18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHTmfYET 29 Ekim 1975 YEDİ KITLE TAŞİMASINDA DEMİR VE DENİZ YOLLARINA AĞIRLIK VERILMESI ÖNERILDİ ANKARA, (ANKA) Ulaştırma Bakanhgı'nca hazırîanan bir raporda, elektrik Uretirm bakımından doğal kaynakian zengin olan üikemizde, uraştarraa sektorü açısından hareket ettirici güç olarak petrol yerine eîektrik enerjisi kullanılması gerektıgi belirtilmiştir. Raporda, demiryollanm çekim yapan sisteme geçirmek suretlyle taşıma «isterrrinin bir ölçüde petrole ve dısa baglı olan yapısının değiştirilebileceği kaydedilntiştir. Claştırma Bakanlıgı Ulaştırma Koordinasyon Dairest rarafından hazırlanan raporda, düşünülen modelm tetnehnda yapılacak ana degişikliğin, hareket ettirici güç oUrak .petrol yerine eiektrik enerjisi kullanılabilen sisterae yönelmek olacagı belirtilmiştir. Bu sistemin, demiryollan ve boru hatlan taşıma sistemi ile saglanabıleceği açıklanan raporda, demiryoUanmızın gerek altyapı gerekse çeken ve çekilen araçlar ve işletme şartian bakımından teknolojinin ve modern yönetimln gerislnde kaldıfı bildirilmiş tir. Raporda, petrolün dışa bağımlüığı, kömürün ise demirçclik sanayiinin bir hammadde gjrdisi olması nedeniyle, ulaştırma sektöriinde uzun vadeli yatırımlarının plânlanmasında, demiryollan ve boru hatlan taşıma sistemine ağırlık verilrnesi önerilmiş ve hareket ettirici güç olarak da eiektrik enerjisinto kullanılması gerektiğine isaret edilmiştir. Raporda daha sonra su porüse yer verilmiştir. «Bu ana sistemde yapüacak de gisikliklere paralel olarak demiryolu sistemin in iyüeştirilmesi, elektriklenmesi ve hızının arttınlması içm yatınmlar arttınlmalıdır. Bunun yanısıra eşya taşıma sı bakımından demiryolu ve b o ru hatlannın yanısıra kitle nakliyatma uygun sistem olarak denizyollarma ve yolcu taşıma açısından kltle nakliyatı hedefine uyan havayollanna öncelik verilmelidir.» TARTIŞMA "Gördüklerim,, Adlı Kitap Ve devam ediyor Muhsin Er de nasıl anlatabilirsinlzT Bu, Devlet başkanlan, hUkUmet başkanlan, milletvekilleri, ozan tugrul: çok genis anlamda bir yeni doglar, yazarlar, düsünürler yat• Bütün bunlan blze yabanca rnadu1. madan önce, uykudan sonra, olan bir tek «kültür» sözcügunİşte Uyatro, gerçek eğittd ti evde. kırda, kahvede, gazinoda okuyunuz. Memurlar, işçiler, köylüler, »porcular, sanatçılar. okurlar, okumamışlar okuyunuz. Gençler, Ihtiyarlar, çocuklar gezerken okuyunuz, otururken okuyunuz, üzgünken, neşeliyken okuyunuz. Askerler. Yurdıımuzda yıllardan berldir eğitim v« Sğretlm alasivüler, tüm poliökacılar, aagnında bir keşmektşllr sürüp gttmektedlr. Her iktidara cılar, solcular, tüm yüreği vugeçen aklına estlği gibi bir değişiklik getirmekte, sonu; ranlar mutlaka. mutlaka okuyu ne olursa olsun bu düşünülmeden de uygulanmakladır. nuz. tNSAN VE TÎYATRO ÜZE Bir eğitimd olarak, eğitim sorununun bu denli haftfe " RİNE <GÖRDÜKLERİM» adlı bir alınmasına, bu denli başıbozukluk Içinde çöıümlenmeye kitap yayımlandı. Gördüğünüz kalkışılmasına karşryıı. Yarımmızın umudu olan çocuk. yerde, buldugunuz yerde, yerlarımızın, gençlerimizin yetifmesi, aydınlanması, olgun ken, içerken mutlaka mutlaka ve kültürlü birer insan olması İçin e$itim ve öğretim okuyunuz bu kitabı. Üç saat işinin ciddiyetten uzak bir biçimde yürülülmesl, yurdunu geç yatm, bir gün yemek yeme ve toplumunu seven herkesi Czmektedir. Kaygılandıryin, gömleSiniz vamalı olsun. maktadır. Cumhuriyet kurulalıdan bu yana ülkemizdekl Kışlık ayakkabı almayın ama okuryazarlık durumuna bir göz atsak durumun içler acımutlaka mutlaka okuyunus ı ı oldugunu apaçık görCrüz. Elli yılı geçkin bir zamanMuhsin Ertugrul'un kaleminden dan berl ne yapmıjız, nereye değin yol almışız bu alantNSAN VE TtYATRO ÜZERtda? Toplumun ne kadarı okuryazar olabilmis? OkuryaNE .GÖRDÜKLERtM. adlı sek zar olandan ne kadarı ortaokulu, liseyl bltirmiş ve ne senüç yıhn ürününü. Seksentlç kadarı yüksek okula, Cnlverslteye gidebilmls, buralaryıltn bıkmadan, usanmadan Tldan mezun olmuştur? Bu oranın düşOklOğü, kalkınma, yatro ve însan üzerine bilinçli ilerleme söylevlerlne, yalanlarına en büyük yanıtlır kaçabalannı. çalıstnalannı, bUyük nısındayız. sanat sevşisini. saygısını bu ki Bjgün üikemizde halen eğitlm ve öğretimlnl surdürtabı okud;ıktan sonra yasamamekle olan milyonlarea gencin basarı durumu nedlr? mak, psylasmamak mümkün Bu soruya hiç kimse olutnlu bir yanıt veremeyecektir degil. Ti5atronun. sanatın da elbetteki. Neden? Çünkü, yürürlükleki eğitim öğretim smacı bu değil rm? Tiyatrontm sistemi temelinden bozuktur. Yanlıstır. Türk toplumuamacı insanlan bir çatı altında nun sosvoekonumlk yapısına uymamaktadır. Yasantmybir araya getirmek. kötülüklerla, zihniyetiyle, ekonomik statüsiiyle halktan koomııs, den anndırmak lyiye. güzele. sermaye düzenine göbeğinden bağlı kişllerin eğitim anyüceye görürmek değil mi? •İSO ' Çalışma Barışı,, adı altında işverenişçi ilişkileri konusunda anket düzenledi Istanbul Sanayi Odası, ganayiciler arasında «Çalısoıa Barufi Anketi» adı altında bir anket çalışmasına girişmiştir. Oda üyesi sanayicilere gönderilen anket soruları arasında ışyertode yapılan toplu sözleşmelerin sonuçlan üzerinde durulmakta, aynca işyerinde yetkiii işçi sendikasının saptanması için referandum yöntemi üzerindeki düşünceler sorulmaktadır. îki böîümden ohışan anketln birinci bölürnünde isveren ıendikasına iliskin sanayicilerin fö rüşleri sorulmaktadır. Bu sorular arasmda işyerinde ortaya. çıkan toplu sozleşme, grev TC lokavtların dökümü de istenmektedir. Ikinci bölümdekl sorular is« çoğunlukla işçi sendikaları üzerinde yofunlasmıştır. Bu aorular arasmda işçi sendikaları arasında anlasmazhk olup olmadığı, yetkiii sendikamn saptanmasında referanduma başvurulup vurulmadığına yer verümekte ayrıca referandum konusunda sanayicinin görüşü sorulmaktadır. Ayrıca işçi • işveren flişkilerlnde çalışma barışının sağlanabilmesi için öneriler istenmekte, 274 ve 275 sayılı yasalarda bir değişiklik önerisi üzerinde görüşler araştınlmaktadır. Adana'da, Güney ve Güneydoğuda ders kitabı bulunamıyor ADANA, (Cmnhuriyet Güney tlleri Bürosu) Milli Egitim Bakanı Ali Naili Erdem'in, ortaöğretimde Türkçe kitaplan dışıad* öteki ders kitaplan sıkıntısı bulunmadıgı yolundaki açıklamasına rağmen, tüm Güney ve Güneydoğu illerindeki ortaöğretim okullarında kitap sıkıntısı sürdürülmekte. dersler normal yapılamamaktadır. Büromuzun yaptıgı araştırmala ragore. Adana, İçel, Hatay.Gaziantep, Urfa, Mardin, Kahramanma raş, Adıyaman Malatya. Elazığ, Muş, Bingöl, Tunceli, Bitlis, Van yörelerındeki ortaöğretim okulları ögrencileri özellikle fen, sosyal bilgiler ve matematik kitaplanm satın alabilmek olanağı bulamarruşlardır. özel bir yayınevi tarafmdan bastırümakta olduğu bildirilen Türkçe kitaplarının ise ancak üç aya kadar gönderilebilecefi, kitapçılar tarafından öğrenci velilerine duyurulmuş, «Şimdiden baş vurmalar yanıtsız kalacaktır» denilmiştir. K1Y1M SORUNU yatro seyircisine bürun bunlan çabucak aşılar. Uygarlık dünya sında bunu yapan, böylesine ke sin etki saçan başka bir sanat kurumu yoktur. Tiyatro bu ula şılmaz etkiyi nerden alıyor diye kuşkuyla soranlara derim T« tekrarlanm kl, bütün yukanda saydığım fcişi üstünlüklerinl denetlemek için tiyatro, insanlara, İçlerine kadar yansıtan bir ayna tutar. Biz bir ömür yaşanz da kendimizi hiç görmeyiz. Ama en büyüğümüzün önüne blr ay na koyan, küçüklüğünün nasıl kölesi oldugunu bir görsün be le. Ondan sonra ya gözlertal kapayacak, ya kendi suratına tükürecek, ya da aynajı kıracaktır. Eğer o güne kadar gülü yorsa ondan sonra artık gülmeyecektir. Kısacası acmacak duruma düşecektir. îşte •Tiyat ro» dedigimiz acı oyun böyle başlar. îşte örümcekll kalalar bunun için sahnede kendilerini görmek ıstemezler, bunun tçin tiyatro basarlar, aynayı kırmak için sahneyi taşlarlar. Çektigimiz çila bundandır. Sonuç: Bupün okul saaU dışında sokaklanmız başıbos ço cuklarla dolu ve ofcul binalanmız boş. Bütün istenen şey, çocuk okuJun içmde sevecegl konuyla oyalansın, oynasın.» Victor Hugo'nıın dedıgi gibi «Şaırler, yazarlar toplumun te mel kurucuiarıdır. Devletler, nü kümetler. ordular gelır, geçer, gıder, nıçbırmın izı kalmaz. Ama ozanların, jazarların yapıtlan dımdık ayaKta durur. tnsarüığı aydmiatan bu yapıtlardır. Yunanıstan deyince karşı nıza Eschyius çıkar. İngiltere'ye seslenirsenız Shakespeare'l duyarsınız. Fransayı ararsanız Voltaire'de, Moüere'de Dulursunuz. Dünyayı aydınlatan ve ellen Direr rr.eşaie gibi yanan bu yazarlardır. Uygarlık dedigl miz ışte ou yapıtlardır. Ulus lar arası degerde yazar yetlştirme yen uluslar, dılsiz çocuklara, cU ce sakatlara benzerler. Asü uta nılacak geri kalmışlık maddede yoksulluk degil, kafa meyvalaruıda verımsızlik, kısırlıktır^ Ah, Napolcon, 2121 yıluıda, nasıl Moliere'in yerinde olmak istiyecektir. All AKPINAB Montaj îşçısı 805 Freising Fınken Str. Z0 ALMANYA:" ' * ' • T"*** Hartalık saçan pis dereden »u içen bir köylü. Reşadiyeliler 6 yıl önce yapılan çeşmenin akmasını bekliyor Raşit KISACIK MALATTA Reşadly», Doganehir ilçesine baglı oldukça yokiul bir köydür. lcme suyu, köyün r.de gelen sorunlanndan biriiir. Kış aylarında bu yöreye yman kar, evlerin damını asar. YSE içme suyu getinnek için alışrrilç, ihaleyi alan müteahhit şi yanda Juzalap Ifaçmı» Beton eşmelerden su akmadıgından, Löylüler pis bir dere suyundan ararianmaktadır. Hastahfın kol ezdıgi köyde zaman zaman in•eleme yapüdığını söyleyen köy nuhtan Maden Çalışkan, «Gelip nceleme yapıyorlar, sonra da 6 •ıl önce konulmuş kaynagımtziaki 10 metrelik bir su borusuIU görünce içme «uyu geürtilniştir, deyip rapor Teriyorlar. 3u nedenle bu oesınelerden 6 yıl lır su akıtılmasım bekliyoruz» Liyor. Tüm köylüler yakındakl pis lir dereden su lhtiyaçlannı karılamaya çalışıyor. Pis dereden u içerken rastladığunız Mehmet "ılmaz şöyle dedi: «Bakın beyim, şu çesmelere ba :ın vo suyun kaynagındaki 10 netrelik borunun nerede sona rdiğrne bakın. Ondan sonra sia öyleyin. Bu köyün içme suyu ar mı, yok mu? tlıtililer bizüne »l*y mı ediyorlar yoksa?» Reşadlye kövünün 800 nüfusu oldugunu öğrendikten sonra iamlarda buğday eleyen kadınlaa soruyoruz: HAŞHAŞ EKİMİ İLE İLGİLİ BAZI CEZALARIN AFFIN! ÖNGÖREN YASA TEKLiFi YAPILDI Yüzyirmiam sayfalık eserde Alman, tngiliz, Ftansız, ts\'eç. T'orveç, Yunan. Rus, Amerikan tıyatrolannın kapılanndan ses sizce içeri giriyor dünya tiyat ro çalışmalannı yakmdan izliyorsunuz. Yalnız tiyatrolanna değil insanlannm da içlerine, düşüncelerine, duygulanna ya vaş yavaş yaklaşıyor. sevinçleri ni, kederlerini bölüşüyorsunuz. En güç koşullarda sesini duyıır maga çalişan. en güç koşullarda ayakta duran Türk Tiyatrosunun agrılan, sar.cılan sizlerde de başlıyacak, insan zekasınm sanat tutkusuyla birleşince neler yapılabileceglni göreceksiniz. Eskl Alman Başbakanı, SJ»J). nin Genel Başkanı Willy Brant ın bu fcitaba aktanlan «Tiyatro ve Politika» konulu tartışmalı toplarıtılan açış söylevindeki şu sözleri bugün içuı çok ilginç: «Çoctiklugumda tubeck'te git dı. Sonra Norveç'e sığındıgım yıllarda tiyatronun tinsel gücünü daha güçlü duydum. Oslo'da ulusal bir tiyatronun ktiçüfc bir ulus için ne oldugunu, nasıl önem taşıdığını ve tiyatronun ne denli özgiirlük gücü aşıladığım yakmdan Rördüm.. Başbakanuı sözleri arasmda şunlan da verdi: «Helsinki'deki son UNESCO toplantısında Doğu'nun ve Batı' nin birleştikleri nokta, dünya banşının sağlanmasında kültü rün. herkesin anlayışma göre degişen bu .kültürün demokratlaştırılması. olmuştur.» Muhsin Ertuğrul ckültür. söz cügünün gerçek anlamından birkaçını şöyle açıklıyor: «Kalabalıgı yenmek, katılıÇı yumuşatmak, hoyratlığı atmak, hödüklükten sıyrılmak, hamlığı olgunlaştırmak, kalmlıgı in celtmek, çiğliği pişirmek, sertliği tatlılaşürmak. sivriUği yuvarmak, hırtlığı bırakmak, pü rüzleri törpülemek, kiri yıkamak, pası kazımak, çirkinliği güzelleştirmek, dalkavukluktan iğrenmek, çıkarcılıktan arınmak. Eskilerin deyimiyle düşün me, inanma, terbiye, ahlâk, say gı, bakım, vicdan fazilet şefkat, utanma, arlanma, haddini bilme, çekinme, acıma, duygaılanma. herkese sevgi duyma, ince telli olma, çevreyi hoşgörme, ÎNSAN OLMA.» " layısı elbeHeki bfiyle olacaktır. Elbetteki çağdaşlıktan uzak, cağın gereksinlmlerinden geıi olacaktır. Acın bakın bir kez mül.eda? programlarına. Inceleyln bir iyice. Ve dü;ü.ıün. Göreceksiniz ki bunca yıldır havanda su dövülmüştür. Bunun niye böyle oldugunu o zaman daha tyl anlayacaksınız. Burjuva eğitim sisteminin amacı da budur zaten. Yetlşmekte olan yeni kuşaklar ancak bir yere değin eği»ilmelidir. Kendi işlerine yarayacak şekMyle yetişmelidir gençler. Fazlası mı, zararlıdır. Zararlıdır, zira keyifleri kaçar. Dümenleri bozulur. Eğitim öğretim yapılacak ama bir yığın demagojilerle, bir sürü lâf salatalarıyla. Bu bir oyundur, hem de iyi planlanmıs bir oyun. Amaç hatk çocuktarının uyanmaması, bitinçlenmemesıdir. Kafalar ne denli İse yaramaz bilgilerle doldurulursa, kitleler o denli uyujuk olur. Gerçegin yerini safsata, bilincln yerini demagoji alır. Bu suretle tıkır lıkır işler sömürü ve soygun mekanizması. Ve bu mekanizmayı durdurmak İsteyen her kimse, actnmadan, isle bunun İçin kıyılır, sürülür, süründürülür va öldürülur. Halkçı, toplumcu, bilime dayalı bir eğitlme karşı çıkmaları bu yüzdendir. Üretime dayalı, devrimcl va çağdas bir öğretime bu yüzden laldırırlar. Bu nedenle kıyarlar öğretmeni, eğiliciyi, »ydını, yurtsever llericileri. Sabri YÜCEL Gümüshacıkkdy Lisesi öfretmcni Gümüshacıkdv AMASYA tygt B0ı>mı> CHP Afyon Milletvekili Süleyman Mutlu ile Amasya Milletvekili Vehbi Meşhur, haşhaş ekimiyle ilgili bazı cezalann affını istemişler, bununla ilgili yasa önerilerini Meclis Başkanlığına vermişlerdir. İki CHP'li milletvekilinin önerisinin ilk maddesinde şöyle denümektedir. «Madde 1 19741975 haşhaş ekimi döneminde Bakanlar Kurulunca haşhaş ekimi yapılması tesbit olunan bdlgelerde haşhaş ekimine ait yetkiii makanılarca verilen izin belgelerinde Resadive'oln «Su fetirildi» diye rapor verilen, fakat C yıldtz yazıü yüzolcümünden fazla haşakmayaa çeşmelerl.. haş ekrcek suretiyle 3491 sayılı Toprak Mahsulleri Ofisi Kanuiçme suyu projesi 6 yıldır ta nunun 1470 sayılı kanunla degiş«tçme suyu İçin siıin EörUsUmamlanmamış ve yapılan müra tirilen 27'inci maddesine aykın nüz ne?» caatlarda içme suyunuz var de fiiller işleyenlerin hükmedilen ceBir an bugday elemeyi bırakıp: nilmis. Pis dereden su içen Re ralan affedilmiştir. «Neylersin, biı yalanı çabuk Yukanda gösterilen fiiller hakş»diye köyü halkınm bir traktöyutarmışız. Müteahhit bırakıp rii bile yok ki, hastalığın ölüm kında kovuşturma yapılamaz ve gaçtı. Şindi ise içme suyu var saçtıgı bu yerden ilçedeki dok başlayan kovuşturma ve yargıladeniliyormus. Bizden eyi bili tora gidilsin. Kaderine terkedil ma durdurulur.» yorlar zaar. Biz de anlaymmadık miş bu insanlar halen, «Devlet Af gerekçesi bu ne biçim iştir.» de bizi yalancı çıkarmaya çalışıîki CHP'li Milletvekili yasa öneyor» diyorlar. îşte boyle. Resadiye koyünUa risinin gerekçesinde, yasa ve yönetmeliklerin ilk kez uygulanmaya başlanması nedeniyle çok geniş bir köylü kitlesinin tarlasunn kesin ölçüsünü bilmediklerini, bu nedenle fazla ekim yapma suretiyle suçlu durumuna düştüklerini belirtmekte, bu konuda özetle şGyle demektedirler: «Gerek izin isteme kâğıtlarında ve gerekse izin belgelerinde tarlaların ölçüsü «Dönüm» olarak belirtilmiştir. Haşhaş ekicisi ise dönüm sözcüğünün yasalara göre dekar karşılığı kullanıldıgın dan genellikle naberdar degildir. Geleneksel dönüm ölçüsü 1.52 dekara kadar degişmektedlr. Resmî belgelerde dönüm dendiğine göre, haşhaş eken çiftçiler, bunu dekar olarak anlamamakta haklıdıriar. Bu yüzden çiftçinin ektiği haşhaş alanı genellikle izin belgesinden fazla çıkmıştır. Aslında tarlamn ölçüsünde bir fazlalık çıkmışsa da izin istem kiğıdmda çiftçinin yazdığı tarla sınırlannın doğru olduğu görülmüştür. Demek ki çiftçinin kaçak bir ekim yapma kastı yoktur.» BlZİM GENÇLERİMİZ Her kim derse desin doğru söylemiş: «Dünya kuruldu kurulalı böylesine namuslu evlât, böylesine namussuz bir baba kuşağı görmedi.» îlk anda üstten söylenmiş gibi görünen bu sözün dökümünü gelin birlikte yapalım. Hem elimizi vicdan üstüne koyarak, namusluca yapalım... Kimini öldürüp kimini deli ettitimiz gençler. Kimini pencereden atıp, kimini kolsuz bacaksız bıraktığımız gençler. Evet bizim gençlerimiz, bizim ogullanmız.. Üstüne ordu kaldırıp savaş ettiğimiz, ömürlerinin baharında ipe çektiğimiz gençler. Kontrgerilla denen işkence örgütlerinde, «Yasasın Amerika» diye bağırmaga zorladığımız pençler. Kendileri için hiçbir şey istemeyip. işçiler ve yoksullar için iş, ekmek, özgürlük istedi diye komünist dediğimiz gençler. Uyu uyu vat ile uyutamadığımız gençîer. Amerika'yı bir türlü sevdiremediğimiz gençler. Bağımsızhk diye bağırdıkça üstüne panzerler sal dıgımız gençler. Zap suvu üstüne köprü çatacaftma Bo*az'da keyif çatsın diye kızdıgımız gençler. Gecekondulara okuma yazma kursu acacaguıa, köşebaşına bir bakkal dükkanı aç dedigimiz gençler. CumhuriyeÜn ellinci yılında biz pahalı şen likîer yaparken, daha halkımızın yüzde ellisi okuma yazma bilmiyor ayıp ayıp diye bagırdı diye anarşist dedigimiz senç ler. Yunanistan'm bile kişi basına düşen ulusal geliri bizden çok dediler diye casus saydığımız gençler.. Evet Dı rim gençlerimiz, bizim evlâtlanmız... Şimdi elimizi vicdan üstüne koyarak, hesap vermemiz gereken gençler. Bizim gençlerimiz. Bizim evlâtlanmız... Emniyet kuvvetlerine yardım eden komandolann yurtlardan sokaga attığı pençler. Sen üniversi telisin diye kiraya ev vermediSimiz gençler. Sen otuz iki farzı tam bilemiyorsun diye is ver medi§imiz senclpr. Sınavlardan alıp cezaevine soktufttımuz senc 1er. Kendisini vedi düsmandan da düşman belledieimiz gencler. Bizim ı>enclerimiz . Bi/im evlâtlarımız .. DUn Kıbrıs konusunda. Amp rika komısunda snvled'.klerini kulak ardı edip busrün onayladıgumız gençler. Altıncı Filo erlerine Istanbul genelev değil deyıp bagrını kurşuna açarken üzerlerine saldırdıgımız gençler. Onurlu ve namuslu gençler. bizim eençlerimiz. Bizim evlâtlarımız. Birleşmiş Milletler önünde vüz ovdan blrtni alırken önlerinde rezil oldu&umuz sençler. Bvıeiın vüzlerine bakmaktan utandığımız aencler Onîarla ivm viiT\T]da vaşamış olmakîan onur duydufumuz eencler. 12 Martlarda işkencelerde öcümüzü alamadıklarımızı daha zindanlardan çıkartmadıgımız gençler. Amerikan CIA aklıyla uyduruk örgütler kurarak halen tutukevlerinde inlettiğimiz genç ler. Normal mahkemelerimize güvenmeyerek. Anayasaya aykın Millî Güvenük Mahkemelerin de süründürülen cençler. Bizim cençlerimiz. bizim evlâtlanmız.. Biz bir öğretmen. siz:er birer baba olarak şimdi düşünelım. Hem de elimizi vicdan üstüne kovarrk düsünelim. Hansimiz daha namusluyuz, evlâtlarımız mı, voksa biz mi?. Hasan KIYAFET OKUYUCU MEKTUPLARI Darüşşafaka Lısesinde neler oluyor? Türkiye'nin en eski ve kültür tarihimizde büyük bir yeri olan Darüşşafaka Lisesi'nde son günlerde meydana gelen olaylar, MC'nin komando eğitim düzeninin bu güzide lisemize de el attığını göstennektdir. Gerçekte Dariişşafaka'da oynanmak istenen oyun bir müd dettir senaryosu hazar, zaman zaman uygulanmak istenen ancak Atatürk ilkelerine sunsıkı bağlı öğrenciler ve öğretim üyeleri tarafından fırsat verilmeyen bir durum arzetmekteydi. Ancak MC'nin hükümet olma sı ile kariLdkarışık olan ve gittikçe yozlaşma tehlikesi gösteren eg.tim düzenimiz içersinde Darüşşafaka'nin yıpratılması ön pl^na alınmış, komando telsefe si üe yönetilmesi fa3İiye'uerine hız verilmiştir. Robert Kolei'de öğretim üyest iken Daılişşafaka'ya rcüdür görevi ile atanan ve bir Ameo rikan kolejl yaratma amacmı taşıyan okul müdürii ise bu fa aliyetlere vardımcı otmuştur. Komando eğilimli Universite ög rencilerini bellerrnen «Idari işlere yardımcı görevll» olarak okula yerleştiren, ancak ögrencilerin dayanışması karşısında bunda başan sağlayamayan vönetim, şimdi yeni bir oyun sergilemektedır. önce kız ve erkek Sğrencller ile ve orta ve lıse ögrencileri arasındaki bağlan koparmak, ögrencileri birbirinden bölerek soyutlamak amacı ile çalışma salonlarına duvarlar çeken. öğrencileri smıflara kilitleyen okul yöneticilert, daha sonra MC'nin eğitim telsefesine uygun şekilde hareket ederek ileri fikirli öfrenct avına çıkmışlardır. Geçen de:s yılında mey dana gelen bir olay bahane edilerek 5 ögrenciyi okuldan uzak laştırmışlardır. Verilen karan tl Disiplin Kurulundan Istedikleri gibi Reçirten vönetim, daha da ileri giderek vapılan baskılara son verilmer İçin boykot'a başlayan öjtrencıler üzerine polis engırtarak bovkofun kınlmasi voluna sapmışlardır. Yeni ders yılınm başında eSItimi bu derece aksatmayı hice sayan vönetim« s«ylenecek elbette birkac cift söz vardır. DarüşşalaKalı ve carması n:ç de öyle sanıldıgı gibi, baskılarla sineeek. çirkın politık o\Tinlarla bas egecek bir kurum degildir. Cünkti UarüssafaRBlı Atatürkçüdür. Onun eenclige inanç ve eüvenini nie bir saman sarsmadan ve vıne onflan aldıgı kuvvetle her türlü anti demokratik baskılara aogüs ger mesinı bilir Siirevva Erişkin Deprem ve boş vaadler 6.9.1975 tarihinde meydana gelen Lice deprerru telâketmden sonra Milli Eğitim Bakanlıgından japılan ve rRT'de vayimlatıriaracaktır. Bu haberde LlcoIi lise mezunlanna puanlaruıa bakılmaksızın vüksek ögTenim olanagı sağlanacagı bildirillvordu. Bakana atfen verilen bu na berin doğrulukla bir Ugısl olamı vacağını düşünerek. LiseU ögrenciler olarak Türkive'dekl türn yüksek okullara baş vurdvık! Ama hiçbirinde bövlp öir olana*ın sağlanmamış oldugunu gör dük. Mfldem kl böyle bir oianafc saglanmıyacaktı. neden boş vaad le umutlandınldık? Yoksa emaç deprem felâketi sırasında vapılamıyan görevlert unutturabilmek. kamtı oyunda bir şeyler vs pıj'or görünmek miydi? Hâlâ ha! kımıza boş vaadlerle kandınıocak zavalhlar eözti ile mi bamlıyor ve verilen sözlerin v«pümamasımn halkı daha çabuk bı ,, linçlendireceJınin tarkına mı İ vanlamıyor? Yoksa verllen özlerin tutulmRdıSını artremlyenleri mi fcandırmak amaçlanıror?. karmıoyuna duLlcell oSrenctleı nan bir tıaberi çok çok KIŞI na Cadde ortasmda dev bir fıskıye Besiktaş ü?t pfçltlnin altından geçen ana s» bo ulanndan biri dun saat 11^0'ria patlanustır. P»t(ayan borudan sular geçltin fistüne kadar fıskiye şeklinde yayılmış ve trafiğin bir süre durmasına olaçmıştjr. Sular ld»resi ekipleri, suyu ancak yarun saat sonra kesebilmişlerdir. Bu yüzden Besiktaş ilçesinin bir kesimi üç saat susuı kalnuştır. Fotoğrafta, suyun fışkınnası ve buru önlemeye çalişan ekiplerin faaliyeti gorünmektedir. (Fotoğraf: Fehmi ÖZGÜLER) Kıskandığı karısının ağzına kezzap döktü Kıymetli ölUlerinize ÇELENK HALKEVLERİ Fatih Camli girişınde Telf: 23 57 98 Kıskandığı eşinin ağzına zorla kezzap akıtmak isteyen ve kadını agır yailayan Şuayip Erdoğdu adında bir işçiyi polis araKONGRE ÎLÂNI mağa başlamıştır. KalyoncukulBeykoz öğretmenlen Yardıtn luk sokak 186/2 sayıda oturan laşma Derne&inin 9.11.1975 pazar Şüayip Erdoğdu, bir süredir dav günü saat lO.OO'da Pasabahçe İl.< ranışlanndan şüphelemiiği eşi ile tartışmaya girişmiştir. Eşi okulu salonunda jıllık genel Konş resi yap\lacaktır. Üyelerimize diı Sabire'nin tutarsır cevaplar vermesine sinirlenen Şüayip, önce yurulur. yumruk ve sopa V* vıırmaga baş YÖNETİM KURULt lamıştır. Sabire'n;rı bağınp yarGUNDEM: dım lstemesi sonucu daha da 1 Açılış sinirlenen genç adam. bu kez 2 Divan teşekküiii 3 Türük tadilatının sun'Uma tuvalette duran kszzap şişesinı kapıp odaya Eirmış, karısının st agzını açıp kezzahı zorla dökme4 Yıllık çalışmalann Oüeti ğe başlamıştır. Bu hareketler 5 Yönetim kurulunun ıDrası sonucu bayılan kadm daha son6 Dllek ve temenniler ra komşulann yardımı • koma 7 Yenı yönetim Kurulunun halinde Havdarpaşa Kumune seçimi. Cumhurlyet ^84 Hastanesine yatınlnuştır. En az emekli aylığı üzerine Hani en az emeKlı aylıgı l?on lira olacaktı. bu da 1975 martından itibar edilecekti. Seçim balonu imiş meğer. Gazeteler vazdı. radvolar. televiatenlarda dinledik. Fakat 1976 çeklerimizi aldık, yine eskisi gibi hiçbir degişiklik yok. 1975 martından itibar edilen farkiar biriktikce ödemesi Hazineve vük olacak. eger ödemı»k niyetlerl varsa tabiî. Ama fcpndi zamlannı bfr eünde çıkardılar ve pesin pesin aldılar. Emp!;liler ne olacak onlan kim dUsünür Belki onu da eelecek trenel secimlere araç olarak kullanırlar Falka Kıınter Mem>kse *>ok. No: 15 Yesihurt (stanbul Kitap Köy halkımızm bilir.çlenmesi ve her alanda kültürünü geiistireb:lme> için bir «Okuma Odası» açtık. Kitan vardımlarınızı beklivoruz. Müstecap Köyü Okuna ()das> Balva BAUKESİR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle