Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 28 Haziran 1974 etln Altan'm yenı romanmın müstehcen diye toplatılması dolayısiyle, bir sanat ya pıtında müstehcenliğin ne olabileceğı ya da olup olamayacağı günün tartışma konularından biri durumuna geldi. Aziz dosfum Altan. Cumhuriyet yazan Yalçın Doğania konuşmasmda, ko nuyu bu açıdan gerçekten çok güzel açıkladı. Ben de bu yazımda sizlere, Mevlânâ'nın Mesnevisinden (Milli Eğitim Bakanlığı Yayınlan arasında çıkmıştır) kimi öyküler aktararak, açık saçıklık karşısında bıınca titiz davrananlara ufak bir yardımda bulunmak istiyorum. C MÜSTEHCEN Melih Cevdet ANDAY yoksula senl vermek zonında kaldım. Bu adamı garip say. garipte vefa olmaz. ğından kocasını sftzetir. halayıkla htc v*1nız bırakmazdı. «Nihayet Tanrının kaza ve kaderı getıp çattı. Koruyucu akıl şaşırdı gittı. «Kadın hamama gitmiştı Birden aklma geldi, hamam tasırı evde unutmuştu. Halayığa. kuş gibi hemencecik koş. evden o srümüş hamam tasını getir, dedi. «Halayık bu sözü duyunca, efendisiyle hemen buluşabileceğini düşünüp adeta canlandı. Efendi şımdi evde yalnızdır deyip sevine sevine hemen eve koştu. «Halayık altı yıldır efendisiru yalnız bulmayı gözlüyordu, bu sevdaydı. Adeta uçarak eve geldi, efendiyj evde yalnız buldu. «Şehvet. ıkı aşığı da oyle bürümüştü, ıkisinin de gözleri öyle kararmıştı ki, ihtiyatı akıllarına oüe getirmediler. Evin kapısını kapan.adılar. Neşeyle kucaklaştılar, birleştiler. Adeta o anda iki can bir oldu.» «Bu sırada hamamda kadının akllna geldi, nasıl oldu da dedi. ben bu kızı eve yolladıın? Adeta kendi elimle ateşi pamuğun içıne attım.» «Başındaki kilt hemen yı»tad.. cansız bir halde halayıfcın ardına düştü. Hem ko^uvoı hem çarşafını giyiyordu. O halayık can sevgisjıden koşmuştu, bu korfcusundan koşuyordu. İşte llk Öykü «Sözü kuvvetli, cerbezesi yennde bir vazsden vardı. Minbcre çıkmış vaiz ediyordu. Kadın erkek herkes minberin dibine toplanmıştı. Cuha da, bir çarşaf giyip yüzünü örttü. kadınlar arasına kanştı. Kimse onu tanımıyordu. «Bir kadın, vaız edene gizlice sordu: Kasıkt«ki kıllar, namazın bozulmasma sebep olur rau?» «Vaiz dedi ki: Uzun olursa namaz mekruh olur. Ya hamam otu ile, ya da ustura ile traş efmen lâzım ki namazın tamam olsun, kabul edilsin.» Kadın: «Ne kadar uzun olursa namazım kabul edilmez» dedi. Vaiz eden dedi ki: «Bir arpa boyu uzun olursa traş etmen farzdır.» «Cuha hemen; kız kardeş dedi, bak bakalım, benim kasığımm kılı o kadar olmuş mu? «Yanındaki kadın Cuha'nın şalvanna el atar stmaz eline aleti geldi. Derhal bir nara attı. Hoca, sSzüm gönlüne tesir etti dedi. Cuha da, hayır gönlüne tesir etmedi, eline tesir etti, dedi.» Yine Mesnevi'den başka bir öykü. «Zengin bir adaro vardı. Bu adamın da zühre yanakh, al yüzlü, gümüş bedenli bir kızı vardı. Kız kendini bildi, babası onu kocaya verdi. Fakat kocası kızm dengi değildi. Babası, kızın baştan çıkmasından korktu da onun için onu. dengl olmayan birine verdi. Kızına dedi ki: Kendini kocandan koru, sakm gebe kalma. Ne yapayım bu Aşk nerede, korku nerede?» «... Hasılı o kadın eve varıp fcapıyı açtı. Kapmın sesi kulaklarına gelınce. haiayıkçağız peıişan bir halde sıçradı adarr. da namaza dur du» «Kadın nalayıkçağızı penşan, şasKin ve somurtkar. kocasını da namazda gö'ünre. bu nalden şüphelendi.» «Dernal kocasının eteğmı «aıcurdı Bu de ne gorsün'.' Aleti ve hayalan pislik içinde.» «Başına vurdu da dedi ki: A adı nenl namaz kılan adamın hayalan boyle nx oıur? Şu alet bu çeşıt pislik ıçınde ouiunan Dur ve kas:k, Tanrıyı anmaga ve namaza layık mıdır?» KAÇAK riften, Adınız? Kimble. Mesleğiniz? Kaçak. Kimden kaçarslnızî Yargıçtan, kanundan, mahkemeden, savcııîan, şepolisten, memurdan ve her şeyden... Niçinî Çünkü suçsuzum. Yaaa? Eşekle Dahası var. «Bir halayık. şehvetinm çoklugundan. nırsının fazlalığınöan bir eşoğı Ken&ine alıştırrruştı. O eşek kendisine vakmlaşmayı adet edir.mıs ınsana yakın olmayı öğrenmişti.» «O hilebaz halayığın bir kabagı varuı tşek kendisine ölçülü yaklassın divt kabaâ esegiıı aletine takardı. Yakmlaşma sırasında aletir yansı gırsin diye bu ışi yaparcu. Çünkü eşeğin aleti taınamiyle girse rahmi de paraıan.ıdı damarları da » «Eşek, boyuna zayıllayıp durmakıayaı. Eşegin sahibi olan kadın da neden bu eş«K zpvıllı\or. neden böyle kıl gibi incelivoı deyip dururdu Fakat işin ne olduğunu anlamakta acizdi.» «Kadın bu işin aslını adam akıllı araştırrnaja başladı Eşeğin haJine dikkaı edip dururken bu de ne görsün? O nerkisc«giz eşegir. *ltın3 yatmıyor mu? Bunu kapının varıgından gordü bu ha'le pek şaştı.» «Kadın basede düştü. Dedi kı bu eşek benim, benim eşeğim, nasıl olur bu' Bu işin bana olması lâzım. ben bu işe daha ehılım..» «Sustu, halayığa hiçbir şey sövleınedi. Bu ise tamah ettiği için giiledi.» öykünün sonunu anlatmayacagıni bakarsınıı Mesnevi'yi de tODlatırlar. bunca Mevlâna seven onsuz kalır. Yazık değil mi? Ateşle Pamuk «Ama kız birdenbire gebe kalıverdi. ikisi de gençti. Kız bunu babasından gızledi. Çocuk karnında beş, yahut altı aylık oldu «Babası dedi ki: Bu ne° Ben sana ondan kendini koru demedim mi'1 «Kız, baba. dedı. nasıl tanammül edeyim? Erkekle kadın, şüphe yok ki, ateşle pamuk. Pamuk ateşten nasıl çekinebilir? «Babası dedi ki: A kızım, ben sana onun yanına gitme demedim. Yalnız den kendini koru, dedim Tam zevk anında kendini çekmeliydin. «Kız, peki, ne vakit gelecek, ben ne bileyim? Bu pek gizli bir şey, anlaşılmaz ki. dedi «Babası, gözleri süzüldü mü anla kı geliyor, deyince kız şöyle dedi: Onun gözv süzülünceye kadar benim bu ikı gözüm kör oluyor a baba.» Yukardaki öyküde geçen kimi sözcükleri atladım. Şimdi yine Mesnevi'den bir öykü daha: «Bir zahidin pek kıskanç bir kansı. bir de hurl gibi güzel bir halayığı vardı. Kadın kıskançlı RtBRİT ÇÖPLERİ OKTAY AKBAL Evet Hayır Tartışma okuzuncu Eğitim Şürası önemli konularla uğraşıyor. Bunların başında, «ahlik dersi» adıyle ılkokullardan liselere dek konulmak istenen «din» dersi gelmektedir. Layik bir Arvayasa'nın yürürlükte olduğu bir ülkede din dersi verilebilir mi? Diyelim bir okulda Rum, Yahudi. Ermeni çocukları da var, o zaman değişik dinlere, mezheplere bağlı din öğretmenleri mi görevlendirilecek bu işle? Başka mezhepten olanlar, örneğin Alevi öğrenciler ne yapacak? Onlara zorla, Anayasa dışı yollara başvurularak mı kabul ettinlecek bu ders? Bir sürü soru. Yanıtı kolay kolay verilemeyecek çeşitten... Şura'ya sunulan taslakta ahlâk dersinin, «Bolünmez bir bütün halinde milli şuur ve ülküler etrafında yüceltmeyi, milleti çagdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı bir ortağı yapmayı öngören inancı paylaşma ortamını hazırlamak», «insanın, bilimüel ve teknik sorunlan karşısıtıda tiirlü zaferlerini değerlervdirmeye yöneltmek. insanın madde üstündeki üstünlüğünü gereken ölçüde beürtmek», «mutlu bir evliliğe ve ana babalığa önem veren ahlâk anlayışını çetirmek ve geçerli ahlâk yarfjılarında bulunmalarını sağlamak» amacını taşıdığı beHrtilmiş . «Ahlâk dersi» ya da «din dersi», bunu nasıl basaracsk bilemem... Bir reşim oğretmeninden mektup alrfım hueün. Orta Anadolu'da bir ilçede çalmyor. llçe kavtnakamlıgından şöyle bir yazl gelmiş kendisine: «Derslerinizde kibrit çöpünden insan şeküleri yaparak ögrencilere «insan yaratmak çok kolaydır, Allahın yaratıcılığı yoktur. O doğanın bir parçasldır. Sizler şimdi insanın cansızını yapıyorsunuz, büyildiiğünüz' îaman bunlara can da vereceksiniz», dediğiniz iddia ve jikâyet olnnmuşrur, denHiyor. savunması isteniyorrauş. Genç resım ösretmeni 1974'lerin dünyasıncîs bir ögretmene yöneltilen iler tutar yanı olmayan bu soruyu neresinden tutmalı» diyor ve öğrencilere derste şu sözleri söylediğini yazıyor: «Yaptığmız ve yapmakta oiduâunuz tüm işler sizin yaratmanız olsun, doğanın tıpkısmı deâil, aklınız mantığınız beğeniniz süzgecinden geçmiş olanını koyun ortaya Bu sizin yaratmanız olacak. Kutsal olan da odur. Size özgü. sizin olan., sizin yaratacagınız tek çizgi. yineleyen degil yaratan olsun. Yaratmak, yaşamaktır. Çağımız, yaratıcı bilincin yaratıcı toplumlann hüküm sürdüğü bir çağdır Çagdaş olabilmek, çağa yetişebilmek, dünya ölçüleri içinde bizim olanı, bize özgü, bizi anlatacak olanı, yani bizim yaratımlarımızı ortaya koymakla anlam kazanacaktır.» Derste kibrit çöpünden insan biçimleri yapmak da suç oluyor demek! Bu gidişle ne resim yapılabilir, ne heykel! Kapatmalı Güzel Sanatlar Akademisini, Tatbiki Sanat Okulunu, sanat, edebiyat derslerini kaldırmalı! Turk toplıımunu yeniden «karanlık çağ»a sokmalı, oldu|u «ribi! Resim öğretmeni arkadaş soruyor: «Cagm sanat olaylanndan, geçmişten, geleceğe uzanan bir çizgi üstünde hiç mi söz etmeyelim. Cağm heykelinden. resminden. müziğinden, yarınından. çağdaş sanatçılardan yetişmekte olan kuşaklan habersiz mi kılalım? Ne istenir ögretmenden, sanat eğitimi görevi vnjklenenden? Okumayan, düşünmeyen, yaratıcı değil, yıpratıcı, yıkıcı, paslanmış, yoz kafalar mı üretilsin istenir?» Svet, öyle! Bir çok kişi. hatta önemli yerlerde bulunan pek çok kişi «yoz kafalar üretilsin» diye direnir durur yıllardan beri! Atatürk ne lstemis? Çagdas ııygarlıktan yana olmak. hatta o uygarlığı aşmak. Baska ne istemiş? Bilim kafasını herşeyin üstünde tutmak, o kafaya uymak. Başka? Sanat alanmda ilerl adım'.ar atmak... Öyleyse tutucu, gerici, çıkarcı ortaklığı bu ileri gidişi ne yapar eder önler, önleyemese de çıkmaza iter... Zaman zaman başarır da bunu... Baksamza 1974 yılmda toplanan bir Eğitim Şurası'nm baş konusu. «ahlâk» adıyla «din egitimi» konusudur. Nerdp kalıyor biüm, nerde kahyor çağdaşhk? Genç ögretmene kibrit çöplerinden insan biçimleri çizmeginin. ögrencilerine «yaratıcı olun» demesinin hesabını soran görevli de çagınuı ferisinde. çok gerisinde kalmış biridir. Ne yazık ki, bir değil on değil böyleleri, binlerle. on binlerle!.. Ü.S. fadı. KimliSi bendet adlı bu genç resim öğretmeni soruyor: «Resim öğretmeni olacaksm. resimden. heykelden. yaratmadan, yaratıcılıktan söz etmeyeceksin. Kitap. gazete. dergi admı ağzma aimayacaksın. Girip çıkacaksın dersine. aylık alacaksın. Yazık böylelerine! Bu kafadaki yöneticilere. buna olanak hazırlayanlara, ögretmene bunu soranlara! Neyin adına. kimin için yapılır bunlar? Ne umulur böyle çağdışı davranışlardan?» O bana sormuş.. Ben kime sorayım bu sorulan? Eğitim Şurasının sayın delegeleri. ne dersiniz, ne yanıt verirsiniz bu genç ögretmene? Kibritle oynamasın bir yeri yanar mı, dersiniz, yoksa sizler de benim gibi garip bir utançla susar mısınız? D Şehirlerimizde Büyüme ve Toplu Konut B üyük şehirlerimizde yaşayanlar, bu şehirlerin «gecekondular» ve «apartmanlar» ile dolup taştığına tarule oluyorlar. Yine de şehirlerimizin konut açığı günden süne büyüyor. Konut arz'ı gelir gruplannın büyük bölümünü cwzsr dışında bırakıyor. Bu gözlemler sehırlerdeki bugunku uygulamanın konut ihtiyacım karşılayamayacağı; yeni, büyük olçekli, örgütlü girişimlerin gerekli oldugu düşüncesini yayıyor. Toplu konut girişimleri son yıl larda Türkiye'de böyle bir ortamda gelişmeğe başlamıştır. Toplu konutlar, «Topluca çok sa yıda yapılan konutlarndan «sosyal tesisleri, işyeri ve konut çeşitliligi ile bir bütünlük gösteren yeni şehir parçalan»na kadar değişen anlamlar taşıyorlar. Ama hepsinin ortak özelliği, çok sayıda konut'u topluca üret meyi planlamış olmalarıdır. Böylece tek tek konut yapımmdan toplu konut yapımına geçia çabalan, toplumurauaun üretim biçimindeki bir defişimin sonucu olarak ortaya çıkmakUdır. TOPLU KONUTLAR, KURUMSAL KANALLARIN VE TEŞVİKLERtN YOKLUĞUNA RAĞMEN HIZLA GELİŞECEKLERDİR. DEVLET, BÜYÜK İHTİMALLE BU ÎŞÎN İÇİNDE OLACAKTIR. runlanna çözüm getinci, şehlr yapısını organize edicı, modernleştirici bir unsur olarak desteklemelidır. Başlangıçta toplu konut yapıcılarının en önemli ko nusu yer seçimi ve program kararlandır. Daha geniş bir çevre için plan yaparak, toplu konutlar için aynlan alanlan ana hatları ile programlayarak, bu kararlar yönlendirilebilir. Bugünkü plânlama alışkanlığının değişmesi, şehir plânlama sının, toplu konutların örgütleşme, finansman, kredi, yeni teknoloji vb. sorunlarına bir bütün olarak sahip çıkma olanağını ya ratabilir. Yapı teknolojisinin değişmesi Toplu konutlar, tek planın kontrolunda, aynı yerde, çok sayıda ve hep birlikte yapılmaktan doğma ekunomilere ve imkânlara sahiptirler. Saydığımız bu özelliklerin getirmesi beklenen «japı teknolojisınde yenilikler» bu imkânların en önemlisidir. Konut üretiml teknolojisinde yeniliklerin önemi başka faaliyet dallannda sanayileşmeyi başlatan ve geliştiren teknoloji yenilikleri ile karşılaştınlabilir. Bu teknolojilerin varlığı için gerekli örgüt, sermaye ve uygulama büyüklüğunü ssğlayarak. toplu konutlar ekonomi ve kaliteyi birlikte arttırırlar. Bu nedenle de, bir çok ülke tarafından konut sorununu şehir gelişme sorunu ile birlikte çözmede uygulanırlar. Ülkemizde bu bakımdan toplu konutlann durumu nedir? Uygulama halinde olan az sayıda ki girişimde, konut üretim teknolojisinde yenilik ya yoktur, ya da ptkili olamayacak kadar azdır. Örneğin, hızlı. ucuz ve kaliteıi toplu konutlar inşa etmek için gerekli «fabrika yapımı, yapı elemanları.1 sanayi dalı geüşmemiş tir. Bu çeşit teknolojik değişmelerin olmama nedenlerinden biri olarak toplu konut uygulamalannın ve bıınlan çeviren sermayele rin küçüklüğü gösterilmektedir. Toplu konut kuruluşları, konut alamndaki bütün özel sektör kuruluşlan gibi. gırişimlerinin büyükiügüne aöre çok küçük sermayelerle çalışıyorlar. Bunu, sat tıklannın parasını kullanmak suretiyle yapabiliyorlar. Bu para ise, başlangıçta alman peşinler, Üretim düzeni Konut düzeni illşkileri Konut düzeni, toplumun tiretim biçiminin bir fonksiyonudur. Sanayi öncesi üretim düzeninin konut biçimi tek tek evler, buna karşılık sanayileşmış toplumlann üretim düzeninin konut biçimi, geniş anlamı ile top lu konutlardır. Bu iki tip konut üretim biçiminin doğal olarak farklı örgütleri, farklı teknoloji leri vardır. Durumun açıklarunası bakımından, burada, sanayileşmemiş küçük şehirlerin ve Avrupanın büyük şehirlerinin büyüme biçimlerini gözönüne getirmesinde yarar vardır. Birinci grupta şehirler tek tek binaların yapımı ile büyürlerken, sanayinin üretim düzenina sahıp ikinci tip şehirler, «şehir parçalan» ve «uydu şehirler» halinde büyüyor ve değişiyorlar. Sanaylleşen ve toplu konut üretimine geçiş halinde olan tilkemizde bu değişim ne demektir. Yapıların tek tek düşünüldüğü düzenden, şehir parçalannın tasarlandığı düzene geçmek ne gibi degişmeieri birlikt» getirmektedir? aylık taksitler ve konut kredilerinden oluşuyor. Bilindiği gibi Sosyal Sigortalar Kurumu konut bedelinin yaklaşık olarak yarısını, Emlâk Kredi Bankası ise dörtte birim kredi olarak vermek tedir. Krediler ile öbür özel tasarrufların toplu konut işi içindeki oranı % 90 civannda tahmin edilmektedir. Firma sermayesi aslında °o 10 kadardır. Bu sermaye oranı ile bu kuruluşlardan işin organizasyonunu ve yapı teknolojisini toplu üretimin gereklerine göre modernleştirmesini beklemek boşunadır. Ozel firmaların sermaye küçüJc lüğü nedeni ile basarılı toplu ko nut uygulşması için gerekli ön yatırımı yapamadıkları görülüyor. BU\Hik sermayenin neden bu işfe ilgılenmedigi akla hemen gelen bir sorudur. Ozellikle, yapı malzemesi sanayicilerinin bu alana yatınm yapmaması dikkati çekiyor. Bilindiği gibi bir çok ülkede yapı sanayi kesımi, kendilerine bütünü ile kendi kontrollarında olan bir pazar yaratmak üzere toplu konut işine girerler. Böylece pazarlannı büyütürlerken kendi ürettiklerini kendileri kullanarak bundan ilâve ekonomiler sağlarlar. Ülkemizde bunun neden böyle yapılmadığı konusunda ancak tahminlerde bulunma olanağı var: Toplu konut pazarınm henüz yeteri kadar büyük olmadığı, bu buyüklüğü bulmak için daha alt gelir gruplarına inmek gerektiği, bunun ise lüks konut inşaatlan için üretim yapan bu sanayi yapısı ile bir çelişki yaratacağı öne sürülebilir. Bu çelişki yapı sanayilerini yapı üretimi işine girmede tereddüde düşürmüş olabilir. Toplu konut asıl düşük gelir gruplan için bir çözümdür Soruna konut ihtiyacı olanlar açısından bakmak gerekir. Toplu konut. bugün bu kişilerin konut sahibi olmasına imkân sağlı yor mu? Bunu ucuzlatıyor ve kolaylaştmyor mu? Bugün toplu konut şirketleri daire satış liyatlan 140.000 260. 000 TL. arasında değişmektedir. Krediler ve başka borçlanmalar nedeni ile bu fiyatlar daha da artıyor. Böylece yıllık tasarruf gücü 6.000 10.000 TL. olan ve konut kredisi sağlayabilen bir grup Şehir plânlama alışkanüğmın değişrnesi | Hacettepe Üniversitesi j 1 j j Tıp Fakültesi Dekanlığından Fakültemizin sşağıda gösterüen Bilim Dallanna karşılarında gösterılen tarihlercfe yapılacak sınavla | g g | Asistan Alınacaktır: I B ü g Isteklilerin, Fakülts Sekreterliğinden alacaklan giriş formunu sınav gününden bir gün öncesıne kadar doldurup teslim etmeleri gerekmektedir. Patoloji, Nöroşirurji Genel Cerrahi, Pediatrik Cerrahi Psikiyatri Pediatri, Göğüs Cerrahisi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Göz, Üroloji Nükleer Tıp. Ortopedi, HistolojiEmb. Fizyoloji, Anestezi. lç Hastalıklan Radyoloji, Mikrobiyolojı, Anatomi Nöroloji, Toplum Hekimliği 4 Temmuz 1974 9 Temraur 1974 12 Temmuz 15 Temmuz 18 Temmuz 23 Temmuz 25 Temmuz 29 Temmuz 1974 1974 1974 1974 1974 1974 j g g g = % 1 g § & s Şehir planlaması başlangıçtan beri, «bir küçük parsel içinde tek yapınyı birim kabul eder şekilde yapılmıştır. Bütün ilgili «mevzuat» örneğin kat mülkiyeti kanunu bu kabule dayandmlmış bulunmaktadır. Bu ^i!!!iıııınii!mi!iınıtıııııi!itıi!iııi!iıııııııııııııııni!iıi!iiHinı;!"!i;i!iı;i'fnnH'!ii!tnıııi!H(ttrn»ıııunıın çerçeve içinde, ancak şehir parçalan olarak tasarlanabilecelc toplu konutlann ortaya çıkması çok zor olmaktadır. 1 Kıymetli oğlumuz Ahmet Murat YAŞAR'ui geçirdiği kazada fpna sekilde kınlan. koluna zaman kaybetmeden Bugünkü plânlama alışkanlığı, Ij şehirleşme hızının çok düşük ol W müdahale eden ve kısa bir zamanda tedavi eden duğu, şehirlerin liziki nitelikte 1 Operatör planlarla kontrol edilebildiği zamanlardan kalmadır. Konusu ve sorumlulukları çok sınırlıdır. Şehir planlamasmm sorumluluklan, şehir hayatının ve sorunla H (Ortopedi ve Tra\T«atoloji Uzmanı) nmn karmaşıklık seviyesi ile ğ ve birlikte artmış, konusu genişle g Hemşir» • miştir. Örneğin. şehirlinin ödeme ımkânlan içinde onlara iyi konutlar sağlamak. bunun finansman kaynaklanra ve mekanizmalarını göstermek artık 1 içten minnet ve şükranlarımızı arzederiz. şehir planlamasmm konulan ara 1 Hacer ve Ramazan YASjAR sındadır. = ARARAT YAYINEVÎ Şehir planlaması. bu görevi ge reği, toplu konutlan, sehir so | TEŞEKKÜR | ğ g s g I Dr. Mişel J. Kokino \ = = I Nezihe CENGİZ'e j g İ I ş = m BAŞSAGLlGl Kastamonu hayırsever tüccarlarından, Kıymetli Bayimiı Ayrıca, Pediatri Bilim Dalına «Malnütrüsyon» dersine, Pediatrik Cerrahi Bilim Dalına «Yenidoğan Cerrahisi Kizyolojisi» dersine ve Plâstık ve Rekonstrüktif Cerrahî Bilim Dalına «Yüz Kırıkları ve Tedavileri» dersine birer öğretim görevlisi alinacaktır. İsteklilerin 1 Temmuz 1974 tarihine kadar Fakülte Dekanlığına müracaatları duyurulur. (Basın: 17504: A. • 10677 5223) ATA YAMAN 24/6/1974 günü Ka^tamonu'da ebedıyete fıret, kederli ailesıne başsağllğı chleru. lntıkal etmiştlr Kenaislne Tanrıdan mağMOTORLt ARAÇI AR TlCARtl A.Ş. GKNEL MüDÜRLÜOti Ajans 70: 345 5237 için çözüm olabiliyor. Bunun Ülkemizde göreli olarak oldukça yüksek bir gelir seviyesini ifade ettiğine kuşku yoktur. Konut kredisi kullananlaruı gelir durumunu belirtmek, mevcut konut piyasasmdan faydalanabilen en alt gelir seviyesi hakkında fikir vermek bakımından yararlıdır; DPT.'ce yapılan «Sosyal Sigorta Konut Kooperatifleri ile ilgili bir araştırma» da belirtildiğine göre, «... yüksek gelirli sigortalıların bu krediden yararlanma oranınuı çok yüksek olduğu ve bu oranın giderek artmakta olduğu saptan mıştır.» Bu «yüksek gelirli sigortahlar» piyasaya özel sektörce «arz» eriilen konutlann çözüm getirebıldiği en alt gelir sınırını oluşturuyor. İşte. toplu konut asıl bu çelir seviyeMnin altında kalan orta ve alt gelir gruplan için bir çözümdür. Toplu konutlan bu yurttaşların konut İhtiyacını karşılayacak biçimde organize etmesi beklenen deylet ise konut sorununu bir özel sektör işi olarak görmektetfir. I •***•«?*!???** tf*»»l»»*»V« Oysa, toplu konutlar. kurumsal kanallann ve teşviklerin yokluğuna rağmen önümüzdeki « yıllar içinde hızla gelişeceklerAffın, fikir suçlarınt kapsam dışı bırakan şekilde k«dir. Bu kanallar ihtiyaçların nunlastığı gün, geçirdigı beyin kanaması sonucu komaya baskısı ile açılacak ve devlet giren arkadaşımız, büyük bir ihtimalle bu işin » 8.BJ. 4. SIN1F ÖGRENCİSÎ içinde olacaktır. Toplu konutlann şehir içinde ve çevresinMELEK SONAD'I de oluşumu bu üretim ve büvüçok genç yaşında kaybettik. menin yeni biçiminden gelme Hapiste bulunan eşine, tüm devrimd arkadasların» yeni sorunlar ve imkânlar or • ve »ilesine acımızın derin olduğunu bildiririz. taya atacaktır SANIK YAKINLARI Şehirlerin şehir parçalan olarak büyümesî yeni parçaların Cumhuriyet 5244 anaşehir ile bağlantı • kopma seviyeleri, birbirleri ve çevreleri ile ılişkileri bunlar arasındadır. Araba «hipliği oranı ve ulaşım teknolojisinin etkileri bu konularda kritik değer kazanacaktır. Şehirlerin, parçalar olarak yenilenmesi ise soruna karşılaşılmamış boyutlar 1 Sıgortalı ve diğer hizmetlilerimizin ihtiyacı bulunan getirmektedir. tçte olsun dışta suni aza ve protezier Idari ve EvsaJ Şartnameleri olsuı% gelişmenin büyük parçaesaslan dahilinde b Temmuz 1974 Cuma günü saat lar halinde düşünülmesi «şe11.00'de kapalı zarf usulü ile satın alınacaktır. hir formu» konusunda etkili ol2 Bu ihaleye ait Şartnameler Kocamustafapaşa'da buma dolayısiyle plânlama imkân lunan Hastanemiz Satınalma Komisyonundan ücretlan yaratır. sız olarak temin edilebilir. Bu yeni şehir parçalannın ya 3 İhaleye ıştirak etmek isteyenierin hazırlayacakları da uydu şehirlerin, ana$ehir kapalı zarflannı ihaleden bir saat öncesıne kadar belediyesi ile ilişkileri değişikKomisyona vermeleri veya bu saatten önce Komislikler gösterecektir. Böylece yeyonda bulunmak üzere posta ile göndermelerj jartnl oluşan toplulukların kendi tır. Postadaki gecikmeler kabul edilmez. servi?lerini örneğin ortak a4 Hastanemiz 2490 sayılı Ihale Kanununa tabi rfeğildir. Jy çık saha'.arın bakımını çözecek örgütleşme ve finansman biçimi önemli bir konudur. Bu •••••••fl ölçeji ile bir apartmanın yöne•••••••••••••••••••••I timinden büvük farklılıklar gö's terecegi açıktır. Yine çok önemli ve progTam safhasında devletin katkısını cerektiren bir konu şudur: Yeni oluşan toplu konutlarda, gelir «eviyelerine ya da başka 6zelliklere göre belirli gruplaşmaların olması, ilerde çözümii çok zor scısya! sonınlar doâu1 Ekli listede derecesl, ünvanı, aöedi ve brüt aylık rur. Bu bakımdan, ne tip katutarlan gösterilmiş olan kadrolara atanmak üzere, 657 rarlann bugünkü kıırumsal orsayılı Devlet Memurlan Kanununun 48inci maddesinde tamda ne tip bir ayıklama meöngörülen genel şartlan haiz ve 35 yaşını geçmemış, Sıyakanizması y&rattığ; sorusu V.gi sal Bilgiler, Hukuk, lktısat, lşletme Fakültelen, ürtadoçekicidir. ğu Teknik Üniversitesi tdari llimler Fakültesi. Haeettepe ve Boğazıçi Üniversiteleri Sosyal ve tdari Bılımler Fakültlhan TEKELÎ teleri Ekonomi ve îşletmecilik Bölümlerı. Iktisadi ve Tıcarî llimler Akademileri veya bunlara denklıği Mılli E|İYiğit GÜLÖKSÜZ tim Bakanlıfınca onanmış yabancı Faküıte ve Yüksek Tarık OKYAY Okul mezunları arasından, yeterlik ve yarışma sınavı ile raportör alınacaktır. 2 Yazılı sınav 15 femmuz 1974 günü saat 10.00'da Vergiler Terayiz Komisyonu Başkanlıgında vapılacak, başan gösterenler ayrıca 17 Temmuz 1974 Jünü aynı ıaatSevgili Oğlumuz v» te sözlü sınava tabi tutulacaktır. Ağabeyim Sınavlar : A Türkçe • lcompozisyon KADRİ ANLI'nın B Hukuk Grubu Aziz ruhuna ithafen 51üI) Anayasa Hukuku münün Onüçüncü yılına II) Medenı Hukukun ve Borçlar Hukukunun rastlayan. 29 Haziran 1974 genel esaslan » Cumartesı günü Şişli CamlC Maliye ve Ekonomi Grubu inde ikinci namazını müte1) Maliye akip memleketimizin taII) Türk Vergi Kanunlarının esaslan nınmış hafızlan tarafından III) Nazarı ve tatbiki ekonomi Kur'anı Kerim ve Mevlidı D Türk Uevrim Tarihi Şerif okunacak, dua; duakonulanndan seçilecektir han Hafız Yahya Eskişe3 Mürticaatlar en geç 13 Temmuz 1974 Cumartesi, hirli tarafından yapılaeaicsaat 12.0t)'ye kadar Vergiler Temyiz Komi«yonu Başkanlıtır. gına yapılacaktır. Postadaki eeciKmeler dikkate s'ınma Dost. akraba ve arkaday yacaktır. lan ile arzu buyuran din L İ S 1 E kardeslerimizin teşriflerını rica ederi?. Avlıjın J f nvanı lierecesi Sayısı brüt totarı B Sınıfı Rennan AM.I 7 Raportör 9 2.9BO, l'L. * Genel tdart Fikri ANLI 9 7 2,V(KI, TL. • Fikret ANL1 (Basm: 17502 A. 10679 5232> S «•••••«••••••••••la1 Kaçak Dr. Kimble. Türkiye'ye geldi. Krallar gibi kargılandı Büyük otellerin kral dairelerinde agırlanıyor zaten... tçiyor gece gündüz... Yirmi dört saatte ne yaptığını dakikası dakikasına gazetelerde izüyoruz. Muhabirler bır saniye ayrılmıyorlar yanından... Kaçak, bir gecede üç şışe viski, bir şişe rakıyı bitirivor: sonra da göbek atıyor. Gazetecilere: Türkiye'de gördüğüm ilgiyl. diyor. hiçbir yerde görmerfiğım için çok şaslrdınv öyledir bizim ülkemiz. Dr. Kimble belki bılmez; çoğu vatandasımızın kaçaklara özel bir ilaisi vardır. Bu ilgıyi türlü • çeşitli biçimlerde i.=pat!anz. Aramızdan çoğu kişi, kaçaklara aşırı egilimlerinrien dolayı «Sayın Muhbir Vatandas» sıfatına lâyık eörülmiislerdir Sayın Muhbir Vatandaş'ımız, Dr. Kimble'ı çok sever. Evinde televizyonu vardır Sayın Muhbir Vatandaş'ın... Bir yandan buz gibi rakıyı yudumlamak, bir yandan yakındaki masadan meze çimlenmek öte yandan televizyonda Kaçak'ı seyretmek keyif verici bir iştir. Dr. Kimble, kanuncfan, yareıçtan, polisten kaçarken Sayın Muhbir Vatandaş'ın yüregi onunla birlikte çarpar: Aman yakalanmasa!. Dr. Kimble'ı kanunun pençesine teslim etmek isteyenler, hepten suratsız, manyak, cıvık, aşagılık, üçkâğıtçı. zalim tiplertiir. İster halktan biri olsun, ister poüs, ister bir başka görevli, muhbirler kötü simgelerdir. Doktoru kurtaranlar, «aklayanlar, kaçıranlar, kaçmasına göz yumanlar; iyi yürekli, temlz yüzlü. saf kişilerdir. Saynn Muhbir Vatandaş da sevdigi fu'bol takımını tutar gibi sarılmıştır Kaçak'a; hiç düşünmeden... Birisi sorsa: Yahu bu adam kanun kaçagı!.. Bu ülkenin polisi, yargıcı, savcısı, mahkemesi, adalet düzeni, basını, gazetecisi tilmden mi kof? Kaçak teslim olsa suçsuzluğunu ortaya çıkaramaz mı? ?... Teslim olur olmaz görevliler hemen ellerini ayaklarını zincirleyip, bilinmeyen bir yere götürerek işkence mi edeceklerT Yooo... Falaka? Cop? Elektrik? Işkencet Yoooo... öyleyse neden kaçıyor? Sayın Muhbir Vatandaş bunları düşünmez. Yetkililer de düşünmezler. Çünkü Kaçak, düzene başkalrfırmış bir kişi değil. Kanuna karşı gel; ama kurulu düzene kanşı gelme! önemlidir bu felsefe!.. Toplumu daha iyi bir düzene kavuşturmak için balkaldıranlar affedilmez guçlulardır. Ama kurulu düzeni benimsemissen. Sayın Muhbir Vatandaş bile sever seni... Milyonlarca kişiyi incir cekirdeki doldurmaz bir serüvenin peşınde sürükleyerek kaçarsın... Kimse tutamaz seni... Televizyon seyrederken Sayın Muhbir Vatandaş. seni ihbar eden kişiye ağız dolusu küfreder: Namuzsuz, aşagılık. alçak muhbir! Oysa televizyonda Dr. Kimble'ı yakalatmak İsteyen muhbirlere öfkelenen Sayın Muhbir Vatandaş kimleri ihbar etmemi$tir ki? Komşusunu, dairedeki arkadaşını, ÖŞreneisin.i, ögretmenini, kiracısını. çocuk yaşta gençleri. fuçsuzlan, binlerce, onbinlerce ihbarla cumal eden Sayın Muhbir Vatanda? degil mi? îşte S»yın Muhbir Vatandaş, simdi Dr. Kimble'ın peçinde... Ams ihbar etmek için değil; ne yediğini, ne içtiğini, ne givdiğini, kiminle ne yaptıçını öğrenmek için gözleri fazetelerde, başlıklarda, fotoğraflarda... • OUYURU ÎLAN İstanbul S.S.K. Hastanesinden I Maliye Bakanlığından Vergiler Temyiz Komisyonu Başkanlığı emrinde çalıştırılmak üzere sınavla Raportör Alınaraktır MEVLİD 3 8 Cumhuriyet 5234 ••••••••••••••••••••••I