15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 21 Mart 1974 ABDULCAHBA2 TURHAN SELÇUK HALKıN HEMMühii^TSİZiıGı ÛLMA NfDc ÖAUADl, AĞı& VE ÛÎUfcAKlı BAjKAM Kf FmuiAYi Bî DıNltMEL,.. YARALISIN ERDAL ÖZ 34 Blr boyd» olanlarını aymp buluyor, betona surtüyor durmadan. Çekirdeklerin pütürleri, sürtüldükçe aşınıp dürellyor. DUzelttiği çekirdeği cebine sokup kutudan yenisini ahyor. öylesine dalmis kı isine, başını bile kaldır mıyor yerden. Başı, çocukluk günlerinden kal ma saçsız yank izleriyle dolu. «Kolay gelsin. Ne olacak bu çekirdekler.» Başını biraz kaldmyor, yüzüne bile bakraı yor. «Tespih,» diyor. Aşırı Karadenizli olduğu. Cstten gördüğün yana sarkık kocaman burnundan, alyanak larından belli. Cızırtılarla, elindekı sert çekird"eği betona sürtüp duruyor. Betonda uzunca bir leke gittikçe koyulasıyor. Küçük beyaz bir bulutun ucu var göğün blr köşesinde. Güneşli mavinin parlaklığı göz lerini yakıyor. lleride ild kisi duvann dibine uzanmıj kes tiriyor. Avlu daha »eyrek. Nuriler daha az. Avlunun ortası günes. Duvar dıbindeki gölgeler incedk. Nurilerden biri\ sarı plastlk, tepsl gibi düz bir kabın içindeki domateslerl yanındakine gösterip bir seyler söylüyor. Domatesler yıkanmış, ıslak. Bir elini üstlerine kapatıp ka bı eğiyor, içindeki suyu ayaklarının ucuna incecik akıtıyor. Avlu kapısından içerilere bakıyor. Biri daha geliyor kapıdan. Elinde pembe bir plastik kap, içinde kuru soğanlar, yesil sivn biberler var. Duvann dibine çömeliyor ikisl tfe. Biberleri domateslerin üzerine alıyorlar, soğanlan yere bırakıyorlar. Pembe kabın içine doğramaya çaltşıyor biri. Elinde, garip, uydurma bir bıçak. Karyo'.ı yaylarına benzer bir maden parçasımn ucuna ıp dolayıp sarmı{lar, sap olmus. Domatesleri iyi kesmiyor, kopanyor. Ucunu duvann düz ta?larına bir süre sürtüp keskinlestirmeye çalışlyor. Oldu, şimdi daha iyi doğranıyor domatesler. Biberleri, kuru soğanları da doğrayıp, üzerine tuz ekecekler. Yanında taze. sıcak bir ekmeği düşünüp acıkır gibi oluyorsun. Biri, diptekl duvara dayanıp oturmuş; ayaklan güneşte. Yalnızca omuzlanyla başı gol gede. Umutsuz, karanhk bir yüzle, çok okunmuş bir mektubu bir rfaha okuyor. Yüzünde, okuduğu her sözcüğün değisik yansılan. Mektupta yazılanlar iyi seyler değil. Cebinden çıkardığı kibriti ateşleyip mektubu tutuşturuyor köşesinden. Mektup biıden kıvrılıp küçülmeye bashyor. Güneşin altında alevi görülmüyor, ama yanıyor kâğıt. Alevin olması gerekPn yerde sıcaklık ipileyip duruyor. £11 yanacak nerdeyse, yere, önüne atıveriyor. Mektup birden parlıyor, gün ısığında bir an san parlak bir alev görünüyor. Kâğıt karanp küçülüyor, sonra ince bir duman çıkıyor kurumus kalıntıdan, bir süre tütüyor. Adamın gözlerf, önunde kıpırdayan kara kül topağından kurtulamıyor. TlRMt Yaz ortasında bacalardan tocecflc dumanlann çıktığı görülüyor. BUtün kitaplannı odaya tasımıstın. Biriktirdiğin ltüçük küçük paralarla yıllar boyu bir bir eve taşıdığın bunca Kitabı nasıl syıracaksın? Neyin. neden yasak say:!djgı, neyin sayılmadığı belli bile değil. Hiç bir kesin açıkJama vapürnıyor, yapılmaz da. önce yazarlanna göre ayırma deniyorsun. Hiç birine kıyamıyorsun. Kitap adJanna göre ayırmak daha da güç oluyor. Oysa geç kalmamak gerek. Her an gelebilirler. Belki geç bile kaldın. Çok daha önceden düîünmeliydin. öyle bir yol aynmındasın h.i ne yapmak gerektiğini kestiremiyorsuıı. Kitap lan 3rtne olduğu gibi kaldırp yerlerine koymaK geçiyor içinden. Gelsinler. Ne yapacaklarsi yapsınlar. Böyle olsun diyorsun ama, yine de için elvermiyor. öyleyse vakit geçirmoden, hızla ayıklamalısın. Gecikmemelisln. ha, ne işi çok Ayırmaya baçlıyorsun. Ayırdıklannı bir da bir daha elden geçiriyorsun, birkaçını yiöbür kitaplann arasına bırakıyorsun. Bn çok hızlı yaptığın halde, çok uzun «ürede zaman yitirdiğini sanıyorsun. HALİFESİZ 50 YIL BİLÂL N. $İMSİR Tüikiye çok önetnîi devtimiet eşiğinde 12 ŞUBAT 1924 günü îngiltere nin yeni Türkiye Mumessili Mr. Lindsay Istanbul'a geldi. Artık Savaş hali bitmiş, Lozan Antla? ması imzalanmış bulunduğu için Türkiye'deki Batılı Temsilcilere Yüksek Komiser denmiyordu. Ama. Lozan Antlaşması henüz yürürlüğe girmemiş ve yeni Tür kiye ile Batıhlar arasında diplo matik ilişkiler henüz kesinlikle düzenlenmemiş olduğu için bu temsilcilere Elçi veya Büyükel çi adı da verilmiyordu. Mümessıl deniyordu. Ivondra'daki Türk Temsilcisi de Mümessil idi. Dip lomatık ilişkiler hangi düzeyde kurulacaktı? TUrkiye, Büyükelçilik düzeyinde kurulmasını; Ba tılılar ise Elçilik düzeyinde kal masını istiyorlardı. Bu, henüz çözümlenmemiş bir konuydu. Sonra Türkiye Ankara'yı Başkent olarak resmen kabul etmişti. Normal olarak yabancı diploma tik temsilcilerin başkentte oturmaları gerekirdi. Batıhlar henüz Türkiye'njn jeni beşkentini de kabul etmemişlerdi, bunlann diplomatik temsücileri Istanbul' da oturuyorlardı. Bu yüzden Tür kiye Hariciye Vekâleti Istanbıü da da bir Murahhaslık açmıştı. Batılı temsilcilerle Ankara arasmda irtibatı sağhyordu. Bu Murahhaslığın veya büronun başmda 1924 yılında Dr. Adnan (Adıvar) bulunuyordu. ğimln açıklanmasını arzuladiğımı söyledim...» «Son birkaç günden beri bir şeyler olacağı yolundaki belirti ler artmış olduğundan Adnan Beyin aldığı haberler hiç şaşır tıcı değildir. (Halife hakkında) Eski usul metodlar söz konusu değildir, ama Anadolu'ya sürülmesi ve statüsünün küçültül mesi muhtemeldir. Bu konuda her an harekete geçilebilir. Arzu edilse bile Halifeye yardım için elbette kı hiçbir şey yapılamaz.» Halifehk konusunda Ankara' nin bazı kararlar alacağı yolunda Londra'ya ulaştırılan ilk tel graf bu oldu. Ashnda Mr. Lindsay bu haberi Dr. Adnan Adıvar' dan almıstı. Ama mahiyetini he nüz kestirememışti. Halifenın Anadolu'ya sürüleceğini, yetkilerinin de azaltılacağını sanıyordu. «Eski usul metodlar söz konusu değildir» derken, Halifenin mah kum ediLmesi. hapse atılması gi bi noktaları kastediyor gıbidir. Bu gibi tedbirler söz konusu olmadığına göre, akla, Abdüime cid Efendınin İstanbul'dan Ana dolu'ya sürülmesi ihtimali geliyordu. tngiliz Mümessüinin Halifeye yardım edilemeyeceğıni söylemesi de ilginçti. Eski Halife Vahdettin'e yardım etmişler dı de ne olmuştu?! İngiliz makamları kendi başlarına iş açma mışlar mıydı? Alayı valâ ile ka çırdıklan Vahdettin'i sonunda «tstenmeyen adam» ilân etmemişler miydi? Bu yakın tecrübelerin ışığı altında, şimdi, «Halifeye yardım için elbette ki hiçbir şey yapılamaz» deniyordu. Artık İstanbul'da İngiliz donanması da yoktu. Istanbul'un telgrafı 26 Şubat Sabahı Londra'ya ulaştı. Türkiye işlerine bakan dairenin müdürü Mr. Osborne telgrafı okuduktan sonra su notu düştü: cMustafa Kemal'in son günlerde Türk askerleri ve gazetecileri ile görüşmelerinan mahiyeti ni bu telgraf açıklıyor gibidir. Kemal hiç değilse şimdllik bahtsız halifeyi daha da aşırı Vatikanlaştırmayı düşünüyor £a liba.» > t» Vatikanlaştırm a DEMEK Kİ, Ingılu Dışişleri yetkilileri de daha ilerisini duşünememislerdi. Halifeliğin «Va tikanlaştınlacağım» »anmişlardı. Vatikanlaştırma, Halıfelige Türkiye Cumhuriyetl içinde bir «Devlet» statüsü vermek anlamı taşıyordu. Yani Devlet içinde Devlet! Türk Kurtuluş Savasının milli birUği ve bütünlügü sağlama amacına doğru gelişmıs, hele Saltanatır» kaldırılmasıyla Turkiye'de Devlet otoritesının tek elde toplanmış olduğu düşunülmüş olsaydı, Cumhuriyet Tur kiye'sinin, tersine bir tutumla «Devlet İçinde Devlet» yaratma yı söz konusu bile ettirmeyeceği kendiliğinden anlaşılırdı. Cumhuriyet Türkiyesi, kendi eliyle Devlet içinde Devlet yarat mak şöyle dursun, Devletin bütünlüğünü zedeleyip gölgeleyebi lecek her kahntıyı silip supurmek azmindeydi. Imparatorluğun son kalıntılanndan biri olan Halifeliğin Anadolu'da Vatikanlaştınlması söz konusu d°ğildi. Bu eski kurulusun artık günleri sayıhydı. 27 subat 1924 günü Hariciye Ve kili Ismet (Inönü) imzasıyla Dış Temsilcüiklere çekilen bir sifre telgraf, yaklaşmakta olan son karara ışık tuttu. Telgraf çok gizliydi, Elçilerin veya Mümessillerın bu şifreyi kendileri açması isteniyordu, yani bundan şifre memurlan bile haberdar olmayacaklardı. Gerçi birkaç gün sonra bunun gizliliği kalmayacaktı, ama o gün için son derece gizli tutulması gerek li görülüyordu. 45 Numarah olan Ismet Paşanın bu sifre telgrafı şöyleydi: lrf> O~»*» ("ı~ , ,»••« Hariciye Vekili Ismet Pasanın 27 subat 1924 tarihli sifre telgrafu bu fikirdedir. Mecligte simdiye kadar tebarüz eden (?....) ne n» zaran Hilafet esasen HiJkumet demek olup Cumhuriyet Idarede ise bir makamı Hılâfetin sebebi dahi kalmamıs olduğu iddia ve Hanedanın Turkiye'de ikameti ebediyyen memnu olması ve evlâdı zükurun derhal ihraçları dermeyan ediliyor. Kezalik Er. kânı Harbiyei Umumiye ve Şeriye Vekâietlerinin Kabineden ihracı ve şeriye umurunun bir Basmüftülüğe tevdü mevzuuba histir. Memlekette terbiye ve tedrisatı umumiyenin tevhidi dahi iltizamı mütalea olunuyor. Reısicumhurun senebaşı nutkunda bu esasata temas edilecektir. Meclis birkaç güne kadar bir karan kat'iye varması memuldür. Şimdilik mahrem tu tulmak üzere arzı malumat ede rim. Meclis karannın ayrıca tebliğl tabiidir. ÎSMET» Dili epeyce eski olan bu önem li telgraf, birkaç cümle içinde, pek önemli devrimler arifesind'e bulunulduğunu açıklamaktadır. Şöyle ki: (I) Halifelik bir bakıma Devlet demektir. Türkiy» Cumhunyeti, kendi içinde blr başka Devleti kabul edemez ö y levse Halifelik kaldırılacaktır. (II) Osmanlı Hanedanının erkek tiyeleri sınırdısı edilecekler* dir. (III) O zamana kadar Kabine içinde yer alrms bulunan Erkânıharbiye ve Şeriye Vekâletleri Kabıne'den çıkanlacaklardır. (IV) Din işleri artık Şerıye Vekâletince değil, bir Başmüfîü lükçe yürütülecektir. (V) Milll Eğıtimde tâ Tanzimattan beri süregelmlş olan Mektep • Merfrese ikiligi kaldırılacak, medreseler kapatılacak, layik eğitim birliği sağlanacaktır Meclis bu önemli sorunları tartısmaktadır ve birkaç güne kadar kesin ka rar vermis olacaktır. Cumhurbaşkanı Gazl Mustafa Kemal, bütçe yılı başındaki konustna» sında bu sorunlara değinecek» tır... Bu devrimlerin asıl amacı, Türkiye Cumhurtyetlni uygar» lık temeline oturtmaktır. Sonunda yirmi kadar kitabı yok etmek gerektiğini anlıyorsun. İyi ama nasıl yok odi'ir bunca kitap? Yakmalı mısın? Fırın gibi bır şeyin de yok. Aklına geliyor: Helânın ışığını yakıp kitaplan oraya taşıyorsun. Odada kaıan lan da hemen toplayıp yerlerine yerleştinn<v lisin. Orada yığılı görürlerse gereksiz kuşkulara kapılabilirler. Sanki her an bir ayak sesi duyacaksın. Basamaklan çıkacaklar, kapıyı ça lacaklar, açacaksın, içeri girecekler, seni o da rumda görecekler. Kötü. Ortadaki kitaplan husla toplayıp içeri taşıyorsun, yerlerine koyııyorsun. Kanşık oluyor, olsun. O i? de tamam. (Devsmı tlk ziyaret İNGİLİZ Mümessüi 14 Şubat 1924 günü Dr. Adnan (Adıvar) beye ilk ziyaretini yaptl. Ayni zl yaret esnasmda Halife Abdülme cid Efendiyi de ziyaret etmek istediğini bildirdi. Daha Ankara' ya gidip Türkiye Dışişleri Baka nını bile görmeden, İstanbul'a gelir gelmez Halifeyi görmek istemesi dikkat çekiciydi. Dr. Adnan (Adıvar), Ingiliz Mumessili nin gelir gelmez Halifeyle görüşmek istemesinden biraz rahatsız olmuştu, ama yine de onun bu arzusunu kabul etmişti. Halifeyle görüşmesi için bir ran devu alacaktı. On gün kadar bir zaman gecti. Ingiliz Mumessili Halifeyle henüz görüsememişti. 25 Şubat günü Mr. Lindsay yeniden Dr. Adnan Adıvar ile görüştü ve Halifeyle ne zaman gö rüşebileceğini sordu. Bunu ayni gün Londra'ya şöyle telledi: « (Halifeyle görüşme konusunda) ne yaptığmı bugün kendisine (Dr. Adnan Beye) sordum. Gayet acık olarak, Ankara'dan al dığı gizli talimata göre bu konuda bazı degişiklikler düşünülmekte olduğundan şu sıralarda siyasi kişilerin Halifeyi ziyaretlerinin hoş karşılanmayacağı cevabını verdi. Bu durumda ısrar etmeyeceğimi, ancak İmparatorluğun her tarafındaki Müslümanlann Halifeye olan ilgileri bakımmdan... kendisini ziyaret edıp saygılanmı sunmak istedi MALKOCOĞLU yazan veçizen.Ayhan BAŞOGLU ' MAGLUP KAHRAMAN Önemli telgraf «Bu şifrenin bizzat mürselün ileyh tarafından açılacağı. «Bütçe müzakeresi esnasmds Cumhuriyetin bilcümle esasatı medeniyeye istinat ederek seri ıslahata teşebbüs etmesi luzumu Türkiye Büyük Millet Meclisiude hararetle mevzuubahs ve mü zakere edilmiştir. Hüküroet de Y A R I N : Londra'ya gÖnderilen rapor... DİŞİ BOND 21 Mart Sefer 26 Ruml 1390 Mart 8 Hlcri: 1394 6.01 11.41 Gııneş 12 21 6.00 Oğle 15.47 9.26 İkindl 18 22 12.00 Aksam 19.53 131 Yat«ı 4.24 10.04 İmssk T A K VI M TİFFANY JONES UKOEi U)CA TBStHl ANLATMA7A O6VA/V4 İlk sennın 2. Kıtabı MELİH CEVOET GARTH Yeni Tanrılar Flyatı 15 Tb. Her kıtapçıda ouJunur. tsteme adresj: ÇAGDAŞ KAV1NLAR1 Cağaloğln. Halkf\i 8ok 3!)« ANDAY
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle