17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CÜMHURİYET 21 Eylül 1974 Dünyada Bugün Israil'e göç eden Sovyet Musevilerinin bir kısmı geri dönmek istiyor KTTDÜS Sovyetler Birliğinden îsrail"e göç eden Museviler arasında yapılan araştırmalar, göç izni elde edebümek için her çareye başvuran bu kişilerden bazılannın hayal kırıklığına uğradıklannı ve îsrail'de adeta toplum dışı bir yaşam sürdürdüklerini ortaya. çıkarmıştır. Araştırmayı yapan gözlernciler Sovyetler Birliğinden göç eden Musevilerden bir kısmının geri dönmek istediklerini, bir kısmının da îsrail'j terkedip Amerika veya Kanada'ya gitmeyi arzuladıklarını söylemişlerdir. Yet kililer İsrsil basınmm bu durumda olan Museviler hakkında hiç bir yaytnda bulunmadığıni da açıklamıslardır. Sovyetler Birliğinden gelen Musevı göçmenlerin uğradıkları hayal kınklığının başlaca nedenlerinden biri, beklediklerinin ter sine, toplumun kendilerine kucak açmayışıdır. Araştırmayı yapan sosyologlardan Ellıot J. Marcus bu konuda şunlan söylemiştir: «Geçmiştekinin tersine Israilliler artık göçmenlere eski ilgi ve sıcak dostluğu göstermiyorlar. Buna da savunma giderlerlnin artması yüzünden ağır vergiler ödemek zorunda kalmaları yolaçmaktadır. Israılliler her göçmenın ülkeye ortalama 10 bin dolars mal olduğunu bilmekte ve çeşitli somnlar altında ezilrnektedirler. Örneğin İsrail'de şiddetli bir mesken sıkıntısı vardır. Hükümetin yeni yapılan sosyal meskenleri yeni gelen göçmenlere ayırması, İsrailliler arasında göçmenlere karşı düşmanlık bile yaratmaktadır. Bu da herşeyleri devlet tarafından karşılanan ve buna alışık olan Sovyet Musevileri arasında derin bir hayal kırıkl:gı yaratmaktadır.» Bir grup sosyolog tarafmdan yapılan araştırma, îsraüli yetkililerin de endişe içinde bulunduklannı ortaya çıkarmıştır. Israilli yetMUler, Sovyetler Birliginin daha çok sayıda Museviye göç izni vermesi halinde Israil'în ciddî somnlar karşısında kalacağına inanmakta, bunun aynca ülkede sosyal bazı patlamalara ve sürtüşmelere yolaçma sından cekinmektedirler. Bir diğer önemli sorun da Sovyet Musevüerinin büyük kısmının bilim adamı, teknisyen. iktisatçı, gazeteci ve doktor olmalandır. Bunlara ekonomi için de bir yer bulma olanaklan gittikçe azalmaktadır. Israılın asıl sıkıntısını çektığı vasıflı isçi açıgı ise devam etmektedir. (Dı» Haberler Servisi) Bir gerçek on günlerde ülkelerin ekonomik sorunlarina gozatmak ilginç sonuçlar veriyor. Önümüzde Pransa'da yayımlanan L'Express dergisinin son sayısı duruyor. Bu haftalık dergi. Fransa'da sağdan çok solun şimşeklerini üzerine çeken bir yaym organı. Bir zamanlar politika hayatına büyiik gösterişle atılan ve siyasî yelpaze içinde yeri orta ile orta sağ arasında defişen Radıkal Partinin liderliğine kadar yükselen, sonra da kısa süren siyasi macerasıru tam bir fiyasko ile kapaysn Jean Jaccjues Servan Schreiber'in, dergi yönetiminde uzun bir dönem süren büyük etkisi gözönünde bulundurulursa. yayın organınm kendı ülkesinin ilerıci unsurları tarafından neden pek tutulmadığı kolaylıkla anlaşılabüir. S Kudüs Rum Katolik Kilisesi Başpiskoposu Capucci'nin savunması 3. Selim'in bir fermanına dayandırıtdı KUDÜS Kudüs Rum kato lik kilisesi başpiskoposu Capucci'nin dün sabah başlayan dumş masında, başpiskoposun avukatı Azit Şehad, müvekküinir., pasaportuna göre Vatikan'ın bir temsilcisi olduğunu, bu nedenle de dipiomatik dokunulmazlığı bulunduğunu tekrarlamıştır. Avukat, İsrail başpiskoposu Capucci'ye vize verdiğine göre. Vatikan ın İsrail ile c'iplomatik ilişkisinin bulunup bulunmadığının pek önemi olmadıgım sözlerine eklemiştir. Avukat, Savunmasmı 1806 tarihli bir Osmanlı fermanına (Sultan 3 uncü Selim zamanı) dayandırmış tu. Bu fermanda, müslüman olmayan bütün topluluk liderlerine diplomatik dokunulmazlık tanınmaktadır. Avukat, savunmasında «Devletler hukukuna göre, isgal makamları bir kimseye, önceki yetkililerce tanınan dokunulmaz lık statüsünü kaldıramazlar» demiştir. İsrail devlet savcısı Gabril Bach ise, avukatın gösterdiği gerekçeye itiraz edememekle birükte, Kudüs eyalet' maiıkemesinin yabancı da olsa devlet güvenliğine karşı suç işlemiş bir kimseyi yargılamaya yetkili olduğunu belirtmiştir. (aa) Dış basından ABD Küba ilişkileri A merika üe Küba arasında normal ilişkilerin kurulabümesi için yapılmakta olan çalışmalara hız verildiği bildiriliyor. Rıchard N'ixon'ın istıfasmın, iki ülke arasında normal ilişkiler kurulması için yapılmakta olan çalışmalarm hızlanmasında en önemli rolü oynıyarı etken oldugu söylenebilir. Richard Nixon, Fidel Castro'ya karşı fazla sempatisi obnıyan bir devlet adamıydı Buna karşılık bazı kaynaklar, Nixon üzerinde asıl etkili olanın, kendisinin yakın dostu Küba asıllı iş adamı Bebe Rebozo olduğunu belirtmektedirler. Bir büyük devietin dış politikasınm saptanmasında bu tür etkenlerin rol oynıyabileceğine inanmak bazı kişiler» belki güç gelebilir. Ne var ki gerçek budur. Buna karşılık Fıdel Castro'nun da Nixon'a karşı fazla sevgi beslemediği bilinmekted:r. Havana gazetelerinde Nixon hakkında ne zaman bir yazı yazılsa, kendisinden «Faşist> diye bahsedilmesinin ve ismindeki «X» harfinin yerine bir Gamalı Haç yerleştirilmesinin nedeni budur. Geri tepen silâh Fidel Castro'nun Küba'jn, iktidarı ele geçirdiği ilk andan itibaren sosyalist bir devlet halrne getirmek niyetinde olduğunu ileri sürenler pek çoktur. Buna karşılık bazı çevrelerin sözcüleri de karşı bir iddiayı öne sürmekte ve Eisenhower ile Kennedy yönetimlerinin, Fidel Castro'ya ba?ka çıkış yolu bırakmadığını ileri sürmektedirler. Bu iddia ve karşı iddialar hakkındaki son yargıyı ta rih verecektir. Önemli olan Amerika'mn şimdiye kadar Küba'ya karşı izlediği politikanın niteliğidir. Amerikalı yetkililer bu politikayı izlerken Küba'yı çcikertmeyi düşünmüşler ve Fıdel Castra'nun ülkesiııi felâkete sürüklemek istemişlerdi. Oysa silâh gen tepmiş ve Küba'ya karşı izlenen polibkadan asıl zarar gören Amerika'mn kendisi olmuştur. Işin daha da tuhafı, Amerika Küba'ya karşı bu modası geçmiş politikayı izlerken, Sovyetler Birliği v« Çin Halk Cumhuriyeti ile ilişkilerini sürekli biçimde geliştirmi» ve üf süper devlet arasında her alanda yakın bir işbirliğine gidildiği gözlemlenmiştir. Derginin yapısına ve yerine değınmemiz nedensiz degil. L'Express'm son sayısmda Macaris'an ile ilgili bir yazı yer alıyor. Pıerre Uri imzah yazıda, Macaristan'ın ekonomik ve sosyal durumu ile iigili son derece ilginç açıklamalar var. Yazıda anlatıldığına göre, bu 10 milyonluk ülkede, kalkjnma hızı her yıl c>ö 6 oranmda oluyor. Enflasyon sorunu dıye bir sey tanımıyor Macarlar. Adam başma gayrisafı mıllî hasılası yılda 10(10 dolar olan küçük Mscarıstan savaştan sonra başlayan endüs;riieşme alanında büyük gelışmeier elde etmiş, verimli topraklannda yoğun bir tarım faaliyetj içinde. Budapeşte'nin ticareti, büyük ölçüde, tüın sosyalist ülkeler giüi, kendi bloku içinde kahyor. Macarlar diğer Dofu Bloku ülkelerine otobus ve vagon satıyorlar, tanm ürünleri gönderiyorlar, tekstil sanayiinin ürünlerini veriyorlar. Buna karşılık Budapeşte, Batı ile de ticaret yapıyor. Bu alış veriş diş ticaretin ^.35'ini oluşturmakta. Ö2ellikle Avrupa ülkelerine kıymetli tanm ürünleri satan Macaristan bunun yanı sıra yüksek kalitede tekstil ve konfeksiyon mamulleri alanmda da Batı'nın önde gelen satıcılanndan biri. Demir çelik endüstrisi ve rafineriler hızla gelişmekte, ü o retler, Batıya oranla düşük, buna karşılık ıiyatlar da onlarla kıyaslanmayacalc kadar aşağı düzeyde. Macaristan'da herhangi bir sosyal huzursuzluk, ya da gelecek içın endışeye yol açacak bir durum yok. Herkesin geleceği güvence altında. Pierre Uri'nin yazdığına göre, ülkede tr'afik polisinden gayri bir polisin varlıgını hissetmek de mümkün değil. Ne orada burada suçlu arayan siyasî polis, ne de Panzerleriyle gösteri yapan toplum polisi var. Bu ilginç yazının yer aldığı dergide, Batı'nın ekonomik durumu ile ilgili bilgiler de var. îkisi karşılaştınldığında, yıllar yılı Macarlar için üzülen Batı Avrupalıların bugün onlara oranla çok daha ciddi sorunlarla karşı karşıya oldugu görülmektedir. Hemen belirtnıek gerekir ki, kendi sorunlarını kendi dünya görüşleri ve planlı ekonomileri çerçevesinde ele alan sosyalist ülkelerin hiçbirinin durumu bu gün Batı toplumlannınki gibi kritik değildir. Acaba bu farklüık nereden doguyor? Batı'yı böylesine kritik bir noktaya getiren yalnızca enerji krizi midir? Macaristan'm durumu bu soruya açıklık getiriyor. Bu 10 milyon nüfuslu küçük ülkenin boksit dışında, hemen hemen hiçbir yeraltı zenginliği yok gibi..O da enerji sorununu çözmek için, dışardan petrol almak zorunda. O zaman hemen akla bir soru geliyor: Bu farklı durumu yaratan nedir? Kuşkusuz sorunun cevabı ild sistemin sonınlan ele alışındaki farklüıkta yatmaktadır. Macaristan, üretimini gerçek ihtiyaçlara ve elindeki olanakJara göre planlayan, tercihini emek lehinde kullanan bir rejimle yönetiliyor. Budapeşte yönetiminin diğer Doğu Bloku ülkelerinden farkı yoğun tanmda Batı toplumlannda rastlanan bir verimlilik ve başanya ulaşmış olmasıdır. Çarşamba günü bu sütunda, BatTnın önde gelen ülkelerinin içinde bulunduğu duruma dokunulmuştu. Kuşkusuz, o durum birden ortaya çıkmadı. Bir ekonomik sistemin yıllar yılı getirdiği birikimin sonucuydu. Macaristan gerçeği, her ülke için önemli sonuçlar çıkanlabilecek önemli bir deneydir. Nitekim Fransa'nın gerçekte solda olmayan dergileri büe buna eğilmektedirler. Ancak, Türkiye'de bütün dünya gerçeklerini açıkça ele alıp tartışma olanağı, henüz yoktur. Ama bu sonuç Macaristan gerçeğini değiştirmez. Dünyaya özgür bir göz ve düşünce ile bakma yolundaki engellerin ortadan kalkması için acaba daha ne kadar bekleyecegiz? Petrol üreten ülkeler yılbaşında petrol fiyatlarına zam yapmayı planlıyor BEYRIT Petrol ihraç eden ülkeler <OPEC) genel sekreteri Abdurrahman Kiıene, Beyrut'ta çıkan «El Bayrak» gazetesinde yayımlanan bir demecinde, OPEC in ocak ayı başında Viyana'da yapılacak toplantısında petrol fiyatına. "!iı 12 oranında zam kararı alacağını tahmin ettiğini bildirmiştir. «OPEC» genel sekreteri, bu aun oranının dünya'daki enflasyon nedeniyle «Ünlü uzmanlarca» öngörüldügünü beUrtmiştir. Khene, demecinde, Cezayir Dev da Suudî Arabistan ile OPEC arasında anlaşmazlık olmadığmı belirterek, «Suudi Arabistan, sadece Aramco ile görüşmelerin devam etmesi nedeniyle son OPEC konferansı kararına katılmamıştın» demiştir. OPEC genel sekreteri. demecinde Aramco ile, Suudi Arabistan'ın bu şirketin tamamının kontrolünü alması konu, sunda görüşmeler yapıldığını hatırlatmıştır. Khene, demecinde, Cezayir dev let Başkanı Huari Bumedyen'in Suudl Arabistan'ı, petrol fiyatında indirim yapılmasında isrardan vazgeçirmek için bizzat müdahalede bulunduğu yolundaki iddiaları da yalanlamıştır. Bilindiği gibi, OPEC genel sekreteri Khene Cezayir uyrukludur. : «OPEC» genel sekreteri, üretim ] düzeyi konusunda da, «OPEC» üyesi devletlerin, Suudi Arabistan petrol üretimini arttınr ve bunun üzerine fiyatlar düşme efi lüni gösterirse, kendi üretimlerini azaltmayı taahhüt ettiklerini açıklamıştır. (aa) Küba güçlendi Küba"ya karşı izlenen hatalı politikanın geri tepttği ve daha çok Amerika'yı yaraladığı belirtilmişti. Gerçekten de, Küba Amerika'nın baskısı arttıkça güçlenmiş, Fidel Castro'nun durumu ise her geçen gün biraz daha sağlamlaşmıştır. Castro 15 yıldır Kübayı yönetmekte ve ülke içinde kendisine karşı gerçek anlamda hiç bir kıpırdamş görülmemektedir. Küba'ya karşı izlenen politika. sosyaiizmin Güney Amerika halkları arasındaki itibanm da sarsmamıştır. Tam tersine, Güney Amerikalüar Küba deneyini daha ilgiyle izlemeğe başlamışlar ve Washington'un haksız bir tutum içinde bulunduğu sonucuna varmışlardır. Amerikalı yetkililerin, sosyalizmin Güney Amerika'da yayılmasını önlemek için hazırla dıkları ve uygulamaya başladıkları «Gelişme İçin Birlik» programı da başarıh olamamış, istenen sonuçlan sağlıyamamıştır. Buna karşılık bu programın ulaşümasını öngördüğü sonuçların bir çoğuna Küba'da Castro yönetimi altmda ulaşümış, bu da Güney Amerikalı yığınları ister istemez etkilemiştir. Bu arada Şili ve Brezilya'daki cunta yönetimleri, Küba'da Castro yönetiminin aşırüıklarını bile gölgede bırakır boyuÜara ulaşmışlardır. Bu durumda Küba komünizminin insan haklarına aykırı düşen aşırılıkları Güney Amerika halklannı «tkilemez olmuştur. Danimarka'da verai reformu kanunu nedeniyle hükümet için aüven oylaması önerildi KOPENHAG Danimarka'da 3 siyasi parti başbakan Paul Hart lig'in azınlık hükümetinin getirdigi vergi reformu kanun tasansıy la ilgili olarak güven oylamasına gidilmesini istemişlerdir. Güvenoyu istegi, Danimarka'da bir yıl içinde ikinci kez seçime gidil mesine yolaçabilecektir. Hükümet, vergi reformu tasansında güvenoyu alamazsa, altı ortayol partisinin kurduğu azınhk koalisyon hükümeti genel seçim çağrısmda bulunmak zorunda kalacaktır. Danimarka'da son parlamento seçimi 4 aralıkta yapıimıştı. Enflasyon ABDnin en önemli mrnnn halm« gtüi (Basından) İngiltere'de BALMORAB. (Iskoçya) lngiltere KraJıçesi II. EHzabeth, parlamentonun feshini öngören kararnameyi dün imzalamış, bÖ5'lece 10 ekim seçimlerine giden yolda bir adım daha atılnuştır. Kraliçe kararnameyi Iskoçyadaki evinde, özel konseyin bir toplantısında imzalamıştır. Avrupa tarım ROMA Roma'da yapılacak ürünleri Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Konferansımn Genel Sekreteri fiyatlarına^ • *. , Mısırh Seyid Mareyı, aüzenlediği basın toplantısında vüzde 4O'ı çocuk olmak üzere dünyada 460 yüzde 5 zam milyon kişinin sürekli olarak aç kaldığım ve kalkınmakta olan ülkelerde aç olan milyonlarca yapıldı insanı beslemek için Arap petBRÜKSEL Dofcuzlar Tanm Bakanlan, dün sabah saat beş buçuğa dek süren tartışmalardan sonra Avrupa tanmsal fiyatlanna önümüzdeki 1 Ekim gününden geçerli olmak üzere ortalama yüzde beş oranında bir zam yapılması konusunda anlaşmaya varmışlardır. Alman heyeti, bu anlaşmayı, Bonn hükümetince Pazartesi günü yapdacak toplantıda onay lanmak kaydıyla kabul etmiştir. Resmi kaynaktan öğrenildiğine göre, anlaşma, Avrupa tanm; cılannm mali durumlarının iyileştirilmesint öngören ve bakan ların Salı gününden bu yana tartıştıklan başka tedbirleri de içermektedir. (a.a.) Dünyada 460 milyon insanın sürekli aç yaşadığı açıklandı nun yılda toplam olarak 5 milyar dolara çıkarümasıru önermiştir. Belgede, önümüzdeki 12 yu içinde dünya gıda üretiminde en az yüzde 3.6 oranında bir artış olmadığı Ukdirde, kalkınan ülkelerin tahıl açıgının genel olarak norma] ürün yıllannda 85 milyon, kötü ürün yülarında 100 milyon tona yaklaşacağina işaret edilmiştir. Mareyi bu konu ile ilgili olarak şunları söylemiştir: «İnsanlığın bugün karşı karşıya bulunduğu gıda sorunu dünya tarihinin en önemlı sorunudur. Şimdikj belirtiler dogru ise, öyle olduğunu saniyorum, bu sorunu çözmek için şımdi bir şeyler yapmadığımu takdirde, sorun gelecekte daha kötüleşecektir. Dünya gıda sorunu için bırşeyler yapabilmek amacı ile Dünya Gıda Konferansımn toplanmasıua karar verilmiştir» (THA) Cin'ln Moskova'ya ulasacak menzilde bir roket yaptığı bildiriliyor Tavizi kim vermeli? Hâlen Güney Amerika'da, sadece aşırı sağoı cuntaların egemen oldugu ülkelerde solun hiç bir türüne müsaade edilmemekte ve sadece bu ülkeler, Küba ile ilişkilerini düzeltmeğe yanaşmamaktadırlar. Diğer Güney Amerika ülkeleri yöneticilerı ise, Washington'daki değişikliklerden sonra Küba'ya karşı izlemekte oldukları politikada israrın kendilerine yarar sağlamıyacağmı anlamışlardır. Bunlar açık veya perde gerisinden temaslarmı yürütmekte ve Fidel Castro yönetimi ile ilişkilerini düzeltmeğe çalısmaktadırlar. Küba bu ülkelerin girişimlerine ilgisizlik gösterecek iktisadi güce henüz ulaşmış degildir. Ülkenin en büyük gelir kaynağı şeker olmağa devam etmektedir. Kübalı yetkililer, Amerikan Devletleri Örgütünün (OAS) uygıılamakta oldugu ticarl ve iktisadi ambargonun kaldırılmasını sabırsızlıkla beklemektedirler. Aynı şekilde Amerika'mn 1961 yılında tek taraflı olarak uygulamağa başladığı iktisadi boykot da Küba'yı iktisadi güçlükler içinde kıvrandırmaktadır. Kübalı yetkililer bunun da kaldırılmasını ve ülkeye rahat nefes alabilme olanaklarınm sağlanmasını istemektedirler. Bütün bu isteklerin yerine getirilebilmesi için ise Amerikalüarın da bazı istekleri bulunmaktadır. Taraflar bu' konularda görüşüp anlaşmaya varacak olurlarsa, bundan karşılıkh olarak yararlanacakları kesin olrak söylenebilir. Bu görüşmelerde daha çok fedakârlıkta bulunması gerekecek olan taraf ise Amerıka'dır. Geçmişte Amerika Küba'ya karşı duygusal davrannuş v« bazı haksız girişimlerde bulunmuştur. Amerikan Devletleri Örgütü (OAS) bu haksız girişimler karşısmda hareketsiz kalırken, Küba'nın bazı ikinci derecede girişimleri karşısında büyük tepki göstererek bu ülkeyi üyelikten çıkarmıştır. Bu nedenle taviz vermesi gereken taraf başta Amerika olmak üzere Güney Amerika ülkeleri blokudur. Yeni Etiyopya hükümeti LONDRA Ingiltere, împarator Haile Selasiye'yi iktidardan uzaklaştıran yeni Etiyopya hükümetini dün resmen tarumıştır. Mozambik'te geçici hükümet LOÜRENCO M.\RQUE Mozambik'te 500 yıldan beri süregelen Portekiz sömürge yönetimine Frelimo gerilla harekeünin önderliginde, resmen son veren geçici hükümet kurulmuştur. Mozorabik'i gelecek 25 haziran'da tam bağımsızhğına hazırlayacak olan geçici hükümete Darüsselâm'daki Frelimo baş temsilcisi Joaquim Chissano başkanlık edecektir. Oüssano altısı Frelünolu, üçü Portekizli dokuz bakandan kurulu bir hükümetin başma getirilmiştir. Geçici hükümetin kurulması, Mozambik'i özgür ve bağımsız devlet yapmak için on yıldan beri Frelimo'nun Portekiz kuvvetlerine karşı verdiği kanlı mücadelenin sonu olmuştur. (a.a) • rol ülkelerinin bunlara yardım etmeyi tasarladıklarını belirtmış tir. Petrol üreten Arap ülkelerinin bu yardımı Birleşik Amerika Başkanı Gerald Ford'un çarşamba günü Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda yaptığı konuşmadan önce tasarladıklarma işaret eden Mareyi, petrol ihraç eden Arap ülkelerinm bu konuda kesın kararın 5 16 Kasım tarihlerınde bu ülkelerin Bakanlar Kon feransuıda alınacağını söylemıştir. Mareyi, kalkınan ülkelere yapılan yıllık tarımsal yardımuı 3.5 milyar dolar artınlarak bu LONBRA Uluslararası Strate jik Araştırmalar Enstitüsünün bildirdiğine göre Çin, Moskova ve Asya'nm bir çok bölgesine varacak menzilde kıtalararası bir roket yapmıştır. Enstitünün 1974/75 için hazırladığı rapora göre bu roket kullanılmaya hazır durumdadır ve Çin in aynca 200, ya da 300 nükleer silâhlık bir deposu bulunmaktadır. Raporda aynca saldın silâhlannın yasaklanması için herhangi bir anlaşmaya vanlamaması nedeniyle Amerika ve Sovyetler Birliği'nin de büyük ölçüde modern silâh ve çok başlıklı füze geliştirdikleri belirtilmektedir. Rapora göre Ortadoğu'da savaş sırasuıda Araplar ve İsrail'in verdikleri kayıplar Rusya ve Amerika tarafından tazmin edümiştir ve İsrail dünyada kişi başına sa\raş harcamalan en yüksek ülke düzenine erişmiştir. (THA) The Washington Post Sovyetler tek bir roketie 8 uydu birden fırlattı BAŞSAÖLlGl Şirketimizin değerli Hukuk Müşaviri Fifi tayfunu Honduras'ta 100 kişinin ölümüneyolaçtı TEGUCİGALPA «Fifi» tayfununun, Honduras'ın kuzey kıyı lannda 100'den fazla insanın ölümüne, 25.000 kişinin de mal kaybına uğramasına yol açtığı bildirilmiştir. Honduras hükümet sözcüsü, fe lâket bölgesi ile haberleşmenin ke sik bulunduğunu, bu nedenle Tay funun tahribatı hakkında daha ay rırıtıh bilgi almamadığınt iiade etmiştir. (a.a.) ınniEiıano MOSKOVA SSCB dün tek bir roketie «Cosmos» serisinden 8 uyduyu birden uzaya fırlatmıştır. Sovyetler Birliginin resmi Tass ajansı, uyduların yörünge özelliklerini şu şekilde açıklamıştır: Dünya çevresindeki tur süresi: 115.3 dakika, dünyaya en uzak ve en yakın noktaları: 1519 ve 1451 km. yörünge eğikliği: 74 derece Nedim ERGÜVEN 16. Eylül. 1974 günü ani olarak vefat etmistir. Kederli aüesine başsağhğı ve merhuma Tanrıdan rahmet dileriz. AVUKAT R AB AK Elektrolitik Bakır ve Mamulleri A.Ş. Umıun Müdürlüğü Idare Meclisi ve Mensuplan (îlâncılık: 8578) 7477 (aa) Yenî Cin Anayasası Mao Tse Tunq'u Devlet Başkanlıâına aetiriyor TOKYO Japon gazeteleri, Çin Komünist Parti Başkanı Mao Tse Tung'un yakında kabul edilecek yeni anayasa ile Devlet Baş kanı ve Silâhlı Kuvvetler Başkomutanı olacağını yazmışlardır. j Asahi Şimbun'un da aralannda bulunduğu gazeteler, Çin'in | yeni anayasasının sonbaharda Pe1 kin'de toplanacak halk kongresi çalışmalan su^sında kabul edileceğini belirtmişlerdir. Gazetelerin bu bilgiyi nereden aldıkları açıklanmamıştır. (aa) Avrupa'nın gözde dolmakalemi şimdi Türkiye de (İlâncılık: 8427) 7476 ' Beyaz Saray'ın yeni basın sözcüsü televizyon muhabiri Ron Nessen WASHİNGTON îyi haber alan kaynaklardan öğrenildiğine göre, «NCB» muhabirlerinden Ron Nessen, Beyaz Saray basın sözcülüğüne atanacaktır. Nassen, halen aNCB» yayın kurumunun Beyaz Saray muhabiridir. (a.a.) BAŞIMIZ GÖKLERDE OLMAİTDİ Rockefeller'in serveti 62,5 milyon dolar VVASHÎNGTON Kişisel serveti kısa süre önce 33 milyon dolar olarak açıklanmış bulunan ABD Başkan Yardımcısı adayı Nelson Rockefeller, bunda bir he sap yanlışlığı olduğunu bildirmiş, servetinin 62.5 milyon dolan bulduğunu, ayrıca 120 milyon dolar tutan çeşitli yatınmlardan gelir almakta olduğunu ifade etmiştir. onuncu yıl milyonluk para ve tahvil çekilişlerinden İKİNCİSİNİN VEFAT Merhum Husnü Karaoğlu ve merhum Seher Karaoğlu'nun evlâdı, merhum Aziz Denizci ve Kadriye Denizcinin damadı; Lâle, Hıisr.ü ve Gül'ün babalan; Selma Karaoğlu'nun eşi, Süheyl Denizci'mn eniştesi; Ihsan Okk»cı'nın ve Karaoğlu ailesinii yeğeni; SON PARA YATIRMATARİHİ Ali SÎRMEN f İRFAN KARAOĞLU 20.9.1974 cuma akşamı, Hakkın rahmetine kavu?muştur. Cenazesi 21.9.1974 cumartesi gunü (BUGÜN), öğle namazını müteakip, Beşiktaş, Sinanpaşa Camiinden kaldırılarak, Yahya Efendi aile kabristanma defnedilecektir. Mevla rahmet eyleye. S t L E S İ 30 EYLÜL Pazartesi'dir. 0 Türk Gençliginde Gökleri Fethetmek \TİİRK: = DIŞ TİCARET BANKASI Çağdaş bankacılık anlayışı Râdar Reklâm: 814 7463
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle