28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
başına gelen, T^jy?.. entatlıolay W i l l i a m s 117la Uldllliinn "'caoınız $uveya D U williams FormuideM SİLİCON sa yesınde «VıMıams Tra* Kremi rahat. mukem">8l ve yumu^ak traş sağlar Erkek yüiune HzıDe temızhk verır umhuriyet > 't / 9>" * IR KEMAL MEMED I . Basım) DEMİRCÎLER ÇARŞISI CİNAYETİ (2. Basım) BİR BULUT KAYNIYOR (Röportajlar Çıkıyor) 50. yıl, sayı: 17791 Kumcusu: YUNUS NADt 12 Şubat 1974 Sah ECEVİT, CUMHURİYETE ÖZEL DEMEÇ VERDİ «Anarşifc: eylem diye nitelenen şiddet eylemleriyle ilgili suçlar, genellikle affın kapsamı dışmda tutulmuştur. lleride affı ne zaman ve ne ölçüde genişletebileceğimizi de gene kamu vicdanı belirliyecektir. Geçmişte olanlarm tekrarlanmamasını sağlamak üzere demokratik her türlü tedbirleri alacağız» «Protokol ve programda, iki partinin de önemli tavizler verdikleri kanısında değilim. CHP ve MSP sosyal ve ekonomik politika esaslarında kolaylıkla anlaşmışlardır. Ancak MSP. Avrupa Ekonomik Topluluğu ile ilgili isteklerini, CHP'de toprak reformuyla ilgili isteklerini ertelemeye razı olmuşlardır» «Türkiye'de bozuk düzenin, sömürünün, halk ve devlet sırtından aşırı ve haksız kazanç sağlayabilme olanaklarının sürüp gitmesini isteyenler ve bu nedenle demokratik özgürlüklerin kısıntılı kalmasını gerekli görenler dışında, toplumun her kesimi programdan umutluduriar» 'Demokratik sol kavramı aydmlığa çıkmakta ve aklanmaktadır, ECEVİT, ANKARA TEMSİLCI.NİİZ KEMAL AYDAR LA GÖRÜSÜRKEN... Nasıl Olur? bir yerde okumuştum, en büyük Fransız ozaıu kimdir, diye Andre Gide'e sormuşlar. Bir an içini çekmiş: Maalesef Victor Hugo, demiş. Neden maalesef, o noktayı açıklamıjor Gide. Soruvu yönelten gsaeteci de üstüne varıp kurcalamamış. Pek önemi de yok ısten. Belli ki «Kalpazanlar» yazannın HuRO'da beğenmediği, eksik ya da (çereksiz bulduğu bir şeyler var. Ama Fransız şiir sanatı üstüne düşüncesini açıklarken kişisel beğenısinden sıyrılmak, yargılarında nesnel davranmak gereğine iruuuyor. ö nemli olan bu. Geçen akşam TV'da «EUi yıl. da Türk şiiri» programını izlerken Gide'în ankete verdiği yanıtı ansıdım. Ekranda iki edebiyat uzmanı ile Devlet Tiyatrosundan üç sanatçı yer almıştı. Proçramı hazırladığı anlaşılan Hikmet Dizdaroğlu, Cumhuriyet döneminin ilk yıllarından başlayarak bugünedek gelmiş geçmiş birçok ozanlan saydı. döktü, yaşamları ve sanatlan üstüne din. leyicilere özet balinde bilgiler sundu. Tahya Kemal, Ahmet Haşim, Faruk Nafiz Çamlıbel, Orhan Seyfi Orhon, Tusuf Ziya Ortaç gibi adlann yanı sıra çok tanınmış, az tanınmış ya da edebiyata fazla düşkün oLmayanlanmızca hiç tanmmamış kişileri arka arkaya sergiledi. O anlattıkça Devlet Tiyatrosu sanatçılarımız da ayafa kalkıyor, gerçekten düzçün, uyumlu sesleriyle adı geçen ozanlardan birer parça okuyup yerlerine oturuyorlardı. Biçimsel açıdan program iyi nygulanmıştı. Yalnız savın Dizdaroğlu'nun maksatlı olarak kimi ozanlarunızın adını ağzına bile almadığı hayretle izlendi. Elli yıllık Türk şiir dünyasında bir Nâzım Hikmefin yeri yok muydu? Bir Faruk Nafiz Çamlıbel'den, bir Orhan Seyfi Orhon' dan söz edilirken, bir Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı, bir Melih Cevdet Anday'ı yok farzetmek olur muydu? Sayın Dizdaroğlu, TV. ekranında dile getirmemekle bu ozanlan Türk şiirinin dışına attığına, atabileceçine mi inanıyordu? Sayın Dizdaroğlu bilinen nedenlerden ötürü Nazım'ı söz konusu etmekten korkmuş, çekinmiş olabilir. Kişisel bir takım kaygılarla da Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı, Melih Cevdet Anday'ı ve Türk şiirine hizmeti geçmiş başka ozanlarımızı görmemezlikten gelmiş bulunabilir. Yazdığı, ya da yazacağı kitaplarda bunlara yer vermesin, bir şey demeyiz. Nih yet kendi kişiliği, kendi beğenisi ile ortaya çıkıyordur. Ama tüm ulusun malı olan Devlet TV'sinde eUi yıllık Türk şiiri üstüne bir konuşma hazırlarken kişisel kaygılarım bir yana bırakmak. tam anlamiyle nesnel (objektif) davranmak zorundadır. Acaba TV. yöneticileri kendisine baskı yaptılar da şundan şundan söz etmeyeceksin mi dediler? O taktirde dürüst bir edebiyatçı sıfatiyle förevi kabul etmemesi, ekranda halkın karşısına çıkrp ard niyetli bir konuşmacı durumuna düşmemesi gerekirdi. TRT yönetiminde bu gib! yanhs ve demokratik yönteme ters düşen uyçulamalara sık sık rastlamaktayız. Kendimize ve dünyaya karşı gülünç olmak istemiyorsak durumu ciddi olarak ele almalı. bir an önce düzeltmeliyiz. Bu ilkel lihniyeti bırakalım artık! ^ BAŞBAKAN BÜLENT ECEVÎT, GÜVENOYU ALDIKTAN SONRA ANKARA TEMSİLCİMİZ KEMAL AYDAR'I KABUL EDEREK İLK GENİŞ DEMECİNİ «CUMHURİYET.E VERMİŞTİR. BU GÖRÜŞMEDE BAŞBAKAN ECEVİT, SORULARIMIZA CEVAP OLARAK 14 EKÎM'İN DEĞERLENDİRİLMESİNDEN AF KONUSUNA, ÜCRETSÎZ VE SINAVSIZ YÜKSEK ÖĞRENİMDEN HALK SEKTÖRÜ'NE, ÖZEL GIRİŞİMİN HALKA AÇILMA ÇABALARINDAN TABAN FİYATLARINA, PETROL ZAMMI SORUNUNDAN İŞKENCE İDDİALARINA KADAR ÎÇİNDE BULUNDUĞUMUZ DÖNEMİN EN ÖNEMLİ KONULARINDA DÜŞÜNCELERINî AÇIKLAMIŞTIR. BASBAKAN ECEVİTE YÖNELTTİĞİMİZ SORULAR VE BAŞBAKAN ECEVİTİN VERDÎĞ1 CEVAPLAR AYNE.N ŞÖYLEDİR: KEMAL AYDAR Sonı 14 Ekim seçimleri bu defa kesin haÜariyle sağsol partilerin çekişmesi biçüninde nitelenebilir, fakat bu seçimler sonucunda her iki kanattan biri kesin olarak iktidar olamamıştır. Türk demokrasisi zaman zaman «ara dönemler» yaşamıştır. Bir partinin tek başına iktidara gelebilmesi amacı yönünden duruma bir •geçiş dönemU diyebilir miyiz? Bu konuda sizin görüşleriniz nelerdir? Cevap 14 Ekim 1974 seçimleri, •sağsol partilerin çekişmesi»nden ötede, sağ ve sol kavramlarımn, çağdaş bilimsel anlayış çerçevesinde yerli yerine oturmasına yol açmışür. <Sağ>cılık artık, dine reya töre ler» bağlılık anlamında değil, eko nomik ve sosyal bakımdan tutucu luk anlamında kullanır ve kabul edilir olmuştur. Bu çağdaş anlamı yüzeye çıktıkça da «sağ» kavramı, halk gözünde saygmlığıru yi tirmektedir. •Demokratik sol» kavramı ise, ön yargılarm gölgesinden sıyrılarak aydmlığa çıkmakta ve aklanmaktadır. <sağ koalisyon» çağrısındaki <sağ> sözcüğünün, muhalaplarını tedirgin etmi? olması çok ilginçtir. Kuşkusuz. her parti gibi, Cumhuriyet Halk Partisi de tek başına iktidara gelebilmeyi ister. Fakat bulunduğumuz dönemde, toplum yararını kişisel çıkarlara üstün tutmak, kişi özgürlüğünU ise «toplum ve devlet yararı« gerekçesiy le kısmayı reddetme. ve ekonomik gelişmeyi sosyal adalet ve öz gürlükçü demokrasi içinde hızlan dırma isteği anlamında demokratik sol eğilimin, dine veya törele re bağlıhkla çelişmediğini göster mesi bakımından, CHP MSP koalisyonu hayırlı olmuştur. Toplumdaki ilerleyişin tarihsel yanılgı ve önyargı engellerinden kurtularak yeni bir aşamaya gele bilmiş olması, bir partinin tek ba şına iktidara gelmesinden daha önemlidir. Demirel, "Nihayet kabul etmek gerekir ki memlekette bir CHP vardır,, dedi ANKARA, (ComhnrİTet Bürosn) AP Genel Başkanı Suleymar. Demirel. dün partinin onüçüncü kuruluş yıldönümü nedeniyle Genel Merkezde bir basın toplantısı düzenleyerek çeşitli konulara ilişkin görüşlenni açıklamıştır. Demirel, basın toplantısmda seçim sonuçları üzerinde yeniden durmuş. 14 Ekin; seçımlerıne sekiz partinin ka tıldığını. altı parti arasında oyların bölüşüldüğünü bildirmış, «Kazanmakla kaybetmenin eşit olduğunu» belirterek. «Nihaye1 kabul etmek gerekir ki memiekette bir CHP vardır. CHPnın eriyip gittiğini farzetmek yanlış bir şeydir» demiştir. AP Genel Başkanı, parti ici sorunlar hakkında da bilgi verırken, «AP sağ duyunun partisıdir Kendi ayağına batan dıkenı ken di çıkaracaktır. Başarısızlığa karşı hassasiyet olmazsa, o partinin üzerine ölü toprağı serpll miş demektir» şeklinde konuşmuştur. Ön lisans eğitimi görenlere, orta öğretim ile yüksek öğretim arası bir diploma verilecek ANKARA Milli Eğitim Bakanlığı; ön lisans eğitiminin, kısa yoldan hayata atılmak isteyen gençlere, orta öğretim diploması ile lisans diploması arasında geçerli olacak «Ön lisans» seviyesinde bir ara diploması ka zandıracağını açıklamıştır. Açıklamada, Milli Eğitim Temel Kanunu ile Üniversiteler Ka nunu'nun ilgili hükümleri gereğince yüksek öğretimın ön lisans. lisans ve lisansüstü kademelerinde düzenlenmesı gerektiği belirtilmıştir. Açıklamada, Yük sek Öğretim Kurulunun (YÖK) ön lisans konusundaki önerilerine yer verilmiştir. YÖK'na göre ön lisans bir yandan öğrenci lere orta öğretimde yetişirlerken ortaya çıkan sevıye farklarını gi derme fırsatı vermek, öte yandan lisans öğrenımimn çeşitli dallarından yeteneklerıne gerçekten uyan birine tam isabetle yönelebilme imkânı sağlamak amacıyle düşünülmüştür. Kısa yoldan (Uevamı >>a. l, sü. X de) 24 yıl ve CHP Soru CHP, 24 yıllık bir aradan sonra «Bir koalisyonun kuvvetli kanadı» olarak iktidara gelmiştir. Bu tarihsel gelişmeyi ve vanlan noktajı CHP açısmdan Başbakan olarak yeniden değerlendirir misiniz? Cevap CHP'nin uzun bir süre sonra en yüksek oyu alan parti durumuna ve iktidara gelebilmiş olması, toplumdaki gelişmeyi yansıttığı kadar, hattâ ondan daha çok, CHP'deki gelişmenin olumlu sonucunu da gösteren bir durumdur. CHP'de 8 yıllık iç mücadele sonunda gerçekleşen yenileşme, tarihsel aydın halk ikiliğinin ve bununla bağlantılı olarak, devlet halk ikiliğinin ortadan kalkmasına yardım etmektedir. Bu ikiliklerin ortadan kalkışıyla toplumd* gerçekleşen biitünleşme, ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmemıze büyük bir canlıhk ve hız katacaktır. Halkı ve demokrasiyi güçlendirecektir. Bunların yanı sıra, bir süredir boşlukta kalan ve yabancılaşan aydınları da, toplum içinde yalnızlıktan ve yabancılıktan lnırtulma ve topluma karşı ödevlerini daha etkin biçimde yapabilme olanağına kavuşturacaktır. Madanoğlu davasuıda, bilirkişi sanıklann yaptıgı öne sürülen «Gizli toplantılara ilişkin kanıtlar» olarak mahkemeye verilen ses bantîannın, «Montaj» olduğunu açıklamıştır. Fotoğrafta, bilirkişi TRT teknisyenleri Ersan Ener ve Ahmet Sökmen, dünkü duruşmada görülüyorlar.. Umutlar kırılabilir mi? Sonı Koalisyon protokolü ve hükümet programı kuşkusuz «Akgünlere bildirgesi» dogrultusunda sayılamaz. Koalisyonun doğal koşulu olarak akgünlere bildirgesinden bazı tavizler verilmiştir. Protokolün bu biçimiyle vaadlerinizin ve umutlarınızm tahakkuk edeceğine inancınız var mı? Bazı aksilikler, muhtemel bazı pürüzler halkın umudunun kırılmasına yol açabilir mi? Cevap Protokolda ve programda, iki partinin de, kendileri açısından önemli tavizler verdikleri kanısında değilim. Buna gerek kalmamıştır. îzlenecek sosyal ve ekonomik politikalarırı esaslarında koalisyonun her iki ortağı kolaylıkla anlaşabilrnişlerdir. Özgürlükçü demokrasi bakımından ise hiçbir aynlıklan yoktur. Ancak MSP, Avrupa Ekonomik Topluluğu ile ilgili isteklerini, CHP de toprak reformuyla ilgili isteklerini ertclemeğe razı olmuşlardır. Her iki konuda. iki koalisyon ortağı. kendi nihai hedeflerini saklı tutmakla beraber, bu dönem için uzlaşmayı uygun bulmaktadırlar. CHP, jrürürlükteki toprak ve tanm yasasını bazı yönleriyle yetersiz sayıyor ve değiştirmek istiyordu. MSP buna razı olmadı. CHP de, bu iktidar ortaklığı döneminde yürürlükteki toprak ve tarım reformu yasasının uygulanmasına girmekle yetinmeyi uygun gördü. Aslında bunu bir «tâviz» bile saymamak gerekir. Çünkü, zaten bizim görüsümüze göre, ortamı ve koşulları gereğince hazırlanmadan ileri bir toprak reformu uygulamasına geç mek sakmcalı olurdu. Kuru bir toprak dagıtımı anlamında bir toprak reformu uygulaması, tarımsal verimde büyük duşüşlere ve köylülerin toprak reformundan hayal kırıklığma uğramasına yol açabilirdi. Başarilı bir toprak reformu uygulaması için, tarım alanında kooperatifçiliğin yaygınlaîmış ve güçlenmiş olması, kredi ve pazarlama düzeninin Ureticiler ve kooperatifler yaranna değişmesi, küçük topraklı çiftçilerin, kendi başlarına veya ortaklasa, modem tanm teknolojisinden yararlanabilecek duruma gelmij bulunması gerekir. Bu koşulların gerçekleşebilmesi için izlenecek politikalar bakımındsngs, CHP (Devamı S». 7, Sfl. I de) Madanoğlu Davası nda bilirkişi, ses bantîannın "Montaj,, olduğunu bildirdi Doğan KATIRCIOĞLU Yargıç Kıdemli Binbaşı Günay Gençer'in yönettiği Istanbul 2 Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'nce sürdürülmekte olan «Madanoğlu Davası»nın dünkü duruşmasında, yapıldığı iddia edilen gizli toplantılara ait ses bantlan üzerinde Istanbul Radyosu'nda 4,5 ay süren inceleme sonunda raporlarını mahkemeye veren bilirkişilerden TRT teknis yenleri Ersan Ener ile Ahmet Sökmen bu bantların «montaj» olduğunu açıklamışlardır. Soruşturmayı yöneten ve bu davayı açan Askeri Savcı Hakim Yarbay Süleyman Takkeci bilirkişilerin bu raporu üzerine bilir kişileri 4 saat sual yağmuruna tutmuştur. Mahkeme, Askeri Savcmın bazı suallerini yersiz bularak büirkişüere sormamıştır. Askeri Savcının bu konudaki ısrarı üzerine de mahkeme iki kez savcınuı suallerinin sorul masmın gerekli görülmediğine karar vermiştir. Bu konudaki birinci karar oyb'.rliği ile ikinci karar ise Mahkeme Baskanı Tug general Hasan Öztürk'ün muhalefeti üzerine oy çokluğu ile alın mıştır. 13. yü... Yargılamıyoruz Yargıç Günay Gençer, Askerî Savcı'nm bilirkişileri sual yagmuruna tutup «Montaj için somut» örnek vermelerini istemeleri üzerine «Bilirkişileri yargılamıyoruz» demiştir. «Biz duruş mayı yöneten hakimler olarak somut örnek verilmesini uygun görmedik. Bu hususun yeteri ka dar açıklandıgı görüşündeyiz» di ye konuşan Yargıç Günay Gençer, Askeri Savcı Süleyman Takkeci'ye «Bilirkişileri tesir altmda bırakamazsınız» diye konuşmuştur. AP Genel Başkanı Süleyman Demirel, partisinin orıüçüncü kurulu? yıldönümü nedenıyle düzenlediği basın toplantısında özetle şunları söylemiştir: «AP'nin 11 Şubat 1961 tarihin de kurulduğu günlen hep birlikte hatırlayalım. 1960 fhtilâlinden sonra DP kapatılmış. tine «Radyolan dinliyorsunus:. Hiç montaj olduğunu fark etti j TBMM kapatılmış ve TBMM'd* mensupları tutuklanmış niz mi? Oysa dinlediğiniz şarkı ! DP çekilmîs bulunlar programının çoğu montaj ! yargılanmaya makta idi. 1961 yılı başında bir dır» demişlerdir. taraftan Yassıada'da mahkemeBilirkişi Ahmet Sökmen'in «Biz den önceki bilirkişi bantlan ne j ler devam ederken. ?ıva?i par rede dinlenmiştir? Bizden önceki' ti kurulmasına da izin verilrii DP'ye oy veren insanlar bir ih bilirkişi tapeleri nerede hazırlan tüâle muhatap olmuş. mensu|j mıştır? Sonra bu tapelerde satır olduğu parti kapatılmış, parti başlarmda bazı kelimeler konulnin çeşitli kademelerinriekı bir muştur. Biz bunlan incelediğiçok kişi tutuklanmıştı Bu kıt miz bantlarda bulamadık. Bantle ayrıca DP'ye oy verdiği için lardaki bazı konuşmalar da ta(Devamı Sa 7. Sü S da) pelerden çıkanlmıştır» demesi ; üzerine Yargıç Günay Gençer ! «Siz bilirkişisiniz mahkemeye su ; al soramazsınız» cevabını vermış tir. İsvan, Florya Deniz Kulübü'nün bulunduğu kı/ıiarı halka açıyor Istanbul Belediye Başkanı Ahmet İsvan «Sahiileri nalka açma» kampanyasımn ilk uygulaman olarak Florya Deniz Kulübünün boşaltılmasına saraı vermiştir. «Florya'yı Güzelleştirme Derneğı» adlı bir kuruluşun üyeierine ait olan ve Cumhurbaşkanlığı Köşkü yanında çok geniş bir sahayı kaplayan Florya Deniz Kulübü 10 yıl önce Beı&diye'cien aylıgı 200 Uraya kiralanmış ve o günden bu yana dernek üyelerı olan zengin bir grubun istifadesine aynlmıştı. Deniz fcıyısında bir oi na ve plâja sahıp oian Florya De niz Kulübünür etraiı çevrilerek halkın girmesi vasaklanmıştı. Somut örnek Bilirkişiler Ersan Ener ile Ahmet Sökmen ses bantlan üzerinde iki yerde bir kelimenin iki defa tekrarlandığınj ve buralarda «Montaj»ın somut örnefinin bulundugunu ifade etmişlerdir. Bilirkişiler ayrıca «üstaca yapılmış bir kelime veya cümle mon tajı anlaşılamaz» demişler ve radyoda yapılan müzik montajlarınj anlatarak mahkeme heye Fono kopi Bu sırada. söz alan avukat Ooğan Tanyer ise ses bantîannın daha önce MİT'te incelenerek ta pelerinin çıkarılmış olduğunu ile ri sürmüştür. Duruşma sırasında Askeri Savcının. bilirkişilere sual sorarken, incelediklerj ses bantîannın asıl olmayıp kopya olduğunu söylemesi üzerine Yaı gıç Günay Gençer «Biz de dos yada asıl bantların değil de fono(Devanu »a. 7, Sü. 1 de) İspanya İç Savaşı 3 DERLEYEN: ŞEVKİ ADALI Atabey döneminde İsmine uygun hiçbir çaıışması olmayan, ouna Karşılık çok düşük bir kira Kar?ılığında bazı zenginlerin dinienme yeri oiarak kullamlan Florya Deniz Kulübü' nün bosaltılması çalışmRİarı. es(Devamı ı. 7, Sü. 8 de; İ NADtR NADİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle