15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET 21 Mart 1974 aman «sman blî TUrklerl «uçlarlar: «Okumayan, okumayı sevmeyen insanlar; düşünce aynhklanna, düşünce çatışmalanna hosgbrüyle bakamayan ulus; uygarlıklara ve kültüre yabancı kalan TUrk...» diye. Şüphesiz başka suçlamalar da savuruyorlardır. Ancak, hiç bir suçlama, düsünce ve kültür alanındaki kadar ezik dununa sokamaz bir ulusu. TUrk ulusu, bağnaz yöneticiler dışında bu suçlatnaya asla lâyık defildir. Ama neyleyelim ki yü» yıllardan günümüze değin sürüp gelen kötü v» kara yöneticiler. böyle bir damga yememize fırsat vermişlerdlr. Okumayan, okurnayı ve düşünmeyi suç sayan, cezalandıran toplumlar hak edip etmedigi araştınlmadan damgalamrlâr. Yazık ki biz ds bu damgayı yiyenlerdeniz. Başta Fransız aydınlan (uygarlık dünyasına, düşünce özgürlüğü ve asaması yolunda önderlüc yapmış bir ülkenin aydınlan) olmak lizere Batt nın hemen her ülkesinden aydmlar, kuruluşlar ve bunlann sözcüleri son birkaç yıldır bizi yeni baştan, en ağır suçlamalann hükümlüsü kılmaya çalışmışlardır. Düşünce suçu adı altında aslında hiç olmaması gereken bir suç türü ile hapislere attığımız yazar ve fikir adamlannın serbest bırakılmalan konusunda protesto tistüne protesto yağdırmışlar ve hatta Türldye'nin Avrupa Birliğinden atılması çarelerini kurcalamışlardır. Bunlar çok acı, fakat, hepimizce bilin mesl ve üzerind* uzun uzun durulması gereken gerçeklerdir. Geçmişteki re yakın tarihimizdeki hür düşünceyi yok edici davranışlanmıza göz atacak olursak bize yöneltilen suçlamalann ve iddialann bir bakıroa fazla yersiz olmadığını kavranz. Bunun için geçmiş ytizyıllardan ömekler vermeye gerek yok. şu son yıllar içindekl tuturna bakmak yeterlidir Z Olaylar DAMGADAN KURTULMAR Prof. llhan ARSEL Baskanıns dil uzattı» diye ve daha nlce benzeri suçlarla ezdiklerimiz yetmiyormuş gibi bir de OKUMA KORKUSU yaratmışızdır. Kişilerin Ustlerini başlarını aramış, evlerine girmiş, şu veya bu kitabı okudu veya okuttu diye insanlarımızı hapislere atmışızdır. Kamu düzenini kuracağıa diye şu »on birkaç yıldan berl giriştiğimiz sindirrne siyaseti genellikle aydına yöneltilmiştir ve bu siyasetin dogurduğu en sakıncall ve tehlikeli sonuç düşünce sahibi insanı yıldırmaktan ziyade okumaya ve öğrenrneye eğilmis hevesleri söndürme bakımından kendisini duyurtmuşrur. Cumhuriyetimizin 50 yıllık geçmişi boyunca OKUMA heveslerine ve düşünce özgürlüğune böy lesine insafsızca indirilmiş bir başka darbe yoktur. Bu memleketin en aydın, en yurtsever ve en dürüst fikir adamlannı, tikirden, dürüsUUkten ve millilikten yoksun kişilerin bilirkişiliği ya da tanıklığı ile susturma yollannın denendiği ni biz bu birkaç yü içinde izledik. (ÖbÜT örnekleri Abdülhamit yıllarından cıkarmak mümkündür.) Ve bu usullerle zindanlara attıklanmızı orada çürütmenin hesaplariyle meşgul olduk. Hntta ekim 1973 seçimlerini tutucu partilerin benimsedikleri bu hesaplara dayattık. «Af kanunu çıkaracağız» vaadleriyle seçime giren bu sağcı partiler, en azılı katillerf ve en yüzkızartıcı suçlann suçlulannı af listesinin başına koyarlarken fikr suçıusu diye tanımladıklan en değerli aydınlan affın kapsamı dışında bırakmarun yansmasına giriştller. Neyse ki bu hevesleri yanrn kaldı ve düsünee özgürlügüne bağlı bir siyaset sd?mı olan Eeevit, iktidar ortağıyle birlikte affedilmesi gereken kişileri de af kapsarmna sokturdu. İsabetli Karaı Bu vesüe ile şunu da açıklamak yerlnde olacaktır ki özgüriüğüne, OKUMA ve TARTIŞMA geleneklerine karşı OLUMSUZ tutumumuzun nedenlerini TÜRK'ün niteliklerind» aramak hatâ olur. Bu nedenleri Türk halkını bu h»!e getiren, yani onu okuma geleneğinden ve alışkanlığından yoksun tutan ve «OKUMA KORKUSU» içinde yaşatan ve kısacası «CAHtL» kertede bırakan yöneticilerde, ve geçmis yüıyıllarda bu yöneticilerin uyguladıklan medreıe e2itiminde aramak uygun olur. Eğer birazcık olsun kültürlü ve işler kafa yapısına «ahip kılmabilmiş olsaydl bu ulus, kendisini okutmayan yöneticilere hadlerini çoktan blldtrir v« bugün kimbilir nasıl imrenilecek ilerlemeler kaydederdi. Ne var ki geri ve cahil, OKUMA ahşkanhğından uzak bırakılmıştır. Çünkü iktidar adamımn ve ona her daim destek DİN adamı'nın Işine böyle gelmiştir. Bu üzerinde aynca durulacak ve tartışılacak bir konu. Fakat düşünceden uzak bırakılmışhgın nedenleri ne olursa olsun. bugün için önemli «ayılmak gereken husus Türk'ü düşunc» ve kültür y»çamlan itibariyl» ürkek ve gevfek yapan »ey'ler» r* denemelere paydo» deytp hir n* pahasına olursa ol»un onu OKUMAĞA, ve AKIL rehberliğind» herseyi öğrenmeye, kültür çabasınrfa bulunmı shskanlığına, tartışma ve çesitli düşünce ortamlanna kavuşturmağa çahşmaktır. Bunu yapabilmek için de insanlarımızı her şeyi öğrenmek heveslisi kılmak ve fikir alanlarında onu ürkek kılıcı bütün engelleri kaldırmak, yok etmek şarttır. cFikir anarşisi olur» ve bu olunca da ««okak anarşisi doğar» şeklindeki ilkel ve zavallı bahanelerle okuma korkusu ve çekingenliği yaratmak yerine, uygarca tartışma ortamı sağlamanın çarelerinf aramak gerek. Uygarlığın v« fikir ilerlemesinln var görüldü|ii her yerde irlenen »ey sudur ki fikir tartısmasının bulunduğu hallerde toplumlar çökmez ve devletler devrilmez. Aksine fikriyatın ve ona hayat veren tırtışmanın olmadığı yerlerde «ürü örnegi !nlanlar ya?ar ve bu insanlar, düşünce ve tartısmanın nimetleriyle gellşmij olan toplumların her bakımdan kulu ve kölesi olmaga mahkumdurlar. Açınız uygarlıklar tarihinl ve okuyunu» çeşitli ulusların gelişme hikâyelerini. Eskl Yunan'rfan ve Roma'dan geçerek tRenaissance» yolu ile geliniz bugüniere kadar. Göreceğiniı tek gerçek şu olacaktır: Toplumlan uygar kılan fey OKUMA askıdır, çesitll fikir ve düsüncelere bağlılıktır. taban tabana zıd felsefelerin aynı zamanda ve yanvana bulunuşudur, düşünce özgürlüğüdür.» BATI'yı BATI yapan. un«urlar naüil bunlar ise O?manlı devletini çökerten ve Batının dilencisi ve kölesi haline fetiren sey d» bu unıurlann yokluju olmuy Güzel Istanbul araköy meydanındaki «GUzel Istanbuı» adlı heykelin «Türk anasını hayasızca teşhir ediyor» Rerekcesi ve îçişleri Bakanlıgı istemiyle aparıopar kaldııılması, zamlan büe unutturacak tepkiler dojurau. Bu konuda toplumun ayn ayrı kesimlerinden başka başka sesler geliyor. Hiç kuşkusuz her yijidin bir vogurt yiyl^i vardır. Bunlardan birkaçı: Ürkek Ya bu olay yüzünden koalisyonun iki ortajı arasında anlasmaclılc çıkarsa? Kuskulu CIA'nın marifetidir, derrimcüerle hülcUmetin arasını açmak istiyor. Soğukkanlı Demokr«si var canım, oireyi deve yap mayın. Seksomanyak Kandakl ampuller rüz mumluKtu ba!... Marksist Bunlar Uat yapıdaki vüzeysel (torüntüler.. öfkeli Anadolu'da Atatiirk heykelıne 8»ldıranlar, Karaköyde GUzel Istanbul'a tecavüz ettiler Dargelırlı öyle bir heyksl ml vardı KaraköVdeT Vallahi dikkat etmemlşim... Avant garde sanatçı Zaten bir sanatsaı degert yoktu; iyi ki kaldırdılar. Bıkkın Böyle gelmiş, böyle gider. Bireyci Nedir bu yahul Bira vaaaiındkn sonra a ra çıolak kadına mı geldi? Sand;k uzmanı MSP seçmena gO% toroıyor. Muktesit Milletin parasma yazık. Psikiyatr Çıplak kadın gerçeğine tanammül edemiyenler muhakkak bazj komplekslerın baskuı altındadırlar. Meraklı Haydl Karaköy'dekl çıplak saduu taıdırdık; ya gazetelerde, sinemalarda, gecekulüplerfrde. eğlence yerlerinde, dergilerde. reklâmlarda, afıslerdoki çıplak kadmlan ne yapacağız? Bu çıplak kadın iâİKinı heryeri sarmıs îçişleri Bakanlıgı çıplak kadın heykeıiyle uğreşacagına asayişle ugrassın. îstanbul'da sokak ortasında kadın kaçırılıyor hergün... Olumsuz Nedir bu koalisyonun haii ne! Üstü şishane altı kaval, sö'yledigi maval, dinleyen aval Telefonda bir hanım Yazmazsan hattnTi kaür. Umutsuı Biz adam olmsyu. Şehirci Sen kentin cınma oku! Çirkinleştir, çirkinlestir, sonra da Karaköy meydanma heykel dikmeye kalkış!.Hani otobüs, hani lâeım h«ni metro, hanl İmar durumu, hanl yol hani temizlik? Nerd» |ehir terbiyesi? Ijimlz heykele ml kaldı? Sıkı devrimcl Ulan Anadolu'da bebeler açlıktan kınhyor; siz burada çıplak kadın heykeli koyup, çıplak kadıa heykel i kaldırmakla uğraşıyorsunuz. Uygar Çıplaklıkla müstehcen arasmdakl mesafeyl kav* ramayanlann sanata karşı terbiyesizlik etmeleri doğaldır. Külhanbeyi Anam avradım olsun ki çok İyi eldu kaldırılmajı, her geçişte gacoya gözüm kayıyordu. CHPT1 Wr Bakan Canım mesele çıkarmayın tlmdl. tnce muhalif Içişleri Bakanı koalisyonun mlmarUnndan biriydi, simdi de heykeltraslıSa mı Özendi? Aşırı bir kadın Ayol kızdırmasınlar; ben gider Kıraköy meydanında çırılçiplak ro\unurum. Alafranga Yarabbi bu ne terslik! Batı'da streaking modası basladı, biz heykele tahammül edemiyoruz; Avrupa'ya rezil olduk. Estet O Karaköy meydanına ku« kondursan sdam olmazdı zaten... Hicivci Zengin konaklann bahçelerine beygir heykeli dikilen kentin meyd»nına kadın dejil, öküz heykeli yarasır. Idarei maslahatçı Efendim. olaym çeşitli yönlerl var. îlk bakifta reaksiyoner bir hareket gibi görünüyorsa da bazı ilerici çevreler de heykelin sanat bskımmdan yeterslz olduğunu ileri lürmektedirler. Bu »rad» CHP'liler de hıılkın duygularına uygının demokrasi »dın» şart olduğunu kabul ediyorlar. Yani olay bir bakıma «erici. ama bir bakıma ilerld açıdan değerlendirilebilir. Su hald» iki tarafın da haklılık payını teslim etmek gerekir. Bir MSP'li Seriatm dediji olur. Lâfazan Olayda Osmanlılıktan gtrten tslâml halkçı tepkilerle, Cumhüriyet'te olusan bürokratik layik tepkilerin izlerini görmek olnnaŞı vardır. Şinasi Nahit Bu memleket zaten uzun lâftın betti. K tur. Okuma Suçu! Kültür seviyesi bu kerte düşük bırakılmış, olcuma alışkanlığına bu ölçüde yabancı kalmış, düşün ve düşünce geleneğinden bu kadar yoksun tutulmuç, ve sırf bu yüzden böylesine gerl ve mutsuz düşmü» bir toplumu biz kalkrms OKUMA SUÇU ile ezmeğe çalışmışızdır. Batı'nın ber kitaphgında ve ünlversitesinde okunan ve okutulan klasikleşmiş eserleri «TUrkçeye çevirdi», veya «Hür düşünceyi yaydı», veya «Devlet Bu ÖZGÜRLÜK ortamı ve bu OKUMA HEVESİ nasıl yaratılır? Elbette ki güç. Fakat fikir davranısı nedeniyle hapislere attığımız insanları orada tutmakla bu güçlüğü yenme lmkâm olamaz. Ve esasen bu Inadımıı bize pek birşey de kazandırmaz. Biz bu inadı nihayet bir »üre sürdürebilinfik. Yann veya öbürgün, bizim dışımızdaki dünya, yani ksnadınm altından çıktıjımız an yok olacağımız uygarlık dünya», nasıl olsa bize fikir tdamını hapislere atmama zorunluğunu yükler. Bu bakımdan Ecevit hükümetinin AF Kanununun kapsamına bu İnsanlarımızı da katması her bakımdan İsabetli bir karar olmustur. SHAKESPEARE TARTIŞMASI! OKTAY AKBAL Evct Hayır AMERİKA AVRUPA ÎLlŞKİLERİ Avrupada karşılıkü kuvvet indirimi sorunu, yumuşama politikası yönünden, dinamik bir göriiş açısı içinde ele aJınmalı, geçmişteki olaylardan yararlanılabileceği gibi muhtemel olayların ışığı altında Incelenmelidir. ABD* nin eski kıtadakl askerlerini çeşitli nedenler yüzünden geri çekmesi zorunlulugunun ortaya koyduğu sorunlara, NATO ve Varşova Paktı arasındaki dengeyi bozmadan bir çözüm yolu arayan bu konferans Ortadoğu savaşı, enerji krizl ve özelltkle Başkan Nixon'ın son demecinin ışığı altuıda tekrar incelenmektedir. Amerikanın bu konudaki tutumunun anlaşüabilmesi için kamu oyundaki geçmişte yapılan ilginç tartışmalara kulak vermek gerek. BEYAZ SARAY, BİR GÜÇ İNDÎRÎMÎNÎ, ANCAK TARAFLARIN GÜÇLERtNt EŞİT OLARAK İNDÎRMEKLE 3VIÜMKÜN GÖRMÜŞ. BUNU 8AVUNMUŞTUR. irmi lkl yaz»r, »anatçı oturmuş bir bildiri yayımlamışlar. Yıl 1929, aylardan Mayıs: «Cihan edebiyatınm en büyük ve ebedi «imalanndan biri olan Vilyam Şekspir'in eserlerinin zamanı geçmis antika şeyler olduğiı Şekspir'in olsa olsa îngilizler için kıymeti tarihiyesi bulunduğu, Türkiye'de bunlan kimsenin anlayamayacagı tarzında uAkşam» gazetesine ban şeyler söyleyen Hüseyin Suat Bey'in ancak kendi fikrinin ve zevkinin seviyesi hakkında müspet bir vesikadan başka manası ve şumulü olmayan beyanatmı hem beynelmilel bir edebl simaya karşı, hem de Türk milletinin seviyesine karşı tevcih olunmuş bir bühtan ve tecavüz saydığıırax için protesto ederiz.» tmzalayanlardan birkaçmı sayalım: Abdullah Cevdet, Nazım Hikmet, Necip Fazıl, Peyaml Safa, Reşat Nuri, Sabiha Zekeriya, Sadri Erîem, Vedat Nedim. Ellf Naci, Etem lz•et, Nahit Sırn, Nizamettin Nazif vb. Y Celâlettin KART açıklıklara sebep olmaktadır. îleri aurülen bu ekonomik noktalar her ne kadar tartışmayı gerektirirse de gerçek olan, bu büyük askerî masraflann önemli bir kısmının bundan böyle Batı Avrupa tarafmdan karşılanmasımn gerektiğidir. Yukarıda yaptığımız açıklamalardan sonra Mansfıeld'le arkada.şlarının bir tecrit politıkası uyırulamajfc çalıştıklanm çıkartmak yanİL» olur. Her feyden evvel öne sürdükleri, tüm kurvetleri geri çekme olanağı olmadığı gibi, günümUzun teknik şartlan, herhangi bir savaş anında, Amerika'daki kuvvetlerin Avrupa'ya en kısa zamanda dönmelerinl mümkün kılmaktadır. Ayrıca, senatör Fulbright'in de belirttiğl gibi Amerika'mn dünyanın polltik, ekonomik ve askeri alanlannda vazgeçilmez çıkarlan vardır. O halde, sorun, lç politika açısından ele alınmalıdır. Mansfield politikasımn amacı Amerika Başkam'm Avrupa savunmasında lzlediği yolda bazı düzeltmeler yapmayı zorlamak en önemlisi, sürdürülen dış politikanın memleket içinde sağlam bir dayanağı olmadıgını göstermektir. Kısacası, bu davramş yürütme organlarını denetlemeyi, daha ziyade bu organlar Üzerinde etkili olmayı arzulamaktadır. Bu durumda, Mansfield'in çabalan Avrupa'dan çok Amerika için de bir kuvvet dengesini sağlamak bakımından önem kaıarur. «Alaska'yı terk edemediğiml* gîbi Avrupayı da terk edemeyiz.» 1970 yüına kadar Kongre'nin nınduğu tek yönlü indirim proja lerin* genel olarak ılımlı bir mii halefet göıteren Bajkan Nixon, bu tarihten sonra enerjik bir poli tika izlemistir. Baskana göre, bu teklifler evveli karşı tarafın iyi nîyetli olduğu v» nükleer bir sa< vası arzulamadığı varsayuzune da* yanmaktadır ki, bu konuda tedbirli olmak gerekir. Yumuşama yalnız iyi niyeti değil, lki rakip •skerl güç arasında belli btr den geyi gerektirir. Üstelik, saygı duyulan bir nükleer gözdağı verme politıkası kuvvetli bir askeri üslenmeyt dayanmalıdır. Bundan başka bizden zaten daha kuvvetli olan karşı taraf bizim askeri plan lanmızı ona atfettiğimiz iyi niyet ler üzerin» kurduğumuzu anladı ğı an bize tecavüz etmek isteyebl lir. Tek taraflı indirim, Amerikanın rakip devletlerle olduğu ka dar müttefiklerle olan ilişkilerini de kendi aleyhine çevirir. Böyl* bir hareket Amerika'nm zayıflığı, ilgisizliği ve Avrupa'yı terki olarak yorumlamr. Avrupa'da bekle yen askeri güçlerin her feyden önce siyast ödevleri vardır. Açık ça bir Ru» tehlikesine karjı örgüt. Kırk beş yıl (rccmiş aradan... Edebiyatı Cedide şairlerinden biri, Hüseyin Cahit Yalçın'm ağabeysi. doktor, şair. oyun yazarı Hüseyin Suat Yalçın, Phr,kespeare'i >dnkâr» etmiş, vırmi lki genç şair. sanatçı, yazar da bu bildiriyi yayımlamak zorunda kalrmşlaı. tnp/ •• p.ınalardan geçmişiz! Shakespeare > bugün yadsınmaz, kimsenin aklına gelraez. Shakesjeare'in Unlü yspıtlart için, »aellikle «Hamlet» için söyle sözler söyl*^ mek: «Hamlet diye göklere çıkanlan eser biz Türkler için le** zetsiz. manasız bir muammadır. Eger siz böyle eserlerden müstefit ve lezzetyap oluyorsanız Cenabıhak zevki bediinM müzdat buyursun beyim.» Elif Naci ustamız. bu tartışmayı bir dosya halinde saklamıs Kırk beş yıl öncenin havasuıa giriverdim bu dosyayl inceleyir.ee... Yeni harflerle çıkan gazeteler, çoğunluğu yirml beş, otuz yaşlarındaki 1929 yılı sanatçı kuşagının tepkileri... Babalan yaşmdaki bir şairin beğenisiyle, anlayışıyle, Cumhuriyetin bu ilk sanatçı kuşağınm begenisi, anlayışı arasındakl çatışmanın anlamı. önemi... Hüseyin Suat Bey diyor ki, «Şekspir'i anlamak için mutlak bemuİRk tngiHrce bilmek ı.r m geldiğini ailem efraaının tercümelerinden sonra öğrendim. İşte bu sebebten «bunlardan öğrendigime nazaran» diye bir kayıt koymuştum. Bümemek ayıp degil. bilmedigini bilir gibi göstermek ayıptır.» Resimler de var, Vedat Nedim kapkara bıyıklı, kapkara sa^lı, zeki bakışlı bir delikanh, ateş püskürüyor: «Hüseyin Suat Bey'in cevab! merarı olmuştur. Fakat Şekspir gömüldükten sonra da yaşıyor, H. Suat Bey ise yaşarken gömüldü. Şimdilik son söz olarak şunu da ilave edeyim ki, Türk edebiyatı tarihine adı geçnv.ş bij /atın Şekspir'i aile efradından öğrenmiş olmasını itiraf etmesi kendisi için iftihar edilecek bir şey degıldır» Gazetel.?.in başhklan: «nıı mesele, edipler blıbirine ml giriyorlar, Şekispirperestler ayaklandı, Bir edebi hadise... Hüseyin Suat Beyin Alayköskü yaranına cevabı...» Hüseyin Suat Bey bildiriye karşı diyor ki: «Bir Hamlet'in veyahut bir On. Ikinci Gece'nin temsilinden ne öğreneceğiz. Edebiyatımıza hiçbir zaman yerleşmeyecek olan birtakım yüksek, beylik, muhtesem cümleler mi. yoksa bugünkü temaşa tekniğine hiç uymayan sahne ve hayal oyuncakları mı? Şekspir mevzuu nerde olursa olsun eserlerini daima Ingiliz ruhuyla ifade ve temsü eder. Vakayim geçtiği yer adatı mahalliye onun nararında hep birdir. Yani tngiltere... tşte bu sebepten bazı İngiliz mürvekkitleri Şekspir'in coğrafya, tarih ve hukuktan gafil bulunduSuna şu misalleri veriyor. Milano şehri kapılarından bir gemi hareket ettiriyor. Venedik Tacirinde öyle hukuki marideler zikrediynr ki. hiçbir milletin külliyatı hukukiye»inde yeri yok. Biz Türklere bu Şekspirperestlik nerden ve niçin geliyor? Ar.layamadım.» Bir de işin İlginç başka yani var, o da Necip Fazıl, Peyami Safa, Nazım Hikmet, Sabiha Zekeriya adlanmn aynı bildiride yer alması! Sağduyuda, «anat beğenisinde, doğruya doğru, yanlışa yanlış demekte birle.şmişler. Birkaç yıl sonra hepsi ayn bir çizgi tutturacak. birbirinden ayrı yazgılarda yürüyecekler. Ama Mayıs 1929'cTa eski kusaktan bir üstad onların topunu «Şekspirperest» olarak damgalayıvermis işte!.. Peyami Safa «Cumhuriyet»e gönderdiSi bir yanıtta işl kökünden halletmiş. Şu satırlarla: «Liselerimizde verilen bu dersin matbuat sahifelerinde tekrarına liizum yoktur. «Kayseri Giilleri» nakilinin «Hamlet» müellifi hakkında yazdıjtı satırlara herhangi bir Türk talebesi cevap verebilir, burada edebiyat müntesiplerine ait bir vazife kalmamıştır.» Şekspir davajı da bu sözlerle çaliba «ona ermiş, kendi deyimiyle «Beşiktaş'm kuytu bir mahallesinde asude ve yeknesak geçen hayatı 22'lerin. protestosuyla biraz canlanan» H. Suat Bey de eski «asude» yaşamına dönmüs!. Zaman değişiyor. Bugün Shakespeare'i kim?e yadsımaya kalkışmaz. Ama yine bazı büyük adamlar, önemli konular var yadsınan, önemsiz sayılan, gözlerden gizlenmek istenen. Bir gün gelecek, yarım yüzyıl sonra da olsa şimdi yadsınmaya çahşılan kişilerin değeri anlaşılacak. Shakespeare tartışması gibi komik bir olay olarak hatırlanıp, gülünecek... Politik ve askeri bir hata Başta bay Mansfield olmak üzere bazı senato temsilcilerine göre bugün halen ihtiyar Avrupa'da üç yüa bin Amerikan şskeVöji»* .bulunması politik ve askerî bir hatadır. Eskiden Batf" Avrup» İçin bir garanti olduğu kadar bir gereklilik de teşkil eden bu kuvvetlerin görevlerinin, Rusya ve uydularından gelebilecek herhangi bir tehlikenin azalıp, DoğuBatı uluslararası ilişkilerinin iyiye doğru yöneldiği bir çağda yenlden gözden geçirilmeleri gerekir. Montana Senatörü 1971 aralığında Le Monde Diplomatique gazetesinde çıkan bir yazısmda NATO'nun bafımsızlığinın Avrupada beklemekte olan birleşik kuvvetlerden çok daha ayrı sebeplere dayandığım iddia etmektedir. Yazara göre Avrupa kıtasının gilvenliğinin korunup sağlanmasında dolaylı gözdağı verme, ve bölgesel savunma ögelerinden ziyade büyük bir güce sahip Amerika Birleşik Devletleri'nin çıkarlaruıın gözöntine alınması gerekir. Demek oluyor ki Kuzey Atlantik Teşkilâtı'ndaki askeri kontenjanlar zamanın koşullarma göre saptanmalıdır. Yukarıda adı geçen senatöre gö re Amerika bugün kuvvetlerinin bir kısmını geri çekmezse ileride NATO bir dağılma tehlikesiyle karşılaşabilir. Ayrıca, Amerikan askeri üstlenmesi her şeyden önce tarihî, ekonomik ve kültürel bağlara dayandığından sembolik bir mevcudiyetle de Amerika Avrupa'ya gösterdiği ilglyi ifade edebilir. Üstelik Avrupa savunması, her yıl Amerika'ya 1,6 milyar dolara mal olmakta, Amerikan parasımn uluslararası gücünü «ayıflatmakta, ödemeler dengesinde kuvvetlerinl eşlt olarak lndirme leriyle mümkün, Viyana görüsmt lerinin de akla yakın yol olduğu nu savunmuştur. Ayrıca Amerikanın kaderl v« kuvvetinin can noktaft Avrupalıla rınkine birbirinden ayrılmayacak tekilde bağlıdır.» Yalnız bu bağlı lık Şikago söylevinin bir kez daha hatırlattığı gibi kayıtsız şartsıı değildir. Yasama ve yürütme organlanrın üzerinde anlaîtığı tek nokta Amerika'ya çok pahalıya mal olan bu askeri güçlerin masrafları nın paylasılmasıdır (1) Beyaz Sa ray'da şimdiye kadar yalnızca Amerika'nın çektiği bu yükün bun dan sonra müttefiklere devredilmesini öngörmektedir. Nixon doktrininin ana temi, yine Bajkanın sözlerine göre şöyle özetle nebilir: «Anıerika. Avrupa devlet lerinin savunmalanna ve gelişme lerine katılacak, ama bütün prog ramları hazırlamayacak, alman ka rarları"yerine getirmeyecek, yani tüm savunmalarını ele almayacak tır.» Lidere göre. AvrUpalılar geç mişfe olduğu gibi, bugün de Amerika'nm sağladığı nükleer »em siyeye güvenebilirler. Bunun dıçmda. kendi savunmalarını tl» al maları gerekir. Avrupa ve Düzen Aslmda «Amerikanın bağımsız bir Avrupa politikasma hiç itirazı Yoktur.» Yalnız gerek Nixon öne rilerinde, gerek Atlantîk yasası ta «arılarında büyük payı olan, genel ve bölgesel sorumluluklarrîan söz eden Bay Kissingere göre bunun anlamı «Avrupamn Amerika ile ekonomik rekabetten kaçmması ve hür dünyanın öncülüğü nü Amerikaya bırakmasıdır.» Yoksa Başkan Nixon cAvrupadakl Amerikan askerlerinin sayısını azaltmak fsteyen Kongreye karşı daha fazla baskı» yapamaz. New York Times yazan James Reston satıhtaki bu dönüşünrrü *öy le açıklıyor: «Vietnam savaşı ve Watergate skandalmdan beri Amerika kendi kendinden şüphelenip, kendi kendini tenkit ediyor. Gaye Avrupaya hükmermek değil. yeni bir dünya düzeni kurmaktır; bu nedenle Amerika hür dünyadaki düzen bozukluklarmı çözmek için Avrupaya dönmüştür.» Yalnız her ne kadar gerek Federal Almanya, gerek Fransa Dışişleri Bakanlan «Amerika ile siyasl işbirliğine önem verdiklerini» hatırlarmışlarsa da, petrol krizinden beri seçimlerin ve hükümet değisikliklerinin de çözemediği bir siyasl istikrarsızhk içinde bulunan Avrupamn «kendi içinde birlik sağlayıp sağlamıyacağı, Ortakpazar olarak ekonomik bir birliğe ulaşıp ulaşmıyacağı henüz kesinlik kazanmamıj lorun ların arasında bulunuyor.» kitlo HAF1ALIKGAZETE ;MUŞAHİPS.X)II IALOĞLU. ISTAJVJBUL işçi sınıfı için demokrasi ve sosyalizm yolunda haftalıkyayınorganı yak|ndaçıkıypr Cumıunyet zaA AMERİKAN BASININDA ı ' ı & â Hür Dünyanın sözcüsü Amerika Beyaz Sarayıa bu konudaki dü •üncelerindeki gelişme, Şikago söylevi gözönüne alınmea, bir «tehdit» açısından değil de yukarıda sözünü ettiğimiz denge açı«ndan incelenmelidir. Aslınd» 1970 yılmı kadar Kongrenin lun duğu tek yönlü indirim projelerl. ne genel olarak ılımlı bir muhalefet gösteren Başkan Nixon bu tarihten sonra enerjik bir politika izlemistir. Başkan Nixon'a göre NATO'nun birliğini sağlamak zorunluğu, iki askeri teskilât arasmda istikrar ihtiyaa ve karsı tarafın poli tik niyetlerinin tam olarak açık olmaması karsısında Amerika tek taraflı bir askerî güç indirimine gidemez. Beyaz Saray daima bir güç Indiriminin ancak taraflarm Törk Kurtuluş Savaşı Haşhaş ekimi konusunda Türkiye'yl tehdit eden Amerika'nm MilH Müeadele dönemindeki Türkiye polltikaıına ışık tutan belgesel lnceleme. Yazan: üsman Ulagay. Dağıtım: Tekin Yayınevi, Istanbul. ü Cumhuriyet 2256 NACtTE TAPRAK (ERÇET) ile HİDATET TAPRAK glimillllllllllllllllllllllllfllHIMHIHIIIIMIIIIMIIIIIIIIHIIIIIIIIIIIIIIIII'İ Cumhuriyet: 2257 î 1 ••••••••••••••••••••••••••a ILÂN isfonbul Detteıdarliğından Mülkiyeti tstanbul Belediyesine ve 6.8.1973 tarnınden ltibaren 40 yıl müddetle kullanma hakkı lhe Scrıeı Company Of Turkey Limited Sirketine ait Be\kO2 üü.nü'şsuyu Mahallesinde kâin 48 pafta, 338 ada. 6 parseı s*ıyılı jçayrimenkulün Tapuda ve Millî Emlâk Müdürlüğündeki dosyasında mevcut pafta krokisinde ABCDE KG barflerl ile çevrik 2920 M2'lik kısmı (üzerinde mevcut tia bina İİ9 birlikte) Beykoz Ger.el Emlâk Vergi Daıresi nizmetınde kullanılmak Uzere 6830 sayılı kanun hükümlen uyannca kamulaştırılmasında umumi menfaat bulund'iğu:ıa dair tl îdare Kurulundan 30.1.1974 tarih ve 974/67 sayüı karar alınmıştır. Yukarıda bahse konu Reçsn gayrimenkulün 2920 M2. kısmm zeminine 584.000 lira ve üzerindeki ikı binaya ise 336.000 lira ki, cem'an 920.000. lira kıymet Beykoz Ilçesi Istimlâk Takdiri Kıymet Komisyonunun 20^1974 tarih ve 974/2 sayılı kararı ile takdir edilmiştir. Bu yer için Istanbul Belediyesi ile The Schell CompanvOt Turkey Şirketl arasında 6.8 1937 tarihinde aktedilen intifa hakkı muKavelesine müsteniden tstimlâk Takdir Kıymet Komisyonunca bir yıllık kullanma hakkm3 karşıhk 336.000 lira bedel takdir edilmiştir. 6.8.1937 tarihinde aktedilen mukavele 6.8.1977 tarihinde sona ereceğinden 1^.1974 tarihinden mukavelenin scna erecegi 6.8.1977 tarihine kadar olan 3 yıl 5 ay C günltik süre için Schell Şirketinin kullanma hakkına takdir olunan senelik 33.600 lira hesabiyle bahsi geçen süeve 115.760.lira isabet etmektedir Gayrimenkulün 2920 M21ifc kısrruna taRdir olunan 920.000. liradan Schell Şirketinin intifa hakKj oedeli olan 115.760. liranın tenzilinden sonra bakiye KO4z40 lira da Istanbul Beledıyesinin mülkîyet hakkına isabtt »tmektediı. Kamulaştırma Maliye Bakanlıgina izateten tstsyıbııJ Defterdarhfı lehine vapılmaktadır. Açılacak davalarda husumet Maliye Bakaniifı ıstanbuı Defterdarlıgma izafeten Istanbul Muhakemat MÜdürlligürB tevcih edüecektir. Keyfiyet 6830 Sayılı îstimlâk Kanununun 13'üneO cnaddesi uyannca ilân olunur. i | TEŞEKKÜR Bir kalp krizl sonucu kaybettiğimlz ve 19. mart. 1974 «alı günü tzmit'te toprağa verdigimiz, Kesıiye (Kastırya) mubadillerinden Hafız Hasan oğlu, merhum Ekrem Balkış'ın kardeşi, Fatma Baiklş'ın hayat arkadaşı. SKKA Başmüfettişi Fikret Balkış. Yarbay Rafet Balkış ve Sümer Balkış'ın sevgili babalan, tsmet Ündeş. Sabahattin Gökbulak, Cumhur Gökbulak, Abidin Canay, Suzan Canay Naci ve Nezahat Ereser, Nevzat öner ve Zeycan Errier'in enişteleri. Dr. Mithat ve Yaşar Ergoy. Asaf ve Nurten tscan'ın amcaları, Müfit Yüksel ve AgSh özbuluk'un riavıları, Türk Maarifine 40 yıl hizmet veren emekli başögret | 5 S S 3 3 = 3 3 = ^ S >••••••••••»•••••••••• Türkiye Süt Endüstrisi Kurumu Genel Müdürlüğünden = ş: E E • = |~ (1) Burden Sharing prensibl. = S •••••••••••••••••••• = • Ş = E men S Memur Alınacaktır Tüketim mallan pazarlamasında çalıştırılmak; faaliyet merkezleri Ankara, Konya, Eskişehir, Erzurum, Trabzon, Samsun. ve Diyarbakır olmak üzere, en az lise mezunu, şoför ehliyetnamesine «ahip ve durumu »eyahat etmeye müsait 7 eleman; 2. Istanbul Müessesemizde mama imâlatınln bakteriyolojik ve kimyasal analizlerini yürütebilecek nitelikte laboratuvar veya gıda uzmanı olarak çalıştırılmak üzere bir bakteriyolog veya gıda uzmanı: 3. Glresun, Trabzon, Çorum, Niğde/Aksaray, Kırşehir, Eskişehir. Afyon, Mugla/Yatafan, Elâzığ, Tunce!i, Erzincan, Sıvas ve Bitlis/Adilcevaz illerindeki şantiyelerimizde kontrolluk görevi yapmak üzere Y. lnş«at Mühendisleri, Înşaat Mühendisleri, Y. Mimarlar, Mimarlar, Y. Înşaat Teknlkerleri. Teknikerler; 4. Kurumumuz Fabrikalarında çalıştırılmak ve gerektiŞinrfe ihtisas için yurt dıştna gSnderilmek üzere 10 adet Ziraat Yüksek Mühendisi, Veteriner; Alınacaktır. 29 mart 1974 gününe kadar «Ataç Sokak No: 72/3 Yenişehir • ANKARA» adresine özgeçmişleririi belirten bir adet fotoğraflarıyle yazılı olarak müracaatları rica olunur. « 1. • ( Hüseyin Avni Balkış'ın ( E E E ^ E E E = ebediyete intikalinde yakın ilgilerini esirgemeyen ve cenaze törenine iştirak eden saym SEKA Genel Müdürü Yük*ek Mühendis Aziz Gümüş, sayın Genel Müdür Muavini Ibrahim Aldemir ve «ayın SEKAii dostlanmıza, emekli ve görevli bütün öfretmen »rkariaslarına. evimlze kadar gelerek veya mektup, telgraf ve telefonla acılanmızı payla?an, başsajlığ» dilejinde bulunan yakinlanmıza teşekkürler ederl». AİLESİ Cumhuriyet 226S ~ E = E E E = ÎNŞAAT ILANI SÜMERBANK MEMURLARI YAPI KOOPERATİFİ BAŞKANLIĞINDAN Istanbul Erenköy 1046 ada 3132164 parsel sayılı ve Ankara asfaltına 250 m. cepheli 90 dönümlük, imar durumu alınmış arsa üzerine 998 konutluk site ve tosyal te•isler yaptırılacp.ktır. Sartrıameler asağıdaki adreslerrfen 50. TL.'sı karşılığında temin edilebilir. ANKARA'da: Sümerbank Genel MUdürlüğü înşaat Müdürlüğünden. ISTANBUL'da: Sümerbank Yıldız Por«elen Sanayil Müessesesinden. ÎÖNETİM KURULU Cumhuriyet 2260 • • • nıııııııııııııııııııımııııııııııııııııımıınııııııııııınıııııııııııımııımıİT Istanbul Ticaret Odası'ndan 5590 Sayıh Orialar Kanunu'nun 76"ncı marldesi, yıllık aldatın mart ayı sonuna kıdar ödenmeıinl âmirdir. Sayın üyelerlmlzden, % 50 zamlı tahslle yer bırakmamak üzere, yıllık aldatlannı mart ayı tonuna kadar behemehal ödemelerinl rica ederiz. (Basın: 12506)2262 ••••••••••••••••msansarasâR (Basın: 11896/2254)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle