25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CTJMHURÎYET 18 Agustos 1974 rtılr açıkça aniss lıi or k4 kımı «*sk1 Pef rnokra PartıJler. •e 1 ai Bayaı tıay«ıtta iken eski pariılerini dın.hnk aızusunriadırlar. (Bu ymıyı bır ay om.e!ı:n ıiüsujları içinds not etmış.ık. Sıra aneaX ymw seldı.) B'j ysndeki siyasal ssJdırı, Tüık,ve''.in itTta sahsrılığı, haşhaş ve Kıbm o;ay g'bı çok nazik «orunlarla ka.^ı karşıya ou uncıuğu nazik bir dönemir.de. Celâl Bayar'.n, vajlı nıı esk; Cum hurbaîkanına yaraşmay.r ve '.öıiicu kıvncımİ8r saçp.n. kin ve duşmaniık d'ju yazılarıyle va Yassıada hükümlülerinin, ougiine d»k sagcı gazetelerde her y:l gör.1üğunrız, tirlü türlü fotcğTaflannın yeniden saiıneye konmss.yla baslar.ıştır. Maksat, intaz sahnelcnyle ve ölüın mahkumlarının hücrelerriekı rsımleriyle bir kısım halkın acıma, öç alma duyjjularını »levlendirmek ve bundan vararlanmak'ir Cslâl Bayar'ın, savcı iddianamelerinde ver alan görüşlerle dolduruîmuş yazılan iıe, miıli varlısımın ve demokrasivi güya korumak ıçin 27 Mayıs 1960'tan onceki anayasal rejinu ve uygulamayı geri getirmek vs eski DP mensupiannın bu yaj lı politikacı yöresinde veniden orgüüenmesini sağlamak amacı güdülüjor. Bu örgütün çekirds $i şimdiki Demokra'ik Parti mı oiacaktır yok«a eskı Demokrat Paru yemden mı kuruiacaktır, bu henüz bilinmiyor. A Olaylar ve görüşler Diriltmenin Yolu Bu Değil Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU klsilerin kln. garas ve intikam auyeulannı gıcıkiayacak bo$ bir umut yaratroaktan oteye gidemiyeoegı kes;n Dir ?erçekt'r. Irmaklardan dcnızlere akmış olan sular ger; geüriierek ırmsklar tersme akıülamaz. Bu:ıa olanak voktur. Vok olmasına yoktur ama, umudun oa, hırsın da. cehalet:n de sırun yuıttur ve bu sıııırsızlıklara kimsenin bır dıyecejti ue olamsz. Su halde eski DP'yı dın.tme gınşimınde bulunanlar ve Türk ulusu ıçin «millfctımiz» dıyecek yerde. «ski padişahiar gioı •mılletım» de yinıini kullananlar, yasaların çerçevesi içinde kal d:kları sürece. siyasal girtsim'erınde eıoet'F serbesttirler. Buna Karşılık oizîm ıribı nıç bır polıtika nırsı tasımayan vatanda?ların bu nonudakı dtlşünce ve kaygılannı açıklama haKUrmı da. \asa!ann çevresi içinde kalmak sartıyle. dogal karşılamak gerekir. kı^mutanlarının öte\ sektorde, nerelerde görpv at ciıklaıını halkın büyük çoğunluîu bılıyor ve onı göre yargıya varıyor. Bir kıscının da hangi yiiksek makâma oynadı^ını ve politikacılar tarafından nasıl atlatıldığ:nı biliyor. Muhtıra. görünüşle. anayasanm uygulanması için verildiğ: halde, sonıadan hukuka inanmamı? hukukçuların himmetiyle yapılan değişikliklerle, bu yasad» nasıl önemli gedikler açıldığını, ardından ne acı uygulamalara geçildijini ve askerlerden oldum olası hoşlanmayan Celâl Bayar'ın da 12 Mart müdahalesini bunun icn övdüfeünü halk biliyor v» anlıyor. 12 Mart döneminde çok önemli görevlerde bulun muç olan. rutbe sahibi, bazı kişilerin, önce büyük mağaza yöne'.icisi. sonra AP'den Parlamento üye «i seçildiklerini, vaktiyle girev basında iken belirli bir partinin düşünce doğrultusunda uygulamada bulunan. va da oy kullanan bazı yönetici ve yüksek yargıçların, emekülikten sonra o parti laflarında yasarna meclislerine girdiklerini i», yüksek bürokrasi makamlannda iken ülke çıkar larma karşı davranmıs olanlarln sonradan yıban cı petrol şirketlerinde yüksek ücretlerle nasıl gö rev aMıkiarını dı halk biliyor artık. tşte 12 Mart'ın büyük vararı buradadır Nitekim 14 ekim 1973 seçimleri halkın göıünün »çıl dığını gösterdi lunın hu zata göre polis sorujturması ile savcı id riiınamesi, mshkumluk kararı için yeterüyd. Bifksca dclil aramağa gercklik yokttı. ıN« tılı siz üünitrdt vaşıyoruz» demistim o zaman kentkendime. Aradan 15 yıla yakın bir zaman geçtik ten sonra Celâl Bayar'ın savcı iddianamesini y.nc • kesin hüküm» gihi kullandığını ve bundan ahkâm cıkardıjını okııyunca. rahrretli Kevni Neriinıoshı ile o eski konu^mamızı yeniden hatırladım. Snnradan AP senatörü olan Kevni Nedimoîlu. Adnan Menderes'e hay andı. O şün bana: • İste Mend?res höylr şey söyiemer Ne de olsa hııkıık tahsili şorm';i«îürı riemiçti. Ben sustum. Cıinkij Tiirkive ^üviik Millet Mpclisinde teknik Vıir hukuk konu?u için. ıüç bes profesör mü dah» iyi bilir. siz mi Haha iyi bilirsir.iz?», «Sizler isterwnİ7 Hilâfeti bile teri getirebilirsiniz> diyen ve Salihüde halkın karşı=:nda üniver?ite hocalarmı «kara cüppeliler. diye aşağılayan bir kim5:pnin Celâl ^avar gibi düşünmeyeceğinden emin Bazı Olçüler 1 Kıhrı« srlaüina çıkarma ve indirm» eylemi, çagdag nitelikte bir pian'amanın ve başarılı bir uygulamanın çizgilerini taş;yor. Türk ordusu geçmişine ve ününe yakışır bir girişimi sonuna dek yürütmüş. gerçekleıtirmijtir. Olayın askercil yönüdür bu... Yeryüzündekı büyük kuvvetlerin kucaklaştığı ve çclişık güçlerin birbirine colandıeı bir alanda Türk ulusunun ıradesini yüıütcbilmekte büyük bir siyasal u«talık görterilmııt:r. Onurumuz yücelmiştir; çsğdaş dünyada »öz lahibi olriuğumuzu ispa'.lamı» bulunuyoruz. 14 ağus'.os harckâtıyla da Ada'nm ortasmdan bir hat çekerek ikinci eyle'nini sürdüren Silâhlı Kuvvetlerimiz, görevlerini verine eetirmiştir. Biz. geçmi«inde hüyük askert zaferlfri ya«amış bir kfjklü ulusuz: kırk rr.Myonluk bir kitleyiz. Yaptı.ğımız işleri. tarih?el mirasa yakısır bir olgıınluk. ve karşımızdaki düçmanın gjcünü tartabilen bir ağırbaşlıhk içind» yorumlamalıyız. Grreâinden çok övünmek bizl küçük düşürür; tarihlmizden gelcn bilincin dengesini konımalıyız» • 2 Kıbrıs'ta «T»ks!m teri» Türkiye açısından sakıncalıdır Yunanistan'ı Kıbrıs'a yerlestirmek demektir taksim; Anadolu'nun jTimuşak karnı altına A'.ina'yı getirmek demektir. Aynı zamands bu tez, îslâın ülkelerine, Üçüncü Dünya'ya vp josyalist hlnka terş dü'îmektedir. Ne var ki Kıbrıs'ta taksim tezine karşı çıkarken ölçüyü iyice belirlemek eerekir. Bu tezin, ulusçu ve insancı acırisn sskıncalsrı açıktır. Yeryüzü emekçi dünvasma sevimsiz görünen Kıbrıs'ta taksimin Kıbrıs solcuîuğuna da yatkm "eleceŞi ";övler»mez. S'mdive riek M^karios. Mavroj ve ötekiler Adanın (rüneyinHeki tngiliz üsleriyle davasjz göründülrr Bu görünuş Cenevre Konferan?ında Mavros Callaehan i«bir'iaivle ittifaklaştı. Bu arad.i Makarios'un varr.an bir ENOSİS'çi olduSunu da hiç umı'msm.Tk eprekir. Eki Cumhurbaskanı. ENOSİS'çi olduğunu çesitli kereler apaçık diV getirmi'tir. Bir de henüz dojrulanmıyan iki iddia vardır. Birincisi, Makarios'un CIA'dan par? alriığı: ikincisi. Beşparmak dağlarmda bir Amerikan ri<dar mcrkczine rııh«at verdiği... Gün»y Kıbns'ta Ingiliz üslerine ve Amerikan isteklerine karsı dur"ak. t^nrld' nii""v Kıbrye'ta cok eüc'ii olHuîu söylenen Rum «nlcuUrırtın da sorunud:.ır. Bu konuria K'eridcs'i a*»n b'r «iyssi giiç yaratma'arı îçin elveri«li ortam. Türklye'nin Sampson'u ve Lefkoşe'deki fasjst darbeyi ezme»iyle ortaya çıkmısttr. • 3 Amerfkancı CaHaghan însiltere'rie. ve grne Arnprikann Gısrar d^Estatnıj Fransa'da. Kıbrıs îPİi?melerınden hio ho<;lanmadıkl!'t"nı ortaya koymıı^lardır. Washington ise lö temmu?dan. 15 a§ııstnsa kadar riört haftada dort at dejfiçtirdi*' h»lde hâl* suvıı eecfmedi. Türklvp'nin «oVı Erevit'i Türkiye'de rtpmokrasinm. ulusçuluffun, sfrrckçilicin gerejini yüni'mektertir. Kıbrıs politikasmda Frevjt ci^sisinrlpn sapsrak bir baska Hiikümet. Ankara'da avakîn duramazd: Demokraîik sohın «Ortadirek» oldtığu hükümet vıkılınca da parlamenter (aşizmin ortak gücü gşcerdl ikfid»ra... Oiavlarn e$ilirken Kıbrıs'tan Ankara'va rlegil. Ankara'dRn Kıbrıs'a bakmakta yarar vardır: ve ancak bu bakış açısı gerçekçidir. • 4 Bir demokraside ceşitli olavlprcla çeşitlt fikirlerin ileri sürülmesi dogaldır Kimisi «Kıbrıs'ı rıeden tümüvle. almadık?» diyecektir. Kimisi «Neden Ada'vi ikive br.!rlıik?» diye soracaktır. Dıa politikada fikir özgürlüftünü lrtıil«nanlan hoşgörüyle karşılamak. demokrasinin eereiidır. Bu >ölçüvü de öteki olçüler »ibi yerli verinde kuüanmalıv.z. Türkive emr>ervalizmin Do*u Akdeniz'fie tssarlarl'îı ovunu bozmus'ur «ma. oyıın bitmez. Cmmların bir verrie noktalanaca&ını ve filmin duracajını sanmak. evren vasasına aykırıdır. yaşamın duracagmı sanmaktır. Şimdilik vıllardır kangren gibi işleyen Kıbns yarasına ustalıklı bir neçter vur.ılmu.şrur. Bakalım bundan sonra neler olaeak? , .. Yıkılış Nedeni îşte jimdi di:ltınpk istedikleri e?ki DP'yl bir yandan. partizanlıja day»nan bu hukuk dışı zihniyet. bir yandan her mahallede hir milyoner yetiMirilmesini ani=ıçlavan ve boylece halkın sömürülmesini drğal sayan iktisat ve adalet dısı. kısacası çaeriı^ı zihriyet yıkmıçtrr. «Komünistler veva kom'inizan düşünceli» kimseler değil. iilkenin b?sımi7İiEinı ve soçya! adslft ilkesinl her »eyin ü.ş'ünde tu>an millivçrç'ıler yıkmıştır. Duıtım höyle oldjŞu hsldf. memleketin yük »ehilmesi vr r"farıa kavu«tıır'ilma«ı. hazılannca yeniden o eski zihniyet doârultmundaki bir mü eadeleden ve örgü'lenrr eden hpkleniyor. Gerçek ten çok hazin hir göriiniim bu! Anasınm ba«ırıa partisinin amblemini 'simpetini> kazdıran Cumhurba?kanları dönemi bu ülkede çok gerilerde kaldı. Eski DP. eski felsefesiy le dirilemez art:k. Onu diriltme çah?sı, olsa ol*». memleket VP halk zararına veni kanşıklıklar doğurur. ÜlkeH< snarsiyi va'.nız şilâhlı bir takım gençler d°âil. siya?al ihtiras'ar da yaratabilir. •Hırsı Plri deyimi sad^cc Türkçemizde deftil. bütün dillerde varriır C'ink'i her toplumda ra«lanan bir hsstalıMır bu. Kimisi aklını kullanır ve kendini kurtarır bundan. kimiüi de onun akıntısına kapdıp eider. Olayların itişiyle tarihsel kİ5İli|e tahip o'nıuş kimseler. o kişiliği fU veya bu duyfrusa! ncdcnle syak al'ına vermeyip ^orunmr^ını bilmeüdirler. Olmüs bir «iyasal partiyi diviltmenin yolu, çafdaj bir ikti?at rjrogramı ile ortaya çıkmaktır, »cındırma veya öc? kışkırtma yöntemiyle değil! NOT: Kıhrıs olavlan, çok Bntm taşıyan bajtı hukuksal. rtzellikle aım>iisal sonınları ça/etelerde iltinci plana siirüklpndi. Ornefin Diyarbakır Devlrt C.iivenlik Mahkemeoi saTcım Güvenlik ^lahkemrlerinin aı<aya<a ilkelerine a.Tkırı olduğunu ileri sürdiı \t mahkeme bu iddiaTi cıdtlı bularak Anayasa Mahkemejine «rönderdi. Bi^ bu vestle ile 12 >Iart 1971den snnra AnayaAHdM lapı'an deği<ıikliklrrjn tümü nü ve bu arnda Güvenlik Ma.hkemmıinin durıımunu birkaç Tazıda ele aunarı ytırarlı cnrÜToru». Unutulan Nokta 27 MRVIS Devrimin: gerçeklestirpn vs :*fil Anayasasını hazırlayRn herkese «komunist» v?ya «komünizan» damgasıoı yapj.ştiian Celâl Bayar'ın kişiîigı üzerınde duracak değiliz, Bu konuda söylenecek olunılu ve olumsuz çok çey var. Sıras: gelrse ve ülkenın sflâmen bakımmdan gereklı gorürsek açıkJanz bunları da. Simdilık yalnız eski DP'yi diriltme ve onun yöresinde bir «müll cephe» kurma ginşımi üzerinde duracağ:z. Bu girişimde bulunanlar surasın: unutuyorlar ki, Celâl Bayar Tanrı daha örnünü kılsın fizik bak'mından henüz hayatta ıse de, fıkırleri bakımmdan bir siyasi mevta'dır. Kendisi 27 Mayıs 19Wta düşürüld'ijü Yassısda'da hüküm giydiği, en büyük siyasi hismı rahmet li İnönü tarafından «kuyudan çıkanlchgı» v« onu evınde ziyaret ettiği ve artık çok yaşlandığı iç:n değil, ülke yönetirainde tutmuş olduğu yol. iktisat bakımından benimsediği düsünce. hukukun üstürüügü ilkesine karşı takındığı tutum dolayısıyle artık çağdosı oldugu için. s:'3sal mevta durumuna gelnıiştir. İktidardayken, onun gerek ıç, gerek dış politikada izledigi yoi, Türkiye'yi 27 Mayıs Devrimine getınp saplayan yoldur. Dış konu'arda bugün elımizi kolumuzu bağlayan birçok bajların orfüsü, Cîlâl Bay&r politikasır.ca öıü'^üş'ür. Birçok masum Mehmetçık Kore'de, Ceı=l Barar poütikası vüzünden c?nını kaybetmiştir. Bugün karşımıra dikilen s:ya5al çıkrnazlardan birçoğıınun duvarı Celâl Bayar ıktıdannca orülmüs, bır çogunun da temeli ve harci onun lktidarı ciönemindo naM.;an.r!:ş:ır Bu poütikanın, çağın gcrçekirrin» ve Türkiye'rr.izin çıkarlarına uy.nadıSı 1961'tan beri b:rcok örneklerle kanıtlanmışken. şimdı ülkeyi yfn:cien 1960 öncesine götürme çabasınm ulusa h;ç bir yarar sağlamıyacagı ve sâriece bir Süre bastâ Celil Bayar olmak üzere bazı 27 Mayıs ve 12 Mart Celal Bayar'a göre 27 Mayifc uevrwu (onun denmıylt ayaklanması) ve 2" Mavıs Anavajası birtakım komunist veya komünızarj ıdgile'ın et kisiyle hazırlanmıjtır. Köşesine çekilip son yıllaını anıian ve torunlarıyle geçirmesi gereken Celâl Bayar eski DP'yı dıriltmek için ı$te bı. • liaraiamaı. volundan saldırıya geçiyor ve 12 M«rt uygulsma. sını överek yine «husumet» ve bölücülük volunu tutuj'or. Biz ıse bu yol, yol degılaıı. esmmıj ıflâs etmiş ybntemlerdir bunlar. diy ruz Çünkü «Hu sumet anrij» dönemüıden. yanı asugi vukan otuz yıldan ben bu üllcenin durumu ve Türk halkının göriişü çok dejişti. 27 Mayıs Devriminın bü>oın vararı. rürk halkır.m bilinçlenmesıne olansk saglavan aak, özeürlüs dokunulmazhk ılk?ler ni ve (IUKUK »arantilerini Anayasa ile ietirm»* olma?ıdır ( > lsl Baysr işte buna «Anarşı» <'e oKomunıstlık» dıyor. Amacmdan nptırüırak 27 Ma> ıs tan oç «1ma niteliğın» büründürülen ve Celâl Bayar tarmftnd?n göklere çıkanlan 12 Mart 1?71 tnüdahale«inın yarattığı derin acıUrı kar.=ın ssğladığı büyük yarar ise, akkoyun. karakoyun kim olduğunım su yüzüne. daha doârusu toplum yüzüne çıkmış olmasıdır. Her şryden öncc 12 Mart Mııh tırasında imzası bulunanların ve 12 Mart dönemınin şimdi emekli olmuç ünlü sıkıyönetım İddianame Karar Değildir Celâl Bayar. yayınladığı yaa dizisine sıkıySnetim savcılarının iddianamesin! otduğu gibi ak Urarak bundan. 27 Mayıs Devrimini gerçeklestirmlerden vatanseverliğine ve milliyetçiliğine Cnk yiiktrdan tanık o!dueumuz saym emek'.i Korgrneral Ccmal Madanoğlu ve arkadaşları hak kında bir takım sonuçlar çıkarıyor ve bir takım tuçlamalara girif'vor. Celâl Bayar'ın C ırr.hurhaşkanlıeı dön»minHo. 27 Mayıç 1960 g'jnüne değin birkaç yıl Adalpt Rakjnlıgı Müjte^arlığnds bulunmuî olan e.'ki öer^ncilfrimde'n Kcvn; Nedimoğlu, 19S0 Martında. Mcden! K^nun Komisyonu'nun aylık toplan tısına katılmak üzfre Ankara'ya gittijimde, bir EÜn h?na. Celâ! Bsyar':n: «Bu ne Utir? polis ?Tars>=ti vakalıvor. tahkikatmı yapıyor. savcı ıddiansmeîinde stıc\ı «=bit zörüyor. fak»t m«hkemo beraat kararı vrriyor. Ne demektir bu?» riiy» Arialet nrsütüne kar^ı öfkesini acıkladısını anlat mıjtı da halkın deyimiyle parmağım ağHa kalm:ştı. Dfmrk devletimizin ba;ında bu "NEDİR BU KUDURGANLIK?,, Oktay AKBAL Evet Hayır Kıbrıs ta Üç Aşamadan İkincisi temmus sabahı. Başb»kan Ecevit, Türk Sılâhlı Kuvvetlerınin Kıbrıs • çıktıgını bildirince, sankı, Türkiye lizerınden bir t:treş:m geçtı, Türklerde bir sılkinme, bır dikilme oldu. Ulus, bır ancia, yıl. lardır üzftrme çbken ezikiıktçt^. kurtulmus. basını dogTultmustu. •Patron, sen sanıyorsun ki ben şimdi sana kestiğim Türk kafalannın. ya da Girit'te âdet olduğu üzere ispirtoya yatırdığım Türk kulaklarının hesabını çıkavacağım. Hiç bir şey diyecek değilim. Nedir bu kudurganhk? Bize hiç bir kötüiüğü dokunmamış bir adama Jâldırıyoruz, onu öldtmiyoruz, bumunu kesiyoruz. kulaâını kopaııyoruz. karnmı deşiyoruz ve bütün bunları da Tanrıyı yardıma çağırarak yapıyonjz.» Bu satırlar rCazancakii'm «Aleksi Zorba. adh romanından ahnrfııştır. Bir çok dile çevrilen bir yapıt bu. Görmezier, okumazlar bunları da, Türklerin barbarlığı üzerine durmaksızın yazılar yazar, röportajlar yayınlarlar! Son gezımde okuduğum gazetelerde öyle yazılarla karşılastım ki Tüık düsrnanhğınm hâlâ yaşadığını elle tutarcasına anladım. Hep, tek yanlı bakmışlar Türk Yunan çatışrr.alarına. Din duygusu mu agır basmiî, yoksa bir masal haline getirilen Yunan uygarlığı mı? Ama hep tek yanlı gözJemler, izlenimler. yargılar! Yunanlı uygardır. Türk barbardır. Hugo bile yanılmıs, «Burdan Türkler geçti» şiırini hatırlamak yeier. Evet, Türkler en küçük bir davranışta bulunsa «barbar, zalim, kan dökücü oluyor. ama Yunanlılar köyleri basar, in«anlan kejer. etmedik kölüîük bırakmaz. kimse onlara bir şey demiyor! Batı basınında egemen güçler bu açık haksızlığı yaparak gerçekleri yüzae yüz ters yansıtıyorlar. Ama riürüst yazarların yapıtları da ortada. Yunan insanının içindeki kördüğ\im clmuş duyguları işliyorlar. Kazancakis bu gizli duyguyu bır halk insanının ağzından ne guzel dile getiriyor: «Nedir bu kudurganlık?« Yeni bir kitap çıktı son günlerde: •lzmir'de Yunanlılarm Son Gunleri.. Dr. Bilge L'mar tarafmdan en ince ayrıntüara inilerek yazılmış başarılı bir incelerr.e. Yazar, eski Izmir'i, Türkleri ve Yunanlıları tanıırnakla işe başlıyor. Sonra Türklerin zmcire vurulması, Yunan işgali yılları, en sonra da lyonya'nın ölumu... Bir roman kadar sürükleyici, aynı zamanda bilimsel bır yapıtın y»n tutmayan, derme ınen, belgeler veren niteliğini taşıyan bır kitap. Iyonya, bilirsiniz Küçük Asya'da kurulmak istenen Yunan varlığının adıdır. Dr. Umar önsözünde şöyle diyor: «tyonya'nın ölümü, Yunan halkının büyük felâketi olrr.akia kalmaz, bu olay, Türkler için de öldürcsiye acı bir dramın son perdesıdir Perde kapanalı yanm yüzyıl geçmiş. yangmın yok ettiği esk: mahallelerin yerir.de şimdi mutlu çocuklarm koşuîtuğu parkların çiçekleri yesermiş, ölümsüz toprak yüz binlerce ölüyii çoktan örtmüs, kan lekeleri çoktan silınmis oldueu halde. benim şehrimde çocuklar hâlâ masallardan çok, bu dramın kırıntılarını dinieyerek büyürler.. Iyonya düsü Ege'nin sularına gömüldü elli iki yıl önce. Yine böyle bir ağustostu, sıcak. yakıcı. Türk ulusu, barış zamanır.dan sessiz. durgun, iyi, ama savaş patlar patlamaz dünyanın en güçlii savgşçısı olan Türk u'.usu, emperyalistlerin aracı Yunan serüvencılerinin büyük düşünü parçalayıvermisti. Megalo îdea adı verilen Istanbulu ele geçirme hayaü, İyonya'yı kurma. Büyük Yunanistan'ı gerçekleştirme hevesi duman olup uçmuşiu. Mehmetçik yine emperyalizmin aracı birtakım Yunan seruvencilermin ENOS1S hayalini paramparça etti. Hem ıki üç gün içinde... Yine aynı güçlere karşı, yine aynı büyük devletleıin gözdağlarına. korkutmalarına, önlemelerine karjı... ENOSİS, yani Kıbrıs'ı Yunanistan'ın bir parçası yapVLI ma ıstekieri ENOSIS'çüerin deyimiyle en azından «j'üz » ileriye atılmıştı artık... Turk kafalarını kesen. Türklerin kulaklannı ispirtoya yatır»n o eski vahşet ortadan kalkmamiîtı. Yıllardır Kıbrıs'ta buna benzer çirkın olaylan görüyor, duyuyorduk. «Nedir bu kudurgaiîlık?» diye soruyorduk. Sonunda Ue karışmak. adadaki bu vahşet yoneümmi yıkmak zorunda kaldık. Dökülen kanlar, y.kılan evler. yuvalar. ölen genç insanlar... Geçecek bütün acılar, yine parklarda çiçekîer yeşerecek. ölümsüz toprak biclerce öîüyü örtecek, kan lekeleri silinecek... Ama belleklerde kalma=ı gereken birşeyler de var elbet. Deıs almrnası gereken şeyleı. Yazılacak, anlatılacak, gelecek kuşaklara bırakıiacak geıçekler, acılar, ölümsüz duygular... Kazancakis'in kahramam Zorba. kendi yaptıkları için, kendi ulıısıınun yaptıkjan için <Nedir bu kudurganlık?» diye soruyoı. Yanıtı yok. Olamaz da... Böyle bir yanıtı işte son günlerde verdik. .barış harekâtı> adını verdığimiz bir savaşla... Ne yapacaksınız. kudurganhk oldu mu ille de karşısına çıkacaksımz. başka çaresı voktur M CENEVRE KONFERANSI SIRASINDA İNGİLTERE'NİN DAVRANIŞINI ANLAYAMAMIŞTIK. BU DEVLET KIBRIS'TA ANAYASAL DÜZEN YIKILDIĞI ZAMAN DA ORALI OLMAMIŞTI... • «V..T' Şefik EREN8Ü Emekli Korgeneral mujtır. Özlenen barısa ulatmayı da sağlayamamıştır. Gerçı Yunan lılar ateşkes görüsmelerı sırasında, Türklerin hemen bütün istek lerini kabul eden bir bildiriyi im zalamı;lardır. Bu bildiride. Kıb rıstaki Anayasal durumun «yeni den tanzimi» gereği dile getiriliyor, Türk kuvvetlerinin Adadaki varlığı. açıkça söylenmese de. ka bul ediüyor. bunların ancak «ilgili bütün tarafların kabul edile bileceği âdil ve sürekli bir çözüm çerçevesinde ve Kıbrıs Cumhuriyetinin barış, güvenlik ve karsılıklı itimat teessüs ettiği ölçüde ve uygun zamanlarda ve ka demeli olarak azaltılması» tedbir lerinin geliştirileceği belirtüiyor, • bölgede barışın iadesi ve Kıbrıa ta anayasal hükümetin yeniden kurulması» amacıyle Cenevrede 8 ağustosta müzakerelere devam edilmesi kararlaştırılıyor, en önemli bir nokta olarak da «Kıbru Cumhuriyetinde fiiliyatta Türk ve Rum olmak üzere iki muhtar idarenin bulunduğu» not ediliyor du. Ancak. Yunanlılarm bu bildi riyi imzalarken içtenlikle davran madıklan kısa sürede anlaşılmaya basladı. Bununla daha çok Türk Ordusunun ilerlemesini dur durmayı amaçladıklan belli olu yordu. Türklerin ateşkese titizlik le uymasına, kendisine saldırılma dıkça bir adım bile ilerlememesine karsın. Adaya Yunanistandan silâh. cephane ve asker gönderil mesine devam edildi: Yunan ve Rum kuvvetlerince isgal edilmi? olan Türk bölgeleri bosaltılmadı. On binîerce Türkün. kadmlan ve çocuklarıyle birlikte. insanlık Hışt koşullar altmda rutsak tutul m??ı sürdürüldü. Yine de Cenevre Konferansının ikinci bölümü için 8 Ağustosta o» delegasyonlar Genevre'ye gittiler. Türkler bu toplantıya açık, yapıcı onerilerle gelmişlerdi. Kıbrıs Cum huriyetinin, onbeş yıllık kanlı. acı tecrübelere karşın, eski statüsü ile ya da küçük farklarla süı dürülmesi elbette söz konusu ola mazdı. Yeni düzen Adanın bağım sızlığıyla beraber Ada Türklerinin ve Türkiyenin güvenliklerini sade söze değil. sağlam güvence lere bağlamalıydı Türk öneris; coğrafyasal bir federatif devleti öngörüyordıı. Başka çıkar yol da yoktu. Yunanlılar ise birincl Ce ne\Te konferansı sonunda onlann da imzalarıyla yayınlanmıs bulu nan deklarasyonu untıtmuş görünüyorlardı. Usul konularıyle. kon fersn?in yetkisi gihi konularla daha da ileri oturumlara gelmemek gibi yöntemlerle bir oyalama taktifine giriştiler. Türk önerisi ni reddediyorlar ama kendileri de yapıcı bir öneri ileri sürmüyorlardı. Maksatları kısa zamanda açıkça anlaşıldı: Olabildiği ka dar zaman kazanmaya, bu arada propaganda alanında bilinen u?ta lıklarıyle dünya kamuoyıınu Tür kiye aleyhine çevirmeye. bir yan dan da adadaki Yunan varlığmı kuvvetlendirerek Türk kuvvetler: ni önce durduracak sonr» da onla rı geri püskürtüp Adsdan atacak »üce erişmeye çalışıvnrlardı. Tür !<;venin bu oyuna gelmesi. tarihin affermpveceti bir yanıieı oiurdıı. Türkly» ne kadar ueun sUre bekierse Adadaki Yunan . Rum Bugünkü durum Kuşkusuz bu glrışım bır takım fedakârlıklan gerektirecekti. Üikenin. uzun sürebılecek bir savaşa sürüklenmesı olasılıfı da vardı. Buna karşın bütün ulus, gönül ve dıl birliğiyle gırışımj onaylıyor. hiikümetı alkışlıyordu. Yurdun dbrt bııcağırıda taptaze bir ulusal birlik havası es;yor, Kıbrıs'a gönüllü gıtmek isteyen gençler Askerlık Şubelerınin önünde kuyruğa gıriyorlar, en yoksul yurttaşlar geçimlerinden kıstıkları birkaç lirayı Silâhlı Kuvvetlere vermek için birbirileriyie yarışıyorlardı. Bu, yıllardır Türkiye'de görmeğe aiışrnadıfımii', özlediğımu bir havaydı. Ulus. hakllllğma, ıçten inandıgı dava ıçin her fedakârlığa hazırdı. Bu ulusal lnaııç, başaruun ilk ve temel güvencesı ıdı. Türkiye'nin davranışını yalnız Tark karnuoyunu degıl. Dünya kamuoyu da destekliyordu. Son dakikaya kadar Türk müda halesini önlemeye çağırmış olanlar bile davranışı «anlayış» la karşılar göründüler. Herhalde Yunanistan dışında hıçbir yön den, kınayıcı bir tepkı gelmedi. Son yıllarda uluslararası ılişkılerde hiçbir sılahlı girişimin böyle sempati ile karşilanışı görülmüş şey degildı. Bu durum başarısının ikinci güvencesi idi. On beş yildır Kıbns'ta olup bitenler karşısında. Türkiye'nin çaresizlilt içinde ellerinı oğuşturmakta.ı başka bir şey yapamadığı bırincı aşamanın sona erdirilmesinde. kuşkusuz, en bü. yük etken Türk Silâhlı Kuvvetleri olrnuştur. Üç gtinden az bır sürede, başarıya ulaştırdığı «Barış Harekâtı» Ue Türk Silâhlı Kuvvetlerı. Kıbrıs'ta, Türkiye'nin, «Ben de vanm» dıyebileceği yeni bir aşama açmıştır. Askeri harekât üzerindekı glzlilik perdesı, haklı olarak, henüz kaldanlmamıştır. Bu nedenle as. keri harekâtın geçerli bir incelerne ve eleştirmeslnı yapacak durumda değılız. Bu bakımdan, bu aland;. sadece bazı genel düşüncelerle yetmeceğiz: Deniz aşın harekât. muharebe biçimlerı içinde en güç olanîdır. Üç kuvvet iKara, Deniz. Hava1 arasında çok sıkı ve noksansız bir içbirligiyle gerçekleşebilir En küçük aynntılara kadar inen ince hesaplarla planlanması. son ra da bu pianlann noktası noktasuıa ve hı?la uygulanması gerekir. UyRulamadaki en küçük aksaklık harekâtın bütününü ba şansıziıga ugratabılır. Hava indirme harekâtı da, güçlükte. çıkarmadan aşağı kalma' Barış aunanında egitim maksadıyla yapılan çıkarma ve hava indirme manevraian bile karargâhlardan ve bsrliklerden büyük biı yetenek ister Türk Silahh Kuv vetlerı ışte bu ıkı jrüc harekai biçiminı. Kıbrıs'ta büv^ik bır ustalıkla uygulamasim bilmıstir. Harekâtın nlteliğınden gelen bu güçlüklerin vanı sıra Kıbrıs harekâtının özellıjrınden doğan baska güçlükler de vardı: Bir defa bu nareksT bırltaç y8n den (Kuvvetçe, zamanca, ve me kanca) sınırlı olmak zorundaydı. Önce narexâta aynlabtlecek kuvvet sınırlıydı. Türkiye, Kıbrıs harekâtına ayıracağı kuvveti saptarken anavatanm güvenligini zayıflatmamak zorundaydı. Özellıkle Yunan cunta ıdaresı çılgınca bir davranışla Türkiye'ye saldırabilirdi. Bu nedenle Türk Siiâhlı Kuv\'etleri. her olasılığa karşı yeter kuirvetle, anavatan sıntrlarında hazır bulunmaiıydı. Nirekim böyle yapıldı. Sonra harekât, mekânca da sınırlıydı. Türkije bütün Kıbnsı istilâ etmek gibi bir amaç Rütmedigıne göre. kuvvetlenni bellı bır hedefin ötesıne geçirmemeğe dikkat etmeliydi. Xetekim böyle yapıldı. Mekânca sınırlılık bu kadarla da kalmıyor, bırliklerin taktik alandaki eylemleri de insancü düşüncelerle sınırlı kalıyordu. Sivü balka, yabancı turistlere, Birleşmlş Milletler kuvvetlerine zarar vermemek kaygısı, bırliklerin taktik hareket özgürlüğünü geniş ölçüde azaltıyordu. En kötüsü harekât zamanca da sınırlı olmuştur. Çıkarma baş ladıktan kısa bir süre sonra Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin ateşkes çagrısı geldi. Tür k:ye, askeri harekât için başlangıçta saptanuş olduğunu dtişündüğümüz hedeflere henüz ulaşmamış olmasına karşın, büyük bir iyi niyet göstererek bu çagrıya uymuş v« harekâtın uçüncü g ;nü sona ermeden aleşkesi kabul etmiştir. (Harekât için Silâhlı Kuvvetlere verilmiş olan hedefieri bilmediğimiz ıçin «düşündüğümuz» deyimını Kullandık. Ateşkes kabul edilince resmi ağızlardan da harekâtın üç eünlük hedeflerine ulaşmış olduğunu işitmıştik.) Öte yandan, Adadaki savunma tertiplerinin önceden tahmm edilenin çok üstünde olduğu da harekât sırasında ortaya çıkmıştır. Yukarıda özetleciğimiz bu zor koşullar göz önünde tutulunca Türk Silâhlı Kuvvetlerinin ılk ateşkese kadar sağladıgı başarının büyük degeri daha iyi anlaşılır. kuvvet! o kadar gelışecek, lşgai edilmiş ya da jcuşatılmış yerlerdekı Ada Türklen o kadar ezıiecektı. Türk dıplomasisı bu oyuna gelmedi. Türk önerısini görüşmeye başlamak üzere karşı tarafa süre tanıdı. Ciddi çalışmalara yine de başianamadı. Bunun üzerine de Türk Silâhl» Kuvvetleri, 14 ağustoş . sabaiu harekâtına ateşicesle " bırakrriıy " oldugu yerden. yeniden basladı. Cenevre konferansı sırasında îngılterehın davranışını anlamak oldukça güçtür. Bu devlet Kıbrıs ın anayasal düzenı bir iarbeyle yıkıldığı, Ada birkaç günlük cunta idaresı sırasında açıkça Enosis'e kaymaya başladığı, Türk toplumunun yokedilmesı planları hazırlandığı günlerde. garantör deviet olarak görev ve yetkilerini hatırlamıyordu. Türk Başbakanının birlik fe barekete geçmek önerisine de kulak asmamıştı. Ama Cenevre konferansına katıldı. Birınci ateşkes konferansında, bir an önce sonuca ulaşmaya, bır ara Türk delegasyonunu ültimatomvarı bir tutumla tehdide de kalkışarak çaba gösterdi. Adada Türk Ordusu ileri hareketini dur durunca tngiltere'nin tutumu Yunan oyununu kolaylaştırıcı bir yön aldı. ikinci Cenevre konferansı sırasında bu hal açıkça ve bızi biraz da hayrete düsürerek goze çarptı Acaba tngiltere Adada Yunan . Rum eğemenlığini olabildiği kadar üatün tutmayj buradaki Uslerinin güvenliği bakımından elverışli mi saymaktadır? Yoksa. ya da aynı zamanda, Yunanistan°da demokratik idarenin yeniden yerleşmesi için Türkiye'yi yeni Yunan hükümetine ödün vermekle ml yükümlü sayıyor? Bizım şimdi akhmıza gelmeyen başka hesaplan mı vardır? Bu sonılara karşılık vermek. hiç olmazsa şimdilik, bızim ıçin lrakansız. Zamanla görecegiz. "•tir ME VLÎD Acısını unutamadığınnız, değerli varhgımız. RABİA KORUR'un vefatmm 40'ncı gününe rastlayan 21 AJustos l'fli Çarsam ba günu aziz ruhuna ıthaf edllmek üzere ÖJle namazından sonra Aksaray Hasekı Selçuk Su:tan Camilnde mevlid okunacaktır. Akraba, dost ve arzu eden dın kardeşlerimizin teşrifleri rıca olunur. EŞt ve KIZLARI Cumhuriyet 6579 TtİRmYE AIVSİKLOPEDİSİ i: Sağladığımız ttibar Bu satırların yazıldiğı sırada Türk Silâhlı Kuvvetlerinin Kıbrıs harekâtı istenılen hedeflere başarıyla ulaşmış olarak sürüyordu. Savaşı h;ç sevmemek, kan dökülmesıni hiç ıstememekle beraber. harekâtın yeniden başlamış olmasını sevinçle karşüadığimızı gizlemiyecefiz. Bu, Türkiyenin Adadaki durumunu daha da kuvvetlendirecektir. Askeri hedefı kesınlıkle bılmiyoruz. Ama kuvvetle samyoruz ki, Türkıye'nın konferanstaki önerıs.nde ileri sürmüş olduSu iki otonom idareyı biribirinrien ayırması öngörülen hat hedef alınmıştır. Arazinin topojrafyasai zorunluklanndan doğan taktik nedenlerıyle belki biraı ileri. biraz geri. Türk Silâhlı Kuvvetlerinin Kıbrıs Barış Harekâtı bir öncekı aşamanın koşullarını hatırlars^k. Türkiye için sadece antİH«niaUrtn kendisine verdiği bir nakkan kullanılması degıl. tarihsel akım ıçtnde mutlak yerine cretirümesi serekli bir görevdi de. £ğer Türkiye btrnu vapmasaydı. birkaç av içinde, belki daha Kısa sürede Kıbrıs'ın Yunanutan'a katllması. Ada Türkleriüin zavallı bır azmlık haiınde ezılıp yok olması bir yana, Türkiye'nin dünya devletler. arasmdakı ıtiban d8 sıfıra inecek grirüşürıe ve sözune önem verilmeyen devlet olmaktan sözü oile edilm:ven devlet durumura düsecekti H ğ Î A R I N : ğ = Kıbrıs'ta Üçüncü fasikül çıktı Yalnızlıktan Kurtuluş İlk ateşkese kadar olan harekâtla önemli sonuçlar elde edilıni'tır: Önce, 20 temmuza Kadar çok yetersiz olanaklar^, yalnız başına kendisini korumaya çaoalayan Türk toplumu bu yalnızlıktan kurtulmus, Türkiye Ada'da var olmuştur. Türk Silâhlı Kuvvetlerınin üç günde ulaşabildigi yerlerdekı Türkler tam güvenliğe kavuşmuş. ötekı verlerdekiler de vakın bir güvence kazanmışlardır. Gırne lımanınırı ele geçmestyle Turk toplumu. şlmdiye kadarkı tık netes durumdan kurtulmuş, anavatandan her bakımdan beslenmek olanagına kavusmuştur GirneLefkose volu tam bır Türk kontrolüne »ırmış. LefIsoşe navaala.ni, artık Rumlann oıidıklen a:bı rahatça kuüunacak ları bır gırış kaptsı olmaKtan çıkmıstır. Ük atefkM uzun ömuria olma Dağıtım: HÜRDAGITIM TEŞEKKÜR Ailemizin degtrli varlığı, unutulmsz büyügümüz kaynak kitaplar Curnhuriyet 6574 SEMIHA YAZAR'.n / /. 4 N Atatürk Orman Çiftliqi İstanbul Süt İşletmesi Sefliğinden tsletmemiz plasiyerlerinden Ekrem Cıgül'ün 13 7 1974 tarihinden itibaren işletnıemi? nla^ivprlişinden svnlmıştır Müessesemizle hiçbir ilişiği kalmadığımn sayın bayi ve müjtenlerımize duyurulur. i | | S H || M vetatı doUvısr/le. buyuk acırnızı pavlaşmak üzere, cenaze tcrenıne ka'ılan. bizzat geleıek. telefon, telgraf ve mek tup.a taziyette bulunan akıabw. dost ve arkacfaslarımıza, çelenk jonderenlere yurekten mınnet ve sukranlarımızı bıldiririz. Tanrı onlara acı gösterme=in. Evlâtları, kardegleri ve toronn Cumhuriyet 6680 | | Aşama ve Sonuç ^•«itrnıiririiiıtıtrtınnıınnwiinîfmii!tiııt:tt:ııtııııııtıııutııııifiji(ijjuiani!iııitif ıiETi!ifitf:ııııiHtfitıtiMff n M« FMUM 'f^fTT'^t^MFtiTiigîfi^P (Basın: 21213 6373)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle