19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 22 Ocak 1975 yada önemie durulduğunu görmekteyız. Bıı konuda birçok uluslararası scminerler yapılmakta; uygulamada ıse bu ışbırliği çeşitli ülkelerde en ıleri sekilde gerçekleştirilmeğe çalışılmaktadır. Ülkemizd? de, son zamanlarda, sendikalar ile kooperatiflerin ilişkileri uzerinde çalışılmağa baslanılmıj ve hsttâ uygulamada da bazı adunlar atılmıstır. Konu, ülkemızde sendikalar içerisınde örgutlenmiş mılyonu askın ışçirun ekonomik hayatını doğrudan doğruya ilgilendirdiğinden büyük önem taşımaktadır Bu nederüe. biz. sendika kooperatif ilişküen ve sendikalar i!e koopera tiflerin jşbirliğı konusuna burada biraz eğilmekte, gerek kamuoyunu, gerekse konunun bizzat içmde bulıınan işçi, kooperatif ve sendıkaları aydıniatma yönünden yarar olduğu kanısındayız. Önce şunu belirteüm ki. sendikacı hareket ile kooperatifçi hareket birbirine paralel ikj hareket tır. Sendikal hareket, işçinin sosya) ve ekonomik haklarını savunurken, kooperatifçi hareket, işçi, küçük üretici ve dar gelirli kimselerin ekonomik haklarını savunma yolunda faalıyet göstermektedir. tşin bir ilginç yanı da ilk kooperatifin 21 aralık 1844 yılında tngiltere'de Rochdale kasabasında 28 dokuma işçısı tarafmdan bir tüketim kooperatifi olarak kurulmasıdır. Demek ki, ta başlangıçtan itîbaren, işçi kooperatifçi hareketin içinde bulunmuştur. Sendikacı hareket ile kooperatifçi hareket biraz yakından incelenince, bu iki hareketin işçi çı karlarmı savunma açısından aynj amaca yönelik oldukları görülrnektedir. Bilindiği üzere. sendikalar esas itibariyle bütün güçlenyle işçi ücretlerini yükseltmek için çalışular. lşçiyle ilgili kooperatiflenn amacı ise, işçi ücretlerinin alım değerini arttırmaktır. Bu arnacı, işçllere tüketim maddelerinı ve muhtelıf hizmetleri ucuz fiyatla sağlayarak gerçekleştirirler. Sendika üyeleri işçiler özellikle tüketim. yapı ve kredi kooperatiflerine girmek suretiyle önemli ekonomik ve sosyal yararlar elde edebilirler. tste bu nedenle. tüketim, yapı ve kredi kooperatifçüiğinde sendikalar ile kooperatifler işbirliği yaparak işçiyi aracı, tefecı ve vurgunculardan kurtarabilirler. S endikalar ile kooperatiflerin işbirliği konusu uzerinde, uzun yıllardan ben bütün dün Olaylar ve götüşler Sendikalar ve Kooperatifçilik Prof. Dr. Ziya Gökalp MÜLÂYiM SAMSUT; SENATÖRÜ kooperatifçilik dairesi kurarak kooperatif hareketle ılgılenrmsur. Özellikle konut ve tüketim ko operatiflerinin gelişmesınde sendikalar rol oynamıstır. Nitekim Kopenhagen'deki Jsçi Tüketim Kooperatifi ülkenin en büyük tüketim kooperatifi olup şehrin muhtelif yerlerinde 300 tane süpermarket tipi satış mağazasina sahıptir. Danimarka'da sendikalann Kooperatifler Bankası ile ilişkisıni de belirtmek gerekir. Ülkede mevcut 5 büyük bankadan biri olan Kooperatifler Bankası, koopera tiflerin finansman ıhtiyacım karşılamak için kurulmuştur. Bütün sendikalar. grev fonlannı ve diğer mevduatlarını bu bankaya yatırmakta, böylece. kooperatiflerin finansmanına yardımcı olmaktadırlar. Gelişmiş ülkelerden İngiltere'deki durum da oldukça ilginç fakat değisik bir bıçim göstermektedir. Haziran 1974'te Ingütere'de yapmıs olduğum bir incelemede bu ilışkiyı şöylece tespit etmiştim: tngiltere'de sendikacı haıeket ile kooperatifçi hareket paralel gittiği halde, aralarında resmî bir ilişki yoktur. Bu iki hareket arasında sadece tarihsel ve duygusal bir bağ bulunmaktadır. Nitekim bu nedenle, tngiltere'de sendikalar, paralannın büyük bir kısmını Kooperatifler Bankasına yatırmakta ve ihtiyaçlan olunca ondan kredi almaktadırlar. Aynca Ingiliz İşçi Konfederas yonu, yılhk kongresine, tngiliz Tüketim Koopera tifleri Birliğini de davet etmekte ve birliğin bir temsilcisinin kongrede konuşmasına olanak sağla maktadır. Sendikalar ile kooperatifler. Mıllî İşçi Konseyi'nde de bir araya gelmektedirler. MUU İşçi Konseyi, İşçi Partisi, Kooperatifler Birliği ve İşçi Konfederasyonu Yönetim Kurulu üyelerinden oluşan bir konsey olup yılda birkaç kez top lanmakta ve ülkenin önemli sosyal ve ekonomik somnlannı görüsmektedir. Son olarak, tngiltere'de 10 milyonun uzerinde ortağı bulunan çok gelişmiş bir tüketim kooperatiîçiliği hareketi olduğu ve isçilerin Snemli bir kısmınm bu kooperatiflere ortak buluuduklarını belirtmek gerekir. Yalnız Danimarka. Ingiltere, Almanya. tsveç, Norveç gibi gelişmiş ülkelerde değil, birçok az gelişmiş ülkelerde de sendikalar ile kooperatiflerin sıkı bir işbırliği ıçerisinde çalıştıkları görülmektedir. Uluslararası Kooperatif Alyansının «Az Gelişmiş Ülkelerde Sendikalar Ue Kooperatifler Arasında îsbirligi» konulu bir araştırmasında (Londra 1974* Asya. Afrika ve Güney Amerika ülkelerinde sendikalar Ue kooperatiflerin işbirliğine çeşitli örnekler verilmektedir. Sendikalann daha ziyade işçi tüketim. yapı ve kredi kooperatifieri ile ilgilendikleri, bu konudaki kooperatifleri geliştirmek için eğitim faaliyeti yaptıklan ve bu kooperatiflere maddi yardımda bulunduklan belırtilmektedir. konuda bazı ciddi tedbirler alarak işçilerin kısa zamanda etkili bir sekilde kooperatifleşmelerinin sağlanması gereklidir. Bu tedbirlerin en önemlilerini söylece sıralıyabiliriz: 1) Sendikalar, kooperatiflerin, işçinin flcretini değerlendiren örgütler olduklarını kabul ederek. onlara yakın dgı göstermeli; mevcut işçi kooperatiflerinı ve yeni kooperatiflerin kurulmasını her araçla desteklemelidirler. 2) Sendikalar. işçi kooperatif hareketini planlamalı. ona yol göstermeli ve maddî yardımda bulunmahdır. Fakat kooperatif hareketi kendı biinyesi içerisıne massetmemeüdir. Lşçı kooperatif hareketi. sendikal hareketten ayn gelismelidir. 3) Sendikalar. ışçilere kooperatif bilincini ka zandırmak, için tabana yönelik genış bir koopera tifçilik eğitim faaliyetini baslatmalıdırlar. Bu konuda Türkîş'ın atmış olduğu bazı adımlar. bir başlangıç olarak kabul edilebilirse de, çok yetersizdir. 4) Mevcut işçi tüketim ve yapı kooperatıflerinin birlik ve merkez birlifi seviyesınde üst ö>güUenmeleri sağlanraalıdır. Bu konuda. sendikalar, kooperatiflere önderlik yapmalı. özellikle mad di yönden yardımcı olmalıdırlar. Çünkü koopera tiflerin etkili olabilmeleri, büyük aracı, tefeci ve sanayicilerle rekabet edebilmeleri, ancak üst örgütleruneleri ile mürakündür. Kooperatif üst örgütîer; kurularak. iç ve dış piyasadan toptan alım saSlanmalı. hattâ birçok tüketim maddelerinin imalâtınî. da gıdilmelidır. Üst örgütlenmeye bir başlangıç olarak. Türklş'in gayretiyle. Ankara Tüketim Kooperatiflerı Birliği kuruluşunun gerçekleşmek üzere olduğu belirtilebilir. Ancak birlik seviyesınde üst örgütlenme yeterli değildin merkez birlikleri de kurularak üst örgiitlenme tamamlanmalıdır. 5 ı Kunüacak Kooperatifler Bankasına. işçi kooperatif birlikleri de ortak olmalı, böylece kooperatiflere devamlı bir kredi kaynağı yaratılmalıdır. tsçi Kooperatiflerının bankaya ortak olmasında. sendikalar kooperatiflere madd! yönden yardımcı olmalıdır. 6) tşçi kooperatiflerinın gelismesi, sendikalarla ne kadar ışbirliği yapılırsa yapılsın. Türk Kooperatifçilik hareketınin gelişmesinden bağımsız olarak düşünülemez. Bu bakımdan, kooperatifçilik eğitim. denetim mevrtmt üst Srgütlenme ve finansmanı ile ilgili çeşitli tedbirlerin devlet tarafmdan bir an önce ahnarak Türk koopera tifçilik hareketinin bütünüyle gelistirilmesinin. iş çi kooperatiflerinin de başansında en önemli etken olacağına şüphe yoktur. Memur Çıkmazı B Türkiye'de Durum Ülkemizde İse, son zamanlar» kadar, sendikalann kooperatifçi hareketle pek fazla ilgilenmediklerini görüyoruz. Her ne kadar Türklş'in 23 ilkesinden birisi de ülkede kooperatifçiliği geliştirmek ise de. bu ilke, daha çok kâğıt uzerinde kalmıştır. Fakat son yıllardaki âni fiyat yükselme leri ve toplu sözleşme ile elde edilen ücret artışlarının yetersizliği. sendikalan kooperatif hareketle ilgüenmeğe zorlamıştır Ülkemizde iççiler için kooperatifçilik tamamen yeni bir hareket de sayılamaz. Zira, sendikaların da teşvikiyle işçiler birim seviyede birçok yapı ve tüketim kooperatifi kurmuşlardır. Fakat bu ha reket, sendikalar tarafmdan dddi olarak ele alın madığmdan, kurulan kooperatiflerin faydalan ye tersiz kalmıştır. Mevcut işçi kooperatiflermin durumlan da nazan dikkate ahnarak ülkemizde kooperatifler ile sendikalar arasındaki ilişkilerin ve işbirliğinin yeniden eözden geçirilmesi, bu Yabancı Ülkelerde Sendikalar ile kooperatiflerin işbirliğini, uygulamada birçok yabancı ülkelerde görmek müm kündür. Bu ülkeler arasında, kooperatifçiliğin çok gelişmis bulunduğu Danimarka özellikle anı labilir. Danimarka'da sendikalar, ülkede kooperatif hareketin gelişmesine büyük önem vermiş: İşçi Sendıkaları Konlederasyonu bünyesinde bir SEÇİMDEN KAÇANLAR OKTAY AKBAL Evet Hayır Enerji Sorunu ve Ulaştırma Kesimi E konominin öbür keslmlert glbl çagımızın üretim. dağıtım, tüketim zincirinde en buyuk etkinlığe sahıp olan ulas tırma kesimi de enerji ile yasamaktadır. Geçtigimi2 yıl, petrol fiyatlanndaki yükselme ile birden ortaya çıkan enerji sorunu karşısında birçok ülke, değişik kesım lerdeki enerji harcamalannı yeniden gözden geçirerek, sınırlı enerji kaynaklannı en uygun biçimde kullanma yollannı arar ken, büyük ölçüö"e bir enerjl (daha çok petrol) tüketicisi olan ulaştırma kesimi öncelikle önem kazandı. Akaryakıt bunalımmdan en az etkilenen ülkelprde bile uiastırma uzmanlan. gelecekte çok daha etkili sorunlarla karstlaşmamak için. kendi ulaştırma dizgelerinde (slstemlerinde) enerjinin verimli bir biçimde kullanılmasınt sağlavacak yeni bir ulaşım enerji politikası saptamak gereğinl duydular. Sanayllesme çabalan lçerslnde bulunmasına karşın enerji sorunlannın hemen hiç blrinl çölümleyememl» olan ve her yıl glttikçe artan ölçüde dışardan enerji satın almak zorunda kalan ülkemizde, ulaştırma dizgesinin isleyişl ve enerji tüketimi ile 11giü bazı gerçekleri göz Snüne «ermek yararlı nlaeaktır M illiyetçi Cephe tflâs etmlse benzlyor. Toplan toplan dağıl, demeç ver, poz poz resim çektır. Sonuç sıfır! Şimdı bir so ru çıkıyor onumuze: Millıyetçıliğin, ama gerçek anlamıyle ulusçuluğun iflâsı mıdır bu? Kendilerini «milliyetçi» diye adlandıran dort partı bu cephe'yi kurup iktidara getiremeoSklerı ifın ulusçu anlayış sona mı erecek? Önce bu dört partinin «milliyetçilık.l nedlr? B:r Erbakan'ln «milli cephe» anlayışı başka, bir Feyzioğlu'nun «Atatürkçü ve milliyetçi» anlayışı daha başka Turkeş'ın ırkçı, turancl »ıliiyetçiligi busbütün değlşik! Hele Demirel'inki apayn... Erbakan «milli cephe» diyor zaten Atatürk'un adını bile ağzına almayan bir «milli cephe», gerçekte gelecekte kurmayı düşünduğu bir «din devleti»dir anladıgı «millî cephe» derken Feyzloğlu ise Mendes France'çı sosyalıst eğilimh gorüş'.eri, orta »ol duşürtceleri bırakmış «milliyetçı» oluvermıs bir kişi. Ecevit'in yerini al<eydı bugün demokratik solculuŞu kimseye kaptırmazcîl. Türkeş'in bozkurtlarıyle DemireHn özel sektörcü güçleri apayn telden çalıyorlar. Türkeş «milliyetçi toplumculuk» diyor, Demirel «yapan yapsın, alan alsın, bırak gitsin» dıyor. Bu dortiü uyuşmaz maddeden sen kalk bır yapı k u r ! Olur ış değildı. olamadı da!... Bozbeyli'ye yüklediler suçu, o katılsaymış olacakmış! Ne olacaktı? Keşke olsaydı da görseydik!... Sağcılar blrlesip lktidan alamadılar. Orta sol tek başını çoğunlukta değil. Sağdan bir parti ile ortakhk kuramıyor. Ne yapılmalı şimdı? En erken bir tarihte seçime gitmemelı mı? tş başıncfa istifa etmlş, bır tek kez güvenoyu alamamış bir sorumsuz hükümet var. îşlert yürütmekle görevli! «Bu güvensizlik oyu kısüerimiz için verılmedı, biz yıne de güven aldık» di\e düşunen bir hükümet! Atamalar yapıyor, yasalar hazırlıyor, kararlar veriyor, iktidardaymış gıbi davranıyor. Ne yapsın dosta duşmana Turkiye'nın hukümetsiz olmadığmı kanıtlamak gerek!... Artık gerçeği görsünler: Bu çıkmazdan ancak erken bir seçimle kurtulunur. Kım kazanırsa kazansın, ama biri kazansın' Bakıyorlar, görüyorlar, dıijüyorlar.. duyuyorlar: Ecevit haîkın gözdesidir, ten umududur öyleyse seçime gltmemeli! Ne yapmak gerekse yapmalı bunu sağlamak için Eceviti unutturmah, lekelemeli, suçlamalı, gozden duşürmeli Ama Ecevit kalkıp Kıbrıs'a gidivor. on binlerce insan taraftndan karsılanıyor, sevgiyle saygıyle... Bır kez daha etkisinı. gücünü gdnerıyor. Şimdı nasıl seçıtr.e gırier «milliyetçi»ler? Ne kadar kaçmak gerekirse o kadar kaçacaklar! Duvarlara «seçim» diye yaz.lar yazan CHP'lılere karşı «geçım» diye karalayacaklar o duvarı. Geçım yapılacak seçime bağlı değılmiş cıbi! Alın iktıdar alun, bırlesm kurun hükümetj dersinız beceremezler, sonra «eçimd»n kaçmak için >apmadık iş birakmazlar!... Ulus önünde, tarih önünde, dünya kamuoyu önünde Ecevıt Turk ulusunun gerçek llden durumundacfır Callud gelir onunla gorüsmeden gıtmez. Yabancı gazetecıler TürkJye adına Ecevıt'ın duşuncesını oğrennıek ıster Herkes bılir ki, ilk genel seçırr.de ıktidar CKP'nındir. Turk ulusunun gerçek lirierı Ece%ifdir Halkın guvenını yıtnmış partiler, liderlerse bu koskoca gerçek karşısında ezilir Küçülürler durmadan. Kendilerine «komanrio» admı veren, eğitimden geçmış, koşullandırılmış bır kaç yüz partizanın kaoa aüç gösterilerıncfen med°t umarlar Yol keseıek, adam döverek, vurarak, kıtapçı, gazeîecı dukkânlarını basarak halkın lktidan önlenecek sanırlar Oysa zaman geçer dev adımlarıyla Turk nalkı bılınçlenme surecinde yem aşamalar yaoar durmadan Bugün seçim olsa bırtakım aldatılmış vanılmıs seçmealet belkl onlara da o> verecekler. ama yann. öbur gün o kisüer de akıllanacak, geıçeğı gorecek . Bilmezler zamsnın kendilerıne karsı olduğunu Ecevıfın. CHP nın, yanı halktan yana halk çıkarını düşunen, gerçek ulusçuluk çızgisinde vürüven politikacıların, örgütlerin, güçlerin enınde sonunda Türkiye'nin yönetiminde kesın soz sahıbı olacağmı... Seçımcfen kaçmak halkın varsı^ır.dan kaçmak demektir. Madem ki. demokrası düzenıni seçtık, ö%leyse halk, halkın ıradesı tek egemen güçtür. Bu egemen güç seçıra ıstıyor, gerçek iktıdar ıstıyor, kendınöen yana Dir hükümet. ulus çoğunluğunun yararınl du«unen bir yönoticı kadro lstiyor .. Bu ısteğin onüne lâf kalabal.ğıyle. komando bıçagıvle, tabancasıyle geçilenıez. Halk hiiinçlenme=i ezer geçer hepiirı KISTTLI ULUSAL KAYNAKLAR, ÜLKENÎN EKONOMİK ÇIKARLARINA TERS DÜŞEN, VERÎMSİZ BÎR ULAŞIM MODEIİNİ SÜRDÜRMEK İÇİN TÜKETİLMEKTEDİR.ENERJ î SORUNU KARŞISINDA, ULUSAL EKONOMİYE YARARLI BÎR ULAŞTIRMA POLİTİKASI SAPTAMAK GEREKLÎ Haluk GERÇEK Î.T.Ü. Tablonun incelenmesinden görüleceği gıbı yolcu taşımasında en büyuk pay karayollarına dü? mektedir ve bu bölümde Türkiye İle gelişmiş ülkeler arasında nicelik yönünden bir ayrım yoktur. (Toplam yolcu taşınının % 91.4'ü ve 92.1'i). Buna karşıllk yuk taşınmda durum çok değışiktir. Gelişmiş ülkelerde toplam yük taşınının ancak % 19.2'sınin karayolu ile yapılmasına karşın Türkiye'de bu oran % 73.9'dur. Gelişmiş ülkelerde yük taşımalannın yarısı (%46.4) demir yolu ile yapılırken Türkiye'de ancak dörtte biri (% 2SS) demir yoluna ayrılmaktadır. Ayrıca, üç yanı denizlerle çevrili ülkemizrfe denizyollarına düşen yük taşıması payı da binde üçtür. de sanayi kesimi ulaştırmadan sonra gelmektedır. Ulaştırma tüketımlerinde, petrolü kömiir izlemektedir. Toplam kömür tüketiminın beşte biri bu kesime aittir Ulaştırma enerji lliskılennde ana özellik, belirli bir taşın işınln değisik taşın turleriyle yapılması halinde enerji tüketimin de görülen nicelik ayrımıdır. Taşın türlerınin yapısal ve isletme niteliklerirvden doğan bu ayrım, bu taşın türlerinin değişik oranlarda kullanılmasıyla oluşan ulaşım dizgesinin (sisteminin) ekonomik yapısını belirleyen en önemli etmendir. Saptandığına göre, enerji tüketimi açısından en ekonomik taşın türleri demiryolu ve deniz yoludur. Belirli bır taşın işıni gerçeklestirmek için karayolunun kullanılması halinde demir yoluna göre 1012 kat daha fazla enerji harcamak gerekmektedir. Bu gerçek, yukarıdaki tabloda. verilen rakamlarla birlikte göz önüne alınrfığında. Türkiye'de ulaştırma hizmetlerinin ne denli pahalı bir biçimde yürütüldüfü açıkça gorülmektedlr Ulaştırma Politikasının Belirgın ÖrneEi: uzunlugu, 1943'te 7000 tan.yi geotı. îkmci DUnya Savaşı'nı lzleyen yıllarda demiryolu poliükası terkedıldi. Dış etldlerle petrole dayalı karayolu ulaşımına ağirlık verildı. Bu alanda büyük yatınmlara girişıldi. Cumhurıyetın ilk 20 yüiDda 5700 kılometreye varan demiryolu yapımına karşılık 19431973 arasındakı 30 yılhk dönemde buna ancak 1200 kilometre eklendi. Karayolu taşımadlıgı, yedek parça alım satırru ve otomontaj sanayii hızla geliserek tatlı birer iş alanı oldular. Petrol, yedek parça ve taşıt dışalırru (ithalâtı) arttı. Bu arada demirvollannin yeni teknolojik olanakîara göre düzenlenrnesine önem verilmedi.* Karayoilan bir gereksınmeyi karşılamakla birlikte, bu iki ulaşım tiirünün birbirlerınj tamamlaması ve des teklemesı (koordinasyon) ılkesı gözetılmediğinden demiryolıan, gıttikçe gelışen karayolu ulaşımı karşısında rekabet edemez duruma düştü. Sonuç ortadadır. Bır yarıda verimsız bir ulaşım hizmeti karşılıgında yitip gıden petrol, öte yanda en az enerji tüketimıyle k'.tle halinde taşın olanağı sağlayan bir ulaşım türilnun terkedılmişliği. . ir şikâyetler zinciridir gldiyor... Yargıç: Ne demek bu? diye soruyor, günde 5060 dosyaya bakan yargıcın tazminatı 800 lira mı olurmuş? Nüfus memuru: Bir virgul vanlışlığı için raahkemelerde sürünüyoruz; yan ödemeoTen yoksun kaldık. Karakol polisl: Canımıza okunuyor, toplum polisinin durumu bizden daha ıyl... Kantar memuru: Bizim maaş tutarımn iki katı yan Sdeme alan yük«ek memur var. ne biçim İş bu? Tükenme/ bu sıkâvet zıncirınin halkalan... Bir ülkede enflasyon bunca azgınsa. sömürü gemi azıva almıssa paranın satın alma çticü Ründen güne cllızlaşıyorsa. vakmmalar elbet yoğunlaşaeaktır Bır venl sermaye sınıfı üretmek ve oala7İandırmak tçin. halk kit» lelerinin sırtına yük bindirmek gereklvorsa aeçlm sıkıntısı dalga dalga vuracaktır küçük memur yığınlanna... Ne var ki. gerçek bu 1ken memurlardan gelen mektupların çofu, bir baska memurun durumunu öne sürerek haksızlıSa ugradıŞını belirtmpktedir Bu t ü r yaklnmalar. bulanık suda kulaç atan rııtinç^ızligin ürünlerldir Devlet Kamu Personeli tçln reform vasası ortava atıld.gından bu vana, sıkâvetler bitmemıstir: bundan sonra da bitmeyecektir Her köçük memur aldıği maas ve yan ödemevt a* bulacak, blr başka tnemurun dururnu ile kendi durumunu kıvashyarak adaletsızllkten dem vuracaktır... Bugün Türkiye'de slyasal ve ekonomik lktldar sermaye egementerinin elindedir. Bu egemeıılerın sıyasl partileri; lsçiyı. küçük memuru, kövlüyü ve aydını eımek üzere bir politikayı yürütmektedirler Fugün eline az maas geçtiğinden yakınan yargıç, karsısına samk olarak getirilen avdınlara 14) ve 142. madrlelert uygulamak zorunda olan sdamdtr Ama sanık sıfatıyls vargiladıgı o avdınlardır yargıcın temel haklannı korumak ve sömürülmeslni engellemek ısteyenler... Sermaye sınıfı egemenligl, ülkedeki adaletslz düzeni yürütebilmek tçin 800 bin memurun yüksek keslmlnde bulunanlan kendlne baülamak. ve merdivenln diblnde bulunanlan da ezmek yolunu tutar Bueün devletin kilit noktalannda bulunan vüksek bürokratlar. «ermaye sınıfının namlı işadamlanyla lçli • rfışlıdırlar Emeklive aynldıklan, ya da kendi Isteklerivle görevlerinl bıraktıklan taman. özel sektörün en vaglı keslmlerlnde, yüksek maaşlı ve pnmli koltuklara oturacaklardır TOksek bürokratlar. i? çevrelerivle kolkola. ve parlamentoda yasalan vapan polittkacllarla yanyana olduklarından; küçük memuru daha voksullastıran. ama piramitin tepesindekllerl dovuran besleven blr maaş ve yan ödeme düzeninl yürütecek karar ve kanunlan hazırlarlar. Piramitin eteklerinde bulunan yüzblnlerce memur, geçtm sıkmtısının cenderesinde yaşar Ama bu memurcuklann çoğunluğu billnçsiz olduSundan, ülkenln ekonomik düzenindeki temel haksızlıklara bakacagına, komşıısunun aldığı üçbes yOz liraya takılarak haksızlığa uğradığım »anır. Nüfus memuru, kantar memurunu. kantar memuru rabıt kâtibini, zabıt kâtibl tapu memurunu eleştirlci £özle ızler... Pekl, ne yıpmalıdırT Bir kez Anayasamız sosyal adalet ve eşitlik ilkeslni benimsemiştir Aynı durumda bulunan memurlar arasında avncalık gözerilemiyeeeğl gibı, yüksek memurla küçük memur arasındaki maaş farkı da adalet duygusunu sarsmıyacak ölçüde olmalıdır. Bunun yanısıra, memurlann sendikalaşmasını engel» liyen her yasak çağdışıdır. Bugün tşçiler sendlkalarda örgütlenerek ücret savaşına girebiliyorlar: esnaf, enflasyonun etkisini fiyatlan artırarak başka kesımlere aktarabıliyor, ama küçük memıınjn pliko!ıı b^Slıdır. Senftfkacıhğı komünistlikle eşrie&erH tutan eerlci fikirlerin ü«tüne yürümek ve kamu kesiminde bu hakkın saglanmasınl siyasal partilerden istemek gerekir. Ülkemizde: 1) Sermaye sınıfı, 2) Sermaye sınıfına dönük slyasal partiler ve 3) Yüksek bürokratlar, yani en tepedekl kodaman memurlar bütünleşmişlerdir. Elbette ezilecektir bu bütOnleşmemn altında kalan küçük memur vığınlan... Küçük memurlar, bu çağdışı bütünleşmeyl siyasal lktldardan uzaklaştıracak biçimde oy kullanmayı da unutmamahdırlar; çünkü ülkede sermaye sınıfına değil emekçi sınıfına donük bir lktıcfar kurulmadan dertlerı bilmiyecektir. Sonuç Tek başına enerji sorunu bile Türkiye'de ulaştırma kesirninin işleyişine yeni bır biçim vermeyi gerekli kılmaktadır. Kaldı ki bu çarpik ulaşım modelınin (11ke ekonomısine verdiğı «arar yalnız enerji tutumsuzluğu değildır. Özel araç üretımine, taşıt ve yedek parça dışalımına yatırılan dövizier. büyük kentlerın ulaşım düzensizliklerinden doğan kaynak ve ışgücü kayıpiarı, sayılan gıttikçe artan trafık kazalannın toplumsal malıyetlen de buna eklendiğinde ulusa! ekonomıye yararlı bır ulaştırma politikası saptamarun kaçımlmaz hale geldiği anlaşılır. Kitle halinde taşın olanagı sağlayan demiryollarına ağirlık karandırmak bu alanda yatinm ları arttırarak, çağın teknolojik gelışme'erine uygun düzenlemelerle ^Tiksek düzeyde bir taşın hizmeti sunmak, denız ulasımına önem vermek ve olanak saglayan kesimlerde akarsu ve kanal ulaşımı ile desteklemek, karayolu taşınuıı başıboşluktan kurtanp örgütlemek, ulaştınna poütikamızın vazgeçllmez kosulları olmahdır. (1) Türkiye'rdn Düzeni D. Avctoğla. Küçük Bir Karşüaştırma Yuk ve yolcu taşını, bugün bütün dünyarfa başlıca demiryollan, karayollan, denizyollan, akarsu ve kanallar, havayollan ve boru hatlan ile yapılmaktadır. Ülkemizde henüz yeterince ele alınmamıs bir konu olan akarsu ve kanal ulasıraı ile genellikle sıvı yakıt taşınmda kul lanılan boru hatları bir yana bırakılırsa ana taşın türleri demlryolu, karayolu, denizyolu ve havayoludur. Türkiye'de ve gelişmış diye nitelendirılen ülkelerde. ulaştırma hizmetlerinin bu taşın türlerine dağılımını be lirlemek, ulaşım modellerı arasında kabaca bir karşılaştırmava olanak sağlaması bakımından yararlı olacaktır. Turkjye de ve gellşmiş ülkeler rte taşıma hizmetlerinin taşın turlerıne dağıhmı tablosu: T Ü B K 1 Y E Tolcn Taşını % 91.4 7.6 1.0 Sflk Taşını % ÇOK ACI BİR KAYIP Siırı eşraiınaan merhum Öğretmen Mehmet Sıtkı ve merh.juıe Kadriye Ögetürk ün oğlu, Şükriye Ogetürk'ün sevgili eşi, Cevdet Hülya ve Ibrahimin çok kıymetli babalan, merhum Ahmoi Ögeturk, merhum \atuk ogetürk'ün Dr. Hulkiye T u g a y ve Yük. Müh. Namık Ogetürk'ün biricik sevgili ağabeyleri, Av. Turhan Turgay, Sabiha. Süheylâ, Türkân ogetürk'ün sevgili kayınbiraderlerı Gül Ögetürk ve Ahmet Toprak'm sevgili kaympederleri. Celil. Oktay, Mehmet, Levent, Sule Şelâle. Sema. Seda, Seyda. Şale ve Demet'in biricik sevgili Haluk Babaları. Tuba'nm dedesi Petrol Tutumsuzluğu Günümüzde, ulaştırma t ü r l e n öncelikle akaryakıta bağımlıdır. Henüz yaygınlaşmamış bazı örnekler dışında. ulaştırm» kesiminin kullandığı başlıca enerji kaynakları; petrol, knmür. linyit ve elektriktir Bunlar tçersinde özellikle petrol, ulaşım dız geslnin kanı haline gelmıştir. Ülkemızde petrol tüketen kesim ler arasında ilk sırayı ulaştırma almaktadır. Türkiye'de kullanılan petrolün hemen hemen yarısını ulaştırm» ke«imi tıikptmekte (1966'da % 48.3. 1970'te % 42.9), petrol uriınlen tuketımin DemiryoHaruun Öyküsü Gerçekte bu görünüm, Batıiı sömürgeci Ulkelerin ve tçerde behrlı bır azınlığın çıkarları dogrultusunda yürütülen daşa bağımlı ekonomik poUtıkanın ulaştırma alanına yansımasından başka bir şey değil dır. Demlryollanrun öyküsü bu polıtikanuı belirgin bir öraegidur: Bugünkü sınırlanrnıa ıçersınde kalan ı!k demiryolu hattı 1856'da, Izm:r Aydın arasında, îngilızler tarafından vapilmaya başlandı. O dönemde Osmanlı Devleti nin eiinde ksian son top raklar üzennde demıryo.u yapmak ve ışletmek ıçın AvruDah ülkeler bubırlerıyle yarış etmek teydiier. Amaçları, Türkıye'yı demıryoHan:le donatıp kalkındırmak değildi kuskusu^. İsiettıklen tıatlann her kılometres.ı ıçm Dü>oınu Umumıye Idares'.'n den belırli bir kâr gi.uencesı alan bu yabancı ortakHklara verılen demirjolu ayrıcalıkları, somürgecı ülkeler ıçın tatlı bır kazanç alanı oimaktan da öteye, Türkıye topraklarında venı yerlesme oo;?e!erı kurmak ve dsha sonra bu bölgelen kendı somürge ımparatorluk.anna katma yo lunda önemli bir aşöma sajilıyordu. «Demirj'ollanrun tarihi, bır bakıma Türkıve'mn empervaiist devletler *arafından ııarçalanıp yok edılme çabalarmın tarıhıdir.» (1). Cumhunyet yönenml ile bırlikte, ö/eüikle 1933'ien sonra gı! rişı en ulusallastırma eylemlerı sırasında demiryollan devletleş tirilerefc ulaşrmın ulusal kaynak İ8rla sağlanması konusunaa kök lü adımlar atıldı. Atatürk ün «ülkeyı demir aglar'a orme» politikası. dönemin tüm tekrık ve ekonomik yetersizliklerine karşın basanyle uygulandı. 1923'te 1352 km. olan demiryolu agı HALÜK ÖGETÜRK 21.1.1975 günü tutuldugu amansız hastalıktan kurtulamıyarak Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Aziz nâşı 22.1.1975 çarşamba günü öğle namazından sonra Fatih Camıınden kaldırılarak Edirnekapıdaki aile kabrine defnedılecektir. Mevlâ rahmet eyleye. A t L ES t Cumhunyet 537 GELİŞMİŞ ÜLKELER Tolcu Taşını Yük Taşını Karayolu Demiryolu Denizyolu Havayolu Boru hattı ns n.ı % 25.8 03 3.8 02 4.1 192 46.4 17.: x 17.2 % ( z Akarsn ve ksnal taşını ile birlikte). • t Telefon Rehberindeki l • Reklâm \ Denizcilere ve Havacılara 1 Sayılı Bildiri • Size Yeni Müşteriler • • • Kazandırır. • Seyir Hidrografi ve Oşınograh Dairesi Başkanlıgindan Bildirilmistir. (Basın: 25396531) Deniz Kuvvetleri Komutanhğı J • .ST.4XDARD CED YEL (Eleklrikli mndf.li de pardtr) Hatav Devlet Uretme ÇiitJiği Müdürlüğünden 1 Hatay Devtet Oretme «^ftlığı 1975 yılı istihsalı taknben 250 ton süt açık artırma suretiyle saJlacaktır 2 Açık artırma 3/2A975 pazartesi eünü saat 14.30'da çıftiık ıdare binasında vapılacaktır. 3 Satışa çıkanlan tstıhsal sütün muhammen oedell 812.500. lira olup aeçicl teminatı 6U.937.50 dradır. 4 Buna alt şartname mesal saatlen darıılinde Devlet Üretme Çiftliklen ^enel Müdürlügii Ekoaomı Şube MUdürlü*ünde Antakva. tskenderun, reknik Ziraat \Tüdürlüklennde eorülebılır. Kevfıyet ilin olunur. (Basın: 10627'529> t Spastik Çocuklara yardım yurt görevldlr. TÜRK SPASTtK ÇOÇUKLAR UERNEĞİ Kadıköy Halitağa Cad. No. 30 Telefon: 37 55 99 2« İle 31 Ocak 1975 tanhlerl arasında ( UU'dan lî.OU'ye W kadaı ajaSıdakl noktaların Dlrleştiüi «aha lçınde »eyretme, demırleme, avlanma v» bu sahanın 1 ( J metreye ka5K dar olan yüksekliSi can ve mal »mnıvetı bakımıruian <ehlıkelldır KAIMUENtZ ISTANBtL BdOAZI POYKA7.BIIR.NU l'incl nokta: Enleml 41 rifrete 16 daklka kuzey Boylamı 29 derece U dakıka dogu 7 2'incı nokta: tııleml 41 derece 15 dakıka kuzey Boylamı 29 derece 11 dakıka doğu 3'ürtcu nokta: Enleml 41 derece 13 dakıka suzey Boylamı 29 derece U dakıka doğu ü 4'üncü nokta: Enleml 41 derece 13 dakıka kuzey Bovlamı 29 dererp I ) dakika do&u H VE HAVACILARA ONMHLK • babadan oğula , RF.MIVAC lâskârgaıl Cad. M/4 Karblyr Tel.: 47 87 I! r Cad. 33/27, Yenijchlr. Anka..ı Tel.: 17 43 49 EMEL ERYURDAKOL 1 1 e SERVET Istanbıü VENAL 21/1/ 1S75 Evlendiler. D OĞü N Bir kuımiz oldu. Adını MUiÜN koyduk Butün dost ve akrabalara duvururuı ZU Ocak IH75 Vasar Metin SANU (ifızelbahçf Klınıgi • >••••••••••••* <Basın: 10263526) Cumtıurtyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle