27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Ingiltere, garantici görevini ciddiye alsaydı, savaş olmazdı! Londra, Kıbrıs konusunda Rumlardan yana olmaktan daıma yarar görür Atina'mn öfkesi geçmce yeniden NATO'ya dönmesmden kuşku duyulmuyor Yedı günün ardından îngiltere'nin derdi Kıbrıs'taki üsleridir Banş her zaman masa başın gerçek olan budur. Savaşın tkln da kurulmaz, savaş alanında da ci aşamasında Türkiye'nin ikl sramr. Kıbns konusunda TUrki hedefi vardır: ye'nin yaptığı da budur. Eğer 1 Sarılmıs olan TUrklerl İnşiltere garantici görevini ciddiye alıp da Cuntanın 15 temmuz kurtarmak, da giriştiği darbeden sonra Tür2 Kıbns'ta Türk ve Rum kiye ile işbirliğine yanasmış toplumlanna bans ve sükun sag olsaydı, 20 temmuzda müdahale de bulunmaya lüzum kalmaya layacak ve oölgede sürekli bir caktı. Türkiye'nin açtığı kısa sü barışın yerleşmesine yararh olareli savaş, Kıbns'ta Samson re cak koşullan hazırlamak. Jimini ve Atina'da Yunan Cuntatngilterenin derdi 8inı yıktı ve banşa doğru atümış adun oldu. Tecrübeli ve itibarü Türkiye ENOSÎS'ten vana debir politika adamı olan Karamaniis'in Yunanistan'da iktidan ğüdir. Türkiye taksimden yana ele alması, banşa ulaşmak umut da degildir. Türkiye Kıbns balarına güç kazandırdı. Bu umut ğımsızlığınm güvence altına alınladır ki, bu kez Türkiye banşı masından yanadır. Batılılar ve masa başında aramaya koyuldu: hele îngiltere Türkiye'nin ikinci CenevTe Konferansına gitti. Tür kez silâha başvunnasına karşı kiye, îngiltere ve Yunanistan'ın çıkmış ve Callaghan bu yüzden katüdıklan bu Konferans, kolay Türkiye'yi kınamıştır. îngilteolmadı, fakat verilen kararlarla nin Kıbns ile ilgisl, Ada'dakl bu kez masa başında banşa ö üslerini sürdürmekten ibarettir nemli bir adını daha atılmış olu ve çogunlukta olduklanndan, yordu: Adada sanlmış olan Türk Kıbns konusunda daıma Rumler serbest birakılacak, ikl taraf lardan yana olmakta yarar göaskerleri bırbirinden aynlarak rtir. Bu noktada Makarios ile araîanna B.M. Gücü girecek ve dolaylı bir anlaşması da vardır. Kıbns'ın kaderini tayin için 8 Amerika savasm tekrar başlaağustosta bir konferans yapıla masından, Dışişleri Bakanlıgı cak. ağzı ile üzüntüsünü Delirtirken, Kıbns'ta Türk toplumunun da Masa başına dönüş hakh oldugunu tfade etmiştir. îki Konferans arası dönemin Sovyetler bu davranışımıza razı de Atina pek olumlu sayüamaya olmuş, tepki göstermemislerdir. cak kadar davranışlarda bulun Aslında bağımsız bir Kıbns*l maya başladı. însanlık dışı ko yaratmakta Türkiye ile Sovyetler görüş birliği hajindedirler. şullar altında yasatılan Turklerl tarafsız v« çember içinde tutarken, Tlirkiye' Bağımsız Kıbns'ın nin ateşkese saygısız olduğun silâhsızlığınâa da birleşmişierdan yakındı, bu gidişle Mavros dir. Cenevre'ye gitmiyecekti. Kıbns' Savaşm tekrar başlamasına ve ın geleceği konusunda da Yunahızla gelişmesıne karşı Yunanisnistan'ın göriişü, 1960 rejimine dönmek ve Türkler için azınlık tan sert tepki göstermiş ve bu girişimde Türkiye'yi engelleyehakla.ı tanımaktı. Bu konuda medikleri için Amerika ve InBatının desteğini sağlamak için giltere'yi tanamıştır. Bu Kıbns de Kıbns meselesinde Türkiye'ye davasında Yunanlılarla aramızda taviz verirse, Yunanistan'da de bir fark vardır. Türkive kendi mokrasinin tehlikeye düşeceği giicüne dayanarak, yalnız başına efsanesini ortaya attı. Cenevre harekâta geçebilirken YunanisKonferansı. 8 ağustosta toplan tan yardıma mühtaçtıı ve kendı. Konferansa bu kez Tüık Top disi yardımsıa bir tesebbüse gelumu lideri Denktaş ile Bum çemiyeceği gibi. Türkiye'nin de Toplumu lideri Klerides de katı geçemiyeceğine inanmaktadır... lacaklardı. Öncelerl Mavros Kon *Bu belkl de Türkiye'nin 1964 ve 1967 olaylannda mUdahaleden feransuı tek amacı, Türk asker çekinmesinden dogan bir kanıdır. lerinin Kıbnstan çekilmelerinl Fakat Türkiye müdahale edesaglamaktan ibaret olduğunu id mez hesabı iledir ki. cunta 15 dia etti. Kıbns'ın statüsü hak temmuz darbesine girişmiştır. kında Türkiye'nin sundugu plân Birinci Cenevre Konferansından larla ilgilenmek büe lstemedi. sonra Atina da aynı yanlış heHesap vanl:s Altı gün süren Konferansta, Yu sabı yapmıştır. nanistan'ın sadece, vakit kazan çıkıp da Türkiye tekrar savaşa mak istedigi görüldü. Kıbns başlaymca Atina engellemedikprojesini incelemek için mühlet leri için Amerika ve lngiltere've istedi. Oysa bir haftadan beri öfkelenmiştir. Londra'da Makarios da, büyük devletleri Tiirk elinde idi. Masada banşı bula askerlerini Ada'dan çıkarmak; mayacağını anlayan Türkiye, bir için göreve çagırıyor. Hemen bekez daha onu savaş •lanınrta lirtilmelidir ki, Yunanlılann bu aramaya karar verdl. tutum ve davraruslan sadece Kıbns konuv;r^a ri boyunca böyle olmuştur. YaBarış için savaşa başvurrnalt paradoksal gibi görünüyorsa da bancı kanadı altında yanaşamanın yarattığı alışkanlıktır. Nato'da öfke Yunanıstan, Kıbns yüzünden sadece büyük devletlere değil, NATO'ya da öfkelenmiş ve örgütun askerî kısmuıdan çekılmiş, fakat siyasî kısımda kalmaya devam edeceğini de bildirmiştir. NATO silâhlan ortaklara karşı kullanılamayacağindan bu davranışı ile Yunanistan. Türkiye ile savaşabılecegini anlatmak istemış olabilir, fakat bunun santaj olduğunda kimsenin şüphesi yoktur. Başka nedenlerle Fransa da 1966 yılmda NATOYıun askerî fcısmından aynlmıştı. Aslında 1949 nisanında NATO paktı imzalandıgında bir askerî kısmın kurulması öngörülmemişti. Askeri ki. sım Kore Savaşındald deneyden sonra kurulmuştu. OlağanUstü bir toplantı yapan NATO daımi konseyi, Türkiye ile Yunanistan srasındaki çatişmaya kanşamayarağına karar vermiş ve bu karar Onel Sekreter Josepb Luns tarafından belirtilmıştir Daımı konsey. bu kararın bir kez daha gözden geçirilmesini istemiçtir. Yunanistan, Fransa gibi, asken kısma karşı sırt çpviremez ve öfkesi geçınce tekrar döneceğınden şüphe edilmiyor. Prof. Dr. Ahmet Şiikrü ESMER Yunan cuı.lası, Kıbrıs'U harekete feçprkcn Türkiye'de h&U. blöf yapanlann bulııııduğu hesabı içindeydi. rini eemşletmistır. Zorlama tedbırlerının alınmasına karar venlmedıkçe, Konsey fcararlan dileklerden ılen gitmez Büyüklerin vetolarını kullanmaları zorianıa tedbırlennın almmasına engeldir. Aslında. Türkiye askerî hedeflenne varmıs demektir. Yunanıstan Türkiye'ye karşı savaş açar nıı? Bir ara cunta dakı gcnç subaylar ve Yovanovıç bunu düşünmüşlerse de. Genelkurmay kadrosu ile toplanınca, tecrübeli askerler, duruma hakim olmuşlar KS cuntanın iktidardan uzaklastırılmasınm baslıca nedenı de bu olmuştur. Şimriı de Trakya ve adalarda haylı fıazırlıklar vardır Fakat Yunanıstan'ın Türkıye ile bir savası göze alacagı şüphehdır tnsanm, keşke cesaret etse dıyeceğı geliyor. Zira o zaman, Kıbns meselesıyle birlikte Batı Trakya ve adalar sorunlan da çözümlenmış olur Fakat Karamanlis, Yunanistan'ın Kıbns sa. vaşma katılmaya EÜCÜ vetmediğını söylemiş. oiup b'.tenlerın sorumlulugunu cuntaya yüklemistir. Nixon'ın dramatik isttfaslyîe V.'atergate olayı artık arkada kaltnışfır. Watergate sız bir Amerı ka adeta yadırganmaktadır. Fakat Amsnkan halkı da rahata kavuşmuştur. Olav arkada kalmış ise de. Temsilciler Mecüsi Adalet Komısyonu Nixon'ı suçlayan raporunu hazırlamış ve Ge nel Kurula sunmuştur. Bu suçlardan Xixon'ın yargılanması me selesı Amenka"vı ikıye bölmüştür. Bir kısını Amenkalılar istifa ile »Iıxon'ın cezalandınldıgı ve meselenın orada bırakılması görüşündedirler, bir kısım ise. olay vüzünden bir çoklan hapiste vatarken. Nixon'ın affedilmesi ni pşıtliğs aylcırı gnrüyor, fakat aftan vana olanla görüşlennı vü riiteceğe benziyor. öte vandan Gerald Ford. görevine başlamıs ve Konsreye sövledigi nutukta, iç politikasında enflasyon ile müradeleye önt'elik verece&inı dıs pnlitikada da Nixon zamanındaki vnlria vürüypoeâini açıklamıstır. Ford da Nixon gibi sag egilimli bir politikac.dır. Kendisıne ıdeoloiisinin ne olJuS'jnu soranlara Ford şu cevabı vermistir «Mal! sonınlarda saga, iç politikada » • lımh. dış Doütjkada da liberal.» Ya Birleşmiş Milletler? Yunanıstan îngiltere ile birlifcte BM Güvenlik Konseyine de başvurmuştur. Aslında Konseyin 22 temmuzda ateşin kesilmesi hakkında bir karan vardı. Konsey ondan sbnra da toplanmış ve bans eücünün görevle Karamanlis'in rakibi Papandreou Atina'ya döndü «Ingilizler; sömürgelerinden çeküe çekile nihayet Kıbrıs'a kadar gelmişlerdir.Fakat şunu da biliyorlar ki bir> gün oradan da gidecekler.» «NATO tarafından önerilen görüşmeler Yunanistan için zararlı olabilirdi Soruna önce Birleşmiş Milletler yoluyla çözüm arayacaktır.» "Ada'ya her gece asker ve cephane yollardık,, Dünya ve Ynnan Kamnoynnnn, Kıbns bnnılımı nedfniyle Törk Kamanynnnn da yakından tanıdıfı Idşilerden birl de Andreas Papandreou'dur. Gerçi Kıbns bnnalımı nrasında »ktif hiçbir rolü bulunmamıştır, fakat verdiği demeçlerle rirekli dikkatleri ustüne çekmiştir Andreas Papandreon. Babası Yorfo Papandreou'nun başkanlıgında knnılan hükümette bakan olarak çörev yapan bn ünlii l o n a n b politi kacı. 1961 darbesinden sonra bir sure tutuklanmıştır. Pek çok Ynnanlı aydın eibi ülkesinı terkftmiş ve Kanada'da asıl mesleği olan iktisatçılıga dönmüştür. Bir üniversitede ögretim üyeliği yapan Andreas Papandreon, bngiin Ynnan Soln'nnn önde gelen kişilerindendir. Ynnanistan'da solcular kendisinden çok şey beklemektedirler. O^al Papandreon'nun en önerali özellifi bueünkö Başbakan Karamanlis'in en büyük mnhalifi oldnğndur. Zaman zaman verdiği demeçlerde. hele de son za manlarda Yunan Basbakanı onun tarafından «Amerikan ürünü» olarak nitelendirilmektedir. Ajanslar dün Andreas Papandreou'nnn altı yü sürgünden sonra yurduna döndüğünü bildirdiler. 20 bin kisi tarafından karşüanan Papandreon ilk konuşmasında «Yunanistanı bugünkü gurnr kıncı duruna Amerikan Emperyalizminin ge tiröigini» ileri sürmüştür. Ülkesindeki soln örgütleyecek ce Karamanlis'e en akılh muhalefeti yapacak tek kişi olarak n. mnt baflanan Papandreon, 1964 Kıbrıs bnnalımı sırasında babası ile birlikte iktidarda bnlnnmaktaydı. önümüzdeki günlerde ülkesinde agırlıçını aktif olarak artırması beklenen Papandreon'nnn Kıbns sorunuaa Uişkln törüşlerini, «Silâhlann gölgesinde Demokrasi» adb Ynnanistam anlatan kitabından özetle aktanyornz: ANDREAS PAPANDREOU Herkes yine eski günlerin geri gelip gelmiyeceğini düşünüyor. Resimde. Adreas Papandreou, tnzıliz asılh kansından veda edip Yunan parlâmentosuna girerken görülüyor. gerçek çahşması adanın bağımsızlığı yönündedir. bu amacı ıçin, önemli denge öğelerini her an hesaplamak zorundadır. Kıbrıs'ı NATO tuzağına düşürmemek çabaları onu Amerikan politikasım iyi ızlemeye yöneltmiştir. Denge amacıyla da Sovyetlere yakınlaşmıştır. Araplar Nixon'ın gidişini sevmediler Nixon'ın istifasıyla batının dört ülkesinde de liderler degişmis oluyor. tr.giltere'de seçimle Heath gitti Wilson geldi; Fransa'da ölümle Pompidou gitti. Giscard d' Estaing geldi Fed. Almanya'da lstifa Ue Bratıdt gitti Helmut Schmidt geldi. Nixon'ın ayrılmâsı, Avrupa'da rahatlık yaratmıştır. Fazla gösterişli dış politikası beğenilmiyordu. Doğuya ya naşırken de Nixon batıdan uzak laşmıştı ve bir ara Avrupa Amerika ilişkileri gerginleşmiştl. Ford'un daha deneeli ve daha az gürültülü bir politika izliyeceği umuluyor Her halde veni ekip daha iyi c?'"='lf"a!': Sovyetler Birligi ise Nbton'ın aynlmasını kaygı Ue fcarşüamıştır. Sovyetlere yaklaştığından Nixon'm Amerika'da Moskova aleyhtan çevrelerin kurbanı oldufu şüphesi vardır. Fakat iktidara geçer geçmez, Ford. Nixon zamanını detant p o litikasından aynlmayacağı hakkında vtoskova'ya garantl vermiştir. Bunun belki de daha büyük garantisi, Kissinger'in Dısişleri Bakanlıgmda kalmasıdır. Nixon'c"an Ford'a geçişl. tsraü beğenmiş, Araplar beğenmemistir. Fakat bu degişimin, Amerikan dış politikasım etkileyip etkilemedigini gbrmek İçin beklemek gerekir. «Kıbns benlm bildiğimden beri sürekli bir sorun olmuştur. Za man zaman kanh olaylar çıkmıs, taraflar dünyayı idare ettiği iddiasında olan devletlerce ıster tstemez masaya oturtulmuştur. Bura da çok fazla geçmişe inmek istemiyorum. Sö?ünü ettiSim anlaşma lar aslında bugüne uzanan bunalımda ana rolü oynamiş önemli et kenlerrfen biridir. «Böl ve yönet» politikası • Herşeyden önce bu anlaşmalar, lngiltere'nın «böl ve yönet» politikasının en belirgin ömeklerinden biridir. Çünkü Zürih ve Londra ilgili taraflara çok hassas bir denge getirmiştir. Öyle ki, gerek Yunanistan, gerek Türkiye en küçük bır anlaşmazlikta hemen karsı karşıya gelme durumunda kalmaktadırlar Yanı tam tngiltere'nin ısteğine uygun bir durum. Anlaşma ile verilen garantiler Kıbrıs'daki Türk azınlığına bugünkü koşullarda her türlü yönetım yetkisini vermiş gözükmektedir, fakat uygulanması olanaksızdır bunların. Ama sorun iki toplumun Ada'da banş içinde birarada yaşamasıdır. Aslında son ellı yılla birlikte yaşamanın örneklerînl tîe vermiştir iki toplum. Fakat anlaşma ile iki tarafta da «Kıbrıs halkının bağımsızlığı» sloganı altında yeni dürtüler oluşturulmuştur. runda kalmıştır. Hele İkinci Dünya Savaşından stmra artan Ulusal Kurtuluş Savaşlan dünyanıa çeşitli bölgelerinde lngiltere'yi çekilmeye zorlamıştır Ingilizler nihayet adaya kadar çekilmi?ler ve M toplumu ileri sürerek kendilerine denge aramaya başlamışlardır. Fakat bilmektedirler ki. bir gün oradan da çekileceklerdir. 1960larda onların en önemli politikalan ENOSİS'i gerçekleştirmemekti Bugün uluslararası riengeye göre, bu değişmiştir. Şimdi önemli clan Sovyetleri Akdeniz'de barındırmamaktır. NATO yerine BM Şu anda 1964 bunalımını hatırlıyorum. Makarios babamm yanma gelraiş ve bir çözüm aranmaya başlanmıstı. Bu nedenle bir plan vapılmıştı. Önce soruna sadece Birleşmiş Milletler yoluyla bir çözüm arayacaktık. NATO tarafından önerilen görüsmeler Yunanistan için zararlı olabilirdi. Oysa bizim ana amacımız ENOSlS'di. tkincisi atacagımız her adımda Türkleri kizdırmamaya çalışacaktık. Fakat gerçekte Türkleri pasifize etmek de eerekliydi. Bu hem çatısmayı önJe>'fcek, hem de adanın Yunanistan'a katılmasmı haklı kılacaktı. Uçüncüsü. eeer Türk Hükümeti bir çıkarma yaparsa biz Makarios'a yardım edecektik. Babamla Makarios'un bu görüsmesl ve plânı çok önemliydl. ÇUnkü Kıbrıs. Yunanistan'dan cografî olarak uzalrtır. Bir Türk çıkartması sırasında biz Ada'va yardım etmekte eec kalabilirdik. Onun içindir ki. Ada'va Türkler çıkmadan askert malzeme ve insanı vıSmalıvdık orava. Fakat bu is cok et7H tutulmalıydı. Aksi takdirde Türkleri Ada'va davet etmis olurduk. Bu nedenle her eece Ada'va binlerce shnl eivinmis asker ve Üzerinde baska damgalar bnhınan sllfth ve techiza* efinderdit:. Siviller hernfin Kıbns Rum OTdusıma katıldılar. Yaz ortasinp kartar. nisandan Itibaren Ada'va Bönderilen asker savısı 20 bini seçmistt. Artık Tiirklerin bir cikartma yapmalan halinrle hprhsnpi bir basan küranmalan olanaksnzlasmıştı. Biz her tedbiri aldıktan sonra, lsin Icine Birlesmiş Milletler ve Amerîka drmijti Jchnson'un konuvıı NATO içtnde ele alması savaşi «nlemlsti. fWriinur«1p Kıbns'ın statüsünde bir deslşiklik olmamıstı Onım Icin de. Turki^e'niTi htıkuk alamnda bir itirazı S«T knnusu degildi, Hukuksal alanda eöriinum değişmemişti, ama artak Kıbn s tamamen Rum vönetimine eecmisti. Tehlikeli olan nedir? ENOSİS, müttefiklerin hoşuna gidecek bir çözüm degildir. Fakat Kıbns'ın bağımsızlığı da NATO ve Amerikan stratejisi için synı ölçüde tehlikelidir. Küba örneğinde olduğu gibi, küçük ama stratejik konumu önemli olan bir adada büyük bunahmlar çıkabilmîktedir. Üstelik ortaya çıkan anlaşmazlık NATO üyesi iki ülke arasındaysa. süper güçler bu bölgede daha inee hesaplar yapmak ^orundadırlar, kendi çıkarları için elbette. ENOSİS belki NATO çıkarlan için daha geçerli bir çözümdür. Fakat bunun önemli bir dezavantaiı bu çözümle Yunanistan'ı daha önemli kılmak ve Türkiye'yi kaybetmektir. Kıbns'ın bağımsızheı, belirtildıei gibi. NATO'vs ters HüşmektedİT. O halde, Kıbrıs için süper güçlerin düşündüâü ENOStSie oağımsıriık arasınds bir çözümdür. Tabii bu arada düşünübnesi gereken bir etken 'J5, Makarios'dur. Aslında adada yasayan Rumların hayat standardı Vunînistan'na vnssyan Rumlara göre. hayli yüksektir. Zaman zaman da. Makarios bunlara ENOSİS'ten söz etmekte ve onlan politik açıdan da tatmin «tmektedir. Fakat Makarios, Adantn Yunanistan'a katılması yolunda ne kadar «ö? ederse etsin. o bu Hüş''ince=inde ssmimi dpjı'dir CünkJ Îngiltere ve sömürgeler Gerçekte sorun, iki ayn etnik gnıbun bir arada nasıl yaşayabilecekleri degildir. Bu kadar gürültü o iki toplum için çıkmamaktadır Asıl konu Kıbns'ın Akdeniz'deki stratejik önemidir. tngiltere içinde bulunduğumuz yüzyılda sömürgelerinden teker teker t;ıkmak zo Sulzberger ve Ecevit'in seçim şansı PARtS Franstz kamuoyu organlan, Kıbnstakl son gellşm* lerle, Türkiye ve Yunanistan'daki tepkileri, başlıklannda şöyle yansıtmaktadırlar: LE FIGARO: «Hedeflerine ulaşan Türkler ateşkesi kararlaştınrken, Kıbnslı Rumlar da kabul etti. Atina olupbitti baskısı altında yeniden görüşmelere gtrişmeyi reddediyor» COMBAT: «Kissinger, Yunanlılann gözünden düştü. Kıbns'ta hesaplaşma günü geldi.» HUMANITE: «Kıbns'ta filli taksim. Adanın üçte blrini işgal eden Türk Kuvvetleri, ateşkese uydu» LE MONDE: «Lefkoşe hükümeti başkenti terkettt. Fransa, BM' den Ankara'yı suçlamaya çalışıyor» AURORE: «Türkler tahrip olmus adada» «toptan savası» sonuna kadar götürdü. Ada ikiye bölündü» LE QUOTIDIEN DE PARtS: «Türkler sogukkaclı. Kıbnsta AtillA hattı üzerinde banş» HERALD TRIBUNE, (Parls baskısı): «Ecevlt Kıbns anlaşması lçin yeni temeller atüdığına inanıyor» Gazetelerin yorum ve naberlerine gelince onlar da şöyle: Le Figaro gazetesi. «Oyunun kurallan» başlıklı makalesinde, «Bü yük devletlerin kendi gıkarlan tehlikeye duşmedikçe ihtilaflann çözümünü kendi haline bıraktıklannı» yazarak, «Bölgesel bir hesaplaşmanın kanlı da olsa işlerine geldiği sürece büyüklerce ne önlendiğini, ne de kışkırtıldığını» eklemektedir. Jaques Renard'ın imzalsdığı bu yazada aynca, Türklerin tarlhten ders aldıklan. Vietnam 1İ3 Ortadogu çıkmazlarmın değerli örnekler verdiği Pariş banş anlasmasından bir ay önce Amerikan B52 uçaklannın Hanoi bombardımam unutulmadıgı hatırlatılarak. «TUrklye hem dersleri henı de metodlan çok iyi ögTenmiştir» denilmektedlr. Kosta DAPONTE Aynı gazetenin Atina muhabiri ise, albeylar rejiminin Yunanistan'ı her alanda sürüklediği ifiâsı özetledikten sonra, seferberlik anında bile silâh altına çağunlacak erlere verilecek silâh bulunmadığını ve albayların bu silâhları Kaddafi'ye satarak paraları Isviçre bankalanna yatırdıklarmı yazmaktadır. Humanite'nin yorumu Humanite gazetesi, «Amerika'nın iki yüzlülüğü» başlıklı makalesinde, «Türk kuvvetlerinin ezic; üstünlüğü ve Amerikan hükümetinin de onayı ile Kıbrıs'taki hedeflerin ele geçirildiğini> yazdıktan sonra özetle şunlan belirtmektedir: • 1523 temmuz günlerinde faşist katillerin Yunan albaylannın hesabına giriştikleri cinayetlerin bilânçosu henüz yapılamamaktadır. Bu nedenle, Kıbrıs dramı da maalesef henüz bitmemistir. Geçici bir bilânço yapmak bile bugün için iır.kânsız. Durumun uluslararası sonuçlan ise, daha açıktır. tlk başta Atina'daki askeri diktatörlük yıkılmıştır. ABD ilk gürderdeki hatalarını anlayınca Ankara'mn tarafına dönmüş ve isteklerini desteklemiçtir. Kis'inger'in bu tutumu ise, Atina'da özgürlüklerin dönüşüne yardımcı olmuştur. ABD tarafından Türk askeri müdahalesine gösterilen anlayış ise, geri tepebilecektir. Bu da, Yunanistan'da öylesine bir infial yaratmıştır ki, Karamanlis, NATO askert anlasmasından çekilmek zorunda kalmıştır. Bu yönde, başka tedbirler de tasarlamaktadır. ABD şimdi durumu kurtarmaya çahşırken bir yandan bağımsız ve tarafsız bir Kıbrıs devleti ile işini bitirmek, bir yandan da adada bir NATO össii earartnemeV istpmfVtedir.» Le Quotidlen de Paris gazetesi, «Yunanıstan savasmayı reddet miştir, bu nedenle Ankara'nm zaferi Atina'nın yenilgisi değildir.> dedikten sonra şöyle devam etmektedir: • Karamanlis yönetimi örnek bir rutum izlemiştir. Demagojiye katılmamıştır. Intihar ssyılacak sloganlara kendini kaptırmamıştır. Yunanistan'ın Kıbns'ta kaybedilecek bir şeyi kalmamıştır. ENOSİS artık unutulmuştur. Şirrnii Kıbrıslı Rumların çıkarlarının korunmasına çalışılacaktır. Yunanistan şu ana kadar gösterdiğı itidalli davranışı ile büyük devletlerden onur!u bir çczüm koparmaya uğraşacaktır. NATO ya yeniden dönüşü içinse, âcil ihtiyacı olan ekonomik yardunı Batıdan elde etmeye çalışacaktır.» Devreye kimler girdi? Bunalım stirerken devreye girmeven kalmamıştı. Görüsmelerle Cf5z^r.:lenmive cahsılıvordu. Şu anda ABD Baskanı JohnsonHa. Fransa 'df> De Gaulleie VB însiliz Hükümeti ile vamlan pörüşrneleri anımsıvorum En önernlileri bımlardı. Fakaf Türkler kaybedeceklerini anlamısln'dı 7 a&ıstos sünü aniden Kıbns"ı ucaklanvla bombalamaya haslad'lar Mnkario<: bizden vardım istedi Ama vanamadık. tstemPöiSîmiz ıci dpğil Teknik olarak imkârsız olduğu İCin. Kıbns Yunar. üslprindpn uznktadır Avcı ııçaklan Yunanistan'dan kalktıktan sonra. Kıbns üzerinde ancak iki dakika kalabünpfetedir. Onun için de. bir hava sîvasını kahullenmemiz olanaksızdı. Ancak oraya yarJtıŞımız silâh ve lnssm vardımmı arttırabilirdik, nitekiın biz de onu vatrtık. Iste Unlü Acheson planı bu zamana rastlar. Plan öyle eerçek dışı hazırlar.mıştı ki. bunu ne bi7 ne de Ttlrkive kabul edebüirdi. Tîize oruüelli vıl sonrası 1cin ENOStS saglıvor, karşıhgında Türklpre bazı üsler verivordu. tkinci olarak da. etnils gruplara göre kantonal bir vönptimi önerivordu Aslında olan Ada'nm taksimini. vani çifte ENOStS'i eetirmeve vönelikti. GörUsmelsr veniden başladı. Bir sonuç almamıvara&i açıktı. Buna karsılık Amerika vpni bir «npri eetirdi F.NOStS'e karsı Kıbns'da Türk v«nerl. mt alhnrta NATO üsleri Bizim Kral sırf ABD tle lliskilpri hozulmasin dive bu Diflnı kabııl ptmek lstpdi Avni Amprika bir vandan da Mzi Makarios'un politikastm dpgişrtrmemiz tçin etkilemek istlvordıı. Bunlann coŞu Yunan halkı tarafından da btltnmez. 1964 btmalımtnda bilinmeven daha çok vön vardır. Bizim Kral ve hüktimet, ABD ile iliskilerinl bozmamak İçin eerçekten MakariosHa fconusmus ve onun o sıralarda Sovvetlere valrrlaşmasını önlemistir. Maknritvs, Sovvetlere bir oolitik iliski kıırmamış. ancak onlardan savaş teçhl«aö aldığını sonradan bize söylemiştlr.» Herald Tribune ve Ecevit Herald Tribune gazeteşinin Parıs baskısında, ünlü yorumcu Cyrus Sulzberger'in New York Times için yazdığı «Ecevit ve kuvvet felsefesi» baçlıklı röportajında Ecevit'e atfen şunlan yazmaktadır: «Türklerle Yunanlılar politikadan uzaklaştıklan zaman birbir lerlni sevmektedirler. Asıl sorun Yunanlılann toprak İddialanndan ortaya çıkıyor. Revizyonist bir politikalan var. Yunanlılar ti carette olduğu gıbı diplomaside de gerçekçi olmalıtfırlar. Gençliğimde Yunanlılar ıçin çok güzel bir şiir yazmıştım, bugün bunu da imzalaTiaya hazırım.» Başbakan Bülent Ecevit'in Atatürk, înönü ve Nehru glbl, Tür kiyenın bugünkü muhafazakâr sıyasal açısından daha solda bulun duğunu yazan Sulzberper, Ecevit'te bu üç büyük devlet adamından bir şeyler bulunduğunu ekleyerek şöyle demektedir: «Değerli bır aydın olan Ecevit bugün Türkiye'de seçimler yapı lırsa ezıcı bir zafer kazanabilir. Ordunun türn desteğini ve hayran lıgını eltte etmiştir. Demokratik Sola mensup oldugunu löylemekte dır. Yatınm politikasmda bir halk •«ektörü kurmak lstemektedlr. Sosyal adalet konusunda da, kendine özgü görilşleri vardır.» Yontmlar ve haberler
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle