12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 OcaE'1974 İŞTAH&üL 6ü KAPAI2 trüiU dfc KtNF ÛLAW^yP»,tflfDİ' TAM KAOAOİLE ÖüPAM... TANıYAfiLtflcLfft'Mı' Yü&MAN ZAPE A5DÎ/L, BtNÛKAN ZADf TuNCEÜ W AU A £ $A&ETlfNGteî*W T ,.. ANMJ.ii.AM •JW OM5ul^E7AfTI,.. 5 Toz Duman îçinde TALİP APAYDIN . 108 Hem de niye geldiklerim sorm&ga «Ha öyto mi, al öyteyse» demeye. Biz daha ölmedik Mu radım, bizi öldü sanıyorlar. Kabpe anahlar getirdi bizi bu hale. Düşmanian içiraıze soktular. Biz de şimdı geri yoUayacağız. «Gitmezler, onlar güçlü» diyen dürzuleı var. Goreceğiz bakalım ne kadar güçlü. Sınamaysv gidiyoruz. Hadı sen uyu Muradım, mı$ıl mışıl uyu.» Elini çekti. Yastığın altmoakı tabancayı yoklam. <lki yüz ath... Gece nerede kalacafız acaba? O kadar adam. HüsnU bey onu düşünmUstür. Hüsnü beyın sözü geçer orsüarda.» Düşünürken uyudu. Ertesi gün arkadaşlan tek tek Rördü, hazırlannıalanm, akşamdan sonra yoıa çıkacaklarını söyledi. Kimisini beye yolıadı Bir Aşır*» bulamadı içlerinde. Kansı önce «oduna gitti, cğleyin gelir» dedi. Öğleden sonra da «evoe yok, nereye gıttigini bilmiyorum» aedı. Bir kuşkuluydu durumu. Belki evdeyaı de yok dedi rtiyordu. Mahmut bir şey aniayamadı. Haceli'nın söyledikleriyle bafladl. cAUah AJlıh...» dedi, ne oldu bu oğlana? Vaz ım geçti? Nasıl vaz geçer? Haceli yapar mı buiıu?» Akşama doğru bir daha aradı, gene «yok» dedi kadın. Molla Mahmut ters ters baktı: Bana bak Güllü bacı, dedi. Aşır içerde, saklanıyor. Söyle çıksın, önemli bir diyecefim var. Sonra kendisi için iyi olmaz. Yok, dedi kadm usulca. Peki, siz bilirsiniz. Döndü yürüdü. Kızmıştı. Aşır'ın böyle ya pacağı hiç aklına gelmezdı. «Vay alçak vay... diye söylendi. Ben onu bir adam sanırdım. Demek çüriıkmüş. Kendisi bilir» Hazırhklarını tamamladı. Akşamleyin hava kararırken atlarına binip bırer ikişer îbrahim beyin evt onünde topla&dılar. İbrahim bey atının üstünden ın yapısı, kocaman kalpağı ile kaşlannı çatarak baktı: Demek gelmiyecek o dürzü? dedi. Evine üç kere gittim aga. cYok» dedir Girseydin içeji!. Gııip bakpfdın. Bakmadım. Gereği yok. İbrahim bey düşündü, sağa sola baktı Emanetleri getirdin mi? Getirdim. Ver onları da, sen kal burada. Niye? Bu adamlar bizim yokluğumuzda bir iş çıkarırlar. Zarar verirler. Kahpedir bunlar. Doğru ama ben gıtmeden olmaz ağa. Duramaro, imkânı yok. Başkasını bııak. Kımi bırakayım? Bunca adamın var, ver ellerine süâhı beklesinler. Verdim ama onlann beceıeceğı iş degil Zühtü'yü bırak. Senin eve de bir şey yaparlar diye korkuyorum, kal. Kalmam. Gittigimizi nerden bilecekler? Deli misin? Köyden her gün rapor ulaş tırıyorlardır. Kim? Belli olmaz. Belki bizdea görünenler. Bu insan oğlu çig süt emmistir Molla, ınannuyacaksın. Düşündüler. Öbürleri sekız on adım uzağa gitmiş bekliyorlardı. Atları tepinıp auruyordu. Ben giderim ağa, dedi Molla Mahmut. Ne olursa olsun giderim. Düsmam Alasehir'de karşılamak boynumun borcu. Karı değilim ben burada kalacak. îbrahim bey yukardan aşağı baktı, ytizü çözüldü. Peki. Zühtü. buraya gel! Zühtü atını sürüp geldi. Sınm gibi kapkara bir adamdı. Sen burada kal. Molla Mahmud'un ço. luk çocuğunu da bize getir, geceleri bizde kalsınlar. Göz kulak ol, evi koru. Zühtü bozuldu: Niye bey? Hani ben gidiyordum? Kal diyorum. Bu Aşır dürzüsü su koyverdi. Basabîlir'er. GözUnii aç, gece uyuma. Ha göreyim seni. Peki. Gelen olursa basın kurşunu. Sandıkta mermi var. Mahmud'un evine de göz kulak ol. İbrahim bey atım tekmikledi. Yürüyün arkadaşlar! Altı kişıydiler. Mavzerleri çaprazlama asmiflardı. Kiminin ayağında çarık vardı. Yün çorapiBiirf"fistfirj»tdtfftk dolamışlamt 'Sellerinde fi.şeklikler dizffiydi. ^ " tmam Zıver efendi akşam ezanını okumak için sete çıkmış, eli kulağa atmıştı. İbrahim beyın evin önündeki hazırhğı görür.ce durdu. Gozleri büyudü. Ezanı okumaktan vaz geçti. Bir iki gezindi, tekrar baktı. Kım olduklarını seçmeye çalıştı. Atlılar yürüyünce çabukça okudu. Hem okuyor, hem ne tar3fa gittiklerini izliyordu. «Eyvah yandı b:r müslüman daha» dedi içinden. Bitirip indi aşağı. Sağa sola bakıyordu. (DEVAMI VAR) tLK MECLİS'TEN CUMHURlYETE Hıfzı Veldet VELİOEDEOĞLU Cumhuriyeti Ulusçuluk ve Dincilik Açılarından Değerlendirenler.. MilletvekiUerinden kimisi Cum huriyet rejimini ulusçuluk, kimisi dincilik açısından, kimisi de her iki açıdan değerlendiriyordu. Rasih Hoca adıyla anılan Rasih (Kaplan), «Milli Şair» sıfatıyla nitelenen Mehmet Emin (Yurdakul) ve kendisi bir şeylı olan ve adının başında bu ünvanı kullanan Saffet Efendi bun lardandı. bul edenler lütfen el kaldırsm. (Görüşme yeterli görülerek mad delere geçilmiştir.) Ve birinci madde üzerinde söz isteyen olmadığınd'an madde sürekli alkışlar arasında kabul edilmış ve «Yaşasın Cumhuriyet» sesleri yükselmiştir. riyle geçinen kadınların ellermde bıraktıkları gibı, lran'da babalanr.ı ok kirişiyle boğan hukümdarlar ulusa cellâtlık ediyorlardı. lncil'in acıma ve şef kat oğütleyen kuralları, Zenderista'nın yumuşaklık ve alçakgönullülük telkin eden hukümleri, bu zalimlerin zulütn ve istibdadını yenmek için hıçbir etkinlik gösteremiyordu. Kole yaratmayan Tanrı, hırs ve gururu bastırmak için bir elinde kılıç, bir elinde asa olduğu halde dıinyad'a devrim yapacak bir büyük peygamberin gönderilmesir.e ihtlyaç gördü ve gönderdi. O, kılıcı ile zalim hukumdarları tepelediği gibi atası ile de kanlı tahtlan, kanlı saltanatları yerlerin dibine geçırtti. Adsıza şeref, adsıza onur, köleye özgürlük, zayıfa hak, zavallıya mutluluk verdirecek bir Tannnın hükümetini kurdu ve bunun adı Cumhuriyetti. (Alkışlar). Ondört yüzyıl sonradır ki, ey arkadaşlar! Tanrı yine böyle bir Tanrısal hükümet kurdurmak, ikinci bir mucizesıni yaptırmak için en seçkin, en büyük bir ulusu seç miştir; bu ulus Türk ulusudur. Ondört yüzyü önce Pex£amb«r Muhanjnıed'in Mekke duvarlarında kurduğu hükümetı bugün de Türk milleti Ankara'ya kurmuştur. Şu azlz saatte ben, bu ihtiyar arkadaşınız, Tanrımdan bu hükümeti kutsal kılmasını dilerim. Bu hükümetin 1emellerinin. arzın temeüerı kadar sağlam olmasını ısterim. Ben bu ıhtîyar arkadaşınız bu hükümetin hak ve adalet güneşinın büyük ve küçük butun yönlere, zayıf ve güçlü butun alınlara esit olarak nurunu saç masını isterim. (Amin sesleri). Ve bu duamın kanatları altında, Cumhuriyetin ruhu önünde büyük caygıyle ayağa kalkarak üç kez «Yaşasın Cumhuriyet» diye hükümetimizi sevgiyle anmalarını sayın arkadaşlanmdan dilerim. (Yaşasın Cumhuriyet! diye üç defa bağırıldı). mişti. Onun öbür maddeleri lslâm dininin ilkelerine aykın olduğu halde, devletin dini, İslâm dınıdır deniyordu. Oysa bizim Anayasamız tümüyle islâm dinınin esaslanna uygun olduğu halde her nasılsa bu Anayasa yapıldıği sırada valnız zafer, yalnız diişmanı denize dökmek emeli ve düşünceı ile mesgrul olan sizdeıt önceki yüksek Meclis bu yüzdcn bu ciheti unutmuştu. Yoksa öbür maddeleri inceleyince hepsinin İslâm dinine tümüyle uygun olduğu görülür. Biz bugün Anayasamızda Cumhuriyeti açıklamakla Yüksek Halifeler Çağına döıımüş buluuuyoruz. Çünkü o zamanlar kurulan islâm devleti (kardeşlik cumhuriyeti) idi. Ondan dolayı teşekkürlerimi yenılerim. Rasih Hoca'nın Görüşü Rasih Effndi (Antalya) Sayın Arkadaşlar! Bendenizin de içinde bulunduğum Anayasa Komisyonunda bulunan arkadaşlarımızın yüksek huzurunuza getirdiği şu öneri mevcut olan hükümet biçimimizin saptanma \e yerleştirilmesinden başka, bir de miras yoluyla kendilerinde hak görenlerin hırslarının kesin o'.arak bu ulus tarafından idama mahkum edildiğinın bir ke« daha bu Büyuk Millet Meclisi Kürsüsünden ilân edilmesinden başka bir şey değildir. Arkadaşlar! Bilirsiniz ki, bu Anayasa Türk ulusunun yüzyıllardan beri hakiannı geri almak için savaşarak elde cttiği bir hajfkHhrk iBugün Anayasa'nın kimi maddelerini açıklama yoluyla hakkın sonsuza değin bu ulusun kendi eliyle yönetileceğini dünyaya ilândan başka bir şey değildir. Arkadaşlar! Bilirsiniz ki, Anayasa ile Türk ulusunun bu anayasayı koy madan önce devrimle kurduğu şu Yüksek Meclisin kabul ettigi devlet, kendi devletiydi ve o devlet ancak kendi sürüsünü kendi güdecek, kendi evini kendi ıdare edecek, kendi mülkünü kendi imar edecek biçimde işi eline almasından başka bir şey değildir. Arkadaş'ar! Bilirsiniz ki, devlet Mechs'te toplandığı ve görünüm kazardığı için, onun başkanı devlet görevini yerine getiriyordu. Bugün Arkadaşlar, devlet biçimini Cumhuriyet olarak ilân etmekle yine Meclisimizin önerilen başka bir madde ıl°başkanlıkta bulunması doğal gorülen bir zata Devlet Başkanlıgını veriyorsunuz. Yani demek istiyorsunuz ki; Türk devleti bun dan sonra başkanlıkta irs yoluyla gelmiş oturmuş kimse görmeyecektir. Türkler, devletin başkanlığını bilgisi ve erdemi ile kendi ülkesine, kendi ulusuna kendi hizmetiyle tanınan kişilere verecektir. Yoksa hıçbir kişi ve hiçbŞr aile o devlet başkanlığına ne göz dikecek ve ne de ora ya bakabilecektir. Işte bu, pek tabil ve pek meşru olan hakkını bir defa iîan ediyor. Arkadaşlar! Türk ulusu devrimini yaparken geçmişten ve tarihten yararlanmak suretiyle geçmişteki tecrübelerinden uyarı derslerı aldığı gibi her şeyde yol göstericisi olan ve her şeyi yolunda kendisinı aydınlatan dininden de feyz ve nur almıitır. O din de kendisine hakkın cumhurda (milletde) ve ümmet topluluğunda olduğunu pek aÇik seçik olarak bildiriyor. Ifte Arkadaşlar, bugün saptadığımız ve bugün üzerinde yürüdüğümüz hükümet biçimi, rani Ulusal Hükümet ancak o yüksek esaslann size telkin ettiği bıçimdir. Ulus dofrudan do|ru\a hak ve egemenligini kendı?i kullanıyor. Gerek mutlak hükümdarlığı. gerek meşruti hükümdarlığı hatırlarsınız. Meşruti olsun. mutlak olsun, her ikisi de sonuç bakımmdan kişise! hükümet demektir. Fakat Anayasa ile sizin ilân buyurduğunuz esas, doğrudan doğruya uiusun bütününün egemenliğtni meydana koymaktadır; ulusun kendi hakkının kendisince yönetilmesı ve yürütülmesidir. îşte bu esas içinde kendi devletine baskanlık edecek kişiyi de, yine kendi devletine, kendi ulusuna, kendi vatanına karşı kendi hizmetiyle tanınmış olanlar arasından o mevkiye getirme, seçme yöntemini de kabul ediyorsunuz; ou ulusun sonsuza değin kendini kurtaracak yollar ve gunler içinde yaşıyorsunuz; yasasm Türk Milleti! (Şiddetli alkışlar) (Müzakere kâfi sesleri). Bir MiIIiyetçi ve Mukaddesatçı Tasarının «Türkiye Devletinin dini, dini Islâmdır, resrai lisanı Türkçedir» diyen ikinci maddesinin görüşülmesine şeçilince Şcbinkarahisar milletvekilı Mehmet Emin (Yurdakul) Bey soz alarak soyle konuştu: •Arkadaşlar! Batı Roma lmparatorluğu kuzeyden gelen Cermenlerin ayakları altında e7Üip çiğnendikten, Sezar'lar ölümle, bunlann glacîyatör meydanları, fuhuş ve sefahat bahçeleri tahriple yokedildikten sonra, doğuda iki kanh saltanat vardı: Doğu Roma Imparatoıluğu ve îran Devleti. Bu iki sal tanatta da uluslarm yazgısını ellerine alan, elleri asalı, boıs|an taçlı katiller, sürülerin *<>bân poütuıık bürünmüş kdnlarından başka bir şey değülerdi. Doğu Roma'da imparatorlar dev letin yönetimini hipodromlarda, saray bahçelerinde güzellikle Salt Mukaddesatçı Bir Görüş Şevh Saffet Efendi (Urfa) Efen diler! Eylemli olarak ve gerçeKte var olduğu halde Anayasada unutulmuş bir maddenin Anay.i sa Komisyonunca açık olarak önerilip eklenmesinden dolayı yüksek huzurunuzda Anayasa Ko misyonuna teşekkür ederim. lk:n ci Maddede, Türkiye devletinm dini, dini İslâmdır, deniyor. Bu gerçek zaten mevcuttur. Diğer maddeleri tetkik edilirse, bepsı de İslâm dininin temelleri üzerine kurulmuş bir takım ilkelerdır. Bu, 1293 (1876) Anayasasmda da açıkça belirtilmişti. Fakat o, Anayasada başka birkaç madde vardı ki, İslâm dininin ilkelerine aykın idi; kişisel saltanatı güçlen aymrı ıoı; Kişıseı saıtanau guçıen Vunus Nadi Bey (Izmir) (Anayasa Komısyonu Baskanı) Efendim. ikinci madde dolayısiyla bir ikı kelime arzedeceğım. Yüis sek bilginız içinde olduğu gibî, önerdiğımiz esaslar dort beş mad deden ibarettir. Komisyonunua Anayasayla ilgili ıncelemelerinl sürdürdükçe öbür maddeleri da sunacaktır. öbür maddeler arasında dinlerin özgürlüğü ve yasa sınırları içinde korunacağı belırtilecektir. Yanlış anlamağa meydan vermemek için bu noktayı şımdiden arzedıyorum. (İkinci madde oya konularak kabul edildi) Dördüncü Maddenin görüşülmesine geçüdi. Ve söz isteyen olmadığından oya konuleurak kabul olundu. Din Özgürlüğü Konusunda Bir Açıklama YARIN: Bir Toprak Ağası itı>, ı ~. « • direcek bir takım haklar eklen ve Ilk Cumhurbaşkani DİŞİ BOND MALKOÇOĞLU yazan veçizen:Ayhan BAŞOĞLU ŞÜPHELİ ZAFER TİFFANY JONES Aku Aı DlkJ N 4p)A Yl ıssioV 3AJ \VMA c=>ciTÛfSJSTGR\ N OKJUaİÜUMK Mw H \ GARTH Y/dZ TÜMBI. SO NUMDA SULOUM ONU ^ ^ '"1 M i.k'fvl MÛNÖNÜNPEPUPSUM İLÂN İstanbul 9. Asliye Hukuk Hâkimliğinden: 73/412 Hüseyin Pırat, Hasan Yıldız. Türkân Çakıcı • Yücedağ vekili tarafından Hasköy Sütlüce Mah. Beylikçi Çıkmazı sokak Noi 3/5 İst. da mukim Serkisoğlu Avram aleyhine açılan tesbit davasımn yapılan muhakemesinde, davalıya gönderilen dava dilekçesi ve davetiye kendisinin ikametgahı belli olmadığından bahisle bilâ tebliğ iade edihniş polis tahkikatı ile de adresi tesbit edilemediğinden dava dilekçesi ve davetiyenin bir ay süre ile ilânen teblifine ve bir nüshasının divanhaneye talikine karar olmakia muhakeme için tayin edilen 14.3.1974 günü saat 10,30'da mahkemeye gelmeniz veya kanuni bir vekil göndermeniz gelmediğiniz ve vekil göndermediğiniz takdirde gıyabında muhakemeye devam olunacağına karar verileceğinden dava dilekçesi ve davetiyenin tebligi makamına kaim oJmak üzere ilân olunur. (Basın: 47/181) DİŞ TABİBİ ORHAN TÜZÜN lngiltere'deki meslekî tetkik seyahatınden avrtet ederek hastalannı kabule baslamıştır. Samatya Caddesi No: 400 Tel: 21 75 S2 Cumhuriyet 192 Yeterlik Önergesi ve Karan Başkan Efendim yeterlik önergesi var. Tasarının tümü hakkında görüşmeyi yeterli görerek maddelere geçilmesini ka MUHASEBE MEMURU ARANIYOR Haşet Kitabevl, Sigorta ve personel işlemlertnde tecrübeli, tam gün çalışacak muhasebe memuru aranmaktadır. Mfiracaat: Muhasebe Müdürlügü, Istıklâl Cad 469 Tünel • Tel: 44 94 70 44 94 71 \ \ I • Cumhuriyet 190
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle