden: Çankırı Hükümet Konağı Mimarî Proje Yarışması sonuçları: I. ODffL 2 ÖDÜL 3. ÖDÜL 1. NL1NSÎYON 2. MANSÎYON 3. MANSÎYON 4. 5. MANSÎYON MANSÎYON : : : Mnnar Nuran Karaarslan Y. Müh. Mlmar Halâun Sunal Y. Mımar Ertun Hızıroflu Y. Mimar Patih Gorbon Î L A N Arımtaş Yapı, Tesisat, Teknik Malzeme, Ticaret ve Sanayii A.Ş. Şirkeümiz İdare Heyetı 17.12.1975 tarihli toplantısmda şirket hissedarlannı sermayeye taanhütlerinin yüzde yetmışbeş bakiye borçlannı ödemelerı karannı almıştır. Örtaklaruı ,lân tarıijînc'en itibaren taahhüt borçlannı bir ay içinde ödemeteri, aksi halde haklarından mahrum ve cezai şartın t&hsil edileceği Türk Ticaret Kanununun 408. maddesi gereğince ihtar ve ılân olunur. İDAKE HEYKTt (Cumhuriyet: 276) ÎLAN SÜMERBANK HAUCILIK MÜESSESESi MÜDÜRLÜCÜNDEN: 1 Müessesemizin 1976 yılı lhtiyacı 3 . U kg. Harmanyagı UU O ve Akaryakıt kapalı zart usulü de ünle edllecekur. 2 thale 2 ) Ocak 1976 Sal) plnü saat 15.00'de Müessese1 mızde vapılacaktır. 3 îhaleye iştirak ıçın geçici teminat miktan 2 . U TL. UU U ihaie saatinden önce MUesse^emız veznesine yatınlacaktır. 4 Bu İşe a.c şartname mesal saatleri içerislnde Müessosemiz Ticaret Şefliğinde görülebılir 5 Müessesemiz ihaleyı yapıp yapmamafcta veya diledigine yapmakta serbesttir. SÜMKKBANK HALICILIK MÜKSSESESİ ORMAN FAKÜLTESi DEKANLIĞINDAN Faktlltemiz Ormancılık Cogratyası ve Yakuı Sark Ormancılıgı Kürsüsünde 8'inci derecede açık bulunan Asistanhk kadrosuna Atama yapılacaktır 30 Ocak 1976 Cuma günü saat 10.00'da Yabancı Dü, saat T4.00'de Bilim îmtıhanı vapılacaktır. SINAV ŞARTLAR1 : 1 Asıstan adaylarının Orman Yüksek Mühendisi ve askerligini yapmış olması, 2 îsteklilerin 1 adet resim ve *ınav« girecekieri yabancı dili belirten dilekçelerlni 29.1.1976 günü saat 18.00'e kadar Fakülte Sekreter' Mne verme'erj gerekmektedir. Y. Müh. Mimar Mahmut Tuns Mımar Ssdun Olger : Mımar Ayla Oyarıık Mimar Kılıc UyanıK Mimaj Umur Taluğ Mımar A. Nedım Uıkmen Y. Mimar Ylikseı Eraemlr Y. Müh. Mimar Alpav Aşkun Y. Mirnar P. tlgi Yüce Devlet Güzel Sanatlar Akademisi ve bağlı yüksek okul mezunlarına duyuru 10 ocak 1976 cumartesi günü (BUGÜN) saat 13.30'da DGSA Konlerans .Salonıın<1a ortak sorunıannıizı göriişeceğimiz tanıtnıa ve söylesi toplantısmda birllkte olalım.. IKJS AKADKMİSİ MKZLNI.AR DERNF.fit