Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Federal Almanya'da "telefon dinleme olayı,, yeni boyutlar kazanıyor • Bazı çevreler, muhalefetin Baştakan aday lığı konusunda Köhl'e yenik düşen Strauss' vtn bu işte parmağı olduğunu öne sürerken, Stern dergisinin telefon konuşmasına ilişkin metinleri yayınlaması ortalığı iyioe karışürdı. Yağmur ATSIZ bildiriyor il Kusurlarma rağmen anayasamız ortaya çıktı,, Rauf Denktaş ve Kıbrıs'ta Cözüm «BUGÜNKÜ KONJONKTÜRDE, ÜLKELE RİN VEYA ULUSLARARASI KURULUŞLA RIN RUM LİDERLİĞÎNÎ KIBHIS HÜKÜ METİ OLARAK TANIMALARI VE RUM LARLA BİZE ZARAR VEREBİLECEK AN LAŞMALAR İMZALAYIP, İŞBİRLÎĞÎ KUR MALARI, KIBRISTA İKİ TOPLUM ARA SINDAKİ AYRILIĞI DERİNLEŞTÎRÎR» BONN İki milyon tirajlı «Stern» dergisinin, verdiği sözden dönerek, hattâ büyük bir olasılıkla, döneceğini bile bile söz vererek, «basmıyacağım» dediği bir özel telefon konuşmasmı basması olayı, gerek Federal Almanya içinde, gerekse komşu ülkelerde, kamuoyunu yakından ilgilendirmekte ve heyecam giderek arttırmaktadır. Şimdi gerek dergi, gerekse yazıişleri müdürü Henri Nannen, son derece ağır ifadelerle suçlanmaktadırlar. «Vicdansızca gazetecilik» veya «alçakça bir oyun etmek» gibi saldKilar, bunlardan sadece ikisidir. Bu arada Alman Basın Divanı Q«nel Sekreteri Baron Von Mauchenheim, kamuoyana, Stern'den yazılı savunma istendiğini açıklamıştır. Olayın gelişmes! şöyle olmuştur: Geçen hafta, muhalefetteki Hıristiyan DemokTat Birlik (CDU) Ge nel Başkanı ve 1976 genel seçimleri için muhalefetin Başbakan adayı Helmut Köhl ile Parti Genel Sekreteri Prof. Kurt Biedenkopf arasmda geçen, 3 ekim 1974 tarihli bir telefon konıışmasının, henüz han gisi olduğu saptanamayan bir gizli haberalma örgütünce, saplama yapılarak dinlendiğinin ortaya çıkması, bir bomba etkisi uyandırmıştı. İki politikacı, Stern dergisinin son sayısındaki Köhl'e ilişkin olum suz bir yazının tartışmasuıı yapmışlardı. Durumun ortaya çıkmasına sebep. bilinmeyen kişüerin, konuşma metnini kelimesi kelimesine ve yaüüdjğı dosya kâğıtlarından fotokopisini çıkararak, Stern der gisi yazıişleriyle, Telefon Dinleme Işlemlerini Denetleme Komisyonu üyelefinden Mercker'e yollamaları olmuştur. Bu işte Amerikan gizli servislerinin mi, Sovyet g : ıli örgütlerinin mi, Batı veya Dogu Alman haberalma kuruluşlannm mı, yoksa şansölye adaylığı konusunda hâlâ KöhP.e itişen, Bavjeralı kardeşler! Hıristiyan Sosjal Birlik Başkanı Strauss'un mu parmağı olduğu ( yolunda en akla gelmeyecek tahminler gazete sütunlarını doldururkeıı zihinleri kurcalayan bir başka önemli soru da şuydu: Acaba SORU AET BAKAM.AR KONSEYÎ. Kıbns'ın ortaklık anlasmasını gözden geçirme duruımmda. . Rum hükümetini. Kıbrıs'ın temsilcisi olarak tanıma dıırumıı var bîr de Avrupa Konseyi tnsan Haklan Komisyonıında aleyhimize çıkan blr karar var! Bunları nısıl değerlendiriyorsunuz? • DENKTAŞ Şu veya bu kuruluşun Kıbn» Rum Maresini •Kıbrıs Hükümeti» olarak tanıması veja tanımaması önemli değildir. Bugünkü konjönktürde, gerçeklere ters düşen, böyle bir tutum izliyen ülkeler. yakın bir gelecekte gerçekleri görecek, anlayacak ve siyasetlerini ona göre tayin edeceklerdir. Bugünkü konjönktürde. ülkelerin veya uluslararası kuruluşların Rum liderliğini «Kıbrıs Hükümeti» olarak tanımaları ve Rumlarla bize zarar verebilecek anlaşmalar imzalayıp, işbirliği kurmaları, Kıbrıs'ta, iki toplumu birbirinden daha da ayıran, aynlığı daha da derinleştiren etki yapar... Bu tür anlaşmalar, bir açıdan, Kıbrıs'ın bağımsızlığına ortak olan Türk toplumunun istiskali demektir. Bu tür istiskal yoğunlaştığı takdirde bizi, tam bağımsızlığımızı ilâna itebilir. AET'nin kararlannı ve Kıbrısia ilgili tutumunu. bu çerçeve dahilinde değerlendirmeye ve tepkimizle, alınacak tedbirleri ona göre tayin etmeye çahşacağız. Halen AET'de alınmış olan karar da bu çerçeve içerisinde değerlendiriliyor. SORt Anayasa konusu, gerek förüşmeler bakımından gerekse kişisel bakımdan. sizi epeyce uğraştırdı. Kişisel açıdan, Anayasa taslağının bazırianması konasunda şiddetle suçlandınız. Bu suçlamalara karşı diyecekleriniz? • DENKTAŞ Anayasa konusu, verilmiş olan siyasi mücadelenin çerçevesinde. zamanı geldiği. geregi duyulduğu için atılan adımlardan bir tanesidir. 3960'tan bu yana bu toplum, çeşitli gerekçelerle Rumlann yarattıkları durumlarla, oldubittilerle mücadele etmek zonında kalmıştır. Bu mücadele içinde şu veya bu sorun, bizi, daima «epeyce uğraştırmıştır.» Bu çabalanmızı, mücadelemizi, tutumumuzu, (duruma tamamen vakıf olmayan iyi niyetli dostlar veya muhaliflerimia 1 Rıza YALIN DENKTAŞ'LA KLERİDES 3. Yiyan» jöruşnıeieri ne oUc*k? , Istiskalin yoğunlaşması, bizi bagımsızlığımızı ilâna itebilir ile herşeye vakıf olmakla beraber yine beni şahsen syçlamakta şahsi çıkar görenler) olasıys eleştirmişler; bizi suçlamışlardır. Bu eleştirilerde olumlu göriişlerden istifade ettik, hedefe daha hızla yaklaştık: kasıtlı suçlamalara kulak asmadık, hedeften ve gayeden uzaklaşmadık... Anayasa konusunda da aynı haleti ruhiye içinde hareket ettik. Toplumun mücadelesinde varılmış olan bir safhada, atılması gereken adımı, (suçlamalara rağmen) attık. Tüm Kurucu Meclis'in oy birliği ile onayladığı bir Anayasa ortaya çıktı. Meclisteki beştebir oranmda bir «muhalefet», bu anayasaya sahip çıkıyor ve bizi, «Bu anayasayı istemiyen kişi» olarak göstermek istiyor; gerçeklerle hiç ilgisi olmayan beyanlarda bulunuyorlar. Kasıtlı söylentiler ÜLKEYİ SON TERKEDECEK URUGUAYLI, LÜTFEN IŞIKLARI SÖNDÜRMEYİ UNUTMA,, Brezilya ile Uruguay arasında imzalanan ekonomık işbirligi an laşması uyarınca, Brezilya'nın ekonomik çıkmazda bulunan kom şusuna 50 milyon dolarhk (7n0 milyon lira) kredi vereceği bildiriliyor. Brezilya Devlet Başkanı Ernesto Geisel ile Uruguay Devlet Başkanı Juan Maria Bordaberry arasında imzalanan 12 maddelik anlaşma uyarınca, Brezilya ayrıca Cruguay'daki buğday ürotimini de finanse edecek. Brezilya, büyük ekonomik bunalım içinde bulunan küçük kom şusuna yardım etmek amacıyia, Uruguay'da üretilen buğday ve ete de alıcı oldu. Sözleşmede iki ulke arasındaki ulaşun ve günırük muamelelerine de bazı kolaylıklar getırildi. Onceki yıllarda Bolivya ve Paraguay'daki tutucu rejim ler için benzeri çabalar harca yan Brezilya, Uruguay'daki sağcı askerî yönetimi kurta. rabilmek için çaba sarfediyor. Benim, bunlarla uğraşacak vaktim yoktur. Yapılanlar ve söylenenler, hesaplıdır, kasıtlıdır. Halk da gerçekleri biliyor; bizi iyi tanıyor... Biz de işimize bakıyoruz. Mecüs'in tutanaklan ortadadır. Meclis'te bizi destekliyen arkadaşların tutum ve davramşlan da ortadadır. Kasıtlı suçlacıalann değerini, halk tayin eder... 1958'den bu yana, toplumumuz için dinamik ve olumlu, faydalı ve ileriye yönelik her adım atüışında suçlamalar yoğunlasmıştır. Bu suçlamaların, kişisel eleştirilerin, nereden, niye geldiğini biliyoruz. Bu nedenle huzur içindeyiz. Biz, sonuçlara bakarız. Halkımız da öyle yapar. Her alanda ileriye gidiyoruz. gerilemiyoruz. Daha süra^ li, daha etkili hareket mümkün değil midir? Eleştiri bu olsa. bizi eleştirenlere, «Buyurunuz, yardımcı olunuz, el birliği içinde süratimizi artıralım; daha iyisini yapalım» diyeceğiz; halbuki biza her dalda ve her işte uluorta suçlayanlar ortadadır. Bu suçlamalarının nedenini halk da bilir, mücahit de, Türkiye de... Bu dönemde işbirliği, elbirliği, gönül birliği, birçok konuda dil ve ağız birliği gereklidir. Bunu anlatmaya gayret ediyoruz. Her suçlamaya cevap verilmemesinin de nedeni budur; yoksa, karşılıklı cevaplara, polemiğe, suçlamaya girsek, dava, zarar görür. Dava herş»yin üstündedir. Kurtarabilecek mi? önceki yıllarda Bolivya ve Pa raguay'daki tutucu rejimler için Brezilya nın harcadığı benzeri çabalar, bakahm bu kea Urugu ay'daki sağcı askeri yönetimi ve onun kukla Devlet Başkanı Juan Maria Bordaberry'yi kurtarabilecek mi? Uruguay'da son durum hiç de iç açıcı değil. Tutukevleri hangi suç işlediklerini bile bilmeyen kişilerle dolup taşarken, politik nedenlerin yanısıra ekonomik et kenlerle ülkeyi terkedenlerin sayısı da her geçen gün artmak ta. Ülkenin ticaret dengesi 1973 yı lında 37 milyon dolar (518 milyon lira) fazla ile kapanmışken, 1974 yılında 100 milyon dolar (1 muyar 400 milyon lira) aç:k verdi. Uruguay'dan her yıl yüzbinlerce kişi dış ülkelere göç ediyor yıldan beri hiç artmamış olması. Bu küçük Lâtin Amerika ülkesinde yıllık doğunı oranı oldukça yüksek olmasına rağmen, 10 yıldır ülkenm nüfusu 2,5 milyon. Bu sabit rakamın nedeni, her yıl yüz binlerce kişinin ekonomik nedenlerle ülkeyi terketmeleri ve kendilerine karın doyuracak başka bir vatan aramaları. Resmî makamlar, Uruguay'ı terkeden halk kitlelerinin sayısmı 800 bin olarak lülke nüfusunun üçte biri) olarak açıklıyorlar. Oysa ki, yetkili çevreler. bu rakamı 1 milyonu çoktan aştığını belirtiyorlar. ham madde fiyatlan düştü, tt • hal edilen sanayi mallannın fiyatlan arttı ve refah içinde tem belleşen yüksek tabaka. ellerin deki parayı ülkenin endüstriyel kalkınması yerine lüks tüketim mallanna yatırdı. Altmışlı yıllarda iyice yoksullaşan küçük burjuvazi içinde «Tupamaros şehir gerillalan oluştu. «Biz toplum olarak bunca yıldır köprüleri, geldikçe geçmiş, sabırlı, temkinli adımlar atmışız" dır. Üçüncü Viyana görüşmelerine iyi niyetle gideceğiz. Bu görüşmelerden de iyi ve olum" lu sonuçlar almaya çalışacağız, yapıcı olacağız» Devlet Başkinı Bordaberrj 3 ekim 1974 larihlndeki telefon konu.şması CDU Genel Başkanı Helmut Kohl ve Parti Genel Sekreteri Kurt Biedenkopf arasında vapılmışü. Etern, özel yaşamın dokunulmazuğı ve haberleşme özgtirlüğü ilkelerıne saygı göstererek, bu konuşmanın metnini kamuoyuna açıklamaktan kendi isteğiyle cayacak raıydı? Prof. Biedenkopf'un önceki cuma günü bu konuya ilişkin bir soru su ve uyarısı üzerine Stern'in teleksle Hamburg'dan Bonn'a geçtiği cevap. bütün «iyi demokratlanın yüreğine soğuk su serpmişti. Şöyle diyordu Stern"in hukuk bürosu: • Doğaldır ki Stern, gerek siz sayın Prof. Biedenkopf'un, gerekse bay Dr. Köhl'ün, Anayasamızın 201. maddesiyle güvence altına ahnan kişisel yaşam ve gizlilik alanınıza saygı gösterecek ve bu alana, her ikinizin de onayı olmaksızın adım atmayacaktır.» Oysa aynı saatlerde Stern'in rotatıfleri çoktan dönmeğe ve konuşmamn metnini basmağa başlamışlardı bile... Bu yazılı guvenceye rağmen Stern'in pazar akşamı ansızın, konuşma metnini yayımlayacağını ilân etmesi üzerine ortalık adamakılh karışmış ve iki politikacı derhal Hamburg Eyalet Mahkemesine başvurarak pazartesi akşamına kadar bir yürütmeyi durdurma karan çıkartmışlardır. Yalnız karar, akşam saatlerinde çıktığından, Stern'e bıldirinıi. salı (17 haziran > güniine kalmıştır. Oysa 17 haziran, Federa! Almanya'da Alman Birliği Günü> adıyla resmi tatil günü olduğundan mahkeme kararı dergiye tebliğ edilememiş ve Stern çarsamba günkü sayısında telefon konuşmasınm tam metrıini yayımlamıştır. ' Şimdi aşağı yukarı her yerde, Stern'in hakh raı, haksız mı olduğu konusunda hararetli tartışmalar yapılmakia beraber, basın organlan, dergiyi kmamakta ağız birliği etmiş gibidirler. Öte yandan, böylesine çalkantılar uyandıran «telefon dinleme olayının, hangi gizli örgüt tarafından nasü gerçekleştirildiği konusunda da şimdiye değin bir ipucu elde edilememiştir. Resmî açıkla ( . ni£.lara göre araştırmalar, bütün yoğunluguyla sürmektedir. %107 lik enflaşyon Resmi rakamlar Uruguay'ın 1974'teki enflâsyon oranını % 107 olarak açıklıyordu. Aynı yılda ül kedeki ekonomik bü>rüme ise ancak % 0,5 oldu. Devletin dış borçları da geçtigimiz yıl bu kü çük ülke için rekor düzeye ulaştı: 800 milyon dolar (11 milyar 2U0 milyon lira). 1974 yılı içinde Uruguay'ın dış ülkelere yaptığı ihracattan elde ettiği 300 milyon dolann 280 mil yon dolarlık bölümünü, AET ül kelerine ihraç ettiği et oluşturu yordu. Ancak. Avrupa Ekonomik Topluluğu 1975 yüı başında Uru guay'dan yaptıgı et ithalâtını durdurunca, ülke ekonomisi iyiden iyiye bozuldu. Uruguay ile ilgili ilginç bir izlenim ise, bu ülke nüfusunun on Generallerin darbesi îspanya'da sendika seçimlerinde sol örgütler başarı kazandı MADRİT İspanya'da faaliyetlerini yasa dışı olarak sürdüren sol eğilimli işçi örgütlerinin, ülke çapmda yapılan sendika üyelikleri seçimlerinde büyük başarı elde ettikleri bildirilmektedir. Yetkili çevreler. sekiz milyonu aşkın işçinin katüdığı bu seçimlerin, İspanya'da politikayı büyük ölçüde etkileyebilecek güçte olduğunu belirtmişlerdir. İspanya'da muhalefet çevrelerinde yapılan açıklamalarda. Marksist gruplann bu seçimler de ülke çapında büjrük kazançlar elde ettikleri ve kilit noktaları say.lan Madrit ve Barcelona gibi kentlerde tüm sendika üyelikleri seçimlerini kazandıkçinin çalıştığı her iş yerinde yapılacak sendika seçimleri on gün önce başlamıştı. Ay sonuna değin sürecek olan seçimlerde faaliyetlerini yasa dışı olarak sürdüren İşçi Komisyonlan ve diğer sol eğilimli işçi örgütleri genellikle co 50'nin üzerinde oy toplamışlardır. İspanya'mn en büjük sanayi kuruluşu olan Barcelona'daki SEAT otomobil fabrikasmda yapılan oylamada İşçi Birliği ve Demokrasi Ittifakı adı altındaki çeşitli çizgUerdeki sol örgütlerden oluşan cephe, oylann • 80 » ini alarak, sekiz temsilcilikten yedisini kazanmıştır. Madrit'teki haberleşme araçları fabrikasmda ise İşçi Komisvnmı nvlftnn ' n Pft'iiıi plrip Arlo, mıştır. ITT'de oylann V 80'i, o Perkins kamyon fabrikasmda c a 75'i, Casa uçak fabrikası ve Chrysler otomobil fabrikasmda ise oylann "/» 60'ı sol eğilimli sendikalara gitmiştir. İspanya'da işçi temsilcileri se çimi her dört yılda bir hükümet tarafından denetlenen sendika lar arasında yapılmaktadır. Ancak yalnızca san sendikalann katüdığı bu secimlere katılma oram bugiine dek cldukça dü şüktü. Yetkili çevreler son sendika temsilcilikleri seçimlerinin, İspanya'da iş çevrelerindeki gerçek eğilimi saptamak amacıyla, 36 jnldan bu yana ilk kez de* mokratik koşullar altmda yap1 dı&ını belirtmişlerdir. Şimdiki kukla Devlet Başkanı Juan Maria Bordaberry, 1971 yılında yapılan serbest seçimler de toprak ağalarmın temsilcisi olarak ve onlarm çabalanyla Uruguay'ın başkenti Montevi Cumhurbaşkanı olmuştu. 1973 yı deo'da, hava alanında kocaman LORENÇO \1ARQUES Porlında ise sağcı generaller bir bir yafta asılı, üzerinde de şu sömürgelecümle yazılı: «Ülkeyi son ola • darbe yaptılar ve çeşitli pazar tekiz'in Afrika'daki lıklardan sonra sivil Bordaberry rinden Mozambik, bugün tam rak terkedecek Uruguay 1ı. Lüt bağımsızlığına kavuşmaktadır. yi görevinde bıraktılar. fen ışıklan kapatmayı unutma.ı Düne değin «geçici» sıfatıyla Bordaberry darbeden kısa bir tanımlanan FRELİMO HükümeTarihçe süre sonra siyasal ve sosyal hak ti tarafından düzenlenen törenve özgürlükleri kısıtladı, 27 ha le, geceyansı Portekiz bayrakla1975'in «çıkmazdaki Uruguayı tkinci Dünya Savaşı sonrasm ziran 1973'te ise parlâmento fes rı gönderlerden indirilmiş ve yeda, Lâtin Amerika'mn İsviçre'si hedildi. O günden bu yana ge rine Mozambik Halk Cumhuriyeolarak tanımlanırdı. Bu ülke o nerallerin cuntası ve Bordaberry tinin bayrakları çekümiştir. zarr.anki parti ve parlâmento sıs Uruguay'ı elele yönetiyorlar. Geçici Mozambik Hükümeti temi, eğitım ve sağlık kuruluş Başkanı ve Mozambik'in yeni ları ve zengin burjuvazisiyle ba «Uruguay'ı son terkeden kişi. | Devlet Başkanı Samora Machel, tı Avrupa demokrasilerinin görışıklan söndürünceye kadar mi törende yaptığı konuşmada, bukemli günlerini anımsatırdı. gün için herhangi bir bloka kadersiniz...» Ancak, aradan geçen yıllarda (Dış Haberler Servisi) tılmayı düşünmediklerüıi, tüm ülkelerle iyi ilişkiler kurmayı amaçladıklarını belirtmiştir. Ancak gözlemciler, bugüne değin Mozambik'te elçilikleri bulunan Birleşik Amerika, Fransa ve Federal Almanya gibi ülkelerin törene davet edilmediklerine dikkati çekmişlerdir. Törende radikal rejimlerle yönetilen Afrika ülkelerinden Devlet ve Dışişleri Bakanlan hazır bulunmuşlardır. 13 yıldır aralıksız süren Mozambik kurtuluş savaşının her dönemine damgasuıı vuran FRELİMO örgütünün lideri Samora Machel konuşmasında, ülkesinin büyük ekonomik zorluklarla kar şı karşıya bulunduğunu belirtmiş ve 9 milyon Mozambikliyi yöneticilerle elele vererek ülkeyi kalkındırmaya çajtırmıştır. Samora Machel, Por+ekiz s5mürgeciliği dönemini anımsatan tüm anıtlann kaldınldığuu ve son Portekiz askerinin de ülkeyi terkettiğini belirtmiş ve artık 12 bin FRELİMO askeri ile ülkenin savunmasını sürdüreceklerini a cıklamıstır. deneral Franko: 36 vıldan beri ilk kez halkın erilimini öîreıunck Porteklz'in eski sömürgesi Mozambik, bugün tam bağımsız statüye kavuşuyor Kurucu Meclis, gerekliydl, oluşturduk. Buna karşı çıkanlar re Kurucu Meclis öngörüyoruz diye bizi eleştirenler, Mecüste üyeliğe devam ettüer.. Ortaya bir Anayasa taslağı kondu. Buna, «Denktaş'ın kişisel çıkarlan için hazırladığı bir Anayasa> diye salduanlar gördüler kı, durum hiç de böyle değildir. îyi niyetli çabalarla herkesin kabıü edebileceği bir Anayasa çıktı ortaya. Bu kez, «Bunu Denktaş'a rağmen, biz, 510 kişi hazırladık> dediler. Peki, bunlarla mı uğraşacağız şimdi? Biz, sonuca bakarız ve sonuç, iyi olmuştur. Eksiklerine kusurlarına rağmen, federe devletimizin Anayasası ortaya çıkmış; halk, bu Anayasayı oylamıştır. Önemli olan budur. Yoksa demokratik bir düzenden istifade ederek, «memlekette faşizrn var» diyecek kadar hur olanlarm yarattıklan muhalefet, olumlu, yapıcı muhalefet olduğu ölçüde davaya ve halka yararlı olur. Zıt düşünceler Milliyetçiliği gericilik addeden, «Rumdan kız alıp Ruma kız versek lilkeae tam barışı sağlarız» diyebilen, Makarios'u (Ruslann zannettikleri gibiı bağunsızhk havarisi addeden, EOKA'ya kurtuluş ordusu, TTT'ye faşist ordu diyebilen, ırk ve milliyet. din ve dil ayınmı gözeaneksizin ada sathında partileşmeyi (Rumların 1960'dan bu yana israrla talep ettikleri ölçüde) öneren kişilerin saldırüannı önlemeye inıkân yoktur; çünkü biz, Kıbns Türfcünü koloni idaresindeki ezikükten çıkararak, milli bir şahlanış ve taribi bir direnişle anavatanın gölgesinde bu günlere getirmiş olan tutum ve siyasetimizden, inanç ve görüşlerimizden sapmak niyetinde değiliz. Böylelikle, «Kıbrıs, Kıb nslılanndu... Türkiye, içişlerimize kanşmasm... Türkiye'den özerklik isterız... Kıbns halklanna demokratik hak verilmelidir» gibi zıt düîüncelerin önculeri ile fikir ve görüş ayrılığımız devam edecektir. Biz, Kıbrıs'ta, Türk toplumunun milli benliğini koruması, anavatanla her alanda işbirliği kurarak her tür bağlannı güçlendirmesi, Garanti Anlaşması'nın milli hüviyeti ile devam ve güçlendirilmesi goruşündeyiz. Enosisçi Rumların sosyalist veya komünist Dayraklan altanda bize uzattıkları ellerde, Enosis'i gerçekieştirmek için giriştikleri çabadan kalrna r.asırlan; «Kıbrıs, Kıbrıslılarındır. diyen dülerde, Yunan MiJlî Marşı'nırj mınltılarmı görürüz. 69 yıl süren Girit mücadelesinden ders almadığımız takdirde. vanrumızın pek mutlu olmayacağına inanınz. Atatürkçü bir toplumda, sosyal adaletin, ve sadece kazanılau haklan, statüyu ve özgürlüğü yok etmemek için konulabilecek tahditlere tâbı millî bir özgürlüğün gereğine inanınz. Bunlara karşı olanlarla tartışınz: fakat toplumu yeni tehlikelere itecek ödünlere «mterajısyonal» adına yaklaşmayı doğru bulmayız; çünkü karşı tarafın komünistı de, sosyalisti de, sağcı kilise taraftarian da, Türk düşmanlığı ile dolup taşmaktadırlar. Fırsat bulurlarsa, bizi, 1963'ten çok düha kötü. çok daha fecî duruma sokarlar. Kıbrıs'ta biz, sağ sol kavgası vermedik ve vermiyoruz. Kıbrıs'taki 12 yıllık kavga. Yunan bayrağı altınoa yasamak veya yaşamamak kavgası olmuştur. Bu kavgadan emperyalist güçlerin (Amerikalısı, Jngüizi ve Rusu ile) istifade etmeye kalkışmış olmalan, gerçek kavganın nedenini gölgelememelidir. SORU Veni Ana.rasatun da, tam anlamıyla, özgürlüklerin püvencesi durumuna çetirilmedifi savıınuluvor ve temel haklarU 5ıgürlükierin. bu arada dernek knrma tıakkının kullanılışının, yasalarla lasıtUnabileceği, buna örnek gösteriliyor. Sizin (förüşlerini», bu alanda hangi nnktalarda toplanıyor sayın Uenktaş?. • DENKTAŞ: Londra'da, komünist örgütlerindeki Kıbnslı Türklerden ve Türkiye'de aşırı sola bağlı örgütlerin etkısıne kapılmış olan soydaşlanmızdan bu tür tepkiler gelmıştir Bunlann nedefi, ülkede anarşi varatmak olduğuna göre. ner özgiirlüğü. bilimsel demokrasi denılen komunızmı vayıp zorla kabul ettırecek bir vasıta olarak mütalaa ederler. MiUi çıkarlar ıçm. âmme çıkan için. sağlık veya benzeri düşüncelerle demokratik Dir Mecliste halk temsHcilerinin bazı özgürlüklenn uygulanmasıru bazı kanunî tahditlere tabi tutmasını. bunun tçin ıstemezler Halbuki. demokratik düaeyde, demokratik sosyalizmde rıalkın temsilcileri demokîatJlt usullere göre geçirecekleri kanunlarla ülkenin varanna gördtıklen tedbirleri alabilirler. yeter ki temel hak ve hürriyetlere dokunulrnus olmasın. Bunun da koruvucusu Anavasa Mahkemesidırhalktır: secımlerdir SORU İçüncö Viyana Görüşmesi'nln Tiiıh tarannın islediği biçimde sonuçlanmaması, ne gib! yenllikler getirecektlr? • UENKTAŞ: Biz, toplum olarak, bunca yıldır köprüleri gpidikçe geçrois, sabırlı. temkinU adımlar atmışızdır 3. Viyana Uörüsmelerine iyi niyetle gideceğiz. Bu Rörüşmelerder de iyi ve olumlu sonuçlar *lmag8 çalışacaâız: yaoıcı olacaiız. Neticeyı bekli.veceğiz. Alınacak neticeye eöre. eereken tedbiil tonlıımra millotfi. riücüniiriiı