19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 7 Temmuz 1974 ktldara geîdigl günder» beri Ataturk'ün t»m bağımsızlık ılkesi doğrultusunda her gün bir parça mesafe aldığına ve petrol şirketlerıyle ilişkiler, kıta sahanhğı, Klbrıs konularmda kararh bır politika izledığine tanık olduğumuz (gayri milli) koalisyon hükümetine karşı, bütün bu saydığım sorunlarda vakîıyle Türkiye'nin çıkarlarına aykırı bir uyduluk poîitikası güttniiş, maden ve petrol yasalarını başımıza belâ etmiş eski Demokrat Parti'nin baş kurucusunun önderliğinde bir (milliyetçi!) cephe kurulması umudunu «aklı evvel» kimi yazarların hâlâ yitirmediklerini goruyoruz. Kınılerin • milli», kimlerın «gayri milli. oldukiarım açık seçik bildiğimiz ve gördügümuz için. bu vazarlan n «mezbuhâne» çabalarına gulümsüyoruz.. I NİÇİN BU SABIRSIZLIK? Hıfzı Veldet VELİDEDEOGLU tedir H, kabile kavgalanna ve âdeta kan dava iina benzeyen kinlere son verip, ıktisadi bakırn dan aynı doğrultuda bulunan siyasal partüerin «Reis»lerini barıştırmak ve böylece bu partileri •zararlı anı=ını henüz unutmadıgımız «Vatan Cephesi» gibı bir «husumet cephesi» halinde birleştirmek işinin gerçekleştirilme?i, on yıllık bir iktidarcran sonra, ülkeyi 27 Mayıs'a getirmis olan eski Demokrat Partinin çok yaşlı başkanından beklenmekteri'r Ülkedeki hekimlerin en yaslısına eskiden «ŞeyhülEtibâ» rienilirdi. Arasıra hugün de kullanılır bu deyim. Kendisinden meriet umulan bu pn yaçlı parii başkanına da «ŞeyhÜlRüesâ» denil«e yanhş olmaz sanırız. Şu halde bu Şeyhin yöntemine uyularak, işe bir «husumet andı> bildirisiyle ba=lamak gerekecektir. Kendilerinl «milliyetçi. olarak niteleyen partilerin «şayrl milli» saydıkiarı koalisyona karşı ilan edecekleri bir husumet andı. Tıpkı eski Demokrat Par tinin 1946'da CHP iktidarına karşı kabul elıiği «hu=umet andı» gibl bir şey. Demek kf, aynı oyuna yeniden başlamak gerekecek. Ne var ki, ülkeyi 12 Mart'a gptiren Adalet Fırkasının Rci?i gerek 27 Mayıs'tan, gerekse 12 Mart'tan eski çeyhlerine oranla daha lyi ders almısa benzemekte ve oyuna gelmekten kaçınmnyı simdilik becermektedir. Ancak iç ve dış «ermayenin milliyetçi ( ! ) cephe doğruhusundaki baskısı artar=a. buna karşı daha ne kadar dayanacağı bclli olmaz. Bununla birlikte, olaylardan az çok ibret al dıSmı soylediğimiz AP lideri de, «sol iktirfar. Ecevit kabinesini düşürmek için pek sabırsıs görünmekte ve «bir hükümet buhranı, CHP'nin iktidarda kslmasındar» daha hayırîıdır» demek ten çekinmemekte ve sa2 bssın bu evecize»ye kalın manjetler atmaktadır. zenini, sol ise eme£e Sncelik veren bir iktisst düzenini belirtmektedir simdl. Sayın AP liderinin: «Biz bir kitle partisiyiz» diyerek. bu anlamda sağı da, solu da benım semecfiğine bskılırsa. ona göre saî. «şeriatçılık», «halifecilik» ve bir bakıma da «ırkçılık»tır. Yalruz Demirel değü, günümüzde birçok yazar, çi?er de bunlarla sağcılıgı eş anlamda kullanmakta ve anlamaktadır. Solculuca gelin ce, o da, bu gibilere göre, miiliyetsiziiktir, komünistliktir, vatan bölücüluSüdür. Oysa öncelerde de birçok kez vazdıSımız gibi.özçiirlükçü demokranilerde <?ağ> iktisadi kapitalizmdir. Eğ>r kapitalizm, askerl veya sivil bir diktaya dayanıyorsa, böyle bir ülkedeki siyasal rejimin adı «faşizm» olnr ve o laraan orada özrürlükçü demokrasi olmaı. Demokrasilerde «sol» kavramının kapsamına ise, insan haklanna saygılı sosyaı «tdaletçilikten başlayarsk, yine ınsan haklanna saveılı özgürlükçü sosyal demoKrasi ve hürriyetçı sos yalizm girer Bunların hepsinde emeğin vs emekçilerin haklan, sermayeye karşı Korunur. Bunlarda özgürlükçü demokrasi rejimı esas olduğu için bunlann hepsine birden «demokratik sol» denüir. Ejer sosyalizm, demokratik ve özçürliikçfl olmayıp. sivil veya a«keri bir diktaya dayanıyor sa ve ekonomide özel sermayeniıı girişimlerine hiç yer vermiyorsa, o siyasal rejimin adı komünizm diktası olur. O zaman ülkede tek parti (komünist partisi) ikiidan egemen oldujhı İçin, orada özgürlükçü bir demokrasinln varüfindan söz edllemer Sağ Partiler ülkemizdeki sag partiler hakkında, bundan bir yıl kadar önce şu yargıya varmıştık: • Bizim ülkemizde... Safc kanat partilerinin görüş açıları arasmdaki derece farkları çok azdır: • Bunların hepsi, 27 Mayıs'tan önceki dfize nin taraflısıdırlar. • Durum böyle olunca. bunların hepsi, 17 Mayıs Anayasasımn önçördii?ü sosyal ve özel likle ekonomik reformları, Atatürk devrimciliçi doğrultusnnda. radikal bir şekilde gerçeklestirmek azminden yoksundnrlar. Açıkcası, hn iilkede köklü sosyal ve ekonomik reformların gerckliliîıne inanmamaktadırlar. • Bunlann bepsi, ülkeye fetirilecek her tiirlü yenilik hareketinin üst yapıdan başlavıp slt yapıya doğru işleyebilecegi kanmtıdadırlar. Tanzimat'ın ve her iki meşrutfyet'in Ueri gelenleri de bu kanıda idiler. 9 Bunların hepsi, ekonomik lşlerde 5zel tesebhüse ön planda yer vermektedirler. Liberal ekonomi sistemi. bu partilerin hemen heptinin. çok küçük ayrımlarla, kabul ettifi sistemdir. • Bunlann hepsi, vabancı sertnayenin yapaoaŞı katkı olmadan ülkemizin kalkınamav.v eaih düşüncesindedirler. En milliyetçi geçinenleri bile millî servet ve kaynaklanmızın yaban cı sermaye ile isbirlifi yaparak özel tesebbiis tarafından isletilmesinin, ülkenin yararına olacathna inanmaktadırlar. • Bunlann hepsi. ülkede. kendi kargıların da, 27 Mayıs Anayasasımn cevaz verdigi ölçüde. sol. hattâ ılımlı sosyal adaletçl bir partinin bulunmasına tahammül edememektedirler. • Durnm bövle olunca. partilprarası miicadele. pek doftal olarak. iikeler ve düşünceler ra Tindan çıkıp kisiler çatısması haline çeimekte, sah<î alıneanlıklar. jarazlar, antipatiler. h a t t i büyük düşmanlıklar dotrultnınna kavmaktadır. Bu ise, hütiin memleket sathında bir «senben» rfki^mcsi. hir kabile kavıası rtnrumn varatmaktadır » (Cumhnrlyet, 5 Agustos 1973). rnalrtftdjrlsr. Bu ise, yararsı», yanlı$ ve zarârlı bir yoldur. Kammızca Türkıye'de hıç bır dönemde 12 mart 1971 müdahalesınaen sonraki olağanüstü hükümetler dörıeminde oldugu kadar etkıü komünist propagandası yapılmamış, sınıf mücadelesı kavramı basit v'arand.aş bilincinde, hıç bır dönemde, bu döneınde oldugj ka dar yer etmemiştir. Her Aîlahın günü radyolarda okunan ve gazete sütunlanr.a ge<;en sıkıyöne tim bildirilerı. mahkeme, kararları, savcı ıddia nameleri «Ülkede komünist bır idareyi gerçekleştirmek», • Sosyal bir sınıtm diğer bır sosyal sırufı ezîp yok etmesine çalışrr.ak» gitoi sözlerle dolu idi ve bu tekrarlarla nalkın komünizrne karşı sözde bilinçlenmesı amacı güdülüvordu. Ama öbür yanda ezme ve ezil.x.e eylemleri sürüp gidiyoıdu. Kitle psikolojisi biliminden Kt çok anlayanlar, bu gibı uygulama ve davranışlann ters tepki yarattıgını bilirier. Hem u n u t . mamak gerekir ki; Türk halkı bugün kend: çıkarlan dogruUusunda, sanJdıgından çok daha geniş ölçüde, uyanmıştır. Kimlerin ktmler hesabına, hangi çıkarlar karsılığındfi. hizmet ettiğini çoğunlukla biliyor artı'i. ARKADAŞIMIZ İLHAN SELÇUK, TILLIK İZNİNÎN BİR BÖLÜMÜNtİ KULLANMAYA BAŞLADIĞINDAN YAZILARINA BİR SÜRE ARA VERECEKTİR. OKURLARIMIZA DUYURURUZ. Sabırsızlığın Nedeni îçte sermaye çevrelerıni temsil ettikleri halde, «haikın menfaati» slosan'.nı dillerinden düfürmeyenlerin, koalisyon iktidannı devirme ko nusundaki sabırsızlıkları ve senis halk yığınlarının refahı için çalısan politika »damlarına ve aycfınlara «komünist» dive kara çalma yarı ?ına girişmeleri bundandır. Cünkü bugünkü lk tidar özgürlükçüdür. aydın.ıkçıdır. halkçıdır. Bu ortam biraz daha sürerse, eski düzenin sayılı kiM ve zümreler çıkarına çalıştığını ve Tur kiye'nin bu nedenie geri ve kerdilerinir» de bu nedenle yoksul kaldığını, Eeni= hslk yıgınları gittikçe daha iyi anlayacak, halk yararına vıygulamalar genisleyecek ve o zamsn biiviik «ermayeyi temsil eden sag ksrat partilerinden ço ğu ortadan silinecektir. Nitekim: # Tütün ekicilerinin ve öbür t:»rım üreticl lerinin korun.ması özellikle 5 ilde haşhas ekimi nin başlatılmaM. 9 Memur ve emekll aylıklarının yükseltilmesi. 0 tşçl taban ücrerinln yükseltiîmesi. • Memur ve lşçilerin hafta tatillerinin ikt füne çıkarılması gibi oldukça genis yığır.ları rahatlatıcı tedtirlerin henüz çok kısa iktidar döneminde alınması koalisyon hükümetinden beklenen umutların birer birer »erçeklesm» yoluna girdiğini göstermektedir. Tt'.âş ve iabır ıızlıkları bundandır. öyle sar.ıyoruz ki son umutlan yavaş yavas yeni blr 12 Mart müdaha lesi hazırlamak için tahrikler yapmakta tcplanıyor. Sağ basında çıkan bazı yazılardaki kışkırtmalara bakılırsa, kervdiieri için kurtuluş yo lunu «fasizm» doğrultusunda bulmak Ijtemesinl tanılamak (teşhis etmek) mümkündür. Bund» yanılmıs olmayı can ve görülden dilemekteyiz. ÇCnkü faşızme umut bağlamak ve genis halk yığınlannın yaranna çalışan özgürlükçü demokrasiyi, güv» özgürlük>r adına yıkmağa çabalamak, vatana hıyanetten farkjızdır. Okuyucu Mektupları Bu tertiplere «Dur!» denmeli 12 Marttan önce egemen çevrelerin ve pollsin desteglyle 2U'nın üzerınde cana kıyan faşist komandolar, bugüne dek hesap sorulmadığından cesaret bularak, her gün yurt çapında yeni saldırılar düzenliyoriar. Bunlar her yıl özel idarelerder», belecfıyelerden yüz blnlerce lira yardım görürlerdı. Anlaşıldıgına göre bunlann yarattığı anarşiden çıkar uman ve karaçömlekiiler gibi kullanmak lsteyen faşist para babaları halen destekliyor. Ama resmi kuruluşiarın desteğini bir ölçüde yitirince dengesız çırpınışlara girişiyorlar. Ayrıca, Ecevit iktidarının bir umut oluşu, Halkçı hükümetin getireceğı özgürlük ortamı, fikri olabilenlerin bu düzeyde tartışabileceği ortamm gerçekleşmesi, tek bildikleri şey: kaba kuvvetin iflâs edeceğini görmelert.. Bu da onlan çileden çıkartıyor. Değişmez huyları şudur: hemen her il ve ilçede en az 810 besleme kabadayı (komancto), Atatürk yolunda ve Anayasa doğrultusunda görev yapan Türk ögretmenine geceleri ve kalleşçe saldırırlar Artık ögretmenir.a lahip çıkan bir hükümet vardır ve bu, onları deli etmektedir. Sayın Ecevit hükümetinden dileğimız: Bunları kışkırtan, finanse eden, ko'.layanları (kim olursa olsun) ayıklamalı v» gereken yapılmalı. Blr t r u p Beykozlu adına FEVZİ TÜRKEB Yanlış Bir Yöntem Eıraaı düştükçe yazdıgımız glW, partUerar» «ı savaîimda (mucadelede) sağı ve solu kendi rayından çıkarıp ters anlam ve yorumİBrlR kisisel suçlamalara girişmek ve iktıdarları bu yoıdan yıpraup dusürmege çabaiaraak yarüı» bır yöntemdir. Yanlıs olmasına yanljştır ama, kimi politlkacılar buglin halkın henüz geregi gibi bilmedi gi bu alanda bir kavram kargaşası yaratarak onu iktidardakilere ve Atatürk devnmcisi aydınlara karsı kışkırtmaktan hala medet u m Sayın Isvan'dan Bekliyoruz Petrole yapılan zammm beledıye otobüslerinde yolcu taşıma ücretlerıne yansıması dotfaldır. Yansımalıdır da. Ancak bu yansıma yapılacak zam oranının petrole gelen zam oranından yüksek oimaması halinde doğaldır. Bu nedenle yeni ucretler karşısında böyle bir doğallıktan söz açmak olanaks u d ı r . Normal yolcu biletlerine gelen zam ortalaması %25 iken ögrencıye neden »olOO'dür? Çok iji biliyorsunuz kı öğrencı kredilerine gelen 150 liralık artış miktarı yükselen hayat pahalılığını karşılamaktan uzaktır. Burada öğrenci sorunlanrü «ayıp dökmek imkânsızdır. Ve genellikle hepsi maddî yardımı gerektiren sorunlardır. Emın olun kı sayın belediye başkanımi2 Türkiye'nin en gözde şehri şu Istaııbul'da kenarda köşede kaimış apartmanların. zemın katlarının nemlı duvar diplermde ders kıtaplarıyla kıyasıya dövüşerek öğrenimini sürdüren Anadolu çocuklan içüı 25 kuruşun bile çok büyük bir öne. mi vardır. Öğrenci biletlerinin 100 kuruş değil 75 kuruş olmasını istiyoruz. CHP'li belediya başkanı olarak gençliği düşünmelisüıiz. Son sözümU binlerce öğrenci adma söylüyorum: Belediye bütçesinde açık varsa eğer biz. den gelecek 25 kuruşlarla değü, kahvaltısını Istanbul'da yapıp Parıs'te öğle yemeğüıi yiyen, ve biz ıslanmamak için damlar altında iki büklüm yürürken, köpegi ile birlikte ^>zel arabasiyle caddelerde cirıt atandan. atanlardan karşılamaya çalısıniz. Saygılarımla. Fen Fakü)te«taıd« blr öğrenci. Ne olur şu yavrumu kurtarın Ben, kardeşiniz 58 yasınds felçli bir babayım. Hayatta hig bir Umidlm yoktur. 16 yaşında bulunan oğlum Nacl Ergün, kalb hastası ve aynı zamanda kalbi delik olarak hayatınm sayılı günlerini yaşamaktadır. Doktorlar yaçaması için m u ^ lak surette ameliyat olması lâzım geldiğini beyan etmektedirler. Bu ameliyat tçin ise 78 bin lira gibi Oir paraya ihtiyaç vardır. Ben ise yıllardan beri çalışma gücümü kaybetmiş felçli bir kardeşinizim. Ne olur, hayatmın bahannı yaşamakta olan bu yavrumu yeniden haya» ta kazandırmak için yardımsever muhterem kardeşleriml yardıma çağınnm. Arzu eden yardımseverler» çocuğuma ait kalb filmlerini va ilgîll rapor suretlerini gönderabilirlm. Ahmet ERGÜTV Kazunkarabekir Cad. No: 33 EL.\ZIG Doğrultuların Anlamı Sag iktidar neyl. «ol lktidar neyi lfade ederT Kısacası politikada «sağ» nedir, «sol» nedir? Bu deyimlerln kökenlne girfecek değllim. Bunlar hem bafkalarınca. hem de bizim tarafımızdan çok yazıldı: Fransız Devriminden beri sağ, tutuculuğu, sol ise ilericiliği ifade eder. Ama bu geniş kapsamh tarumlama gitgide iktisadi alan da kendine özgü bir belirglnlik kazanmıştır: Sağ, iermayeye öncelik veren bir iktisat dfl Husumet Andı Yukandaki satırlann r*rınlandı?ı tarihten beri sag partiler arasmdaki iliskilerde pek bır defiişiklik olmadı: bir tür kabile gorünümü *ü rCp gitti ve gitmektedir. öylesine sürüp gitmek KURULTAY AÇILIRKEN î OKTAY AKBAL Evet Hayır NASIL BIR TURKÇE ? ilde köklü değişiklikten, «sleştirme akımından yana olanlar bu alanda gittikçe daha çok kişiyi bilinçlendirmelc istiyorlarsa, ılgili gerçeklerı, kendi görüşlerini, ilerici doğrultuda çaba gösterenlerın ortak düşüncelerini, bugüne dek yapılanlarla bugün yapılmakta olanlan anlatmaktan kaçınmamalılar; zaman zaman özgün olamasalar, eskileri yeniden söylüyor olsalar bile... Arada tumüyle olmasa da belll bir ölçüde yeni sayılabilecek görüs açılan bulunabilir. D ÎNSANLA tLGÎLİ ÖTEKÎ ARAÇLARIN EVRİMLERÎNE NASIL KATILIYORSAK λR. HIZ KAZANDIRMA BİLÎNÇLİ OLARAK VARDÎLİN EVRÎMİNE DE İNANMAMIZI. GEREKTİRÎR, Bundan sriz eden Hra? Ya da bu anlama gelebılecek savlar ileri •üren? Irkçılık. temelde, çok geri, çağdışı, üstelik dırimbilim ve kalıtım gerçeklerine çok aylun olan bir siyasal • toplumsal anlayıştır; dile özgü olamaz. Toplumsal siyasal konularda biraz bilgileri olan tüm kişiler bilirler ki, yeni, ileriye dönUk, bütün yönlerlyle çağc.l değişmeleri, atılımları benimseyenler arasında dildeki yenilenmeye karşı çıkacak yok gibidir. Bunun tersi de doğrudur: Bu konularda geri düşünceli kişilerin konuştuklan, yazdık lan dıl. onlann dllşüncelerini de neredeyse rimüyle yansıtıyor denebilir. îlericiler, dilde özleşmeden söz ederken, katıksız oir arılaşmayı dejil. başka dillerden gelen salgına karşı çı.<manın. kişiliği olan bir Türkçenin gelışmesinin gerekliliğîni anlatmak istiyorlar. Büyük ölçüde. gerçekten «Türkçe» olan bır yeni dilin gelişmesinin gereklıliğini. ürk dilinin. kendi benliğine, ashndaki güzelhk ve zengmlıgıne kavuşması için bütün devlet teşkilâtımızın dikkaüı, alakalı olmasını isteriz 1 kasım 1932, Dü Kurumu en «uzel v« OLANAĞIMIZ BU D A PEVRÎME îunda esasU^dımı atnııştır. Bu yıl okulîarımızda tedrisatın Tuf*çe terimlerle başlamış olmasını kültür hayatımız ıçın muhım bır hadise olarak kaydetmek isterim. 1 kasım 1938 Ataturk'ün Cumhurbaskanı olarak TBMM'nde yaptığı konu». malardan parçalar... Bugün Türk Dıl Kurumu 43 ya?ına girıyor. Kurucusu Atatürkün devrimlerinin yolunda ilerleyen, hiç bir zaman bu yolda genİemeyen bir devrimci kurulustur T.D.K. Kurucusunun vasiyetıne göre çalışan. yararlı olan, sürekli ileri atılımlarla dıl devrimini v,ğınlara benimseten. sevdiren bir bilim ve kültür orgutu. Dil Tarıh ve Coğrafya Fakültesinin konferans salonunda toplanır Dil Kurultaylan. Atatürk'ün bu iki kuruluşu iki üç yılda bir kaynaşırlar aynı kültür ve bilim ocağında. bu ocagm alevrinde Bugün, TDK'nun sayısı dört yüzü geçen üyelerı, yurdun dört bir yanmdan Ankara'ya gerçek; bu fakültenın konferans salonunu dolduracak. Dil Kurultaylan bir çeşit sanat; kultur bayramlardır Yurdumuzun yazarları, öğretmenlerı; profesorlen, aydınları; genç yaşlı dilcileri bir araya gelir, görüşür; tartışır; bır kez daha Atatürk devriminin önemini; değerını; olumsüzlugumı duyarak, güçlerine güç katarak dağılırlar geldikleri yere... T.D.K. bir bilim derneğidir, bir edebiyat akademisidir, her şeyin ustunde de Atatürk devriminin en güçlü; en sarsılmaz bır kalesıdır. Bu kurum devrımcilikle bilimselliği birleşürmeyi bas.armış.ür. Hera biiımden, kültürden, sanattan yana; hem de ilerici; aülımcı; surekli devrimci olmak... Bu güç isi T.D.K. tüm üyeleriyle, tüm çahşmalarıyle başarmıştır. Yaşadıkça da başaracaktır. Son iki yıldır görevde bulunan Yönetim Kurulu'nun Kurultay'a dağıttığı raporda şöyle deniliyor: Ulusça bilinen bır gerçektır ki Ataturk'ün Türk Dili Tetkik Cemiyeü'ni kuıarken amacı şu idiı Türk dıhni ulusal gücü içersinde gelişürmek. Birinci Kurultayı açış söylevinde de, ilk tüzükte de apaçık belirtilen bu amaç, dılimizin özleştirme yoluyla güçlendirilip iler bir bilim, teknik: ve sanat dili düzeyine yükseltileceği düşüncesıni içermektedir. Atatürk, dilimizin gelişmesini yabancı dıllerin anlatım araçlarından yararlanmada bulsaydı ilk tuzuğe «Türk dilinin oz güzellik ve zenginliğinin meydana çıkarılması. amacını yazdırmaz. açış söylevinde de Türk dilinin kendi mılll kudretleri içerisinde ınkişâfını aramak. sözleriyle pekistırmezdi. Bu amaç, bütün aydınlığıyle ortada dururken kimi kişilerın ve çevrelerin dilimizdeki yabancı sözcukierı koruma çabalarını Ataturk'ün isteği imış gibi göstermeye çahşmaları mantığa sığmayan bir davranış olmaktadır.Tam çeyrek yüzyıldır izlerim Dil Kurultaylannı. Seyircı olarak. üye olarak .. Birini bile kaçırmadım, bir gününü bile... Kurumun çahşmalarmı hepimiz zaman zaman alkışlarız, zaman zaman yetersiz buluruz, zaman zaman över ya da eleştiririz. Bu, her Türk aydınının: dilseverinin; yazannın. sanatçısının; bilim adammtn en doğal hakkıdır. T.D.K. kimsenin. hiç bir topluluğun elinde değildir, o Türk ulusunundur; Atatürk tarafından ulusuna bağışlanmış bir armağandır. Bu Kuruma Atatürk'e karsı çevreler sürekli saldırırlar, bunu da olağan saymak gerekir. Böyleleri Atatürk Devrimı'ni benimsememişlerdir, ilk fırsatta böyle bir devrimi yok etmek için yapmayacakları yoktur. Yazdıkları yazılar, yaptıkları konuşmalar ortadadır. Ama devrim düsmanı çevrelerden. kişilerden ge'.ecek saldırılar Türk Dü devrimini daha da güçlendirir, devrimciieri aynı ülküd? daha büyük bir inanla birleştirir. Bir de Atatürk devrimlerini daha coşkuyla, dsha inanla, daha güçle savunanlar; bu arada dil devrimi alanmda daha büyük atılımlar yapılmasını isteyenler, özleyenler var. Kendimi bunlardan tairi sayabilirim. Bizler ne istiyoruz 0 Türk Dil Kurumu tutuculardan gelen eîeştirilere karsı devrimci atılımını kesmesin; kendini hiç bir zaman tutucu eğilimleıe kapiırmasın, bilimselliği dıırağanhkta. yerinde saymada görmesin; hem devrimci; hem bilimsel bir kuruluş olarak bulduğuyle yetinmesin, sürekli bir öncüsü; bir sava?cısı olsıın tüm devrimin. tüm Atatürk devriminin 14. Türk Dil Kurultayma başarılı çalışmalar dilerim. KATKIDA BULUNMAMIZI Bir Cevap Sayın eazetenlzin 25 mayu 1974 torihli nüshasındakl «Va. pur aaatl 5 dakika öne alınmalı» başlıği altında yayımlanan yazı, Bankamız tlgilllerince incelenci: Yazıda konu edilen seferin saat 8.00'den 8.05'e alınması umuml arzu üzerine olmuştur. Geminir" iskeleden tam vaktinde hareket ettirilmesi hususunda llgililere gereken talimat verilmiştlr. Saygılarımı». Dr. Yaman ÖRS Ankara Tıp Fak, Tıp Tarlhl BölUmü Dil, Sözcüklerle Birlikte değişir Dilin bir araç olduğu söylertdiği zaman kim bu sava katılmaz ki. Neredeyse hepimiz bunu çok açık olan bir gerçegia belirtilmesi olarak düşünürüz. Arna dil konusunda köklü değişmeyle ilgili düşüncelerin ileri sürülmesiyle, bu alandaki uygulamalarla karşılaştıklarında onun bir araç olduğunu kabul eden çogu kişinin gösterdiği tutucu tepkiye ne dlyebilirsiniz? e\ biçimsel. ötekisl düsUnsel blrer gerçektirler. Değişmeye Direnç: Evrime Direnç yanıtı da açık ve yine evrimseldir: Onun yerini, şimdi ortada olmayan ama kuşkusuz bulunacak, ortaya çıkacak bir başka d*yım alacak. Sözcükler ve deyimler nasıl îşte, değişmeye uğradıklarını değişmez değtlse, ekler de değişgözleyebildiğimiz, saptayabildiğimez değildir ve «memnuniyet» yemiz tüm gerçeklerde olduğu gibi, rine «memnunluk» sozcügünü dilin de çok önemli bir süreç yökullanmak. dildeki değişme konu nü var. Yine tüm gerçekler için sunda bir adım ileri gitmek deolduğu gibi, evrımsel görüş buna mektir. büyük açıklık getiriyor. Canlı doğada ve insan toplumtnsanla ılgili öteki araçlann lanndaki ileriye doğru evrimin Halkla ilgili olarak hangi konuevrımlerine nasıl bilınçli olarak yanında bir de geriye doğru evları düşünürseniz düşünün, gerrim var: Bir yandan, canlılık örkatılıyorsak, dilin evrimine de çekten ilerici iseniz, ilgili birtaneklert olarak yeni türler, yeni hız kazandınna olanağımız varkım değişmelerin gereklihğini, örgen bölumleri vb., yeni toplum dır. Bu da. dil devrimine inanma kaçınılmazlığını göstereceksinızsal kuruluşlar ortaya çıkarken, rruzı, ona katkıda bulunmamızı dir. Onun geleneksel tanm araçöte yandan birtakım türler, belli gerektirir. ları ve yöntemleri değişirken, yüz türlerdeki örgenler ya da bölümDile böyle, evrımsel açıdan bayıllardır alışüagelmiş davranışlaleri, birtakım toplumsal kuruluşkıldığında, tutucu yönden ileri rıyle çağcıl yasalar arasmda çelar ortadan kalkıyor; ya da bu sürülen çeşitli savlar için söylelişkiler ortaya çıkarken, okumasonuncular yeni işlevler kazanınecekler. verılecek yanıtlar olayazması olmayan kişiye bile tüm yorlar. Eski olan, tüm ortadan caktır. Örneğin «TUrkçeleşmiş yasaları biime sorumluluğu yükkalkıncaya dek, bir geçiş süresi Türkçedir», «bugtinkü Türkçe lenirken, tüm günlük yaşam öyIçinde. varsa onun yerini alan için halk dilini örnek almamız lesine değişirken, halkın dilinin, yeniyle bir arada, daha bir süre gerekir» savları için. «halk dilinin» bir değişmezlik tavarlığını koruyacaktır; bu zaman Bunlann ve benzerlerinin on sıdığı söylenebilir mi? Olsa olsa, içinde, «artık» yapı ya da kuruluş yıllardır ileri sürüldüğünü biliyoböyle bir savın arkasma değişolarak görülecektir. Örneğüı topruz. Bunlar yerinde olsaydı. Sameiere olan kendi direncimizl lumsal siyasal düzeyde, krallık\unma Bakanlığı değü «Müdasaklıyoruzdur. ların ortadan silinişi böyle olutaa Vekâleti»; günaydın, iyi günyor; dün elliyken bugün yirmi, Bir de «dilde ırkçılık olmaz!» ler değil «selâmünaleykum»; kavyann bir; öbür gün yok. savı var. Dil konusunda ilericileram yerine «mefhum» dememiz re yönelrilebilecek, ileri ölçüde gerekiyordu eskiden olduğu gibi. Dilin, anlatım, kuralları vb. çesaçma, bir bakıma da ilginç bir «Şart» yerine koşul gelince, «şart şitli yönlerden evrime uğraması suçlamadır bu. «Dilde ırkçılık?» koşmak» ne olacakmış? Bunun bir yana, onun içindeki başlıca araçlar, temel birimler olan sözcükler de kaçımlmaz olarak evrim sürecine uyuyorlar. Ortadan kalkanlar, anlamlannı değiştirenler, yeni, ek anlamlar kazaBursa'da meydana gelen bir trafik kazası somında, eşi nanlar var; düşüncedeki, bilimve yeğeni ile birlikte sevgili arkadaşımız Înşaat Yük. Müh. lerdeki, sanattaki, günlük yaşantıdaki büyük değişikliklerle yenlleri ortaya çıkıyor. Bunu, insanlığın tüm aianlarda geçirdiği çok kaybettik. büyük değişmelere koşut olarak, Kederli ailesine başsaglığı diler, acılarını paylaşmz. çağımızda tüm dillerde gözleyebi Î N Ş A A T MtHENDtsLERt O D A S I leceğimiz kuşkusuzdur. TÖNETİM K L R t L U Nasıl Bir Yeni Dil? öte yandan, bir ilk bakış açuı, eylem noktası olarak, «Türkçe üstün dildir» de demiyorlar; «ırkçı» olmadıkları için. Türkçenin «üstünlüğÜF daha başka nitelikleri, bir ekinç eylemı olarak dilde özleşmeye ve köklü değ:şmeye olan gerelililikler görüldükten sonra ortaya çıkabilir, ondan önce değil. Dilde özleştirme, genellikle ilerici atılım, Türkçe çok ye tenekli bir dil de olsa yeteneksiz bir dil de olsa. gerekliliğine inanılmış bir eylemdir. Ancak buna katıldıktan sonradtr ki, Türkçenin ömegin sözcük sayısmın ya da bilimsel alanlardaki anlatımının eksikliği gibi gelişmemiş, geliştirilmemış yönlerinin yanında, tümce sağlamlığı, devrik tümce ve başka anlatım olanaklan gibi onun gerçekten olumlu yönleri bulunabilir. bulunuyor. Yine bucun gibı, Türkçenin «grüzelliği» de dü devriminî benimsedikten sonra geliyor, ondan önce değil. Güzellik anlayışmdaki özellik, ömeğin şiirdeki müziği sevme bir ysma., Türkçede «nesnel». çogu kişinin «evet» diyeceği bir güzellii gerçekten söz konusu ise, biz onu özleşmeye uğramış, sözcük ve anlatım yönlerinden z^nginleşmiş, aç:k düşüncenin gerekliliklerini karşılayacak yeni TUrkçede bvüacağız; yozlaşmış, karışıü eski dilde AoEn önemllsl, sorunu köktend bir anlayış içinde bütünüyle görebilmektir. Dildeki özleşme konusuna bilinçle bakabiliyorsamz, onun gerekliiiğine gerçekten inanıyorsanız. söz konusu edüen tek tek noktalar ya da «altkonular», daha açık oir anlam kazanacaklar, bütünün içirdeki yerlerini alacaklardır. Eksiksiz. eşsiz bir dile ml varacağız bu yolla? Tüm yabancı sözcüklerden armmış, tek bir anlatım gediği bile olmayan bir TUrkçeye? Doğal ki hayır. Nasıl katıksıı bir saflık yoksa, ama biz yine o varmış da ister kaşisel düzeyde ister tüm ınsanlık düzeyinde sanki böyle bir amaca ulaşmayı düşünUyormuş gibiysek; yeni dili de, bir ilke ve ülkü olarak kendisine vanlabilecek bir amaç olarak dUşünebiliriz. Bu, kendimizi kandırmak, düşsel bir düzeyde kalmak demek ceğildlr; durjm geçiştlriclliğe sapmaktan korunmanın, köktenci olmanm gereğidir. BugUn ba^layan Kunıltay'a batsrılar dilerim. Denlzçlllk Bankam T.A.O. Genel Müdürlüğü Yül<Mak.Mühendisi;TURGUTAĞAR Y O Y I N E V I S NR U A: ırüSAiM BiurJC SİSTEM • SEVK v IDARE e İKÜEMLERİ GÜLYAYINEVf ***«*» MİNNETOĞIU YAY1NEVİ kı;ılayankara tel:ll7541 K LİRA, ODEMtll 43 LİRA. cagaloğluıstanbultel 25 8680 Herij: 673 5502 pınıraıııııııiiiııııııııınımııııııtnıııııtınııııtıııınınıııınnınıımıınıiüniüiııııınııııifflüiüffliııııiüi 1 ( BAŞSAĞLIĞI | | Sınavla Personel I Alınacaktır | Açılması kararlastınlan UerılzÜ ve Konya Şubelertmizl» îdare Merkezl ve Bankamızın Ankara, Adaoü, B u ^ «a, Samsun, Iskenderun, Eskişehir, Diyarbakır Uazıantep, Erzurum, Trabzon, Antalya. Kayseri ve Edırne îjubeleriade çalıştınlmak üzere: 1 Siyasai Bilgiler, İktisat, Hukuk, tşletme Fakülteleri ve Ortaduğu Teknik Üniversltesl ldari tlimler Fakültesl, Hacettepe ve Buğazıçi üniversıtelerl Sosyal ve Idart Bilimler Faküitelerı Ekonomi ve tşletmecilik Bölümlert, İktisadi ve licarl llimler Akademüerı veya bunlara denkliğl Milli ESitım Bakanlıjınca onanmıs vabancı fakülte veya yüksek okul mezunlan İle askerliginl yapmıs lise ve dengi okullaı mezunlan arasından ıü?umu Uartar memur alınacaktır t Vazılı sınavlar. yüksek öîrenım görmüş olanlar İçin S • 6 Ağustos 1974 tarihlertnde, lise ve dengl okuliar mezunlan için 7 • 8 Ağustos 1974 tanhlerınde. Ankarada yapılacak başan gösterenler «ynca sözlü sınava tabl tutulacaklardır. 3 Istekülerln sınav konulan İle sınava glrme sartl a n vesaır hususlarda tamamlayıcı bilgı almaiı ve sınava giriş kayıtlannı yaptırmak tçin en geç 19 Temmuz 1974 Cuma günü saat 1600'va kadar şahsen veya blr dllekçe ü e Bankamu tdare Merkezı (Personel Mürlürlüğü)'ne vey» yukarıd* vazılı Subelerımlze müracaat etmelerl gerekmektedir. Postadak! eecikmeler nazar» «lınmaz. İCKKİYK Ct.MHl HİVKI MKKKEZ BA.NKAS1 Idare Merkeıl 5 = B E H ş = 3 j | = = ğ | | = 3 1 ğ s §j H § g 3 ğ = = ş § Şş TÖRKIYE CÜMHÜRIYET MERKEZ BANKASINDfiN 1 ( YUKSEL ULUSEMRE'YI Türkiye Elektrik Kurumu Genel Müdürlüjünden Kurumumuzun Merkez ünıtclerınde çalıştırılmak üzere en az iki yıl büro tecrübesı bulunan, askerlığıni yapmış (erkekler için) Yüksek Mimarlar alınacaktır. tngılızce veya Almanya diherınden birısıni bilmek tercih sebebı olabılir Söz konusu elemanlardan, Devlet ve Kamu iktisadi Devlet Tesekküilerinden en az 5 yıl (Askeriığini yapanlardan askerlik süresı dahıl) hizmetı bulunanlara 3 ve 4'üncü dereceden kadro ve ayrıca İUÜO, TL. yan ödenek verilebilecektir. Isteklilerın; Genel Müdürlüğümüze (înşaat Dair«sl Başkanhgı Gözlüklü Han Necatibey Cad. N o : 28) yazıh olarak müracaatları Uân olunur. Basın 17917 5491 DUin geçirdiği evrimde de, değişen birimler olarak sözcüklerin eskileri ve yenileri. işlevlerl değişenlerin eski ve yeni anlamları, bir süre birlikte bulunuyorlar. Türkçede örnefin ama'nın yanında «fakat», koşul'un yanında «şart», yü'ın yanında «sene», önce'nin yanında «evvel», sorun' la birlikte «mesele» daha bir süre yaşayacak gibidirler; kuşku' nun yamndaki «şüphe», anlamlarının tümünü birincisine bırakırken zaman geçecek. Sonra, genel olarak dil mantığımn, özel olarak ise söz konusu dilin seziş v.b., bildiğimiz, bilemediğimiz özelliklerine bağlı değişmelerle, eski sözcüklerin sayısı gittikçe azalırken yenilerinki artacak. Bu değışmenm dayandığı başlıca iki ilkenin bulundugunu söyleyebiliriz: Dildeki temel seslerle, köklerle yeni türeyen sözcükler arasındaki uyumun sağlanmaaı olan «özleşme» ile yeni sözcük lerin işlevlerini Uzerlerine alma8i demek olan «anlam yuklenme». Görüyona ki btınlardan birüıci Cumhuriyet » 5513 Maliye Bakanhğından Pratisyen Doktor Alınacak Bakanlığlmız Merkez Teşkılatınrta açık bulunan asaJıda ünvanı ile derecesi yazılı kadroya Doktor alınacaktır. Aranan mtelikler: 1 tsteklılerin, 657 tayılı Devlet Memurlan Kanununun 48'incı maddesinde vazılı Genel v« Özel »artları haız bulunmalan, 2 Müracaatlann, hal tercümelerıyle birlikte en geç 8/7/1974 gününe kadar Bakanlığımua (özlük lşleri Mudürlüğüne) yapılması, Duyurulur. Kadro Cnvanı ı Pratisyeo Heklm B«jnn: 1T5O3 A. 106TI . 5490 Dereeeti i g g ş H ş s £ = H S = Ş = = = 5 H = = = B = = B = = E I = • • «• • • • • • •«• • « •• • « • •• • • •» • • • • • • »« • •• » • •> < « • SlllHlllll!l!llllll!llllllll!lll!llllllllllllfflllll1lllin!IIHIIIIII!IHllHIIIIII!ll!!ll!llllll!illlli:;ı|!|il!!llllllHl!!m R a ? ı n : Ifi74! 5488 KARA VE DENİZİ ANCAK GÖKLER TAMAMLAR • • • •• • • • • • • • »• • • • • • • • » • • • » • • • • • • • •» • • • • • • • •• HAVA KUVVETLERtNÎ GÜCLENDİRME VAKFI ^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle