Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURtYET 23 Temmuz 197 AÜDULCANBAZ TURHAN «ELÇUK İNPİEME... J I 3İNDfoME4JAEEKÂTl... İKİNCİ BÖLÜM ilhan SELÇUK 47'LİLER FÜRUZAN H§r s*y bir uğultuydu. Hiçbir sey duyrauyordum. Silkinip gidtebilir miyim diye »orduğumda işiniz çoktan bittj clediler. Caddelerde sabahı kadar dolastım. Hanı derler ya ajl«.«n açılır diye. Yoo... oyle katı kuru, ben değilmisim gibi. Utanmanıı, odanın kapısı açıldığında ateşten bir soluğun ciğerlerimi dağlayifinl, sonra örtüyü her yanima sarmak içi.^ gösferdiğim gilünç çabayı ve birden garip bir uslulukla hiçbır sey yapmatfan duruşumu, joguklukla düşündüm. Anadolu'nun bır yanlarına, en uçlardaki bir yanlarına gitmeyi kurdum. Okuldan diplomamı aldığımda da aynı düçüncedeydim. Ankara'da kalmamı l*tediklerinde yıllanmış alışkanlıklarıma sı:t dönemedim. Demek Eğitimimıze orda da çok yararlı olacağıma irvandırdılar. Üstelik ben de inanmaya hazırmışım. I*tanbul'dan sonra Ankara bana daha da kolay geldi. Ortalara toplanmış bir kentln gidis gelisi, çevrede aynı katın okumuş lnsanları, a«ri olmanın zorunlu hoşgörüîünün genç bir kıza verdiği çarpıcı yeni davranıslar. an gibi kaynayan yurdun dört bir yanından gelmış kentlılcrden olusan. bir insan seli, yeni A*vİEara'nm eski bölümleri dikkatlerden silisi, ınşaatlar, planlamalar, yatırımlar... yepyeni denenrremiş oU duğundan kimsenin kusku duymadığı bir gidis. Genç Cumhuriyetin genç irtsanlanydık. Türkiye'nin her yanına yayıldığımızda götürecefimiz her yeniliği uygulayacak gücümuz oldugundtn kuskumuz yoktu. Beyinlerimizin çtlısmasını sanki karsılıklı duyuyorduk. Biz ulu onderin çocuklarıydlk. Okullarımızda çahşktnlığa özendiren co;turucu sözjer.. bitmez bir büyük bayramrfı bize. Ankara gibi kanınrnca Türkiye'nin her yant da bu bayramdan payını alıyordu. Dalıp gitmistim. Kimsenin bir yalan dolan düsünüp bu arınmışlıkla sunabilecegine inanmıyordum. Dedim ya mutlu bir ailenin kızıydım Saide Abla. Tökezlenmemiştirn. Güzeldim. Sanınra yetenekliydim. O zina suçuyla yakalandıgım gün, n'olur beni susturmaya çalışmayın Saide Abla, hang) kelimeler kullamlıyors» onlarla anlatacağız kendimızi. Kelimelerden mi korkacağız yani. Bayram bitti. Hiç olmazsa benim için bitii. Ya siz? Siz bir acının olgunlaştırdığı insanlardan değil misiniz? tnanmıyorum. Kocamzın sürgünde öldüğünü duydum. Nerden diye sormayın. Sinop kalebentliğl ciğer mi koyardı. Sürgün de üstüne gelince. Alanlarda okunacak şiirler yazarmış. tzmir iktisat kongresınin hedeflerını açıklamış bir öğrenci birllgi toplantısında. Böylesine seyler olurken ben zina yaptım aiyelim n'olur yani. Musa, tsa ve Muhammed Peygamberlerden bu yana yapılmış zinalardan birini de asıl suçlu kişı sayılan kadın olarak ben isledim. Mutlu ailelerden samyoruın ki şımankça, göründuğUnden ötesinin düşüncesine varamayan kişiler yetişiyor. Ben suçlandığımda başka tUrlii taşl&ndım. tyi de oldu. Bayramın btttiğini öğrettiler. Ne iyi.. ne iyi... Tam yasıma yarasan düşüncelere yöneliyorum. Ulusal bayram »öylevlerinin stradan bakışından kurtuluyorum. Erzurum'dayım. Değil ka> dın «rkek eşitli|i, erkek erkeğe, tnsan insana eşit değil Saide abla. Sizin Betoven sevmenız gibi ben artık türküleri çılgınca seviyorum. Coşkun yaradılışhyım. Hep uçlarda gezen bir kişiliğim var. Susun çocuğum demeyin. Tam öğrendiğimdt bağıracağım. Bana arkamdan orospu dediklerini biliyorum. Önemli bir ailesi olduğundan korunup resmen orospu denemiyen biriyim. Yok yok korktugum yok. Sizin yargınız en önemlisidir. Sir gerçek acıyı ta?ıyorsunuz. Otuz yaşında bir çocuk bilinciyle ya$amanın acılıgını siz bilirsiniz anca. İlk Erzurum yılımın şiddetlj yalnızlıgından kurtuldum. Tutamaklanm yok sanıyordum. Var tutamak elbet. İnsan insan içindir. İçimi sevgi çatlatıyor »rtık. Namus, dürüstlük, ülkücülük denilen seyleria kalıplanm kmp yeniden arastınyorum. 28 Annem beni geçirirken Hayaarpaça'dan güzelim rnart gözlen erimisti ağlamaktan. Onu o andaki kadar sevmemiştim. Annem. «Sen miydin oglum» dedi. Eğildi elini öptü annemin. O dik. alaycı adam yoktu ortada Bir teslimiyetle be!diyordu. «Evlenelim tclâl» dedi. «Annenızin de müsaadesini alıp.» Olur mu ya Saide Abla. Siz söyleyin lutfen. Bir yalan bir olmadık gürültü, bir yırtllma bosalma vasacı< tı!likte. Ona abar.an. eteğine ynpışm.s olanlar vardı. Tanımıvoruz ki birbirrrri, dedım. Ya da ben seni tanımıyorum. Ben ^kanorrvk giıcü olan özeiir bir kadınım va. jücjmi'j) sınrlar'ysa bize ögretilen yeriere oek erişaıeruış goninüyor. Sense mutsuzlufunu her ş*/i in>Jir e*me haline »etirmişsm. tkimnm eşi'iij'.yss çolt lartışılır v< çok daha önemli değil. Beni kadın yapan sensin. Bundan utanç J'.ıytnuyorım. Annem. «Vapma çocugum, lclârciğim kızım» demişti. «Baban da ben de senin mutlulugur.u ısteri^..» Bir de her şey çok genişlemisti Saide Abla, çok büyümüstü. Öylesine kiiçük Rörümıyordu ki. acım bana. hero de övlesine yırtıcı. Veda etmeden gitti. Babam ugurlamay» gelmemisti. Bizi Cumhuriyet kuşağı olarak böyle yetiştirmemeleri gerekirdı. Baskın gecesinden sonra tıkanıp kalmış olan ağlama duygum çözülüverdi, anneme sarılıp aglamaya başladım. Tam bir teslim olma mıydı bu bılemem. Yıkılmamn tanıkhğını kendim yapıyordum. Annem beni taşımaya çalışıyordu. «Böyle üziilecektin İclal. gitmese miydin çocuğum?» demişti. «Yok anneciğim. demiştim. Uzak yolun töresidir ağlamak..» Tren kalktığında yeni kişilifimin kuruluşunu da izlemeye başladım. Elbette Erzurum'da da bana kadar uzanacaktı konıma dilekleri ailemin. Onları engellemeyl bilmek de bana düseeekti. Artık otuza gelen yaşıma uygun bir büyük İnsan sorumluluguyla herseyi degerlendiriyorum. Siz ve çocuklar varsınız. Tek çekindigim o da çok sevdiğimden ev sahibim olan kadının ve çocuklannın ve akrabalannm öğrencilerimin bu basılma olayını yanlıs degerlendirmeleridir. Bu beni çok tedirgin ediyor» diyerek yüzünü elleriyle örttü. Okşadnn. Bakın Lamia öğretmen. unuttnamanız gereken şu: Kimselere sezdirmeden yaptıgınız çirkinlikleri, kötülükleri, hayvansı hırslan kendimiz biliyorsak ve unutmuyorsak namus meselesinde de biraz daha olgun davranmalıyız. Bunu unutmaym lutfen. Bir gece de lclâl kızımla blrlikte ev sahiplerine indik. Evin ilk kadınımn Ustüne kuma olmuş evin Antepli hanımını görseniz bizi nasıl karşıladı. Türküler söyledik, çeşitli yemişler yedim. tclâl kızım kemanınt almaya çıktıfında büyük hanım «bilinmeyen ne marifetleri vardır ki. insan oğlunun, başkalarınca ayan olmadığından kişim kisim kişiler» dedi. tclâl kızım indiğinde onu bas köseye alıp gereken saygıyı esirgemediler. Büyük hanım gecenın bir saatinde tclâl kızımın boyunu posunu övdükten sonra «bilmem ki, öğretmen hanım kızım, dedi. Lâyıgıyle dönenip size denk olabildik mi?» tclâl'i görecektiniE Lamia Hanım, sankl gövdesi ışıdı. tste böyle. Sizden ricam şudur ki, bütiln bu söylediklerimi sanki ben o genç insanmışım gibi anlattım. Görüyorsunuz. Bir genç öğretmenin hikâyesini, arkadaslarınıza anlatırken isteğim şudur ki, aynı sözcüklerle. duyuşla siz de îclâlmissiniz gibi anlatın. Üstelik ev sahibi Antepli hanımın dediklerini de katmayı unutmayın. Ne msrifetler rardır ki, başkalarınca ayan olmadığından yapanlar kısi kisiliyiverir. L«mi« Öğretmen susmuştu. Odada konuşma bajladığjndan bu yana gelisen de#işmeler susan kadınla birlikte ayırlamıştı. Emine'nin kemirdigi kalemin ucu parça par;aydı. Annesiyle arkadaşları birbirlerinin yüzüne bakmaktan kaçınıyorlardı. Kapı açılip Kiraz yeniden çay isteniyor mu diye ara|tırınca annesi hızla kalkmı;: (ARKASI VAR) Romanı 21 îzmır'dekı Yunanlılara sırasıyla Fransız, tngiliz ve Amerikalıların yardım ettikleri ve bir haftadır r.ürekli olarak tnnır'e asker çıkrrdıklan, 3) Bugün Menemen'i işgal «decekleri, 4) İzmir'in ışgalinde yirml kadar subayın şehit edildigi v« erlerin yok edilmesin» çalısıldıgı öğrenilmiştir. Bekir Sami Bey Bandırma'dan Antalya'ya dek bütiln askeri bir liklere, hükümetin resml mav kamlarına, askerlik şubelerine, 17 incı Koiordu Kumandanı ola> rak Bandırmaya geldiğini ve Manisa'ya doğru yola çıkacağını bildirdi. (x) Necati su hikâyeyı anlattı: «İzmir işgal edilince biz İzmır'den kaçmak zorunda fcaldık. İstanbul'a gitmek üzere yola çıkıp Bandırma'ya geldik. Bandırma'da \>apur beklerken şehrin adeta Yunanistan'a döndügünü görerek çok acı saatler yasadık. Ancak bu saatlerden sonra birdenbire Bandırma'daki Yunan bayraklarının alaşağı edildiğini, takların yıkıldıgmı. Rumların öteye beriye kaçıştığını görünce şaşırdık. Bekır Sami adında bir kumandan gelmış, bunları yaptırıyor dediler. Öğleden sonra camide Bekir Sami'yi gördük. Seni ilk defa oralda gördüm. Bekir Sami konuşurlten yanmda duruyordun. Bekir Sami'ye birşey olur mu diye öylesine tetikte idin ki dikkatimi çekti. Camiden çıkınca Kolordu Kumandanına van p tzmir'in durumuna degin haberleri verdim. Beni sana yolladı. Notlanm alırken bana sorular soruyordun. t» bitınce ben sana sordum: Siz ne yapacaksınız? İzmir'i alacağız. Ordunuz var mi? Hayır Peki, bu isi nasıl yapacaksınız? Görmek istiyorsan beraber gelirsin. Utandım, yanından ayrıldım. tstanbul'a gittim. Bu ses kulağım dan eksilmedi: Görmek istiyorsan beraber gelirsin. Ben de geldim, işte beraberiz.» Anadolu Ihtilaline Doğru YUNAN BAYRAKLARI ALAŞAGI EDILİYOR mis, o da sivil eıyinerek kaç. mı». Şimdi istanDuı a gıd'.yormus, oradan da oırligıne jjeçecekmlş. Kısa bir konuşmadan scnra o da bizimıe Manisa'ya doğru hareket» kaıar verdi. Yanında Uç kişi varoı: tzmir tlkokul ögTetmenlerınden Vasıl (X). Kara Usmanzadelerden Hamdi (XX). Bizım sınıftan v« Harp Akademısı öğrencilerinden Teğmen Farux (XXX) Hep beraber 'iene oindik yoU düzüldük r aruk sınıf arkadbşım oldugundan once onl» konuşmaya başladım Faruk, Genelkurmay İkincı Reisı olan Kâ. zım Paşa ile Bırinci Dunya Savaşında berabermiş, tzmir'in isgali üzerine Kâzım Pasa Faıuk'u durumu öğrensin diye göniermiş, ama tzmir'e girmek miimkün olamamıs. V'asıf, Kâzım ve Hamdi beyler ise tzmir fecaatini Rumların yaptıklarını Vali Kanbur îzzet'in rezaletlermi ve lhanetlerinl Ali Nadir Paşanın aiçalısını. Kalem Reisi Fethı beyin Vahramanca şehadetinin öyküsünü anlatıyorlardı. Küçük kafilerf|e8*^9>Iece acılan düe getııiyot, saitler geçiyordu. Akşama doğru BalıkMir'e vardık. Manzara bizi saşırttı Istasyon baştanbaşa Yunan bayrak larıyla donatılmıştı. Memurlar ki hepsi Rum'du Yunan ünifor ması giymişlerdi. Yunanistan'a gırmiş gibi olduk. Orada Yunan lıların Muıua'yı işgai etülderini öfrendik. Ve buna yandık. Çünkü Manisa'da silâh depolan vardı. Kırktan fazla top, mıl yonlarca fişek, yirmi otuz bin tüfek bizim umudumuzdu. Bun. ları halka dağıtarak silâhlı bir kuvvet y»ratmak istiyorduk. Çevreyi iyi tanıyan Kâam, Vasıf ve Hamdi beyler bize iimit vermişlerdi. Şimdi bu kafile nereye gid*cekti? Manisayı Yunanlılar işgal etmışse, bizım oraya gitmemız düsmanın kucağına düşmemız ve esir olmamız demekti. tşın doğrusunu öğrenme olanağı yoktu. Bandırma • Manisa hattı Fransizlarındı, bütün memurlar Rum'du pek az sayıda Fransız vardı. Bir ulus öz vata nında yabancılara bu hakları verirse, o topraklarda yasama hakkı tehlikeye düşerdı. İşte biz şimdi bu durumdaydık. Sonunda karar verildı: İçimizden bırı Bekir Sami'nin vereceğı emri Manisa'ya götürecek ve oradaki en yüksek rütbelı subaya verecek. Biz de Manisa'ya en yakın istasyon olan Akhisar a ineceğiz, durumu oradan izleyecegız Yunanlılar Manisa'ya girmişlerse, emri götüren kâğıdı yok edecek, girmemişlerse yerine verecek. Biz Akhısarda duruma bakacağız, Yunan girmemişse Gece yattığımız eve Beşit değil, Reşit'in eniştesi Hafız Bey geldi. Bu Çerkes, Bekir Sami Beyin elini ve ayağını öperek dız çöktü ve oturdu. Reşit gizlenmiş, çıkamıyormuş. Hükümetçe kovalandığı için saklanmış. Emir alrnak üzere eniştesini eöndermiş. Bekir Sami, Hafız Beye durumu anlattı, toplayabildiği kadar silâhıyla kendisine katılmasmı söy ledi. Çerkes Hafız Bey o gece köyüne döndü. Sizinle nereden tanısıyoruz? Sanırım Eskişehir tstasyonunda Asaf (Kılıç Ali) bizi tanışürdı. Hayır, daha önce... Hatırlayamadım. Manisa'ya gidecegiz. Sivil olan ve bölgeyi tanıyan Karaosmanzade beyin bu görevı yüklenmesi kararlastmldı. Yazılan emrin özetı: «Manisa'da bulunan bütün leuv vetler, topçu, piyade, makınelı tüfek bırlikleri Yunanlılar gelmeden önce Salihlı'ye çekileceklerdir. Manisa depolarında bulunan tüm silâh ve cephane, askerî, resmi ve özel araçlarla Salihlı'ye ve daha Ooguya alınacaktır. Subay. nefer, ve silâh Yunanlılara teslim edümiyecektır.» Trenimız sabana karşı Akhısar'a geldi. Hamdi bey Manisa' ya, Hamit Şevkat de ödemis'e gitmek için yol» devam ettller. Biz postahaneden çıktık şehre gırerken ortalıfc da yavaş yavaş açılıjordu. Buradaki manzara da Yunan bayrakları, Yunan zafer taklarıydı. «Zito Venizelos» seslerı eksik degildi. Bır otele geldik, sabah kahvaltısı yaptık. Faruk'l? birlikte şehrı gezmeye başladık. Bütün dilkkân lar ya Yunan oayrağı çekmış, ya da Yunan bayragı dıkmek çabası ıçınde... Temaslarımızdan şunu öğTendık: «Yunan bayrağı, Yunan nılmü. ne karşı tek kurtuluş çaresidir» kanısı yaygındır. Bu kanıyı Rumlar ve yerli kiliselerin papazları genelleştirmiş ve başarı sağlamışlardır. Bir yandan tzmir katliamı anlatılarak manevlyat sıfıra indirilırken, öte yandan tehlikeyı önlemek için Yunan bayrağı çekme öğütleniyor. 24 mayıs 1919 günü şöylece gelijti: olaylar Bergama Silâh re Cepha Deposu Müdürü reğmen Nt tmzasıyla almış olduğumuz t telgrafta depoda silâh ve ceph ne olduğunu ve bunlann hall dağıtılarak silâhlı Kuvvet me dana Betirmesinin doğru olı olmadığı soruluyordu Derbal • lumlu cevap verildı Manisa Mevkı Kumandanı. el dekı silâh ve cephaneyı doğ\ ya sevketmey* başladığuu b diriyordu. Yunan bayrağı kurtuluş çaresi mi? Biz Akhisar a sabaha karşı indık. Bekir Sami İle ben eşyamızı Bandırma'da Hasan beyin evıne bırakmış, yanımıza yalnız eldt tasınacak kadar küçük bırer çanta almıştık. Hep beraber istasyonu şehre bağlayan ağaçlı şosada jürümeye başladık. Ortalık henüz karanlıktı ve yolda kimse yoktu. Şehra gireceğimiz sırada postahaneyi gördük .Düşmanın Manisa'ya girip girmedığini sordurduk. Yunanlılarm bir saatlik uzaklıkta bulunduklannı. ama henüz »elıre gırmediklerini söylediler. (ı) 1921'de Kastamonu'da ' tiklâl Mahkemesl Reisı olarak ı nıştığım Necati (Sonradan Mı rif Vekili Necati) bana «ormı tu: (X) Vasıı Çınar (XX) Sonradan mebus oldu. (XXX) Kurmay olauktan sc rs Mlllı MUcaOeleae oınbaMİıı yükseidı. Atina Askeri Ateşe iken bir Yunan Kızın» aşık old Karısını ve çocuklarım bıraki Devlet sırlarını İngilu Gizb ö: gütüne sattı. Memlekete geıem< dı. Bir zamanlar Habeşistan'c Vehip Paşa'vla birukte adı seç yordu. Ayvalık'taki 172'inci Piyade Alayına sılâhlaruı ve birliklerin muhafazası emri verildi. Genelkurmay Başkanlığından Yunan işgalinin nereye kadar yayılması ihtimali olduğu soruldu. Harbiye Nezaretinden gelen emirde bütün silâh ve cephanenın Yunanlılara bırakılmadan doğuya nakledilmesı isteniyordu. Y A R IN: Toplanan kuvvetlerle tzmir'e hücuıo edrreğiz. MALKOCOÖLU yazanveçizen.Ayhan BAŞOĞLU BANYA LUKA'NIN TOPLARJ 23 Mayıs 1919 23 Mayıs 1919 Iznıire tren günüymüş. Biz de Manısa'y» git. mek üzere istasyona geldik İzmir'den gelen trenden kı bız:m de bineceğimiz trendi Miralay Kazım bey (Özalp) sivil gj yinmiş olarak indı Kâzım Beyle Bekir Bey tar.ışmazlardı Ben hemen ikisiııi taruştırdım. Ayak üstü görüştüler. Kâzun Bey T e . kırdağ'da 66'ncı Tümcr. Kıımandanıymış. tzinli olarak İznıır'de bulunduğu sırada çehir işgal edıl TİFFANY JONES GARTH TEŞEKKÜR 11.7.1974 gecesi aramızdan ebediyen ayrılan kıymetli büyüglimuz uzak yol baş makir.isti M. HALİT KÜLİĞ'in DUYURU ( •••••••••••»••••••••• • • • • • • • • • • •• • • • • • • • • • i â < . *' Moda Deniz Kulübünde 26.7.19T4 Cuma gecesi Çocuk Ak Sağlığı ve Rehberliği Derneğinin yapacağı yemekli toplantı tı r. ileri bir tarihe ertelenmiştir. İlerde ayrıca duyurulacaktır. KARA VE DENİZt ANCAK GÖKLER TAMAMLAR cenazesinde bizzat bulunarak veya telgraf, telefon ve mektupla acılarımızı paylaşan akraba ve dostlarımıza şükranlanmırı sunanz. Küiif ve Ayyildız Ailesi Cumhuriyet 5923 • • • • • • • » • • •• • • •• • • • • • • • • • • • • •• • • » • • • » • • • • • •