19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
«Ankara'nın görüşü» ANKARA (ANKA) Büyiik Ankara Oteii gene yabancı gazetecilerle dolu. Kıbrıs'a gidip geksnler... Kıbns'a gitmeyi bekleyenler... Ecevit'ten randevü bekleyenler. Waldheim'in gelişini bekleyenler... Aslında olagan zamanlarda istenir de yapmazlar . «Adet değil efendira... Yan tarafa gidin... Sesini hafifçe açıp dinleyin» derler... Ama şimdi radyolann 19 bülteni yaklaşınca, önce garsonlar. saatlerine bakıp, radyonun dügmesine koşuyorlar ve bültenin okunuşunu salona hoparlörle veriyorlar... Haberlere herkes meraklı... Ama asıl. ellerinde not defterlerl... Yarlanndaki Türkçe. bilenlere, ne soylendiğini anlattırmaya eaUşan ysbancı gazetecilpr sıeraklı... Notlannı ahp. otelin telefonlanna, teleksîerine koşuyorlar... Bir yabancı pazeteci. cuma gecesi. bardaki Türk arkadaşlanna: Ankara dp»i<:ti dedi, önceleri haberleri «Türk Hükümeti sövle divor», «Türk Hükümetinin görüsü şu» diye verirdik... Şimdi artık «Ankara diyor ki». «Artkara'nın görüsüne eöre» diye yazıyoruz. «Washinrtorı'un söriisü». «Bonn'un eöriisü» gibi.. Daha önce Türkive'nin başkenti İstaibul mudur, Ankara mıdır. onu bile kanştıranlar vardı . Şimdi kimse bunu bümesin... îmkân mı var?. Ankara'da da. gerçekten haber, yorum... Her kösede... Üstelik yabancı meslekdaslar. başka başkentlerde alışık olmadıkları. bir olanağın da içindeler... Ve bunu kullanmaya iyice alıştılar... Akıllanna bir soru mu geldi? Ya da gazetelerinden teleksle bir SPV mi sordular Tevplerini kanıp beş dakika uzaklıktaki Basbakanlık binasma kosuvorlar. Oradaki Basbakanlık muhabiri Türk meslekdaşîarıyla birlikte merdivenlerin ü>erine oturuyorlar . Basbakan nasıl olsa. ya eve. ya Cankaya'ya gitmek için o merdivenlerden pinde birkaç defa iniyor. Her inişinde de görüşüp sorma o'anağı var... Sonra git teleksin başına... Yaz biriki saat önce teleksle istenilen bilgiyi: « .. Sorunuz Uzerine görüştüğüm Basbakan Bülent Ecevit dedi ki »: Gazetelerin, aianslann merkezlerinde de herhalde: Yahu bu bizim Ankara'daki muhabir zehir gibi adammıs. diyorlardır... Bir sey soruyorsun. îki saat içinde, hem de Başbakanla konuşup bildiriverivor Aslında fevkalâde faydalı bir usul bu. Ecevit'in, gerçi her sefeferınde beşeraltışar dıkıkasına mal oluyor ama yabancı arkadaşın belirttiği gibi «Ankara'nın förüsü» de, yabancı basına onun sayesinde sık sık Hksedebiliyor. Ve diV.kat edilince şu da görülüyor ki, yabancı basında Türkiye Bir yabancı gazeteci Türk arkadaşına şöyle diyordu: «Ankara değişti, önceleri haberleri (Türk hükümeti şöyle diyor), (Türk hükümetinin görüşü şu) diye verirdik. Şimdi artık (Ankara'nın görüşüne göre), (Ankara diyor ki) diye veriyoruz. Daha önce Türkiye'nin başkenti Ankara mı, İstanbul mu? diye kanştıranlar vardı. Şimdi kimse bunu bilmesin... İmkân var mı? aleyhine yayın yapma ittifakı, son sıralarda ucundan kenanndan sarsılmaya başladı... özellikle Türkiye'ye gelen, bu arada Ecevitle daha uzun süre görür.ebilen yazarların. oradaburada Türk politikasına da hak veren. hatta bazen büyük ölçüde hak veren yazılan çıkıyor. Yalnız bu «Ankara'nın görüşünnü anlatma işini sadece «Tek adamın çabası»na bırakmamak da gerekli... Özellikle uzun görüşmeler için, biraz da öteki Bakanlar kolları sıvasalar... Ve gazetecilerin Kıbns'a gidişgeliş ol?nakları, burada ve oradaki çalışma ve haberleşme olanaklan bakımından hâlâ sürüp gelen pratik aksaklıkları gidert mek üzere, BakanlıkJarının elemanlanna da kollan sıvatsalar... Faydalı olacak. Çünkü Basbakan da bu gibi meselelerin halli için kendisinin talimatını isteyen arkadaşlanna. gecenlerde biraz acı acı dert yandı: «ANKARA'NIN GORLŞL.NU ANLATMA IŞİ TEK ADA.M1N OMUZLAR1NDA. O DA, BASBAKAN ECEVIT Canım b*>n de, bin parçaya bölünemem ya... dedi... Bazı şeyler de, arkadaşların inisiyatifiyle halledilsin.. *** yerfcen. bir yandan da sakin sakin bir şeyler konuşmak isterse, arabayla şehir dışma çıkmayı göze alıp. buraya gelmelidir. Geçtiğimız cuma sünü Dev'.et Bakanı CHP'li İsmaıl Hakkı Birlprle. Bitlis Senatörü APIi ve AP'nin Genel Başkan adaylığı içm adı geçen Kâmran İnan da böyle yaptı. Zaten. ayn partilfrin üysleri olmakla bsraber Ankara Hukıık Fakültesinde okuduklan sıradan beri çok yak:n ar'adr.ştılar. Arada bir. bir araya gelip, hayadansudan ve tabi arada nolıtikadan da siiz prierlerdi. Ama o sün bir başka neden de. b > buluşmayı gerektirmisti Kâmran tnan. Avrupa'da bir geziye çıkıyordu. Ve bu seziyi hükümetin ricası üzerino yapıyordu. Hükümet ona. Tiirkive Ortakoazar Parlamenterler Grubundaki Türk DeİPgasvonu Baskanı olması sıfafiyle: Kâmran Bev. demist". Siz eerci karçı partidensintz... Ama uzun yıllar dışarıdE VP özellikle NATO'da bııhınriunuz. Simdi de Ortakpazar'la ılisiklerimizle mesgıılsilnüz... Bizim Kıbrıs polıtikası üzerinde. dış üikelerde tereddütler var... Bu politikayı aerek NATO. srerek OrtakDazar cevrelerindR acı'.ılamak için bir sezivp çık.ar mısınız. Aynı teklif. CHP'lı Hslfık Ülman'a. Avrupa Konseyi ve Birlesmı» Milletler çevrel<>rinde CHP'li Alev Coşkun'a îskandinav fllkelprinde temasları secmeİMı için vap'.lmış. onlar humı kabul etmişlerdir. AP1i Kâmran *nan da. onlar sibi. düsünmüs. «evet» demişti. Zatpn partisi icinde d" cKıbns polifikası ulusal bir politika olarak destPkler.in» devip durmaktaydı. Teklif, bu tutumuna da uygıın gelmisti. tsmail Hakkı Birler de, birbucuk ay tadar sürecek olan bu eezinin arefesinde. ona «güle güle» demek istiyordu. O oğlp için sözlesmişlerdi. Yalnız Birler. masadaki sohbeti biraz daha zeneinlestirmek için iki ayn or»ak dostlannı daha davet etmisti ki. onlar da gelince, masanın görünüşü. van masada oturan müşterilerin dikkatini, yedikleri yemeHeı. ayırıp o tarafa yoneltti. Birler'in öteki iki davetlisi tstanbul CHP Milletvekill Necdet ügur ile, CHP Milletvekili Selcuk Enerdi İdi... ki ikisl CHP'nin Meclis Grubu Baskanvekilleriydiler. Yan masada oturai müşteriler İSP. Hacı Ali Demirene. Demlrel'ci Hür Anadolu gazetesinin sahibi Mustafa Özkan'dı. Kâmran İnan... CHP'nin bir Bakanı... CHP'nin iki Başkanvekill bir arada... Ee... AP'nin ekim kongresi arefesinde Demirel ekibi için bundan ala fırsat olur mu? Mustafa Özkan. Birler ve davetlilerinin eelişinder kısa bir süro sonra yavasça ayaga kalktı. Telefona gitti... Yirmi dakika sonra da lokantanm bahceslne alı al. moru mor bir foto muhabiri srirdi... İki yanma bakındı... Birler'in masasma yürtidü... Cat çat dive deklansöre bash Cıktı eitti . Hacı Aile ile Mustafa özkan'ın yüzlerinde de birer zafer tebessümü belirdi... Bu resım. ertesi gün HUr Anadolu sazptesinde çıkmadı... Ama herhalde çektirenler. filmi sepete atmış değıller... AP'nin ekim kongresi öncesini bekliyor olmalılar. Kâmran İnan. Demirel'e muhalefet bayrağını hele bir açsın, karşısında bu resmin kimbilir kaç kopyasını bulacak... «tnan, CHP'nin adamıdır. Onlarla pazarlık edlyor» yazısıyla.» Çiftlik'te çekılen fotoğraf Bu sıcak ağusto günlerinde, Ankara'nın öğle yemeği yemek için en elverişli lokant&lanndan biri Çiftlik'teki merkez lokantasıdır Bir kere ağaçlıkl1 bir bahçesi vardır. Masaları bu ağaçlar altına biribirine fazla yakla$tınlmaksızın dağıtılmıştır. Yemegi de nayli tyldir. Hele insan. iki kişi üç kişi bir araya gelip bir yandan yemek Coğraf i ayırıma dayalı federatif sistem tek çözüm Kıbrıs, Türk ve Rum toplum larının bir arada ve eşit koşullar altında yaşayıp. ortaklaşa yönetecekleri bir ada mı, yoksa Rum adası mı, veya Yunan adası mı olacak? Meselenin özeti budur. Yunar.istan'ın da destegi ile Rumlar 1955'te Kıbns'ı Yunanlaştırmak için savaşa başlamışlardı. Meseleyi B.M.'lere de götürdüler. Savaşta da, BM'de de başan elde edemeyince, Türk Rum toplumu statüsünü kabul ettiler. 1960 anayasası böyle bir rejim kurmuş ve Türkiye tngiltere ile Yunanistan da rejimi garanti etmişlerdi. Fakat Makarios, 1964 yılında bir olupbittiye getirerek, rejimi Rumlaştırdı. Makarios'un bunu o sıralarda Yunan Başbakam olan Yorgo Papandreu ile işbirliği halinde yaptığını, oğlu Andreas «Silâhların Gölgesinde Demokrasi» adlı kitabında yazıyor ve diyor ki: «Görünürde Kıbns'ın statüsünde bir değişiklik olmatnıştı. Onun için de Türkiyepnin hukuk alanında bir itirazı söz konusu degildi. Hukukî alanda görünüm degişmemişti, ama artık Kıbns tamamen Rum yönetimine geçmisti». Gerçi bu rejim. Türkiye dışında iilkeler tarafından tanınmıştı fakat rejimi tanımayan Türk toplumu ayn bölgelerde toplanmışlar ve 1960 anayasasiyle kurulan rejimi sürdürüyorlardı. Makarios için bu bir tehlike olduğu gibi adayı Yunanlaştırmak istiyenler de ayn bir tehlike idi. rekâtı bu koşullar altında gelmiş, Adanın dörtte biri Türkiye'nin eline geçmışü. Türkiye'nın tekrar savaşa başlamasına Amerika engel olur hesabı, bu kez de yalnış çıkmıştı ve çıkınca Yunanlüar Amerika'ya sırt çevirdüer, NATO'dan askerlerini çekmek kararı verdiler ve türlü şantajlara giriş tiler. Amerika'nın <suçu> Türkiye'ye engel olmamaktır. Her ısi Amerika'nın veya büyük devletlerden birinin ya da bir kaçının yardımı ile başaran Yunanistan bu yardundan yoksun kalınca, şa şımnştır. Fransa'nın Yunanistan yanında yer alarak Türkiye'ye karşı çıkmasının nedenleri arasında Amerika'ya karşı çıkmış ol mak düşüncesi de vardır. cBüyüklük» iddiasında olan Fransa, Kıbrıs konusunda bir kenara itil diği kanısındadır ve Amerika'nın aktif politikasını kıskanıyor. Fran sa, Yunanistan'ın yanında yer a] mışken Kıbrıs'ta üslerinden başka bir şey düşünmiyen lngiltere bu konuda dolaylı anlaşmaya vardığı Makarios'un yanadır, fakat Türk topluınunun haklannın 7 günün ardından vence altına ahnmasından da yana gözüküyor, her zamanki gibi or tada. Sovyetler ise tamamiyle Ma karios'un yanındadırlar. Büyükler şöyle sıralanmışlardır: Rusya, Makarioscu, Fransa Yunancı, Amerika Türk gücüne eğilimli, lngiltere, Rusya ile Amerika arasında. gü Prof. Ahmet Şükrü ESMER BEYAZ SARAYDA İLK KAHVALTI Ecevitlerin 28 inci yıldönümü yapar, örneğin yabancı ülkelerde resmî törenlerde başkanı temsıl eder. Buna bakarak yardımcı, «yerine geçmek için başkanın ölümünü bekleyen kişi» diye tanımlaıımıştır Gerçekten son yıl. larda. Rooseveltin ölümü ile Truman, Kennedy"nin ölumü İle yardımcılan Johnson başkan olmuşlar, Nixon'm siyasi ölümü Ue de Ford başkan olmuştur. Rockefeller Ford'un yarduncısı olarak 1976 seçimmde aday olabilir. Dış ılişkilen hele Lâtin Amerika'yı iyi bilen kişi sayılıyor. lanamamaktadır. Aslında ekim savaşına katılmadığından Ürdün ile tsrail arasında ateş çok tan kesilmıştir. Fakat kuvvetlerin ayrılması anlaşmasına vanlamadan Ürdün Cenevre Konferansına giremez. Aslında engel, ÜıdünCn Filistinlüeri temsil edip edemıveceğidir. Araplar Cezayir zirvesınde Filistin Kurtuluş Cephesinın Filistin halkını temsil ettiğmi kabul etmışler, fakat bunu kabul etmiyen Hüseyin, bir ay kadar önce Kahire'ye gitmış ve Kurtuluş Cephesinin Ürdündekiler dışındaki Filistınlileri temsil ettiğini Sedafa kabul ettirmişti. Öteki Araplann ve hele Kurtuluş Cephesi lideri Arafat'm sert tepkisi üîerıne Sedat. Hüseyın ile vardığı anlaşmadan yan çizer eözüküyor. Mesele çok karmasıktır ve Kissinger simdi bunu ele almıştır Fakat Arap başkentleriyle îsrail arasında kendisi mekik dokuyacağı verde Araplann ve tsrail vönetıcilerinın Amerika ile başkentlen arasında mekik dokjmalarını tercıh etmiştir. Amerika'ya önce Kral Hüseyin, arkasından da Mısır Dışişleri Bakanı îsmail Fehmı, onun arkasından da Suriye Dışişleri Bakanı Kaddam gelmişierdır. Az sonra İsrail Başbakam Rabin gelecek ve bu mekik dokuma hayli sürecektir. Geçen Nısand^ da yönetimine muhalefeti, idamı gerektiren sııç sayan bir emır çıkardı. Bin ler>.e muhalif, çoğu gençler, hapishanelere atılmıştır. Kore'nln Japonya'dan kurtuluşu için düzenlenen bir törende nutuk söylerken Çung Hı Park, bir gencin suikastına uğramış, fakat kendisi kurtulmuş eşi Bayan Park ölmüştür O!av, Park'a dıktatörlüğünü daha da sertleştirmek fırsatını vermış, hükümet de olayda sorumlu olduâu gerekçesiyle istifa etmiş, fakat Park sadece îçişlen Bakanının istifasını kabul ederek hükümeti görev başında bırakmıştır. Park'ı iktidarda tutan Amerika'dır, fakat bu tutum da skandal olmaya başlamıştır. Amerikanın G. Kore'de 40 bin askeri de üsleniyor Amerika'nın Güney Kore'de tu tumu. gecenlerde düşen Yunan cuntasının tutumuna benziyor. Trajedi. Kore'nin özgürlüğü uğrunda can verilmesidir. 21 ağustos perşembe akşamı, Basbakan Bülent Ecevit, Basbakanlık makammdan, olağan saatinden çok erken ayrıldı ve ortadan özel hayatı için kcyboldu. «Erken» dedikse. saat 20.30'a dogru ve gene olağan dışı olarak, o gece ne yemekten sonra makam odasma gidip dünyanın çeşitli kentleriyle telefon görüşmeleri yaptı... Ne ds Çankaya'daki ikâmetgâhın? eidip eece ^arısı kabulleri... Basbakanın. o gece böyle şeyleri kimseye önceden söylemiyorRahsan Ecevit'le evlenişinin yıldönümüydü... 28 inci yıldönümü... Ecevitler, o gecf dış politikaya da. iç politikaya da «paydos» dediler. Ve uzun zamandanberi ilk defa. aksam vemeğini. bir dostlarının evinde. aksam yemeği saatinde vediler. Bu evlenme yıldönümünden kısa bir süre önce Ecevit'e gelen mektuplardan birinde. şu sonı vardı: Saym Basbakan, bu kadar vüdır evlidir... Acaba niçin nişan yüzügıi takmaz?. Mektubu yazan, Ecevit'in yüzüksüzlüğunü televizyondan farketmişti. Başbakana gelen bu gibi mektuplan cevaplandıran sekreterler, özel Kaîem Müdürü Kemal Gücüyener aracılığiyle, sorunun cevabını ögrendiler. Ecevitler evlendikten kısa bir süre sonra Londra'ya gitmişlerdl. BUlent Ecevit orada az bir maaşla basın ataşesi vardımcıhğı yapıyor, hem kendisi. herr de eşi, bir vandan da üniversire seminerlerine devam ediyorlfjd: Maaşın mütevaziligi yanında bu vorucu çalışma, ikisinin de navli zayıflamalanna sebep olmuş. vüzükler parmaklanna bol gelmeye başlamıştı Yenisini olmak da kolay olmadıfı için yüzük takmayı b.raktılar... Ecevit de o gün. bugündür vüzük takmıyor. Ama evlili&in saglamlıSının vüzük takmakla ilgili olmadıgı. Ecevit çiftinin 28 vılma bakılınca daha iyi anlasılı>T>r. Şimdi ne olacak? Olmıyacak olanlar şimdiden belirmiştir: Enosıs olmayacaktır. Sampson bile 100 yıl Enosis'ten söz edilmiyeceğinı söylemiştir Fakat Megalo Idea ıdeolojisi, bır çok Rumlann yüreklerinden silınemez ve Yunan politikacılan da onu sömürecektir. Örneğin Andreas Papandreu geçen gün «Kıbns» üzerinde bir kaç Türk'ün yaşadıfı bi r Yunan adasıdır» demiştir. EOKA da faaliyetinı sürdürecektir. 1964 te Makarios'un kurdugu Rum rejimine dönmek te artık olağan değildir. Türkiye'nin Cenevre Konferansında önerdiği. coğrafi bölge ayırimına dayanan Federasyon sıstemıne gidilmesinden başka çare yoktur Bariş harekâtmın ikinci aşaması sonucuTürk askerlerinin eline geçen topraklar. bu plânın uygulamasmı kolaylaştırmaktadır. Fakat bu plana karşı olan Yunanistan, bır takun şartlar ilerı sürerek konferansa gitmiyor. Konferansı toplamak için Amerika ve İngıltere çaba harcarken. Yunan Dış işlerj Bakanı Mavros BM'in 5 daimî üyesiyle bir tarafsız devletin de konferansa katılmasını önermış ve ertesi gün Moskova da benzer bir önerj ortaya atmıştır. Rus önerısi Amerika ve Ingiltere'de soğuk karşılanmıştır. Konferansın toplanmasmuı uzaması, kendisine, eline geçirdiği topraklarda yerleşmek olanağım vereceğinden Türkıye'nin yarannadır. acele etmemeli. İlk Enosis Çabası Papadopulos'un cuntası 1967' de Grivası kullanarak, ENOSISi gerçekleştirmeğe çalıştı. Türkiye aktıf, Makarios da pasif olarak karşı çıktıklanndan ENOSİS gerçekleştirüemedi ve 1964te başlayan iki yönlü rejim devam etti. Cunta ile arası açüdıkça Makarios, ENOSİS'ten uzaklaştı ve Rum yönetimine bağlılıgı güçlendı, fakat «Megalo Idea»ya üıanetten suçlanacağmdan korktugu için ENOSİS'e karşı olduğunu da açıktan soyliyemiyordu. Aslında Rum halkının çogunluğu da ENOSİS'e sırt çevirmiş, Rum yönetiminı benimsemisti. Bundan sonra BM'in arabuluculuğu i!e başlayan toplumlararası görüşmelerde Türkler 1960 ortak yönetun rejimini geri getirmeye, Rumlar da 1964te olupbitti üe kurduklan rejimi sürdürmeye yarayacak formüller üzerınde durdular ve anlaşmaya varmak olanagı yoktu. Her ıkisi de ENOSİS'e karşı iken birleşemediler, zira Makarios, «Megalo îdeaacüann tehdidi altında ıdi. Arada, Atina'da cunta ile Makarios'un arası daha da açıldı. 1973 kasunında cuntalar degişti. Papadopulos cuntası yerıne Gizikis Yoannides cuntası geldi. GÜNEY KORE DRAMI: 1950 savaşında özgürlüğü uğrunda yüzlerce Türkün de can larmı verdiği Güney Kore, 1962 den beri Çung Hi Park'ın gıttikçe ağırlaşan diktatörlüğü altında inlemektedir. Uydurma seçimlerle iki kez kendisini Baş kan seçtirmişti. ÜçCncü bir dö nem için seçilmesini engellediğinden Park İki yıl kadar önce anayasayı değiştirdi. Ondan sonra da büsbütün kaldırrfı BU KEZ BAŞKALARI MEKİK DOKUYOR: Kissinger Arap • Israil savaşında önce Mısırla îsrail, sonra da Suriye ile Israıl arasında atesın kesilmesini sağlamış ise de, Ürcfün ile ateş kesilemediginden Cenevre Konferansı top Faşist dönemin sorumluları savaşı kurtuluş sayıyorlar J J «...Direniyorum. Budur yaamamın nedenı. Böylelikle düşüncemı kendime saklıyabilıyorum... Yazdıklarımı saklıyorum. Yazmama ses çıkarmıyorlar. Ama arada bir üstümü arayıp yazdıklarımı bulup alıyorlar. Kontrol ettikten sonra, gardiya. nın insafmdan geçenleri iade ediyorlar.. Diktatörlüğe karsı koyarak direnişe geçmemizin nedenlerini arıyorum. Diktatörlüğün korkunç baskı mekanizması ile ölümüne boy ölçüşmeyi insan niye göze alır? Çünkü kendi yaşam ve yazgısının sorumlu luğunu taşımak hakkım elinden alıyorlar. Direniş, ahlâk yönün. den en temiz savaştır İnsan bu savaşa vicdanı ve iradesi ile kendi başına karar verır. Girişt!*in savaştan bır çıkar beklemediğin gibi, kesınlikle tehlike ve kabus dolu bir hayata atılıyorsun. Cı^arlarımız yok, deferlerimiz var. Beni iskence edenin yüzünü gördüm. Benim kanh yaralı yüzümden beter bir haldeydi. Yüzündeki mımiklerin insanlıkla ilgisi yoktu. Çin maskelerinedki yüzlerin çizgilerinl taşıyordu. İşkence etmek kolay değil. İçinden de katılmak gerekir. Ben ondan talihliydim. Kimseje işkence etmiyordum. Işkenceciler ise, sana eziyet etmeden önce kendilerine eziyet ederler. Üniformalannın içinde kasıldıklanna bakmayın. Adya, uykusuzluğa, açlığa, kurbanlannın umutsuzluğuna hükmetmelerine de aldırmayın. tktidarlarının sarhoşluğu içindedirler İşte bu sarhoşluk düşebileceŞf en büytik asaSıhîrtır.. Hetrimiz varAllahtan sürdürebillyo İkinci Enosis Çabası Bir ara Kıbrıs'ta Rum Muhafu Gücünde görev alan Gnl. Yoanni des'in Makarios ile arası açıktı. Bu kişisel ilişkilerin de etkisi altında bu kez Gizikis, cuntacı, 1974 temmuzunun 15'inci günü Samson'a tertip ertirdiği darbe ile Ma karios'u düşürüp, Enosis'i gerçek leştirmeye kalktı. Türkiye'nin mü dahale edeceği düşünülmemişti. Müdahaleye kalksa da AmeriVa 1964 ve 1967'de olduğu gibi engel liyecekti. İşte Kıbrıs konusunu bugünkü aşamaya getiren yanlış hesap budur. Türkiye'nin müdahalesi Kıbns'taki cuntayı da, Atina'daki cuntayı da yıktı. Yunanis tan'a demokrasi getirdiği için Tür kiye dünyaca kutlandı. Fakat dünya demokrasiyi Yunanistan'a getirdikten sonra Türkiye'nin Kıb rıs'tan ayrılmasını istedi. Kıbns'ta kaldıkça Yunanistan'da demofcrasi tehlike altında kalacaktı Oysa Türkiye, Yunanistan'a demokrasi getirmek için değil. Türk topltıırmna eşit haklar sağlayacak bir rejim için müdahale etmişti. Atina'ya döndükten sonra Türkiye'nin davasma karşı anlayıs gösteren Karamanlis, az sonra katı bir turum ve davranış içine girdi Dı şannın yardımı ile Atina hem Ma karios'un Rum rejimini geri getirmek. hem de Enosis'e kapıyı açık ^tmak istiyordu. ATİNA'DA 1974 YAZI Kosta DAPONTE Atina'h bir öğrenci ise gençlerin ve aydınların görüşünü şöyle dile getiriyordu: «Siyasal ahlak kuralları ve gerçekçilik, Yunanistan'ın geçirdiği dramın aktörlerini en kısa zamanda yargılamayı gerektiriyor. Ne genclik, ne de Yunan solu, Iiberalizasyon ve özgürlüğün bütünleşmesine karşı dış tehlikeler gerekçesinin edemez.» llrdl. Yeniden doğdular sankt «Hiç birşey eskisi gibi olamaz» diyorlar. Buna lnanmak İstiyorlar. Işle şimdi bu lnsanlann.. özellikle bunların, şu anda Kıbns'ta veya Kıbrıs için Türkiye'de veya Türkiye ile bir savası istemelerine olanak varmı? Bu insanlann ne darbe öncesl, ne de darbe sonrası Kıb. ns'takt durumu düşünmelerl mümkün mü? «Ulusal dava». «dı$ tehlikeler» fibi «gerçekler» onlari Inandırabilir ml? îster içte, ister dışta olsun vedibuçuk yıl tçinde. büyük devletlerin yüksek çıkar politikaları hakkında adamakılh bilinçlenmlş olan aydınlar, göı göre eöre büyük çapta bir savas felâketini ne diye göze al«ınlarT Atina'daki gençlerin, Gnlversitelerin avdınlann bugün isteSI. bir Teknik Üniversite ögrenci'1 tarafındstı şöyle özetleniyordu bu hafta: «S1ya?al ahlâk kurallan ve gercekçiiik. Yvınanistanın sOçirdlği dramın aktörl«rin1 en FORD'UN YARDIMCISI ROCKEFELLER: Başkan Ford onbır gün düşünüp daniştıktan sonra eskı New York Valisi ve tanınmış milyarder Nelson Rockefeller'i yardımcı adaylığma atamıştır. Atama kongre tarafından onaylamrsa ki, onaylanacağından şüphe edilmiyor, Rockefeller görevine başlayacaktır. Onaylamak için de kongre adayın geçmişi hakkında araştırma yapmaktadır. Yardımcılığa atandığında kongre. Ford hakkında da uzun araştırma yapmıştı, fakat Rockefeller çok zengin ve işleri de dağınık olduğundan araştırma belki de 2 ay sürecektir. Cumhuriyet Partisinin liberal kolundan (Ford muhafazakâr koldandır) olan Rockefeller. bundan önce üç seçimde partisinin Başkan adayı olmak için çaba harcamış, fakat kazanamamıştı Partinin muhafazakâr kolu dışında atama iyi karşılanmıştır Protokolda Başkandan sonra sırada ikinci gelirse de, yardımcının yönetimde bir görevi yoktur. Sadece senatoya arada bir başkanlık eder. Onun dışmda başkan tarafından görevlendirildiîi tşlerl öne sürühnesini kabul İkinci Banş Harekâtı l$te Türkiye'nin ikinci banf h* ruz. Bizier hapiste, sızlep de düşüncelerimizi paylaşarak Hadi öyleyse, «özgürlük, sevgilim.» Bugünkü hükümetin bakanlanndan Profesör Yorgos Aleksandros Mangakis 1971 yılında Koridallos cezaevındekı tutukluğu sırasuıda yazmıştı bunlan. «Avrupaülara mektubum» diye yurtdışına kaçırmıştı. Amerikan Üniversitelerinde de inceleme konusu yapilan bu uzun mektup, İngilterede Sır Lawrence Olivier tarafından İngiliz kraliçesinin önünde okunmuştu. Bro. şür olarak basılıp dağıtılmıştı. Yunanistan'da ise gazeteler bu metni ancak 11 Ağustos 1974'te yayımlayabildiler. Profesör Mangakis de, Andrea Papandreu. Lady Fleming. Mikis Teodorakis gibi yabancılarm destek ve yardımı ile albaylann elinden alınarak dışanya kaçınlan, bırakılan «imtiyazlı» Yunanlılardan. Mangakis, Batı Alman hükümetinin yardımlan ile ve Amerikan Hava Üssünün de «katkısı ile», bir Amerikan uçajh ile Yunanistan'dan Almanya'va kaçınlmıstı. KaramanHs'le Yunanistan'a dönünceye kadar da Alman üniversitelerinde hocalık yapmıştı Profesör Mangakıs'm Yunanistan'dan kaçırılması bir skandal olmuş ve albaylar. hınçlarını Atina'dakı Federal Almanya Büyükelçısınden alarak onu da kovtnuşlardı.. Yunanistan yedibuçuk yıldir buna benzer olaylar yaşadı. İçte ve dışta. Direnişe geçen, katıian Yunanlılardan elek Ustündekiler ünlü kişiler bir yolunu bulup kurtuluyorlardı. Bir de içeride kalanlar vardı Pire ve Atina hapishanelerinde veya emniyet bodrumlannda çilriiyenler, Yaros, Leros adalannda insanlık dışı koşullara zorlananlar. Gazeteler bugün, yedibuçuk yıllık bu ayıptan sonra «Yaros adası Yunanistan için yüzkarasıdır, bombardıman edelim. imha edelim» dlyebiliyorlar. Bunca eziyet, İşkence ve acı tle düşiik rejİTnln baskısına bovun efenler bugün özgür. Yunanistandan utakta olanlar da d*nnd(i. Yenl bir vgışsm baslariı bu insanlar için. Yenl umutlar be kısa zamanda yargılamayı eerek tiriyor Ne aençlik ne de Yunan solu, liberalizasyon ve özgürlü§ün bütünleşmesine karsı dış tehlikeler gerekcesinin öne sürülmesini kabul edemez.» Hiç olmazsa baskent Atina'da, Kıbrıs bunalimınm ve adadaki askeri cfurumun eelismele rine. dalgalanmalanna ragmen, on gün içfnde gördüSümü?. kayıtsızhSın. HeisizliSin nedeni budur. Yasaklara raSmen vapılan gösterilere eelince. Bu pösterilerln çoSunluSu Atina'da kl Kıbrısh Rum ö§Teneiler tarsfmdan düzenleniyor Büyük çaptaki son mirlnrlerdeki Amerikan aleyhtarlı5ı i*e aslında bir yerde. vedi bucuk vıldır cun tayı tutan. riestekliven ve yardım eden Amerikalılara besleni len kin deŞil mt? Andreas Papandreu Atina'ya riöndükten beş gün sonra şöyle diyordu: «Siyasal tutumlan ne olursa bütün Yunanlılar Amerikalılardan nefret edivorlar ÇlinlrU Amerika Yunanlstan'ı WT ciftlfk gibi kullandı. Burada on Uç as kerî üsleri var. Bunlann İçinde nükleer üsler de var.» Genç bır avukatla Konuşuyoruz. 15 Temmu; darbesinden son ra üniversite öğTenciSı kardeşinl askere almışlar Bütün aıle merakta On gündür haber alamıyorlar. Hele cuntanm devrilmesinden öncekı seferberlik dönemınde halk defil Kıbns'ta. Yunanistan'da bile olan bitenden habersiz. Herkes BBC'yi veya Al man Deutsche VVelle'vi dınlemeğe, haberleri öğrenmege çalışiyor. Nihayet bir takım pıstonlann vardımı Up çocuk bulunuyor. Kıbns'a gönderilmedigi ve bir birlikte bulundugu öğrenilivor. Ailesi rahat bir nefes alıyor ve ağabeyi genç avukatı dinliyoruz: <O gece karanmı vermiştim. c Çayet kardesımin basına bir ış eelmis olsavdı o zaman hayatımın andmı içmiji'im Bir silâh alm cuntacı Gpneral Yoannidisi vurmak için vemin etmiştim.» Cunta dnnemine özenenler yeni sivil vöneticılerin ceza ve ıntikamlanndan korkanlar ise Kıb ns için savasi kpndüerine eöre bir «altematif* olarak görenlerdi. Olsn bitpnden habersiz. koyu bir Türk düsmanlıgı ile büyümüş gerici fasist ve şfivenlerl de bunlara katanlara raslıyoruz. Ünlü bir Yunan eazetecisi Oeorge Drossos de söyle diyordu: «On yıl önce sövlemistlm, kim. se beni ciddive almadı Kıbnsta yasayan Türkleri ve Rumlan adadan bosa'tırj adavı da dinamitleyip batirm herkes rahat etsin.» YARIN: SEÇÎIM KONTJSÜ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle