25 Ocak 2025 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYfT 28 Ktsm 19T5 oğrusu aranırsa. Yahya Kemal de, Nazım HikI met de iyi bir şiir eleştirmesinden srçmemişlerdir. bu ozanlann şiirimizde yaptıidan gereğince anlaşılmamıştır; sadece oirer bavak gibi safcılann ve solcularm ellerinde dalgalanmalara bırakılmıslardır ikisi de. Ozanlan siyasal. toplumsal görüşlennden soyutlayarak (tecrit sderek) ela almak gerekt'ğini söylemek isteditim «snılmasın; ancak bu tür gbrüşler bir şiirde ne denli yer nıtarsa tutsun. ozanm düşünceyi dııyumsal o]?rale algıteyışı, yaşantısının ne ölçüde sanat Vcimlprim etkiiediği (ki bunun içine o ozanın sai; şııre özgü yeğ'.emeler: de girer), heyecanı dile eetiren konum ve yapı özeilikleri. yazın denilen ufintşa özgü o'çütleri gerektirir. Siz bana, bir ozamn riüşüncelerini, inançlarını söyleyin. onun üstün«> bir kanl edinmiş olmam. muılaka okumam, nnun siirleTini bümem, beğenime vurmam gerekir. özel yaşamım bile belki sonradan merafe ederiTiı Sözgelişi, VVallece Stevens'in iyi bir aiie baoısi ve çalıskan bir sigorta ortakhğı müdürü oldugunu öğreturuvereyim, ben de geçmişe uîandıra Kimi şiirnince ona olan hayranhğım ne arttı, ne szaldı. lerimde. Troya, Likya masallarından, Hitit tarihinden esinlenmeyi denedim. Ama niyetım hiç de Giderek (hattâ) çağımız. sadece «me'inde olan» o dönemlen geri getirmek değıldi. Neyse... dan sonuca varmaya yönelik dilbilimsel eleştiri Saym Cevat Çapan'm, Yorgo Sefens'ın şiirleçeşit'.eri de tanımıştır. Dahası, doğruyaniış yargîsı iie hiç bir ilintisi bulunmayan bir zanaat, rini ve denemelerini içeren «Üç Kırnuzı Güvercin» büyü, arınma alanıdır da şiir. Nitekim Frnst Fis adlı bir çevirisi vardır. Bu bilimcimizm «Değişen Tiyatro» gibi özgün yapıtlarında defil lalnız, çeher de Sofokles'i anlatırken, or.un. çastTia bağlı virilerinde de büyük başanlara erdigm' kaç kez olarak eskide kalan yanı ile, sürüp ıjelen canlı yanı arasmdaki aynrnı bu görüşe dayaoarak belir yazmışımdır. «Üç Kırmızı Güvercin»i d3 srada btr tir. Bir şiirden hoşlanıp hoşlanmama ionusu. de açıp okurum. Ö kitapta Seleris'in «Kavafis ile EliotBir Karşılaştırrr.a» adlı ilginç bir denemesi var mek ki okurun ondan duygulanışı ise, d'jiaysız bir ki, ilk okuduğumdan beri bana hep Yahya Kealgı eyîemidir. düşiinsel süreçleri gereksemeden mal'in Türk şiiri içindeki durumunu düşündürvarUğım sürdürür. müştür. Neden diyeceksiniz? Anlatayim! Geçen iki yazımda. sözü başlattıgımı? Divan 1961'de Nobel armafam kazanan ve 1972'de $iirinden Yahya Kemal'e varacagımı söyieyip durölen Yunanîı ozan Seferis, kendisinden önce öldıım da, olamadı idi. Divan şiiri ile Yahya Kemal müî ba?ka bir Yunanlı ozan olan Kavafis'i, dünarasındaki iünti, nedense çok yaygın söylemilerjiıca ünlü Ingiliı ozanı T.S. Eliot ile fcarşılaştırden biridir. Ben hiç bir zaman bir benzeTİik buladıfı o denemesinde, her iki ozanm «geçmiş» üzemamışımdır. Nedense deyişim de bundan. boylesi rinde duruş ve onu değerlendiriş biçimierine ilişbir söylentiye katılmanın güçlüğiinü beiı.rmek içm kın ilginç gbrüşler atar ortaya: Eliot, El'rabeth ve duyduğum istekten olmalı. Gerçekten de Yahya James çağı oyun yazarlarının, metafiziKsel ozan Ksmal'in Divan ozanlan ile bir çizgiye sokulması ların ^e John Donne'un, Dante'nin etküenne şiiripek Ustünkbrü bir göriiştlir. Ama bu czanımızı eski, geri, gelenekçi (keşke bütün ozanlarmız geç ni açık tutmuştur, Hint felsefesi ile de ilgilendi ğinl biliyoruz. Bunları nerdeyse övünerek yazdı, miş yazımmmJan kendilerine ustalar oulabilselerdüı sayma anlayıçının bir nedeni de bu fleğil mi «Bu çizgıden yola çıkan benden oaşka ozan yokrur» dedi. Geçmişe bakışmı şöyle açıklıyordu: «Ta dir? Yahya Kemal, Divan ozanlanrun agnna öyrih dus'gusu, geçmişin geçmişliğinden başka şim künerek şiirler yazmıştır, çünkü Divan ozanlanndiliğinin kazanmasını gerektirir: Yazaifı zaman da'r.i Türkçe nses», bütün Tanzimat boy\:nca yitiçindeki yerini, çağdaşlığını en kesin bıcimde du mişti. ama iş bununla da bitmiyor, Osnıanlı dönemini b;r esin kaynağı olarak da kuüandı o. Ne yjrur.» demektir bir ozamn geçmiş bir dönemıipn. tarih«Ben tarihsel bir ozanım» diyen Kavafis de ten. tarihsel zamandan esinlenmesi? Bir mceleme kendisine Hellenistik çağı esin kaynağı c'arak seç yazısı olmayan bu yazımda tşte yer elverdiğince mişti, bu elbette o çaga dönüş dilegim içermiyorbu konu üzerinde durmak istiyorum. Araya sokuşdu. Tarihçüerm «ölüyü sorguya çekmet» diye ta OLAYLAR VE GÖRÜSLER ŞÎİRDE GEÇMÎŞ Melih Cevdet ANDAY çerlrdlglnl çakmışlardı papazlar. «Geçmiî» gfbi «konu» da bir sanatçıyı «eski» ve «geri» Kılmaz. Yahya Kemal'de Osmanlı. dönemi. Divan şiiri eski tstanbul sanıyorum ki, işte öylesıne bir estetik sürecinden geçmedlr. Burada onun »Urindekı «geçmiş» motiîini incelemeye kalkacak değüim. fakat bunun bir inceleme konusu olabileceğini sa nıyorum. Sandım ki güzelliğin cihanda Bir saltanatın güzelliğ.ydi dizeleri, elbette Osmanlı saltanatını anımsabyor, ama bu benzetişe belki de «sevgili»den aidilmiştir. GUnler kısaldı: Kanlıca'nm ihtiyarlan Bir bir hatırlamakta geçen sonbanarlan ya da, Kandilli'de eski bahçelerde Akşarn lcapanınca perde perde Bir hatıra zevki var kederde. gibi parçalarda şiir, «eskl»nin «yaşanan» an Oluvermesinden doğmaktadır sanki. Buyilk Itri'ye eskiler derler nımladiklan geçmiş. bir ozan için bir yaşanrı hazlnesi, kendi duygusal bildirisi için bir nesnel daBizim öz musikimizin pin, yanak olmasın mı? Eliot «Çorak Ülıce<>nin dörO kadar halkı sevk edip yer yer düncü bölümündeki, O jafak •vaktlnin cihangiri, Nice bayramlann sabah erken «Fenikeli Flebas, on beş gün önce öl*n Göğü top sesieriyle gürlerken ünuttu martılann sesini. denizin yükselişini, Söy'.emiş saltanath Tekbir'ı. Kânnı, zararını. îşte gene «saltanat» çıktı karşımıza; »ma bu Dipten bir akıntı îısıl fısıl şiir ne Osmanlı propagandasıdır, ne de dın. (Din Ayırdı etini kemiğinden. Alçalıp yükselerek siz olduğunu söylemişti, 1071'den başlat.tıgı tarihi Girdaba kapılmadan. mizin geri getirilemeyeceğini de). I t n şıiıinde saİster Hristiyan olun, ister Yanudi Siz ey dümende durup rüzgin ko'layanlar, dece ttsöyleyişııteki «düz konuşma» inadıdır ortaya çıkan. Cevat Çapan'm kitabmda okudum: Remv düşünün de Gourmont, Flaubert için. «O bütün duyarlığıni Eskiden sizin kadar yakışıklı ve boyiu olan eserlerine dökmüştür, kitapları dışında bizim için Flebas'ı.» parçası ile .geçmiş» ten söz ediyor diye «eski» sa pek bir önemi yoktur onun» demiş. vo£u sanatçı jnîabilir mi hiç? Eliot «yeni»yi bulmak '.çin uzan için dogru çıkar bu söz. İmdi, yapıtlan bir yana bırakıp. için içtn hoşlansak da bir yana bırakıp mıştı eskıye. Kavalis'in, yaratıcıları söylediklerine. yaptıkların* göre de «Sakın güvenme, sınırü, güvenli. sıkıa gerlendirmeya kalkmak, evet, bir araştırma yolu Hayatında böyle göz kamaştıncı, biçimidir; ama yapıtın açıklamasını rümden ora tüyler ürpertici şeyler olmayışına. da aramak bizi yanıltabilir. Yahya Kema'. «yeni», Belki de tam şu anda giriyordu Thodos «ulusal» ve «gelenekçi» bir şiirin ardmdavdı. Ne Komşulanndan birinin önceden oelirlenmiş denli başardı bunu. bırakalım şimdn Fakat heevine men bütün antolojilerde en çok ona yer ayrılışı elinde • görünmeyen, gbvdesi, nedendir?. böyle korkunç bir kelleyle.» Onda beni şaşırtan, zaman zaman düşkünlük şiiri, unutulan geçmişin degil, korku veren günün gösterdigi «Ey müfettihül ebvâb...» benzeri şiirleöykttsü degil midir? J. P. Sartre, Paris Alman işridir. Yoksa yukarıya aldıklarımı ve onîar gibi gali altındayken ojnattıgı Sinekler aci'ı Cjnjnu ile Orestes söylencesini (efsanesini) yeniden ele alı olan daha birçoklarını. sanıyorum ki. seren çok. yordu. Geçmişe her dbnüş. geriye dönas değil, ki lakat ondan söz açüınca «eskimis» deyıveriyorlar. Sağcılann Nazım Hikmet için «Peki irna ıdeolojimi de günümüze yöneliş çabasıdır. Çünkt1 karmasi?» demeleri gibi. Sana ne"1 Sen okudugr.n şiire şıkhr günümüz, yorumlanmamış, ayıklanrnamıştır. bak. Korkmadan sevelim sevdigimiz şürleri. Mistik bir ozan olarak da tanınan ünlü İr.giliz ressamı W. Blake, melek resimleri yaptıgı halde Ama Osmanlıcı solculanmız yarın Yanya Kekllisece aforoz edilmişti, çünkü «din»ı «estetik»e mal'i ilerici saymaya kalkarlarsa ben < Türk Dil Kurumu 1 6 roman 9T ödülünü alan, UNESCXÎ tarafmdan tngilizceye çevrilen ve Londra'da Peter Owen Yayınevi tarafından yayımlanacak olan... CEMO'nun 8. basımı çıktı. 320 sayfa, 2U üra Tekin i'aymevi Ankara Cad. 51. IST. GEORGİ DİMİTROF V.İ.LENÎN iicüncü cilt 2O Lira biradım İleri iki adım geri İTl It^mell yayntar pazafiama PAZARLAMA ENSTITÜSÜ "BÖYLE GENÇLİK... OKTAY AKBAL ,, Evet Hayır ORTAK HÜKÜMET PROGRAMI DAHA İYİ YAŞAMAK HAYAT1 OeĞIŞTIRMEKİÇİN FRANSIZ • SOLUNUN HAZIRLADtĞI ENMUKEMMEL PROGRAM ISIıra GÜNÜN KİTAPLARI ^ k o n u k yayınlan G.Marchais in önsözüy le Üniversiteiiler Yayınevi sunar: Dof. Dr, M. Durah • Doç. Dr. Ö. S«li<;rni« CENEL DAGITIMveABONE Milliyet) KONUKYAYINLARI R sstlantı l;te, yanımda da, Önümdekl sırada Ha yaşı y«tmljl g«çkin kişilcr oturuyor. Blrbirine bfnzer, ama birbiriyle ilgisiz kimseler. Kızılay'a gelirken otobüs durdu. Uçbeş dakika b«kledık, sonra s^slrr duyuldu, herkes ayağa kalktı. Selumuzda Milll Eğitim Bakanlığı var, önünde birkaç yüt öğrenci, Bakanlığın pencerelerine birikmiş görevliler... Olağan >ty. Dün de ülkucültr yiirümüs TRT'yc, bugün de ya enlar ya da hak arayan başkaları... Yanımdaki yaşlı adam ayağa kalktı, dikti flözlerini g«nçlere, baktı baktı: «Olmaz olfun böyl* jcnçlikj dedi. Kıpkırmızı eldu donuk beyaı yüıü. Kinle, nefretle doluydu bakıjları. «Olmıı elsun, olmaz. olsun..» Sonra bana baktı, benim de «Olmaz onun» dcmemi bekledi. Bir şcy soylemedim. Kuşkulandı, yoksa ben genclerden yana mıyım? Birden ter dokmeye başladı, (apkaımı çıkardı ttrint sildi. İlle de konuşturmak istiyer. «Bir dertleri olmalı!» dedim. «Önce onu bilsek, sonra kıısak..» Önde oluran yaşlı adamlar ba;larını geriy» çevlrip yanımdakiyle konuşmaya basladılar. O sırada etobüs kalktı, yola koyuıdu. Bakarrlıthn önündeki gcn(l«r geçip giHiler stssizce. Klmltrdl, ne iıtıyorlardı? bilmiyorduk. Yaşlı adamlar da bllmiyorlardı, hcm duşunmüyorlardı kim bunlar, ne isterler diye... Gençtiler, başkaIdırıyorlardı birşeyl»re, yetiyordu bu kadarı. Genç d?mek, kuzu kuzu »öz dinleyecek, büviiklerinin önünde eli kolu bağlı duracak kjşllikliksiz yaratık demek!.. «Biz gençliğimiıde» deyip başlarlar anlalmaya. «B!t büyüklerin yanında konusmazdık...» Konujacak bir şeyin var mıydı? diye sormalı böylelerine!.. Ne diyecektin? Hiç. Şimdiki gtnçler okuyorlar, düsünüyorlır, sorumluluklar yük'.çniyorlar, arıyorlar yollarını, hazır kalıplara uymuyorlar, karşı koyuyorlar hakstılıg>, yasa dısı lşlemlere... Düıünüyorum, yanımdaki ihtiyarın kini, düşmanlığı, şöyle ya da böyle düşünen gençlere değil. Tüm gençlere, gençliğe... Dalıp gihnlf iste, kendi gençlik yıllarına. Ziyan olmuş bir zaman parçaıı diye düşünüyor. Kırk elli yıl önceleri... Kişi gençken anlayamaz gençliğinl. Elden gittikten sonra tadı duyulur, o zaman da bir anı olmuştur o giinler, ortaya başka g«nçl«r çıkmıştır, yepyeni bir kıfada, anlayıştadırlar onlar, çocuklarınızdır, yakınlarınızdır, giderek torunlarınızdır. Günden güne yalnızlaşmak, tek başına kalmak, evin bir kösesinde, bir kahve masasında, parkta, (ağa, yasananlara, gorülenlere kızarak, köpürerek vakit öldürmek... Beklemek, beklenvek!... Neyi? Ölümü, başka ne var gelecek? Amerikalı romancı Thomas Wolfe «insanoğlunun gençliğl n» olaSanüslü bir şeydlr!.. Baştanbaşa güzellikler ve sıkıntılarla doludur, yaşa n ı r k «n bilinmez, ancak sizden ayrıldıktan sonra anlaşılır değeri» der... Her gün gençler ölüyor, öldürülüyor, birbirini vuruyor. Yollara düşüp yürüyor, hak arıyor. Biz gençlik çağını geride bırakanların Vadırgadıkları anlayamadıkları bir şey bu. Niye, niye? Çözümleyemiyoruz, hele yaşı yetmişi bulmuş olantar bambaşka bir çağın intanları gibi!.. Birtakım sorunların iç yüzünu anlayamıyorlar, anlatsanız da öğrenemiyorlar. Yalnız bilgisiı, öğrenimsiz yaşlılar dtğil, en okumuş yazmış, yüksek görevlerden geçmiş yaşlılar da öyle... Kimlleri görünürde gençlerden yana gibi, ama içlerinden hiç de farklı düşimmüyorlar şu yınımda ohıran ihtiyardan... «Olmaz olsun böyle gençlik...» Nasıl gençlik iıterdlnlz dlyt sormalı bunu dlyene. Senin gibi ml? Senln gençliğin gibi mi? Dünya değişti, insanlar değişti, sorunlar değişti, herşey değjşti. Blzler, orta yaşlılar, daha ileri yaşta olanlar pek kavrayamıyoruı bu değlşimi. Daha doğrusu istemiyoruz anlamak, b«nimsemeK, zorla kaçınıyoruz bundan. Başta politikacılar, önde gelen yftneticiler, topluma yön vcrmek savındaki düşünürler, bilim adamları... Gençlik atılrmları, bize açık açık anlatıyor bir seylerin değiştlğini, bu değişmeyi kabullenmek, ona uymak, ona göre davranmak gerektiğini... Gözler kapalı, yarı uykuda bir yaşlılar topluluğu kendinl eski t ı m ı n düşlerine kaptırmıs, birtakım gençyaşlıları da kendine benzetmeye çalışarak zamanı çürütiiyor. ^ j Dağıtım Üç ayda bir yayınlanır 20TL YıllıkAbone(4sjvı) :80TL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İŞLETME FAKÜLTESİ YAYINI Medenî ve Borçlar Kanunu (Tatbikat Kanunu ile birlikta) 1975 Cütli 40 Lira j MarksistLeninist biryaklaşımla Gerçekteve Eylemde PAZARLAMA ENSTÎTÜSÜ MonH|tte RolgmlVfeyl PAYI«° P K.749 ISTANBUL Genel dagıtım : Üniversiteliler Kitabevl Bozdoğan Kemer Caddesi, 43/A, Beyazıt İSTANBUL PK 749ISTANBUL SiiRDE ve HALK DİLİNDE ATASÖZLERI DEYIMLER E. KEMAL EYÜBOGLITNUN ÜZUN ÇALIŞMALARIN1N ÜKÜNÜ 2 Büyük Cilt 2«O Lira BA1EŞ TARlH BOYUNCA rtmalan I '"• TÜRKİYE İŞTBANRftSf KÜLTÜR YAYINLARI SUNAR VE KİTAP SATLAN HER YERDE! 2 CilTliK YAPITIN 1. AYRIMI 3 2 8 SAYFA 3 5 . Tl. İŞ HUKUKU A v u k a» Prol. Dr. ADtL tZVEREN • Oç btaptao oiu»an bir cilt ıçınde bugttnkti U Hukulrunurj Bütün •orunian, tüm matıXeme ıçfJnatlanyle blrliku açıklanmaktsdır. • Fiyaü cütu olarmJi 150 TL.'dır Ve PJt. 31 Malt* pe ANKARA adramnden bdemell olarak göndenllı. Evrensel Çelişkive Tarihsel Maddecilik Posta Kutusu 77 İSTANBUL Isteme ıdresi: ANA YAYINURI Klodfarer Cad. Örtr Hın No. 3335/6 SultiMhmıtİSTANBUl BOtOn kitıpçıUrd* ve lf Btnktsı Şubelerinde. Genel Dağıtım: BATEŞ Bayilik Tejkilih A.Ş., Cağiloğla, Ist. Fakir Baykurt REMZI KİTABEVİ Yanımda oturan yaşlı adam «Olmaz olsun böyle g«nçlik» derken önce üzüldüm, adama çıkışmayı düşündüm, sonra vazgeçtim. Bir sevinç doldu içime, iyi ki dedim yaşlı kuşak bcğenmiyor bugünün gençliğini, iyi ki bizlerin kolaylıkla anlayıp benimseyeceğimiz, bir gençlik değil bu... Bizden daha ileri, daha uyanık, daha bilinçli, daha atılgan, daha coşkulu olmaları çok daha iyi, çok daha yararlı elbat... Yarınları yaratmak, daha iyiye, güzelt götürmek ancak böyle clur. Babaları, dedeleri asmakla. onlara hic mi hiç benzememekle, çağdaş dünvaya yakışan insanlar olmakla... BİZDEKİ KİTAPLARI Tırpan TDK vc TRT ÖdUtü Köygöçüren Kaplumbağalar | Ahmei Hamdi Tanpınar'ın İlk kez yayımlanan romanı Can Parası Sait Faifc Odulü kuslarımız balıklarımız qoçmen kuşlor memeli hoyvanlor GÛLLERİMİZ ORMAIMLARIMIZ DACLARIMIZ semenderve kurbağalarımız Mahur Beste Bütün kitapçılarda Ef kâr Tepesi Yılanların Öcü Yunus Nadi Odülıi Onuncu Köy Çilli Karınağrısı Üç fcitop bir arada 100 yazı atfabesi 106 örnek btok VUHSEL Unr E$rtim Er.stıtıi*u djrctmeni . 9ucm İZMIR Istanbul dağıtım: GE DA / SERHAT Jzmir dağıtım: GE DA Ankara dağıtım: Aydm Sami * Mao Zedung AYMNUK Y/mNLARI PARTİNİN ÇALIŞMA TARZINI DÜZELTELİM iiltm* Adrwi: TÛ» • DA lltjnbul : CsilloğJu Yoku)u. Sasdd l|hanı Kl' A Ne 4S5 On Binlerce Kağnı Keklik Irazcanın Dirliği Sınırdaki ulü KİTABEVİ Dogal Bill»ler Strlainin 8'nel kltabı çıkt».~ Renkll efsct teknlglyle batılaı» bu kicaplard», Kualar, Balıklar vc Sürüngenlerin İlginç yaaantıları «nUtıİMkt«dır. Herke»m kütüphanesind* bulunaaaı gerekan bu kltapları bUtün kit«pçılarda arayınız. a REDHOUSE YAYINEVİ RK.142 İSTANBUL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle