11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 1 Ocak 1974 L a umhuriyetimizin 50. jjlınm yanı sıra; gel ç e n ay kültür işleriyle görevli devlet daire" s i n c e • Cumhuriyetten çok daha fazla önem verildiği izlenimi uyandınlarak • Mevlâna'nın ölümünün 700. yıldönümü anmalan sürdürüldü. Adı geçen dâire, Cumhuriyetimizin 50. yıldönümü kutlamalarında kolaya kaçılan bir iki ısmar lama beste ile birkaç ilkel afiş yaptırdı. Daha ön ce hazırlanmış bulunan ve pek de değer taşımayan birkaç yayını 50. yıl için hazırlanmış gibi gösterdi. Atatürk'iin «Büyfik Söylev»ini de, o da yalnızca bir bölümünü, özleştirme amacıyle, ama özîe.ştirme yerine dilini bozup Osmanlılaştırıcı bir duruma getirerek, «esef verici» bir biçimde yayımlattı. Buna karşıhk, Cumhuriyetin 50. yıldönümü kutlama ödeneginin bir takım gerici tutucu ve yeteneksiz kuruluşlara bol bol dağıtıîdığı söylentileri de yayıldı. Bu arada, Cumhuriyetimizin kuflanmasıyle hiç bir ilişkisi olmayan Mevlâna törenlerine de büyük ölçüde ödenek verildiği söylentileri ortaya çıktı. Olanak vermediğimiz bu durumun doğru olup olmadığmı ilgiülerin inceleteceğine güvenmekteyiz. Ne var ki, Cumhuriyet dönemi Türk yazınını görmemezlikten gelen ve halkımızla yazınımız arasına duvar çek me isteğinde görünen kültür işleriyle ilgili dâire, saptadığını yazılı olarak belirterek yarkurul adayı istemesine karşın, Türk Tarih ve Dili çalışma'.arını değerlendirmeye ilişkin eiriçimlerinin üzerine de bir sünger çekmiş görünmektedir. Ama. haftalardır, TRT'de beş vakit Mevlâna dolayısiyle kişisel reklâm yaptırılmakta, her fırsatla radyolarımızda mevlevl musikisi yinelenip durmaktadır. Öte yandan, Türk kültür v e sanatmın tanıtılmasında kendini hiç de sıkıntıya sokmayan esen her rüzşârdan kolayhkla sağlanmış paylar çıkarmakla yetinen UNESCO Türkiye Milli Komisyonunun ise, Mevlâna'nın yurt dışında anılmasını sağlamaya çalıştığı öfrenilmiştir. Olaylar ve görüşler :aymamakt« ve onu •İran kültürünün Anadoluda en büyük temsilciıi. ve İranın en büyük mutaMvvıf ozanı olarak nitelemektedir. Anmalar, Törenler Cahit KÜLEBİ sinden başlayarak bir görev yükseltici hazine gibi kullanmaya başlaıruştır. Orraaa. Türk sanatının kösteklenmesi, ncreaejse kilitienmesi söz konusu olmasa bu olayın bizce üzerinde durulmasına gerek bile bmunaıayabniraı. Anu olgu başka yönde sürJüriı»mekt3dir Her yıl günlerce sürdürülen törenlerle, Mtvıâna'nu. şiirlerinin, din niteliği üstüne ta$an yönleriyle iyice tanmıp anlaşılmasından daha çok, tarikatın ve «Hazreti Pir>in «edebiva'ı» yapılmakta • mutripler> ve «sema»cı!arla, Atatürkün 1925 yıhnda çıkarttığı «Tekke ve Zaviyelerir. Kapatılması»na ilişkin kanun'a son vcrdiği «âyın»ler yinelenmektedir, «Şebi Arus>lar (gelin geceleri ı düzenlenip durmaktadır. Turizm yararına yapıldığı belirtilen bu «hafta»lara gelen yabancılaıın oranınm büyük olmadiğı oir gerçektir. Duıuın bu biçimde olunca, işin turistik yöuü de kalmamaktadır. en büyük bilgini olan Prof. Köprülü'nün «Türfc Edebiyatında İlk Mutasavvıflar. (1918), «Türk Ede biyatı Tarihi» 119201921) gibi yapıtları ile «Yeni Türk Mccmuası» 11933 ı nda yayımladığı incelemesi, herkesçe çok yakından büinmekle birlikte. bunlardan yapılacak kısa birkaç aktarma, Mevlâna'mn kişiliği ile etküerinin anımsanması yönünden yararlı olacaktır. XIII. yy., Anadolu Türklerinin tarihinde büyük bir çelişki, bunalım ve geçiş çağıdır. Sonraki yüzyıllardaki büyük oluşumlardan çoğu b'.ı yüzyıla dayanır. Bir yanda. Anadoluda İran kültürü, Mevlâna'da en büyük temsileisini bularak, toplumsal skonomik etkenlerin. özellikle Moğo! saldınlarının mutsuz kıldığı Türk halkını, mutluluğu, öbür dünyada bulabilme umuduyle tasav vufa. mevleviliğe yöneltmiştir. Mevlâna da, onun izleyıcileri de Türkmenlere, Türk kültürüne karşıt durum almışlar. Karamanoğlu yönetimine karşı Moğol yönetimini yeğlemişlerdir. Daha sonralan ise, Iran kültürüne vurgun yüksek düzeydeki kentlilerin hayranlıklarını kendi üzerlerinde toplayarak «Osmanoğulları döneminde aydın halkı uyutmuslardır. Öbür yanda ise, buna karşın, «Bektaşi tekkeleri Türk hars ve kültürünü ya şatmıştır.. •Mevlânâ» adı Arapça bir deyimdir, «efendimiz> anlamına gelmekte ve müritlerince Celâlüddin Rumî'ye verilmiş bulunmaktadır. Mevlân&'nın kişiliği üzerinde büyük etki yaparak onu «musiki»ye. <raks>a yönelten, "Şemsi Tebrizî adlı rint ve lâjbali, serseri mizaçlı bir derviş'in kaçıp gitmeleri; onun ayrılığından duyduğu acıyla yazdığı gazcllerin niteliği, ya da insan yaşamının açık saçık olgularını çok da gerçekçi bir biçimde mesnevisirde çizmesinin dünyasal zorunlukları üzerinde incp'ıeme ve değerlendirmelerde bulunmamıza bu yazımızın sınırlan elveilşli değildir. Xe var ki, Prof. Fuat Köprülü. Mevlânâ"yı bir Türk ozanı Uyarılar 1 Türk soyundan gelip AnadolumuztTa yaşamış bulunan, Divan edebiyatımız üzerinde ds dolaylı bile o!sa etkileri kuşkusuz bulunan bu büyük ozanın, çağımızın koşullannın elverdiği ölçülerde, tanıtılması elbetteki yararlı ve yerinde olacaktır. Ne var ki, bunun yolu, havada kalan birtakım öğücü sözlerden ya da «mutrip>ler, «sema>cılar yetiştirip haftalarca süren «âyin»ler düzenlemekten oluşmamalıdır. Türk kültürünün. yaçatılması ve geliştirilmesi sorumiuluğunu tasıyanlar. bu gibi davranışları gereken önemle gözönüntfen geçirmeli, elli yıl önce Prof. Fuat Köprülü'nün yaptığı bilimsel incelemeleri dikkate almah ve Atatürkün gösterdiği tutumu izlemelidir. 2 «Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması»na deefiin olarak 1925 yıhnda çıkarılan kanun günümüzde de yürürlükte bulunmaktadır. Bu kanunun ışığı altında «düsünü» ve «sanat» içlevleri ile «âyin«ler birbirlerinden kesinlikle ayırdedilmelidir. öbür tarikat izleyicilerinin de «mevlevi»lere öykünmelerind'en doğacak sakıncalar açıktır. Onlann da turizm bahanesiyl» böyle girisimlerde bulunmaları durumunda işin nerelere kadar yayılacağı dikkate alınmalıdır. 3 Bu durumda, XIII. yy. Anadolu Türkünün dünyada bulamadığı mutlulugu öbür dünyada ve tasavvulta bulma eğiliminin. içtenlikle belirtelim ki. aünümüzde ortaya çıkmış bulunmasına kesinlikle olanak görmemekteyiz. Ancak, oisa olsa, içtenlikle ya da içtenliksiz kirr.i hesaplarla yapılan bu glbl girişimlerin hiç de yararlı olamıyacajı kanısındayız. 4 Bu gibi girişimlerde baş sorumlu bulunan ilgili kültür dairesi yöneticilerinin, davranıslarını ulusçuluk örtüsü altında güçlendirerek, günümüz Türk sanatını, özellikle değerini kimsenin görmezlikten gelemiyeceği Türk yazınını kilit altına alması, tiyatromuzu, plaatik sanatlarımızı ve musikimizi Atatürk dönemiyle kıyaslanamıyacak ölçüde bir yozlaştırma içine sokması gecikilmeden dikkatle Czerine eğilinmesi gereken önemlj birer sorunrfur. Son onbeş yıllık dönem içinde gittikçe göze çarpıcı bir durum alan bu yozlaştırmanın birtakım «âyinler». «gelin geceleriyle» gözlerden kaçırılmasına göz vumulmaması ulusal bir zorunluk durumuna gelmiştir. MAARIF DUVAR SAATLİ TAKVİMİ Aziz ve muhterem okuyucularının YENİ YILIN! ve KURBAN BAYRAMINI Tebrik eder, Saadetler diler. İSTANBUL MAARİF KİTAPHANESİ Cağaloğlu yokuşu No. 38 İST. İlâncılık: 5184 3 Sayın dost ve müşterilerimizin yeni yılını kutlar, sıhhat ve başarılar dileriz. Hayranlıkta Ölçü Aslına bakılırsa kınk dokük birkaç dize dışında Türkçe şiir yazmamış olan, Acadolu Türk kültürüne, hatta Anadolu'da Türk egemenliğine yarar sağlamamış buluiısu. Mevıâna" yı yıllardır bu işlevler yapıldığı lıalde düşünür ve ozan olarak gereği gin: tanıyan aydmlarımızın sayısı çok değıldir. rterkes, ondaki «aşk» ve «insan sevgisi»iıi ışine geıdiği gibi diline dolamakta, yakından tanıtmaya, hatta tanımaya önem vermemektedir. Böylelikle, kimileri onun biçimsel «tarikat» verilerınin ardına saklanarak sözde kalan bir ulusçuluk tekeli ile Türk sanatını kilit altma almıştır Kimileri ise, sağda da solda Oa Abdülbaki Gölpmarh'dan başlayıp en uçlara değin, elbette çogu iyi düşüncelerle, kendı'erıni kaDtırıp gitmişlerdir. Son ellı yıllık düşünü yajamımızın kujkusuz Her Yıl Tören! Mevlâna törenleri, yalnızca öıümüiün 7(M). yıldönümünde yapılmamıştır. Tüıkçt \azmasa, Türk kültür ve uygarlığına doğrudan aoğruya yarar sağlamamış bulunsa bile Türk soy^:ndan gelişi kuşkusuz olan bir büyüi' izanın her zaman anılmasından elbette biz cie mutluluk duyarız Xe var ki, her yıl sürekh olarak büyük törenler j'apılmakta ve yapnar. işl^vler bi" anmanırı sınırlannı geniş ölçüıer igınde aşmaktadır. Öğrenimini bitirip gö.ev yEsan,ına başlayan bir müzeci. kendi çıkarlan yönür.den kendisinin deyimiyle «Ha:retı Pir»ı, 1960 önce GUNAYDIN 1974... OKTAY AKBAL Evet Hayır Yeni Yıl ve 12 Hayvanlı Takvim ugün 1 Ocak 1974. Yani 12 Hayvanlı Türk takvımine göre Öküz yılının onbirin ci ayının yirmi beşinci günü. Yazinın içinde belirtecefimiz evren tarihine göre yıl 88 milyon 640 bin 450'dir. Cengiz Han'a göre ise şimdi yıl 710'dur. Takvim, uygarlığa yönelmiş insanlığın, olayları sıralayarak kaydedebilmelerine yarayan çok önemli bir buluşudur. Bunu gerçekleştirmek için gerekli zaman ölçUmünü doğadan sağlamış, sonsuzluğa doğru akan zaman içinde bir sabit nokta, bir başlangıç bellenerek günler, aylar, mevsım ler ve yıllar sıralanmıştır. Orta Asya'da TUrklerin, Amerıka'da Mayalann ve Azteklerin Güneş takvimleriyle Afrikada eski Mısırtıların Nil nehrinin yılda bir kez taşmasına bağlanan takvimi en önemlileridir. 7. yüzyılda gelişmeğe ve yayılmağa başlayan İslam dinini kendi tek Tanrı inanışına uygun bulan ulusumuz 8. yüzyıldan itibaren kitle halinde müslUman olmaya başlaymca dine bağlılıklarınm bir sonucu olarak öz takvimleri de Hicrî takvime dönüşmüş. ve unutulmaya yüz tutmuştur. Bu hal karşısmda bazı düşünürler (Biruni 973 1048, Nasireddin Tusî 1201 1274, Marizî 1264 1442, Uluğ Beğ 1393 1449 v.b.) unutulmakta olan Türk Takvimi (Sali Türkân) hakkında bilgiler veren yazılar kaleme almışlardır. 17. yüzyılda uyanmaya başlayan batı uygarlığınm yetiştirdiği değerli bilginler eski Çin ve Türk uygarlıklan Üzerinde incelemeler yaparken Türk takvimini de ele almışlardır. Çogunlukla bu takvimin Çin takvimi olduğu dayanaksız olarak iddia edilmiş, fakat Abel Remusat «Bu takvim Türklerin yegâne icadıdır» demekten kendini alamamiş, bu kültür düzeyindeki bir ulusun daha bir çok icatlann da sahibi olabileceğini düşünememiştir. Edouard Chavannes (1865 1918) inancmı daha kesin hatlarla belirterek: Kim ne derse desin, her yönüyle Türk düşüncesine uygun olan bu takvim Türklerin icadıdır ve Çin'e Milâdın 48. yılmda Türkler tarafmdan sokulmuştur, demiştir. Cumhuriyet döneminde rahmetli Fatin Hoca (degerli profesör Fatin Gökmen) «Türk Tarihinin Ana hatlan Müsveddeleri» admdakı risalelerinde eski Türklerde Hey'et ve 12 Hayvanlı Türk takvimini incelemiş, takvim hakkında bilgiler vermiş, ve bu takvimin Çinlilerden 206 yüz yıl daha geçmişi olan Türklerin öz malı olduğunu savunmuştur. Diğer bir araştırma da Prof. Osman Turan tarafından yapılmış, «12 Hay\anlı Türk Takvimi» adlı eserinde Doğulu ve Batılı tüm BI enı y.lm ilk günündeviz. Çoğunuzun uykusuz geçirdıgi bir gecenin sabahı. Ötekı günlerden bir ayrıhğı varsa, bu. Yoksa her gün birbirinin eşidir. Başka bir deyimle her gün başka bir gündür. Hem benzer hem benzemez. Günlerin daha değişik, daha güzel, daha anlamlı olması geıeklidir elbet. İnsanoğlu yerinde sayan bir yaratık defil ki! Her yeni günün daha güzele. daha bajarılıya doğru bir atılım olması. bir değişme. bir güçlenme getirmeîi gerekir. Eski yılı ugurlarken sabahlara kadar eğlenmek, zorakl de olsa bir mutluluk havası duymaya çalışmak, bundandır. Yann gelecek, daha iyi şeyler getirecek inancından.. Bir yıl daha geçti. bir yıl daha yaşadık avuntusundan. Zamanla yanşır insan. Eninde sonunda yenileceğini bile bile. Hepimize belirli bir yaşam süresi verilmiş. Doğanın uygun gördüğünce.. İnsanoğlu yüzyılı dolduramıyor ne yapsa. îşte Inönü, Adenauer, Shaw. Chürchill, en çok d.o£san. eh çok.. Elli yaş, altmış y d ş ileri ülkelerin ortalaması. Bizdeki daha da düşük! «Bir gür. yaşarsanız bu dünyanın her gününü görmüş olursunuz» cıemiş bir Lâtin şairi. Montaigne yazar, bazı böcekler varmış. sabah doğar akşam ölürlermiş. Bir günde bitiyor yaşamları.. Çocukluk, gençlik, yaşlılık, hepsi... Bizim yaşam sürcmiz de sonlara doğru ne kadar kısa gelir! Daha dün gibiydi herşey. daba yaşanacak ne çok şey vardı dersiniz günün birinde. Hiç yaşamamış gibi olursunuz... 1974'ün ilk sabahı. Hatırlıyorum bu tür yazıları ne çok yazdım!. Okurlarıma yeni yılın ilk gününde umut, eoşku, sevinç vermek isteyen yazılarımı bir süre sonra okuyunca bir sıkılma duymuşumdur. Önce kendimden... Yazar önce kendini aîdatır, sonra okurlarını... Olanaksızdır kendini tıldatmadan okurlanm aldatmak. Bu da aldatma sayılmaz herhalde. Kim ister yalan yere aldanmayı, yanıltılmayı? Bile bile yanılıyoruz belki.. Her yılın ilk günü, ilk sabahı istiyoruz kj bu yeni yıl güzelîikler, umutlar, mutluluklar getirsin bize. Durup dururken!... Ama hiç bir şey durup dururken olmaz. Bir çaba ister, çogunlukla devce bir çaba.. Umutsuzluk, karamsarlık, bezginlik içindeki insan yerinden kıpırdamak istemez. Bir şey ummalı, beklemeli ki ufraşsın, çalışsın, didinsin. Bu yüzden bizler kendımizi coşturmak için elimizden gelerü yaparız, yapmak zorundayız. Bir kaç gün sonra boşa çıkacaknuş bu coşkulu umutlar, olsun! İnsanoğlu sürekli çaba harcayacaktır umutlarını gerçekleştinnek için. Sysyphos'un o sona ermez çilesidir insanlığın tarihi. Yaptığını yık, sonra yeniden yap! Bir uygarlığı çökert. yenisini kur! Koca bir kayayı durmaksızm çıkarmak en dik bir t«peye. sonra düşürmek. Bilerek o kayanın yeniden düşeceğini, uğraşıp didinip çıkartmak o tepeye, yeniden!.. Ben 1974ten iyi şeyler bekliyorum. Bu bekleyiş geçen yıllardakinden daha değişik, daha başka, daha sağlam... Çok :lg;nç olayların içinden geçerek geldik 1974'e. İç politika sahnesinde olup bitenleri bir hatırlayın, son iki genel seçimi, sonuçlarını, halkın güvendiği bir lideri. bir partiyi iktidara getırmek için gösterdiği bilinçli çabayı.. Nice nice karanlık yollardan geçip halk egemenliği, yasa egemenliği demek olan demokrasiye, özgürlükçü bir düzene geçişimizi... Bir mucizedir 12 Martı izleyen acı, karamsarlık veren, işkenceli durumlardan, olaylardan, yasantılardan Anayasal bir düzene geliş, ulaşış. vanş.. Yalnız bu bile. 1974'ten güzelîikler, iyilikler, doğrulukiar beklememizi haklı kılar. Yeni bir yılın sabahındayız. Yüzyılımız yetmiş dört yaşında. İhtiyarladı yüzyıl. İnsanlık gariptir, yaşlandıkça gençleşir. Niye bizler de ona uymayalım? Yaşlandıkça yaşama daha çok bağlanmayalım, bir gençlik ateşi yakmayalım içimizde? «Neşe hayata güneştir» diye yazmıştı Tevfik Fikret. Yeni yılı sevinçle. mutlu duygularla karşılamak bir görevdir. Yanna, yarmlara daha güçlü çıkmak için, gerçek mutlulugu saflam temeller üzerinde kurabilmek için. 1974'ün hepinize, hepimize aydın sevinçler, sevgiler, umutlar getirmesi dileğiyle... Y Sayın Halkımızın YENİ YILINI KURBAN BAYRAMIM Kutlar, sıhhat ve başarı dolu günler dileriz. ÇUKUROVA SANAYI ISLETMELERİ T.A.Ş. TAR5US sıdır (6 Şubat). Aynı gün, Kasım günlerirün de, 22 Aralıktan 21 Marta kadar süren kış mevsiminin de tam ortasıdır. Yılın günleri I. ay olan Liçün ayından sayılmaz, 2. ay olan Vuşi ayından (20 Şubat • Cemrelerin basladığı gün) sayılır. Böylelikle günler, aylar, mevsimler ve yıllar (Burçlar da) birbirine tıpkı bir zincirin halkalariyle bağlantı halinde sürüp gider ki, çok ince bir Türk zekasıdır. Günümüzde Türk takviminin arastırmacilann yazılarını ince tan önc« IX. bin yılda başladılemiştir. Ben de bu eserlerin ışı ğını saptadığı belirtilmisti. Ev Evrenin yaradılışına göre 492447. ve Cengiz Han başlangıcına göğı altında konuyu değerlendire renin ytradılışından beri geçen re 4., 180 yıllık döneminin bitirek yaptığım incelemeler sonun 8863 Vun (88,63 milyon yıl) bu mine 10 yıl kalmıştır. İçinde buda inceliğine hayran kaldığım amaçl» tahmin edilmi; sayarsak lundugumuz son 12 yıllık döAta armağanı Türk takvimini U kalan yıllar dokuztıncu bin yılın nem: 1972 Sıçan yılı. 1973 öküz, n ı t m ^ çalışacagım. ortalarına rastlar ki, bu da Pum J974 Pars. 1975 der.l«7»Ytl«n, 1978 * y\ın," t980^Waymun, günümüzün astronomı incelerhe1982 t t . 1983 Domuz yıhdır. 1984 Türk Takvimi 12 tür hayvan ad lerinde kullanılmak, ve Mil&ttan yılı 6 Şubat Pazartesi günü yelariye nitelendirilerek oluşturul önce ya da sonra dememek için ni Şangün yıllarımn başıdır. muş bir takvimdir. Hayvanların icat edilen Julian Period, günleTakvimimizin bilimsel biçimini adlan: ri (Julian Days) bile Milftttan ve kamere göre ayarlanan şekli1 Sıçgan ya da Keskü (sıçan) önce 4713 yılı Ocak ayının saat ni bir yana bırakarak bugünün 2 Ot (öküz) 12'sinde başlar. ve Hilkati filemi uygulamasını düşünecek olursak 3 Pars baş!angıç alan takvimler Türs kapsayan 186 günlük, 4 Tavışkan (Tavşan) takvimi gibi gerçekçi olamamış yaz aylannı31 günlük 6 ay, başbölümünü 5 Lu (Ejder) lardır. langıçtaki 89 kasım günlerini 29, 6 Yılan Türk takvimini uygulama ama 30, 30 (Artık yıllarda otuzar 7 Yund (at) cına göre iki ayrı biçimde ele al Rün), sonuna rastlayan kasım 8 Koy (koyun) mak gereklidir: günlerini de otuzar gün hesapla9 Biçin (maymun) 1 Astronojik (Gökbilim) a mak yerinde olur kanısındayım. 10 Dakuk (Tavuk) Büyük Selçuk Hükümdan Sullanında kullanılan bilimsel tak 11 İt tan Celâleddin Melik Şah'ın düvim: Bu takvimde bir yıl 12 Tonguz (domuz). zenlettiği Celâli takvimini kulla365, 2436 gür.dür, (ki mo Bu 12 yıllık esas dönem 5 kez nan komşumuz tran'da da uygudern ölçüden 2 dakika ve bir satekrarlanarak 60 yıllık bir dö niye fazladır) ve eşit olarak 24 lama bu biçimdedir. nem, fin yıllık dönem de 3 kez aya bölünür. Bir ajiık süre 15, Eski Türklerde 24 ayın (15.218425, tekrarlanarak 180 yıllık tam dö 218425 gün eder. Bir gün 10.000 günlük ayın) her birinin ayrı adnemi meydana getirir. 60 yıllık finik, ve bir finik 100 miyav'a lan vardır. Bunları burada sırala dönemlerin birincisine Şangün, bölünür. Bu suretle bir gün, bir mayacağız. Ay Güneş sistemi ikincisine Cungün, üçüncüsüne de milyon parçaya ayrılmış olur. takvimin 12 ayın Hitay ve Uygur Havun denir. 180 yıldan fazla yıl Böyle bir aynntıya ihtiyaç duyan lar için on bin yıllık dönemler ve bunun hesabını tutan bir top Türklerinde kullanılan adlan, Uluğ ay, Küçük ay, birinci ay,..vardır, bunlann da adı Vun'dur. luluğun uygarlık seviyesini hayal onuncu ay"dır. Selçuklularda ise: (O. Turan'a göre Ven). etmek bile güçtür. Aram ay, ikinci ay .. onbirinci Takvim başlangıcı Evrenin Yaay, Hakşabat ay denilmiş.tir. Ay2 Halkın kullandığı takvim: radılışından (Hilkatı âlem) heları, mevsimlere göre de adlandır Bu takvim Ay Güneş sistemi saplanır. Fakat Türk tarihinde ne göre düzenlenen bir takvim mak olanağı vardır. Örneğin ekim, şerefli bir dönüm teşkil eden kasım aylan olduğu gibi kirez olaylar da ikinci bir takvim baş dir. Bir yıl 12 aydır. Fakat ay yılı güneş yılından 10 gün 21 sa ayı, orak ayı da olabilir, ve Ana langıcı olarak kabul edilir. Bu at sLfır dakika ve 11 saniye da doluda söylenmektedir. başlangıç, olay önceki Şangün'e ha kısa sürdüğünden bilimsel yıTürkistan'ın Hazar doğusunda, yakınsa geriye, gelecek Şangün'e la bağlanması için 27 yılda 10 kez Aşkabat yakınlannda ANAV ka yakınsa ileriye alınır, yani dönem başı mutlak Şangün olur. Nasi artık yıl yapılır, ve her artık yıl sabasında 1903 1904 yıllarında ya da ^lbaşı güneş yılıyle birleşti pılan arkeolojik kazılara başkan reddin Tusî'nin verdiği hesaba göre Evren'in yaradılışından Cen rilir. Bu takvimde bir gün 12 lık eden Amerikalı bilgin RapSiz Han'ın cülusuna kadar 8863 çağ'a (bir çağ 2 saat) bölünür, ve hael Pumpelly, ana Türk yurduVun (88 milyon 630 bin yıl) ve sırasiyle 12 hayvan adıyle adlan nun bu kısmında Neolitik uygarlığın Milâttan önce IX. bin yıhn9679 yıl geçmiştir. (Milâdi 1203 dırılır: Sıçan çağı,... domuz çağı gibi. Çağ deyimi bugün Anado da, hayvan ehilleşürmenin VIII. yıhna kadar >. Ancak olaydan son raki ilk Şangün dönemi 61 yıl luda hâlâ kullanılmaktadır: Sa binyılda, maden sanatlaruıın VI. bah çağı, kuşluk çağı, öğlen ça binyılda başladığını ifade ve ilân sonra dolduğundan Cengiz Kan ğı, ikindi çağı, akşam çağı, yatsı etmiştir. Bu bölge kazılar için se tarihinin başlangıç yılı 30 Ocak çağı gibi. Ancak hayvan adlan çilen gayet küçük ve önemsiz bir 1264 Çarşamba günüdür. (1) kasaba olduğu halde yine de taBu hesaba göre Türk Takvimi kullanılmaz. Bir çağ 8 Keh'e (bir keh 15 da rafsız bir bilim adamına en deMilâdi takvimin birinci yılına 88 ğerli belgelerini verebümis bumilyon 638 bin 477 yıl ile girer, kika) bölünür. Milâdi 3. yıhnda 180 yıllık döGünün başlangıcı tam gece ya lunmaktadır. (Türk Tarihinin Anem biter ve 4. yılın 8 Şubatı Cu nsıdır, fakat sıçan çağının ba na HaÜarı, M.E.B. yaymı 1930, s. ma günü 88638481. yıl başlar.. şından değil ortasından başlar, 6263) Amerikalı Bilgin'in vardıgı to Amerikalı Bilgin Pumpelly'nin yani birinci çağın 4 kehi gece Türkistanda yaptığı kazılarda bol yarısından önce, 4 kehi sonradır. nucu yeterli bulursak Türk uygar gedeki neolitik uygarlığın Milât Yılbaşı Kova burcunun tam orta lığmın geçmişi günümüzden on bir bin yıl öncesine uzanmaktadır. Bugün Orta Asjayı örten kumlar altında gün ışığını bekleyen nice uygarlık belgelerine ge lecek kuşaklar elbet bir gün kavu a şacaklardır. Cumhuriyet Gazete sinin 16.12.1973 sayısmda Alma Ata yakmlanndaki Altıntepe'de yapılan kazılar sonucu şimdiye kadar dört binden fazla altın eşya çıktığı, gümüş bir fincan üstündeki iki sıra Türkçe yazınınsa bilginleri saşurttığı ve okunan bu îlâncıhk: 5263/6 yazı ile Türk yazısının bilinenden bin yıl daha önce var olduğunun anlaşıldığı yazıldı. Bu Türk yazı sı elbette daha binlerce yıl önce de vardı, ve ilk Türk yurdunda belki binlerce Altmtepeler var dır. Yeni yılınız kutlu olsun. Defterdarhğımızda münhal bulunan memur kadrolanna 1) Uluf Bey, kendi zamanına atanmak üzere; 19 yaşına girmiş, 30 yayını geçmemiş, askerliğini rastlayan 2. Şangün yıtını yapmış lise ve ortaokul mezunu baylar ve bayanlar arasında 38.1.1444 olarak hesapUraış, yap'.lacak sınavla memur almacaktır. rahmetli Fatin Gökmen de bu Lise mezunlarının sınavı, 171.1974 perşembe günü saat 13J0' taribten 180 yiJ teri dönci'k dadır. bu tarihi 28.1.1264 saymış. (MiOrtaokul mezunlarının sınavı, 18.1J974 cuma günü taat lâdi) gerç«k güneş yıb olma13J0"dadır. dığından yıJlar eeçtikçe seriDefterdarlık Sicil Bürosu Şefliğine (Cağaloglu) müracaat lemis, nihsyet JSK2 ytlıncla 10 edilmesi rica olunur. Cün eklenerek düzeltilmrk yoNOT: Sınavda kazananlar, mülâkata tâbi tutulacaklardır. luna jrjdilmiştir. Fatin Horanın ba hınnısu dikkntr almanusı bir zuhul olmalıdır. Cumhuriyet 24 (Basın: 28283) 1 4 TÜRK TAKVİMİNİN, ÇOK KÜÇÜK ZAMAN PARÇALARINA KADAR GÖSTERMESİ, UYGARLIK DÜZEYİNİN YÜKSEK OLDUĞUNUN TANIĞIDIR. «. Apikoğlu Knrdeşler Sucuk Salam Sosis Fabrikas Telg: Namlı Sucuk Tel: 22 78 72 (llâncılıü: 5130ı 4 Kayserili Yusuf UZMAN DORTLER DÖRT KURUCU âÛRETMENİN ŞA9MHİLE YÜRÜTTÜÛÜ Taloâmin Esası ÜNIVERSITE HAZIRLAMA FEN KURSLARI Cumhuriyet • Jl Beklenen kitop cıkiı HIFZI VELDET VELIDEDEOGLU \aqsı/ Fıyatı: 15 Lıra HEM KITAPÇIDA BULUNUR İsteme odresi = CoğoloŞlö Halkevi Sok. No: 3941 Cumhuriyet 23 ^ Herkesin bekledigi ^ | ETİBANK GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN Meyva ve Yogurt bir arada PEKYAKINDA BAKKALINI2DA MEYVALIOAAÎİR DESER Teknik Eleman Almacaktır Inşaat Dairesi Başkanlığımızda çalıştırılmak özere 657 sayıh kanun ile ek ve tadillerinde «aptanan şartları han olan ve askerliğini yapmış bulunan aşağıda branşlan v» miktarı belirtilen personel almacaktır. Miktan 1 2 3 4 5 6 Makina Elektrik Makina Elektrik Makina Elektrik Mühendlsi veya Yük. MühendiM Mühendisı veya Yük. Mühendisi Yüksek Teknikeri Yüksek Teknikerl Ressamı Ressamı 1 1 2 1 1 1 \ İstanbul Detterdarlığına ] ISınavJa Memur Alınacaktırl Makina Bölümünde gösterilenlerin, sıhhî tesisat, ısıtma, havalandırma v« klima tesisatı; Elektrik Bölümündekilerin, aydınlatma ve telefon tesisat konulannda. en ax üç yıl. fiilen çali'arak, tecrübe sahlbı olmalan jarttır. Atanacaklara, mükteseplerine göre, Personel Kanununun ve yürürlüktek) Kararnamelerin öngördügü aylık v« zamlar verilecektir Isteklilerin. Bankamı? Inşaat Dairesi Baskanlığına, şahsen müracaat etmeleri ilân olunur L ETİBANK GENEL MÜDÜRLÜK (Basın • 28156'121
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle