18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 CUMHURİYET 8 Nisan 1974 Bir Ordu Var! vtl, bir ordu var, Küçükler Ordusu.. Henüz beşiğinde süt emen bebeklerden, ilk kez çantasını yüklenip. anasının, babasınm, ablasının ya da ağabeysinin elinden tutarak, ilkokulun kapısına yönelis yaşına kadar olan küçüklerin ordusu... Bu ordu, okul çağına kadar olan Tiirk çocuklarının, hayat yolunda ilk aşamalarını yapan ordusudur. Haydi bu ilk aşamalar dönemine biz de okul öncesi çağı diyelim. Evet, okul öncesi çağında. müyor.lar ve milyonlardan oluşan bir Küçükler Ordusu ve bu ordunun da, bin bir problemi var. Çağdaş düzende eğitimi; okul öncesi, okul yaşında ve okuldisı olarak başlıca üç böliime ayırmak. artık bir cok ülkelerde yerleşmiştir. Okulöncesi eğitim, ilkokul yaşına kadar olan küçüklerin : riaha çok aile dışı problemlerini kap sar. Okul çağmda eğitim, başlıca olarak, ilk, orta ve yüksek ögrenim olmak üzere. içiçe ve çok bölüntülü bir eğitim sistemini oluşturur. Okuldış' eğitimde ise. halk vardır. Hangi yaşlarda olu'larsa olsunlar, ilk, orta ve yüksek öğretirni dışında bulunan ya da dışına çıkan bütün bir halk yığinı... Basın, güzel sanatlar. her türlü öğrenim kursları, örgütler, tiyatro, sirıema ve televizyon. kulüpler. gezici eğitim ekipleri, halk dprshaneleri ve halk eğitimlnin sayılamayacak katfar çok bin bir kolu. Bunlar, okul dısı egitim alanmda yer ahrlar. Bu bölüntüler üzerinde daha fazla durmadan ve asıl konumuza girerken çunu belirtelim ki. çaŞımızda, yani çağdaş ve gerçek anlamda demokratik devlet nizammda, gerek okul öncesi, gerek okul yaşında, gerekse okul dışı eğitimin düzenlenmesi, uygulanması ve denetimi, çaSdaş devletin. asü vazifelerl arasındadır. Tıpkı milli savunma işi. yargı işi, halk sağlığı işi v» öbür ö"evlet görevleri gibi.. E Olaylar KÜÇÜKLER ORDUSU... Şevket Süreyya AYDEMİR tlmln! Geiışrlrme Derneği» lle, memleketimizd» de ilk merkezini kurmuştur. Işte bu teşküâttır ki son kongresi ile, sekizinci büyük toplantısmı yapraış ve sekizinci çalışma yılını sürdürmekte bulunmuştur. Her türlü eğitim konularında, atesli bir ülkücü olan Mürüvvet Avni özkan ve arkadaşları, bu kuruluşta. tarihi bir öncülük yapmışlardır. fSaym Mürüvvet özkan'm adını burada, kendisinden izin almadan açıkladığım lçin özür dilerim.) örsütün Etatüsü İlginçtir. Ve çaHsmalanna*a gayesine, idealist bir kendini veriş vardır. Bu cepheleri iledir ki bu teşebbüsü, bu dar sütunlarda da olsa kamuovuna tanltmaya çalışmayı, bir vazife saydık. Çünkü zamanımızda ülkücülük ve ruh, vicdan ferahlığından başka hiç bir karşıhğı olmayan böyle kendini verişler, yalnız bizde değil, en gelişmiş ülkelerde de. örneklerl gittikçe kısırlaşan, ama soy eğilimlerdir. Dernek hedeflermi, statüsünün 2 maddasinds şöyle özetler: «Memleketimizdeki okul öncesi eğitimini geliştirerek, Türk tcplumuna ve ınsaruıgs vurarlı kuşaklar yetişmesine vardımcı olmak. Okul öncesi çocuklannm çeşitli sorunıanm, memleket ölçüsünde ortaya koymak.. » Derneğin, şu bildiğimiz ve artık ülkemlzde. düpedüz bir vakit kaybı ve demagojik taskın. lıklar halini alan siyasetle, tabii hiç Wr llgisi yoktur. Onun içindir ki bu dernekte, bu tür siyasiler değil. idealistler çevrelermlstir.. Okul öncesi eğitim nedlr? Bu sorunun cevabı. cidden çok cephelidir. Çünkü her ülkede öldufu gibi, bizde de, dağda, belde, köyde kentte, miiyonlaıca çocuktan olusan bir okul öncesi küçükler ordusu var. Daha önce de değindiğimiz pti, DU küçükler ordıısunun, bin bir ihtiyaç ve dsvaiârı ile uğraşmak, onlara yönelmek ve biışeyler vaparak ihtiyaçlarına cevap vermek işi, devl*tln asli bir görevi. Ama bu alanda acaba nt vapabiliyoruz. Bu yavruların, hem bafcımı. nem eÇitiml üzerine. hangi el kanat gerebilmiîtir? Şu sokak denilen vampir, azpn disleri ile. bu ordunun da üstiine, her gün biraz daha saldınnıyor mu? Hatta daha aile yuvasında bil» kötii yayınaları, filmleri görerek Çünkü bunıar, cocuklara sunulan temiz uyfcu öncesi masa.)ardan daha güçlüdürler. Bu gerçeğin açık besgesi de. çocuklann oyunlarına, bu iyi masalıarın degil, gangster kavgalarınm egemen olusudur... Ailede Dağılış Evet. yalnız biz dejü, çağımız ve bütün basıbos ülkeler, derin bir sökülüf, ruh çöküntüsü, bunalım ve degerler krizi içınciedırler Bu ülkelerde çocuk, daha gözlerini hayata açıp. bir seyler sezmeye basladıgı günlerdeu başlayarak, itiraf etmeliyiz ki. bir düzensizlik ve öir kaoı içinde büyümektedir' Ailede ve sokakta... Toplum ise, durmadan ve hızla yapı deJUtirıyor. Hatta kabul etmeltyız ki, aiieler dajtılıyor ve aile içi ilgıler gevîemektedir. Bu eev Bir Dernek Okul öncesi eğitim, şimdl dünya ölçüsünde de bir örgütlenme konusu olrnuştur: OMEP. Bu örgütlenme, 10 şubat 1967'de teşkil edilen ve merkezi Ankara olan «Türkiye Okul öncesi Eği ı, bu llgisizlik, varlıkh ailelerde sonradan görmüslük. oyun partileri, gece hayatı ve çccukların, ya eller eline, ya sokağın ktnurılarma bır<kılısı şeklinde oluyor. Ve topıum, on binler c* paraziti. avrıca beslemek îorunda kaııyor Dar gelirli memur veya isçı aileleriiîde ise çözülüşü ve çocuklann başıboşlugunu besleyen darlık ve imlîânsızlıktır. Bu hava, okul öncesi çocuklann hayatı için de problemlidir. Bunlara, devıetm vey» devlet gücünde yardım getirecek kuruiuşlaun kucak açrnası lizım. Hem de, sütünden oyununa e§lencesine ve sağlık kontrollarına kartar... İkı yıl kadar önce bir yabancı ülRede nenr, de evvelce bozkır. hatta çöl olan bir cölgede. öütün bir mahalleyi kaplayacak kadar genis oir alanda kuruımuş. bir çocuk bahçpsi ve ana okulu Eörmüştüm. Beşiklerinde süt emenleıden. sele. cek yıl artık ilkokula baslayaeak yaşta ol&nlara kadar yüzlerce okul öncesi çoruk için hem devletin, hem mahalli teşekkülıennir. vardımlan ile öyle şartlar yaratılmıştı ki o çe^rede bu yaştaki çocuklar için bu ÇOCUK baheesi, artık eğreti bir \uva değil. gündüzleri, sıcak bir aile kucagı olmuştu. Bas idareci bir bavandı. Ve sanki bu yüzlerce çocuğun öz anncleri gibi. onlardan her bırinin, yalnız b«den ve sajlık dunımlarını değil, ruh yapılarını, ruhi gelismelenni, tabii insiyaklartnı, birer oirpr hjliv^rdu. Meselâ arada o bölge\'e nasu^a *anşmış bir lenci ailenin, 5S yaşlarında bir erkek çocuğu müdüre göre. bir zaman gizl' bir aşa^lık kompleksi içindeydi Ama şimdi bu güzel zenci çocuk, öt»ki bütün çocuklann, aradıkları, sevdikleri bir önder yavru haline gelmişti. Hem de çocuklar bu çabayı hiç fark etmeden.. Çocuklar âlemi artık memnundu. Ve ona güzel bir ad da bulmuşlardı: Kara Kelebek... ö g l e öncesi küçük kahvealtı sofrarruzda. bana. yani uzak bir ülkeden gelmiş «misafir Türk Amcasya «hoş geldiniz» konuşmasını yapmak ve bir de srma6an sunmak vazifesinl çocuklar, Kara Kelebek> vermişlerdi. O günün havasmı, bilâ hatırlar ve bu armağanı saklanm. Saniyorum ki biz Türkler de Türkiye'de. bu cocuk bahçelerinin, >üzlercesini yapabiliriz. Hetn kentte, hem köyde. Bunun için asıl mesele, para meselesi miflir? Haytrr Meaele, yalnız idealizm ve bir de, lnsan ve çocuk sevgisidir. Bunlardan kendimiri, niçin yoksun sayahm .. Yarmın Dünyası SADUN TANJU Ondokuzuncu asrm sonunda 20 yaşlarmda bir delikaall olan Stefan Zweig, gençlik yülarının nasıl bir güvenlik dünyasında geçtiğini anlatırken şöyle der: Büyüdüğiim birinci savaş öncesi yılları için elle tutulur bir anlatım bulmak gerekirse «altm bir güvenlik çajpydı» demenin çok uygun düşeceğıni sanırım. Bin yılı bulan Avusturya İmparatorluğumuzda herşey değişmez bir düzene bağlanmışa benzerdi ve devlet bu sürgitliğin baş giivencesi gibiydi.» MASAL BİTTİ.. Stefan Zweig'in Dünün Dünyası» kitabında anlattıklarını okurken, bir masal çağının artlk geçtiğini burnunuz sızlaya rak hissedersiniz. 1942 Şubatında Brez'lya'nın Pctroplis sehrinde canına kıydığı zaman Zweig «altın güvenlik çağının geçtiğini ve artık hic eelmiyeceğini biliyordu. Kökten bir değişmenin acıları içindeydi. Söyle yazıyor: «Olup hitenlrrle sürüklenmeve kar^ı hiçbir konınma. hiçblr eiivenlik yoktu. Kaçıo kurfutarak hichir ülke. elde edilecek hiçbir başdinçliği kö*esi ynktu. Alınyazımiztn eli her yerde yakalıyor ve doymak bilmek oyununa hizleri parça parça atıyordu. Devletln Isteklerine sörekli boynn efmok. en saçma politlkacılara kendimizi te^llm ermek. akhn alamıyaraei bütün dejHsikliklere ayak uydurmak zorandnydık; ne kadar cnpıntrsak çırpuıaIım. ortaJc olayların lineirinc vurulmu$tuk.» BİREY SALTANATININ ÇÖKÜŞÜ însanın tek olarak en saltanatlı dönemini yaşadığı 19" uncu asrm sonu ve yirminci asrın ilk yılları artık yaşanmıyacaktır. tek insan için dünyada cennetin kapılan kapanmıstır ve yeni bir dünva oluşmaea başlamıştır. Stefan Z\veig. bundan 32 yıl Snce bir eurbet odasında yasnmma son verirken. bireysel saltanatm çnküsîinı} haher verivnr. Oercfkten artık bundan altmıj yıl önresine kadar oluşmus çr>ğ ile s«n alrmıs yıIın boi rinnH>iriirji hir lııza er'stirdiei Hiinya. insanhiın iki ayn dönpmlHir. E«ki döncm bir hir'kimdi. yeni dtinem eski ne varsa teker (eker nnlann yıkımıdır. tnsanlar. dcöîjme? riüzen duvprısundan vpnf düzenler kurmak nkılcılıSma siiriiklenmektedirler. DGnün dünyaçmda tek insanlar için cennet köşeleri vardı, yarmın dünyasında ne bulunursa paylaşılacaktır. DERGİLER ARASINDA OKTAY AKBAL Evet Hayır Deri Kanserinde Tehlike Az f anser HafUEi nedeniyle dekanserlerı üstünde duraı cağız. Ancak gazetelerde, Hafta nedeniyle çıkan iki haber konunun öncelikle bir başka yonüne değinmeyi zorunlu kıldı. Ankarada kanserle mücadel» ile Ugıli bir derneğin sayın baskanı, Kanser Haftası dolayısiyl» verdiği bir demeçte, bu konuda garlatanlar ile mücadeleye hekim ve halkı çağırmaktaydı. Çok yerindedir. Istanbulda ise bir gazetede Kanser Haftası bashğı ile başlayan yazuun içinde, özellikle emekli bir aydının, tıbbın iyi edemediği kanserli birkaç hasusını sergUediğini va aksıni ispat edene ödül verebileceği belirtiliyordu. Konu hangi yönünden «lt alınsa acıdır. Yıllardır kimi kimselerin hiç bilgileri olmadığı bir alanda, baş döndürücü teknik ve tıbbı bir yana iterek, bazı hasUhklara çare buima çabalaruı.n nedenini bir türlü izah edememi îimdir. Nedense bu harika kımseler (!) her gün yeni bir buluj ile çalkalanan teknik ve fen ala^ajnanüibar eune.zlgr. d g ^ f t ^ k ' n f de konunun sömürüye âaha mfi^ sait olması nedeniyle bulu|larmı daima tıp sahasına hasrederler. Kan, kuvvet, kurunç, romatiz ma, ekzema, zürüyet gibi her der de deva ilâçları yapanı, «atanı ve kullananları hergün her yerde duymaktayız. Bu konu alan vereni ve adliyeyi ilgilendirir ama is kanseri tedaviye gelinc* durum değişir. Konu bir aosyal sorun niteliğine bürünür. Bu kadar ciddi bir konuda kimsenin, hiç birimizin hayatı ile oynamaya hiç mi hiç hakkı yoktur. Bu konuda yapılabilen ve yapdamayan tıbbm malumudur. Yapılamayanı yaparım diye ortaya çıkmak haı tanın yanlıj ellerde vakit kaybetmesine va bu bakımdan belki de bir şeyler yapılabilecek zamanı geçirmesine sebep olur. Bunun kefaretini hasta hayatı ile öder. Kaldı ki kanunlarımız hekim dışında kimsenin tababet ile uğrajma.iını yasaklamaktadır. Kİ imdi bir garajda çüriiyor o dergiler, gareteler... Ymar yıh önemle sakladığım, bir tekini atmaya tayamaouğım 1945 1950 yıllarının Fransızca gazeteleri. dergileri. Les Nouvelles Litteraires'ler, Figaro Litteraires'ler, Les Lettres Françaisseler, Le Temps Modernsler, NRF'ler, NEF'ler, Poe"sies 56'lar, Cahier du Sudler, daha başkaları. Belkı de nepsl satılmıştır bir eski kâğıtçıya ya da karşı bakkalda kuüariilmıştır marula, salataya sanlarak. Bir öksüz gibi kaldılar, sayfaların. da benim için değerli nice nice yazalan, şiirleri saklavarak .. Sonra. Türkçe dergiler, edebiyat sanat dergiler. .. Kendimi büdığimd"în beri izlediğim, sonsuz bir coşkuyla satın al. dıgım yığıniarca dorgi! Dostlara verdim, isteyenlere verdim, kimini kesip parç3İadım, ama çoğu yine o garajda çürüyor zamanın acımasız elınde .. Oysa arada bir kanştırmak. geçmis yıltara döndürüverirdi beni. Bir eski dize, biı eski tartışma, bir solgun resim siler atardı geçmis zamanı. o günde yaşatırdı, o günü getirirdi gerisingeri... Evet, herkes saklayamaz yıllar yılı çıkmış dergıleri Bunu yapanlar var, bir arkadaşım vardı, sonsuz bir sabır.a saklardı bütün dergileri, ciltietir dizerdi sıra sıra raflara. Evi bir kitaplık gibiydi. Gider bakardınız, araştırma vaparsınız. Bir araştırıcı arkaaas Milli Kitaphğa gider gibi giderdı o eve her gün. Eski dergileri tarayıp bir takım şairlerin Kitaplanna almadıkları şiirleri bulur çıkarırdı, sonra da büyük bir kesifte bmunmanın coşkusuyla okurdu kimsenin bilmedigi o şiirlerii^gir kez bana da Orhap Antli'nin böyle bir^unutuımu» siirini^bstermeyav kalktı, oysa<^S|uı ezhSEİmdeyd&r öWJ>1we* rince şaşırdı: «Ben Orhan Veli / Yazık oldu Süleyman efendiye / Mısraı meşhurunun mübdii / Duydum ki merak ediyor mussunuz hayatımı / Anlatayim / Evvelâ insanım / Yani sirk hayvanı filan dejplim» diye baçlayıp upuzun süren bir çiirdi bu. Ezberimde kalmıs nasılsa, aaşırmıştı o araştırmacı arkadaş... Şimdüerde dergileri okuyup, daha doğrusu dikkatle gözden geçirip. kimi zaman çok ilgimi çeken bir iki yazıjı, şiiri kesip gerisini atıyorum eski gazeteler yığımna. Sakıamak olanak dışı, hele ciltler halinde toplamak büsbütün! İyi yazılar. şiirler nasıl olsa kitap halinde basıhr, diverek. Oysa nice güzel yazı var, özellikle inceleme, eleştinne y&zıian k\taplara girerr.iyor, kitap halinde toplanamıyor. Ne yapılım. başa çıkılır gibi degil. Zaman ncımasız, her yıl daha da hızlı akıp geçıyor, yaşlandıkça bu tempo daha da korkunçlaşıyor. Yetişemiyorsunuz zamanın koşmasına, hep geride kalacaKsınız, bir gün düşüp kalarak bir yerde .. Masamda bir yığın dergi: Nisan ayının getirdikleri... Varhk, Yeditepe, Yeni A, Türk Dili, Köken, Soyut, Türkiye Defteri, Yeni Dergi, Yeni Ufuklar, Yansıma... Daha başkaları da var elbet, bunlar şu anda elimde olanlar... önce şürler çeker benim ilgimi. Cumah'nın «Leningrad.ı, Durbaş'ın, Özer'in dizeleri, Aksal'ın Zaman Mavisi Kuşlar'ı, Oktay Rıfat'ın «Yaz Gündüzü», sonra Berk, Kansu, Akgün, Yavuz, Aktan, Püsküllüoğlu vb. Belleğimde yaşayacak bir takım dizeler var şimdi. Ne kadar yaşar. kaç gün, bilinmez. «Nehirlerin taşıdığı kır kokusu Karasız uğultusu denizlerin Günler ya çok uzun ya çok kısa,» «Niçin büyük aşklar acılar Coşkun tartışmalarla Sert Votka Bekler yolunuzu Kapıların ardında Alır bir çabuk şapkanızı paltonuzu • Isıtır kanmızı dost sıcaklığıyle.» demiş Cumalı Leningrad'ı anlatan uzun şiirinde... «Gününü ölüme ayarla ötesi yok, sonu biünmez • Bu sınırsız yalnızlıkta Dün gelmiş gibi Erzurumdan Geceni gurbete ayarla» diye baslamış Durbas... «Çorak ülke! Ne gelenim oldu Ne ğidenim. O külrengi, ıssız Atlann nal tesleri yansıdl Gündüz ve gece sokaklanmda» diye bitirmiş Aksal... Berk'se almış Nikitin'in sozlerini dizeleştirmiş, şair olmuş çıkmış Nikitin: «Köle konuşmasıyle ayrılır baltadan». S DERt KANSERLERİ TEDAVÎ ÎLE TAMAMEN ÎYİ OLURLAR VE ÎHMAL EDÎLMİŞ TtPLERİ DIŞINDAKÎLER BAŞKA BÖLGELERE SIÇRAMAZLAR. İÇ ORGAN KANSERLERİNE HtÇ BENZEMEZLER. Prof. Dr. Ahmet MURAT Ist. Tıp Fak. öjreöm Üyesl blr kimsenin kanser olması kaçuıılmaz ise (ve tercih hakkı tanınırsa) herhalde deri kanserini secmekte hiç tereddüt edilmemelidir. Kısacası ihmal edilmemek kaydı ile, hastalıgui adı, seyir va sonucundan daha agırdır deniiebüir. Bu açüclamadan sonra deri kanserlerinin özelliklerine kliniğimizin son üç yıllık 400 vakalık hasta jnateryelinden A» rakamYaş: Hastahk genellikle 5070 yaslan arasında görülür. Ancak bize müracaat eden hastalarm büyük blr çogunlugunun, genellikle birkaç yıllık olusum ile geldikleri düsünülürse ya» S0*nin altına inebilir. CiM: Deri kanseri, dıs tabiat etkenleri ile daha fazla temasa gelen, güneş altında uzun seneler Çalısan erkeklerde kadınlara nazaran daha sıklıkla görülür. Biz deri kanserini 'o65 oranmda erkeklerde, "o35 oranmda kadınlarda tespit etmis bulunuyoruz. Kanserin Tipi: Memleketimiîde daha zıyade, nispeten sonu lyiye giden tipler (Bazal hücreli kanser) göriilmektedir. e>,o6O). Başka yere sıçrama öza'lığî gösterebilen tip ise (spinal hücreli kanser) daha seyrek olup (••40) erkeklerde daha fazla görülmektedir (»«75). Yerleşme bölgeleri: Deri kanserleri özellikle günese maruz açık bölgelerde yerlesirler. Bu bakımdan hastalığın en çok görüldüğü bölge yürdür. Bu sebeple, daima gözönünde olan bir değişiklik nedeni ile hasta hekime daha erken müracaat etme olanağına sahiptir. Biz 428 tUmörden 381'inin yüzde yerleştiğini tespit ettik. YUzde ise seçme yerler (125 defa ile) birinci sırayı burun almaktadır. Bunu (71 defa ile) yanaklar, (63 defa ile) dudaklar takip etmektedir. Dudaklarda yerlesen kanserler genellikle alt dudakta oturur ve bunların baska yere sjçrama ihtimalleri, diğer bölge kanserlerine göre oldukça yüksektir. Yüzün dışında hastalık en çok kol ve bacaklarda görülebilir. Ancak bu da 428 tümörde (29 defa ile) oldukça nadirdir. Gövde, boyun ve saçlı deri kanserin sevmedigi bölgelerdir. Bunun 1 a berabeı kanser olmasm endişesi ile klinikte veya Kanser Derneğinde bize müracaat eden kirrnelerin büyük bir çogunluğu gövdelerindeki basit bazı belirtilerden sikâyetçi olmalan dückatimizi çekmiştir. Deri kanseri nasıl başlar: Deri kanserleri genellikle sağlam deri üzerinde ve bazen de evvelce mev cut bir deri hastalığının veya yanık izinin üzerinde gelisebilir. Sağlam deri üzerinde olusan kanser çok defa darı veya mercimek büyüklüğünde sert, ağrısız, deri renginde veya soluk bevaz adeta transparan küçük bir çıkıntı ile başlar. Zamanla bu oluşumlar çoğalır belirli bir klinik tip meydana gelir. Baçka bir bastangıç sekü ise deride sert, hafif belirli, kirli boynua renginde kuru sigil gibi bir tesekkül ile olur. Evvelce mevcut bir belirti Üzerinde gelisen kanserler ise mevcut olusumun Urerinde, kapanmayan bir yaramn veya de riden çıkıntı lı karnıbahar manzarasmda tümöral bir sişliğin usuiü ile karakterlenirier. roskopik inceleme üt kanserin Ü pinin ayrüması lüzumludur. Tedavi Deri kanserleri genellikle yerel tahrihat vapnrlar. Bu bakımdan büyük bir çogunluğu yasamsal bir sorua meydana getirmeden, uzun zaman, günden güne büyüyerek d«vam ederler. Bajka yer* ııçrayabilen tiplerini, bir tarafa bırakırsk, feçen z a ^ B çok defa ancak^teda^ğj^ daha^bamüsait bir eTuruma sokar. Yıllarca ihmal edilmiş kanserler ise nihayet balledilemiyeeek doku harabiyetine ve yayılmalara sebebiyet verebilir ler. Deri kanserlerinin tedavisinde iki ana yöntem mevcuttur. Şart lar müsait olduğu sürece kan«eri cerrahi olarak çıkarmak konunun halli için yeter. Ancak cer rahi çıkarma herhangi bir sebep le mümkün değilse hele fazla gecikmemiş vakalarda yapılacak röntgen tedavisi. keza hastalığı tamamen iyileştirmeye yetecektir. iyi tedavi edilmeyen vakalar da nadir de olsa tekrarlama müm kiindür. Ancak dikkatli ve yerinde müdnhale ile alevlenmeler her zaman halledilebilir. Yeni baslayan kanserlerde fizik veya simik dağılamayı tavsiye edenler olma sma rağmen buna hiç bir zaman taraftar değiliz. Hele dahili bazı ilîçlar ile, cerrahi veya röntgen tedavisi mümkün iken vakit geçirmek affedilemez. Deri kanserleri teşhls edildikleri takdirde tedaviye cevap veren oluçumlardir. Tedavi edildik ten sonra hastahk tamamen halledilmîj demektir. Bu bakımdan şügheli belirtisi olan kirhselerin bu konu îfe'flgili kurumTâra Ba? vurmaları konunun halli için tek kâfi çıkar yoldur. BÜYÜYEN HIZ Yannın dünyasının nasıl oluştugunu size »öyle de anlatabilirim. Dünya mirasından pay isteyenler hızla artjyor. Bundan 2 bin yıl önce yeryüzünde 250 milyon insan vardı. Beş bin yıl önce dünya halkı bunun da yansı kadardı Milâttan sonra 1650 yılına gelindiğinde dünya nüfusu 500 milyon oldu. tkiyüz yıl sonra. Stefan Zweie'in babasının ve büyükbabasının yasadıSı 19'uncu asır ortalannda 1 milyardı dünyanın nüfusu ve ünlü romanci şöyle yazıyordu: •Babam ve hüviilchaham ne görmüs savılırlar! Dümdüı bir ömiir <;ürHiiler. Basından snnıma tek hir ya«ayıs biçimleri vardı. Yükselinlerf diişüşlcri sarsıntı ve tehlikelerl olmayan, küriik kücük hoypcanlar ve eöze bile c»rpmayan »ecislcrden başka hir yani hıılunmnvan hir havattı. Zamanın akı;ı. nnlan besikten merara hic delismeyen rahat sesfriz hir uyumla taşıynrdn. Hep bîr ülkrde. heo hir sehirde ve hemen çoeu hep bir evde yasıyorlwdı. Dıj ıliinyada olııp bitenler çerçekte gazete sütunlannda sreciyor ve oda kapılanna dayanmıyordu.» 2010 YILI DÜNYASI Stefan Zweig, babasının doguşu ile kendl olgunluk çağı arasında geçiveren 80 yılda dünvada yaşıvanların bir misli artışı olayını yaşamıştır ve herşeyin altüst olmava başlayışını görmüştür. Uzunca bir ömür içinde blr milyar dünya vatandaşının daha mirasa ortak olması ve eski rahatın bozulması! Her tarafta iş, ücret. ev, güvenlik isteyen kitlelerin gürültüşü! Derken bir 45 yıl daha geçecek • Ve ^ünyad^t yiMtranlann ssyııı • milyar».ulasacaktır. X*. ni. 45 vıHa 3 milvar yeni insan daha! $imdi beklcyin önü•müzdfki 35 yılda 4 milyar insan daha! 2010 yılında 8 mılyarlık bir dünyada yasanacaktır ve ondan sonraki 5 yıllar, 10 yıllar başdöndürücü hızı daha da meydana çıkaracaktır. TÜRKİYE EMLAK YARINI BİLECEKSİN MtLYONLARVE BOL KAZANMA ŞANSI YİNE BANKANIZDA •vadeli her 100 vadesiz her 200 Yannın dünyası böyle bir dünyadır. Kararlann çok hızlı alınacağı, uygulamaların kusursuz olması gerekeceği, yönetimlerin Peygamberleşeceği ve kişisel isteklerin sözünün bile edilmiyeceği bir yaşam dönemine girilmiştir. Bugünün Türkiye'sinde örtümüzdeki yirmi yıl tçinde 10 milyon evin yapımını pianlıyamadığınız ve uygulamaya geçmediğiniz takdirde 1995e doğru nasıl bir manzara İle karşılasacağınız artık sürpriz değildir. Bir ömür içinde 14 mllyondan 80 milyona yükselecek bir halk için yeni yönetim felsefesi ve yeni yön.eticiler gereklidir. Babalarımızm ve dedelerimizin dünyası bambaşkaydı. Çocuklanmız ve torunlarımız onların anlayışlan ve tempoları ile yaşıyamazlar, herşeyi öfkeleriyle yakıp yıkarlar. I I.ri r f ,LH l l i r a y a bir kura YÖNETİM ZORLAŞIYOR Hafta içinde, Amerikan kültür ve politik hayatında önemli bir kişiliği bulunan yazar Stephen Hess ile çagdas yönetimler üzerinde görüşürken, en ileri ülkelerde bile, yönetim güçlükleri ve eskimişliğinirt saklanamadığı gerçeği üzerinde durduk. Yönetim zorlaşıyordu. Sadece dünya nimetlerinden pay alaeaklann hızla artışı degil, bu büyük kitlenin nyanık, istekli ve güçlü oluşu da yöneticileri şasırtıyordu. Her topluluktaki iç denge bo^uldugu gibi, uluslararası denge de, geri kalmış ve kalkınma hummasına yakalanmış toplumlar tarafına eğiliyordu. 2010 yılında. kalkınmıs ülkeler kendilerinden yedi defa daha kalabalık kitlelere aralanndaki farklılıgi anlaUmamak bunalınunı ya. sıyacaklardır. Stephen Hess bütün dünyaya egemen tek veya bir kaç başlı yönetim sistemlerine sidüeceginl sanmıyor, milliyetçi cereyanlann sürdürülmesini önerîyordu. Milli yöneticilerle alaslararası patronajın iliskilerini oluştnrmak sekli Amerikalı nzman için yannın dünyasında da geçerliydi. Deri kanserleri Kanser vücudumuzun herhangi bir organındaki bir epitel hüc resinin normal seyrinden aynlarak, devamlı olarak üremesi sonucu meydana gelen kötü tabiatli bir urdur. Bir hücrenin normalin dışına çıkarak seklini degiştirmesi ve devamlı olarak Ureme yetenegi kazanmasmın sebebi henüz bilinmemektedir. Deri kanseri, derinin en ust kıs mını meydana getiren çok katlı yassı epitel tabakasından kökenini alan kötü tabiatli bir urdur. Deri kanserleri, olustuğu epitel katına göre seyri daha sellm ve nispeten daha kötü olmak üzere kabaca, iki büyük gruba avrılabilir. Deri kanserlerinin özelliklerine girmeden önce önemli blr hususun hemen açıklanmasında, konu ile ilgili kimseler yönünden büyük yarar vardır. Deri kanserlerinin hekim ve hasta yönünden iki büyük üstünlüğü (avantajı) vardır. Birincisi hastahk göz Ö nündedir; dolayısiyle hasta en kısa zamanda hekime müracaat etme olanağına sahiptir. İkind ve daha önemli olan husus deri kanserleri tedavi ile tamamen iyi olurlar; ihmal edilmiş bazı klinik tipleri dışında, genellikle baska yerlere sıçramazlar yani metastas yapmazlar. Bv. bakımdan iç organ kanserleri ile seyir ve sonuç yönünden hiç bir benzerlikleri yoktur. Büyük bir çogunluğu senelerce ancak yerel tahribat yaparlar. Bu özelliklerine daya narak, temennl edilmez amms Nisan dergilerini okumakla bütün bir ay geçer gider. Ne olacak bunca gündelik gazete, bunca eski yeni kitap... Kişioğlu otursa bir köşe bulup kendine, okumakla akşamı edebilir her gün, her gün. Okumak iyi güzel, hoş, yararlı... Ama ya yaşamak, o ne olacak? Bunu bilerek okumayı da ayarlamak gerek kendimize, zamanımıza. Durbaş o güzel şiirinde «Saatini umuda ayarla. diyor. Bizler de bir şeyleri ayarlamak zorundayız. Okumayı ayarlamak, yaşamayı ayarlamak, eylemi ayarlamak, seviyi ayarlamak... Her dergi, her kitap okunmaz, okunmamalı.. Bir bakışta anlayabilecek yeteneğe gelmelisiniz. o yazı, o şiir deger mi zaman vermeye, yoksa bır bakış yeter de artar mı? Bu da önce çok ama çok okumakla elde edilen bir şey, bir yetenek... Siz alın bu dergileri, bir göz atmak için de" olsa, orasından burasından birşeyler okumak, duymak için de olsa... çağınızı anlamamak, hangl günde, zamanda yaşadığınızı duymak, bilmek için. Kendinizi çağınıza ayarlamak için... YARININ İNSANLARI İÇİN.: son para yartrmatarih» 11.4. Bizler simdi yannın dünyasının eşifinde sayılırız. Blr geçiş dönemini çok hızlı yaşıyoruz. Dünün dünyasından pek az kişl var aramızda, ama dünün değer yargılan, göreneği ve gelenegl henüz egemen yaşantımıza. Bngünün dünyasının ve yannın insanlarını, çafın olanaklan içinde yeniden de*işmez bir düzen duyeusuna kavnştnrmak, yeni bir kültür, yeni bir politik anlayış, yeni bir felsefe ister. Yetişiyor mu bu yöneticilerî (Basın: 13220/2806) ••••••••••••••••••••••••••••••• Ankara İktisadî ve Ticarî İlimler Akademisi Başkanlığından A^ağıda sınıfı, derecesi, ünvanı ve münhal adedi belirtilen kadrolara sınavla veya naklen • • J ••••••••••••••••••«•••••••••••••••••••••••a • HAFTALIK DEEGİ ANDA Ana Neşriyat ve Dağıtım Anonim Şirketi Yönetim Kurulu Başkanlığından • Genel Kurul Toplantısı Şirketimizin hissedarlar Genel Kurulu 24 Nisan 1974 Çarşamba günü saat 11.00de «Ötüken Yayınevi Klodfarer Caddesi Sümer Apartmanı No: 40/7 Divanyohı / lstanbul.da adiyen toplanacağından sayın hissedarların aynı gün v e s a atte belirtilen adreste hazır bulunmalannı rica ederiz, S a yın hissedarlarımtza gönderilen «davet mektubu» girij kartı hükmündedir. Yönetim Kurulu v e murakıp raporlan ile Blânço ve kâr / zarar hesabı şirket merkezinde toplantı tarihinden 15 gün ö n ce sayın hissedarların emrine hazır tutulacakür. Anda Ana Neşriyat v e Dağıtım Anonim Şirketi Babıâli Caddesi N o : 50/2 Cağaloğlu / Istanbul. GÜNDEM: 1) Başkanlık Divanı seçimi, 2) 1973 y ı h faaüyet ve hesaplar hakkında Yönetim K u rulu v e murakıp raporlan ile Bilânço, kâr / zarar hesabının okunması, müzakere v e karara bağlanması. 3) Yönetim Kurulu v e murakıpların ibrası. 4) Yönetim Kurulu üyeleri ile murakıpların ücret ve h u zur haklarının tesbiü. 5) Genel Kurul tutanağmın Başkanlık Divanınca imzalanması hakkında karar ittihazı. Cumhuriyet 2820 Personel Alınacaktır îıteklilerin bir adet resim ile 13. Nisan 1973 Cumartesi günü saat 13.00'e kadar Akademi Personel Şefliğine bajvurarak istek formu almaları rica olunur. Sınıfı Derecesi 5 Genel îdare Hizmetler 6 T 8 10 10 13 Teknik Hizmetler t'nvani Adedi Açıklamalar Şef 1 Şef 1 Şef 1 Tahakkuk Me. 1 Şef 1 Memur 1 Memur 3 Daktilo bilmek tercih sebebidir. Kalorifer Teknisyeni 1 Mârangoz 1 Su Tesisat Teknisyeni 1 Elektrik Teknisyeni 1 1 l • • ••••••••••••••••••••••••••••••••••••a" Cumhuriyet 2S11 Bu hafta siz de bir OLAY alımz. Her hafta alıp almamaya sonra karar veriniz, LAY • • • TEŞEKKV R SevgiH annemiz, kardeşimiz, yengemız: Remziye Çakıroğlu'nun Aramızdan ebediyen ayrılışı nedeniyle a e ' n dcımjz) vürekten paylaşan. duvgulannı; bizzat ^elerek veya ı«leıon tel^ral ve matbuat vasıtasıyle ulaştıran deâerl. d ıst. akrab» ve arkadaşlarımiza içten teşekkür!erim;zi «unar;?. hvlîllan. Kî Çaki o£ln y >2 (n \6 S .TÜRK SİNEMASI RAPORU .VERTOF: SİNEMAGÖZ .AYZENŞTAYN : SJSEMAYUMRUK Cumhuriyet 2b 14 &$£&££ 5 Deri Kanserlerin Tanımı: Kli nik olarak tam teşekkül etmiş bir kanseri tannnak kolaydır. Ancsk 12 bazı dnrur^Nrrfa te«hİ9 zorluk g5s Yardımeı Hi/metler terebilir. Bu durumlarda miltrnskoplk ('"••lenıe bizi aydmlatır. ••••••»•••••»••••••»•••••••••••»••••••••••.,. Esasen ted»"' v « yön vermesi nedeni ile her kanser vakasında mik (Basın: 13039/2821) (Cumhuiiyet 2812)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle