Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA DÖRT: :CUMHURİYET 26 Mart 1972 Avrupa'dan Asya'ya geçişe, turistik bir değer kazandırmah (İî APIL\R, vapurun hareketi ne bırkaç dakıka kaıa açılır Bu ana dek, Sırkecidekı kuçük ıskelenın salonuna sığma yıp dışarı, taşari bır kalabahk sabırla beklemektedır Kapüann açümasıyla bırlıkte bir vaveyla dır kopar, bır «hücum» dur baş lar Kocası Şerafettın efendiyle bırlıkte bu gtizel yaz gününde Pazar gezmesıne çıkmış olan Samatyalı Atlye hamm, solundakı Ingılız leydısme bır dırsek, sagındakı Alman frau'suna bır goğus vurarak oncülugvi kımselere bırakmaz Kımse lumseyı dın lemez, kımse kımsenın gozunün yaşına bakmaz, yere dusenler olursa, eskı Romanın gladyator geleneklennce basılır, geçilır VEpurun ıçıjse, ayrı bır alemdır Bir hajlı okka çeken Atı ye hamm, Şerafeddm bey ve 5 çocuğuna ıyi bir yer kapmayı başararak yayılmıştır, güneşi en ıyi alabıleceğı, etrafı en ıyı gorebıleceğı arka guverteye Bebek'te kız seyrine gıden Aksaraylı gençler de, Fatıhll evkaf «neklısı Abıdın bey, canyenız refıkası, kenmesı ve baldızı da K Turistin "Boğaz sefası "Cefa ff ya dönuşuverir II lan vapura koşuşmadan, lnti zamla. gırmediklen, tunstlere on eelık ve oturma hakkı tanımadık lan ıçin înnamaga hakkı yoktur. 1*1*1* mm m Bogann unlu yalılan... Bir kısmr, ne vazık kl çok az bir kısmı İTİ. bakıtnlı durumdadır . Gerl kalanlar ise punden gune, goı onunde yıkılmakta, çokmekte, yok olmaktadır. Işte Kanlıca'nın nisbeten bakıtnlı birkaç yalısı... ğe henüz yetennce sahip olmadı ğunız gerçeği ortaya çıkar» turıstlerl karşı yakaya geçınr, Salacak veya Kanlıca'nın kahvelennde bır çay, kahve veya yoğurt ikram ederler. TurUt, bu kuçuk turdan bıle memnun ka hr, hatta Salacak'ın o ınanıl maz salaşük ve pıslıktekı kahvesınde bıle 1 Hele açıkgoz bir reh ber çıkıp da ozel olarak yaptır dığı «Asya'dan sevgılerle» müh runu (tabıı yabancı dıllerde) mektup veya kartpostallann ustune bastı mı, turistin keyfıne doyum olmaz Olmaz ama, bı zım ikl kıta Uzerinde kurulu bir kent olma avantajımızı turistik açıdan değerlendırmemız de, işte bu kadarcıkla kalır Halbuki lşbılır bır turızm zıiıniyeti, bu fırsattan neler sağla>abilır! Karakoy, Kabatas, Besiktaş iskelelerınde başka bir kıtaya geçiş, nasıl reklam edılebilir, karşı ta raî, salas kahvelerden kurtanlarak, (başta Çamlıca) ne denli çekıci turistik koşedkler halıne getırüebılır' Hayalî bır Ekvator çızgısını geçerken, yolcu gemılennde yapılan tezahurat ve e5'enceleri, bır Cebelıtarık boğazını geçısın, hattâ Kopenhag dan Mal mo"ye geçışın ne türlü önemli bır olay halıne getınldjğını gormüs veya ışıtmiş olanlar biznı Avrupa Asya geçışıni gunrîelık, basıt, onemsız bır Olay halıne getırişimızdeki becenklilığe şaşmadan edemezler • «ASYA'DAN SEVGILERLE»... JSTANBLL'u nyaret eden tu I n s t ıçın çok bnemli bır nok "ta da, bu şehrın, dıinyada ıkı kıt'a üzerıne kurulu tek kent oluşudur Bunun için, tunst, bı zım hergun yaparken hıç önem verjnedığimız Karakdy Kadı köy veya Kabatas Üsktldar yol culuğundan buyıik heyecan du yar, çunkü bu, onun ıçın bir kı ta değiştırme daha önce bir As va ulkesıni zıyaret etmemısse (kı çoğu etraemiştır), ilk kez Asya'ya ayak basmadır Bunun ıçm bazı acenteler ozel «Asya turlan» duzenlerler, motorlarla Istanbul'da bırkaç gun kalan turistin liyaret yerlerinden biri de, Adalardir. Buyukada'da yapılan bir fayton gezisi, eşek sırtında bir tur, sahil lokantalannda yenen bir yemeğin tadma dorntn olmaz. Resimde, fayton tnrn yapan 2 tnrist kız goruluyor. hicene yerleşmışlerdır Pazar gıirnl ıyi bır havada yapılacak en ıyi şeyi yapan, çoğu tstanbullu nun yalnız ısmını bıldığı canım Boğaz'ın guzelkğınden ıstifadeye çıkmış vatandaşlanmızdır bun lar Gidış gelış. 175+175 350 kuruştur, kofte, borek yapılmadıysa bıle Zmırgân'da inılıp ıçıIecek bır çayın yam sıra salamlı sandvıç, simıt, üstüne tahın helvasıyla ucuza çıkar bu Pazar, çoluk çocuk öyle pek arsızlık et mezse Bütun bir hafta çalısma nın yorgunluğunu çıkaran, en doğal naklanndan yararlanan vatandaşlanmızdır bunlar Turızm' Arasıra gazetede gozlenne ılışır bu sözcük, etraflarında, ço ğu ayakta kalmış, kargaşadan ürkmüş, «kokana» veya «mıster» lere ılgıyle bakarak adamların ülkeîennden bu kadar uzakta ne aradıklarını merak eder, giysilermı, konuşmalannı, davranışlarmı, habıre bırşeylenn resmini çekışlerını, ayırmadıklan bakışlanyla ve belırli bır hosgorüyle ızlerler Doğrusu, bir Pazarlan vardır hepsının ve kimsenin on • SAFA MI, CEFA MI? VET, yukarda anlatmaya çalıştığımız sahne, acentelerın «Boğaz turu> adıyla düzenledıklerı ve gruplan, Şehır hatla rırun normal Boğaz vapurlarına bındırmekten ıbaret o!an turla nnda hergün, ama özellıkle Pa zarlan tekrarlanır. Yıllardır işıt tiğl «Altın boynuz» un fabnkala n n istılasına uğramış, sulan si yaha ddnmüs acıklı halıni gorup haval kınklığına uğrayan tunst, tesellıyı yme dunyaca Unlü Boğazıçı'nin yıllardır elbırliğiyle uğ raşarak komur depolan, fabnka lar, beton yığrnlan ile doldurduğumuz halde yıne de hakkından gelemediğımız guzellığınde arar Doğa herşeyi vermıs, atalanmız E MALKÖÇÖĞLU ÇALINAN TAÇ Yazott »e tfzeu: AYHAN 8 AŞO ĞLU ise yıka yıka bıtıremedığınıiz ne tıs yalılar, konaklar, bahçeler, lcüçük camiler ve çeşmelerle donatmışlardır Boğaz ı.. Ama bız turiste bu güzeUikleri gosterdığı miz bır gezide kendisıni, kendı sorunlanyla*hemhal vatandaşla nmızın arasına salıvenr, asgarî bır rahatlığı bıle garanti etmeyız ona . Tunstı halkla kaynaş tırmak aslında ügınçtır ama, bır Pazar gunü bır Boğaz vapurun da bunun ılgınçlığim kavrayacak halı kalmaz turistin Özellıkle hafta sonlan bu seferlenn ne denlı rağbet gördüğu bılındığı halde nedense Şehır hatları yaz boyunca bır büyük gemisını ver mez bu hatta ve yıne dıkkat etmtşımdir, sankl işkence etmek istermlççesine, Pazarlan vapur son dakikada gelir, kapılar son HairiirnHtt açüır.. Aslında sorunun kokten çozümü başkadır ve Istanbul'un gelışen turistik kapasitesıne paralel olarak, Boğaz geıileri için tunstlere ozel va purlar tahsıs edılmesi gereter. Birkaç yıl oncesıne Kadar bu y&pılıyor ve yanılmıyorsam Cumartesl Pazarlan turislere mahsus bir küçuk Şehır hatlan vapuru Dolmabahçe'den kalkıyordu Şehır hatlarından böyle bır olanak sağlanamadığı takdırde, karşıhğında dünya kadar para aldıkları ve (rehber ve otobüs servisı dışında) 175 kurusluk bir bıletten baçka bir sey vermedikleri bir tur ıçın, acenteîenn bırleserek bır küçuk vapur kıralamalan mutlaka gereklıdır An cak boylelikle turistin < Boğaz sefası», cBoğaz cefası» na dönmekten kurtulabilır A RI N: GÖBER D ANSI YAGMUR... •••• \\ INCEPEN 11'/•• • • Yaıon: 18 Burada falanca bestecinin opas altı «I bemol najor konçertosunu da dinleyebilirsın (çok zaman unutulur radyolar, olraadık bir şarkıcmın lnlomelerini de Geceler, sancıların ustune ısıtmayan }organiar gibı orrulurler Alkolık gençler, prostaü şijmiş ihtıyaılar, sabahtan akşama kadat sox taşoan kadınlar da buradadır, sonuk bu ampulun altında ders çalışraaja çalışan oğreneiler de tste bu sokaklarda dolaştık o akşam, nedense kıyıya inınedık. Arkaraızdan baktılar, mantarlı ve salçolı bir dedikodn için konu çıkarabilir miyız dlye Ben bu sokakları pek bılmem, bu sokaklarda \asamadım Ayje bu sokaklarda çocukluğonu haiırljjor Benım çocuklugum kuçuk kasabalarda geçtı O kasabalarda evler biribırıne dayanıııazdı, herbiri tek başuıa avakta durmak zorundavdı Bu sokaklardan geçerken çocukluğumun sokaklarını hatırlıyorum. Nasıl da bırblrine beuztyor her biri ve nasıl da değışmemlş Garıp bir koıısol, dokuntu bırraasa.sandalyeler ve tkıncı Uıuıya Sa> vaşı haberlerı Karartraa Açlık korkusu Ben boyle bır Mbrku>a nedensojcapılmadım Garip bır çocuk muydum'* Ben daha çok, bir gün ftlııp geleinlecek askerlerden korkardım Her gecc duşumde gorurdum onlan, canavarlara benzerlerdi dıltıkçe korkunçlaştırdun duşuncemde savaşı Ama kinıseve bir şey demezdım Savaş haberlerinden hiç bır şey anlamıjordum Duşen şehirlerin nercde olduğnnu duşunemıvordum Bir sure sonra savas bıttı Savaş bıttı msanlar da bitti Bixim yalnıziıgımızda bır deçışme olmadı. Bır gun, yiyecek bulamadık bız Babam kazanamıyordu Yaıdı Anııem evde voktu babam da Kardeslerim yuzume baktılar Bulgur da yoktu o akşam Ekmek de. Yağda salatalık kızarttım Başarmıştım. Bu başarı inancı sofraya oturana kadar surdu. Herkes sevın Içuıdey di sanki. Sofraya oturunca herkesin yüzu allak bul lak oldu. Pek kotu çarpüdım Bir gun, istersen, sana salatalık kızartayım. Ne budalalık benimki: KJzaracak bır şey olsa insanlar onn kizartmaz mıydı o gune kadar Zorla vedıler, bir, beni kurtarmak ıçın, ıkı, yıverek başka şey yoktu Bır gun sana salatalık kızartacağnn Bunu kimseye anlatnıadım Kocama da ona hele hıç anlatmadım, hiç bir seSokaklardan sokaklara geçtik. Anlatlıjı Timucin • BOĞAZ1 KORUMA SORÜNU... OĞAZİÇt denince konunun sehıroilık ve ımarla ılgılı, ama turistik b&ımdan da Istanbul'un gelecegini önemli olçude etkıleyecek olan uzantılan m düşünmemek elde değıl Son yıllarda denızın hemen kenanna inşa edılen koca bazı bınalann Boğaz'ın doğal görünüsüne verdığı zarar gozocUne tUınmalı, bır Tarabya veya Carlton otelı facıası bir kez daha tekrarlanmamalıdır Necıpbey bağı altın da, volun denızle çok farklı irtifasından yararlanarak ınşa iznı kopanlan 67 katlı bınalaıın demzden görünüşünün çırkınlıği de, irtifa sınırlanmasının gereğı nı bır kez daha düstlndünnelıdır Eski yalılarımızın fetirdığı goz ahşkanhğı olsun yenı ve ba şarılı bırkaç bmanın ıncelenmesı olsun bu yükseklığın 3 katı aşmaması gereğıni ortaya koyu vor. Dünyanın her tarafında «sı luet korunması» dıye bır sorun vardır ve imar plânlanntn forlayıcı ilkelerınden bin olarak kabul edılır Boğazıçımn eşsız slueti ise, tam tepeler üzerıne yapılan bicalarla gıtgıde kaybolmaktadır Ne var kı, bu konuda öncülüğü, toplum çıkarlarını oncelıkle koruması, iyıye guzele, doğruya hizmet etmesi gereken rümreler çekmişlerdır (Arnavutköy sırtlarındakı Profesor ler Kooperatıfı gibı) Boğazın en guzel yerlerınden bınnde yıllardır durmakta olan Kuruçeşme komur depolannın ne zaman nakledıleceğıni kimse bılmemek tedır. Eskı yalılarımızın halı ise daha once de değmdığimız gıbi hiç de parlak değüdır En guzel bazı brnekler, goz gore göre gun geçtıkçe yokolmaktadırlar Hükümetçe satın alınan ve bır kap lumbağa rıızıyla restore edılmekte olan Emırgan'dakl Unlü Şerifler yalısımn restorasyonunda ise önemli bazı yanlışlar yapıldığı söylenmektedir B ri, afzım] açmadan dinledlm Yavas yavaj gece v uruyordo fistumuze. «Ba gece beni brrakmayacaksın, değil mi''. dedi. •trtlyorsan ama. tttemiyorsan, ne onemi var. Bu gece beni bırakmanı ben hiç istemtyorum. Çünku. blliyorum, buyu bir yerde dagılaeak Bır senfonlnin bıtmesi gibL Ne kadar gecıktlrsem veridır. L'yum bır gun bozulacak. Korkmuvoruın. Ama, ıava} karsısındaki rahatlıgunı sevglde eosteremem Almgan olnrum, ofkell olurum V ıkınlasabileeeğimlz, daha >akm olabileceğımi7 haska yer yok Seni ağırlamak Isterim. Yortrunsan dınlendirmek isterım Senln romancılığın mhl iıep bır seyler antatmak istiyorum sana, ama «crcckte anlatacak şevım vok Gene de var gibi Sussan luç konuşmadan beni dinlesen, uzansan tavana ' aksan, sana hep anlatsam Yıllardır anlatm.ulı ım, anlatamadığım bir şevler buisam. Sabaha knd ır. Gun doğarken uykuya dalsan Sen uyuduktan rfnra hen de ujusam Uyusam ve duşlerıme eiren ^\lman âskertertni eorsem Korttmam Yantfı* >okııJürtfnt ıBit fân senl elimden kaçıraeağtmı «Hki bir gun beni senden koparacaklarını bıle bilf •*kulurum *antt Bir de nvanırız ki sahah çoktan M İ rumiis Ben de her kadın gibtyiın yam hctı de kadınım. Uık duşler kurmayı aevivorum Ya > oı!a ama Bir vere avrılmadan Bana kimse masal anlatmadı Sen anlatırsra, degil mi* Yıllarca •«ııriun lîtemiyorum. Kandırmıyorum seni Kendim) de.» Deliler ıtibi kosup duran eğri büğru bir rarideye çıktık «Nanl üzulnyorum vapurda beni tanımadi'inn. Boyle raslantılar olur mu, janl vıilar sonra bir gun gene beni aynı yerde gorebllir misin' n taman tanırsın iyl billvonrm Geçkin bır kadın <~lacagım o caman O zaman beni tanımam çok Kterim Kısa donen bir sonbahar Yalova'va doaru. Ruzgâr Alt kamarada uç kışi olacağız. Ohur artnın da Sahne onsuz eksık kalır. değil mi. sen ne dersin' Bana kalırsa onsuz olmaz O bıraz sonra rıkacak. Ikimız kalacağız Bana bakacaksın Tanınıvş gıbi Bekleyeceğim. yanıma geldi eelecek dlve (.el meyince sen, ben sana gelece^ım Islak soğuk >an karanlık bir aksamda aynlacağız. Beni aramanı isteyeccgim. Sonra senin romanlann başlayarak. ^"""~• (Arkası var) DtŞİ BOND . Yazan: BILL NAUCHTOH «Çocuk dediğin sevglye muhtaçtır, Alfie Ben yavruma bunu Gerçekten de gul gıbıydl, oğ verebılırim, hiç olmazsa.ii «Sevgi,» dedim «Sevgı ba! lanın yatağı ustu başı Ne dıyeceğımi bılemedım Sonunda, Çocuk dediğin sırt sevgiyle bü1 «Ama herhalde kıbar konuşma. yuse » Gıttım ve yatagmda dUnyadan yj da oğretemezsin ya çocuğu. na ? » dıye sordum «Zengın ka habersiz mısıl mısı] uyuyan oğlana baktım dınlar gibısını oğretemezsin » «İşı onun yönünden dilşün«Gayret edersem oğretebıli. melisın, Gilda.» rim pekâlâ > «Öyle yapıyorum zaten ama «Ne olsa usulünce olmaz Daha doğru durust konuşmasını bence böylesi onun için de en ogretmed'en kufretmesını oğre hayırhsu «Valla bilmem ama keşke anecektır Şimdı gelırken sokakta oynayan veletlen duvdum. naro beni kUçtikken lengtn kaAna avrat duz gidiyorlardı. dının birlne evlâtlık vereymlş, Hem sonra sen kafeteryaya do benım için daha Iyi olurjıus her halde » nunce kım bakacak çocuğa'» Duşundüm Gerçekten de öy» «Kafetervava dpnmivecegim artık Dira fabnkasmda is bul leydı ya. Kuçük yastayken zengın bır kadın, (ya da zengin bir dum > kanadının «Demek senin yerine başka erkek) çıkıp beni bırini alıverdıler h a ' Hanı sen altına alsa bayılırdım vallahl. «Sonra beni de dUsiln blraz.ı onlann kendı kızları gibıvdin 7 » dedim Gilda'ya «Hafta sonlan«Pabrikadaki is daha iyl» «Daha ivıvrrus' Kasa fcasa mı çocuk bezlen arasmda gebiraları taşımak h a ' Sen de on çıreceğımi sanıyorsan yanüıyor lardan üç kuruş sızdırmağa hi sun yavrum » Nedense tam o sırada Malcolm !e yanasmıyordun bir de! YtJzlerine bakamıyacaktın değil uyanıp ağlamağa başlactı Gilmi" Şimdi bankada üç kuru$ da eğillp onu pıspışlıyarak: «Bızi bırakmıyacaknn, değil paran bulunsa fena mı olurdu? 7 Hem sonra sen fabrikad3 ça1' mı Alfie » dıye tordu «Valla bilmem> dedim. şırken oğlanı ldme bırakacak«Senden hıçbır sey istıyecek «ın'» değilim. Alfıe Metehk bile l s «Mrs Tlmms diye bir kadın temem senden Ama bırakma var Pazartesi sabahından cu bizi. Bırakırsan sonra ben... ma gfinü akşam uzerine kadar Ben > çocuk onda kalacak Onun da Gidıp kolumu Gilda'nın omudört çocuğu var Bövlelikle oğ zuna lardım Oğlancık da başlanı her sabah her akşam te ladığı gibi blrdenbir» sustu: dırgln etmemiş olacağım. Hafta «Bırakacağım cfıyen oldu mu sonlarmda da yanıma alaca sana? Ama o şekılde konu?mağım» yı boynuma borç biidım Zira «Sen bu oğlam, lmkSnı yok oğlana karşı haksızlık ediyüıo zengin kadın gıbi yetişüre sun gibı geliyor bana » mezsin Gilda» •Ona haV*" verHm ben, Çeviren: HİHÛL rEĞİNOİAll Alfie Sana da hıç yuk olınam Pışman etmem seni • «Yuk olmak dive bır şev yok ortada» dedim «Ben sadece durumu sana gozümun gorduğu gibı anlatmaya çalışıyorum » Gilda ceketlmın ucuna yapışârak gene «S6z ver, Alfıe bızi bırakmavacaksın degı] mı'» diye yalvardı. «Yakamı berbat edlyorsun, bizim kız » Bu çeşit kadınlar, insanı kendı kendinden utandınr vallahı.. «Sen bîni ne sandın be ? Vahşi değıllm ben' Ama şımdı sen de zırlamağa baslama Yoksa fiğzının ustune bır tane yapıştırırım ha!» Malcolm gene ağlamağa başlamıçtı ama Gilda'nın ona gıtmesine engel oldum «Çocuk kısmı gak deylnce koşma Byle • dedim «Şımartırsın Sonra birbırınize pek fazla î'imrsanız oSlan senden avrılmak Istemez bir de Şu Mrs. Tımms demlen kadına bıle g t mez.» Yatagın uzerine eğilerek sertçe konustum: «Bana bak, ahbap, kes artık annadm mı? Yoksa ben adamı sahlden aSlatmasını bilınm ha 1 » dedim, «Yeter artık bu kadaNe olsa begenlrsiniz? Çocuk aglamanm ?ıp dive k(«!İp gene uvkuya dalmaz mı T Cyle va çocuk kmtnına baba otorltesi gerekt «Unutma Gilda, bu çocugu çetin bir hayat bekliyor» dedim. •Onnn için bastan sımarhp oglana yanlı» fikir asılama Ke?ke bana havatm nasıl sev o l rluğunu dah« bu kaıfardan ar ı?t«alardı' » var) 20 • BOĞAZ'IN YEŞtLLİĞt TİFFANY JONES UM, BU I S L £ a BJTWE. , OKKJ SAUBA ©AŞlU'Yİ< OCAZ'ın yeşillığinin, doğal çevre güzelliginin korunma sı artık çok onemli bır sorun olrnuştur, zira plânsız, prog ramsız, yeşıl sahaları. nefes al ma alanlan gozönüne alınmaksızın korkunç bır hızla gelışmekte olan bir kentte, Boğazıçi pek yakında nefes almacak, doğaya sığımlacak ve tek yer olarak kalacaktır Boğaz koprüsünün inşasından sonra değen artacak olan Boğaz sırtlarmın müteahhitlerin ıştahasınâ. n korucması zor olacaktır.. Boğaz yeşılliğinin feda edılmesi konusunda son zaman lardaki en onemli olay geçen yaz Küçüksu çayınnın, bir kısım ağaçlan ve uçsuz bucaksız yeşıl Iigiyle birlikte Boğaz koprüsü madenl parçalannın depolanması tçin kullanılmak Uzere yerle bır edilmesi olmuştur Bu, teknolojinin doğaya karşı zaferinin somut ve acı bir delıll iayılabiUr. Ve tuhaftır, bır doğasevet İçin katlıam sayüabilecek olan bu harekete, ne kentm güzelliğinden sorumlu fcişi veya deroeklerden, ne basından, ne de kımseden bir protesto filân gelmemiştir. Geçen yıl Isveçte yol yapımı için Belediyece kestinl mek istenen altı vaslı çınar ağacının neden olduğu olaylar ve balkın a^açlan eavunmada gösterdıği dlreng hatırlandığında, Batı'da uygarlığın ölçülerinden biri tayılan ağag ve dotaseverll B GARTH n.»